PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Hayvancılık
Büyükbaş Hayvancılık
Süt Hayvanclığı
Tekirdağ limanına 5 bin “Angus” getirildi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="Kocabaş" data-source="post: 542211" data-attributes="member: 41332"><p><strong>Ynt: Tekirdağ limanına 5 bin “Angus” getirildi</strong></p><p></p><p></p><p> </p><p></p><p>Sn. Keltaşlı, yazımın başını okursanız zaten cümlenin o şekilde kurulduğunu görebilirsiniz. ' ' Türkiye, Avrupa Birliği ' yle 1998 yılında imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa ' dan gümrüksüz et ve canlı hayvan ithal etmek zorunda. ' ' Kesilen inekler yaramızdır. Devlet bunu önlemeliydi, bunun başka izahı yoktur. Yapılan yanlış farkedildi ama iş işten geçmişti. Uruguay meselesine gelince; yine yazımızda belirttik, çeşitli bahanelerle (hastalık v.b.) AB ' den kesintiye uğratıyor, bazen de vergileri artırıyor. Bu sebeple başka pazarlara geçici kayması (bir anlamda gözdağı) da normaldir. Zaten Uruguay gibi uzak ülkelerden gelen etin fiyatı daha AB ye göre haliyle fazladır. Burada sanıldığı gibi hesaplar küçük değildir. AB ' nin bize ödediği et kg başına teşvik v.b. mevzuların yanısıra yazımda da belirttiğim gibi diğer ihraç kalemlerinin (sebze-meyve gibi) aleyhimizde risk unsuru olması da önemli faktörler. Bunu kessek, onlarda sebze meyve alırken gümrük koyacak v.s. İçe dönelim, tüketen vatandaş ta baskı unusuru. Önemli olduğunu düşündüğüm için bahsetmeden geçemeyeceğim. Türk tüketicisi ithal eti sevmedi. Her yıl kurbanda 100 baş üzeri satılırken, bu sene angus cinsinden 55 geçilmedi. Gelen vatandaş şunu söyledi hep, aa bunlar angus yok yok biz bundan almayız. Bu da sevindirici aslında (her nekadar satışımız baltalanmış olsada). Talep, yerli hayvana dönmeyi şart kılıyor. Kasaplara gelenlerde yerli hayvan (fiyatı pahalı olmasına rağmen) tercih ediyor. Büyük zincir marketlerde de durum aynı. Ancak, satış noktalarındaki fiyat ile bu işe terini akıtan besicinin fiyatı arasında dağlar var. Ne yazık ki dip fiyattan alıp, pahalı satılıyor. Satıcı uyanık. Biliyor besici zor dayanıyor. Yem fiyatlarını düşüremezsek iş zor. İthali kestik diyelim yine ucuz et üretemiyoruz. Hem özel sektör de bu işe girdi, ithalatı yapıyor. Bu dönemde ucuza gelecek besi hayvanı, karkas ete göre ön plana alınabilirse yararı olur. (Yerli karşısındaki tercih dezavantajını da gözönüne alarak) Bazen okuyorum forumda, buzağı fiyatları 750 TL falan, yok öyle birşey. Bahsedilen sütçü ırk danasıdır. Onunda en ucuzu 1.350 TL den başlıyor. Et tutma kabiliyeti yüksek kombine ırkın (Örnek;Simmental) danaları bir dönem 3.000 TL idi. Şimdilerde ithalle birlikte 2.200-2.500 civarına geriledi. Nasıl kar edilecek, fiyat nasıl düşecek? Öyle denildiği gibi kolay değil. Besicinin dile getirdiği (ben de katılıyorum) en önemli sorun iç piyasadaki besi materyallerinin ve yemin pahalı olmasıdır. Yerli ırkın durumu ortada. Fiyatı uygun melezleme yapmamız elzem değil mi? Rekabet edebilmek için bunların önüne geçmek gerekir. Devletin işletmeci olma mantığına katılmasam da bazı kritik noktalarda varlığı gereklidir diye düşünüyorum. Özellikle tarım/hayvancılıkta. Yem fabrikalarımız, et kombinalarımız yok pahasına satılmasaydı (peşkeş çekilmeseydi desek daha doğru) durumumuz biraz daha farklı olurdu demek zor değil. 