Çevreci Arion T4 yeni kabini ve farklı özellikleriyle arenada

Çevreci Arion yeni kabini ve farklı özellikleriyle arenada

08.07.2013

Claas kuruluşu, Arion serisini Stage IIB (Geçici Tier 4) standardına uyumlu hale getirecek tasarım yenileme sürecinde, emisyon düzeyini aşağı çekmekten çok daha fazlasını yapmış gibi görünüyor. Bu arada, 169 hp (ECE R24) gücündeki yeni Arion 650 de serinin en büyük modeli olarak satışa sunuluyor.

Traktör üreticilerinin, yeni egzoz emisyonlarına uyum sağlama çalışmaları sırasında bir yanda daha çevreci motorlar geliştirirken, diğer yanda makinelerine başka özellikler de eklemesine artık alıştık. Ancak, Claas firması bu konuda biraz daha ileri gitmiş gibi. Artık Arion serisi, en küçük modeli olan Arion 530’dan (130 hp) tutun da, en tepedeki Arion 650’ye (169 hp) kadar tüm modellerde, firmanın sancak gemisi konumundaki Axion 950’de (390 hp) sınanmış operatör kabiniyle donatılıyor. 900 modelinde karşımıza çıktığında, bu kabin tasarımından epeyce etkilenmiştik. Dolayısıyla, yeni Arion modellerindeki sürücü yaşam alanının söz edilmeye değer olduğuna kuşku yok.

Ancak, şimdi yedi modelden oluşmakta olan serideki diğer değişiklikleri de atlamamalıyız. Örneğin, herkesin beklediği gibi, artık tüm Arion traktörleri eskisinden daha güçlü. Yazımızın son sayfasındaki “bir bakışta Arion modelleri” tablosunda bu durum açıkça görülüyor. Yazımızın odak noktasını ise, serinin en büyük modeli olmak üzere geliştirilen Arion 650 traktörü oluşturuyor. Tek parçalı çık motor kapağını kaldırdığımızda, ilk bakışta tanıdık görünen, altı silindirli, 6,8 litre hacminde bir Deere Power Systems motoru ile karşılaşıyoruz. Ancak, bu motorun adında artık PVX ibaresi de dikkat çekmekte.

Avrupa ve ABD’de yürürlüğe giren yeni emisyon hükümlerine uyum sağlamak üzere, motorun hatırı sayılır ölçüde elden geçirildiği, yeni bir değişken geometrili turboya geçiş yapıldığı, common-rail yakıt püskürtme sisteminin 2.000 basınçta çalışacak şekilde yenilendiği, radyatörlerin de soğutma kapasitesini %35 artıracak bir tasarıma kavuşturulduğu anlaşılıyor. Eski motorlardan %10 ila %15 olan soğutulan ve geri çevrime tabi tutulan egzoz gazı oranının yeni motorlarda %25 ila 30’a çıkartılabilmesi için bu ek soğutma kapasitesine ihtiyaç duyulmaktaydı.

Seçici katalitik indirgeme (SCR) teknolojisi yerine dizel yanma katalizörü (DOC) ve dizel parçacık filtresi (DPF) kullanımına gidilmesi de önemli bir tasarım tercihi olarak kendini gösteriyor. DPF’nin jejenerasyonu, yani biriken kurumun egzoz gazı sıcaklığıyla yakılarak arındırılması işlemi için çok az miktarda yakıt tüketmek ve filtreyi her 3.500 saatte bir değiştirmek gerekse de, SCR teknolojisindeki pahalı AdBlue katkı maddesi maliyetinden daha fazla masraf çıkmadığı ileri sürülüyor.

Özellikle de toptan alma olanağına sahip olmayanlar bireysel kullanıcılar için, AdBlue önemli bir maliyet kalemine dönüşebiliyor. Üstelik, AdBlue sıvısının belli bir raf ömrü var ve zaman içinde etkinliği azaldığı için istediğiniz kadar stoklama şansınız bulunmuyor. Üstelik, eski motorlarda DPF’lerin kurum temizleme aralığını 25 saat civarındayken, yeni motorlarda 130 saat düzeyine çıkıldığı da ifade edilmekte.

Kurum temizleme işlemi otomatik olarak yürütülüyor ve örneğin traktörün kapalı bir anda çalışıyor olması gibi durumlarda, işlemi o an için ertelemeimkanı da operatöre sunuluyor. Ancak, temizleme işlemine bu şekilde müdahale edilmesi yine de önerilmiyor ve yaklaşık 20 kez erteleme yapıldığında traktör güç kaybediyor ve filtredeki kurumun yanarak temizlenebilmesi için traktörün bir kenara park edilip çalışır durumda bekletilmesi gerekiyor. DPF bünyesinde biriken is ve kurumun yakılması sırasında 1,0 ile 2,3 litre arasında yakıt harcanıyor ve bu işleme yaklaşık olarak 130 saatte bir ihtiyaç duyuluyor.
 

Benzer Konular