BİYOGÜVENLİK

Prof.Dr. Mehmet Maden

BİYOGÜVENLİK

Bİyogüvenlİk
· Biyogüvenlik, bulaşıcı hastalıkların kontrolü, işletmeye hastalıkların girişinin önlenmesi ve muhtemel risklerin azaltılması demektir.

· Bulaşıcı ve salgın nitelikli hastalıklarla mücadelenin maliyeti oldukça yüksektir. Tüberküloz, Bruselloz, BVD, IBR, Leptospiroz, Şap gibi bulaşıcı hastalıklar işletmenin karlılığını ve geleceğini önemli ölçüde etkiler. Bulaşıcı hastalıkların olumsuz etkileri, çiftlik veya tüm süt endüstrini etkileyecek seviyelere ulaşabilir.

· Biyogüvenlik uygulamaları, sürü sağlığı ve verimliliğinin sigortasıdır. Süt ineği yetiştiricileri, hastalıkların oluşturduğu ekonomik kayıpları dikkate alarak, işletmelerinde biyogüvenlik prensiplerini uygulamaya koymalıdır.

· Biyogüvenlik için tek tip bir program yoktur. Yetiştirici ve işletme veteriner hekimi, bölgenin özelliklerine ve sürüye uygun bir plan dâhilinde kontrol ve koruma programı oluşturmalıdır.

Sağlık yönetim programında bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve korunma için biyogüvenlik uygulamalarının hayata geçirilmesi zorunludur.

· Biyogüvenlik uygulamalarının üç temel prensibi vardır. Bunlar izolasyon, hastalıklara karşı direnç ve dezenfeksiyondur.

· Biyogüvenlik ”3K prensibi” ile sağlanabilir.
1. KORUMA: Sürünün enfeksiyonlar veya klinik hastalıklardan uzak tutulmasıdır. Karantina ve aşılama ile sağlanabilir.
2. KONTROL: Sürüde bulunan hastalıkların sıklığının azaltılması, biyolojik ve ekonomik olarak kabul edilebilir oranlara düşürülmesidir.
3. KOVMA: Hastalık etkenleri ve hastalıkların sürüden ve bölgeden uzak tutulmasıdır.

Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için aşı takvimi oluşturulmalıdır.

· Bulaşıcı ve salgın nitelikli hastalıklardan korunmanın en iyi yolu aşılamadır.

· Süt işletmesinde aşı takvimi, bölgede görülen hastalıklar dikkate alınarak hazırlanmalıdır.

· Aşının tipi ve zamanlama veteriner hekim kontrolünde olmalıdır.

· Aşılamaların çoğu buzağılar 4–5 aylık olduğunda başlar.

· Aşının özellikleri ve bağışıklık durumuna göre ilk aşılamalarda aşının 3-4 hafta sonra tekrarlanması (rapel) gereklidir.

· Aşılar çiftleşmeden 45 gün önce veya yaklaşık olarak 12–13 aylık yaşta tekrarlanmalıdır.

· Ağız sütünde yeterli antikor (immunglobulin-Ig) bulunması için aşıların doğumdan 45–60 gün önce tekrar edilmesi yararlı olur.

· Ayrıca bazı hastalıklarda görülen erken yavru ölümleri veya atıklar uygun aşılama programı ile başarılabilir.

Parazit kontrolleri ve ilaçlama

· Sağlıklı bir sürü için parazit kontrol programı uygulanmalıdır.

· Yılda en az 2 kez parazit kontrolü yapılmalı, hedef hayvanlar ve kullanılacak ilaçlar belirlenmelidir.

· Bulaşma kaynakları (kemirgenler, kuşlar, yabani hayvanlar gibi) ve vektörler/taşıyıcılar (kene, bit, pire, sivrisinek gibi) ortadan kaldırılmalıdır.

· Sakatatlar köpeklere verilmemelidir.

· Köpekler de parazitlere karşı ilaçlanmalıdır.