25.06.1993-06.03.1996 arası kapatılan yem fabrikalarını, sek işletmelerini, EBK larını yazın netten bir bakın neler göreceksiniz? Bizim derdimiz büyük, sulanabilir tarım arazilerinin yetersizliği, büyük ölçekli yem bitkisi üretim alanlarının azlığı gibi konulara da bakmak gerek. Kendimize de bakmak gerekmez mi? Daha yeni yeni bilinçlenmiyor muyuz? Silajı v.s. kaliteli kaba yemi farkedeli, samandan vazgeçeli (ki hala tam anlamıyla vazgeçtik mi?) ne kadar zaman geçti. Bazı yerlerde birilerini gaza getiriyor diye kızılan tarım kanallarının varlığı doğalı daha ne kadar oldu ki? (Faydalı oldukları kanaatindeyim). Fuarların varlığı bilineli, yeni teknolojilerinin takibi yapılalı ne kadar oldu bunları soralım kendimize. Yapılanlar yeterli mi, asla değil. Yem bitki destekleri, süttozu teşvikleri, süt dağıtımı, meraların ıslahı, toprakların miras yoluyla bölünmesinin engellenmesi, besi hayvanı desteği, makine/teçhizat hibeleri-destekleri, ürün teşvik primleri vs. bunları da görmemek olmaz değil mi? Şükredelim artsın, daha da artsın. Örgütlenelim, kooperatiflere-birliklere üye olalım. Üyelere sağlanan faydalardan yararlanalım. Kaçımız yaptığımız işle ilgili bir kuruluşa üyeyiz. Kaçımız maddi destek haricinde, bilgi, kitap, yayın, makale istiyoruz. Kaçımız fayda/maliyet hesabı yapıyoruz. Kaç üreticimiz toplanıp, yakınındaki meslek kuruluşu, birlik ya da üniversiteden yetkili çağırıp bize bildiğini anlat diyor. Bana kızacaklar da olacaktır. Olsun, her fikre açığız. Dürüst olalım. Kendimizi geliştirmek için çalışıyor muyuz, tamam çalışıyoruz diyelim. Yeterli mi, değil mi? Değerli atalarımızın (ruhları şad olsun) dediği gibi; ' ' İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım ' ' </p><p></p><p>Selam ve Saygılarımla, Mustafa.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kocabaş, post: 542211, member: 41332"] [b]Ynt: Tekirdağ limanına 5 bin “Angus” getirildi[/b] Sn. Keltaşlı, yazımın başını okursanız zaten cümlenin o şekilde kurulduğunu görebilirsiniz. ' ' Türkiye, Avrupa Birliği ' yle 1998 yılında imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa ' dan gümrüksüz et ve canlı hayvan ithal etmek zorunda. ' ' Kesilen inekler yaramızdır. Devlet bunu önlemeliydi, bunun başka izahı yoktur. Yapılan yanlış farkedildi ama iş işten geçmişti. Uruguay meselesine gelince; yine yazımızda belirttik, çeşitli bahanelerle (hastalık v.b.) AB ' den kesintiye uğratıyor, bazen de vergileri artırıyor. Bu sebeple başka pazarlara geçici kayması (bir anlamda gözdağı) da normaldir. Zaten Uruguay gibi uzak ülkelerden gelen etin fiyatı daha AB ye göre haliyle fazladır. Burada sanıldığı gibi hesaplar küçük değildir. AB ' nin bize ödediği et kg başına teşvik v.b. mevzuların yanısıra yazımda da belirttiğim gibi diğer ihraç kalemlerinin (sebze-meyve gibi) aleyhimizde risk unsuru olması da önemli faktörler. Bunu kessek, onlarda sebze meyve alırken gümrük koyacak v.s. İçe dönelim, tüketen vatandaş ta baskı unusuru. Önemli olduğunu düşündüğüm için bahsetmeden geçemeyeceğim. Türk tüketicisi ithal eti sevmedi. Her yıl kurbanda 100 baş üzeri satılırken, bu sene angus cinsinden 55 geçilmedi. Gelen vatandaş şunu söyledi hep, aa bunlar angus yok yok biz bundan almayız. Bu da sevindirici aslında (her nekadar satışımız baltalanmış olsada). Talep, yerli hayvana dönmeyi şart kılıyor. Kasaplara gelenlerde yerli hayvan (fiyatı pahalı olmasına rağmen) tercih ediyor. Büyük zincir