KÖYDE HAYAT VARMIŞ BİZİM HABERİMİZ YOKMUŞ

Birgun Yozgat Boğazlıyana göreve gittim. Arkadaş nasıl traktörler var böyle bizim tokatta max 70hp traktör adamlarda 100 hp den aşağı traktör yok. Dedim abi kazançlar nasıl. Bilen bilir Boğazlıyanı pancar ekiliyor. şükür dedi geçen sezon 300000 tl lik pancar sattım dedi. Adamlar öyle böyle pancar ekmiyor ama. Masraf kar zarar oranını sormadım. Ama ek iş yapıyorlardı. Araba yıkama işi yapıyorlar.Pancardan çok güzel para kazandıklarını söylemişti.

Benim gördüğüm husus eğer köyde yaşamaya karar verdi isen köyü üretmeyi seveceksin. Ek gelir kaynağın kesinlikle olacak. Borclanmayacaksin. Giderini düşüreceksin.Eger aylık eve 1500 lira asgari ücretli bir gelir ya da emekli parası olursa köyde para kazanılır. Benim ailemden ve çevremden gördüğüm bu.

Atadan o kadar tarla kalsa kimse göç etmez sıfırdan başlayıp çiftçilik yapıp 100 dekar tarla alan yoktur deden babadan kalma o da atan zenginse yada kardeş sayısi azsa
 
Atadan o kadar tarla kalsa kimse göç etmez sıfırdan başlayıp çiftçilik yapıp 100 dekar tarla alan yoktur deden babadan kalma o da atan zenginse yada kardeş sayısi azsa
Ben varim bir karis dededen kalma bi yer yok biraz para vardi babam koye ahir ciftlik yapti icine hayvan aldi koye geleli 15 sene oldu essek yukuyle para kazandim traktör surmeyi degil traktorun ne oldugunu bilmiyordum simdi 3 traktor var gerisini saymıyorum sadece sehirden gelme aliskanliklar yuzunden para kaybettim anlarsiniz kari kiz meseleleri ve keyfi islerim yoksa koyde olup hayvancilik ciftcilik yapipda zarar edeni gormedim

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
  • Beğen
Tepkiler: askinyilmaz5
Büyük ciftciysen köy 10 numara ama orta halli veya kücük ciftciysen cırpın dur gecen yok gündüzün yok ben haziran sonu gibi başlayıp agustos 10 una kadar gündüz hariç geceleri bile tarlalardaydım toplasan 10 gün gece eve geldim mısır cicek su işleri tarlalar hep parca su sıkıntısı cok her gece isyan bide ürün para yapmayınca 11.ayin 30 unda borcları nasıl ödersen öde buğdayı bekledik hüsrana uğradık sırık domatesi şuan topluyoruz 35 krus borcunu ödemeyecek sezon sonu hastalık ayrı bi dert 1 parca cekirdek var ne kadar verir ALLAH bilir zaten yandı umudumuz sadece mısıra kaldı onunda gidişatı iyi değil diyorlar nasıl ödenecek borc şuan hiç bilmiyorum 3,4 baş hayvanım var ödemez ama verdiğim açığı onları satacam gerisine allah kerim ben ömrümde bu yılki gibi hiç sıkıntı cekmedim 31 yasındayım, bu arada bağkur borcum 15 bin tl olmuş hastalanmamak için elimden geleni yapıyorum .. Tabi şehirde asgari ücrete calışmakta kolay değil oda cok zor.. Velhasıl kelam kücük orta halli ciftci bitmek üzere

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Gardas parayi tarlaya gommeyin hazir parayi tarlaya gomup toplamaya ugrasmayin sehirden gelince bende zor gunler geçirdim sehirde kapimda 22 arabam vardi babam ahir yapinca 65 hayvan vardi arabalari satti koye geldim hayvanciliktan anlamiyoruz 8 hayvana düştü dibin dibini yasadim ama her zaman Allaha sukrettim hic isyan etmedim vardir bi bildiği dedim sehirde bi alismislik var simdi koydesin bitmissin yapacak bisey yok elime degneyi aldim cobanlik yaptim 4 5 sene kendim yaydim Rabbime hamdu senalar olsun duzelttim yani demem oki tarlaya parayi gomupde toplamaya calismayin hayvancilik yapin koyde duruyorsan inekcilik yapin yavrusunu satin benm ineklerim sutu10 litreye geçmez ama 4. Aydan 11. Aya kadar disarda yalirir evde bir avuc yemez 11 . Aydan 4. Aya kadar kisin yer oda ne verirsen yer yavru sana otomatik bedava kar kaliyor o sekilde yapin 12 ay yem yedirmeyle yine hayvancılıkta kar olmaz anca hamalligini yaparsin bu sekilde olursa kazanirsin yoksa tarlalarda sürün dur

