PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Çiftçilik Dışı Konular
Muhabbet - Geyik
İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="mocıtu" data-source="post: 118533" data-attributes="member: 1293"><p><strong>Ynt: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi</strong></p><p></p><p>[bag]<strong><span style="color: red">Dambulla Altın Tapınağı - Sri Lanka </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=q8pm7oyq0bqwo1e7ueh.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/q8pm7oyq0bqwo1e7ueh.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=t45y9ounz3bsqr3rejsn.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/t45y9ounz3bsqr3rejsn.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Eski zamandaki ve Binbir Gece Masalları'ndaki adıyla Serendip, şimdiki adıyla Sri Lanka, bir önceki adıyla Seylan'da antik bir kent Dambulla. Kentteki mağaralar mabedi ve çevresi, adadaki Hint öncesi kültürün izlerini dahi taşır; İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere giden bir kültür sunar. Ama mağaranın asıl önemi, İÖ 1. yüzyıldan kalma dev Buda heykelleri ve duvarlarındaki dinsel resimlerdir. Kuzeydeki Anuradapura Kralı Valagamba, aynı yüzyılda bu mağaralarda 14 yıl sürgün hayatı yaşamıştır. Mağaralara, 11.-12. ve 18'inci yüzyılda Hindu Tanrılarının resim ve heykelleri de eklenmiştir. Yerden 180 metre yükseklikteki dev kayalarda 80 mağara tespit edilmiştir. Mağaraların beşinde Buda'nın kimisi 18 metreyi bulan 153 heykeli yer alır. Ayrıca çok sayıda Tanrı, Tanrıça ve Sri Lanka kralının heykeli de vardır. Diğer adı Dambulla Altın Tapınağı olan bu mağaralar, 1992'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır. Sri Lanka'da çoğunluğu oluşturan Sinhaliler, Budacı inanca sahiptir, azınlıktaki nüfus Tamiller ise Hindu inancına bağlıdır. Mağaraların en önemlileri birinci ve ikinci mağaralardır. Birincisinin adı Kutsal Kralın Mağarası'dır, içinde 14 metre yükseklikte bir Buda heykeli yer alır. İkincisi, Büyük Krallar Mağarası'dır ve en büyük mağaradır; içinde 16 oturan, 40 da ayakta Buda heykeli, Tanrı Saman ve Vişnu'nun ve bazı Sri Lanka krallarının heykelleri vardır</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Palmyra - Suriye</span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=wnc84dwdq4y3r1xxkzz7.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/wnc84dwdq4y3r1xxkzz7.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=00bz2dj24h4jnhwo0n7j.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/00bz2dj24h4jnhwo0n7j.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Orta Suriye'de bulunan Palmyra antik kenti, ''çölün gelini'' olarak da biliniyor. Çölü aşan yolcular için önemli bir durak olan kent, yerel geleneklerle Roma ve İran kültürlerini harmanlamış ve antik dönemin önemli merkezlerinden biri haline gelmişti. Anıtsal kalıntıları günümüzde de ıssız coğrafyanın ortasında yükselmeye devam ediyor. Aramcanın konuşulduğu Palmyra'nın ilk dönemleri hakkında ayrıntılı bilgi bulunmuyor ama adının eski kaynaklarda geçtiği görülüyor. Önceleri bağımsız bir kent olan Palmyra, İS 1. yüzyılda Roma egemenliğine girdi. Şam'ı Fırat'a bağlayan yol üzerinde bulunduğundan önemini giderek arttırdı; 634 yılında da Müslüman komutan Halid bin Velid tarafından fethedildi. Aramilerin büyük Tanrısı Bol için yapılan tapınak, kentin önemli kalıntıları arasında. Bu görkemli yapı, tüm Ortadoğu'da antik dönemden kalan dini yapı örneklerinin içinde özel bir yere sahip. Palmyra'da agora, senato, tiyatro, dini yapılar ve diğer kalıntılar hâlâ görülebiliyor, çölün ortasında bulunması kentin dış etkilerden korunmasını kolaylaştırıyor. Kent ayrıca İÖ 3. yüzyılda geliştirilen Sami kökenli ''Palmyra alfabesi''yle de tarihsel açıdan önem taşıyor. Palmyra yazıtları şimdiye kadar Mısır'dan İtalya'ya kadar birçok ülkede bulundu. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1980 yılında giren Palmyra Tadmor olarak da biliniyor.</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Paskalya Adası - Şili </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=b0fyeo444dsehiecnecm.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/b0fyeo444dsehiecnecm.