PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftçi Muhabbetleri
buda benım basıma gelen
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="manas" data-source="post: 144961" data-attributes="member: 4065"><p><strong>Ynt: buda benım basıma gelen</strong></p><p></p><p>Gönderen: 09-Temmuz-2008 Saat 14:12 | Kayıtlı IP </p><p></p><p>--------------------------------------------------------------------------------</p><p> </p><p></p><p> </p><p></p><p> </p><p>Türkiye’de zirai mücadelede 1250 çeşit ilaç kullanılıyor. Bu ilaçlar önerilen zaman ve dozda kullanılmadığı takdirde insan sağlığına kalıcı zararlar verebiliyor. Araştırmalara göre, gerek piyasada satılan et ve süt ürünlerinde, gerekse anne sütünde tarım ilacı kalıntısına rastlanıyor. Özellikle Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı görülüyor.</p><p></p><p> Hasat zamanından belirli bir süre önce kullanımı durdurulmayan tarım ilaçlarının etkisi, yıkamayla yok olmuyor. </p><p>Bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları, saç dökülmesinden kansere kadar pek çok sağlık sorununa kapı aralıyor. Sadece insan sağlığına değil toprağa, suya ve diğer canlılara da zarar veriyor. </p><p></p><p>Kanser vakalarının artışında, “pestisitler” adı verilen “tarım ilaçları”nın “aşırı”, “zamansız” ve “uygunsuz” kullanımının da büyük payı var. </p><p></p><p>Bitkilerdeki ilaç kalıntısı, kullanılan ilacın cinsine, çevre koşullarına, ilacın ayrışma süresine, bitkinin türüne, ilacın veriliş tarihi ile hasat zamanı arasındaki süreye bağlı olarak değişiyor. Kabul edilebilir kalıntı miktarları ülkeden ülkeye de farklılık gösteriyor. </p><p></p><p>Belirlenen değerler genellikle yetişkin bir insanın vücut ağırlığı ve günlük ortalama tüketim miktarı baz alınarak saptanıyor. Oysa bu ağırlığın çok altında olan bebekler ve çocuklar, hem dokularının yetişkinlere göre daha hassas olması, hem bağışıklık sisteminin yeni kuruluyor olması, hem de yaş ve kuru sebze ve meyveyi daha çok tüketen grupta olmaları nedeniyle risk altında bulunuyor.</p><p></p><p>Türkiye’de birim alana kullanılan ilaç miktarı Avrupa ülkelerine göre son derece düşük. Örneğin İspanya’da 2.6, İngiltere’de 3.6, Almanya ve Fransa ‘da 4.4, Yunanistan’da 6, İtalya’da 7.6, Hollanda’da 17.5 kg. ilaç kullanılırken Türkiye’de bu oran 0.5 kg’da kalıyor. Türkiye’nin tarım ürünlerinde belirlediği kalıntı oranları da Avrupa’dan farklı değil. Ancak, sorun uygulamada ortaya çıkıyor. İlaç kalıntılarının insan üzerindeki olumsuz etkileri son ilaçlama ile hasat süresi arasındaki kritik eşikte kendini gösteriyor. Çünkü, son ilaçlama ile hasat arasındaki sürelere uyulmuyor, ilaçlama yapılıyor. Sebze ve meyvelerde hasadın yaklaştığı dönemlerde kalıntı süresi kısa olan ilaçlar kullanmak gerekiyor. Özellikle domates, biber, patlıcan gibi kısa aralıklarla hasat edilen ürünlerde bu kurala uymak daha da büyük önem kazanıyor. </p><p></p><p> </p><p></p><p>Türkiye’de sıkça yapılan bir diğer hata da ilaçların karıştırılarak uygulanması. Bu durumda, kalıntı süresi uzun ve kısa ilaçlar birbirine karışıyor.