şirketlerin kazançları çok, vatandaşın hali ne durumda?


memlekette fiyatlar, yaklaşık 4 misli arttı?
şirketlerin kazançlarını 4 misli artırdıkları görülüyor...
ev fiyatlarında, kiralarda da benzer artışlar oldu ...
benzin, mazot, gübredeki fiyat artışları da 3-4 misli

yıllık enfilasyon, %85 arttı...

maaşlar-ücretler, %85 arttı...

asgari ücret 5500 lira
büyük şehirlerde, en düşük kira 7-10 bin lira...

memur maaşları 10-15 bin lira...arasında
elektirik, su, yakıt, ulaşım harcamalarını...
yiyecek fiyatlarını herkes biliyor...

bu durumda, önümüzdeki aylarda ya da yıllarda ücret ve fiyatlardaki değişiklikler nasıl seyreder...
 
Yılbaşında herkes yüksek oranda zam bekliyor olacak bilmiyorum bizim burada bile evler 2 binden Başlıyor bir litre süt 20 TL ye yaklaşmış esnaf da göründüğü kadar kar etmiyor çok farklı kalemlerde masraflar ortaya çıkıyor sermaye ayırmak gerekiyor bir iş yapmak için bu para değerini çok zor koruyor küçük bir esnaf olarak yapmak için 1 milyona yakın sermaye gerekiyor ve öyle çok paralarda kazandırmıyor hayvancılığı hesap ediyorsun oda aynı durumda ortam çok riskli emtialar veya almayı düşündüğün ürünler bir anda çok fazla artıyor geçenlerde bir kere demiştim çok büyük bir mütahite sordum 1 mt konut maliyeti bizim konutları sordum 250 dolar olduğunu söyledi toprak hakkı hariç konut ve gıda aile ekonomilerini sarsıyor ne desek boş
 
ilan sitelerindeki ev fiyatlarına bakıyorsun 1 milyondan başlıyor,

elinde arabası-birikini vs olmayan sade vatantaşın kredi ile bile ev alması imkansız şu anda,

1 milyonluk eve gidip kredi çeksn çıkacak aylık ödeme 23 bin lira,bu ödemeyi 2 çalışan öğretmen yapmaya kalksa mümkün değil ödeyemez!!!!! kaldıki 1 milyonluk eve tam miktarda kredi vermez %75 verdiğini düşünürsen elinde 250 bin liralık birikim olması lazım,
başka ülkelere göre üniden mezun olup hemen atansan bile ilk önce kyk borcunu ödemen gerekiyorki birikim yapabilesin,sistem modern kölelik düzeniyle besleniyor sanki....

bilenler söylesin bir zamanlar bu ülkede emekli ikramiyesi ile evini ve kötüde olsa 2. el arabasını alan insanlar vardı,bugün emekli ikramiyesi ile araba alabilen belki alır ev alması hayal oldu zaten,
düğünden sonra altınlarını satıp aile desteği ile biraz kredi ile evini alabilen gençler vardı artık yok,

yıl başında 2. evini 400 bine alan adam bugün uygun bir alıcı bulursa 500-600 bin kar eder...
peki bugün kar edeceğim diye 2.evini 1 milyona alan adam uygun alıcıyı bulamazsa evini kime satacak??ben bu durumu saadet zincirine benzetiyorum.en dipte sisteme dahil olan vatandaş sorgusuz sualsiz vergisiz cebini doldurdu.kaç tanesi malının-parasının 40 ta 1 'ini zekat olarak verdi?cebindeki demir paraları sadaka olarak verdimi yeter ne olacakki?

ben çiftçiliğin yanında mesaili bir işte asgari ücretle çalışıyorum.ahırda hayvanım olmasa bu maaşla evime et alamam,bahçemde yetişen sebzem olmasa pazarın çürükleriyle yemek pişirmek zorunda kalırım.türkiyenin asgari ücretle çalışan sayısı 2020 sgk verilerine göre %42 yani neredeyse tüm çalışanların yarısı asgari ücretle çalışıyor.Vergi sistemimiz harika zengin daha zengin fakir daha da fakir...bu ülke Ali dayının ürettiği sütün fiyatını düşürerek,Mehmet amcanın tarlasında ürettiği buğdayla enflasyonu yenecekse hepimiz en önde savaşalım razıyım.sütü kime satıyoruz sanayiciye,buğdayı sanayiciye bizde fiyat belli sanayiciye ...... fiyatın üzerinde satamazsın diyebiliyorlarmı?