Hayvan Gönenci (refahı)
· Hayvan gönenci etinden, sütünden ve işgücünden yararlanılan hayvanların yaşam koşullarının iyileştirilmesi, mutluluğu rahat ve iyi yaşamaları, elde edilen ürün kalitesinin artması için gerekli olarak görülmektedir.

· Çiftlik hayvanlarında gönenci etkileyen en önemli durumlar barınma şartları, taşınma, kesim usulleri ve davranış kalıpları ile ilgilidir. Bu özellikler dikkate alınarak, çiftlik hayvanlarının ideal yaşam şartlarını tanımlayan gönenç kriterleri belirlenmiştir.

· Gönenç kriterleri uygun barınma, yeterli ve dengeli beslemenin sağlanması, sıcak ve soğuktan korunma için önlemlerin alınması, hastalıklardan korunma, normal davranışlarını gösterebilme özgürlüğünün sağlanması ve stresten uzak kalma olarak özetlenebilir.

· Çiftlik hayvanlarının kapalı barınaklarda tutulması, yoğunlaştırılmış yetiştirme programlarının uygulanması, yüksek verim elde etmek için yapılan çalışmalar, biyoteknoloji kullanımı, süperovulasyon, sun’i tohumlama ve embiryo transferi gibi üreme tekniklerinin uygulanması, hayvan gönencini etkileyen ve stres oluşturan yöntemler olarak değerlendirilmektedir. Bunun temel göstergesi, son yıllarda giderek artan bir şekilde üretim ve beslenme hastalıklarının ortaya çıkmasıdır. Yoğun besleme programlarının bir sonucu olarak kronik indigesyonların ve metabolizma hastalıklarının artışı, in-vitro yöntemlerle geliştirilen embiryolardan doğan koyun ve sığır yavrularının doğum ağırlığının artışı, güç doğum oranının yükselmesi ve gebeliklerin uzun sürmesi, anne ve yavru gönencini azaltan durumlardır.

· Kaliteli ve sağlıklı hayvansal ürünlerin elde edilebilmesi için gönenç şartlarının düzeltilmesi, çiftlik hayvanlarının ve halk sağlığının korunması bakımından gereklidir.

· Barınma, bakım besleme ve sağlık kontrollerinin ”Sürü Sağlığı Kontrol Programı” çerçevesinde planlanması ve yürütülmesi ile uygun gönenç şartları sağlanabilir.

Sürdürülebilir sürü sağlığı için öneriler
· Veteriner hekiminizle birlikte işletmenize uygun bir sürü sağlığı kontrol programı oluşturun.

· İşletmeye giriş çıkışlarda biyogüvenlik prensiplerini dâhilinde, temizlik ve dezenfeksiyon kurallarını uygulayın.

· Yem ve su kaynaklarının, dışkı ve idrar gibi hastalık etkenlerini bulaştırabilecek materyaller ile kirlenmesini önleyin.

· Hastalık durumu bilinen ve sağlıklı sürülerden hayvan alın.

· Hayvan satın alırken dikkat! Tüberküloz, paratüberküloz, bruselloz, leptospiroz, viral sığır diyaresi (BVD), sığırların bulaşıcı üst solunum yolu hastalığı (IBR) ve salmonelloz gibi hastalıklar yönünden laboratuar kontrollerini yaptırın.

· Satın aldığınız hayvanları sürüye dâhil etmeden önce 3–4 hafta süre ile karantinada tutun. Bu sürede sağlık kontrolleri ve işletmenizde uygulanan aşıları yapın.

· Suni tohumlama ve embriyo transferi uygulamalarında, mutlaka hastalık kontrolleri yapılmış sertifikalı tohum ve embriyo kullanın.

· Sürü sağlığı kontrol programı kapsamında bölgeye uygun işletmenize özel aşı takvimi ve parazit kontrol programı oluşturun.

· İşletmenizde temel biyogüvenlik prensiplerini olan izolasyon ve karantina uygulamaları, hastalıklara karşı dirençli sürü oluşturma için aşılama ve düzenli dezenfeksiyon uygulamalarını ihmal etmeyin.


04 Mart 2009
Prof.Dr. Mehmet Maden