PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Çiftçilik Dışı Konular
Genel
Fan Kulüpler
SIVASLI ARKADASLAR BURAYA ve( SIVASSPOR)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="bykangalli" data-source="post: 39869" data-attributes="member: 616"><p><strong>Ynt: SIVASLI ARKADASLAR BURAYA</strong></p><p></p><p><strong>Sivas Ulu Camii</strong></p><p><strong>Anadolu ' nun en eski camilerinden olan Sivas Ulu Camii yapım kitabesinden de anlaşılacağı üzere 1196-1197 yıllarında II. Kılıçarslan ' ın oğlu Kudbettin Melik Şah ' ın Saltanatları zamanında Kul- Ahi tarafından yaptırılmıştır.</strong></p><p><strong>Caminin 1. İzzettin Keykavus Döneminde 1212 yılında onarıldığı anlaşılmaktadır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Camilerin mekan fikrinin gelişmesinde önemli bir basamağı teşkil etmektedir. Avlusuna 3 yönden girişi ve düz damlı, dikdörtgen planlı, kufe tipli cami sınıfına giren ender örneklerdendir. Kubbe fikrinin henüz gelimediği döneme yapılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Minare; 13. yy ' ın ilk yarısında inşa edilen minaresi Caminin güneydoğu köşesine yaklaşık 3 metre uzaklıktadır. Minare kaidesi tuğla örgülü sekizgen kaidelidir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sivas Kale Camii</strong></p><p><strong>Sivas ' ta Osmanlı dönemi Camilerinin içerisinde en güzel örnek olan Camii 1580 yılında III. Murat Han ' ın Vezirlerinden Mahmud Paşa tarafından yapılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Asıl ibadet alanı kare planlı ve üzeri kurşunla kaplı tek kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçişler dıştan onikigen tambur ve üzerinde onaltıgen kasnak ile sağlanmıştır. Caminin beden duvarları, kasnak tamburu kesme taştan inşa edilmiştir. Mihrap ve minberi mermerdendir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Caminin her iki yanında bulunan ve örneğinin çok az görüldüğü iki taş dikkat çekmektedir. Taşlardan birinin içerisi oyuk şeklindedir. Yapıldığı dönemlerde yardımlaşmanın önemini gösteren bu taşlara sadaka ve yitik taşı adı verilir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sadaka taşı Cami minaresinin altında oyuk şeklindedir. O dönemde sadaka vermek isteyenler, sadakalarını bu taşın içerisine yerleştirirdi. Sadakaların yerleştirilmesinde özellikle gece yarısı vakitleri seçilirdi. İhtiyaç sahipleri ise bu taşın içerisinden sadece ihtiyacı olduğu kadarını alırdı. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yitik taşı, Cami avlusunun doğusunda bulunur. Kaybolan eşyalar, bu taşın üzerinde teşhir edilir ve kaybedenlerin kayıp eşyasını bulması sağlanırdı.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Subaşı Hanı </strong></p><p><strong>1525 yılında vefat eden Sivas Valisi Sinan Paşa Vakfı ' na ait olan eser Sivas Merkezinde Mahkeme adı ile bilinen cadde üzerindedir. 2 Katlı olan Han günümüzde şıracılar çarşısı olarak bilinir ve aktarların yaşatıldığı bir Bedesten olarak hizmet vermektedir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Taşhan</strong></p><p><strong>Sivas ' ın en önemli bulvarlarından biri olan Atatürk Bulvarı ile Dörtyol mevkiinin kesiştiği noktada yer alan Han, konaklama yeri olmasa da yaşayan bir han görünümündedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kaynaklarda yapım tarihinin 19. yy ' ın ikinci yarısına denk geldiği belirlenmektedir. Azınlık tüccarları tarafından yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Taş Han ' ın içerisinde yer alan Aslanlı Çeşmeden soğuk bir su içebilir yada Han ' ın üst katında Nargile keyfi yaparak kendinize şehri izleyebilme imkanı sağlayabilirsiniz.