Sizce Tümosan da 115 Hp üzeri ne zaman çıkartılması planlanıyor?


Hangi markanin kac hp -tork'a sahip traktor uretmesinden ziyade kalitye arz etmesi gerek konfor kolaylik compactlik bunlarin dewaminda gelisen bir surec olmali ben hem ciftciligin icinde hemde traktor piyasasinin icinde olan birisiym traktor camurlugu ureten bir firmada calisiyorum bizdeki ayni urunu belki 5 belki 10 farkli marka traktorune montaj ediyo yurt ici yurt dışı farketmeksizin peki bu urunun bizlere donusu kac liraya mal oluyo fiyatlar ornektir : fendt te 1000 lira jonh deere 900 massey 1200 vesailee dewam ediyo gel gelelim yerli markalara onlarda ayni urunu yari fiyatina sunuyor peki asıl onemli olan şu aralarindaki kalite farki degisiyo mu yada extra bir işlem mi goruyor HAYIR. Kabul edelim ki bu pazarda kim ne tutturursa olayi gerceklesiyor x marka satislari dusmeye basladigi zamn harakete gecer yeni bir dalga yaratarak satislarda dengeyi kurmak adina asıl olan kaliteyi ciftciye sunmak ve ulasılabilirlik saglanirsa tumosan olur basak olur hars olur aslan olur hangi markaysa artik pazarda hem istedigi payi satisi saglar hemde ciftcinin gozunde degerlenir ve ilk hedef haline gelir tumosan bunu bir donem klasik serilerle basardi saglamligini o donem gosterdi ve piyasaya girdi smdi yok niye yok satiyo cunku urettigini ben marka kotulemiyorum lakin bu isler tamda dedigim gibi gerceklesiyo satis duser yeni veya kaliteli uretim baslar satislar dengelenir yeni uretim ve kalite azalir
 
Şimdi ben niye 120 bg üstü traktör alırım? Ancak kombine tarım aleti için düşünürüm. Yoksa koca traktör ile ne iş yapacağım ki? Burası amerika yada avusturalya değil. Onların arazisi
düz ve büyük. Haliyle iş yetişmesi için büyük geniş tarım aletleri ihtiyac duyuyorlar. Vede arıza yapmayan traktör ve ekipman. Onun için onların traktörleri genelde iki yıllık. Sonra değiştiriyorlar arıza yapar diye. Yoksa bizim bura gibi bir 15 dönüm bir 37 dönüm yada 100 ,250 dönümle uğraşmıyorlar. Yani adamların arazi yapısı farklı. Ülke büyük. İki şehir arası 500km fazla. Bu en iyi olanı. Kıyaslama yanlış olur. Avrupaya gelince onlarda durum bizimkine benzer. Ama adamlar mantıklı düşünür. Abartmaz. Bakmayın televizyonlarda avrupa arazilerindeki o koca teknoloji kutusu gibi dev traktörlere. Genelde eski traktör kullanılıyorlar. Öyle bizdeki gibi her sene yeni traktör alıyım yok. Adam diyor ki; benim arazim belli, yapacağım iş belli öylese niye sinek avlamak için roket atar kullanıyım ki. Basit bir sineklik yeter. Zaten bu iş için yapılmış. Önemli olan x işini yapmak. Yoksa başka gaye yok. Şimdi anlaşıldı mı? Niye traktör pazarında en büyük olanlardan olduğumuzu. Geçen yıl 72 bin 205 adetlik satışla rekor kırılan Türkiye traktör pazarında, bu yılın ilk 7 ayında yüzde 4,9 artış yaşanırken, bu büyümenin korunması halinde yeni bir rekor bekleniyor. Bir haber kanalın haberi bu. Fazla söze gerek yok.
 