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=thvvq79z8gz4l5o0o.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/thvvq79z8gz4l5o0o.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Büyük Okyanus'ta yer alan Paskalya Adası küçük ama dünyaca ünlü bir kara parçası. Adadaki dev insan heykellerinin kökenleri uzun süre bilinmezliğini korudu. Nihayet bilimsel araştırmalar bunların 10. ve 16. yüzyıllar arasında yapıldığını ortaya çıkardı. Şili'ye bağlı Paskalya Adası, Güney Amerika'nın 3 bin 600 kilometre açığında bulunuyor. Yerli halk Polinezyalıların adaya 300'lü yıllarda geldiği tahmin ediliyor. Son derece özgün bir sanat anlayışı geliştiren bu topluluk sonraki yüzyıllarda ''ahu'' adı verilen taş platformlar ve büyüklüğü 10 metreyi aşan, tonlarca ağırlığa sahip insan heykelleri yaptı. Bunlar adanın volkanik taşlarından yontulmuştu. Adada ayrıca ''rongorongo'' adı verilen, ahşap levhalara işlenen şematik bir yazı sistemi kullanılıyordu. Hollandalı denizci Jacop Roggeveen, 1722 yılında adaya ayak basan ilk Batılı oldu ve buraya paskalya günü geldiğinden kara parçasına bu adı verdi. Ada halkı 19. yüzyılda köle tacirlerinin hedefi oldu ve sayıları önemli ölçüde azaldı. Paskalya Adası'nın yaklaşık dört bin kişilik nüfusunun yarıdan fazlasını hâlâ yerliler oluşturuyor ama gelenekler büyük ölçüde unutulmuş durumda. Şili hükümeti adayı Rapai Nui adıyla milli park statüsüyle koruyor. Rapa Nui, adanın yerli dilindeki adı. Paskalya Adası ayrıca 1995 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. </strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Kartaca - TUNUS </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=9hzk40yrpx4lhk4ecjpm.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/9hzk40yrpx4lhk4ecjpm.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=400f0pz3nter26q3o6w.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/400f0pz3nter26q3o6w.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Kartaca, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1979 yılında girdi. Günümüzde Tunus sınırları içinde yer alan Kartaca'nın, İÖ 9. yüzyılda Fenikelilerce kurulduğu tahmin ediliyor. Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent deniz ticareti sayesinde kısa sürede zenginleşti. Roma'yla İÖ 2. ve 3. yüzyıllarda üç kere savaşan Kartaca sonunda yenildi ve tamamen yıkıldı. Bir süre boş kalan kent İÖ 29 yılında yine Romalılarca koloni haline getirildi ve Afrika eyaletinin merkezi yapıldı. Tekrar inşa edilen ve Akdeniz'de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorluğun en önemli üçüncü kenti oldu. Modern Tunus kentinin bir dış mahallesi olan Kartaca, yeni yapılarla iç içe geçmiş durumda. Bu yüzden günümüze fazla sayıda eser kalmış değil. Yine de Caesar (Sezar) zamanında nüfusu 700 bine kadar yükselen kentin ihtişamını günümüze taşıyan kalıntılar bulmak mümkün. Antonin Kaplıcaları, Roma'da türünün en büyük örneklerinden biriydi; aynı zamanda karışık bir suyolu sistemine sahipti. Antik konutlar, yeraltı sarnıçları, tapınaklar, tiyatro Kartaca'nın diğer kalıntıları arasında. Birsa Tepesi'ndeki müze de kentin arkeolojik geçmişi hakkında fikir veriyor. Kartaca 705 yılında Arapların eline geçti ve yeni kurulan Tunus kentinin gölgesinde kaldı. Kentteki daha yeni tarihli yapıların en dikkat çekici olanı Fransızların yerel mimari üslupla yaptığı St. Louis Katedrali.</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Merv - Türkmenistan </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=skpsvg7ksqh2rqtvku.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/skpsvg7ksqh2rqtvku.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=ctmnkyc7fg3sbxeo5p2.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/ctmnkyc7fg3sbxeo5p2.