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kurşunlu Hamamı</strong></p><p><strong>1576 yılında Behram Paşa tarafından çifte hamam olarak yaptırılmıştır. Osmanlı dönemi klasik hamamlarının özeliklerini taşıyan hamamda kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı bölümler vardır. Beden duvarlarında bulunan demir bağlantılara kurşun dökülerek inşaa edildiği için Kurşunlu Hamamı adını alan yapı aynı dönemde yapılan Behram Paşa Hanı tümleşik ve kompleks bir alan içerisindedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kepçeli semti Ahi Emir Ahmet Caddesi üzerinde ve öğretmen evinin hemen karşısında olan Hamam erkek bölümünün restorasyonu nedeni ile yalnızca kadınlara hizmet vermektedir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Çifte Minareli Medrese </strong></p><p><strong>İlhanlı Veziri Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Bu günkü anlamı ile Hukuk Fakültesi olan medresenin sadece doğu yönündeki asıl cephesi ayakta kalmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ön yüz, ortada iki minareli taç kapı, iki yanda pencere ve köşe kuleleri ile kompoze edilmiştir. Böyle bir uygulama ile daha canlı hareketli, ışık-gölge oyunlarını kuvvetlice hissettiren bir cephe elde edilmiştir. Kesin olmamakla birlikte eserin mimarının Kelük Bin Abdullah olduğu sanılmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Selçuklu döneminin en anıtsal yapılarından biri olan Çifte Minareli Medrese 1960 ' ' lı yıllarda yapılan araştırma kazısı sonucuna göre açık avlulu, 4 eyvanlı iki katlı anıtsal bir yapıdır. </strong></p><p><strong>Buruciye Medresesi </strong></p><p><strong>1271 yılında yapılan Buruciye Medresesi Sivasın ileri gelen zenginlerinden olan aslen Hamedan (İran) yakınlarındaki Burucird şehrinden olan Muzaffer Burucerdi tarafından pozitif bilimlerin okutulması amacıyla yaptırılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Açık avlulu 4 eyvanlı olan medrese; Selçuklu Dönemi taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Medrese cephesi sarımtırak renkli kumlu taştan son derece bezeme zenginliğine sahip bir şekilde yapılmıştır. Cephede madalyonlar ve rozetler kabartma tekniğinde işlenmiştir. Dört eyvanlı ve iki katlı olan medresede; yanlardan dörder sütuna dayanan düz taş örgülü revaklar klasik bir olgunluk gösterir. Sütun başlıkları ve sütunlar değişik dönem (Roma - Bizans) özelliklerini gösteren devşirme malzemelerdir. Giriş eyvanının güneyinde mescidi (kitap satış yeri olacak) kuzeyinde ise medreseyi yaptıran Muzaffer Burucerdi ve iki çocuğunun türbesi bulunmaktadır. Türbede Selçuklu sanatının en güzel örnekleri olan çiniler türbeye ayrı bir güzellik vermektedir. Kare mekandan türbeye geçiş Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Medresenin kuzey güney ve ana eyvanı yazlık dershane olarak, ana eyvanının güney ve kuzeyindeki büyük odalar ise kışlık dershane olarak kullanılmıştır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Medresenin Taç Kapısı üzerinde; </strong></p><p><strong>Arapça, ilim talep etmek her Müslümana farzdır hadisi dört bölüm halinde kabartma olarak yazılmıştır. Ana eyvanın cephesinde sağ alt köşeden başlayarak tüm cepheyi dolanan ve sol alt tarafta son bulan Ayetel Kürsi kabartma olarak sülüs hatla yazılmıştır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Gök Medrese</strong></p><p><strong>Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Mimarı (Kaluyan-ı El Konevi) Konyalı Kaluyan ' ' dır. Ahmet Eflaki Kaluyandan bahsederken; resim sanatında, tasvirde eşi ve benzeri bulunmadığın, Mevlana ' ' nın müridi olduğunu söylemektedir. Konyalı Kaluyan 78 yaşında Gök Medreseyi inşaa etmiştir.