Toprak Kalitesi Üzerine

Aşağıdaki yazdıklarımız Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümünden Prof. Dr. Mehmet ZENGİN hocamızın ders giriş konuşmasında "Toprak Kalitesi" üzerine yaptığı bilgilendirmesidir. Buradaki yazan her bir "Bitki Besleme" bilgisi daha sonra başlatacağımız Bitki Besleme serisinde detaylı, anlaşılır şekilde anlatacaktır.

- Bitkiler, ilk okuldan beri gördüğümüz 5 faktörle beslenir: toprak, ışık, sıcaklık, hava ve su. Son dönemlerde topraksız tarım modeli ortaya çıktı. Bu modelde kokopit, camyünü, kum, su kültürü ile beslenir. Bitki köklere bu ortamlara tutturulur, günlük besin ihtiyaçları sağlanarak bitkiler büyütülür. Dünya da ki yapılan tarımda %99 oranda toprak kullanılır.


- Toprak: İnorganik ve organik materyallerin ayrışık parçalanmasıyla meydana gelen, içerisinde belli oranda su ve hava bulunduran, bitki besin elementleri ihtiva eden, bitkilere durak olan, yeryüzünün üst katmanına denir. Bu tanım toprak bilimcileri, ziraat mühendisleri tarafından dünya üzerinde kabul edilmiş tek görüştür. Jeologlar, kara yolları mühendisi gibi farklı meslekler toprağı farklı tanımlayabilir.


- Toprakta en üst katman A horizonudur, 0-30cm'yi kapsar. Onun altında A horizonunun yıkanmasıyla oluşan, daha koyu B horizonu bulunur. Onun da altında ise ne toprak ne kayaç olan C horizonu bulunur. En altta da D ya da R denilen kaya horizonu bulunur. Toprak; mitoz, anamateryal, iklim, topografya, organizma ve zamanın etkisiyle meydana gelir.


- Horizon, toprataki yatay katmanlardır. Profil ise yukardan aşağı, dikine kesittir.

1616325100342.png





-Hacimce 100cm3 toprağın %50si kil,sit, kum gibi inorganik materyallerle ve humus denilen organik materyallerle oluşur. Geri kalan %25 su ve diğer %25 havadır. Bu ideal tarım toprağının hacimsel bileşimidir. Her zaman bu şekilde bir toprak bulmak imkansızdır.


1616325159036.png



- Hem sulama suları hem de yağmur- kar suları yukardan aşağı doğru sızarak aşağı iner. Normla şartlarda suyun toprağa girmesine, sızmasına "infiltrasyon" denir. "Perkalasyon" ise aşağı doğru suyun inmesine denir. İnfiltrasyon için perkalasyon gereklidir. Perkalasyon olmazsa yüzey akışı vardır, yağan yağmur eğimin izin verdiği kadar akar, gider.



1616325301572.png




TOPRAK KALİTESİ


- pH 6,5-7,5 arası, EC'nin (tuzluluğun) 400msmm'den düşül olduğu, kirecin %5-7 arasında, Organik maddenin %3-6 arası, bünyenin tınlı bünyede olduğu topraklar ideal, kaliteli topraktır.

1616325340565.png
1616325399025.png



- Bünye: toprağı oluşturan kil, silt, kum minerallerinin dağılım oranıdır. Tesktür olarak da ifade edilir. Kil, silt, kum bir araya gelirse "agregatları" meydana gelir. Milyonlarca agregatlar toprak pedonunu-birliğini oluşturur.


Killi topraklar ağırdır, geçirimsizdir, sıkıdır, fiziksel özellikleri bozuktur, tavsızdır. Kuruyunca kaskatı kesilir, kazma dahi işlemez. Pullukla agregatlar üst üste kayıp, bulgur bulgur dökülmez, keseklenme meydana gelir. Kumlu toplaklar besin elementlerince zayıf ve su tutma kapasiteleri az olan topraklardır. Kil, silt, kum oranının %33 şeklinde eşit olduğu topraklar ideal topraklardır. Hepsinin özelliklerini temsil edecek şekilde olmalı.

1616325474157.png





- Taşsız, 2/3 oranında en/boy oranına sahip tarlalar, dikdörtgen tarlalar, direnaj kanallı, sulama ve elektrik sistemli, şehire veya anayola yakın tarlalar ideal tarım arazileridir.

- pH, EC, kireç, organik madde, tesktür rutin 5 adet parametredir. Her analizde bulunur. Bunların arkasından besin elementleri gelir.

MAKROELEMENTLER:

- Azot toprakta 50-70ppm arasında bulunmalı. Genel olarak analiz sonuçlarında az çıkar.

- Fosfor 8-25 ppm arasında bulunmalı.

- Potasyum 110-290 ppm arasında bulunmalı.

- Kalsiyum 3500 ppm üzeri bulunmamalı. Kireç oranı yüksek topraklarda 7000'lere kadar çıkabilmektedir. Kalsiyum +2 değerlikli, potasyum +1 değerlikli olduğundan kökler her zaman +2 değerlikli olanı tercih ederler. Bu da potasyum alımını sınırlar. Potasyum tolere edilebilecek 290ppm sınırını geçse bile, kalsiyum fazla olunca her türlü alınmaz. Kalsiyum / potasyum oranı 12 olmalı. kireçli topraklarda bu oran artmakta ve potasyum alımı sınırlanmaktadır. Fazla olan şeyi sihirli değnekle azaltamayacağımıza göre, toprağa mantıken potasyum ekleriz. Bu sayede bitki potasyumu da almaya başlar. Kalsiyumun 1150-3500ppm arasında olması tavsiye edilir. 3500'ü geçmediği sürece antagonist ilişkide olduğu Magnezyum ve Potasyumun alımını etkilemez. Ancak karadeniz toprakları gibi asidik, aşırı yağışla yıkanmış topraklarda kalsiyum miktarı düşüktür. Buralarda Magnezyum karbonat, Kalsiyum karbonat, Kalsiyum Amonyum nitrat gübrelemeleri yapılır. Türkiye'de %80 kalsiyum fazlalığı var. Kalsiyum; demir, çinko, mangan, bor'u da aldırmaz. Ne çekersek kalsiyumdan çekiyoruz.

