Özelden yazılmış bir soruya verilen cevaptır. Konuşma üslübu ile yazıldığı için hitap biçimi konusunda kusura bakmayın. Ankara ve çevresinde önümüzdeki yıl için iklim ve hububat tarımı tavsiyeleri içerir.
Not: 'Gübre miktarları 450 kg/da hedef verim için yazılmıştır. Beklentiler doğrultusunda oranlar artırılır azaltılabilir. Referans değil, şahsi öngörülerdir. Bağlayıcılık içermez'
***
Önce şu konuyu açıklığa kavuşturalım.
Arazinin müşterekleri olması, analiz yapılmasına engel değildir. Sadece desteklemesini alamazsınsınız. Bugün adam gibi bir analiz 35 lira. Birbirine yakın tarlalardan 5 analiz alsanız, laboratuvara kargo ile yollasan, 200 lira tutmaz. Binlerce lira masraf, onca emeğin yanında, her açıdan size kılavuzluk edecek 200 lira çok değil.
Yani 'önce analiz yaptırın'.
***
Şimdi gübrelemeye gelirsek. Ankara bölgesi için ortalama yağış miktarınız 415 mm. Üstelik rakamlar çok oynak. Aşağıdaki tabloda son 34 yıllık yağış miktarlarınız var ve az önce de dediğim gibi bir rejim çok değişken.
Önce tahminde bulunmak lazım. Önümüzdeki yıl yağışlar nasıl olacak?
2014 yılında ortalamanın üzerinde yağış aldınız. Bu yıl da (2015) aynı şekilde devam etti. Tabloya baktığımızda, üst iste iki yıl yağışlı geçmiş ise, bir sonraki yıl kesin olarak kuraklık yaşanıyor. 3 yıl üst üste yağışlı geçen sene yok. Son 35 yıldır olmamış.
Yani önümüzdeki yıl, kurak bir yıl olacak. Bu bilgi cepte.
***
Kurak yıllarda en büyük sorun, bitkinin su stresi çekmesi. Bu gübreden çok daha önemli bir konu. Bu nedenle, toprağın su tutma kapasitesini arttıracak tarz işlemler yapmak gerekli.
Peki bu işlemler neler?
1-) Bu işlemlerin ilki, toprağı derin işlemek
2-) Biraz kesekli bir tarla yüzeyi bırakarak kış yağışlarının toprakta kalmasını sağlamak. Akmasını engellemek.
3-) Toprağın su tutma kapasitesi arttıracak Zeolit ve Çiftlik gübresi gibi yardımcılardan (imkanlar dahilinde) faydalanmak
4-) Kesekli tarla yüzeyi nedeni ile çıkış sorunları olabilir. Bu nedenle normalde kullandığınızının %10-15 ' i kadar fazla tohum ile ekimi gerçekleştirmek. 22 ' i atıyorsanız 25 kg/da atmak gibi.
5-) İç Anadolu bölgesinde, kurak geçen yılların en büyük sorunu, bitkinin suya en fazla ihtiyacı olduğu 'bahar-erken yaz döneminde yağışın alınamaması'. Bu durum sadece verimi düşürmekle kalmıyor, bitkiyi tamamen yakabiliyor. İç anadolunun belki de en büyük sorunu bu.
Yukarıdaki durumu aşabilme imkanımız yok. Ama stresi azaltabiliriz. Bitki, gelişimini serin kış döneminde, yani erken tamamlarsa, bu kuraklık stresinden daha az etkilenir.
Gelişimi erkene almanın ise en kolay yolu, ekimi erken yapmaktır. Yani her zaman ektiğiniz tarihten 10-15 gün kadar erken ekmek, bitkiyi erken geliştireceği için kurak bir bahara karşı koruma olacaktır.
6-) Son ve en önemli nokta da, asla 'kuruya ekmemek'. Çünkü sene kurak gidecek. Kuruya ektiğimiz tohumun üzerine ne zaman yağmur geleceği belirsiz. Uzun süre yağmur gelmezse, 2013 ' te olduğu gibi ciddi çıkış problemleri yaşanabilir. Hatta bitki çıkış dahi yapamayabilir. Hali ile ciddi verim kaybı gözlenir.
Bunun için, yağışın yakalandığı, nemin yüksek olduğu yağmur sonrası bir dönem, toprağın çamur olup olmamasına bakılmaksızın. Gerekirse zorlanarak mibzer ile, gerekirse fırfır ile, yani en önemli nota, topraktaki nemi kaçırmadan ekim işlemini gerçekleştirmek. Çünkü bir daha tav yakalayamama ihtimalimiz var! Yakalanan şansı, elimize geçebilecek tek şans gibi, yani en iyi şekilde değerlendirip kullanmak gerekiyor.