çocukların okula aç gidip geldiği bir dönemde biz neyi konuşuyoruz onuda bilmiyorum,enflasyon ülkeleri batırır insanların ahlakını bozar.tok açın halini bilmez sonrada elhamdülillah müslümanız.Biz müslüman filan değiliz müslüman gibi görünen kafirin önde gideniyiz malesef :(
 

Evet haklısın, bütün bunlar enflasyon değil, yönetiyoruz derken batanların develüasyon yaparak yeni ekonomi modeli yutturmasıdır.

Her zaman derim, kanun çıkarmak gerekli, paraya devalüasyon yapan yönetimden el çektirilmeli ve idam çıkarılmalı ki hepsi teker teker asılmalı, paranın değeri tüm dünya paralarına karşı değer kaybedermi yahu, fakat vatandaş bunu göremiyor enflasyona odaklandırılıyor, çünkü enflasyon devalüasyounun sonucu dahada artıyor, devalüasyonun ardından enflasyon artıyor, bu sarmal halkı mahvediyor, mesele bu kadar basit, kökten çözüm develüasyona başvuranı yönetimden el çektirmeli ve idam çıkarılmalı asılmalıdır, yoksa daha çok gelip bu duruma sokan olur halkımızı ve ülkemizi.
 
Son düzenleme:
1667902374624.png


Bakın size ben yukarıda 3 adet para biriminin grafiği ve Türk Lirası karşısında değerini gösteren, internettede bikaç tuşa basarak arama yaptığınızda ulaşabileceğiniz grafikler üzerinde anlatmay çalışayım olayı.

EN yukarıdaki para birimi dolar, meşhur dolar karşısında bizim Türk lirası değer kaybetmiş değilmi, grafikte bunu okla gösterdim, 5 yıllık grafiktir bu, gördüğünüz gibi son bir yılda yukarı gidiş dalgalanmanın daha çok hızlandığ net belirgin.

Peki ya Afrika ülkesi kongo parası, bir aşağıdaki yukarıda ortada olan, aynı 5 yıllık garfikte Türk lirasının son bir yılda tıpkı dolardaki gibi hareketi net görünüyor, yani Türk lirası afrika ülkesi kongo parası karşıında dolardaki gibi değer kaybetmişmi? çok net değilmi?neredeyse doların kopyası.

Ya komşu Bulgaristan levası, en aşağıda yukarıda, yine 5 yıllık Türk lirası karşısında değeri tıpkı meşhur dolar değeri gibi hareket etmiş, çok netki Türk lirası hep değersizleştirilmiş, yani dolar üstün falan değil, kongo parasıda üstün değil, bulgar parasıda üstün değil değerlenmemiş, dünyada değersizleşen bir para birimi var,

Bakın tüm dünya devletlerinin parasına karşı Türk lirasının sürekli böyle değersizleştiğini görürsünüz.

Peki bu nasıl oluyor, gonko dan ekonomi olarak ülke büyüklük her şey bakımından ileride değilmiyiz, hadi dolar karşısında değersizleşti Türk lirası diyelim, kongo ne yahu?

Demek istediğim, bizim paramızı alaşağı eden bir sistem bar, bir olay var, işte bunu engellemedikten sonra, milli iradenin, yani halkımızın, paramızın değerini idare edeceklerin sürekli devalüasyona başvurmasını engellemedikten sonra daha çok çekeceği var.

Çünkü Halkın kazancı Türk lirasıdır, kazandığınız değersizleşirse bu ne demektir, enflasyon var demekle olmuyor, benim kazandığım para neden kongo parası neden bulgar levası karşısında değer kaybediyor bunun hesabını vermeli birileri, vermezse bu olayı sürekli arada yapar, yani devalüasyonu yapar sende böyle enflasyon yüksek yalanıyla elinde üç kuruş satınalma değerine düşen kazancınla ortada kalırsın.

Seni bu duruma düşürmeye kimsenin hakkı yok, bunun mutlaka kanun karşısında cezası olmalı, çünkü milyonlarca insan vatandaş senin durumuna düşüyor.Milyonlarca insanla dalga geçmek bu kadar bedava olmamalı, cezası mutlak olmalı diyorum.
 
Şimdi yukarıda yazığım konuyu değerlendirmeniz için sadece bulgar levası karşısında değersizleşen Türk lirasını ele alalım.

bildiğiniz gibi bulgarlar sınırdan geçiyor sınıra yakın Edirnede bizim etimiz sütümüzü peynirimizi ne varsa ürettiğimiz malı yangından mal kaçırır gibi arabaya tıka basa dolduruyor götürüyor,

Bunun sebebi şudur, içeride biribirimize mal ve hizmet üreten bizler, ucuz kaldık, neden? çünkü paramız değersizleşti, alım gücümüz düştü ve birbirimize hala ucuz işgücüyle mal ve hizmet üretmek durumunda kaldık, bu ucuzuk dışarıdan elenede ucuz kaldı, gelir seni ucuza satın alır böyle.

şirketlerin ihracat yaparken ülkemizde ucuza üretim yaparak ihrac etiği malı dışarıda satabilmesi durumunun özetide budur aslında, adamlar bulgarlar gibi sınırı geçip bizim ucuzluğumuzu satın almıyorlarda, şiket ithalat yapıyor malı ayaklarına götürüp satıyor.

Tabi şirketler aslında rekabetle iyi mal ğretip iyi mal satıp üretmiş olduğu katma değeri ithal ederek girdi sağlamıyor aslında, ucuz üreten halkın malını, ucuza çalışan halkın emeğini, dolayısı ile halkın ürettiği katma değeri sahipleniyor götürüp satıyor ihraç ediyor, buna racılık ettiği içinde kazanıyor, üzerine birde ihracat teşviği kazanıyor al sana benim mazottan verdiğim verginin parası dolaylı yoldan hoop lasasına gidiyor.


İharavat yaparak kazandığı parayı iyi maaş artışıyla iyi maaş vermiyor çalışanına, üzerine birde kazandığıyla sermaye malı ithal ediyor, yani ithal makine ekipman satın alıyor, kazanılan paradan çok fazası kadar makine getiriyor dışarıdan.

Tüm bunların sonucu ekonomi biyere gidiyor ama bu gidişat bilin kimin başına patlıyor, iç piyasaya mal ve hizmet üreten çalışan halkın başına patlıyor, tabi en çokda tarım kesimi yüzde yüz iç piyasaya .alıştığı için, tarif ettiğim durumda olduğu için tarım kesimini yüzde yüz vuruyor.

Bu durum değişmez, değişmeyeceği içinde tarımla iştigal edenler bilsinlerki 5-10 yılda bir çıkar bu durumu anlatırım yaşadığım sürece muhtemelen, arada böyle devalüasyonlarla birikimleriniz yıllarca baktığınız danalar vs.. yok pahasına elden gitmesi kuvvetle muhtemeldir, huylu huyundan vazgeçmez ülkemzde sivrizekanın biri çıkar paranın değerini böyle devalüe eder, bu durumdan sıyrılmanız ihtimali çok düşük, çünkü devalüasyonların hızı sizin üretimi uzun yıllarda yapmanızın hızından çok daha fazla hızlıdır, kendinizi koruyacak bir sistem geliştirme ihtimali yok denecek kadar az.

Sadece bir ihtimal var, ürettiğiniz malın hayvanın ürünün her neyse, geliri düşmeye başladığı anda ani ve hızlı çıkış yapabilmeniz gerekir, fakat bunu yaptığınızda alternatif gelir kazanacak birşeyler yapabilmenizde şart, bu durumda olamayacağınız için işi en zor kesim oluyor üreticiler.Yani zaten üretici kesiminin çok büyük bir kısmı ufak veya orta derce büyüklükte aile üreticiliğidir.

Ülkemizde bu durumdan mütevellit, üreticiler ailedeki çocukların eşlerin komple bu işletmeyi ayakta tutanların işgücünün sömürülmesiyle ayakta kalır, yani zarar komple işgücü sömürülenlere ait olmuş oluyor.Üretici zarar etmese bile koca bir ailenin emeği bedavaya sömürülüyor.
 