- Bir besin elementinin toprakta fazlaca bulunup, diğer besin elementinin alımını olumsuz etkiliyorsa "antagonizm", olumlu etkiliyorsa "sinerjik, sinerjizm" ilişki denir.

- Magnezyum toprakta 160-480ppm arasında bulunmalı. Fazla bulunursa ideal oranda bulunan kalsiyum ve potasyumu aldırmaz. Kalsiyum, potasyum, magnezyum üçgeni önemli, bir köşe büyük olmamalı.

- Kükürt'ün farklı kaynaklar 8,10,12 ppm üzerinde olmasını ister. Hoca saç telelrinden fazla toprak analizi yorumlamış ancak hiç birinde kükürt eksikliğine rastlamamış. İç Anadolu topraklarındaki %1-1,5 organik maddenin ayrışması ile ortaya çıkan kükürt bile bitkiler için yeterli olmakta. Bitkiler, kükürtü yapraklarının yere bakan kısmındaki 1cm2'de 200-400 adet bulundurduğu stoma boşluklarından gaz şeklinde alabilirler. Gaz formu SO2'dir.


MİKROELEMENTLER:



- Toprakta değişebilir Sodyum %'si %15'i aştıysa sodikleşme meydane gelir. Sodyum şeker pancarına yararlıdır ancak makroelementler kadar lazım değildir.

- Bitkilerde element içerikleri % ile verilirken, toprakta ppm ile belirtilir. Ppm mg/kg demektir. Bir dekar alanda 250 - 300 ton toprak bulunabilir.

- Toprakta yarayışlı demir (+2 yüklü) 4.5-10 ppm olmalı. Toprağın %94'ü oksijen, silisyum, alimünyum, demirden meydana gelmiştir, bunlar toprak anaçatısıdır. , demir oranı %4,5'dir ancak hepsi yarayışlı formda değildir. Geri kalan %6'sı ise diğer elementlerden meydana gelmektedir. Bu %94'ün %48'i oksijenden meydane gelmiştir. Demir şelatı pahalıdır, toprakta bulunması önemlidir. Şelatlı olan demir sülfata göre daha az yarayışlıdır.

- Nitrik asit ve Hidroklorik asitin birleşmesiyle oluşan "kral suyu" ile toprağı eritip topraktaki toplam demiri ölçebiliriz. Ancak yarayışlı demir DTPA çözeltisi ile karıştırılır, geçen kısım cihazda analiz edilir ve toprak analizinde belirtlir. Su da eriyen bileşikler bitkiler için yarayışlıdır.

- 4 metalik katyonda - demir, çinko, mangan, bakır arasında antagonizm vardır. Örneğin demir 10 ppm üzerinde çıktı mı diğer çinko, mangan, bakır alımı azalır.

- Çinko toprakta yarayışlı halde 0.7 - 2.4 ppm arasında bulunmalı. 2.4ppm'i geçerse demir, mangan,bakırı aldırtmıyor.

- Mangan Türkiye Bitki Beslemeciler Ekolu'na göre 5-10 ppm , FAO 14-50 ppm arasında bulunmalı olarak tavsiye edilir.

- Bakır 0.2 ppm üzeri olması istenir. Yine hocanın toprak analizlerine göre nadiren bakır noksanlığı görülmüştür. Bakırlı fungisit ilaçlamaları da bakır ihtiyacını karşılamada katkı sunar.

- Bor, FAO'ya göre 1-2.4 ppm arasında ; Türkiye Bitki Beslemeciler Ekolu'na göre 0.7 ppm üzeri bulunmalı. Hoca FAO'yu baz alıyor. 2.4ppm'i aştıktan sonra; 5ppm'e kadar arpa, şeker pancarı, pamuk fazla bor'a dayanıklıdır. Ancak mısır ayçiçeği gibi diğer tarla bitkileri dayanamamaktadır.

- Molibden 0.05 ppm üzerinde bulunmalı. En kötü toprakta bulunan %0,5 organik maddede ayrışan molibden bile toprağın kendisine yeterli olmaktadır. Molibden makroelementler gibi 7 - 7.5 pH'larda daha iyi alınmaktadır.

- Klor, hücredeki tuz dengesini sağlar. Toprakta 10 ppm üzeri bulunması yeterlidir. Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde 100ppm üzeri klor görülmektedir, sorun yoktur. Kum klor üretemez, saf kumlu topraklarda klor noksanlıkları görülebilir. Çocukluğumuzda yaptığımız pamuk deneyleri için de bu geçerlidir.


Yukarda saydığımız özelliklerdeki topraklara kan döksek, can biter.


** Su 2 hidrojen atomu ve 1 oksijen atomunun birleşmesi ile meydana gelir. Yoğunluğu 1gr/1cm3 olan suyun özgül ısısı 1 kalori/gramdır. Su insanın %75'ini oluşturan, girdiği kabın şeklini oluşturan bir sıvıdır. Bu tanım dünyada oturmuş tanımdır.

1616325692778.png
 

Benzer Konular