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Degerli üreticiler ve toprakla uğraşanlar şehirden bakınca köy böyle görünüyormuş.
Peki öyleyse neden genç nüfus köyde kalmıyor? Mesela bizim köyün yarısından fazlası ölüme terkedilmiş ihtiyarlarla dolu genç desen 2 ya da 3 kişi yoktur. Biri ölse mezara gömecek kişi yok. Düşünsene bir yıllık emeğin bir yağmur tanesine bağlı o da düşmezse hüsranla sezonu kapatıyorsun.
10 büyük baş hayvanım var bunlara şimdiye kadar evde baktım,baharda 2-3 ay yabana gitmesi lazım ama iki yıldır bölgemizde doğru düzgün yağış yok. Böyle olunca haliyle hayvancılık fiyatlarınada olumsuz bir yansıması olacaktır.
Bugün İstanbul'daki abimle görüştüm köye dönmemesi gerektiğini ve kesinlikle aklından çıkarmasını istedim. Benim yaşım 30 tam 30 yıldır Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyoruz fakat abi para kazandırmıyor ve hatta karın bile doyurmuyor.
Bizim köyden ne kadar varlıksız ve maddi sıkıntı çeken insan varsa köyden şehre göçtü şimdi bizim arazimizi satın alır ve üstte bizide alabilir...
Bu işin sonu nereye varır? Arazileri satıp gitmek olmaz ama bir gün evlenip çocuk sahibi olursam,çocuklarıma köyü bile göstermem. Biz yandık onlar yanmasın.
Tek suçumuz Türkiye de tarımla uğraşmak. Siyasetle uğraşsaydık belki daha farklı bir konumda yer alırdık.
"Hayat tarımda dokun toprağa" Demekle olmuyor.
Çok haklısın abi............

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
  • Beğen
Tepkiler: ziyaretci96
Büyük ciftciysen köy 10 numara ama orta halli veya kücük ciftciysen cırpın dur gecen yok gündüzün yok ben haziran sonu gibi başlayıp agustos 10 una kadar gündüz hariç geceleri bile tarlalardaydım toplasan 10 gün gece eve geldim mısır cicek su işleri tarlalar hep parca su sıkıntısı cok her gece isyan bide ürün para yapmayınca 11.ayin 30 unda borcları nasıl ödersen öde buğdayı bekledik hüsrana uğradık sırık domatesi şuan topluyoruz 35 krus borcunu ödemeyecek sezon sonu hastalık ayrı bi dert 1 parca cekirdek var ne kadar verir ALLAH bilir zaten yandı umudumuz sadece mısıra kaldı onunda gidişatı iyi değil diyorlar nasıl ödenecek borc şuan hiç bilmiyorum 3,4 baş hayvanım var ödemez ama verdiğim açığı onları satacam gerisine allah kerim ben ömrümde bu yılki gibi hiç sıkıntı cekmedim 31 yasındayım, bu arada bağkur borcum 15 bin tl olmuş hastalanmamak için elimden geleni yapıyorum .. Tabi şehirde asgari ücrete calışmakta kolay değil oda cok zor.. Velhasıl kelam kücük orta halli ciftci bitmek üzere

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
Ayni durum bizdede var ben ne buyuk nede kucuk ciftciyim orta halli bi ciftciyim bizde sebze ekiyoz domates kavun karpuz busene bugday dahil hic bi urun masrafi karsilamadi benim 40 donum bugday masrafi kurtarmadi baska yerde sulu olan yer biraz kar birakti kendim sehirde duryom ailem koyde hergun gidip geliyom koyu seviyom vazgecemiyom hep umut iste dedin gibi bagkur olmus 20 bn nasil odiycez yas 30 oldu hic bisey para etmiyor domates 30 35 kurus ve para donmuyo allah sonumuzu hayir etsin
 
  • Beğen
Tepkiler: ziyaretci96
Arkadaşlar ben 34 yaşındayım ve hayatımın tümü şehirde geçti. Ben köyü hep çamurlu kirli veya resimlerde görülen yaşlı teyzelerin ve amcaların çalı çırpı tarla ot ve bunun gibi işlerle uğraşarak ve yaşayarak ellerine geçen iki kuruş para ile kıt kanaat geçindiklerini düşünerek bilirdim. Taaa ki değerli Eşimle tanışıp Kayın Validem ve Kayın Pederimin bahçesine girip meyveyi, sebzeyi dalından toplayana kadar. Ve o gün fark ettim ki 17 yıldır çırpınıp durduğum kazandığımın benden çok ev sahibimin, yediğim, içtiğim oturduğum eğlendiğim restaurantın, cafenin vs. nin, marketin, bakkalın değil avm'nin ve dev marketlerin faiş fiyatlarla sattıkları ürünlerin ve parasına para katan godamanların mağazalarının, gittiğim yolun otobüsün, dolmuşundan daha ziyade mecbur kaldığım ve bir türlü bulamadığım taksinin vs. nin ve benim dahi olmayan işletmenin sahibi patronumun benden daha çok sahip olduğu paramın ve tiksinti bıkkınlık ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayan ve bir o kadar da gereksiz stres ve anlatamayacağım kadar kavganın, gürültünün sesin ve gereksiz bir karmaşanın içinde yaşamak. Birden bire her şey bir anda anlam kazandı bence o bahçede çalışmaya başladığımda. Hayatımda marketten ve pazardan alınan meyve, sebze, süt ürünleri haricinde (çocukluğumun ilk 10 yılını saymıyorum!onda da hatırladığım tek doğal şey süttü başka bir şey hatırlamıyorum zaten) bir kez olsun tarlaya girmemiş ben sevgili eşim sayesinde tarımın, toprağa, saksıya attığımız tohumun kendi kendine büyümesinin beklemek olmadığını öğrendim. Belki çok kazanmıyorlar yada karşılaştırıldığında mal varlıkları belki şu koca İstanbul'da ki bir daireyi bile satın almaya yetmez inanın ama bence benden zenginler. Çünkü biz şehirlerde günlük yaşıyoruz.Yaşamak için elindekini avucundakini buraya harcamak zorundasın. Benim bir günde yaptıklarımı akşama anlatsam yarısını hatırlamıyor olurum. Keza zaten yarısı yollarda geçiyordur. Kalan yarının bir parçası hesap kitap olsa geri kalanı da her halde hesap vermekle geçiyordur. Yani orada olup buradaki şehir hayatına özenen onlarca insan var evet, şehirde çok iyi kazanırsınız. Hatta eşin varsa birde çocuğunda çalışıyorsa oradan bakınca ooooo zenginsin. Yok arkadaş, az kazaniyim öz kazaniyim ben, beni ailemi evimi geçindirsin. Ne yaptığımı biliyim! Toprağı nasıl işleyeceğimi, güneşin sıcaktan, fenalıktan başka bir şey olmadığını, yada yaz olunca tatile çıkma düşüncesinin doğmaktan öte olduğunu ne işe yaraması gerektiğini, soğuğun kış örtüsünün doğada neye yaradığını, yağmurun sel felaketi mazgal taşkını çatı akmasından öte ektiğim tohumun nasıl büyüyeceğini, büyüteceğini biliyim. Yaptığım şeyle hesap vereceğim kişi ben, alacağım kişi ben olayım. Bir projenin yazısı yetişmedi, bir projenin şurası tutmadı, yok şu iş niye bu gün olmuyor. Zamanından evvel yapılmalı. Gününde ödenmeyen maaşla, gününde ödenmesi gereken kira, kredi, kredi kartı, patrona hesap sorulmuyor. Üstüne o sana hesap soruyor. Denetim desen yalan zaten, kim kimi tutarsa! kim ne yakalarsa! Ya arkadaş şehir birilerinin anlattığı gibi değildir öyle... Adama 5 veriyosa 100 alır 1000 alır bir milyon alır. Hiç bir şey alamadı kanını alır, oda olmadı canını alır, ruhunu emer adamın. 30 yaşında sizin oralarda 60 yaşında çıkmayan hastalıklar şehirde çıkar adamda. Şehir böyledir. Belki sert konuşuyorum ama hayat burada çok zor onu anlatmak istiyorum. 5 lira maaş kazanırsın 2 lira kira 2 lira kredi bide kredi kartlarına 1 lira faturalar 1 lira ancak geçim parası dersin e daha bunun benzini var, yolu var, otu var püsürü var. Hesap oldu 7 lira sen her ay yine içerdesin. Sen patronun sana vereceği ve hiç bir zaman zamanında ödenmeyen paraya taki seni kovuyorum diyene yada şansın (pardon artık referansın oldu)varsa daha iyisini bulana kadar ne derse ona muhtaçsın işte. Sigorta tam yatıyormuş ben adıma konuşiyim 17 nin üstünde firma değiştirmişimdir. Ben kendimce şanslı olanlardanım ama şunu söyleyebilirim ya ünvanım farklı gösterilmiş yada işim. Hiç olmada arada girdi çıktı yapmışlar. Toplasan bir elin 5 parmağı kadar yerde sigortam doğru ve eksiksiz yatmıştır. E ne olacak mahkeme var aç davayı al, kaç tanesine hangi bütçeyle dava açıcan arkadaş. Hadi geçtim açtın diyelim hepsine. Eee ne zaman sonuçlanacak hangi davayı nasıl takip edicen. Çıktığın işyerlerinde verilen tazminatların hala usulsüzce ödendiği şu ülkemizde neye doğru rivayet edicen? Tohumda bedava değil ki arkadaş bizde ekiyoruz, mazot bedava mı bizde yakıyoruz. Alet edevat işçi derken biz ne yiyecez diyorsunuz. Haklısınız ama bize baksana hiç değilse senin elinde aletin edevatın hiç bir şeyin yoksa tarlan var. Oturduğun evin sana aitse birde, yemede yanında yat. Ben işten çıksam elimde ne var? Koca bir hiç bu şehir hayatının içinde sana verilen ve birkaç ay zar zor yetecek kadar tazminat. O da şansın varsa tabi. Kızıyorsunuz belki bize ama sizinle bizim bir farkımız yok aslında, tek fark ne biliyor musun. Siz yaşamak için savaşıyorsunuz, biz ise yaşamak için kendimizden kesip birilerini yaşatma savaşı veriyoruz. Sonuç emekli olunca al bir yazlık otur. Yok öyle bir şey, o dediğin zenginde olur. Benim babam 70 ine merdiven dayadı Allah eksikliğini gösetermesin uzun ömürler versin hala çalışıyo. Sen durduğun anda şehir seni yutar, çiğner, tükürür işte bence şehir hayatı içinden yaşayan biri olarak budur. Ha paran vardır koymaz istediğin işi kurarsın altına da alırsın 10 tane eleman koşsunlar senin için, diyecem ama oda öyle olmuyor. Onunda stresi ayrı yaşayan akrabamdan bilirim. Şehirde hayat yok bensize diyim. Var diyende bence yalan söylüyor, o televizyonlar da görünen süslü püslü hayatlarda sadece göstermelik. Şehir adamın bir yerinden kan almadan adamı yaşatmaz bunu bilin yeter. Ben 34 senedir İstanbul da yaşıyorum. Kendi mesleğimde kendimce profesyonelim, Şu anda Allah'a şükürler olsun belki bir çok insanın gıpta ile baktığı bir şirkette ortalamanın üstünde diye tabir edilen lakin şehir dediğimiz bu yaşantıda fakirlik sınırını ancak yakalayan bir maaşla çalışıyorum. Yok arkadaş büyük şehirlerde o dediğiniz hayat ya ananızdan babanızdan kalmış hada haydan gelmiş huya giden parayla olur. Alnın teriyle kazananlar istisnadır, çok azdır belki.O yüzden şehirde yaşayıp debelenmekten bıkan ben toprağımla uğraşıp az kazanıp öz kazanarak ne yaptığımı bilerek yaşamayı tercih ederim arkadaş. Hiç değilse hesabını soracak bir Allah olur. Bırak yağmur için ben debeleneyim, en büyük derdim bu olsun. Bu şehrin stresini, ev sahibinin kirasının derdini, kredinin borcunu, benim olmayan kazandığım maaşın tasasını, bunca derdin gereksiz stresinin üzerine tuz biber olan şehrin kalabalığını ve kahrını çekeceğime bırak bunları ben dert edeyim kardeş.Halime bin şükür, ama şehirden bıktım artık.
 