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>İpek Yolu güzergâhında, bir vaha üzerinde kurulan Merv, tarihin en bahtsız şehirlerinden biri. Bugün zengin bir geçmişin izlerini taşıyan kalıntılardan ibaret olan bu şehir, bir dönem Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na da başkentlik yapmıştı. Tarihçi İbn Haldun, bugünkü Türkmenistan'ın güneyinde bulunan Merv için ''Güneyinde dağlar ve doğusunda çöl vardır'' der. Şahname yazarı Firdevsi de şehri Efrasiyab'ın kurdurduğunu söyler. Büyük İskender tarafından fethedilen şehir daha sonra Partların eline geçmişti ve antikçağın sonuna kadar Sasaniler tarafından yönetilmişti. Sasanilerin son kralı 651'de burada öldürülmüş, Merv Müslüman Arapların eline geçmişti. Selçuklular devrinde büyük gelişme gösteren şehir Cengiz Han'ın demirden yumruğu altında un ufak oldu. Merv, 1409'da Timurlulardan Şahruh tarafından yeniden kuruldu ama 18. yüzyıl sonunda Buhara emiri, halkı buradan kovdu. Halksız kalan şehir de tarihe karıştı. Merv'de yapılan kazılarda üç ayrı yerleşim tespit edildi ama ortaya henüz çok fazla bir şey çıkarılamadı. Üç yerleşimin en eskisi Gâvurkale'nin kuruluşu, Büyük İskender'in komutanı I. Antiochos'a isnat ediliyor. O devirden sadece sur duvarlarının kalıntıları görülebiliyor. İkinci yerleşim Sultankale, Selçuklu devrinde muhteşem abidelerle donatılmış. Şimdi o abidelerden sadece Sultan Sencer'in türbesi ve sur duvarları ayakta.</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Petra - Ürdün </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=80oiyyu3tjsnpy35ilmc.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/80oiyyu3tjsnpy35ilmc.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=yzupniwhgxdhjmfi6k3.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/yzupniwhgxdhjmfi6k3.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Ürdün sınırları içerisinde kalan Petra antik kenti, Ortadoğu'daki en önemli tarihi alanlardan biri. Doğu gelenekleriyle Roma mimarisini kaynaştırdığı için dünya tarihinin de en özgün kalıntıları arasında sayılıyor. Kızıldeniz ile Ölü Deniz arasındaki Petra, tarihöncesi çağlardan beri insan yerleşimlerine sahne oldu. Petra, İÖ 4. yüzyıl ve İS 2. yüzyıl arasında eski bir Arap halkı olan Nebatilerin başkentliğini yaptı. Ardından Romalıların eline geçti ve Arabistan eyaletine katıldı. Arap Yarımadası, Mısır ve Suriye arasında önemli bir kavşak noktası olduğu için zenginliğini uzun yıllar korudu. Kent, özellikle kumtaşı kayalara oyulmuş tapınak, tiyatro ve konutlarıyla dikkat çekiyor. Petra'nın bulunduğu vadideki kumtaşlarının renginden dolayı burası ''gül kırmızısı kent'' olarak da biliniyor. Kalıntıların en bilinenleri El Hazne adı verilen Nebati tapınağı ve Romalılardan kalan tiyatro. Kentte ayrıca yine kayalara oyulmuş çok sayıda gösterişli mezar bulunuyor. Mühendislikte o dönem için ileri bir seviyede olan Nebatiler kente suyolları ve su depoları da yapmıştı. Deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı İS 400'lü yıllarda gücünü kaybeden ve zamanla tamamen boşalan Petra, 1812 yılında İsviçreli Johann Burckhardt tarafından bulundu ve Batı dünyasına tanıtıldı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1985'te alınan Petra, geçtiğimiz yıllarda da ''Dünyanın Yeni Harikaları'' arasında gösterildi</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">Vatikan</span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=jgggcyb5ho4opx1gt8ct.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/jgggcyb5ho4opx1gt8ct.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=1l44w5ucst3267zg6hl.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/1l44w5ucst3267zg6hl.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Roma sınırları içinde, bağımsız bir devlet Vatikan. Papalık ile İtalya arasında 11 Şubat 1929'da imzalanan Laterano Antlaşması'yla kuruldu. Roma'nın ortasında, etrafı duvarlarla çevrili Vatikan, barındığı mimari ve sanat başyapıtlarıyla 1984'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Katolikliğin merkezi olmasından dolayı uluslararası arenada söz sahibi. Vatikan'ın devlet başkanı olan papa, aynı zamanda tüm Katoliklerin ruhani lideri. Vatikan'ın girişinde Gian Lorenzo Bernini'nin 1656-1667 yılları arasında düzenlediği, sütunlarla çevrili San Pietro Meydanı bulunuyor. Meydanda bulunan ve kubbesi Michelangelo'nun imzasını taşıyan San Pietro Katedrali her yıl milyonlarca hacının akınına uğruyor. İçindeki en ilgi çekici eser, Michelangelo'nun ölü İsa'yı kucaklayan Meryem'i tasvir ettiği Merhamet (Pieta) heykeli. Vatikan sınırları içerisinde Santo Spirito Hastanesi, Palazzo di Giustizia (Adalet Sarayı), Santa Maria in Traspontina Karmelit Kilisesi gibi birçok kutsal ve tarihi mekân bulunuyor. Vatikan müzeleri klasik ve Rönesans dönemlerinin en büyük koleksiyonunu barındırıyor. Sistina, Vatikan Sarayı'nın ana şapeli. Bu şapelin yan duvarları Botticelli, Perugino, Signorelli gibi sanatçıların Musa ve İsa'nın hayatından sahneler işlediği fresklerle kaplı. Şapelin asıl ünü Michelangelo'nun başyapıtlarından, İsa'nın gazabına uğrayan ruhları betimlediği ''Son Yargı'' adını taşıyan freski.</strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: red">San'a - Yemen </span></strong></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=zrbw3q3r05int4y225y7.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/zrbw3q3r05int4y225y7.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=s5c37bkh7tbmlxtfpzp3.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/s5c37bkh7tbmlxtfpzp3.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Yemen'in başkenti San'a, dağların çevrelediği bir ovada, 2 bin 200 metre yükseklikte. Yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir tarihi olan kent 7. ve 8. yüzyıllarda İslam'ın en önemli merkezlerinden biri oldu. Nuh Peygamber'in oğlu Sam'ın kurduğuna inanılan kentte birbirinden güzel kerpiç binalar yükseliyor. Eski San'a olarak adlandırılan, 14. yüzyıla dayanan bu yapıların bulunduğu alan UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Eski San'a'da 103 cami, 14 hamam ve 6 binden fazla ev bulunuyor. Dar sokaklarda yükselen binalar genellikle altı yedi katlı. Evlerin pencereleri ve kat aralarını belirleyen beyaz çizgiler ''nura'' adlı özel bir kerpiçle işlenmiş. Bu binaların büyük kısmı kerpiçten yapılmasına rağmen yüzlerce yıl ayakta kalabilmiş. Binaların arasında uzanan taş sokaklar, küçük meydanlara açılıyor. Babü'l-Yemen ve Babü's-Selam yedi kapılı San'a'nın günümüze ulaşan iki kapısı. Kentin merkezi Tahrir Meydanı. Osmanlı döneminden kalma birçok hamam Eski San'a'nın doğusunda bulunuyor. Büyük Cami (Cami'ü'l-Kebir) 630 yılında inşa edildi. Yemen'deki ilk İslam eseri kabul ediliyor. Salahaddin ve Mutvekil şehirdeki diğer önemli camiler. Milli Müze'de ülke tarihiyle ilgili eserler sergileniyor. Eski Osmanlı Kalesi hâlâ kışla olarak kullanılıyor. Ülkenin en büyük pazarı Milh Meydanı'nda kuruluyor. Gat Meydanı'nda ise Yemen'de herkesin çiğnediği uyarıcı bir bitki olan ''gat'' satılıyor.</strong></p><p></p><p></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=b08or2xxx7gvpxcyebq.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/b08or2xxx7gvpxcyebq.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><a href="http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=gw1hnzc3nfy5g42glsmi.jpg" target="_blank"><img src="http://www.resim-yukle.gen.tr/images/gw1hnzc3nfy5g42glsmi.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p><p></p><p><strong>Doğal bir yükselti üzerinde bulunan Atina Akropolisi'ndeki (yukarı şehir) yerleşimin geçmişi tarihöncesine uzanırken Miken döneminde önemli bir yer halini alır ve bu dönemde Akropolis surlarla çevrilir. Bugün akropolde yükselen eşsiz yapılar ise Pers Savaşı'nın ardından, İÖ 5. yüzyılda Perikles'in başlattığı imar faaliyetleri ile gerçekleşir. Akropolis, heykeltıraş Phidias'ın yönetiminde Iktinos, Mnesikles ve Kallikrates gibi ustaların elinden çıkma yapılarla yeniden inşa edilir. Bu yapılar arasında en göz alıcısı Parthenon olarak bilinen Pallas Athena Parthenos Tapınağı'dır. Bu yapı Perslere karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilir ve daha sonra Attika-Delos Deniz Birliği'nin hazinesi olarak kullanılır. Akroplis'teki ikinci büyük yapı ise Erekhtheion'dur (İÖ 421-405). İsmini mitolojik Antik Yunan Kralı Erechtheus'tan alan, Tanrılar ve mitolojik kahramanlara adanan yapının dış cephesini karyatidler (kadın biçimli sütunlar) süsler. Diğer bir göz alıcı yapı ise Nike Tapınağı'dır. Akroplis'in en eski İon uslubunda inşa edilen bu tapınağında, yazar Pausanias'a göre Nike'nin ahşap kült heykeli bulunmaktadır. Akropolis'in bir diğer ünlü yapısı ise Propyleion'dur (anıtsal kapı). Bu kapının savunma amacı taşımadığı, daha çok kutsanmış akropole girişin ancak uygun kişiler tarafından yapılacağını simgelediğine inanılır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1986'da alınan Atina Akropolisi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor.</strong>[/bag]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mocıtu, post: 118533, member: 1293"] [b]Ynt: İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi[/b] [bag][b][color=red]Dambulla Altın Tapınağı - Sri Lanka [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=q8pm7oyq0bqwo1e7ueh.jpg][img width=399 height=600]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/q8pm7oyq0bqwo1e7ueh.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=t45y9ounz3bsqr3rejsn.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/t45y9ounz3bsqr3rejsn.jpg[/img][/URL] [b]Eski zamandaki ve Binbir Gece Masalları'ndaki adıyla Serendip, şimdiki adıyla Sri Lanka, bir önceki adıyla Seylan'da antik bir kent Dambulla. Kentteki mağaralar mabedi ve çevresi, adadaki Hint öncesi kültürün izlerini dahi taşır; İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere giden bir kültür sunar. Ama mağaranın asıl önemi, İÖ 1. yüzyıldan kalma dev Buda heykelleri ve duvarlarındaki dinsel resimlerdir. Kuzeydeki Anuradapura Kralı Valagamba, aynı yüzyılda bu mağaralarda 14 yıl sürgün hayatı yaşamıştır. Mağaralara, 11.-12. ve 18'inci yüzyılda Hindu Tanrılarının resim ve heykelleri de eklenmiştir. Yerden 180 metre yükseklikteki dev kayalarda 80 mağara tespit edilmiştir. Mağaraların beşinde Buda'nın kimisi 18 metreyi bulan 153 heykeli yer alır. Ayrıca çok sayıda Tanrı, Tanrıça ve Sri Lanka kralının heykeli de vardır. Diğer adı Dambulla Altın Tapınağı olan bu mağaralar, 1992'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır. Sri Lanka'da çoğunluğu oluşturan Sinhaliler, Budacı inanca sahiptir, azınlıktaki nüfus Tamiller ise Hindu inancına bağlıdır. Mağaraların en önemlileri birinci ve ikinci mağaralardır. Birincisinin adı Kutsal Kralın Mağarası'dır, içinde 14 metre yükseklikte bir Buda heykeli yer alır. İkincisi, Büyük Krallar Mağarası'dır ve en büyük mağaradır; içinde 16 oturan, 40 da ayakta Buda heykeli, Tanrı Saman ve Vişnu'nun ve bazı Sri Lanka krallarının heykelleri vardır[/b] [b][color=red]Palmyra - Suriye[/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=wnc84dwdq4y3r1xxkzz7.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/wnc84dwdq4y3r1xxkzz7.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=00bz2dj24h4jnhwo0n7j.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/00bz2dj24h4jnhwo0n7j.jpg[/img][/URL] [b]Orta Suriye'de bulunan Palmyra antik kenti, ''çölün gelini'' olarak da biliniyor. Çölü aşan yolcular için önemli bir durak olan kent, yerel geleneklerle Roma ve İran kültürlerini harmanlamış ve antik dönemin önemli merkezlerinden biri haline gelmişti. Anıtsal kalıntıları günümüzde de ıssız coğrafyanın ortasında yükselmeye devam ediyor. Aramcanın konuşulduğu Palmyra'nın ilk dönemleri hakkında ayrıntılı bilgi bulunmuyor ama adının eski kaynaklarda geçtiği görülüyor. Önceleri bağımsız bir kent olan Palmyra, İS 1. yüzyılda Roma egemenliğine girdi. Şam'ı Fırat'a bağlayan yol üzerinde bulunduğundan önemini giderek arttırdı; 634 yılında da Müslüman komutan Halid bin Velid tarafından fethedildi. Aramilerin büyük Tanrısı Bol için yapılan tapınak, kentin önemli kalıntıları arasında. Bu görkemli yapı, tüm Ortadoğu'da antik dönemden kalan dini yapı örneklerinin içinde özel bir yere sahip. Palmyra'da agora, senato, tiyatro, dini yapılar ve diğer kalıntılar hâlâ görülebiliyor, çölün ortasında bulunması kentin dış etkilerden korunmasını kolaylaştırıyor. Kent ayrıca İÖ 3. yüzyılda geliştirilen Sami kökenli ''Palmyra alfabesi''yle de tarihsel açıdan önem taşıyor. Palmyra yazıtları şimdiye kadar Mısır'dan İtalya'ya kadar birçok ülkede bulundu. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1980 yılında giren Palmyra Tadmor olarak da biliniyor.[/b] [b][color=red]Paskalya Adası - Şili [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=b0fyeo444dsehiecnecm.