Şimdi ben niye 120 bg üstü traktör alırım? Ancak kombine tarım aleti için düşünürüm. Yoksa koca traktör ile ne iş yapacağım ki? Burası amerika yada avusturalya değil. Onların arazisi
düz ve büyük. Haliyle iş yetişmesi için büyük geniş tarım aletleri ihtiyac duyuyorlar. Vede arıza yapmayan traktör ve ekipman. Onun için onların traktörleri genelde iki yıllık. Sonra değiştiriyorlar arıza yapar diye. Yoksa bizim bura gibi bir 15 dönüm bir 37 dönüm yada 100 ,250 dönümle uğraşmıyorlar. Yani adamların arazi yapısı farklı. Ülke büyük. İki şehir arası 500km fazla. Bu en iyi olanı. Kıyaslama yanlış olur. Avrupaya gelince onlarda durum bizimkine benzer. Ama adamlar mantıklı düşünür. Abartmaz. Bakmayın televizyonlarda avrupa arazilerindeki o koca teknoloji kutusu gibi dev traktörlere. Genelde eski traktör kullanılıyorlar. Öyle bizdeki gibi her sene yeni traktör alıyım yok. Adam diyor ki; benim arazim belli, yapacağım iş belli öylese niye sinek avlamak için roket atar kullanıyım ki. Basit bir sineklik yeter. Zaten bu iş için yapılmış. Önemli olan x işini yapmak. Yoksa başka gaye yok. Şimdi anlaşıldı mı? Niye traktör pazarında en büyük olanlardan olduğumuzu. Geçen yıl 72 bin 205 adetlik satışla rekor kırılan Türkiye traktör pazarında, bu yılın ilk 7 ayında yüzde 4,9 artış yaşanırken, bu büyümenin korunması halinde yeni bir rekor bekleniyor. Bir haber kanalın haberi bu. Fazla söze gerek yok.
çok yerinde ve anlamlı bir tespit.
bu traktör pazarındaki iştah açıcı görüntünün bir nedenide ekipmanların gereksiz bir büyüme göstermesine bağlıyorum. bir ekipman alınıyor örneğin goble gibi eski traktörü çekecek gobleyi ama çiftli hidrolik çıkışı lazım adam bir valf taktırmak yerine traktörü yeniliyor.
çiftçimiz elinde yatırımlık sermaye tutmuyor. sermaye tutmadığı gibi ekipmanlar büyüyüp traktör yenilendiğinde çok kazanakmış gibi düşünülüyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Turk-1
Şimdi ben niye 120 bg üstü traktör alırım? Ancak kombine tarım aleti için düşünürüm. Yoksa koca traktör ile ne iş yapacağım ki? Burası amerika yada avusturalya değil. Onların arazisi
düz ve büyük. Haliyle iş yetişmesi için büyük geniş tarım aletleri ihtiyac duyuyorlar. Vede arıza yapmayan traktör ve ekipman. Onun için onların traktörleri genelde iki yıllık. Sonra değiştiriyorlar arıza yapar diye. Yoksa bizim bura gibi bir 15 dönüm bir 37 dönüm yada 100 ,250 dönümle uğraşmıyorlar. Yani adamların arazi yapısı farklı. Ülke büyük. İki şehir arası 500km fazla. Bu en iyi olanı. Kıyaslama yanlış olur. Avrupaya gelince onlarda durum bizimkine benzer. Ama adamlar mantıklı düşünür. Abartmaz. Bakmayın televizyonlarda avrupa arazilerindeki o koca teknoloji kutusu gibi dev traktörlere. Genelde eski traktör kullanılıyorlar. Öyle bizdeki gibi her sene yeni traktör alıyım yok. Adam diyor ki; benim arazim belli, yapacağım iş belli öylese niye sinek avlamak için roket atar kullanıyım ki. Basit bir sineklik yeter. Zaten bu iş için yapılmış. Önemli olan x işini yapmak. Yoksa başka gaye yok. Şimdi anlaşıldı mı? Niye traktör pazarında en büyük olanlardan olduğumuzu. Geçen yıl 72 bin 205 adetlik satışla rekor kırılan Türkiye traktör pazarında, bu yılın ilk 7 ayında yüzde 4,9 artış yaşanırken, bu büyümenin korunması halinde yeni bir rekor bekleniyor. Bir haber kanalın haberi bu. Fazla söze gerek yok.