</p><p></p><p>Sürekli ve ölçüsüz, zamanı iyi hesaplanmadan yapılan ilaçlama, tarım zararlılarının da direnç kazanmasına yol açıyor. Böylece zirai mücadele de başarısız oluyor. </p><p></p><p> </p><p></p><p> ***</p><p></p><p> </p><p>Bütün bu nedenlerle tarım ilaçlarının doğru kullanımı için çiftçilerin eğitilmesi, periyodik denetimlerin yapılması ve ürünlerin tüketiciye ulaşmadan önce laboratuvar testlerinden geçmesi ve tıpkı tıp ilaçları gibi reçete kullanımına bağlanması bizce bir zorunluluktur. </p><p></p><p>Yıllardan beri Derneğimizin de aralarında bulunduğu bir çok kuruluş tarafından ısrarla öne sürülen bu talep nihayet gerçekleşiyor. </p><p></p><p>Bu yönde ilk adım olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü “Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenebilirliğinin Sağlanması” amacına yönelik olarak bir çalışma başlattı. </p><p></p><p>Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde bu çalışma çerçevesinde bir Eylem Planı hazırlandı. Bu planın esası, “bitkisel üretimde kullanılan kimyasalların kayıt altına alınması ve izlenmesi” için hazırlanan “Üretici Kayıt Defteri”ne dayanıyor. </p><p></p><p>Çiftçi Kayıt Sistemi bilgilerine uygun olarak çiftçi tarafından her bitkisel ürün için ayrı ayrı doldurulacak olan defter, hasada yakın dönemlerde Tarım Bakanlığı İl/İlçe Müdürlükleri tarafından kontrol edilerek onaylanacak. </p><p></p><p>Kayıt Defteri çiftçinin kimliği, üretilecek ürünün adı, üretim alanı, tahmini üretim miktarı gibi bilgilerin yanı sıra ürünün yetiştirilmesi sırasında kullanılan ilaç, gübre ve bitki gelişim düzenleyicilerinin markası, etkili maddesi, hangi hastalık ya da zararlılara karşı kullanıldığı, dekar veya ağaç başına kullanılan doz, uygulama tarihi, hasat tarihi gibi bilgileri içeriyor. Defetir kullanımına ilişkin olarak Bakanlık elemanları taafından üreticilere kurslar vb. yöntemlerle bilgi verilecek. </p><p></p><p>Eylem Planı uyarınca yılbaşından önce Tarım İliçlarının Reçete ile Satılmasına Dair Yönetmelik yayınlanacak ve 01.01.2009 tarihinden itibaren zirai ilaçların tamamı reçete ile satılacak. </p><p></p><p>Reçeteyi Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü elemanları, Tarım Danışmanları ve Ziraat Fakültelerindeki öğretim elemanları yazabilecek. Bakanlık bünyesinde reçete yazma yetkisine sahip olan meslek grupları için de kurslar düzenlenerek yetki sahibi olanlara sertifika verilecek.</p><p></p><p></p><p></p><p>Böylece hangi bitkinin hangi koşullarda ne kadar ilaç ve kimyasal gübre kullanılarak üretileceği, ilaç kullanımından sonra beklenmesi gereken sürenin ne kadar olacağı belirlenerek denetlenecek ve ilacı yazandan satana ve üreticiye kadar uzanan bir zincir kurulacak.</p><p></p><p>Bu uygulama ile piyasada faaliyet gösteren bazı ilaç bayilerinin üreticiyi ticari amaçlarla yanılttığı iddialarının da önüne geçilebilecek.</p><p></p><p></p><p></p><p>Halen Türkiye ölçeğinde Bitki Koruma Ürünleri Bayiliği yapan 6198 bayi var. Bu bayilerin 3962’si Ziraat Mühendisi, 819’u Ziraat Teknisyeni ve Teknikeri, 2117’si ise diğer mesleklere mensup. Geçmişte zirai ilaç bayiliğinin tamamen ticari bir faalyet gibi görüldüğü dönemde bayilik hakkı kazanmış bulunan diğer meslek mensupları içinde İlahiyat, İnşaat, İşletme, Siyasal Bilgiler fakülteleri mezunları olduğu gibi 391 ilkokul mezunu ile bir okur-yazar da yer alıyor.