nereye kadar dayanacagız..


Ynt: nereye kadar dayanacagız..

dayço link=topic=69940.msg797929#msg797929 date=1385034113' Alıntı:
dikkat ettinizmi her parti seçimlerde palavrada olsa çiftçiye vaatte bulunur yok mazot şöyle gübre şöyle olucak diye akp 1o yıldır seçimlerde çiftçiyi ağzına alma lüksünü bile katlanmıyor anlayın çiftçiye ne kadar değer verdiklerini al ananı .... git demekle çiftçi sıfırlanmış 1 daha iktidara gelirse ancak 1000 1500 dönüm olan yeri ayakta kalır diğeri hizmetçi olur
Hadi iktidar bizi eziyor , hakkımızı vermiyor , eleştirme tezimiz bu , bizim sorunlarımızı çözmüyor , görmezden geliyor.
Lakin muhalefette böyle , onlar da bizi temsil etmek istemiyorlar sanki.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Süslü laflarla kalabalık etmeye gerek yok....Başkası gelirse ne yapar bilen yok öyle değil mi? (Herkes kim gelirse ne yapar derdinde)Ama bunların ne yaptığını (bi halt yapmadığını) biliyoruz orası kesin...Bunlarla biryere varılamayacağı da belli.Eeee neden kim gelirse ne yapar diye soruyorsunuz,ben size birşey söyleyeyim kim gelirse gelsin bunlardan iyi yapar.Ya deneyip göreceksin ya biteceksin bu gayet net !

Dünya kadar gemiye (ki bu gemilerin bir italyaya gidip gelmesi bir köyün senede yaktığı mazotu yer) ,Götünü gerip güneşlenen bilmem kimin oğlunun 1 deniz milinde 10 litre mazot yakan yatının yaktığı mazot parasından, çiftçinin üretim yaptığı dekar üzerinden hesaplanacak belli miktar mazotu kocaa ülkeyi besleyen çiftçiye vermek okadar zor iş değil büyütmeyin bukadar.Bunlara kaynak sağlanır okadar gemiye sağlanıyorsa,özelleştirecek birşey kalmadığı için özelleştirip sıcak parayla göz boyama devride bitti birileri sağolsun.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

vcc link=topic=69940.msg797934#msg797934 date=1385035434' Alıntı:
Süslü laflarla kalabalık etmeye gerek yok....Başkası gelirse ne yapar bilen yok öyle değil mi? (Herkes kim gelirse ne yapar derdinde)Ama bunların ne yaptığını (bi halt yapmadığını) biliyoruz orası kesin...Bunlarla biryere varılamayacağı da belli.Eeee neden kim gelirse ne yapar diye soruyorsunuz,ben size birşey söyleyeyim kim gelirse gelsin bunlardan iyi yapar.Ya deneyip göreceksin ya biteceksin bu gayet net !

Dünya kadar gemiye (ki bu gemilerin bir italyaya gidip gelmesi bir köyün senede yaktığı mazotu yer) ,Götünü gerip güneşlenen bilmem kimin oğlunun 1 deniz milinde 10 litre mazot yakan yatının yaktığı mazot parasından, çiftçinin üretim yaptığı dekar üzerinden hesaplanacak belli miktar mazotu kocaa ülkeyi besleyen çiftçiye vermek okadar zor iş değil büyütmeyin bukadar.Bunlara kaynak sağlanır okadar gemiye sağlanıyorsa,özelleştirecek birşey kalmadığı için özelleştirip sıcak parayla göz boyama devride bitti birileri sağolsun.