Arkadaşlar ben 34 yaşındayım ve hayatımın tümü şehirde geçti. Ben köyü hep çamurlu kirli veya resimlerde görülen yaşlı teyzelerin ve amcaların çalı çırpı tarla ot ve bunun gibi işlerle uğraşarak ve yaşayarak ellerine geçen iki kuruş para ile kıt kanaat geçindiklerini düşünerek bilirdim. Taaa ki değerli Eşimle tanışıp Kayın Validem ve Kayın Pederimin bahçesine girip meyveyi, sebzeyi dalından toplayana kadar. Ve o gün fark ettim ki 17 yıldır çırpınıp durduğum kazandığımın benden çok ev sahibimin, yediğim, içtiğim oturduğum eğlendiğim restaurantın, cafenin vs. nin, marketin, bakkalın değil avm'nin ve dev marketlerin faiş fiyatlarla sattıkları ürünlerin ve parasına para katan godamanların mağazalarının, gittiğim yolun otobüsün, dolmuşundan daha ziyade mecbur kaldığım ve bir türlü bulamadığım taksinin vs. nin ve benim dahi olmayan işletmenin sahibi patronumun benden daha çok sahip olduğu paramın ve tiksinti bıkkınlık ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayan ve bir o kadar da gereksiz stres ve anlatamayacağım kadar kavganın, gürültünün sesin ve gereksiz bir karmaşanın içinde yaşamak. Birden bire her şey bir anda anlam kazandı bence o bahçede çalışmaya başladığımda. Hayatımda marketten ve pazardan alınan meyve, sebze, süt ürünleri haricinde (çocukluğumun ilk 10 yılını saymıyorum!onda da hatırladığım tek doğal şey süttü başka bir şey hatırlamıyorum zaten) bir kez olsun tarlaya girmemiş ben sevgili eşim sayesinde tarımın, toprağa, saksıya attığımız tohumun kendi kendine büyümesinin beklemek olmadığını öğrendim. Belki çok kazanmıyorlar yada karşılaştırıldığında mal varlıkları belki şu koca İstanbul'da ki bir daireyi bile satın almaya yetmez inanın ama bence benden zenginler. Çünkü biz şehirlerde günlük yaşıyoruz.Yaşamak için elindekini avucundakini buraya harcamak zorundasın. Benim bir günde yaptıklarımı akşama anlatsam yarısını hatırlamıyor olurum. Keza zaten yarısı yollarda geçiyordur. Kalan yarının bir parçası hesap kitap olsa geri kalanı da her halde hesap vermekle geçiyordur. Yani orada olup buradaki şehir hayatına özenen onlarca insan var evet, şehirde çok iyi kazanırsınız. Hatta eşin varsa birde çocuğunda çalışıyorsa oradan bakınca ooooo zenginsin. Yok arkadaş, az kazaniyim öz kazaniyim ben, beni ailemi evimi geçindirsin. Ne yaptığımı biliyim! Toprağı nasıl işleyeceğimi, güneşin sıcaktan, fenalıktan başka bir şey olmadığını, yada yaz olunca tatile çıkma düşüncesinin doğmaktan öte olduğunu ne işe yaraması gerektiğini, soğuğun kış örtüsünün doğada neye yaradığını, yağmurun sel felaketi mazgal taşkını çatı akmasından öte ektiğim tohumun nasıl büyüyeceğini, büyüteceğini biliyim. Yaptığım şeyle hesap vereceğim kişi ben, alacağım kişi ben olayım. Bir projenin yazısı yetişmedi, bir projenin şurası tutmadı, yok şu iş niye bu gün olmuyor. Zamanından evvel yapılmalı. Gününde ödenmeyen maaşla, gününde ödenmesi gereken kira, kredi, kredi kartı, patrona hesap sorulmuyor. Üstüne o sana hesap soruyor. Denetim desen yalan zaten, kim kimi tutarsa! kim ne yakalarsa! Ya arkadaş şehir birilerinin anlattığı gibi değildir öyle... Adama 5 veriyosa 100 alır 1000 alır bir milyon alır. Hiç bir şey alamadı kanını alır, oda olmadı canını alır, ruhunu emer adamın. 30 yaşında sizin oralarda 60 yaşında çıkmayan hastalıklar şehirde çıkar adamda. Şehir böyledir. Belki sert konuşuyorum ama hayat burada çok zor onu anlatmak istiyorum. 