çok yerinde ve anlamlı bir tespit.
bu traktör pazarındaki iştah açıcı görüntünün bir nedenide ekipmanların gereksiz bir büyüme göstermesine bağlıyorum. bir ekipman alınıyor örneğin goble gibi eski traktörü çekecek gobleyi ama çiftli hidrolik çıkışı lazım adam bir valf taktırmak yerine traktörü yeniliyor.
çiftçimiz elinde yatırımlık sermaye tutmuyor. sermaye tutmadığı gibi ekipmanlar büyüyüp traktör yenilendiğinde çok kazanakmış gibi düşünülüyor.


Saygı değer arkadaşlar, birsüre önce açtığım konuyu aralıklarla cevaplıyor ve fikirlerinizi paylaşıyor olmanız çok güzel. Ama birde şöyle düşünün; bir ürünün teknolojisinin gelişmesi için önce bir üst kademesinin üretilmesi ve yeni teknolojiyle donatılması gereklidir. Örnek : hepimiz iyi kötü bir araba kullanıyoruz. Mesela 1970 model bir renault, tofaş vs. işimizi görmüyormu görüyor. O zaman neden şu anda 100 hp, 200hp yok sedan yok cupe olmadı jeep vs. hatta dahada abartılı çok yakan araçlar piyasada geziyor? Sebep şu bir şeyin devamlılığını getirmezsen şayet, geleceği olmayan kısır bir döngüye girersin. Bu gün bizim topraklarımıza 115 hp bir model senin için yeterli olabilir. Ama ileride yetersiz kalacak. Bir modelin gelişmesi için daha fazla kapasite daha fazla güç ve daha fazla ekipman üretmen lazım değil mi? Peki bunu yapabilecek makineyi geliştirmezsen hep eski modeller üzerinde durursan, yeni ve daha gelişmiş bir modeli nasıl geliştireceksin. Teknolojiyi nasıl artıracaksın. Arkadaşlar şöyle diyim kimse size sineği roketle vurun demiyor ama azda olsa ülkemizde de bu tip büyük makinelere ihtiyaç duyan köylülerimiz var ve bence bu rakamı biraz incelersen ülkedeki traktör sektörünün %30 - 35 diyebiliriz. Peki biz bunu geliştirdik diyelim sadece ülke içinde mi satacağız? Hayır tabi ki de dışarı açılan ihracat pazarına hacim kazandıracaksın. Kendi markanı gerek Rusya gibi bir tarım devine gerekse doğu ve batı blokunda çeşitli ülkelere satacaksın. Bunu yapman içinde teknolojini geliştirmek zorundasın. Sonuç ne oldu ülke içindeki çifçime yaradı. Para akışı, büyük sermaye, kazanç, teknolojik ürün ülke içindeki satışlarda maliyet düşüşü demektir. Yani konuyu daha fazla sürüncemeye uğratmadan izninizle şöyle noktaliyim; Sen küçük düşünürsen ömrün boyunca küçük kazanır, küçük yaşar ve sonunda küçük biri olarak ölürsün. Arkandan sadece kendi halinde bir adamdı der unuturlar. Sen büyük düşünür hayal edersen, ve hayallerini başkalarıyla paylaşarak onları geleceğe aktarırsan, sen olsan da olmasan da o hayallerini aktardığın insanlar o hayalleri daha da büyüterek gider ve ismin büyüklerin arasında olur. Sadece ismin değil tabi millete olan kazancın, yaşantında çevrene olan katkın sayesinde daima iyi hatırlanırsın olur bunlar.Örnek hepimizin tanıdığı markalardan bir ülker, bir eti, bir torku, bir thy gibi. Hayallerini büyük tut ki, gözden kaybetmeyesin. Herkeze iyi forumlar dilerim.
 