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/b0fyeo444dsehiecnecm.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=thvvq79z8gz4l5o0o.jpg][img width=449 height=600]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/thvvq79z8gz4l5o0o.jpg[/img][/URL] [b]Büyük Okyanus'ta yer alan Paskalya Adası küçük ama dünyaca ünlü bir kara parçası. Adadaki dev insan heykellerinin kökenleri uzun süre bilinmezliğini korudu. Nihayet bilimsel araştırmalar bunların 10. ve 16. yüzyıllar arasında yapıldığını ortaya çıkardı. Şili'ye bağlı Paskalya Adası, Güney Amerika'nın 3 bin 600 kilometre açığında bulunuyor. Yerli halk Polinezyalıların adaya 300'lü yıllarda geldiği tahmin ediliyor. Son derece özgün bir sanat anlayışı geliştiren bu topluluk sonraki yüzyıllarda ''ahu'' adı verilen taş platformlar ve büyüklüğü 10 metreyi aşan, tonlarca ağırlığa sahip insan heykelleri yaptı. Bunlar adanın volkanik taşlarından yontulmuştu. Adada ayrıca ''rongorongo'' adı verilen, ahşap levhalara işlenen şematik bir yazı sistemi kullanılıyordu. Hollandalı denizci Jacop Roggeveen, 1722 yılında adaya ayak basan ilk Batılı oldu ve buraya paskalya günü geldiğinden kara parçasına bu adı verdi. Ada halkı 19. yüzyılda köle tacirlerinin hedefi oldu ve sayıları önemli ölçüde azaldı. Paskalya Adası'nın yaklaşık dört bin kişilik nüfusunun yarıdan fazlasını hâlâ yerliler oluşturuyor ama gelenekler büyük ölçüde unutulmuş durumda. Şili hükümeti adayı Rapai Nui adıyla milli park statüsüyle koruyor. Rapa Nui, adanın yerli dilindeki adı. Paskalya Adası ayrıca 1995 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. [/b] [b][color=red]Kartaca - TUNUS [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=9hzk40yrpx4lhk4ecjpm.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/9hzk40yrpx4lhk4ecjpm.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=400f0pz3nter26q3o6w.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/400f0pz3nter26q3o6w.jpg[/img][/URL] [b]Kartaca, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1979 yılında girdi. Günümüzde Tunus sınırları içinde yer alan Kartaca'nın, İÖ 9. yüzyılda Fenikelilerce kurulduğu tahmin ediliyor. Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent deniz ticareti sayesinde kısa sürede zenginleşti. Roma'yla İÖ 2. ve 3. yüzyıllarda üç kere savaşan Kartaca sonunda yenildi ve tamamen yıkıldı. Bir süre boş kalan kent İÖ 29 yılında yine Romalılarca koloni haline getirildi ve Afrika eyaletinin merkezi yapıldı. Tekrar inşa edilen ve Akdeniz'de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorluğun en önemli üçüncü kenti oldu. Modern Tunus kentinin bir dış mahallesi olan Kartaca, yeni yapılarla iç içe geçmiş durumda. Bu yüzden günümüze fazla sayıda eser kalmış değil. Yine de Caesar (Sezar) zamanında nüfusu 700 bine kadar yükselen kentin ihtişamını günümüze taşıyan kalıntılar bulmak mümkün. Antonin Kaplıcaları, Roma'da türünün en büyük örneklerinden biriydi; aynı zamanda karışık bir suyolu sistemine sahipti. Antik konutlar, yeraltı sarnıçları, tapınaklar, tiyatro Kartaca'nın diğer kalıntıları arasında. Birsa Tepesi'ndeki müze de kentin arkeolojik geçmişi hakkında fikir veriyor. Kartaca 705 yılında Arapların eline geçti ve yeni kurulan Tunus kentinin gölgesinde kaldı. Kentteki daha yeni tarihli yapıların en dikkat çekici olanı Fransızların yerel mimari üslupla yaptığı St. Louis Katedrali.[/b] [b][color=red]Merv - Türkmenistan [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=skpsvg7ksqh2rqtvku.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/skpsvg7ksqh2rqtvku.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=ctmnkyc7fg3sbxeo5p2.