terör bitti mi, terörsüz hayat...


ülkede insanlar, terörden çok çekti...
50 yıllık terör tatbikatları ile,
türk milleti,
gençlerini, askerlerini, yöneticilerini kaybetti..
parasını, zamanını kaybetti...
memleketin kalkınması, sekteye uğradı...

kim kaybetti, kim kazandı...
asala (ermeni gizli ordusu) ile başlayıp,
pkk ve fetö ile devam eden (israil ve abd nin yönettiği)...
terör ile,
türk milletine zarar verme harekatı...
ortadoğuda, israilin, abd nin ab nin hedeflerine varıldı...
israil hedeflerinin, abd hedeflerinin büyük kısmının gerçekleşmiş olduğu görünüyor...
ırakta, suriyede, iranda, türkiyede...

büğün, pkk nın silah bıraktığı, kendini feshettiği açıklandı (tvler, medya)...

son 50 yılda,
doğu anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşlar, güneydoğu anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşlar ile birlikte,
türkiyenin her noktasında yaşayan halk (türk milleti) bu işten zarar gördü...
(can kayıpları, ekonomik kayıplar, yaşama sevinci kayıpları, hayata küsme vb)...

terörden, türkiye cumhuriyeti, devlet, zarar gördü...
israil, abd, ab yardımlarıyla, asala'yı, pkk'yı, fetö'yü kurdu, büyüttü kullandı...
faydalandı...

israil, abd, çalışmalarına devam ediyor...
allah, beterinden saklasın...

bu münasebetle,
şehitlerimizi rahmetle anarken,
mücadeleye katılmış, kahraman subaylarımızı, kahraman rütbesiz askerlerimizi,
gazilerimizi saygıyla selamlıyoruz...
 
Son düzenleme:
Terör bitti haberleri bile ülkede aklı başında ne kadar insan varsa hepsinin yüreğinde bir sevinç pırıltısına sebep oldu. Hala altını deşelemeye çalışan, bu uğraşı kişisel emelleri uğruna bir oyun kılıfına sığdırmaya çalışan, sırf siyasi kariyeri için burada bile art niyet arayan ve kullanmaktan çekinmeyecek kadar haysiyetsiz bazı hainler hariç tüm vatandaşlarımızın özellikle de doğuda yaşayan kardeşlerimizin Terörsüz Türkiyesini gönülden kutlarım. Şu ana kadar bu din için, vatan için, bayrak için; canıyla, kanıyla, ruhuyla, dualarıyla, maddi ve manevi imkanlarıyla emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Şehitlerimizin mekanı cennet ruhları şad olsun. Yüce Rabbimizden şehitlerimize rahmet, şehit yakınlarımıza baş sağlığı ve gazilerimize şifa dilerim.
 
PKK sözde kendini feshettiğini açıkladı!

Ama bu bir tasfiye değil, yeni pozisyonlanma hamlesidir. Açıklamada:

-1921 Anayasası referans gösteriliyor, “Türk Milleti” yerine “Türkiye Halkı” deniyor.
-1924 Anayasası için “inkar ve imhanın belgesi” denilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri hedef alınıyor.
-Lozan Antlaşması üzerinden statüsüz bırakıldıklarını ima ederek uluslararası kamuoyuna “haklılık” zemini yaratılmak isteniyor.

PKK kendini 40 Bin kişinin katili silahlı bir terör örgütü değil, “tarihsel ve hukuki temeli olan bir yapı” gibi göstermeye çalışıyor.
“PKK adıyla yapılan çalışmalar sonlandırıldı” ifadesi ise gerçek niyeti ortaya koyuyor.

PKK yokmuş gibi gösterilip, YPG-PYD-KCK-YJA-Star gibi yapılar üzerinden devam edilecek!

Bu; terörün bitişi değil, bölgede büyüyen savaş öncesi yeni bir dizayn denemesidir.
 
Silahlı terör örgütü PKK’nın kendini feshettiği kongre açıklaması Cumhuriyetin kurucu anlaşması Lozan’ı ve 1924 Anayasasını düşman belliyor. Cumhuriyeti soykırım ile suçluyor. Türk Milleti yerine Türkiye Halkı diyor.

Sanki büyük bir askeri zafer kazanmış olmanın kibiri ve buyurganlığı ile kaleme alınan ve “PKK adıyla yapılan çalışmalar sonlandırıldı” ifadesinin yer aldığı açıklamada Türkiye’de KCK ile Suriye ve Irak’taki PKK türevlerinin (PYD/YPG) silah ve insan gücünün tasfiyesine yönelik hiç bir husus yoktur.