  • Beğen
Tepkiler: turan64 ve anktrak
Saygı değer arkadaşlar, birsüre önce açtığım konuyu aralıklarla cevaplıyor ve fikirlerinizi paylaşıyor olmanız çok güzel. Ama birde şöyle düşünün; bir ürünün teknolojisinin gelişmesi için önce bir üst kademesinin üretilmesi ve yeni teknolojiyle donatılması gereklidir. Örnek : hepimiz iyi kötü bir araba kullanıyoruz. Mesela 1970 model bir renault, tofaş vs. işimizi görmüyormu görüyor. O zaman neden şu anda 100 hp, 200hp yok sedan yok cupe olmadı jeep vs. hatta dahada abartılı çok yakan araçlar piyasada geziyor? Sebep şu bir şeyin devamlılığını getirmezsen şayet, geleceği olmayan kısır bir döngüye girersin. Bu gün bizim topraklarımıza 115 hp bir model senin için yeterli olabilir. Ama ileride yetersiz kalacak. Bir modelin gelişmesi için daha fazla kapasite daha fazla güç ve daha fazla ekipman üretmen lazım değil mi? Peki bunu yapabilecek makineyi geliştirmezsen hep eski modeller üzerinde durursan, yeni ve daha gelişmiş bir modeli nasıl geliştireceksin. Teknolojiyi nasıl artıracaksın. Arkadaşlar şöyle diyim kimse size sineği roketle vurun demiyor ama azda olsa ülkemizde de bu tip büyük makinelere ihtiyaç duyan köylülerimiz var ve bence bu rakamı biraz incelersen ülkedeki traktör sektörünün %30 - 35 diyebiliriz. Peki biz bunu geliştirdik diyelim sadece ülke içinde mi satacağız? Hayır tabi ki de dışarı açılan ihracat pazarına hacim kazandıracaksın. Kendi markanı gerek Rusya gibi bir tarım devine gerekse doğu ve batı blokunda çeşitli ülkelere satacaksın. Bunu yapman içinde teknolojini geliştirmek zorundasın. Sonuç ne oldu ülke içindeki çifçime yaradı. Para akışı, büyük sermaye, kazanç, teknolojik ürün ülke içindeki satışlarda maliyet düşüşü demektir. Yani konuyu daha fazla sürüncemeye uğratmadan izninizle şöyle noktaliyim; Sen küçük düşünürsen ömrün boyunca küçük kazanır, küçük yaşar ve sonunda küçük biri olarak ölürsün. Arkandan sadece kendi halinde bir adamdı der unuturlar. Sen büyük düşünür hayal edersen, ve hayallerini başkalarıyla paylaşarak onları geleceğe aktarırsan, sen olsan da olmasan da o hayallerini aktardığın insanlar o hayalleri daha da büyüterek gider ve ismin büyüklerin arasında olur. Sadece ismin değil tabi millete olan kazancın, yaşantında çevrene olan katkın sayesinde daima iyi hatırlanırsın olur bunlar.Örnek hepimizin tanıdığı markalardan bir ülker, bir eti, bir torku, bir thy gibi. Hayallerini büyük tut ki, gözden kaybetmeyesin. Herkeze iyi forumlar dilerim.
ustam araba örneğin tuhaf olmadımı.
çünkü eski arabalarda beş kişilikse yine 5 kişilik hatta motor güçlerinde düşme eğilimi var. ülkemizde gözle görülür bir traktörlerde güç artışı var.
fakat üretimde bir artış yok.
tümosan üretim yapmaya değecek bir talep olsa 180 bg traktörde üretir.
sizinde dediğiniz gibi bir süre sonra uzmanlaşır. üretmeyişi pazar plmayışıyla alakalı. bir ikinci nedense tümosan silah sanayine yönelik üretimlere yöneliyor devletle iş yapmak daha cazip.
biz araya sizin konuyla alakasız bir gereksiz harcama yapmayalım sosyal mesajı karıştırınca sap ile saman biraz karıştı.
 