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/ctmnkyc7fg3sbxeo5p2.jpg[/img][/URL] [b]İpek Yolu güzergâhında, bir vaha üzerinde kurulan Merv, tarihin en bahtsız şehirlerinden biri. Bugün zengin bir geçmişin izlerini taşıyan kalıntılardan ibaret olan bu şehir, bir dönem Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na da başkentlik yapmıştı. Tarihçi İbn Haldun, bugünkü Türkmenistan'ın güneyinde bulunan Merv için ''Güneyinde dağlar ve doğusunda çöl vardır'' der. Şahname yazarı Firdevsi de şehri Efrasiyab'ın kurdurduğunu söyler. Büyük İskender tarafından fethedilen şehir daha sonra Partların eline geçmişti ve antikçağın sonuna kadar Sasaniler tarafından yönetilmişti. Sasanilerin son kralı 651'de burada öldürülmüş, Merv Müslüman Arapların eline geçmişti. Selçuklular devrinde büyük gelişme gösteren şehir Cengiz Han'ın demirden yumruğu altında un ufak oldu. Merv, 1409'da Timurlulardan Şahruh tarafından yeniden kuruldu ama 18. yüzyıl sonunda Buhara emiri, halkı buradan kovdu. Halksız kalan şehir de tarihe karıştı. Merv'de yapılan kazılarda üç ayrı yerleşim tespit edildi ama ortaya henüz çok fazla bir şey çıkarılamadı. Üç yerleşimin en eskisi Gâvurkale'nin kuruluşu, Büyük İskender'in komutanı I. Antiochos'a isnat ediliyor. O devirden sadece sur duvarlarının kalıntıları görülebiliyor. İkinci yerleşim Sultankale, Selçuklu devrinde muhteşem abidelerle donatılmış. Şimdi o abidelerden sadece Sultan Sencer'in türbesi ve sur duvarları ayakta.[/b] [b][color=red]Petra - Ürdün [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=80oiyyu3tjsnpy35ilmc.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/80oiyyu3tjsnpy35ilmc.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=yzupniwhgxdhjmfi6k3.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/yzupniwhgxdhjmfi6k3.jpg[/img][/URL] [b]Ürdün sınırları içerisinde kalan Petra antik kenti, Ortadoğu'daki en önemli tarihi alanlardan biri. Doğu gelenekleriyle Roma mimarisini kaynaştırdığı için dünya tarihinin de en özgün kalıntıları arasında sayılıyor. Kızıldeniz ile Ölü Deniz arasındaki Petra, tarihöncesi çağlardan beri insan yerleşimlerine sahne oldu. Petra, İÖ 4. yüzyıl ve İS 2. yüzyıl arasında eski bir Arap halkı olan Nebatilerin başkentliğini yaptı. Ardından Romalıların eline geçti ve Arabistan eyaletine katıldı. Arap Yarımadası, Mısır ve Suriye arasında önemli bir kavşak noktası olduğu için zenginliğini uzun yıllar korudu. Kent, özellikle kumtaşı kayalara oyulmuş tapınak, tiyatro ve konutlarıyla dikkat çekiyor. Petra'nın bulunduğu vadideki kumtaşlarının renginden dolayı burası ''gül kırmızısı kent'' olarak da biliniyor. Kalıntıların en bilinenleri El Hazne adı verilen Nebati tapınağı ve Romalılardan kalan tiyatro. Kentte ayrıca yine kayalara oyulmuş çok sayıda gösterişli mezar bulunuyor. Mühendislikte o dönem için ileri bir seviyede olan Nebatiler kente suyolları ve su depoları da yapmıştı. Deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı İS 400'lü yıllarda gücünü kaybeden ve zamanla tamamen boşalan Petra, 1812 yılında İsviçreli Johann Burckhardt tarafından bulundu ve Batı dünyasına tanıtıldı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1985'te alınan Petra, geçtiğimiz yıllarda da ''Dünyanın Yeni Harikaları'' arasında gösterildi[/b] [b][color=red]Vatikan[/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=jgggcyb5ho4opx1gt8ct.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/jgggcyb5ho4opx1gt8ct.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=1l44w5ucst3267zg6hl.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/1l44w5ucst3267zg6hl.jpg[/img][/URL] [b]Roma sınırları içinde, bağımsız bir devlet Vatikan. Papalık ile İtalya arasında 11 Şubat 1929'da imzalanan Laterano Antlaşması'yla kuruldu. Roma'nın ortasında, etrafı duvarlarla çevrili Vatikan, barındığı mimari ve sanat başyapıtlarıyla 1984'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Katolikliğin merkezi olmasından dolayı uluslararası arenada söz sahibi. Vatikan'ın devlet başkanı olan papa, aynı zamanda tüm Katoliklerin ruhani lideri. Vatikan'ın girişinde Gian Lorenzo Bernini'nin 1656-1667 yılları arasında düzenlediği, sütunlarla çevrili San Pietro Meydanı bulunuyor. Meydanda bulunan ve kubbesi Michelangelo'nun imzasını taşıyan San Pietro Katedrali her yıl milyonlarca hacının akınına uğruyor. İçindeki en ilgi çekici eser, Michelangelo'nun ölü İsa'yı kucaklayan Meryem'i tasvir ettiği Merhamet (Pieta) heykeli. Vatikan sınırları içerisinde Santo Spirito Hastanesi, Palazzo di Giustizia (Adalet Sarayı), Santa Maria in Traspontina Karmelit Kilisesi gibi birçok kutsal ve tarihi mekân bulunuyor. Vatikan müzeleri klasik ve Rönesans dönemlerinin en büyük koleksiyonunu barındırıyor. Sistina, Vatikan Sarayı'nın ana şapeli. Bu şapelin yan duvarları Botticelli, Perugino, Signorelli gibi sanatçıların Musa ve İsa'nın hayatından sahneler işlediği fresklerle kaplı. Şapelin asıl ünü Michelangelo'nun başyapıtlarından, İsa'nın gazabına uğrayan ruhları betimlediği ''Son Yargı'' adını taşıyan freski.