</p><p> </p><p> BU KONUDA BAYA MUCADELE ETIYORUM bugun gelen maılı sızlerlepaylaşmak ıstedım</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="manas, post: 144961, member: 4065"] [b]Ynt: buda benım basıma gelen[/b] Gönderen: 09-Temmuz-2008 Saat 14:12 | Kayıtlı IP -------------------------------------------------------------------------------- Türkiye’de zirai mücadelede 1250 çeşit ilaç kullanılıyor. Bu ilaçlar önerilen zaman ve dozda kullanılmadığı takdirde insan sağlığına kalıcı zararlar verebiliyor. Araştırmalara göre, gerek piyasada satılan et ve süt ürünlerinde, gerekse anne sütünde tarım ilacı kalıntısına rastlanıyor. Özellikle Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı görülüyor. Hasat zamanından belirli bir süre önce kullanımı durdurulmayan tarım ilaçlarının etkisi, yıkamayla yok olmuyor. Bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları, saç dökülmesinden kansere kadar pek çok sağlık sorununa kapı aralıyor. Sadece insan sağlığına değil toprağa, suya ve diğer canlılara da zarar veriyor. Kanser vakalarının artışında, “pestisitler” adı verilen “tarım ilaçları”nın “aşırı”, “zamansız” ve “uygunsuz” kullanımının da büyük payı var. Bitkilerdeki ilaç kalıntısı, kullanılan ilacın cinsine, çevre koşullarına, ilacın ayrışma süresine, bitkinin türüne, ilacın veriliş tarihi ile hasat zamanı arasındaki süreye bağlı olarak değişiyor. Kabul edilebilir kalıntı miktarları ülkeden ülkeye de farklılık gösteriyor. Belirlenen değerler genellikle yetişkin bir insanın vücut ağırlığı ve günlük ortalama tüketim miktarı baz alınarak saptanıyor. Oysa bu ağırlığın çok altında olan bebekler ve çocuklar, hem dokularının yetişkinlere göre daha hassas olması, hem bağışıklık sisteminin yeni kuruluyor olması, hem de yaş ve kuru sebze ve meyveyi daha çok tüketen grupta olmaları nedeniyle risk altında bulunuyor. Türkiye’de birim alana kullanılan ilaç miktarı Avrupa ülkelerine göre son derece düşük. Örneğin İspanya’da 2.6, İngiltere’de 3.6, Almanya ve Fransa ‘da 4.4, Yunanistan’da 6, İtalya’da 7.6, Hollanda’da 17.5 kg. ilaç kullanılırken Türkiye’de bu oran 0.5 kg’da kalıyor. Türkiye’nin tarım ürünlerinde belirlediği kalıntı oranları da Avrupa’dan farklı değil. Ancak, sorun uygulamada ortaya çıkıyor. İlaç kalıntılarının insan üzerindeki olumsuz etkileri son ilaçlama ile hasat süresi arasındaki kritik eşikte kendini gösteriyor. Çünkü, son ilaçlama ile hasat arasındaki sürelere uyulmuyor, ilaçlama yapılıyor. Sebze ve meyvelerde hasadın yaklaştığı dönemlerde kalıntı süresi kısa olan ilaçlar kullanmak gerekiyor. Özellikle domates, biber, patlıcan gibi kısa aralıklarla hasat edilen ürünlerde bu kurala uymak daha da büyük önem kazanıyor. Türkiye’de sıkça yapılan bir diğer hata da ilaçların karıştırılarak uygulanması. Bu durumda, kalıntı süresi uzun ve kısa ilaçlar birbirine karışıyor. Sürekli ve ölçüsüz, zamanı iyi hesaplanmadan yapılan ilaçlama, tarım zararlılarının da direnç kazanmasına yol açıyor. Böylece zirai mücadele de başarısız oluyor. *** Bütün bu nedenlerle tarım