Bunlarıda aynı şikayetler ile getirmedi mi millet?
Koalisyonlar milletin canına tak etti dediler.
Rahmetli Ecevit , yok toplantıda ayakkabılarını unuttu , yok 2. kata çıkamaz oldu dışarıdan başbakanlık binasına asansör yaptırdılar vs vs. Sağlık raporu alıp etrafındaki goygoycuları adamı görevden almak istediler.
Şimdi aynı adamlar Sarıgülü parlatıyor.
Döviz borcu olanların borcu bir günde tl bazında 3 katına çıktı.
bir bakanı Telekom özelleştirmesin karşı çıktığı bir gecede kendi başkanı alaşağı ettiler.
Başımıza IMF bakan yolladı dediler , krizden kurtulmak için bunun sebepler bardağı taşırdı insanlar isyan ettiler sonra bunlar geldi , millet chp yede muhalefet görevi verdi.
Ben kendi adıma bunların değişmesini isterim. Gelenler ne yapacak onları görelim. O zaman bunlar için daha net konuşuruz.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Ben yukarıda kendimizin ne yapmamız gerektiğini yazdım, ama benden sonrakiler bakıyorum, herkes bir başkasından çözüm umuyor. Kimsenin kendini değiştirmeye, geliştirmeye en azından fikri ve niyeti yok. Herkes ramazanda ortaya çıkan dilenciler gibi, hep ver ver, ben kendimi geliştireyim, ben bir şeyleri değiştireyim diyen yok. Bu kafa ile gidersek hep 'nereye kadar dayanacağız' sorusunu cevap aramakla ömrümüzü tüketeceğiz.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

stulu link=topic=69940.msg797937#msg797937 date=1385036325' Alıntı:
Ben yukarıda kendimizin ne yapmamız gerektiğini yazdım, ama benden sonrakiler bakıyorum, herkes bir başkasından çözüm umuyor. Kimsenin kendini değiştirmeye, geliştirmeye en azından fikri ve niyeti yok. Herkes ramazanda ortaya çıkan dilenciler gibi, hep ver ver, ben kendimi geliştireyim, ben bir şeyleri değiştireyim diyen yok. Bu kafa ile gidersek hep 'nereye kadar dayanacağız' sorusunu cevap aramakla ömrümüzü tüketeceğiz.
haklısın abi walla bizde o işte birimiz bişey kazanınca herkes onu yapıoyr bi sefer onunda cılkı cıkıyor..
köylerde adamlar ekmeği fırından alıyor yumurtayı marketten ee sonra para yok..
tm suanda tarım politikası berbat dedikleri gibi zamanında %200 faizle traktör ödenmiş ama suanda bu durum yok tabi. birde buna devlet dışa bagımlıgı artırınca insanlar para yok borçlu kesiliyor..
herkes kendine göre haklıdır tabiki ama bunu dile getirmek gerekir ilçe tarımlar -ziraat odaları birlikler çiftçilere ön ayak olmak yerine birazda biz yolumuzu bulalım diyorlar bizde cok sükür besliyoruz..
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Siyaseti, politikayı yapan çok onlara bırakalım...



Gelelim sadede; elinden gelenlerle başla, elinin ulaşmadıklarıyla vakit-ümit kaybetme derim!


Senede 1-2 gün oturacağın yada bineceğin arabaya-eve 50-100 bin lira bağlasan adama deli derler ama aynı parayı bi bu şekilde ekipmana bağlamak akıl karı mı?

Kollektif bilinç, makina parkları-müteahhitliği, kooperatifçilik, üretici örgütlenmesi olmadan, yaygınlaşmadan ÇOK daha havanda su dövülür, çok...

İnsanın başına gelenlerin çoğunu insan kendi eliyle hazırlar da haberi olmaz...

Basit bi örnek;

Burda 2000 traktör ve taklaşık o kadar da arka kepçe var! Tanesi 1000-1500 tl ' den hesapla eski parayla 2-3 trilyon eder. Sadece kıyrırık arka kepçe bu kadar tutarsa gerisini siz hesaplayın... Devletin Kalkınma ajansı eliyle burayı kalkındırmak için verdiği paranın tamamı zaten 2 trilyon... her köyde ön kepçeli sadece 1 motor olsa köyün hatta komşu köylerin alayına yeter.. 20 bin lirayada en kral kepçe takılır...

Verimsizlik-israf almış gidiyo... ve köyler bi yandan makinaya çuvalla para yetiştirmeye çalışırken bi yandan da makina hurdalığına dönüyo...

Bu sadece mekanizasyonla ilgili bi örnek, diğer faaliyetlerde bu ayarda ağır-aksak, sorunlu zaten...


Bu arada tarım bakanı değişse en çok sevineceklerdenim...


Allah sonumuzu hayretsin...
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

UÖZKAN.77 link=topic=69940.msg797944#msg797944 date=1385039153' Alıntı:
Siyaseti, politikayı yapan çok onlara bırakalım...



Gelelim sadede; elinden gelenlerle başla, elinin ulaşmadıklarıyla vakit-ümit kaybetme derim!


Senede 1-2 gün oturacağın yada bineceğin arabaya-eve 50-100 bin lira bağlasan adama deli derler ama aynı parayı bi bu şekilde ekipmana bağlamak akıl karı mı?

Kollektif bilinç, makina parkları-müteahhitliği, kooperatifçilik, üretici örgütlenmesi olmadan, yaygınlaşmadan ÇOK daha havanda su dövülür, çok...

İnsanın başına gelenlerin çoğunu insan kendi eliyle hazırlar da haberi olmaz...

Basit bi örnek;

Burda 2000 traktör ve taklaşık o kadar da arka kepçe var! Tanesi 1000-1500 tl ' den hesapla eski parayla 2-3 trilyon eder. Sadece kıyrırık arka kepçe bu kadar tutarsa gerisini siz hesaplayın... Devletin Kalkınma ajansı eliyle burayı kalkındırmak için verdiği paranın tamamı zaten 2 trilyon... her köyde ön kepçeli sadece 1 motor olsa köyün hatta komşu köylerin alayına yeter.. 20 bin lirayada en kral kepçe takılır...

Verimsizlik-israf almış gidiyo... ve köyler bi yandan makinaya çuvalla para yetiştirmeye çalışırken bi yandan da makina hurdalığına dönüyo...

Bu sadece mekanizasyonla ilgili bi örnek, diğer faaliyetlerde bu ayarda ağır-aksak, sorunlu zaten...


Bu arada tarım bakanı değişse en çok sevineceklerdenim...


Allah sonumuzu hayretsin...

O kollektif bilinç yokmu? :) Ne geliyorsa başımıza onun yüzünden geliyor zaten.
Eskisi gibi yardımlaşmalar vs yok artık köylerde , mecburen tüm ekipmanı , takımı taklavatı düzmek gerekiyor.
Harman zamanı birkaç saatlik römork u bile köyden ancak sayılı kişiden alabiliyorsun.
Bir araya gelip iş yapabilme yetisini yitiriyoruz galiba.
Traktörü değiştirdik 2006 da , borcu-harcı 80.000 tl civarında para ödemişizdir.
Eminim arkasına düzdüğümüz ekipmanda bir o kadar tutar.
Kooperatif vs bir araya gelip iş yapabilme düzenleri işlese keşke , bizim kooperatif , siyasetçilik yüzünden battı gitti.
Bu benim adamım diye vasıfsız adamlar geldi yönetime , el birliği ile batırdılar sonunda.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

UÖZKAN.77 link=topic=69940.msg797944#msg797944 date=1385039153' Alıntı:
köylerde artık genç nesil yok ve kalanlarda öyle dediğin gibi yardımlaşma lfn ypmıyor traktörü batırmış eleman tarladda petrolun önunde 5 tane motor yatıyor hiç biri kalkıp gitmiyor çekmez benim motor diyor ben saman baglıyan erkuntu getirdim tarlada ona cektiri verdim bizim mtor ceker dedimde ..
komşu römorku kulalnmıyor satacakmış ama 1 ay önce bn silaj cekerken istedim lastikler sakat agır gelir yükte diyor vermemek için mana arıyor hea bide satarken şimdi 2.5 lira istiyrmuş 750 lira veririm dedim küstü :D
hea bazı şeylerde israflık yapanlarda war meslea bizm araziler agaçlık adam gitmiş 95lik motor almış buna yazık günah derim..
köylerde bilinçli çiftçiler ayakta duruyor ama kahveda yatıp traktör çekiştirenler tek tek bişeyleri satmaya basladı ama onlarada hiç kızmıyorum bizim gibi çalışıp bişeyler yapanlarıda çiftçi bakanı bilmmnecisi destek olmamasına kızıyorum..
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Bi rüyam var :)

Tam yetkili tarım bakanıyım;

*İlk iş ARAZİ TOLULAŞTIRMASI, (2 BURSA büyüklüğünde tarım alanı BOŞ-ATIL... niye MİRAS HUKUKU ve parçalanma)

Toplulaştırmayla; taşlar toplanacak, tesfiye, tarla yolları ve su tarla başına gitcek..

*Tarlaların tapusu kıyamete kadar bölünemiyecek ve kafadan tarımda 25 yıl ileri atcaz..

*100 dekar altında tarla kalmayacak

*Ortak makina kullanacaklara ve tarım makinası parklarına öncelik, teşvik sağlanacak..

*Büyük motor büyük ekipman büyük işte ÇOK AZ yakar, makina müteahhitliğine destek verilecek

*Tarım-veterinerlik liseleri ile gençler gerçek tarım yapacak... fakülteler de yeterli hayat yok!

*Kooperatiçilik/birlikler şart-zorunlu olacak... üyeliği kaydı olmak desteklenecek. Bi 25 yılda burdan ileri atarız...

*Tarım bakanı en az baş danışmanı bu koopretif/birlikler arasından seçimle gelecek.. Bi 10 yılda burdan atar... tez zamanda dünyada başı çekeriz... vesselam.

*Toprakla uğraşanlar emek verenler özellikle de Et-süt-yumurta hayvansal protein üretenler neslimizi kurtardığı için 'devlet nişanıyla' taltif edilecek, önü her türlü açılacak...

* Ayrı ayrı 3 tane 1 sadece 3 eder, yanyana 111 eder... önce bunu kafamıza sokup kader birliği şart, gerisi çorap söküğü...


Denemesi bedava :)



Yaşanmış son bi hikaye;

Köyün muhtarı valiye kızıyodu

Niye dedim

Köyün Konağa destek vermedi dedi

Kaç lira lazım dedim 50 lira

Kabaca hesapladım 1 yılda bizim köyde 100 bin lira sigaraya gidiyo :)

Yanımda kahvedekiler hep şaşırdı! 100 lirayı havaya üfle sonra 50 lira için git dilen :)
 

Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Rabbim hayırlısini versin bu ayda bile tek yagmur yok tohumlari ektik ama toprak kuru insallah yagmur yagarda emegimizi aliriz
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

stulu link=topic=69940.msg797926#msg797926 date=1385033674' Alıntı:
1. Tek ürüne dayalı çiftçilik yapmayacağız.
2. Çiftçilik yapıyorsak mutlaka hayvan besleyeceğiz.
3. Ekmeğimizi, yoğurdumuzu, yumurtamızı, salçamızı ve daha birçok ürünü kendimiz temin edeceğiz. Çiftçiyim olduğunu söyleyen insan yumurtayı ekmeği satın alıyorsa, buğday 15 lira, mazotun litresi, gübrenin kilosu 50 kuruş olsa bile para kazanamaz.
4. Yılda 15 gün çalışmakla çiftçilik yapılmaz.
5. Ben konforumu düşünürüm, traktörüm benim ofisim, klimalı olacak, gösterişli olacak deyip, eldeki traktörünü yok parasına takasa verip, 5 yıllık gelirini bankaya bağışlarsan, kimse kusura bakmasın çiftçi hiçbir yere gitmez.
6. Ahmet, Mehmet ' le ...... yarışına girip traktör değiştirmeyeceğiz.

sayın arkadaşım çalışmayan konfor arayan yan gelip yatan meselesi degil..konu politika yani tarım politikasında kötü gidiş.
eger ki benim ülkem akaryakıtı ihracat yapar ken iç piyasanın çok çok altında satıyorsa...gübreyi çiftçiye pahalı veriyorsa...gübre fabrikaları kapanıyorsa ...pancara kota koyuyorsa ..üretmeme politakası uyguluyorsa..yatlara ötv siz mazot veriyorsa inciye elmasa yakuta vergi almıyorsa..
bulgaristan-romanya-ukrayna -rusya-şili-arjantin-hindistan tarım ürünleri ülkeme geliyorsa..destek verdim diye adı destek olan şeyi verirken..kim nasıl kazanacak...
hayvancılık ortada-meyveci ortada-hububat ekenler ortada-baklagil ekenler ortada-yağlık ürün ekenler ortada-çiftçi ne ektiyse zarar ediyorsa daha ne ekilecek ekilmedik ne ürün kaldı...söyleyin ALLAH aşkına..
yahu bu hükümet oy kaybetmedği sürece bu köylü millti yine oy vermedi diye düşünmeden bu iş olmaz..
AYAGINI YORGANINA GÖRE UZATANDA UZATMAYANDA....üretende üretmeyende yanacak...

bu aglama herkesi bir gün bulacak...
bugün hadai be diyenler kör mü batmasıan düşmesin diyenlerde bir gün düşecek bunun kaçarı kurtuluşu yok...yok saysanızda bunlar sizleride bir gün yakacak...
ZENGİN YATAN SABAH KALKTIGINDA BİR GÜN FAKİR OLACAK...bu gün aglamayan yarın vakit bile bulamaycak ağlamaya...
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Sitede biliyorsunuz siyaset konularını açmamaya özen gösteriyoruz.Haliyle hepimizin sıkıntıları var,onun için bence şu şekilde bir yol izleyelim,sıkıntılarımızı fikirlerimizi dile getirelim,ancak şu parti iyi bu parti kötü,A partisi gelsin B partisi gitsine çevirmeden,hem fikirler ortaya çıkar,hem de birbirimizi kırmadan konuyu devam ettiririz.Eğer bu şekilde devam edersek konuyu kilitlememize gerek yok,saygı çerçevesinde tartışalım.Yok A partisi B partisi haline dönerse kusura bakmayın konuyu kilitlemek zorunda kalırız.

Onun için benim ilk aklıma gelenler şunlar;

1)Mirasla bölünme,satış vs gibi tarım alanlarının verimsiz kullanılmasına ve tarım dışı kullanılmasına sebep olacak her durumu engellemek gerekir.Artık toplulaştırma,miras kanunları vs çeşitli şekillerle devlet eliyle önlem alınması şart.

2)Çiftçilik bir meslektir.önce çiftçiler bunu kavrayacak,daha sonra da çiftçiliği sadece çiftçiler yapacak.Şehirdeki memur,öğretmen,şöför vs çiftçilik yapmayacak.Ya çiftçi olacaklar ya da kendi işlerini yapacaklar.Bu fikrimin sebebi de,özellikle kuru tarımda dekar başına kazanılan paralar düşük seviyede.70-80 dönüm hiçbir ailenin geçinmesini sağlamaz.Bana göre en az 500 dönümden başlaması gerekir çiftçilik yapanların,kuru tarımda yalnız.Ha az arazisi olan da tabi ki mağdur olmasın,icar ortak vs yollarıyla onun arazisi de değerlensin.

3)İnsanlar arasındaki sosyal eşitsizlik ve yanlış bakış açısı yine önceki maddeye bağlı olarak değişmesi gerekir.Bunun da yolu tabi çiftçiliğin meslek olarak görülmesinden geçiyor.Çünkü şimdi sokağa çıkın çocukken hayvan güden,saksıda domates yetiştiren herkes çiftçi olarak görüyor kendini :)

4)Çiftçilerin meslek dalında yaşadığı sıkıntılar çözülmeli.Bence başlıcalardan biri destek sistemi.Özellikle icara ekilen alanlarda desteğin tarla sahibinin alması kesinlikle engellenmeli.Tabi bu yapılırken dekar başına verilen icarlar artmayacak şekilde bir standart getirilmesi şart.Ürün ve hammadde borsaları kesinlikle olmalı ve yaygınlaşmalı,devlet çiftçiyi tüccarın kucağına atmamalı.Aynı şeyler hayvancılık için de geçerli.Belirli bir süt,et,yumurta vs fiyatı belirlenmeli,piyasadaki dalgalanmaları devlet sübvanse etmeli.

5)Ancak bunlar yapılırken eğitim de atlanmamalı bana göre.Eskilerin yaptığı herşey yanlış değil tabi ki ancak modern yöntemler ve yapılması gerekenler çiftçiye öğretilmeli.

6)Kesinlikle fabrikacılardan değil,çiftçilerden oluşan bir veya birden fazla çiftçi örgütü (ziraat odası,kooperatifler vs) olmalı.Bunlar kendi çalıp kendi oynamayacak,devlet tarafından fikir danışılabilecek ciddi kuruluşlar olmalı ve bakanlık nezdinde geçerliliği olmalı,tanınmalı.

7)Çiftçilerin de kabahatlari var tabi ki.Bir kere her fırsatta ağlamayı bırakmamız lazım.Şöyle dürüstçe bir düşünün,etrafınıza bakın.Sene iyi olsun kötü olsun şükreden yok,yetinmeyi bilen yok.Bu da insanlarda ters tepki yaratıyor.Sürekli öldüm bittim battım diyen adama dönüp de madem bu kadar kötü durumdasın yapma deniyor.Durumu doğru açıklamak lazım.Verilen emek karşılığında kazancın az olduğunu anlatmak lazım.Çünkü bu sayede karşıdaki adam kalkıp hemen matematik hesabı yapıyor,senede 10 gün çalışıyosun vs tarzı muhabbetlere başlıyor.O sayısal hesaplara da bir parantez açmak gerek.Nedense ben yılda 3 ay boş kalıyorum,geri kalan süreçte 7 gün 24 saat çalışmasak da sürekli birşeylerle uğraşılıyor.Bir de bu işin tamamen vücut gücüyle yapıldığını unutmamak lazım.300 gün masa başında oturan adamla bir tutulmammalı.

Bunlar ilk çırpıda aklıma gelenler.Daha dağlar kadar çok sorun var ancak tabi ki bir anda hepsine çözüm olmaz.Şöyle bir siyasi partilerin programlarına bakıldığında belki bunlar arasında görebileceğiniz tek şey Miras Hukuku ile ilgili maddedir.O da artık papağan gibi söylendiğinden,sokakta çiftçiliğin ç ' sinden haberi olmayan adama da sorsan Miras konusu çözülmeli diyor :) Bunu ister A partisi ister B partisi yapsın umurumda değil.

Konunun can alıcı noktasına gelirsek,bu kadar yazdık çizdik ,Türkiye ' de şu an bunları yapacağına inandığın birisi veya bir parti var mı derseniz,tabi ki yok :) Asıl sıkıntı da burda başlıyor işte.Sonumuz hayır olsun.

Bayağı da uzun oldu okuyan,değer veren olursa teşekkür ederim :)
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Arkadaşların Dediğinin Tamamına Katılıyorum. Ancak Bu Çiftçiye Gerçekten Az Bile Oluyor!!!! Çiftçide Hiçbir Şekilde Birlik Yok Çiftçi Koyun Çoban Devlet Sopayla Vuru Vurula İlerliyoruz. Peki Neden Çaresiz Kalıyoruz Bence Bunu Bi Düşünmemiz Lazım. Bu Sene Hiç Güzel Gitmiyor Orta Anadoluda Yağış Sıfır Büyük İhtimal Yıl Kurak Geçecek Ekilen Ürünlere Artık Ekmeyin İthal Alıcaz Deniliyor. Biride Ulan Seni Oraya Kim Getirdi Demiyor. Kusura Bakmayın Arkadaşlar Ama Bu Yapılanlar Türk Çiftçisine Az Bile.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Ayrıca bazı iletiler silindi,bazıları düzenlendi.Sadece içerisinde siyasi parti adı geçen ve bazı uygunsuz laflar olan iletilere düzenleme yapıldı bilginiz olsun,emin olun bunların bazıları hem de sizlerin iyiliği için.Artık sanal ortamda da büyük bir takip var ve burada edilen laflar da insanları bağlıyor.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

konuyu tartışılalım bu düzeni koruyalım ve saygı çerçevesinde kırmadan dogruları ve yanlışları anlatalım yazalım bu her konuda olmalı..denge...korunmalı..
konuyu açarken siyasi degil politika derken uygulanan tarım yöntemleri ve teşvikleri açısından politika dedim veya dedik....
bizim asıl amacımız konuya parmak basmak..
evet her yıl kaybediyoruz
1- uygulanan politikalr yüzünden...
2- ekonomik çalkantılardan
3-kaynakların yetersiz ve dengesiz dagıltılması
4-tarımın ikinci sınıf olarak görülmesi..
5- çiftçilerin zengin ve aga olarak anlatılmaları..
6- akaryakıt ve girdi maliyetlerinin yüksekliği
7- ithalatın çok olması..
8-pazar sıkıntısının olması..
9-istikrarlı bir politika uygulanmıyor devlet tarafından
10- çiftçi birlik olmuyor
11-tarım birlikleri ve kuruluşları destek yerine köstek oluyorlar..
12- ziraat odası üreticinin neyi olur...?
13- köylü-üretici-çiftçi buradaki kesim siyaset yaparken takım tutar gibi menfaat ve gelecek degil günü birlik heveslerle politika takip ediyor..
14-İKLİM VE KURAKLIK VE DOGAL AFETLER EN BÜYÜK SORUN...
BUNA RAĞMEN BİRLİK OLMUYORUZ VE TARTIŞAMIYORUZ VE BİR YERDE BULAŞAMIYORUZ HAK ARAYAMIYORUZ..
BU İKTİDARIN TARIM POLİTİKASINI GÖZDEN GEÇİRMESİ ÇİFTÇİNİN OY VERMEMESİ İLE OLUR... BUDA SİYASET DEGİL... tek çeredir...
10-
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Şimdi her vesile ile kendimi KOOPERATİFÇİLİK (iş-güç birliği) diye yırtarım ama bu tabeladan, kağıttan kaplan ziraat odaları veya göstermelik birlikler anlamında DEĞİL!

Gerçek, demokratik en önemlisi BAĞIMSIZ üretici birlikteliği..

Ha biz millet olarak yaradılış-fıtrat olarak ZOR günde hemen birleşiriz.. mesela cenazelerimiz. Birleşir 7 düvele meydan okur ama barışta 1 düvele meydan okuyamayız!

Bağımsızlığa, keyfimize, aslında başıboşluğa ÇOK düşkünüz, askerde bile hizaya-ciddiyete sokamazlar bizi, komutan bildiğini, er kendi bildiğini okur :)

Ama güzelliği, varlığı paylaşamaz, güzel günlerde bir araya gelemeyiz.. düğünleri saymayın. Bi iş başardı diye, bi atılım yaptı, faydalı bi yeniliğe imza attı diye tebrik, teşekkür ettiğiniz kim var!

Aha soruyom;

Birlikte 2 lira mı kaznamak,
Yoksa tek başına 1 lira mı desek..

Çoğumuz azıcık aşım kaygısız başım der.. benim olsun 1 lira olsun der :)
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

arkadaşlar yazılanları okudum. okuyunca haklı geliyor. daha sonra bu seneyi kendimiz nasıl geçirdik diye defteri açıp baktım. biz para kazanmışız. hayvancılık yapmıyoruz. yaptığımız kuru tarım, ceviz, balya. acaba diyorum aslında biz para kazanıyoruz da az mı geliyor. yukarda saydıklarınızın bazılarının da yapılması imkansız. örneğin arazi toplulaştırması. sivas pilot ildi. bi adım ileri gidemediler. zaten şunuda anlamadım. sen dümdüz güneydoğuyu bırak gap projesinin olduğu yeri bırak. sulama kanalı olmayan yeri toplulaştırmaya kalk. toplulaştırma yapacaksan bölgedeki tüm tarım arazilerini aynı vasıfa getireceksin ondan sonra toplayacaksın.

bir de çağrı arkadaşımız çiftçiliğin sadece çiftçilikle uğraşan kişiler tarafından yapıldığında sorunun çözüleceğini kendi çözüm maddeleri arasına yazmış. bu nasıl olacak ben pek anlamadım. ben her ikisini de yapıyorum. kendi köyüm için konuşuyorum. hem de köyde oturup işi sadece 'çiftçilik' olanlardan daha iyi yapıyorum. bu sene hayvancılığa da gireceğim ancak sıra geldi. kimse tarla sulamaz köyde ben sularım. balya yaparım delirdi bu iyice derler. mandırayı kurunca muhtemelen köyden aforoz edecekler. tabi bunların tek bir sebebi var çekememezlik. köyde yaşayanlar amiri memuru pek sevmezler iki işi aynı anda yapabiliyor diye. ama bence çalışmaktan bir zarar gelmez. benim köyüm, köylünün insafına terk edilemeyecek kadar değerli ve kıymetli benim için. saygılar.
 

Ynt: nereye kadar dayanacagız..

ibo71 link=topic=69940.msg798903#msg798903 date=1385186410' Alıntı:
arkadaşlar yazılanları okudum. okuyunca haklı geliyor. daha sonra bu seneyi kendimiz nasıl geçirdik diye defteri açıp baktım. biz para kazanmışız. hayvancılık yapmıyoruz. yaptığımız kuru tarım, ceviz, balya. acaba diyorum aslında biz para kazanıyoruz da az mı geliyor. yukarda saydıklarınızın bazılarının da yapılması imkansız. örneğin arazi toplulaştırması. sivas pilot ildi. bi adım ileri gidemediler. zaten şunuda anlamadım. sen dümdüz güneydoğuyu bırak gap projesinin olduğu yeri bırak. sulama kanalı olmayan yeri toplulaştırmaya kalk. toplulaştırma yapacaksan bölgedeki tüm tarım arazilerini aynı vasıfa getireceksin ondan sonra toplayacaksın.

bir de çağrı arkadaşımız çiftçiliğin sadece çiftçilikle uğraşan kişiler tarafından yapıldığında sorunun çözüleceğini kendi çözüm maddeleri arasına yazmış. bu nasıl olacak ben pek anlamadım. ben her ikisini de yapıyorum. kendi köyüm için konuşuyorum. hem de köyde oturup işi sadece 'çiftçilik' olanlardan daha iyi yapıyorum. bu sene hayvancılığa da gireceğim ancak sıra geldi. kimse tarla sulamaz köyde ben sularım. balya yaparım delirdi bu iyice derler. mandırayı kurunca muhtemelen köyden aforoz edecekler. tabi bunların tek bir sebebi var çekememezlik. köyde yaşayanlar amiri memuru pek sevmezler iki işi aynı anda yapabiliyor diye. ama bence çalışmaktan bir zarar gelmez. benim köyüm, köylünün insafına terk edilemeyecek kadar değerli ve kıymetli benim için. saygılar.
aynen insanlar artık birbirini çekemiyolar..
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Çağrı link=topic=69940.msg798906#msg798906 date=1385188318' Alıntı:
Benim demek istediğim şudur,zaten öncelikle köylü ve çiftçiye de ayırmak lazım.Çiftçiliği bir meslek olarak görmek lazım derken bunu kast ediyodum.Sizin itiraz ettiğiniz noktaya gelirsek,benim savunduğum nokta özellikle kuru tarım yapanlar fazla alan işlemezlerse kazandığımız para yeterli olmuyor,kar payı düşük çünkü.Lafım size değil ancak çevremizde çok var,70 80 dekar yeri olup yarim yamalak bu işi yapan.Bu şekilde 5 kişi olsa 400 dekar yer eder.Bunu sadece çiftçilikle geçinen biri için iyi bır yer.Şunu da kabul ediyorum kimse keyfinden ek olarak çiftçilik yapmiyor,ancak genel olarak bakmak zorundayız,keşke herkes istediği hak ettiği parayı kazansa.telefondan yaziyorum hatalar varsa kusura bakmayın.

tabi burda haklı olduğunuz yerler var. ama bizim millet olarak bende dahil çok güzel sorun tespit etme özelliğimiz var. çözüm sunma özelliğimiz pek yok. evet 100 dönüm yer işlemenin kar payı düşük yani bir aileyi yıl boyunca köyde geçindirir. geçindirir dediğim açta açıkta kalmaz. hadi biz araziyi toplulaştırdık bu adam gibi 10 tane adamın 100 dönüm tarlasını aldık 1000 dönüm olarak parası olan vatandaşa sattık. bu adamlar bundan sonra ne yapacak. bunun çözümü yok. ama diğer adam 1000 dönüm tarla ile parasına para katacak. şimdi bunu tutupta efendim avrupada böyle dememek lazım. onların yaşam tarzı böyle dinleri böyle hep daha çok nasıl kazanırız hesabındalar. bizim tarlalarımız da toplu olmasın yani olsunda bu yöntemle olmasın. köylerde işletme birlikleri kurulsun. tarlasına göre masraf tarlasına göre kar payı verilsin. ama benim 1000 dönüm tarlam benim ötekinin de 50 dönüm tarlası onun olsun. onun 50 dönüm tarlasına da göz dikmeyeyim. o da geçinsin. yani aslında bozuk olan ne sistem ne de başka bir şey türk halkı kendi bozulmuş ya da bozmuşlar.
 

Benzer Konular