2003 sonrası Kuzey Irak’ta; 2011 sonrası Kuzey Suriye’de denize çıkışı olan ABD, İsrail, İngiltere ve AB koruması altında kukla Kürdistan kurulmasının temelleri atıldı. Irak ve Suriye kürtleri birleştiğinde fay hatları kırılacaktır.

Bugün bölgede yaşananlar ortada iken Türkiye’de PKK’nın silah bırakma kararının Irak ve Suriye’de yaşananlara yönelik hiç bir jeopolitik sonucu yoktur.

Türkiye’nin iç siyasetinde halkın büyük çoğunluğu Suriye ve Irak’taki yapılanmalar ortada iken bu sürecin Türkiye’de büyük bir barış başarısı olarak sunulmasını kabullenememiştir. Bu durumun yeni tartışmaları tetiklemesi kaçınılmazdır. Türkiye’nin iç cephede zaten çok kırılgan olduğu bir döneme bu durum daha da farklı dengesizlikler yaratacaktır.

Devletimiz yıllarca “Kürt sorunu yoktur Terör sorunu vardır” tezini savundu. Bu doğru bir tezdi.

Bugün doğuda, batıda, güneyde ve kuzeyde Anadolu’nun her yerinde yaşayan Kürt vatandaşlarımızın ulus devlet, üniter yapı, Türk vatandaşlığı ve üst kimliği ile bir sorunu yoktur. Her meslek grubu ve faaliyette bir ayrımcılığa uğramaları söz konusu değildir. Etle tırnak olunmuştur.

Ancak emperyalizmin hedefi bölmektir. Cumhuriyet 1925 Şeyh Sait isyanı ile ayrılıkçı ve silahlı Kürt sorunu ile tanıştı. O dönem İngiliz emperyalizminin vizyonu olan
Ayrılıkçılık daha sonra ABD, İsrail ve AB’nin ortak vizyonuna dönüştü. Binlerce masum insan ve devlet görevlileri katledildi.

Türkiye’de sözde Kürt sorunu olarak lanse edilen algı gerçekte emperyalizmin su ve tarım kaynaklarına, petrol ve doğal gaza, nadir metallere erişimi ile yaratılacak kukla bir devletin emperyalizmin enstrümanı olarak kullanılmasına yönelik jeopolitik bir hedefe erişimin aracıdır.

PKK’nın bu kararına BBC, EURONEWS, CNN sevinç çığlıklarıyla eşlik ederken Emperyalizmin fikir merkezi İngiliz Chatham House bu kararı yere göğe koyamıyor.
Bizim AB ve ABD muhiplerimiz de çok mutlu.

Emperyalizmin mutlu olması Türk milletini düşünmeye sevk etmelidir.

Türkiye’de iktidar ve muhalefetin bu gerçeği görmesi gerekir. Türkiye her koşulda jeopolitik önceliklerini iç siyaset üzerinde tutmalıdır.

Tarihten ders almalı ve Mustafa Kemal Atatürk gibi davranmalıyız.
 
Beyhude Gamlanma Divane Gönül
Beyhude gamlanma divane gönül!

Cümle alemin rızkını veren vardır.
Yaptığın hatayı görmüyor sanma.
Kalpte gizli en derin sırları bilen vardır.

Mal-i emlakim var deyü güvenme!
Arkam var deyü dayanma!
Sırt üstü insanı yere varan vardır.

Beyhude gamlanma divane gönül!
Cümle alemin rızkını veren vardır.

Derdime vakıf değil canan.
Beni handan bilir.
Hakkı vardır şad olanlar.
Herkesi sadan bilir.

Söylesem tesiri yok,sussam gönülrazıdeğil.
Çektiğim alamı bir ben birde Allah'ım bilir.
 
Silahlı terör örgütü PKK’nın kendini feshettiği kongre açıklaması Cumhuriyetin kurucu anlaşması Lozan’ı ve 1924 Anayasasını düşman belliyor. Cumhuriyeti soykırım ile suçluyor. Türk Milleti yerine Türkiye Halkı diyor.

Sanki büyük bir askeri zafer kazanmış olmanın kibiri ve buyurganlığı ile kaleme alınan ve “PKK adıyla yapılan çalışmalar sonlandırıldı” ifadesinin yer aldığı açıklamada Türkiye’de KCK ile Suriye ve Irak’taki PKK türevlerinin (PYD/YPG) silah ve insan gücünün tasfiyesine yönelik hiç bir husus yoktur.