5 lira maaş kazanırsın 2 lira kira 2 lira kredi bide kredi kartlarına 1 lira faturalar 1 lira ancak geçim parası dersin e daha bunun benzini var, yolu var, otu var püsürü var. Hesap oldu 7 lira sen her ay yine içerdesin. Sen patronun sana vereceği ve hiç bir zaman zamanında ödenmeyen paraya taki seni kovuyorum diyene yada şansın (pardon artık referansın oldu)varsa daha iyisini bulana kadar ne derse ona muhtaçsın işte. Sigorta tam yatıyormuş ben adıma konuşiyim 17 nin üstünde firma değiştirmişimdir. Ben kendimce şanslı olanlardanım ama şunu söyleyebilirim ya ünvanım farklı gösterilmiş yada işim. Hiç olmada arada girdi çıktı yapmışlar. Toplasan bir elin 5 parmağı kadar yerde sigortam doğru ve eksiksiz yatmıştır. E ne olacak mahkeme var aç davayı al, kaç tanesine hangi bütçeyle dava açıcan arkadaş. Hadi geçtim açtın diyelim hepsine. Eee ne zaman sonuçlanacak hangi davayı nasıl takip edicen. Çıktığın işyerlerinde verilen tazminatların hala usulsüzce ödendiği şu ülkemizde neye doğru rivayet edicen? Tohumda bedava değil ki arkadaş bizde ekiyoruz, mazot bedava mı bizde yakıyoruz. Alet edevat işçi derken biz ne yiyecez diyorsunuz. Haklısınız ama bize baksana hiç değilse senin elinde aletin edevatın hiç bir şeyin yoksa tarlan var. Oturduğun evin sana aitse birde, yemede yanında yat. Ben işten çıksam elimde ne var? Koca bir hiç bu şehir hayatının içinde sana verilen ve birkaç ay zar zor yetecek kadar tazminat. O da şansın varsa tabi. Kızıyorsunuz belki bize ama sizinle bizim bir farkımız yok aslında, tek fark ne biliyor musun. Siz yaşamak için savaşıyorsunuz, biz ise yaşamak için kendimizden kesip birilerini yaşatma savaşı veriyoruz. Sonuç emekli olunca al bir yazlık otur. Yok öyle bir şey, o dediğin zenginde olur. Benim babam 70 ine merdiven dayadı Allah eksikliğini gösetermesin uzun ömürler versin hala çalışıyo. Sen durduğun anda şehir seni yutar, çiğner, tükürür işte bence şehir hayatı içinden yaşayan biri olarak budur. Ha paran vardır koymaz istediğin işi kurarsın altına da alırsın 10 tane eleman koşsunlar senin için, diyecem ama oda öyle olmuyor. Onunda stresi ayrı yaşayan akrabamdan bilirim. Şehirde hayat yok bensize diyim. Var diyende bence yalan söylüyor, o televizyonlar da görünen süslü püslü hayatlarda sadece göstermelik. Şehir adamın bir yerinden kan almadan adamı yaşatmaz bunu bilin yeter. Ben 34 senedir İstanbul da yaşıyorum. Kendi mesleğimde kendimce profesyonelim, Şu anda Allah'a şükürler olsun belki bir çok insanın gıpta ile baktığı bir şirkette ortalamanın üstünde diye tabir edilen lakin şehir dediğimiz bu yaşantıda fakirlik sınırını ancak yakalayan bir maaşla çalışıyorum. Yok arkadaş büyük şehirlerde o dediğiniz hayat ya ananızdan babanızdan kalmış hada haydan gelmiş huya giden parayla olur. Alnın teriyle kazananlar istisnadır, çok azdır belki.O yüzden şehirde yaşayıp debelenmekten bıkan ben toprağımla uğraşıp az kazanıp öz kazanarak ne yaptığımı bilerek yaşamayı tercih ederim arkadaş. Hiç değilse hesabını soracak bir Allah olur. Bırak yağmur için ben debeleneyim, en büyük derdim bu olsun. Bu şehrin stresini, ev sahibinin kirasının derdini, kredinin borcunu, benim olmayan kazandığım maaşın tasasını, bunca derdin gereksiz stresinin üzerine tuz biber olan şehrin kalabalığını ve kahrını çekeceğime bırak bunları ben dert edeyim kardeş.Halime bin şükür, ama şehirden bıktım artık.
Hocam köyde kazanmak çok zor giden para geri gelmiyor.acil para gerektiğinde ay başını deil sene sonunu beklemek zorundasın hatta gelecek senenin çünkü sattığın malı tüccarın elden çıkarıp para alması lazım.tüccar batarsa sende batarsın.hem bağkurda az para almıyor.traktör mazot yakar gübresizde verim alamazsın...istediğn zaman tatile çıkamazsın özelliklede sıcak yaz günü(çalışırsın sıcakta) evlenip aile kurmayı unut.hiçbir kız seninle evlenmez zaten kız istese ailesi vermez.genç biri ben çiftçi olacam dese herkes salak bu ... Diye bakış atar.sanki yüz kızartıcı suçmuş gibi.yediğim doğal meyveler çektiğim krediyi ödeyemeyip banka kapıya dayanınca elindeki traktör gidince boğazına dizilir.bir dolu tüm tarlayı-sermayeyi yok eder de sigorta ancak zararı karşılar...gurbetçiler yazın sen çalışırken oturur ve seni zevkle seyreder.tam ürün para edecek derken hemen ithalat ile hayallerin toprağa gömülür.

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Kardesim borcla is yaparsan oyle olur 100 dönüm gucun varda hirs yapip 500 1000 donum yer ekersen mozotu gübreyi tohumu yaz kardeşim harmana dersen 900 liralik seyi 1300 alirsan borc ustune borc yaparsan sanki o gun gelipde o borcu odemeyecen herkez traktor almış bende alayim deyip boyundan buyuk borca girince o zaman gelince elindeki meyve bogazinda kalir ama pesin calisir gucun kadar eker bicersen elindekinin kiymeti bilir bu senede traktor dursun borç bitsin oyle degistireyim dersen duze cikinca degistirirsen senden kiral yok ekmeginide yemeginide suyunuda rahat yer icersin gecede rahat uyursun

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Zor şehirde para köyde para şehirlerde günlük 2 kişi 100 TL yemek sigara çay masrafı 3000tl 1000 lira dükkan kirası 500 ev 300 400 kışın yakıt pazar ihtiyaci 200tl stopaj KDV 500tl elektrık su 150 TL arabanın yakıtı haftalık 50tl en az aylık 200tl masrafı en az giderim 6500tl var net yeri geliyor 2 ay iş olmuyor 10 15 açık veriyorsun stres sıkıntı insanı maf ediyor askeri ücretle geçinen napiyor bilmiyorum 1 kişi zaten gecinemez sigorta zaten ödemek mesele köyde ek gelir iş yapıyorum bu sene 50ton arpa 20 ton buğday kaldırdım hiç olmazdan yan gelir oluyor köye gittim mi stresten uzak oluyorum hiç yoktan ama allaha şükür hayat gerçekten çok zor


TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Kardesim borcla is yaparsan oyle olur 100 dönüm gucun varda hirs yapip 500 1000 donum yer ekersen mozotu gübreyi tohumu yaz kardeşim harmana dersen 900 liralik seyi 1300 alirsan borc ustune borc yaparsan sanki o gun gelipde o borcu odemeyecen herkez traktor almış bende alayim deyip boyundan buyuk borca girince o zaman gelince elindeki meyve bogazinda kalir ama pesin calisir gucun kadar eker bicersen elindekinin kiymeti bilir bu senede traktor dursun borç bitsin oyle degistireyim dersen duze cikinca degistirirsen senden kiral yok ekmeginide yemeginide suyunuda rahat yer icersin gecede rahat uyursun

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
100 dönüm karın dahi doyurmaz ...bir yıl o para seni idare etmez ..yaşlanınca sana bakacak çocuğun olmaz .zaten 50 den sonra zor çalışırsın..mesela patates 5 liradan satılır.sonraki yıl zararına dahi satamazsın.buğday desen aynı süt desen hiç kar etmez paket sular bile daha pahalı.mazot 4 ü geçer gübreyi söylemiyorum bile ama buğday geçen yıl 800den gider bu yıl 830 dan.tarım bakanı ise sadece talihsizlik der .sanki doğal afet olmuş gibi .hayvan hastalansa baytar adamdan anasının nikahını ister zaten çoğu baytarda kasapla anlaşmıştır.para yoksa ya baytar ya kasap .mal para eder alan olmaz olsada paranı alma ihtimalin de düşüktür..biçerdöver para çift sür para gübre at para ilaçlama para traktör bozulur para baytar para....kredi çekmezsen zaten ekipman alamazsın eski pulluk bir mibzer ve bir romorke mahkumsun.

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
100 dönüm karın dahi doyurmaz ...bir yıl o para seni idare etmez ..yaşlanınca sana bakacak çocuğun olmaz .zaten 50 den sonra zor çalışırsın..mesela patates 5 liradan satılır.sonraki yıl zararına dahi satamazsın.buğday desen aynı süt desen hiç kar etmez paket sular bile daha pahalı.mazot 4 ü geçer gübreyi söylemiyorum bile ama buğday geçen yıl 800den gider bu yıl 830 dan.tarım bakanı ise sadece talihsizlik der .sanki doğal afet olmuş gibi .hayvan hastalansa baytar adamdan anasının nikahını ister zaten çoğu baytarda kasapla anlaşmıştır.para yoksa ya baytar ya kasap .mal para eder alan olmaz olsada paranı alma ihtimalin de düşüktür..biçerdöver para çift sür para gübre at para ilaçlama para traktör bozulur para baytar para....kredi çekmezsen zaten ekipman alamazsın eski pulluk bir mibzer ve bir romorke mahkumsun.

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.