</strong></p><p><strong>Evliya Çelebi Gök Medrese ' ' yi 'Kızıl Medrese' veya ' Darü-t Tedris' olarak adlandırmaktadır. Gök Medrese bugünkü anlamıyla İlahiyat Fakültesi olarak hizmet vermiştir. Medresedeki görevlilere yemekten başka ayda belli ölçülerde maaşta veriliyordu. Örneğin müderrisin 150 dirhem gümüş para, talebelerin sınıflarına göre 15 - 10 - 8 dirhem, mimarın 50 dirhem aşçının ise 5 dirhem maaşı vardı.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Şifaiye Medresesi </strong></p><p><strong>Sivas Selçuklu Parkı içerisinde, Çift Minareli Medresesinin tam karşısındadır. 1217 yılında Selçuklu Sultanı I.İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu Tıp sitelerinin ve hastanelerinin en eskisi ve en büyük boyutlu olanıdır. 1220 yılında vefat eden I.İzzeddin Keykavus, vasi-yeti üzerine çok sevdiği bu Medresesinin güney eyvanındaki türbede ailesi ile birlikte yatmaktadır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Birinci İzzettin Keykavus; bilgin, iyi huyu ve şair bir insandır. Gen yaşta hastalanması sebebiyle tıbba ve hekimlere çok önem vermiştir. Kabrinin girişinde bulunan kitabede ' Yazıklar olsun ki biz geniş görkemli saraylardan, karanlık dar kabirlere girdik. Zenginliğimizin ve servetimizin çokluğunun faydası olmadı. saltanatımız yok olup, zevalin eşiğinde fani alemden baki aleme ölüm yolculuğu gerçekleşti'. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>1768 yılında çıkarılan bir fermanla medreseye çevrilmiş, I. Dünya Savaşı esnasında cephanelik ve levazım deposu olarak kullanılmıştır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi </strong></p><p><strong>Kongre Müzesi 4 Ekim 1892 yılında Sivas Valisi Mazlum Paşa-Zade Mehmet Memduh Bey tarafından Mülki İdadi binası olarak 8140 Osmanlı altınına yaptırılmıştır. Dört satırlık yapım kitabesi Kongre binasında sergilenmektedir. 1981 yılına kadar lise olarak kullanılan eser 4 Eylül 1981 yılında Yedinci Cumhur Başkanı Sayın Kenan EVREN in emirleri ile 'Sivas Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi' haline dönüştürülmüştür. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mustafa Kemal Paşa ve Arkadaşları ile Heyet-i Temsiliye tarafından 2 Eylül-18 Aralık 1919 tarihleri arasında 'Milli Mücadele Karargahı ' olarak kullanılan bu bina Cumhuriyet Tarihimizde çok önemli ve özel bir yer tutmaktadır</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="bykangalli, post: 39869, member: 616"] [b]Ynt: SIVASLI ARKADASLAR BURAYA[/b] [b]Sivas Ulu Camii Anadolu ' nun en eski camilerinden olan Sivas Ulu Camii yapım kitabesinden de anlaşılacağı üzere 1196-1197 yıllarında II. Kılıçarslan ' ın oğlu Kudbettin Melik Şah ' ın Saltanatları zamanında Kul- Ahi tarafından yaptırılmıştır. Caminin 1. İzzettin Keykavus Döneminde 1212 yılında onarıldığı anlaşılmaktadır. Camilerin mekan fikrinin gelişmesinde önemli bir basamağı teşkil etmektedir. Avlusuna 3 yönden girişi ve düz damlı, dikdörtgen planlı, kufe tipli cami sınıfına giren ender örneklerdendir. Kubbe fikrinin henüz gelimediği döneme yapılmıştır. Minare; 13. yy ' ın ilk yarısında inşa edilen minaresi Caminin güneydoğu köşesine yaklaşık 3 metre uzaklıktadır. Minare kaidesi tuğla örgülü sekizgen kaidelidir. Sivas Kale Camii Sivas ' ta Osmanlı dönemi Camilerinin içerisinde en güzel örnek olan Camii 1580 yılında III. Murat Han ' ın Vezirlerinden Mahmud Paşa tarafından yapılmıştır. Asıl ibadet alanı kare planlı ve üzeri kurşunla kaplı tek kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçişler dıştan onikigen tambur ve üzerinde onaltıgen kasnak ile sağlanmıştır. Caminin beden duvarları, kasnak tamburu kesme taştan inşa edilmiştir. Mihrap ve minberi mermerdendir. Caminin her iki yanında bulunan ve örneğinin çok az görüldüğü iki taş dikkat çekmektedir. Taşlardan birinin içerisi oyuk şeklindedir. Yapıldığı dönemlerde yardımlaşmanın önemini gösteren bu taşlara sadaka ve yitik taşı adı verilir. Sadaka taşı Cami minaresinin altında oyuk şeklindedir. O dönemde sadaka vermek isteyenler, sadakalarını bu taşın içerisine yerleştirirdi. Sadakaların yerleştirilmesinde özellikle gece yarısı vakitleri seçilirdi. İhtiyaç sahipleri ise bu taşın içerisinden sadece ihtiyacı olduğu kadarını alırdı. Yitik taşı, Cami avlusunun doğusunda bulunur. Kaybolan eşyalar, bu taşın üzerinde teşhir edilir ve kaybedenlerin kayıp eşyasını bulması sağlanırdı. Subaşı Hanı 1525 yılında vefat eden Sivas Valisi Sinan Paşa Vakfı ' na ait olan eser Sivas Merkezinde Mahkeme adı ile bilinen cadde üzerindedir. 2 Katlı olan Han günümüzde şıracılar çarşısı olarak bilinir ve aktarların yaşatıldığı bir Bedesten olarak hizmet vermektedir. Taşhan Sivas ' ın en önemli bulvarlarından biri olan Atatürk Bulvarı ile Dörtyol mevkiinin kesiştiği noktada yer alan Han, konaklama yeri olmasa da yaşayan bir han görünümündedir. Kaynaklarda yapım tarihinin 19. yy ' ın ikinci yarısına denk geldiği belirlenmektedir. Azınlık tüccarları tarafından yaptırılmıştır. Taş Han ' ın içerisinde yer alan Aslanlı Çeşmeden soğuk bir su içebilir yada Han ' ın üst katında Nargile keyfi yaparak kendinize şehri izleyebilme imkanı sağlayabilirsiniz. Kurşunlu Hamamı 1576 yılında Behram Paşa tarafından çifte hamam olarak yaptırılmıştır. Osmanlı dönemi klasik hamamlarının özeliklerini taşıyan hamamda kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı bölümler vardır. Beden duvarlarında bulunan demir bağlantılara kurşun dökülerek inşaa edildiği için Kurşunlu Hamamı adını alan yapı aynı dönemde yapılan Behram Paşa Hanı tümleşik ve kompleks bir alan içerisindedir. Kepçeli semti Ahi Emir Ahmet Caddesi üzerinde ve öğretmen evinin hemen karşısında olan Hamam erkek bölümünün restorasyonu nedeni ile yalnızca kadınlara hizmet vermektedir. Çifte Minareli Medrese İlhanlı Veziri Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Bu günkü anlamı ile Hukuk Fakültesi olan medresenin sadece doğu yönündeki asıl cephesi ayakta kalmıştır. Ön yüz, ortada iki minareli taç kapı, iki yanda pencere ve köşe kuleleri ile kompoze edilmiştir. Böyle bir uygulama ile daha canlı hareketli, ışık-gölge oyunlarını kuvvetlice hissettiren bir cephe elde edilmiştir. Kesin olmamakla birlikte eserin mimarının Kelük Bin Abdullah olduğu sanılmaktadır. Selçuklu döneminin en anıtsal yapılarından biri olan Çifte Minareli Medrese 1960 ' ' lı yıllarda yapılan araştırma kazısı sonucuna göre açık avlulu, 4 eyvanlı iki katlı anıtsal bir yapıdır. Buruciye Medresesi 1271 yılında yapılan Buruciye Medresesi Sivasın ileri gelen zenginlerinden olan aslen Hamedan (İran) yakınlarındaki Burucird şehrinden olan Muzaffer Burucerdi tarafından pozitif bilimlerin okutulması amacıyla yaptırılmıştır. Açık avlulu 4 eyvanlı olan medrese; Selçuklu Dönemi taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Medrese cephesi sarımtırak renkli kumlu taştan son derece bezeme zenginliğine sahip bir şekilde yapılmıştır. Cephede madalyonlar ve rozetler kabartma tekniğinde işlenmiştir. Dört eyvanlı ve iki katlı olan