2003 sonrası Kuzey Irak’ta; 2011 sonrası Kuzey Suriye’de denize çıkışı olan ABD, İsrail, İngiltere ve AB koruması altında kukla Kürdistan kurulmasının temelleri atıldı. Irak ve Suriye kürtleri birleştiğinde fay hatları kırılacaktır.

Bugün bölgede yaşananlar ortada iken Türkiye’de PKK’nın silah bırakma kararının Irak ve Suriye’de yaşananlara yönelik hiç bir jeopolitik sonucu yoktur.

Türkiye’nin iç siyasetinde halkın büyük çoğunluğu Suriye ve Irak’taki yapılanmalar ortada iken bu sürecin Türkiye’de büyük bir barış başarısı olarak sunulmasını kabullenememiştir. Bu durumun yeni tartışmaları tetiklemesi kaçınılmazdır. Türkiye’nin iç cephede zaten çok kırılgan olduğu bir döneme bu durum daha da farklı dengesizlikler yaratacaktır.

Devletimiz yıllarca “Kürt sorunu yoktur Terör sorunu vardır” tezini savundu. Bu doğru bir tezdi.

Bugün doğuda, batıda, güneyde ve kuzeyde Anadolu’nun her yerinde yaşayan Kürt vatandaşlarımızın ulus devlet, üniter yapı, Türk vatandaşlığı ve üst kimliği ile bir sorunu yoktur. Her meslek grubu ve faaliyette bir ayrımcılığa uğramaları söz konusu değildir. Etle tırnak olunmuştur.

Ancak emperyalizmin hedefi bölmektir. Cumhuriyet 1925 Şeyh Sait isyanı ile ayrılıkçı ve silahlı Kürt sorunu ile tanıştı. O dönem İngiliz emperyalizminin vizyonu olan
Ayrılıkçılık daha sonra ABD, İsrail ve AB’nin ortak vizyonuna dönüştü. Binlerce masum insan ve devlet görevlileri katledildi.

Türkiye’de sözde Kürt sorunu olarak lanse edilen algı gerçekte emperyalizmin su ve tarım kaynaklarına, petrol ve doğal gaza, nadir metallere erişimi ile yaratılacak kukla bir devletin emperyalizmin enstrümanı olarak kullanılmasına yönelik jeopolitik bir hedefe erişimin aracıdır.

PKK’nın bu kararına BBC, EURONEWS, CNN sevinç çığlıklarıyla eşlik ederken Emperyalizmin fikir merkezi İngiliz Chatham House bu kararı yere göğe koyamıyor.
Bizim AB ve ABD muhiplerimiz de çok mutlu.

Emperyalizmin mutlu olması Türk milletini düşünmeye sevk etmelidir.

Türkiye’de iktidar ve muhalefetin bu gerçeği görmesi gerekir. Türkiye her koşulda jeopolitik önceliklerini iç siyaset üzerinde tutmalıdır.

Tarihten ders almalı ve Mustafa Kemal Atatürk gibi davranmalıyız.
Fırat ve dicle gidiyor
Merak ediyorum da yer yüzünde buna paha biçmenin bir yolu var mıdır. insanlığın doğum yeri, medeniyetler kurulmuş etrafında. şimdi ise bir cüruhun saraylarda yaşaması ve herkesin kanını emmesi karşılığında satılık öyle mi
 
Terör bitti haberleri bile ülkede aklı başında ne kadar insan varsa hepsinin yüreğinde bir sevinç pırıltısına sebep oldu. Hala altını deşelemeye çalışan, bu uğraşı kişisel emelleri uğruna bir oyun kılıfına sığdırmaya çalışan, sırf siyasi kariyeri için burada bile art niyet arayan ve kullanmaktan çekinmeyecek kadar haysiyetsiz bazı hainler hariç tüm vatandaşlarımızın özellikle de doğuda yaşayan kardeşlerimizin Terörsüz Türkiyesini gönülden kutlarım. Şu ana kadar bu din için, vatan için, bayrak için; canıyla, kanıyla, ruhuyla, dualarıyla, maddi ve manevi imkanlarıyla emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Şehitlerimizin mekanı cennet ruhları şad olsun. Yüce Rabbimizden şehitlerimize rahmet, şehit yakınlarımıza baş sağlığı ve gazilerimize şifa dilerim.
Şehitlerden bahsetmeye hakkın yoktur. sen ve senin gibiler doğruyu ve yanlışı düşünmez. Tek dertleri sahibinize sevimli görünmektir. Sadece karşındakini suçlayanilirsin eldinden ancak bu kadarı gelir.
Ama asla laf cambazlığı yapıcağım diye şehitlerden bahsetme. Gerçi sahiplerinizin sözünden daha fazlısını söyleyemezsiniz. yine de aklında bulunsun
 
Artık Yeni Bir Kimlik İnşa Etmeliyiz

Türk kimliği, Kürt kimliği, Müslüman kimliği gibi aidiyetler elbette tarihimizin ve toplumumuzun parçalarıdır. Ama artık daha vicdanlı, daha kapsayıcı bir toplumsal kimliğe ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz.

Bugün yaşanan süreç, bu anlamda umut verici. Sağlam temeller üzerine kurularak, kaçınılmaz bir şekilde ilerliyor. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra devletin rotasında belirgin bir değişim oldu. Kürt’üyle, Türk’üyle, Müslümanı ve gayrimüslimiyle herkesin yüreğini ferahlatacak bir dönüşüm yaşanıyor.

Elimizde güçlü veriler var. Bunlardan en güven vereni ise devletimizin Anadolu’daki 1000 yıllık varoluşudur. Gündelik siyasetin kaosu içinde boğuluyoruz ama unutmamalıyız ki bu 1000 yıllık devlet, 10-15 yıllık çeteleri, hizipleri, karanlık yapıların hepsini görmüş, geçirmiş ve her birini tecrübe olarak hafızasına kazımıştır.yanlış anlaşılmasın burada PKK kadar fetöyü de, akpyi de ve benzerlerini de kastediyorum.kendi menfaatleri için gerektiğinde halka zulmeden tüm çetelerden bahsediyorum.

Devlet, edindiği son tecrübeyle birlikte şunu anlamış görünüyor: Artık lidere değil, halkına sarılması gerektiğini biliyor. Kimse lafı dolandırmasın; son 45 yılda devlet Kürtleri resmi düşman gibi görmüş, toplumun bütünlüğünü bu korku üzerinden sağlamak istemiştir. Ancak bu siyaset tıkanmıştır. Bugün, iletişim ve haberleşme imkanlarıyla halk birbirine daha yakındır. Ne Kürt'ün ne Türk'ün lideri umurunda; insanlar kardeşlik ateşiyle yanıyor.

Devletin soyu, nesli, devamlılığı artık cumhuriyet adlı yağız bir delikanlıyla sürüyor. Hanenin idaresi bu evlada bırakıldı ama bu evlat hâlâ genç, hâlâ toy. Deneyerek, yanılarak tecrübeler ediniyor. Ve bugün geldiği noktada çok önemli dersler çıkardı:

1. Güçlü liderlere değil, kardeşliğin kutsandığı, mutlu ve beraber bir ulusa ihtiyacımız var.


2. Halkın birliğini sağlamak için din veya ırk gibi dar sınırlar yerine, insanlık gibi kapsayıcı değerlerle ilerlemeliyiz.


3. Geçmişin kolaycılığına sığınmayı bırakıp yüzümüzü geleceğe dönmeliyiz. En azından çağımıza temas edebilmeliyiz.



Kürtlerle ilgili yürütülen süreç, geçmişin yüklerinden sıyrılarak geleceğe umutla bakmamız için bir fırsattır. Korkuların ve kaygıların esiri olmadan, kardeşliği önceleyen bir dille ilerlememiz gerekiyor.

Ülkemizdeki en büyük sorun dün chpkk derken ağzı köpürürken, bugün 'asrınlideri reisimiz terörü bitirdi'diyen moron kitle.ama bu tiplerden de kimsenin rahatsızlığı olmasın.bunlar yaşadığımız süreçte nereye savrulacağını bile algılayamıyor, büyük kısmı demokratik varoluşunu bile gerçekleştirmeyecek, sandığa gidemeyecekler.çünkü bu tipler Tayyip Erdoğan'ı putlaştırıp kendilerine alternatif Allah edinmiş durumdalar.önümüzdeki seçimlerde çoğunun sandığa gitmeyecek olması da bu durumun kanıtıdır.
 
Son düzenleme:

Artık Yeni Bir Kimlik İnşa Etmeliyiz

Türk kimliği, Kürt kimliği, Müslüman kimliği gibi aidiyetler elbette tarihimizin ve toplumumuzun parçalarıdır. Ama artık daha vicdanlı, daha kapsayıcı bir toplumsal kimliğe ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz.

Bugün yaşanan süreç, bu anlamda umut verici. Sağlam temeller üzerine kurularak, kaçınılmaz bir şekilde ilerliyor. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra devletin rotasında belirgin bir değişim oldu. Kürt’üyle, Türk’üyle, Müslümanı ve gayrimüslimiyle herkesin yüreğini ferahlatacak bir dönüşüm yaşanıyor.