ilaçlarının doğru kullanımı için çiftçilerin eğitilmesi, periyodik denetimlerin yapılması ve ürünlerin tüketiciye ulaşmadan önce laboratuvar testlerinden geçmesi ve tıpkı tıp ilaçları gibi reçete kullanımına bağlanması bizce bir zorunluluktur. Yıllardan beri Derneğimizin de aralarında bulunduğu bir çok kuruluş tarafından ısrarla öne sürülen bu talep nihayet gerçekleşiyor. Bu yönde ilk adım olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü “Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenebilirliğinin Sağlanması” amacına yönelik olarak bir çalışma başlattı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde bu çalışma çerçevesinde bir Eylem Planı hazırlandı. Bu planın esası, “bitkisel üretimde kullanılan kimyasalların kayıt altına alınması ve izlenmesi” için hazırlanan “Üretici Kayıt Defteri”ne dayanıyor. Çiftçi Kayıt Sistemi bilgilerine uygun olarak çiftçi tarafından her bitkisel ürün için ayrı ayrı doldurulacak olan defter, hasada yakın dönemlerde Tarım Bakanlığı İl/İlçe Müdürlükleri tarafından kontrol edilerek onaylanacak. Kayıt Defteri çiftçinin kimliği, üretilecek ürünün adı, üretim alanı, tahmini üretim miktarı gibi bilgilerin yanı sıra ürünün yetiştirilmesi sırasında kullanılan ilaç, gübre ve bitki gelişim düzenleyicilerinin markası, etkili maddesi, hangi hastalık ya da zararlılara karşı kullanıldığı, dekar veya ağaç başına kullanılan doz, uygulama tarihi, hasat tarihi gibi bilgileri içeriyor. Defetir kullanımına ilişkin olarak Bakanlık elemanları taafından üreticilere kurslar vb. yöntemlerle bilgi verilecek. Eylem Planı uyarınca yılbaşından önce Tarım İliçlarının Reçete ile Satılmasına Dair Yönetmelik yayınlanacak ve 01.01.2009 tarihinden itibaren zirai ilaçların tamamı reçete ile satılacak. Reçeteyi Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü elemanları, Tarım Danışmanları ve Ziraat Fakültelerindeki öğretim elemanları yazabilecek. Bakanlık bünyesinde reçete yazma yetkisine sahip olan meslek grupları için de kurslar düzenlenerek yetki sahibi olanlara sertifika verilecek. Böylece hangi bitkinin hangi koşullarda ne kadar ilaç ve kimyasal gübre kullanılarak üretileceği, ilaç kullanımından sonra beklenmesi gereken sürenin ne kadar olacağı belirlenerek denetlenecek ve ilacı yazandan satana ve üreticiye kadar uzanan bir zincir kurulacak. Bu uygulama ile piyasada faaliyet gösteren bazı ilaç bayilerinin üreticiyi ticari amaçlarla yanılttığı iddialarının da önüne geçilebilecek. Halen Türkiye ölçeğinde Bitki Koruma Ürünleri Bayiliği yapan 6198 bayi var. Bu bayilerin 3962’si Ziraat Mühendisi, 819’u Ziraat Teknisyeni ve Teknikeri, 2117’si ise diğer mesleklere mensup. Geçmişte zirai ilaç bayiliğinin tamamen ticari bir faalyet gibi görüldüğü dönemde bayilik hakkı kazanmış bulunan diğer meslek mensupları içinde İlahiyat, İnşaat, İşletme, Siyasal Bilgiler fakülteleri mezunları olduğu gibi 391 ilkokul mezunu ile bir okur-yazar da yer alıyor. BU KONUDA BAYA MUCADELE ETIYORUM bugun gelen maılı sızlerlepaylaşmak ıstedım [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftçi Muhabbetleri
buda benım basıma gelen
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt