çubuk belini çok iyi bilirim. eskiden bu yol tek gidiş tek gelişti, karşıdan kamyon tır geldimi durup yol verilirdi. hatta bir de türküsü vardır, "yolver çubuk beli geçeyim" diye

scanialar türkiye piyasasına ilk girdiğinde karadenizli balıkçılar alıp kullanırdı. bizim bu taraflara sebze çekmeye geldiklerinde görürdük. yakışıklı kamyonlardı ama tanınmazdı. sonradan doğuş otomotiv alınca atağa kalktı. yanlış anlaşılmasın kötü demiyorum. volvo da scania da çok kaliteli isveç malları ama daf'ın yeri bende bir başka. ister yeni olsun, ister eski model olsun, içine bindin mi uzay kabin tam olarak ne demek insan anlıyor. çekiş konusunda da paccar motor favorim. benim gözlemlediğim kadarıyla çekiş konusunda çok iyi. gelelim kış şartlarında çekiç üstünlüğü konusuna. mesela ivecolar da karda kışta güzel çeker. bu çekme işinde motor gücünün yanında tırın yapısı da önemli diye düşünüyorum. iveco ve daf tırlar biraz daha sallıdır.
vs.vs. bu iş de traktörcülük gibi. kimine kırmızı, kimine mavi hoş geliyor. yine de ben tırcılık işine girecek olsam ve tırı kendim kullanacaksam ilk tercihim daf olur. yok şoför tutacaksam da axordan vazgeçmem. axor aynı nh'nin yerli üretimleri gibi. her yerde parça ve servis bol ve ucuz. fakat bununla doğru orantılı olarak kalite cortingen.

üstündeki ufacık retarderle temmuz sıcağında çubuktan antalyaya inerken balata yanığı kokusu taa burdura duyulur

ama olsun du, onun adı mercedes ti! td tt gibi.
"ne kullanıyorsun?"
"new holland."
"ooo adı yeter, kalite mal kullanıyorsun." hesabı