Yani allaha şükür bence gayet iyi kazanıyoruz insan azmedip çalışırsa gayette para kazanır ama yeri kıraç sa birde buğday arpa ekerse 1000 dönüm ekse ne olu onbin dönüm ekse ne olur
8 dönüm yerden 1 ton nohut çıktı 11-12 milyar o kadar da fasülye var o iki katına yakın oluyor nohutun az da susam var 4-5 dönüm sırf bu kadarından 3 yıldır 30.000 den aşağı net kârı hiç görmedim ve bunları sadece ben yaptım ve arada annem yardım etti işçi filan yok( nohut,susam,fasulye el ile yolunuyor*) yani yatana ekmek hiçbiryerde yok
 
Tarım da her şey tabiat şartlarına bağlı,tarlada üretim de yapılan hataların çoğu zaman telafisi olmuyor,
şehirde emeğinin karşılığı düzenli olarak her ay parça parça alınmaktadır.Koyde tarımda
emeğinin karşılığı sezon sonu yılda bir olmakta ve garantisi yok .İşte bu belirsizlikler ve sürenin uzun olması .Guven sorunundan dolayı ,Şehre göçü mantıklı kılıyor.
Bun da Türkiye'de tarım reformlarının hala yapılamamış olmasınin da payı var.Ayrica insanın yapısı gereği bu meslege uygunluğu olması gerekiyor.
 
Yani allaha şükür bence gayet iyi kazanıyoruz insan azmedip çalışırsa gayette para kazanır ama yeri kıraç sa birde buğday arpa ekerse 1000 dönüm ekse ne olu onbin dönüm ekse ne olur
8 dönüm yerden 1 ton nohut çıktı 11-12 milyar o kadar da fasülye var o iki katına yakın oluyor nohutun az da susam var 4-5 dönüm sırf bu kadarından 3 yıldır 30.000 den aşağı net kârı hiç görmedim ve bunları sadece ben yaptım ve arada annem yardım etti işçi filan yok( nohut,susam,fasulye el ile yolunuyor*) yani yatana ekmek hiçbiryerde yok
Anlindan opeyim kardesim. Ciftgi dediğin böyle olmali akilli olmali hesabini kitabini bilmeli ipin ucunu kaçırıyorlar borcun icinden cikamiyorlar sonra baktık bittik cifcilik kar etmiyor diyorlar

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 

100 dönüm karın dahi doyurmaz ...bir yıl o para seni idare etmez ..yaşlanınca sana bakacak çocuğun olmaz .zaten 50 den sonra zor çalışırsın..mesela patates 5 liradan satılır.sonraki yıl zararına dahi satamazsın.buğday desen aynı süt desen hiç kar etmez paket sular bile daha pahalı.mazot 4 ü geçer gübreyi söylemiyorum bile ama buğday geçen yıl 800den gider bu yıl 830 dan.tarım bakanı ise sadece talihsizlik der .sanki doğal afet olmuş gibi .hayvan hastalansa baytar adamdan anasının nikahını ister zaten çoğu baytarda kasapla anlaşmıştır.para yoksa ya baytar ya kasap .mal para eder alan olmaz olsada paranı alma ihtimalin de düşüktür..biçerdöver para çift sür para gübre at para ilaçlama para traktör bozulur para baytar para....kredi çekmezsen zaten ekipman alamazsın eski pulluk bir mibzer ve bir romorke mahkumsun.

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
Bu sene enkotu seneyi gecirdik Allah dahada kotusunu vermesin yagmur yagmadi ektigimiz urun toprakta tohum olarak durdu yesermedi baharin yagmurlarla yeserdi yariyariya fire vardi otuz donum yer burda dönüm bire birdir bicerin depo anca doldu 4.5 ton anca geldi hesap ediyorum 120 donum yerden 20 bin liralik şey cikmis masrafa bakiyorm 8 bin kalan 12 bin aylik bin lira eder 120 donum tek parca oldugundan hesabini ayri tuttum digerleriyle karisma simdi hesap edelim kucuk bir çiftçi 120 dönüm yer islese hesabı ortada on tanede inegi olsa 8 buzagi kalir 8 buzagi tanesi en kotu 3bin 24 bin eder sudu hersekilde ineğin masragini karsilar 24+12=36 bunuda aya bolunce aylik 3bin lira simdi bu adam gecinmezmi

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kaan_K
Tarım da her şey tabiat şartlarına bağlı,tarlada üretim de yapılan hataların çoğu zaman telafisi olmuyor,
şehirde emeğinin karşılığı düzenli olarak her ay parça parça alınmaktadır.Koyde tarımda
emeğinin karşılığı sezon sonu yılda bir olmakta ve garantisi yok .İşte bu belirsizlikler ve sürenin uzun olması .Guven sorunundan dolayı ,Şehre göçü mantıklı kılıyor.
Bun da Türkiye'de tarım reformlarının hala yapılamamış olmasınin da payı var.Ayrica insanın yapısı gereği bu meslege uygunluğu olması gerekiyor.
Psikolojik ve sosyal baskıyıda unutmamak gerek

TrakKulüp Mobil Uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 

Benzer Konular