Şimdi yukarıda yazığım konuyu değerlendirmeniz için sadece bulgar levası karşısında değersizleşen Türk lirasını ele alalım.

bildiğiniz gibi bulgarlar sınırdan geçiyor sınıra yakın Edirnede bizim etimiz sütümüzü peynirimizi ne varsa ürettiğimiz malı yangından mal kaçırır gibi arabaya tıka basa dolduruyor götürüyor,

Bunun sebebi şudur, içeride biribirimize mal ve hizmet üreten bizler, ucuz kaldık, neden? çünkü paramız değersizleşti, alım gücümüz düştü ve birbirimize hala ucuz işgücüyle mal ve hizmet üretmek durumunda kaldık, bu ucuzuk dışarıdan elenede ucuz kaldı, gelir seni ucuza satın alır böyle.

şirketlerin ihracat yaparken ülkemizde ucuza üretim yaparak ihrac etiği malı dışarıda satabilmesi durumunun özetide budur aslında, adamlar bulgarlar gibi sınırı geçip bizim ucuzluğumuzu satın almıyorlarda, şiket ithalat yapıyor malı ayaklarına götürüp satıyor.

Tabi şirketler aslında rekabetle iyi mal ğretip iyi mal satıp üretmiş olduğu katma değeri ithal ederek girdi sağlamıyor aslında, ucuz üreten halkın malını, ucuza çalışan halkın emeğini, dolayısı ile halkın ürettiği katma değeri sahipleniyor götürüp satıyor ihraç ediyor, buna racılık ettiği içinde kazanıyor, üzerine birde ihracat teşviği kazanıyor al sana benim mazottan verdiğim verginin parası dolaylı yoldan hoop lasasına gidiyor.


İharavat yaparak kazandığı parayı iyi maaş artışıyla iyi maaş vermiyor çalışanına, üzerine birde kazandığıyla sermaye malı ithal ediyor, yani ithal makine ekipman satın alıyor, kazanılan paradan çok fazası kadar makine getiriyor dışarıdan.

Tüm bunların sonucu ekonomi biyere gidiyor ama bu gidişat bilin kimin başına patlıyor, iç piyasaya mal ve hizmet üreten çalışan halkın başına patlıyor, tabi en çokda tarım kesimi yüzde yüz iç piyasaya .alıştığı için, tarif ettiğim durumda olduğu için tarım kesimini yüzde yüz vuruyor.

Bu durum değişmez, değişmeyeceği içinde tarımla iştigal edenler bilsinlerki 5-10 yılda bir çıkar bu durumu anlatırım yaşadığım sürece muhtemelen, arada böyle devalüasyonlarla birikimleriniz yıllarca baktığınız danalar vs.. yok pahasına elden gitmesi kuvvetle muhtemeldir, huylu huyundan vazgeçmez ülkemzde sivrizekanın biri çıkar paranın değerini böyle devalüe eder, bu durumdan sıyrılmanız ihtimali çok düşük, çünkü devalüasyonların hızı sizin üretimi uzun yıllarda yapmanızın hızından çok daha fazla hızlıdır, kendinizi koruyacak bir sistem geliştirme ihtimali yok denecek kadar az.

Sadece bir ihtimal var, ürettiğiniz malın hayvanın ürünün her neyse, geliri düşmeye başladığı anda ani ve hızlı çıkış yapabilmeniz gerekir, fakat bunu yaptığınızda alternatif gelir kazanacak birşeyler yapabilmenizde şart, bu durumda olamayacağınız için işi en zor kesim oluyor üreticiler.Yani zaten üretici kesiminin çok büyük bir kısmı ufak veya orta derce büyüklükte aile üreticiliğidir.

Ülkemizde bu durumdan mütevellit, üreticiler ailedeki çocukların eşlerin komple bu işletmeyi ayakta tutanların işgücünün sömürülmesiyle ayakta kalır, yani zarar komple işgücü sömürülenlere ait olmuş oluyor.Üretici zarar etmese bile koca bir ailenin emeği bedavaya sömürülüyor.
Aynen iş gücümüz sömürülüyor başka fazla birşey yok bide Allah tan ülkemizin toprakları güzel de deniz felan var millet geliyor para harcıyor VS yoksa çok kötü durumda Oluruz aile çiftciliğe önerenler zaten kişileri sömürmek kolay olduğu için öneriyor. Çok konuşulacak konu var ama ne desek boş. Anlatmak da zor kitap okumadığımız için cümle ile anlatamıyoruz