PORTAL
FORUM
Forumlar
Giriş yap
Kayıt ol
Neler Yeni?
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Forumlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftçi Bilgi Kutusu
Toprak. (Bir Canlı Hakkında Herşey)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap ver
Mesaj
<blockquote data-quote="sebazios" data-source="post: 892921" data-attributes="member: 21067"><p><strong>Ynt: Toprak. (Bir Canlı Hakkında Herşey)</strong></p><p></p><p>[size=18pt]</p><p><span style="color: red">Toprak ve Tarım</span></p><p></p><p>Tarım, doğa bilimleriyle sosyal bilimler arasında bir köprü görevi görür. </p><p></p><p>Çiftçilik, ekinleri büyütmekle ilgili kapsamlı bir bilgiye sahip olmayı gerektirir. Bu bilgi, ekin fizyolojisi, toprak, hava durumu, gübre ve topografi bilgisi gibi doğa bilimlerini kapsar. Çiftçinin, toprağı işleyebilmek için, tarih, kültür ve gelenekleri de iyi anlaması gerekir. Öyleyse, çiftçinin sosyal bilimlere de hâkim olması gerekir. <strong><strong>Yani tarım, aslında araç olarak toprağı kullanan oldukça kapsamlı bir bilimdir.</strong> Doğru uygulandığında toprak kaybı önlenebilir. </strong></p><p></p><p>Toprak ve tarım, kültür ve medeniyetle çok yakından ilgilidir. Çünkü tarım, insanlığın sürmesi için gerekli olan bir geçim kaynağıdır. Topraksız tarım olmaz. İnsanlar avcı-toplayıcı döneminden tarım dönemine geçtiklerinde yerleşik toplum olma yolunda önemli adımlar atılmış oldu. Yani, tarım kültür ve medeniyetin yaşam kaynağıdır aslında. </p><p></p><p>Fakat bilim ve teknolojideki dev gelişmelerden ve büyüyen dünya populasyonundan etkilenen 20. yüzyıl tarımı, toprağı ve doğayı tümüyle değiştirdi. 20. Yüzyılın ikinci yarısında tarım, çeşitli enerji kaynakları ve materyaller kullanılarak sanayileştirildi. <strong>Büyüyen popülasyonu beslemek ve hatta daha da fazla besin almak için topraklar talan edildi, verimsizleştirildi. </strong>Halbuki bir uygarlık ancak insanlarını doyuracak oranda verimli toprağı oldukça ayakta kalabilir. <span style="color: orange">Tarih, toprakların bozulması nedeniyle çöken medeniyetlerle doludur.</span></p><p></p><p><span style="color: red">Toprağın bozulması, bir medeniyetin yok olmasında en önemli etkendir. Örneğin, İlk tarım faaliyetleri, M.Ö 8.000 tarihlerinde verimli hilal olarak adlandırılan bölgede (günümüz Türkiye, Irak, Suriye ve Ürdün arasında) yapılıyordu. Bir zamanlar çok verimli arazilere sahip olan bu bölge, büyük bir sulama sistemiyle Dicle ve Fırat nehirleri tarafından sulanıyordu. Fakat vadilerin etrafındaki yamaç arazilerde ormanların kesilmesi nehirlerin erozyon nedeniyle taşkın yapmalarına ve sulama kanallarının dolmasına neden oldu. Doğal çevrenin tahribi ve toprak tuzlulaşması gibi etkiler, buradaki medeniyetlerin yok olmasına neden oldu. Sümer topraklarında tuzluluğun artması da yazılı tarihte ilk kimyasal toprak kirlenmesi olarak kayıtlara geçmiştir. Copa Vadisi ' ndeki Maya medeniyeti de tepeleri kaplayan ormanları keserek yol açtıkları toprak erozyonu nedeniyle çökmüştür. Her ne kadar, popülasyonun büyümesi, savaşlar gibi başka etkenler de olsa da, toprak sorunları geçmişte medeniyetlerin büyümesinde ve küçülmesinde önemli bir rol oynamıştır.