medresede; yanlardan dörder sütuna dayanan düz taş örgülü revaklar klasik bir olgunluk gösterir. Sütun başlıkları ve sütunlar değişik dönem (Roma - Bizans) özelliklerini gösteren devşirme malzemelerdir. Giriş eyvanının güneyinde mescidi (kitap satış yeri olacak) kuzeyinde ise medreseyi yaptıran Muzaffer Burucerdi ve iki çocuğunun türbesi bulunmaktadır. Türbede Selçuklu sanatının en güzel örnekleri olan çiniler türbeye ayrı bir güzellik vermektedir. Kare mekandan türbeye geçiş Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Medresenin kuzey güney ve ana eyvanı yazlık dershane olarak, ana eyvanının güney ve kuzeyindeki büyük odalar ise kışlık dershane olarak kullanılmıştır. Medresenin Taç Kapısı üzerinde; Arapça, ilim talep etmek her Müslümana farzdır hadisi dört bölüm halinde kabartma olarak yazılmıştır. Ana eyvanın cephesinde sağ alt köşeden başlayarak tüm cepheyi dolanan ve sol alt tarafta son bulan Ayetel Kürsi kabartma olarak sülüs hatla yazılmıştır. Gök Medrese Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Mimarı (Kaluyan-ı El Konevi) Konyalı Kaluyan ' ' dır. Ahmet Eflaki Kaluyandan bahsederken; resim sanatında, tasvirde eşi ve benzeri bulunmadığın, Mevlana ' ' nın müridi olduğunu söylemektedir. Konyalı Kaluyan 78 yaşında Gök Medreseyi inşaa etmiştir. Evliya Çelebi Gök Medrese ' ' yi 'Kızıl Medrese' veya ' Darü-t Tedris' olarak adlandırmaktadır. Gök Medrese bugünkü anlamıyla İlahiyat Fakültesi olarak hizmet vermiştir. Medresedeki görevlilere yemekten başka ayda belli ölçülerde maaşta veriliyordu. Örneğin müderrisin 150 dirhem gümüş para, talebelerin sınıflarına göre 15 - 10 - 8 dirhem, mimarın 50 dirhem aşçının ise 5 dirhem maaşı vardı. Şifaiye Medresesi Sivas Selçuklu Parkı içerisinde, Çift Minareli Medresesinin tam karşısındadır. 1217 yılında Selçuklu Sultanı I.İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu Tıp sitelerinin ve hastanelerinin en eskisi ve en büyük boyutlu olanıdır. 1220 yılında vefat eden I.İzzeddin Keykavus, vasi-yeti üzerine çok sevdiği bu Medresesinin güney eyvanındaki türbede ailesi ile birlikte yatmaktadır. Birinci İzzettin Keykavus; bilgin, iyi huyu ve şair bir insandır. Gen yaşta hastalanması sebebiyle tıbba ve hekimlere çok önem vermiştir. Kabrinin girişinde bulunan kitabede ' Yazıklar olsun ki biz geniş görkemli saraylardan, karanlık dar kabirlere girdik. Zenginliğimizin ve servetimizin çokluğunun faydası olmadı. saltanatımız yok olup, zevalin eşiğinde fani alemden baki aleme ölüm yolculuğu gerçekleşti'. 1768 yılında çıkarılan bir fermanla medreseye çevrilmiş, I. Dünya Savaşı esnasında cephanelik ve levazım deposu olarak kullanılmıştır. Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi Kongre Müzesi 4 Ekim 1892 yılında Sivas Valisi Mazlum Paşa-Zade Mehmet Memduh Bey tarafından Mülki İdadi binası olarak 8140 Osmanlı altınına yaptırılmıştır. Dört satırlık yapım kitabesi Kongre binasında sergilenmektedir. 1981 yılına kadar lise olarak kullanılan eser 4 Eylül 1981 yılında Yedinci Cumhur Başkanı Sayın Kenan EVREN in emirleri ile 'Sivas Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi' haline dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Paşa ve Arkadaşları ile Heyet-i Temsiliye tarafından 2 Eylül-18 Aralık 1919 tarihleri arasında 'Milli Mücadele Karargahı ' olarak kullanılan bu bina Cumhuriyet Tarihimizde çok önemli ve özel bir yer tutmaktadır[/b] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Çiftçilik Dışı Konular
Genel
Fan Kulüpler
SIVASLI ARKADASLAR BURAYA ve( SIVASSPOR)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt