Küresel enerji talebi 2040’a kadar %33 artacak!

Küresel enerji talebi 2040’a kadar %33 artacak!
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayımladığı 2015 Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre küresel enerji talebinde 2013-2040 yıllarında üçte bir artış bekleniyor.

Ana Sayfa» Ekonomi» Ekonomi - Diğer
11.11.2015 00:29

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel enerji talebinde 2013-2040 yıllarında üçte bir artış bekliyor. IEA tarafından yayımlanan 2015 Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre, petrol fiyatları 2020 yılında 80 dolar seviyesine yükselecek. Rapora göre, düşük petrol fiyatlarının uzun süre devam etmesi tüketicilerin lehine olacak ancak bu durum aynı zamanda, az sayıdaki düşük maliyetli petrol üreticilerine bağımlılığı artıracağı için enerji güvenliği kaygılarını ortaya çıkaracak. Yatırımın düşmesiyle petrol fiyatlarında ani yükselişler olabilecek, küresel petrol talebi ise 2020 yılına kadar günlük 900 bin varil artışla 2040 yılında günlük 103.5 milyon varile çıkacak.

Küresel enerji talebinde 2013- 2040 yıllarında üçte bir artış gerçekleşecek, bu artış gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanacak. 2040’ta Hindistan’ın petrol ithalatı Avrupa Birliği ülkelerini geçecek, Çin’in ithalatı ise ABD’nin 5 katına çıkacak. 2040’ta Hindistan, Çin’i geçerek en büyük enerji tüketicisi olacak.

Enerji arzında yenilenebilir enerji, 2040’a kadar öne çıkacak. Yenilenebilir enerji, 2030’un başlarında kömürü geçerek elektrik enerjisi üretiminde en büyük kaynak olacak. 2040’a kadar yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi, Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 50, Çin ve Japonya’da yüzde 30, ABD ve Hindistan’da ise yüzde 25’e yükselecek

Alaboyun: Türkiye, Afrika’ya “güneş” götürüyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, THY sponsorluğunda, Sahraaltı Afrika’ya şimdilik güneş enerjisiyle çalışan 100 modül kuracaklarını açıkladı. AA muhabirinin G20 Zirvesi’ne ilişkin sorularını yanıtlayan Alaboyun, bu yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen G20 Zirvesi kapsamında ilk defa enerji bakanları toplantısının bu yıl yapıldığını ve zirvenin enerji alanındaki temasının Sahraaltı Afrika ülkelerinde enerjiye erişimin sağlanması olarak belirlediklerini söyledi. Alaboyun, “Orada 1.3 milyar insan yaşıyor. Bunun 900 milyonu elektriği görmemiş, kullanamıyor. Ben şahsım adına her insanın suya ve enerjiye erişim hakkı olduğuna inanıyorum. Burada dünya entegrasyona gidiyorsa, bizim 500- 600 kilometre altımızda Afrika’da insanlar suya ve enerjiye erişemiyorsa oturup düşünmemiz lazım” dedi.

G20’ye insani bakıyoruz

Gelişmiş ülkelerin bu bölgelerdeki problemlerin çözümü için adım atması gerektiğine işaret eden Alaboyun, “Biz G20’ye insani bakıyoruz. Bakanlık olarak THY sponsorluğunda, Sahraaltı Afrika’ya şimdilik güneş enerjisiyle çalışan 100 modül kuracağız. O modüller gündüz aldığı güneşi pilde depolayacak, enerji gece kullanılabilecek. Şu an Nijer’e iki tane gönderdik. G20’den önce de 10-15 tane daha bu bölgeye kurmak istiyoruz. Bu bölgede küçük ama aslında büyük bir adım attığımızı düşünüyorum” dedi. Gönderilecek güneş modüllerinin sağlık merkezlerine kurulacağına işaret eden Alaboyun, böylelikle aşı dolaplarının sağlıklı çalışabileceğini ve modüllerin bu merkezlerin içinin enerjilendirilmesinde yardımcı olacağını söyledi.

Elektrik yatırımları 3 bin megavatı aştı

Türkiye’de bu yılın 10 aylık döneminde devreye alınan lisanslı elektrik santrallerinin kurulu gücü 3 bin 296 megavata ulaştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden derlenen bilgilere göre, bu yılın Ocak-Ekim 2015 döneminde işletmeye alınan 175 ilave santralle birlikte toplam kurulu güçse 72 bin 456 megavatı buldu. Bu yılın 10 aylık döneminde yapılan elektrik yatırımlarına en büyük katkı, bin 993 megavatla hidroelektrik santrallerden geldi. Söz konusu dönemde yatırımların 628.5 megavatı rüzgar enerjisi santrallerinden oluşurken, termik santrallerde 431.5 megavat devreye alındı. Ocak-Ekim 2015 döneminde çöp, biyokütle, atık ısı ve jeotermal santrallerindeyse devreye giren kurulu güç yaklaşık 243 megavat oldu. Geçen yıl ocak-ekim döneminde devreye alınan elektrik santrallerinin kurulu gücü yaklaşık 5 bin 184 megavat hesaplanmıştı.

“TANAP, Türkiye’nin enerji güvenliğinde şimdi daha değerli”

Hazar Strateji Enstitüsü Uzmanı Prof. Dr. Mübariz Hasanov, Türkiye’nin, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ve benzeri alternatif projelerle elini güçlendirmesi gerektiğini belirterek, “İran ve Rusya’nın vanaları kapatmayı tehdit olarak kullanamaması için TANAP, Türkiye’nin enerji güvenliğinde şimdi daha değerli” dedi. Hasanov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya arasında son zamanlarda yaşanan politik görüş farklılıklarının kış ayları yaklaşırken daha da ön plana çıkmaya başladığını, Rusya’nın, kendisini güvenli tedarikçi gösterse de bu konuda sicilinin pek parlak olmadığını söyledi. İran’ın da bu konuda sabıkalı olduğunu ve Türkiye’nin tatsız deneyimler yaşandığını dile getiren Hasanov, “İran, çeşitli sebeplerle vanalarını kapattı. Rusya’nın da artan gerilim ortamında bunu yapmamasının garantisi yok” ifadelerini kullandı.

TANAP, Türkiye’nin sigortası olmaya aday

Türkiye’nin üçüncü büyük tedarikçisi Azerbaycan’ın doğalgazda Rusya’ya bağımlılığı azaltmaya aday olduğunu belirten Hasanov, Türkiye’nin 2026 sonrasında TANAP hattından yıllık 21 bcm gaz temin etme hakkına sahip olacağını vurguladı. Hasanov, şunları söyledi: “Bu da Türkiye’nin yıllık toplam tüketiminin yaklaşık olarak yüzde 30’unun TANAP ile karşılanabileceği anlamına geliyor. Yani TANAP, 2026 sonrasında Türkiye’nin yıllık toplam tüketiminin yaklaşık yüzde 30’unu karşılayabilecek. Türkiye’nin ilave ihtiyaç duyduğu ithal kapasitesinin tamamına yakın kısmı buradan sağlanacak ve ülkenin doğalgazda enerji güvenliği teminat altına alınacak. Altını çizerek tekrar söylüyorum; Türkiye, TANAP ve benzeri alternatif projelerle elini güçlendirmeli. İran ve Rusya’nın vanaları kapatmayı tehdit olarak kullanamaması için TANAP, Türkiye’nin enerji güvenliğinde şimdi daha değerli. Öte yandan Türkiye’nin burada eli düşünüldüğü kadar da güçsüz değil. Türkiye, Rusya’nın Almanya’dan sonra en büyük 2. doğalgaz pazarı. Avrupa pazarının Rusya’ya bağımlılığı azalırken, petrol fi yatları da bu seviyelere gerilemişken, Rusya ikinci büyük pazarını kaybetmek ister mi?”
 

Benzer Konular