</span></p><p></p><p>Günümüzde her nekadar şehirleşmiş ve teknolojik olarak ilerlemiş bir toplum içinde yaşasak da, halen en az Sümerler ve Mayalılar kadar toprak gibi Dünya ' nın doğal destek sistemlerine bağımlıyız. </p><p></p><p>Eğer, korumak için önlem almadan Dünya ' nın bize sunduğu doğal kaynakları tüketmeye devam edersek, yeni bir medeniyet çöküşünün önünde durmak mümkün olmayacak gibi görünüyor. Dünya üzerindeki insanların yarısı, su tabakası seviyesisinin azaldığı, su kuyularının kuruduğu bölgelerde yaşam sürüyor. Dünya ekim alanlarının üçte birinde toprak erozyonu yeni toprak oluşumundan daha hızlı gerçekleşiyor. Sayıları her daim artan inek, koyun ve keçi sürüleri yeşil alanları çorak alanlara dönüştürüyor. Tarım yapmak için yok ettiğimiz ve odun ve kağıt üretmek için ağaçlarını kestiğimiz orman alanları, <strong>her yıl 13 milyon hektar küçülüyor</strong>. </p><p></p><p>Okyanusdaki balıkları üreme kapasitesinin üzerinde tüketiyoruz, okyanus sistemlerinin çöküşünü izlememiz an meselesi. Kısacası, tüm sistemleri hızla tüketiyoruz. Bu sistemleri koruyamazsak, ortaya çıkacak zararlardan doğrudan etkilneceklerden biri de biz olacağız. </p><p></p><p><strong>ABD ' de 1930 ' dan 1936 ' ya kadar süren şiddetli toz fırtanalarının topraklara, dolayısıyla insanlara verdiği zararlar buna yalnızca küçük bir örnektir. Dust Bowl olarak anılan bu dönemin sorumlusu olarak, aşırı kuraklıkla birlikte ürün rotasyonu, erozyonu önleyici doğayla barışık tarımsal yöntemlerin uzun yıllar kullanılmaması gösterilmiştir. John Steinbeck ' in Gazap Üzümleri adlı romanına da konu olan, milyonlarca dönümlük tarım arazisinin işe yaramaz hale geldiği bu dönemde, yüzbinlerce insan evlerini terk etmek ve diğer eyaletlere göç etmek zorunda kaldılar ve açlık sınırında yaşam sürdürdüler. Benzer olaylar, 2000 ' li yıllarda da farkı bölgelerde tekrar etti.</strong>[/size]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="sebazios, post: 892921, member: 21067"] [b]Ynt: Toprak. (Bir Canlı Hakkında Herşey)[/b] [size=18pt] [color=red]Toprak ve Tarım[/color] Tarım, doğa bilimleriyle sosyal bilimler arasında bir köprü görevi görür. Çiftçilik, ekinleri büyütmekle ilgili kapsamlı bir bilgiye sahip olmayı gerektirir. Bu bilgi, ekin fizyolojisi, toprak, hava durumu, gübre ve topografi bilgisi gibi doğa bilimlerini kapsar. Çiftçinin, toprağı işleyebilmek için, tarih, kültür ve gelenekleri de iyi anlaması gerekir. Öyleyse, çiftçinin sosyal bilimlere de hâkim olması gerekir. [b][b]Yani tarım, aslında araç olarak toprağı kullanan oldukça kapsamlı bir bilimdir.[/b] Doğru uygulandığında toprak kaybı önlenebilir. [/b] Toprak ve tarım, kültür ve medeniyetle çok yakından ilgilidir. Çünkü tarım, insanlığın sürmesi için gerekli olan bir geçim kaynağıdır. Topraksız tarım olmaz. İnsanlar avcı-toplayıcı döneminden tarım dönemine geçtiklerinde yerleşik toplum olma yolunda önemli adımlar atılmış oldu. Yani, tarım kültür ve medeniyetin yaşam kaynağıdır aslında. Fakat bilim ve teknolojideki dev gelişmelerden ve büyüyen dünya populasyonundan etkilenen 20. yüzyıl tarımı, toprağı ve doğayı tümüyle değiştirdi. 20. Yüzyılın ikinci yarısında tarım, çeşitli enerji kaynakları ve materyaller kullanılarak sanayileştirildi. [b]Büyüyen popülasyonu beslemek ve hatta daha da fazla besin almak için topraklar talan edildi, verimsizleştirildi. [/b]Halbuki bir uygarlık ancak insanlarını doyuracak oranda verimli toprağı oldukça ayakta kalabilir. [color=orange]Tarih, toprakların bozulması nedeniyle çöken medeniyetlerle doludur.[/color] [color=red]Toprağın bozulması, bir medeniyetin yok olmasında en önemli etkendir. Örneğin, İlk tarım faaliyetleri, M.Ö 8.000 tarihlerinde verimli hilal olarak adlandırılan bölgede (günümüz Türkiye, Irak, Suriye ve Ürdün arasında) yapılıyordu. Bir zamanlar çok verimli arazilere sahip olan bu bölge, büyük bir sulama sistemiyle Dicle ve Fırat nehirleri tarafından sulanıyordu. Fakat vadilerin etrafındaki yamaç arazilerde ormanların kesilmesi nehirlerin erozyon nedeniyle taşkın yapmalarına ve sulama kanallarının dolmasına neden oldu. Doğal çevrenin tahribi ve toprak tuzlulaşması gibi etkiler, buradaki medeniyetlerin yok olmasına neden oldu. Sümer topraklarında tuzluluğun artması da yazılı tarihte ilk kimyasal toprak kirlenmesi olarak kayıtlara geçmiştir. Copa Vadisi ' ndeki Maya medeniyeti de tepeleri kaplayan ormanları keserek yol açtıkları toprak erozyonu nedeniyle çökmüştür. Her ne kadar, popülasyonun büyümesi, savaşlar gibi başka etkenler de olsa da, toprak sorunları geçmişte medeniyetlerin büyümesinde ve küçülmesinde önemli bir rol oynamıştır.[/color] Günümüzde her nekadar şehirleşmiş ve teknolojik olarak ilerlemiş bir toplum içinde yaşasak da, halen en az Sümerler ve Mayalılar kadar toprak gibi Dünya ' nın doğal destek sistemlerine bağımlıyız. Eğer, korumak için önlem almadan Dünya ' nın bize sunduğu doğal kaynakları tüketmeye devam edersek, yeni bir medeniyet çöküşünün önünde durmak mümkün olmayacak gibi görünüyor. Dünya üzerindeki insanların yarısı, su tabakası seviyesisinin azaldığı, su kuyularının kuruduğu bölgelerde yaşam sürüyor. Dünya ekim alanlarının üçte birinde toprak erozyonu yeni toprak oluşumundan daha hızlı gerçekleşiyor. Sayıları her daim artan inek, koyun ve keçi sürüleri yeşil alanları çorak alanlara dönüştürüyor. Tarım yapmak için yok ettiğimiz ve odun ve kağıt üretmek için ağaçlarını kestiğimiz orman alanları, [b]her yıl 13 milyon hektar küçülüyor[/b]. Okyanusdaki balıkları üreme kapasitesinin üzerinde tüketiyoruz, okyanus sistemlerinin çöküşünü izlememiz an meselesi. Kısacası, tüm sistemleri hızla tüketiyoruz. Bu sistemleri koruyamazsak, ortaya çıkacak zararlardan doğrudan etkilneceklerden biri de biz olacağız. [b]ABD ' de 1930 ' dan 1936 ' ya kadar süren şiddetli toz fırtanalarının topraklara, dolayısıyla insanlara verdiği zararlar buna yalnızca küçük bir örnektir. Dust Bowl olarak anılan bu dönemin sorumlusu olarak, aşırı kuraklıkla birlikte ürün rotasyonu, erozyonu önleyici doğayla barışık tarımsal yöntemlerin uzun yıllar kullanılmaması gösterilmiştir. John Steinbeck ' in Gazap Üzümleri adlı romanına da konu olan, milyonlarca dönümlük tarım arazisinin işe yaramaz hale geldiği bu dönemde, yüzbinlerce insan evlerini terk etmek ve diğer eyaletlere göç etmek zorunda kaldılar ve açlık sınırında yaşam sürdürdüler. Benzer olaylar, 2000 ' li yıllarda da farkı bölgelerde tekrar etti.[/b][/size] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
İnsan doğrulaması
Cevapla
FORUM
Çiftçilik Genel
Çiftçi Bilgi Kutusu
Toprak. (Bir Canlı Hakkında Herşey)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Daha fazla bilgi edin…
Üst
Alt