  • Beğen
Tepkiler: Aygün 10
Saygı değer arkadaşlar, birsüre önce açtığım konuyu aralıklarla cevaplıyor ve fikirlerinizi paylaşıyor olmanız çok güzel. Ama birde şöyle düşünün; bir ürünün teknolojisinin gelişmesi için önce bir üst kademesinin üretilmesi ve yeni teknolojiyle donatılması gereklidir. Örnek : hepimiz iyi kötü bir araba kullanıyoruz. Mesela 1970 model bir renault, tofaş vs. işimizi görmüyormu görüyor. O zaman neden şu anda 100 hp, 200hp yok sedan yok cupe olmadı jeep vs. hatta dahada abartılı çok yakan araçlar piyasada geziyor? Sebep şu bir şeyin devamlılığını getirmezsen şayet, geleceği olmayan kısır bir döngüye girersin. Bu gün bizim topraklarımıza 115 hp bir model senin için yeterli olabilir. Ama ileride yetersiz kalacak. Bir modelin gelişmesi için daha fazla kapasite daha fazla güç ve daha fazla ekipman üretmen lazım değil mi? Peki bunu yapabilecek makineyi geliştirmezsen hep eski modeller üzerinde durursan, yeni ve daha gelişmiş bir modeli nasıl geliştireceksin. Teknolojiyi nasıl artıracaksın. Arkadaşlar şöyle diyim kimse size sineği roketle vurun demiyor ama azda olsa ülkemizde de bu tip büyük makinelere ihtiyaç duyan köylülerimiz var ve bence bu rakamı biraz incelersen ülkedeki traktör sektörünün %30 - 35 diyebiliriz. Peki biz bunu geliştirdik diyelim sadece ülke içinde mi satacağız? Hayır tabi ki de dışarı açılan ihracat pazarına hacim kazandıracaksın. Kendi markanı gerek Rusya gibi bir tarım devine gerekse doğu ve batı blokunda çeşitli ülkelere satacaksın. Bunu yapman içinde teknolojini geliştirmek zorundasın. Sonuç ne oldu ülke içindeki çifçime yaradı. Para akışı, büyük sermaye, kazanç, teknolojik ürün ülke içindeki satışlarda maliyet düşüşü demektir. Yani konuyu daha fazla sürüncemeye uğratmadan izninizle şöyle noktaliyim; Sen küçük düşünürsen ömrün boyunca küçük kazanır, küçük yaşar ve sonunda küçük biri olarak ölürsün. Arkandan sadece kendi halinde bir adamdı der unuturlar. Sen büyük düşünür hayal edersen, ve hayallerini başkalarıyla paylaşarak onları geleceğe aktarırsan, sen olsan da olmasan da o hayallerini aktardığın insanlar o hayalleri daha da büyüterek gider ve ismin büyüklerin arasında olur. Sadece ismin değil tabi millete olan kazancın, yaşantında çevrene olan katkın sayesinde daima iyi hatırlanırsın olur bunlar.Örnek hepimizin tanıdığı markalardan bir ülker, bir eti, bir torku, bir thy gibi. Hayallerini büyük tut ki, gözden kaybetmeyesin. Herkeze iyi forumlar dilerim.

Arkadaş kazı koz anlamışsın.Yoksa tabiki 6 silindirli traktörlere ihtiyaç vardır. Lâkin bu %30-35 oranda olduğunu hiç sanmıyorum. Küçük düşünmeye gelince Biz kendimizce düşünüp kendimizce yaşıyoruz çok şükür. Ölüm kaçınılmaz son. Arkamdan lânet adamın tekiydi, sahtekârın biriydi, Allah bildiği gibi yapsın demesinler de biz kendimizce namusumuzla olsunda ölüme eywallah demesinide biliriz. Millete ve çevremize katkınızı yine bizim etrafımızdakiler iyi bilir. Tabiki kendi çapımızda. Allah'a çok şükür. Bizim hayallerimiz o kadar büyük ki ülke sınırlarını aşıyor. En çokta afrika ülkelerine üzülüyorum. O açlıktan kurumuş insan ve çocukları gördükçe. İstiyoruz ki öyle bir şirket kuralım ki ordaki insanlara yardım edelim. Onlara gıda yardımından çok toprak ve iklim şartlarını araştırarak tarım ürünleri üretebilir hale getirebilelim. Uzayda ürün yetiştirmeyi araştırılıyor ken buralarda niye olmasın. Topraksız ürün yetiştiriliyorsa burda niye olmasın. Biz çapımızı genişletmek ve çizdiğimiz daireye bu insanlarıda almak istiyoruz. Bizim hayalimiz bu. İsmimizi bilmeselerde olur.
 

Benzer Konular