[/b] [b][color=red]San'a - Yemen [/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=zrbw3q3r05int4y225y7.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/zrbw3q3r05int4y225y7.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=s5c37bkh7tbmlxtfpzp3.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/s5c37bkh7tbmlxtfpzp3.jpg[/img][/URL] [b]Yemen'in başkenti San'a, dağların çevrelediği bir ovada, 2 bin 200 metre yükseklikte. Yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir tarihi olan kent 7. ve 8. yüzyıllarda İslam'ın en önemli merkezlerinden biri oldu. Nuh Peygamber'in oğlu Sam'ın kurduğuna inanılan kentte birbirinden güzel kerpiç binalar yükseliyor. Eski San'a olarak adlandırılan, 14. yüzyıla dayanan bu yapıların bulunduğu alan UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı. Eski San'a'da 103 cami, 14 hamam ve 6 binden fazla ev bulunuyor. Dar sokaklarda yükselen binalar genellikle altı yedi katlı. Evlerin pencereleri ve kat aralarını belirleyen beyaz çizgiler ''nura'' adlı özel bir kerpiçle işlenmiş. Bu binaların büyük kısmı kerpiçten yapılmasına rağmen yüzlerce yıl ayakta kalabilmiş. Binaların arasında uzanan taş sokaklar, küçük meydanlara açılıyor. Babü'l-Yemen ve Babü's-Selam yedi kapılı San'a'nın günümüze ulaşan iki kapısı. Kentin merkezi Tahrir Meydanı. Osmanlı döneminden kalma birçok hamam Eski San'a'nın doğusunda bulunuyor. Büyük Cami (Cami'ü'l-Kebir) 630 yılında inşa edildi. Yemen'deki ilk İslam eseri kabul ediliyor. Salahaddin ve Mutvekil şehirdeki diğer önemli camiler. Milli Müze'de ülke tarihiyle ilgili eserler sergileniyor. Eski Osmanlı Kalesi hâlâ kışla olarak kullanılıyor. Ülkenin en büyük pazarı Milh Meydanı'nda kuruluyor. Gat Meydanı'nda ise Yemen'de herkesin çiğnediği uyarıcı bir bitki olan ''gat'' satılıyor.[/b] [b][color=red][/color][/b] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=b08or2xxx7gvpxcyebq.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/b08or2xxx7gvpxcyebq.jpg[/img][/URL] [URL=http://www.resim-yukle.gen.tr/viewer.php?file=gw1hnzc3nfy5g42glsmi.jpg][IMG]http://www.resim-yukle.gen.tr/images/gw1hnzc3nfy5g42glsmi.jpg[/img][/URL] [b]Doğal bir yükselti üzerinde bulunan Atina Akropolisi'ndeki (yukarı şehir) yerleşimin geçmişi tarihöncesine uzanırken Miken döneminde önemli bir yer halini alır ve bu dönemde Akropolis surlarla çevrilir. Bugün akropolde yükselen eşsiz yapılar ise Pers Savaşı'nın ardından, İÖ 5. yüzyılda Perikles'in başlattığı imar faaliyetleri ile gerçekleşir. Akropolis, heykeltıraş Phidias'ın yönetiminde Iktinos, Mnesikles ve Kallikrates gibi ustaların elinden çıkma yapılarla yeniden inşa edilir. Bu yapılar arasında en göz alıcısı Parthenon olarak bilinen Pallas Athena Parthenos Tapınağı'dır. Bu yapı Perslere karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilir ve daha sonra Attika-Delos Deniz Birliği'nin hazinesi olarak kullanılır. Akroplis'teki ikinci büyük yapı ise Erekhtheion'dur (İÖ 421-405). İsmini mitolojik Antik Yunan Kralı Erechtheus'tan alan, Tanrılar ve mitolojik kahramanlara adanan yapının dış cephesini karyatidler (kadın biçimli sütunlar) süsler. Diğer bir göz alıcı yapı ise Nike Tapınağı'dır. Akroplis'in en eski İon uslubunda inşa edilen bu tapınağında, yazar Pausanias'a göre Nike'nin ahşap kült heykeli bulunmaktadır. Akropolis'in bir diğer ünlü yapısı ise Propyleion'dur (anıtsal kapı). Bu kapının savunma amacı taşımadığı, daha çok kutsanmış akropole girişin ancak uygun kişiler tarafından yapılacağını simgelediğine inanılır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1986'da alınan Atina Akropolisi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor.[/b][/bag] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Çiftçilik Dışı Konular
Muhabbet - Geyik
İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt