Ben yazmasam olmaz
Şimdi konuya farklı pencerelerden bakmak lazım, arkadaşımız şehirden kaçıp köye gelecekmiş, o öyle kolay değil. Köy yaşantısı çok farklıdır. Öncelikle 1 nci madde eşiniz köyde yaşamaya razımıdır. Kadınların % 90 nı şehirden gelip köye yerleşmez. Eğer ki razı oldu farzedelim , o zaman onun yaşayacağı konforda evde isteyecektir. Bir zaman sonra efendim neymiş, köyde kafa olarak anlaşabildiğim, sohbet edebileceğim kimse yok
Bu yüzden çok canım sıkılıyor beni gezdirmeye şehre götür, git git bitmez. Sabah 5 de Horoz öter dert olur, bir şey lazım olur bulamaz, öksürük olur laf hazırdır eczane yok. Hele hele çocuğun varsa vay okulun eğitim düzeyi düşük.. Köy yerinde kıyafetlerini giyemez, vah gençliğim gitttii. Eğer anne babası şehirde yaşıyorsa, gidemiyorum göremiyorum. Akrabalarımdan koptum. Bunları çoğaltmak mümkün. Gelelim güzel tarafına....... şehirde trafik, park sorunu, gürültü, kalabalık, yeşil alan , temiz hava yok, kim kime dumduma bir durum söz konusu. Köyde ise huzurlu bir ortam mevcut. Çiftçilik yılın 12 ayı yapılan bir iş değildir, özellikle kışın aval aval bakınır, kahvede fayans döşer, matematiğini geliştirirsin. Çiftçilik Kuru yaş farketmez , herkes nadas tarlasını nisan-mayıs ayında ilk sürümünü yapar, sebzeciler sürülen tarlasına çapa çeker , fidesini hazırlar, dikimini yapar, damlamasını döşer, başlar ot çapalamaya vs. bu işin her safhası zahmetlidir. Taki toplayıp satışını yapıncaya kadar ter paçandan akar. Öyle ki spor salonlarına gerek yoktur, çok güzel kas yaptırır. Kuru tarımda görüldüğü kadar kolay değildir, gençlik ister, güç ister, hırs ve azim ister. Yanında çay demleyecek karı ister. Yetişmiş çalışmaya gönüllü erkek evlat ister. İşte böyle