Ülkemizde Tarımsal İşletmelerin Büyüklükleri

Yaşadığımız coğrafyada milyonlarda yıldır insanlar yaşadılar , birçok medeniyet kurup , birçok uygarlık kurup bunları var edip , birbirlerinin medeniyetlerini yıkıp yerlerine yenilerini kurdular.
Yakın tarih diyebileceğimiz dönmelerde sayabileceklerimiz , Osmanlı , Selçuklu , Bizans , Moğol , Roma , Lidya , Likyalılar , Urartular , Traklar , Persler , Truvalılar ve adını sanını bilmediğimiz birçok medeniyet yaşadığımız toprakların üzerinden yaşayıp geçti.
Belkide milyon yıldır ülkemizde benzer ürünler yetiştirilen havzalar vardı , gedeki zeytin ve bağ havzaları , incir havzaları , ilk aklıma gelenler.
Bu bitkileri yetiştirmeyi , bu tarım yöntemlerini ve dahası bu topraklar bize bu insanlardan kaldı.
Eski dünya dediğimiz , Avrupa , Asya , Afrika gibi kıtalarda bulunan topraklar benzer hikayelere ve olaylara tanıklık ettiler.
Fakat yeni dünya denilen Amerika , Avustralya gibi kıtalarda bizim topraklarımızdaki gibi bir tarım kültürü , bu kıtalar keşfedelip buralara göçler olana kadar gerçekleşmedi.
Buralara yeni insanlar göç ettiklerinde uçsuz bucaksız bir coğrafya ve araziler ile karşılaştılar. Buralar sahiplendirilmeli , topraklar üzerinde yaşayan haklar temizlenmeli ve asimile edilmeliydi , bunuda uzun yıllar sürsede gerçekleştirdiler , Kızıldereliler , Aborjinler , Mayalar gibi halklr tarih sahnesinde daha geri planda kaldı ve asimile oldular.
Yeni cofrafyaları mülk sahiplerine tahsis ederken bizdeki gibi köy , mevki , arazi bazında değilde , büyük çiftlikler halinde tahsis ettiler , uçsuz bucaksız topraklarda bir aileye 20 bin dekar arazi tahsisi çok problem değildi , fakat bizde 20 bin dekarın altında arazisi olan binlerce köy vardır. Bu araziyide köyün büyüklüğüne göre 150-200 hane paylaşmak durumunda kalıyor. Osmanlının son zamanlarında , elden öıkan topraklardan , devletin elinde kalan topraklara yoğun bir göç yaşandığı için mevcut köylerin ve benzeri yerleşim yerlerinin arazileri dahada ufaltılarak daha fazla sayıda yerleşim yeri oluşturuldu , gelen insanlara bir ekonomik faliyet ve geçinecek bir ortam oluşturulması gerekiyordu , bu mecburen yapıldı. Türk tarımındaki parçalı arazi sorunu belkide 100-150 yıldan daha eski olan bir mesele , bu yaşadığımız toprakların bize bıraktığı kötü miraslardan birisi.
ABD de , Avustralyada kullanılan büyük tarım aletlerine bakınca iç geçirmemek , özlem duymamak elde değil , fakat bizim yapımızda mevcut işletme büyüklüklerinde bu çok zor görünüyor.
Bizim ülkemizdede buralardaki büyük işletmelere özlem duyanlar çok var , fakat bu gidişle eğer köyler bu hızla boşalmaya devam ederse , arazilerin küresel ve yerel sermaye gruplarının eline geçmesi çok uzun yıllar sürmeyecek , bu şartlarda rekabet etme gücümüz her geçen sene zayıflıyor , ve geri dönüşü olmayan bir döngüye girmişiz gibimize geliyor. Bizim ülkemizde Amerikanın , Avustralyanın yaşadığını tersten yaşayacağız , onlarla aynı konuma geleceğiz fakat bu geçiş son derece sancılı ve sıkıntılı olacak gibi duruyor.
Naçizane tesbtlerimdir , altında bir siyasi anlam mesaj aramayın.
Sağlıcakla kalın.
 

Benzer Konular