***
Gübreleme konusuna gelirsek. Su stresi yatartmaması için, fazla azotlu gübre kullanmaktan kaçınmak gerek. Lakin bitkiyi bir an önce geliştimemiz de şart. O nedenle taban verilecek gübredekinin azot miktarını arttırmakta fayda var
Taban gübrelemesi:
Dekara 600 kg veren bir buğday, dekara 17 kg azot, 5 kg fosfor, 12 kg potasyum, 4 kilogram magnezyum, 2.5 kilogram kükürt (sülfat) tüketir. Bu ihtiyacı karşılamak her zaman mümkün olmasa da, ekim öncesi dekara atılacak 2 kilogram kadar magnezyum sülfat, ileride karşılaşılacak stresi önler.
Bu gübre (Magnezyum Sülfat) çok kolay eriyen bir gübredir. Eğer fırfır ile saçma şansınız yoksa (dekara 2 kg gübre saçabilecek fırfır yoksa) eritip ilaçlama makinası ile atılabilir.
Ama dekara, 2 kg magnezyum sülfat ve 2 kg çinko sülfatı 'Hümik asit ile karıştırıp ekim öncesi' yüzeye atmak, yapraktan yapılacak uygulama ile birlikte, verimi ciddi şekilde olumlu etkileyecektir.
Şu an DAP gübresinin tonu 2000 liraya dayandığı için DAP kullanmak oldukça pahalı bir seçenek. Onun yerine 15-20 kg 20-20 tercihi, azot bakımından avantaj sağlayacaktır.
Üst gübreler:
----------------
Gelişimi hızlandırmak için, çıkış sonrası (en geç arılık ortasına kadar) bi 10 kilo kadar 21 ' lik sülfat (isteğe bağlı) atılabilir.
Ana üst gübre olarak da, olabildiğince erken (Ocak ortası-sonu gibi) 10-12 kg üre ve yine erken dönemde (Şubat sonu-Mart ortası gibi) 10 kg 33 ' lük nitrat ile gübreleme tamamlanır.
Bu tarz bir gübrelemenin hiç bir sıkıntısı olmayacağı gibi, şansa bahar ayında gelen yağışlarda, bi 10 kg daha 33 ' lük atma güfırsatı tanır bize. Bu da protein olarak geri döner.
Burada önemli olan nokta, her iki gübrelemenin de yağmurdan hemen önce yapılması.
Not: tamamen tahminden ibarettir. Müneccim değilim. Mevcut duruma göre bulunulmuş önerilerdir.
Hepsinden önemlisi, önümüzdeki yılın da bu yılki gibi yağışlı şekilde devam edeceğini düşünen çiftçi arkadaşarların, zarar görmelerini istemediğim için, bu önerilerde bulunmak istedim.
Not: 'Gübre miktarları 450 kg/da hedef verim için yazılmıştır. Beklentiler doğrultusunda oranlar artırılır azaltılabilir. Referans değil, şahsi öngörülerdir. Bağlayıcılık içermez'
***
Önce şu konuyu açıklığa kavuşturalım.
Arazinin müşterekleri olması, analiz yapılmasına engel değildir. Sadece desteklemesini alamazsınsınız. Bugün adam gibi bir analiz 35 lira. Birbirine yakın tarlalardan 5 analiz alsanız, laboratuvara kargo ile yollasan, 200 lira tutmaz. Binlerce lira masraf, onca emeğin yanında, her açıdan size kılavuzluk edecek 200 lira çok değil.
Yani 'önce analiz yaptırın'.
***
Şimdi gübrelemeye gelirsek. Ankara bölgesi için ortalama yağış miktarınız 415 mm. Üstelik rakamlar çok oynak. Aşağıdaki tabloda son 34 yıllık yağış miktarlarınız var ve az önce de dediğim gibi bir rejim çok değişken.

Önce tahminde bulunmak lazım. Önümüzdeki yıl yağışlar nasıl olacak?
2014 yılında ortalamanın üzerinde yağış aldınız. Bu yıl da (2015) aynı şekilde devam etti. Tabloya baktığımızda, üst iste iki yıl yağışlı geçmiş ise, bir sonraki yıl kesin olarak kuraklık yaşanıyor. 3 yıl üst üste yağışlı geçen sene yok. Son 35 yıldır olmamış.
Yani önümüzdeki yıl, kurak bir yıl olacak. Bu bilgi cepte.
***
Kurak yıllarda en büyük sorun, bitkinin su stresi çekmesi. Bu gübreden çok daha önemli bir konu. Bu nedenle, toprağın su tutma kapasitesini arttıracak tarz işlemler yapmak gerekli.
Peki bu işlemler neler?
1-) Bu işlemlerin ilki, toprağı derin işlemek
2-) Biraz kesekli bir tarla yüzeyi bırakarak kış yağışlarının toprakta kalmasını sağlamak. Akmasını engellemek.
3-) Toprağın su tutma kapasitesi arttıracak Zeolit ve Çiftlik gübresi gibi yardımcılardan (imkanlar dahilinde) faydalanmak
4-) Kesekli tarla yüzeyi nedeni ile çıkış sorunları olabilir. Bu nedenle normalde kullandığınızının %10-15 ' i kadar fazla tohum ile ekimi gerçekleştirmek. 22 ' i atıyorsanız 25 kg/da atmak gibi.
5-) İç Anadolu bölgesinde, kurak geçen yılların en büyük sorunu, bitkinin suya en fazla ihtiyacı olduğu 'bahar-erken yaz döneminde yağışın alınamaması'. Bu durum sadece verimi düşürmekle kalmıyor, bitkiyi tamamen yakabiliyor. İç anadolunun belki de en büyük sorunu bu.
Yukarıdaki durumu aşabilme imkanımız yok. Ama stresi azaltabiliriz. Bitki, gelişimini serin kış döneminde, yani erken tamamlarsa, bu kuraklık stresinden daha az etkilenir.
Gelişimi erkene almanın ise en kolay yolu, ekimi erken yapmaktır. Yani her zaman ektiğiniz tarihten 10-15 gün kadar erken ekmek, bitkiyi erken geliştireceği için kurak bir bahara karşı koruma olacaktır.
6-) Son ve en önemli nokta da, asla 'kuruya ekmemek'. Çünkü sene kurak gidecek. Kuruya ektiğimiz tohumun üzerine ne zaman yağmur geleceği belirsiz. Uzun süre yağmur gelmezse, 2013 ' te olduğu gibi ciddi çıkış problemleri yaşanabilir. Hatta bitki çıkış dahi yapamayabilir. Hali ile ciddi verim kaybı gözlenir.
Bunun için, yağışın yakalandığı, nemin yüksek olduğu yağmur sonrası bir dönem, toprağın çamur olup olmamasına bakılmaksızın. Gerekirse zorlanarak mibzer ile, gerekirse fırfır ile, yani en önemli nota, topraktaki nemi kaçırmadan ekim işlemini gerçekleştirmek. Çünkü bir daha tav yakalayamama ihtimalimiz var! Yakalanan şansı, elimize geçebilecek tek şans gibi, yani en iyi şekilde değerlendirip kullanmak gerekiyor.
***
Gübreleme konusuna gelirsek. Su stresi yatartmaması için, fazla azotlu gübre kullanmaktan kaçınmak gerek. Lakin bitkiyi bir an önce geliştimemiz de şart. O nedenle taban verilecek gübredekinin azot miktarını arttırmakta fayda var
Taban gübrelemesi:
Dekara 600 kg veren bir buğday, dekara 17 kg azot, 5 kg fosfor, 12 kg potasyum, 4 kilogram magnezyum, 2.5 kilogram kükürt (sülfat) tüketir. Bu ihtiyacı karşılamak her zaman mümkün olmasa da, ekim öncesi dekara atılacak 2 kilogram kadar magnezyum sülfat, ileride karşılaşılacak stresi önler.
Bu gübre (Magnezyum Sülfat) çok kolay eriyen bir gübredir. Eğer fırfır ile saçma şansınız yoksa (dekara 2 kg gübre saçabilecek fırfır yoksa) eritip ilaçlama makinası ile atılabilir.
Ama dekara, 2 kg magnezyum sülfat ve 2 kg çinko sülfatı 'Hümik asit ile karıştırıp ekim öncesi' yüzeye atmak, yapraktan yapılacak uygulama ile birlikte, verimi ciddi şekilde olumlu etkileyecektir.
Şu an DAP gübresinin tonu 2000 liraya dayandığı için DAP kullanmak oldukça pahalı bir seçenek. Onun yerine 15-20 kg 20-20 tercihi, azot bakımından avantaj sağlayacaktır.
Üst gübreler:
----------------
Gelişimi hızlandırmak için, çıkış sonrası (en geç arılık ortasına kadar) bi 10 kilo kadar 21 ' lik sülfat (isteğe bağlı) atılabilir.
Ana üst gübre olarak da, olabildiğince erken (Ocak ortası-sonu gibi) 10-12 kg üre ve yine erken dönemde (Şubat sonu-Mart ortası gibi) 10 kg 33 ' lük nitrat ile gübreleme tamamlanır.
Bu tarz bir gübrelemenin hiç bir sıkıntısı olmayacağı gibi, şansa bahar ayında gelen yağışlarda, bi 10 kg daha 33 ' lük atma güfırsatı tanır bize. Bu da protein olarak geri döner.
Burada önemli olan nokta, her iki gübrelemenin de yağmurdan hemen önce yapılması.
Not: tamamen tahminden ibarettir. Müneccim değilim. Mevcut duruma göre bulunulmuş önerilerdir.
Hepsinden önemlisi, önümüzdeki yılın da bu yılki gibi yağışlı şekilde devam edeceğini düşünen çiftçi arkadaşarların, zarar görmelerini istemediğim için, bu önerilerde bulunmak istedim.