marketlerde de durum aynı. Ancak, satış noktalarındaki fiyat ile bu işe terini akıtan besicinin fiyatı arasında dağlar var. Ne yazık ki dip fiyattan alıp, pahalı satılıyor. Satıcı uyanık. Biliyor besici zor dayanıyor. Yem fiyatlarını düşüremezsek iş zor. İthali kestik diyelim yine ucuz et üretemiyoruz. Hem özel sektör de bu işe girdi, ithalatı yapıyor. Bu dönemde ucuza gelecek besi hayvanı, karkas ete göre ön plana alınabilirse yararı olur. (Yerli karşısındaki tercih dezavantajını da gözönüne alarak) Bazen okuyorum forumda, buzağı fiyatları 750 TL falan, yok öyle birşey. Bahsedilen sütçü ırk danasıdır. Onunda en ucuzu 1.350 TL den başlıyor. Et tutma kabiliyeti yüksek kombine ırkın (Örnek;Simmental) danaları bir dönem 3.000 TL idi. Şimdilerde ithalle birlikte 2.200-2.500 civarına geriledi. Nasıl kar edilecek, fiyat nasıl düşecek? Öyle denildiği gibi kolay değil. Besicinin dile getirdiği (ben de katılıyorum) en önemli sorun iç piyasadaki besi materyallerinin ve yemin pahalı olmasıdır. Yerli ırkın durumu ortada. Fiyatı uygun melezleme yapmamız elzem değil mi? Rekabet edebilmek için bunların önüne geçmek gerekir. Devletin işletmeci olma mantığına katılmasam da bazı kritik noktalarda varlığı gereklidir diye düşünüyorum. Özellikle tarım/hayvancılıkta. Yem fabrikalarımız, et kombinalarımız yok pahasına satılmasaydı (peşkeş çekilmeseydi desek daha doğru) durumumuz biraz daha farklı olurdu demek zor değil. 25.06.1993-06.03.1996 arası kapatılan yem fabrikalarını, sek işletmelerini, EBK larını yazın netten bir bakın neler göreceksiniz? Bizim derdimiz büyük, sulanabilir tarım arazilerinin yetersizliği, büyük ölçekli yem bitkisi üretim alanlarının azlığı gibi konulara da bakmak gerek. Kendimize de bakmak gerekmez mi? Daha yeni yeni bilinçlenmiyor muyuz? Silajı v.s. kaliteli kaba yemi farkedeli, samandan vazgeçeli (ki hala tam anlamıyla vazgeçtik mi?) ne kadar zaman geçti. Bazı yerlerde birilerini gaza getiriyor diye kızılan tarım kanallarının varlığı doğalı daha ne kadar oldu ki? (Faydalı oldukları kanaatindeyim). Fuarların varlığı bilineli, yeni teknolojilerinin takibi yapılalı ne kadar oldu bunları soralım kendimize. Yapılanlar yeterli mi, asla değil. Yem bitki destekleri, süttozu teşvikleri, süt dağıtımı, meraların ıslahı, toprakların miras yoluyla bölünmesinin engellenmesi, besi hayvanı desteği, makine/teçhizat hibeleri-destekleri, ürün teşvik primleri vs. bunları da görmemek olmaz değil mi? Şükredelim artsın, daha da artsın. Örgütlenelim, kooperatiflere-birliklere üye olalım. Üyelere sağlanan faydalardan yararlanalım. Kaçımız yaptığımız işle ilgili bir kuruluşa üyeyiz. Kaçımız maddi destek haricinde, bilgi, kitap, yayın, makale istiyoruz. Kaçımız fayda/maliyet hesabı yapıyoruz. Kaç üreticimiz toplanıp, yakınındaki meslek kuruluşu, birlik ya da üniversiteden yetkili çağırıp bize bildiğini anlat diyor. Bana kızacaklar da olacaktır. Olsun, her fikre açığız. Dürüst olalım. Kendimizi geliştirmek için çalışıyor muyuz, tamam çalışıyoruz diyelim. Yeterli mi, değil mi? Değerli atalarımızın (ruhları şad olsun) dediği gibi; ' ' İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım ' ' Selam ve Saygılarımla, Mustafa. [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Hayvancılık
Büyükbaş Hayvancılık
Süt Hayvanclığı
Tekirdağ limanına 5 bin “Angus” getirildi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt