genç çiftçiler etırkı sığırcılık yapmalı


yemlerin biçilip, depolanıp, kullanıldığı şartlarda: güneydoğuda, akdenizde, trakyada, iç-anadoluda, marmarada, egede,

1-her bölgeden 20 genç çiftçi, hayvancılık konusunda eğitilmeli (hayvan bakımı, aşılar, yemleme vb)-sertifikalandırılmalı...
2-çiftlikleri, devlet arazilerinde, tarım bakanlığı kurulmalı, çiftlikler, yarı-açık çiftlikler (feedlot) şeklinde olmalı, çiftlikler hibe olarak verilmeli
3-herbir çiftlik 50 baş gebe düve (şarole, limuzin, simental, angus vb) ile başlamalı, gebe düveler hibe olarak verilmeli
4-herbir çiftlik için, 500 000 tl, işletme sermayesi, hibe olarak verilmeli
5-altı-yedi aylık sütten kesilen buzağılar için devlet tarafından 1000 tl destekleme yapılmalı
6-yemleme, saman-silaja (mısır silajı, tahıl silajları) dayalı yapılmalı
7-gebe düveler, ithalat ile getirilmesi halinde, hastalıklara (paratüberküloz, BVD vb) dikkat edilmeli
MALIYET:
çiftlik inşaatı: 500 000 tl
hayvan satın alınması: 800 000 tl (2000 dolar x 50 hayvan x 7-8 tl)
işletme sermayesi: 500 000 tl

toplam: 1 800 000 tl

150 pilot çiftlik için:

150 x 1 800 000 = 270 000 000 (270 milyon) tl

mümkün mü?
 
Belkide bundan sonra bu kadar bol et yiyemeyiz küresel ısınma kuraklık
Yeni nesil ancak yukarida dediğiniz gibi olursa belki bu işi yapar ama tecrubesi yok kiymette bilmez
Et ırkı büyük baş ülkemizin çoğu yerine pek uygun değil gibi günümüz şartlarında bana göre
Küçük baş olsa daha uygun bence
Ben 50 yasinda bu işin cirakligini görmüş biri bi işi yaşam şekli olarak benimsemiş
Hayvancılık böyle ömürluk iş vazgeçilmez vazgeçilirse ziyan lik oluyor hem kişiye hem işletmeye hem vatana millete
Benimde başımda askerden gelen oğlumu yetiştirmeye sevdirmeye çalıyorum bu işleri
Ama bir taraftanda mecbur değilsin diyorum
Sonra demesin bana sen cektin beni bu islerin içine
Gönülde başlar herşey
İnsanlar bilemiyor bir işe başlarken ne kadar hevesli olduğunu
Hevesin ömürlükmü yoksa birkac yıllıkmı olduğunu bilemiyor
 
Belkide bundan sonra bu kadar bol et yiyemeyiz küresel ısınma kuraklık
Yeni nesil ancak yukarida dediğiniz gibi olursa belki bu işi yapar ama tecrubesi yok kiymette bilmez
Et ırkı büyük baş ülkemizin çoğu yerine pek uygun değil gibi günümüz şartlarında bana göre
Küçük baş olsa daha uygun bence
Ben 50 yasinda bu işin cirakligini görmüş biri bi işi yaşam şekli olarak benimsemiş
Hayvancılık böyle ömürluk iş vazgeçilmez vazgeçilirse ziyan lik oluyor hem kişiye hem işletmeye hem vatana millete
Benimde başımda askerden gelen oğlumu yetiştirmeye sevdirmeye çalıyorum bu işleri
Ama bir taraftanda mecbur değilsin diyorum
Sonra demesin bana sen cektin beni bu islerin içine
Gönülde başlar herşey
İnsanlar bilemiyor bir işe başlarken ne kadar hevesli olduğunu
Hevesin ömürlükmü yoksa birkac yıllıkmı olduğunu bilemiyor
Gelecegini goren duzeni kurulu olan ciftciligi birakmasin hatta buyutmeye baksin fabrikalarda 2800 tl ye patronun agiz kokusunu cekecegine gubre kokusu ceksin bu pandemi bir bitsin turizm de acilsin hayvan fiyatlari baya artacak mal para yapiyor artik sehirden geri donup hic kimse tarima giremez artik en az 500 bin lazim o parasi olan gelmez zaten 5 yil icinde goreceksiniz koylu kiymete binecek
 
Gelecegini goren duzeni kurulu olan ciftciligi birakmasin hatta buyutmeye baksin fabrikalarda 2800 tl ye patronun agiz kokusunu cekecegine gubre kokusu ceksin bu pandemi bir bitsin turizm de acilsin hayvan fiyatlari baya artacak mal para yapiyor artik sehirden geri donup hic kimse tarima giremez artik en az 500 bin lazim o parasi olan gelmez zaten 5 yil icinde goreceksiniz koylu kiymete binecek
Köy artık eski köy değil tarim artık eski tarım değil cok değişti bir cok şey
İş işçilik tarim teknolojisi işçiliği kolaylastirsada ekonimi zorlaştı
Ben elle inek sagdim ozaman ninem dedem vardı hiç masrafları yoktu o zaman
Şimdi bi ciftci ailede iki tane bağkur pirimi telefon internet traktör araba giderleri
Makine arac gereç
İşletmede hazır yemleme giderleri eskiden bu kadar değildi meracilik doğallık maliyeti düşüruyordu
Ama günümüzde kimse merada malin başında kalmak istemiyor zaten malin başında yatsada evlilik çocuk okul hep sıkıntı
Zaman değişiyor ama bilmiyorum nasil olacak
 
yemlerin biçilip, depolanıp, kullanıldığı şartlarda: güneydoğuda, akdenizde, trakyada, iç-anadoluda, marmarada, egede,

1-her bölgeden 20 genç çiftçi, hayvancılık konusunda eğitilmeli (hayvan bakımı, aşılar, yemleme vb)-sertifikalandırılmalı...
2-çiftlikleri, devlet arazilerinde, tarım bakanlığı kurulmalı, çiftlikler, yarı-açık çiftlikler (feedlot) şeklinde olmalı, çiftlikler hibe olarak verilmeli
3-herbir çiftlik 50 baş gebe düve (şarole, limuzin, simental, angus vb) ile başlamalı, gebe düveler hibe olarak verilmeli
4-herbir çiftlik için, 500 000 tl, işletme sermayesi, hibe olarak verilmeli
5-altı-yedi aylık sütten kesilen buzağılar için devlet tarafından 1000 tl destekleme yapılmalı
6-yemleme, saman-silaja (mısır silajı, tahıl silajları) dayalı yapılmalı
7-gebe düveler, ithalat ile getirilmesi halinde, hastalıklara (paratüberküloz, BVD vb) dikkat edilmeli
MALIYET:
çiftlik inşaatı: 500 000 tl
hayvan satın alınması: 800 000 tl (2000 dolar x 50 hayvan x 7-8 tl)
işletme sermayesi: 500 000 tl

toplam: 1 800 000 tl

150 pilot çiftlik için:

150 x 1 800 000 = 270 000 000 (270 milyon) tl

mümkün mü?
Herşeyi devletten beklemişsiniz ama 50 hayvana için 1.8 milyon tl sarf etmek parayı çöpe atmaktır
Asıl yapılması gereken yerli ırklarla seleksiyon yaparak parayı ülke içinde tutmak en az maliyetle et üretmek olmalı
İthal ırklarla ülkemizde mera besisi yapamazsıniz kütlesi fazla hayvanlar ülkemizde engebeli arazi bu hayvanlar bizim zayıf meralarda beslenemiyor bu yüzden konsantre yeme ihtiyaç duyuyorlar bu da maliyeti artttıyor
Yani bizim yerli ırklarla mera besisi yapmamiz lazım devletin parası bizim paramız maliyetleri devlete yıkarak elimize birşey geçmez
50 tane yerli sığırı 2 senede merada besiye kesime getirebiliyorsan bu işi öğrenmişsin demektir o et o zaman ucuzlar alanda kazanır satanda
O kadar para daha teknolojik işler için kullnılabilir sonuçta et üretiyorsun hayvan yerse et yapacak önemli olan ucuz yem üretmek ucuz et üretmek
Dolarla hayvan alıp bilmem kaç milyon tlyi betona gömmekle bu işin olmayacağinı sonn 10 senedir görüyoruz
Sencer solakoğlu bile son teknoloji ve üst duzey elemanlarla çalıştığı halde durumdan memnun değil sorun ne peki en önemli yer burasî YÜKSEK GİRDİ MALİYETLERI bunu üzerine kafa yormak lazım sorunumuz bu aslînda
 
Ornek verdiğiniz hayvancılık| modelindeki çiftlikler batti yada batiyor ırk konbine olmadiktan sonra besleme çok zor olur en azından alınan süt ile yem masrafı ya tamamı yada önemli kısmı karşılanmalı bir de elli hayvan çok fazla 5 er 10 er hayvani daha fazla adama vereceksin ki hem yardim ettiğin kişi fazlalarsak hemde baba mali gibi değersiz olmayacak birde işi yapabilen kadir kıymet bilen insana vereceksin ben devletin verdiği inekle köpek değişen it akıllı adam gördüm
 
Devlet birşey vermek zorunda mı? Devlet birşey verirken maalesef alacağının peşine düşüyor. Bir de sertifika demişsiniz, o sertifika verilirken arada nemalanan onca aracı..

Devlet akıl versin, alım garantisi versin.

Çiftçiyi tüccarın eline düşürmesin yeter. Tüccardan kasıt gübre satan üretici dahil, buğday alıp un yapıp satanına kadar; süt alıp peynir satanına kadar.

Denecek , söylenecek ve yazılacak şey çok.
 
  • Beğen
Tepkiler: CELAL KARABULUT
Et ırkı fenni isletmeyi kişi kendisi finanse etmesi cok zor işin içinden iş çıkarmak
Yukarida dedigim gibi et ırkı buyuk baş işletme kurulacak yerler az ülkemizde
Büyük baş et ırkların doğduğu ülkeler meraları cok güzel ona göre
Hazır besleme maliyeti çok yuksek ülkemizde olmuyor
Herşey doğal inkanlara göre uymlu olmalı ben yaparim diyenlerde gördük
Milyonlar yatırılmış işletmeler boş ziyan olmuş ömürler hayaller paralar
Doğru yerde doğru seçim olmali ki doğaya ortama ters düşmemeli işletme
Yapılan her hata maliyet
Bolgemize doğamızda kendimize uygun hayvancilik modelini bulmalıyız
 

Belkide bundan sonra bu kadar bol et yiyemeyiz küresel ısınma kuraklık
Yeni nesil ancak yukarida dediğiniz gibi olursa belki bu işi yapar ama tecrubesi yok kiymette bilmez
Et ırkı büyük baş ülkemizin çoğu yerine pek uygun değil gibi günümüz şartlarında bana göre
Küçük baş olsa daha uygun bence
Ben 50 yasinda bu işin cirakligini görmüş biri bi işi yaşam şekli olarak benimsemiş
Hayvancılık böyle ömürluk iş vazgeçilmez vazgeçilirse ziyan lik oluyor hem kişiye hem işletmeye hem vatana millete
Benimde başımda askerden gelen oğlumu yetiştirmeye sevdirmeye çalıyorum bu işleri
Ama bir taraftanda mecbur değilsin diyorum
Sonra demesin bana sen cektin beni bu islerin içine
Gönülde başlar herşey
İnsanlar bilemiyor bir işe başlarken ne kadar hevesli olduğunu
Hevesin ömürlükmü yoksa birkac yıllıkmı olduğunu bilemiyor
etırkı büyükbaş hayvancılık, günümüzde geçerli hayvan (gebe düve) fiyatları, geçerli yem fiyatları dikkate alındığında,
devam ettirilebilir, yani kazançlı görünmüyor...
yine de, devlet desteğiyle bu işletmeler üretmeye devam edebilir...

15 000 liraya bir etırkı gebe düve alınması halinde,
ilk 6 buzağıda, hayvan fiyatının buzağı fiyatına etkisi 2500 tl olur
yem fiyatlarından gelen maliyet de 2500-3600 tl olur.
bu durumda, bir buzağının maliyeti 5000-5500 tl olur
buzağılar, 6500 tl den satılırsa, buzağı başına elde edilen kazanç 1000 lira olur
sürüde dölveriminin (%80-90), buzağı ölümlerinin de %10-15 olduğu kabul edilirse,
bu kazanç da elde edilemez...
ancak, devletin ciddi siyaseti ve desteği ile bu sürüler üretmeye devam edebilir...
 
Önceki yıllarda bizim bölgemizden ülkemizin pekçok yerine devlet destekli olarak gebe düveler gönderilmişti. Günün birinde bu hayvanların nakillerini gerçekleştiren bir arkadaş ile kısa bir sohbetim olmuştu. Ülkemizin her bölgesine hayvan nakli yapmış bu arkadaşın muhabbetinden aklımda kalanı yazacağım. Bu nakliyeci arkadaş günün birinde Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir köye devlet hibeli gebe düve götürmüş. Düveleri alacak olanlar kamyonun yanına gelerek karşılamışlar. İçlerinden birisinin elinde kocaman bir bıçak ile! Şoför arkadaş, bu ne iştir aga diye sorduğunda aldığı cevap" bizde âdet böyledir, biz arabadan ilk inen hayvanı kurban keseriz" olmuş. İçimizde o bölgeden arkadaşlarımız var ise aflarına sığınırım, ama bana anlatılan durum bu. Kendisine verilen gebe düveyi yatırıp kesebilen birileri hayvan kıymeti bilirmi?
 
Et ırkıda bilmem ne ırkıda Türkiye de geçensene itibariyle para kazanmaya cağı netleşti ve etraf hep küçükbaş dönmeye başladı 400 kg et aldıracagız diye ne kadar su ve yem hammeddesi sağlayacağız dıye ekmeklik bugday bulamaz olduk mısır ve yonca ektik mallara yedirdik onuda turistler geldi ucuza yeyip gıttı ler bizede sadece b.k kaldı koyunda olsa artık türkiyede ucuz et olayı geçti ama belkı uygun fıyat olabilir ayrıca şu da var neye göre ve kime göre Ucuz denizden çıkan hamsi 1 kg 30 bilemedin 25 TL oda temizlenince en fazla 800 gelir et 1 kg 55 felan [ bonfile} felan hariç bu durumda çok da pahalı değil önemli olan teknolojik ürün katma değerli ürün üretip satmak evet içeride olursa daha ıyı ama pandemide dahi çok aşırı sıkıntı yaşanmadı tabiki en güzeli kendiyin üretmesi ama malesef ülkemiz çok ama çok cahil ve düzensiz
 
1988 yılında Hollanda Friz Holstein süt ineği getirmiştik , 1. Laktasyonda 30 lt süt veren düvelerdi , 3. ve 4. laktasyonda 40 lt süt kapasiteleri oluyordu.
2001 yılında kesime gitmek durumunda kaldılar. Hayvancıyı koruyacak tedbirler maalesef bulunmuyor.
50 başlık ahırda tüberküloz hastalığı görülünce ahırın tamamı boşaltılır yerine hayvan gelmiyor.
 
Et ırkıda bilmem ne ırkıda Türkiye de geçensene itibariyle para kazanmaya cağı netleşti ve etraf hep küçükbaş dönmeye başladı 400 kg et aldıracagız diye ne kadar su ve yem hammeddesi sağlayacağız dıye ekmeklik bugday bulamaz olduk mısır ve yonca ektik mallara yedirdik onuda turistler geldi ucuza yeyip gıttı ler bizede sadece b.k kaldı koyunda olsa artık türkiyede ucuz et olayı geçti ama belkı uygun fıyat olabilir ayrıca şu da var neye göre ve kime göre Ucuz denizden çıkan hamsi 1 kg 30 bilemedin 25 TL oda temizlenince en fazla 800 gelir et 1 kg 55 felan [ bonfile} felan hariç bu durumda çok da pahalı değil önemli olan teknolojik ürün katma değerli ürün üretip satmak evet içeride olursa daha ıyı ama pandemide dahi çok aşırı sıkıntı yaşanmadı tabiki en güzeli kendiyin üretmesi ama malesef ülkemiz çok ama çok cahil ve düzensiz
Ayrıca şuda var et yiyen bir kesim her zaman olacaktır illaki yanı bu bitecek demek değil ama çok azalacak kurban kesen insan sayısı nasıl azaldı bir düşünün bu sene kurban en az 3 bin TL ye yaklaşır 1 aile için aylık 250 TL demek ben memur artı birçok işle ugraştıgım halde zor denkliyorum düşünün ankarada 4 bin TL maaş alıp 1 çocugunu servisle okula salan aileyi düşünün ya bide ev kredisi varsa bırak krediyi bir çocuk daha okula gıdıyor sa onu düşünün bizim Kız 3 yaşında günlük masrafı hiç yoksa 5 TL kişi çocuguna bişey alırken düşünür hale geldi artık. Ay başında erzağa gıdınce her şey belli oluyor.
 
Bana pek mantıksız gelmiyor. Fakat bazı noktaları iyi belirlemek gerek.
1. Yetersiz mera ve yüksek yem maliyetlerine karşılık kendi tarlamızı çevirip yapay meraya dönüştürebiliriz. Hem de hastalıklardan korunmuş oluruz.
2. Ağır maliyetini mümkün olduğunca düşürmeliyiz. Yarı açık. Kuzeyi ve hakim rüzgar yönünü kapatan yüksek bir ahır iş görür. Hatta rüzgarı suyu ve karı iyi hesaplarsak sadece buzağılar için nir kapalı alan yetebilir.
3. Ağır mera ve kışlık kaba yem için ektiğimiz tarlanın içinde olursa emekten ve tutacaksak işçiden tasarruf anlamına gelebilir. Telle o tarlayı çevirebiliriz. Ayrıca tarlayı bölümlere ayırıp her bölmeyi telle çevirip. Belli aralıklarla hayvanları salabiliriz. Böylece sabah salmak akşam toplamak dışında günlük rutinimiz kalmaz hatta mevsimine göre toplamaaya gerek bile duymayabiliriz. Gübre yönetimi vs hariç tabii ki
4. Elektriğe yakın olmak çok önemli. Suyu da doğal yollardan temin emin edebilirsek ne ala. Örneğin sondajla suyu çıkarıp yalaklı bir çeşme yapabiliriz.
5. Mümkün olduğunca taneli yemden uzak durabiliriz. Böylece hem ayak ve mide hastalıklarından şikayetimiz azalır hem de hem de maliyeti düşürürüz.
6. Besiyi kendimiz yaparsak maliyet artar ve nakit akışı gecikir. 6-7 aylık buzağı satışı yapabiliyor olmamız gerekir. Tamaını değilse bile önemli bir kısmını bu yaşta elden çıkarabilirsek ne ala. Bunun için de sağlam bir ön araştırma lazım.
7. Irk seçimi çok önemli. Simmental gibi bol sütlü hayvanlardan uzak durmak bana mantıklı geliyor. Çünkü bol süt demek sağım ihtiyacı demek o da mastitis riski demek. Yine simental ve charolais gibi ırklar kaliteli yeme ihtiyaç duyan ya çok kaliteli mera yada kaliteli hazır yem bekleyen ırklardır. Yüksek canlı ağırlık artışı ve karkas randımanı daha çok kapalı besi işi gibi geliyor bana. Bize kötü şartları iyi değerlendirebilen düşük veya orta kaliteli yemle bol ve kaliteli et üreten ırklar gerekiyor. Ayrıca ırkın dayanıklı ve uzun ömürlü olması tercih sebebi. Sürü kabiliyeti ve annelik özelliği de eklendiğinde Angus, Hereford ve Limousin bence öne çıkıyor.
8. Hedefimizi netleştirmeliyiz. Benim aklımdaki model 6-7 aylık,kilo almaya müsait, sağlıklı hayvanlar üretip o yaşta elden çıkarmak.

Kusura bakmayın çok uzun yazdım ama benim de 2 yıldır aklımda böyle bir projr var. Köyün dibinde , elektriğe ve suya çok yakın, rüzgar yönüne dik meyilli, içinde gölgelik olabilecek 15 tane ceviz ağacı bulunan, 2 tarafı yüksek çalı ve ağaçlık kaplı, yolla birleşen tarafında ciddi kot farkıyla kuytuda kalan 35 dekar bir tarlam var. Çok verimli bir yer de değil. Ayrıca bir kaç yüz metre yakınında biri 13 biri 22 dekar iki tarlam daha var. Bu üçünü kullanarak bu işe girsem mi diyorum
 
Et ırkı fenni isletmeyi kişi kendisi finanse etmesi cok zor işin içinden iş çıkarmak
Yukarida dedigim gibi et ırkı buyuk baş işletme kurulacak yerler az ülkemizde
Büyük baş et ırkların doğduğu ülkeler meraları cok güzel ona göre
Hazır besleme maliyeti çok yuksek ülkemizde olmuyor
Herşey doğal inkanlara göre uymlu olmalı ben yaparim diyenlerde gördük
Milyonlar yatırılmış işletmeler boş ziyan olmuş ömürler hayaller paralar
Doğru yerde doğru seçim olmali ki doğaya ortama ters düşmemeli işletme
Yapılan her hata maliyet
Bolgemize doğamızda kendimize uygun hayvancilik modelini bulmalıyız
Abimizin dediği gibi 👍

Ömrü hayatı boyunca bir tane hayvanın altını temizlemiş kişiler akıl verıyor işletme acıyor ... Sonrasında batıyor lar..Bu hayvan cılık işi kolay bir iş değil onlara ömrünüzü vermeniz gerekiyor. Çocuk gibi bakacaksınız onlara ... Öle yemını ver suyunu ver demekle olmuyor bu işler... Eğer olsaydı bu kadar işletme batmazdi ... Riskli iş bılmeyenın yapmaması gereken bir iş bence ...
 
Bana pek mantıksız gelmiyor. Fakat bazı noktaları iyi belirlemek gerek.
1. Yetersiz mera ve yüksek yem maliyetlerine karşılık kendi tarlamızı çevirip yapay meraya dönüştürebiliriz. Hem de hastalıklardan korunmuş oluruz.
2. Ağır maliyetini mümkün olduğunca düşürmeliyiz. Yarı açık. Kuzeyi ve hakim rüzgar yönünü kapatan yüksek bir ahır iş görür. Hatta rüzgarı suyu ve karı iyi hesaplarsak sadece buzağılar için nir kapalı alan yetebilir.
3. Ağır mera ve kışlık kaba yem için ektiğimiz tarlanın içinde olursa emekten ve tutacaksak işçiden tasarruf anlamına gelebilir. Telle o tarlayı çevirebiliriz. Ayrıca tarlayı bölümlere ayırıp her bölmeyi telle çevirip. Belli aralıklarla hayvanları salabiliriz. Böylece sabah salmak akşam toplamak dışında günlük rutinimiz kalmaz hatta mevsimine göre toplamaaya gerek bile duymayabiliriz. Gübre yönetimi vs hariç tabii ki
4. Elektriğe yakın olmak çok önemli. Suyu da doğal yollardan temin emin edebilirsek ne ala. Örneğin sondajla suyu çıkarıp yalaklı bir çeşme yapabiliriz.
5. Mümkün olduğunca taneli yemden uzak durabiliriz. Böylece hem ayak ve mide hastalıklarından şikayetimiz azalır hem de hem de maliyeti düşürürüz.
6. Besiyi kendimiz yaparsak maliyet artar ve nakit akışı gecikir. 6-7 aylık buzağı satışı yapabiliyor olmamız gerekir. Tamaını değilse bile önemli bir kısmını bu yaşta elden çıkarabilirsek ne ala. Bunun için de sağlam bir ön araştırma lazım.
7. Irk seçimi çok önemli. Simmental gibi bol sütlü hayvanlardan uzak durmak bana mantıklı geliyor. Çünkü bol süt demek sağım ihtiyacı demek o da mastitis riski demek. Yine simental ve charolais gibi ırklar kaliteli yeme ihtiyaç duyan ya çok kaliteli mera yada kaliteli hazır yem bekleyen ırklardır. Yüksek canlı ağırlık artışı ve karkas randımanı daha çok kapalı besi işi gibi geliyor bana. Bize kötü şartları iyi değerlendirebilen düşük veya orta kaliteli yemle bol ve kaliteli et üreten ırklar gerekiyor. Ayrıca ırkın dayanıklı ve uzun ömürlü olması tercih sebebi. Sürü kabiliyeti ve annelik özelliği de eklendiğinde Angus, Hereford ve Limousin bence öne çıkıyor.
8. Hedefimizi netleştirmeliyiz. Benim aklımdaki model 6-7 aylık,kilo almaya müsait, sağlıklı hayvanlar üretip o yaşta elden çıkarmak.

Kusura bakmayın çok uzun yazdım ama benim de 2 yıldır aklımda böyle bir projr var. Köyün dibinde , elektriğe ve suya çok yakın, rüzgar yönüne dik meyilli, içinde gölgelik olabilecek 15 tane ceviz ağacı bulunan, 2 tarafı yüksek çalı ve ağaçlık kaplı, yolla birleşen tarafında ciddi kot farkıyla kuytuda kalan 35 dekar bir tarlam var. Çok verimli bir yer de değil. Ayrıca bir kaç yüz metre yakınında biri 13 biri 22 dekar iki tarlam daha var. Bu üçünü kullanarak bu işe girsem mi diyorum
Senin hayaline yakin benim isim var
Ne istersen cevaplarim
Şimdi üretim yapıyorsan kaba yem arpa bugday satıyorsun
Hayvan isletmesi kurarak hayvana yedirirsin ürettiğini
Ama acemilikten hata yaparsan oda gider
Birde işletme kurulum maliyeti var
Yaşın 30 un altında ise denemende fatda var trakya bu is için en uygun yerlerden ülkemizde
Bolgenin ot ve ürün verimi en önemli konulardan
 
Trakya şuan hiç bir destek kapsamında değil. İpard vs yok.
Bu ay 8 adet besi danamızı maliyetinden aşağı sattık.
6 aydır karkas fiyatlanır umutlarımız suya düştü. Sermaye kâr oranlaması yapsak o gün işi bırakmamız gerek.
2 farklı işte çalışarak yine de hayvancılığa yatırım yapıp devam ediyoruz.
Devletimiz bizden alıp Anadolu'ya vermeye devam etsin diye...
 

Çok zor ortam malesef herkes şehire boşa taşınmıyor Bi köye bakıyor bir şehire orası karlı gelıyor para kazansa niye gıtsın köyde tüm aile perişan neredeyse asgari ücreti zor kazanıyorsun bu işler zor işler
 
  • Beğen
Tepkiler: behcet arı
Bana pek mantıksız gelmiyor. Fakat bazı noktaları iyi belirlemek gerek.
1. Yetersiz mera ve yüksek yem maliyetlerine karşılık kendi tarlamızı çevirip yapay meraya dönüştürebiliriz. Hem de hastalıklardan korunmuş oluruz.
2. Ağır maliyetini mümkün olduğunca düşürmeliyiz. Yarı açık. Kuzeyi ve hakim rüzgar yönünü kapatan yüksek bir ahır iş görür. Hatta rüzgarı suyu ve karı iyi hesaplarsak sadece buzağılar için nir kapalı alan yetebilir.
3. Ağır mera ve kışlık kaba yem için ektiğimiz tarlanın içinde olursa emekten ve tutacaksak işçiden tasarruf anlamına gelebilir. Telle o tarlayı çevirebiliriz. Ayrıca tarlayı bölümlere ayırıp her bölmeyi telle çevirip. Belli aralıklarla hayvanları salabiliriz. Böylece sabah salmak akşam toplamak dışında günlük rutinimiz kalmaz hatta mevsimine göre toplamaaya gerek bile duymayabiliriz. Gübre yönetimi vs hariç tabii ki
4. Elektriğe yakın olmak çok önemli. Suyu da doğal yollardan temin emin edebilirsek ne ala. Örneğin sondajla suyu çıkarıp yalaklı bir çeşme yapabiliriz.
5. Mümkün olduğunca taneli yemden uzak durabiliriz. Böylece hem ayak ve mide hastalıklarından şikayetimiz azalır hem de hem de maliyeti düşürürüz.
6. Besiyi kendimiz yaparsak maliyet artar ve nakit akışı gecikir. 6-7 aylık buzağı satışı yapabiliyor olmamız gerekir. Tamaını değilse bile önemli bir kısmını bu yaşta elden çıkarabilirsek ne ala. Bunun için de sağlam bir ön araştırma lazım.
7. Irk seçimi çok önemli. Simmental gibi bol sütlü hayvanlardan uzak durmak bana mantıklı geliyor. Çünkü bol süt demek sağım ihtiyacı demek o da mastitis riski demek. Yine simental ve charolais gibi ırklar kaliteli yeme ihtiyaç duyan ya çok kaliteli mera yada kaliteli hazır yem bekleyen ırklardır. Yüksek canlı ağırlık artışı ve karkas randımanı daha çok kapalı besi işi gibi geliyor bana. Bize kötü şartları iyi değerlendirebilen düşük veya orta kaliteli yemle bol ve kaliteli et üreten ırklar gerekiyor. Ayrıca ırkın dayanıklı ve uzun ömürlü olması tercih sebebi. Sürü kabiliyeti ve annelik özelliği de eklendiğinde Angus, Hereford ve Limousin bence öne çıkıyor.
8. Hedefimizi netleştirmeliyiz. Benim aklımdaki model 6-7 aylık,kilo almaya müsait, sağlıklı hayvanlar üretip o yaşta elden çıkarmak.

Kusura bakmayın çok uzun yazdım ama benim de 2 yıldır aklımda böyle bir projr var. Köyün dibinde , elektriğe ve suya çok yakın, rüzgar yönüne dik meyilli, içinde gölgelik olabilecek 15 tane ceviz ağacı bulunan, 2 tarafı yüksek çalı ve ağaçlık kaplı, yolla birleşen tarafında ciddi kot farkıyla kuytuda kalan 35 dekar bir tarlam var. Çok verimli bir yer de değil. Ayrıca bir kaç yüz metre yakınında biri 13 biri 22 dekar iki tarlam daha var. Bu üçünü kullanarak bu işe girsem mi diyorum
hayvancılığa yeni başlayacaksanız,
besicilikle başlamanızı öneririm...
araştırın, kararınızı, kimseden etkilenmeden verin...
 

Benzer Konular