Elimizde güçlü veriler var. Bunlardan en güven vereni ise devletimizin Anadolu’daki 1000 yıllık varoluşudur. Gündelik siyasetin kaosu içinde boğuluyoruz ama unutmamalıyız ki bu 1000 yıllık devlet, 10-15 yıllık çeteleri, hizipleri, karanlık yapıların hepsini görmüş, geçirmiş ve her birini tecrübe olarak hafızasına kazımıştır.yanlış anlaşılmasın burada PKK kadar fetöyü de, akpyi de ve benzerlerini de kastediyorum.kendi menfaatleri için gerektiğinde halka zulmeden tüm çetelerden bahsediyorum.

Devlet, edindiği son tecrübeyle birlikte şunu anlamış görünüyor: Artık lidere değil, halkına sarılması gerektiğini biliyor. Kimse lafı dolandırmasın; son 45 yılda devlet Kürtleri resmi düşman gibi görmüş, toplumun bütünlüğünü bu korku üzerinden sağlamak istemiştir. Ancak bu siyaset tıkanmıştır. Bugün, iletişim ve haberleşme imkanlarıyla halk birbirine daha yakındır. Ne Kürt'ün ne Türk'ün lideri umurunda; insanlar kardeşlik ateşiyle yanıyor.

Devletin soyu, nesli, devamlılığı artık cumhuriyet adlı yağız bir delikanlıyla sürüyor. Hanenin idaresi bu evlada bırakıldı ama bu evlat hâlâ genç, hâlâ toy. Deneyerek, yanılarak tecrübeler ediniyor. Ve bugün geldiği noktada çok önemli dersler çıkardı:

1. Güçlü liderlere değil, kardeşliğin kutsandığı, mutlu ve beraber bir ulusa ihtiyacımız var.


2. Halkın birliğini sağlamak için din veya ırk gibi dar sınırlar yerine, insanlık gibi kapsayıcı değerlerle ilerlemeliyiz.


3. Geçmişin kolaycılığına sığınmayı bırakıp yüzümüzü geleceğe dönmeliyiz. En azından çağımıza temas edebilmeliyiz.



Kürtlerle ilgili yürütülen süreç, geçmişin yüklerinden sıyrılarak geleceğe umutla bakmamız için bir fırsattır. Korkuların ve kaygıların esiri olmadan, kardeşliği önceleyen bir dille ilerlememiz gerekiyor.

Ülkemizdeki en büyük sorun dün chpkk derken ağzı köpürürken, bugün 'asrınlideri reisimiz terörü bitirdi'diyen moron kitle.ama bu tiplerden de kimsenin rahatsızlığı olmasın.bunlar yaşadığımız süreçte nereye savrulacağını bile algılayamıyor, büyük kısmı demokratik varoluşunu bile gerçekleştirmeyecek, sandığa gidemeyecekler.çünkü bu tipler Tayyip Erdoğan'ı putlaştırıp kendilerine alternatif Allah edinmiş durumdalar.önümüzdeki seçimlerde çoğunun sandığa gitmeyecek olması da bu durumun kanıtıdır.
Murat hocam dusuncelerinin bir çok yerine katılmakla birlikte,"devletin son 45 yılda Kürtleri resmi düşman olarak görmüş "tezinizi kabul edemem. Aksine çevrenize bir bakın, Türkiye Cumhuriyeti inşaattan,turizme,sanayiden ulaşıma,iletişim alaninda gerek özel sektörde gerekse kamu sektöründe hiç bir ayrım yapmamış aksine pozitif ayrımcılık yaparak Kürt sosyal ve ekonomik yapısını desteklemiş. Sadece GAP -bütün bir ulkenin tasarruflari ile inşa edilmistir.-yatırımlarını düşünsek ki bu organize,tümleşik projeler topluluğudur.Kürt insanını eğitimden,sağlığa, ekonomiden aydın birey olmaya ve hatta demokratik haklarına kadar tesir etmiştir.
O yüzden son 45 yılda değil düşman, özellikle son 45 yılın bölge bireysel ve toplumsal olarak gelişmiştir ve bu durumu hiç bir ortadogu ülkesinde göremeyiz...
Beni bu resimde düşündüren kendini feshettiği söylenen yapının hiç alttan almamış olması mücadelesine ve kayıplarına atıf yapıyor olması...
 
Suriye' deki BM askeri arkadaşım , 2 haftaya TR ye geliyor ve barışı koruma görevi bitiyor.
Mayıs ayında bir şey olmaz ama Haziran ayında nasıl olur, Allah bilir.
 
son 45 yılda devlet Kürtleri resmi düşman gibi görmüş, toplumun bütünlüğünü bu korku üzerinden sağlamak istemiştir.
bu, yanlış bir ifade,
türk devleti, hiçbir zaman vatandaşlarına farklı bakmadı, farklı davranmadı...
terör örğütleriyle, mücadele etti,
devletin kurum ve kuruluşlarında, etnik köken, din, mezhep temelinde farklı bir davranış gösterilmedi...
nadir de olsa, kendini bilmez kişiler, bu tür davranış gösterse de...
her türde terör örğütü, türk devletine zarar vermek hedefiyle kurulmuş yapılar...
 
Son düzenleme:
Türk Devlet'i öyle de olsa böyle de olsa nihayetinde terör'ü bitirecek güce muktedirdir.
Ne kadar erken ve ne kadar az çatışma yoluyla terör belası biterse Ülkemiz için o kadar iyidir.
 
Türk Devlet'i öyle de olsa böyle de olsa nihayetinde terör'ü bitirecek güce muktedirdir.
Ne kadar erken ve ne kadar az çatışma yoluyla terör belası biterse Ülkemiz için o kadar iyidir.
asıl sorun hiç bir zaman terör değildi.
asıl sorun, ülkenin bir bölgesindeki 1000 yıllık Türk egemenliğinin ortadan kaldırılıp, k*rd egemenliğinin sağlanmasıydı.
bunun için, bazıları terör yaptı, bazıları siyaset, bazıları sivil itaatsizlik.......
terör yapılmaması, Türkler ile k*rdler arasındaki egemenlik mücadelesini sonlandırmıyor.
aksine, Türklerin aleyhine bir durum yaratıyor.
çünkü teröristi öldürebilirsin, dünyadan herhangi bir açıklama-yaptırım olmaz fakat terör yapmıyan birini öldüremezsin...
kalem, kılıçtan keskindir sözü bunun için söylenmiştir.
 
teröristlere her istediğini verirsen, zaten ortada terör olmazdı.

birilerinin koltuğunu korumak uğruna, ülkenin yarısını vermek bu güne kadar hiç bir iktidarın aklına gelmemişti !
Şu anda da kimsenin aklında böyle birşey yok zaten. P*k*k sizi tükürüğüyle boğar diyen adamlarla aynı masaya oturup oy toplayan da, onlara milletvekili hediye eden de sizin bu söyleminizin kaynağı da ana muhalefet partisi ve onun yandaşı medyacılardır. Birileri malum parityle kolkola miting yaparken oy toplarken sıkıntı yok, iktidar o malum partiyi terörü politika yoluyla bitirmek için heyet olarak müzakerelere gönderdi koltuk derdi mi oldu ? Doğudaki kardeşlerimizin heyecanı sevinci haberlerde sosyal medyada gündem oldu. Yapmayın Allah aşkına. Şu dar düşüncelerinizden kurtulun.
 
Artık Yeni Bir Kimlik İnşa Etmeliyiz

Türk kimliği, Kürt kimliği, Müslüman kimliği gibi aidiyetler elbette tarihimizin ve toplumumuzun parçalarıdır. Ama artık daha vicdanlı, daha kapsayıcı bir toplumsal kimliğe ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz.

Bugün yaşanan süreç, bu anlamda umut verici. Sağlam temeller üzerine kurularak, kaçınılmaz bir şekilde ilerliyor. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra devletin rotasında belirgin bir değişim oldu. Kürt’üyle, Türk’üyle, Müslümanı ve gayrimüslimiyle herkesin yüreğini ferahlatacak bir dönüşüm yaşanıyor.

Elimizde güçlü veriler var. Bunlardan en güven vereni ise devletimizin Anadolu’daki 1000 yıllık varoluşudur. Gündelik siyasetin kaosu içinde boğuluyoruz ama unutmamalıyız ki bu 1000 yıllık devlet, 10-15 yıllık çeteleri, hizipleri, karanlık yapıların hepsini görmüş, geçirmiş ve her birini tecrübe olarak hafızasına kazımıştır.yanlış anlaşılmasın burada PKK kadar fetöyü de, akpyi de ve benzerlerini de kastediyorum.kendi menfaatleri için gerektiğinde halka zulmeden tüm çetelerden bahsediyorum.

Devlet, edindiği son tecrübeyle birlikte şunu anlamış görünüyor: Artık lidere değil, halkına sarılması gerektiğini biliyor. Kimse lafı dolandırmasın; son 45 yılda devlet Kürtleri resmi düşman gibi görmüş, toplumun bütünlüğünü bu korku üzerinden sağlamak istemiştir. Ancak bu siyaset tıkanmıştır. Bugün, iletişim ve haberleşme imkanlarıyla halk birbirine daha yakındır. Ne Kürt'ün ne Türk'ün lideri umurunda; insanlar kardeşlik ateşiyle yanıyor.

Devletin soyu, nesli, devamlılığı artık cumhuriyet adlı yağız bir delikanlıyla sürüyor. Hanenin idaresi bu evlada bırakıldı ama bu evlat hâlâ genç, hâlâ toy. Deneyerek, yanılarak tecrübeler ediniyor. Ve bugün geldiği noktada çok önemli dersler çıkardı:

1. Güçlü liderlere değil, kardeşliğin kutsandığı, mutlu ve beraber bir ulusa ihtiyacımız var.


2. Halkın birliğini sağlamak için din veya ırk gibi dar sınırlar yerine, insanlık gibi kapsayıcı değerlerle ilerlemeliyiz.


3. Geçmişin kolaycılığına sığınmayı bırakıp yüzümüzü geleceğe dönmeliyiz. En azından çağımıza temas edebilmeliyiz.



Kürtlerle ilgili yürütülen süreç, geçmişin yüklerinden sıyrılarak geleceğe umutla bakmamız için bir fırsattır. Korkuların ve kaygıların esiri olmadan, kardeşliği önceleyen bir dille ilerlememiz gerekiyor.

Ülkemizdeki en büyük sorun dün chpkk derken ağzı köpürürken, bugün 'asrınlideri reisimiz terörü bitirdi'diyen moron kitle.ama bu tiplerden de kimsenin rahatsızlığı olmasın.bunlar yaşadığımız süreçte nereye savrulacağını bile algılayamıyor, büyük kısmı demokratik varoluşunu bile gerçekleştirmeyecek, sandığa gidemeyecekler.çünkü bu tipler Tayyip Erdoğan'ı putlaştırıp kendilerine alternatif Allah edinmiş durumdalar.önümüzdeki seçimlerde çoğunun sandığa gitmeyecek olması da bu durumun kanıtıdır.
Sağlam saçmalamışınız kusura bakmayın. Bugüne kadar aklımdan daha birkez bile herhangi bir insanın herhangi bir davranışını etnik kökenine bağlamadım. Ve bu tutumun aksini ne iktidardan ne de akp seçmeninden görmedim. Siz size sunulan herşeyi özümseyecek kadar dar bakışlı ve sığ düşüncelisiniz, duyduklarınızı akıl süzgecinden geçirmeden kabullenmişsiniz, biz akp seçmeni olarak sizin gibi değiliz bunun en bariz örneği sizin gibi düşünen insanların "Sırf tayip gitsinde tuvalet terliğine bile oy veririz." felsefeleridir. Biz ise Tayyip Erdoğan'dan daha iyi ülke yönetebileceğini düşündüğümüz birisi olursa ona oy vermeye hazırız. Bahsettiğim bu kişi elbetteki her iki lafı birbiriyle çelişen ırk, din ve dil ayrımı gözeten, kendinden olmayanı ezmekten utanmayan CHP ve ondan gelenler değildir. Doğu meselesine gelirsek insanlar doğuya gitmeye korkarken, doğu illeri denildiğinde akla ilk gelen terörken şimdi doğumuz turistik gezilere ziyaretlere tarihi keşiflere doğal güzelliklere ve daha birçok müspet alana konu olabiliyor. Bu elbetteki Allah'ın izniyle olmuştur lakin ortadaki emeği gözardı etmek sağduyulu bir vatandaşa yakışmaz. Bu iktidar ülkenin geneli için çok uğraştı bu ayan beyan ortada. Özellikle doğu vilayetleri pozitif ayrımcılığa maruz kaldı. Doğuda yaşayan yaşı 30 üstü olan abilerimiz bu duruma şahit olmuştur.
 
Doğu illeri pozitif ayrımcılığa uğradı, öyle mi?
Bunu yazarken yüzün kızardı mı?
Yoksa utanmak gibi insani refleksler senin sisteminde devre dışı mı?

Hayatında bir kere olsun o doğu dediğin yerlere ayak bastın mı?
Bir Kürt’ün sofrasına oturup yemek yedin mi?
Devletin Kürtçülük yapan insanlara çektirdiği acının mahcubiyetini oturduğun o sofrada iliklerine kadar hissedebildin mi?

Yapamazsın.
Çünkü böyle duyguları yaşayabilecek bir taraf kalmamış sende.
Yüzsüzlükle vicdan arasına beton dökmüşsün.
Sana merhamet nedir diye sorsam, Erdoğan’ın sesiyle cevap verirsin.
Sizin için merhamet Erdoğan'ın göz kırptığına yardım etmek, Erdoğan'ın kaş çattığına zulmetmekten ibaret

Bir kez olsun kendi başına bir şey düşünebildin mi?
Mesela Figen Yüksekdağ’a, Selahattin Demirtaş’a yıllarca çürütülerek yaşatılan haksızlığa karşı, vicdanın seni dürttü mü hiç?
“Burada bir yanlış var” diyebildin mi?
Yoksa liderin sus deyince dilini mi yuttun?
İstediğin kadar sessizce izle, çok yakındır salıverilmeleri, bugün karşı olduğun bu durum rte'ye yarayacak diye koşulsuz destek olacak bir piyonsun.ama bu sefer süreç AKP ve kandan beslenenler sayesinde değil, onlara rağmen yürüyor.

Bahçeliye hasta ziyareti yapmadı reisin kürtlerle barış ve kardeşlik köprüsü kuruyor diye.bahçeli çözüm sürecine barış eli uzatınca “inşallah kardeşlik ve gerçek yurttaşlık köprüleri kurulur” diye umutlananları, bir gecede terörist ilan eden zihniyeti hiç sorguladın mı?
Ahmet Türk'e kayyum atandığında, içinden bir ses "yeter artık" diyebildi mi?

Bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan aleni haksızlık karşısında ağzını açabiliyor musun?
Ümit Özdağ’a devlet eliyle kurulan tuzağa "bu da fazla artık" diyebilecek cesaretin var mı?
İçerde tutulan gazetecilerden, Erdoğan'ı eleştirdi diye yurdundan kaçmak zorunda kalan onlarca entellektüelden haberin var mı?
Yok.
Çünkü sen düşünen bir birey değilsin, işlenmiş bir hamursun.
Senin fikrin yok, sana yüklenmiş yazılım var.
Siyasi hafızan Erdoğan’la başlıyor, onunla bitiyor.

“Kürtleri etnik kökenine göre değerlendirmem” diyorsun.
Kimsin sen?
Devlet otoritesi misin? Mahkeme misin?
İnsanları değerlendirip, “bu iyi Kürt, bu kötü Kürt” diye fişlemek senin ne haddine?

Bari sus.
Çünkü paçalarından akan samimiyetsizliğinle sadece mide bulandırıyorsun.
Thomas Hobbes ismini duymamışsındır, Carl Schmitt desen "hangi partiden" sanırsın.
Ama ikisi de şunu der: Devlet düşmansız yaşayamaz.
İç ya da dış fark etmez; devlet bir düşman yaratır ve ona karşı halkı hizaya dizer.
Senin devletin, halkın en yoksul, en yoksun ve etnik kökeni farklı olan evlatlarını “iç düşman” ilan etti.
Ve sen bu oyunu hiç sorgulamadın.
Zaten sorgulayacak kapasiten de niyetin de olmadı.

Şimdi kalkmış “pozitif ayrımcılık” hikayesi anlatıyorsun.
Devletin o topraklara çaktığı her çivide bir özür, bir telafi çabası varken sen bunu lütuf sanıyorsun.

Son söz:
bu aptallıkla bugün sıkışmadıysan o sıkışmayı yarın yaşayacaksın, yarın yaşamazsan öbür gün yaşayacaksın ama emin ol bir noktada siyasi sıkışma ve çıkmaz yaşamak zorundasın.içerde esir olan özdağlar, yüksekdağlar, demirtaşlar, kavalalar, gazeteciler ve daha nicelerinin salınmasında zerre gocunmayacak vicdani olgunluğa erişmeyenlerin hepsi aynı sıkışmayı yaşayacak.
 
Son düzenleme:
Sağlam saçmalamışınız kusura bakmayın. Bugüne kadar aklımdan daha birkez bile herhangi bir insanın herhangi bir davranışını etnik kökenine bağlamadım. Ve bu tutumun aksini ne iktidardan ne de akp seçmeninden görmedim. Siz size sunulan herşeyi özümseyecek kadar dar bakışlı ve sığ düşüncelisiniz, duyduklarınızı akıl süzgecinden geçirmeden kabullenmişsiniz, biz akp seçmeni olarak sizin gibi değiliz bunun en bariz örneği sizin gibi düşünen insanların "Sırf tayip gitsinde tuvalet terliğine bile oy veririz." felsefeleridir. Biz ise Tayyip Erdoğan'dan daha iyi ülke yönetebileceğini düşündüğümüz birisi olursa ona oy vermeye hazırız. Bahsettiğim bu kişi elbetteki her iki lafı birbiriyle çelişen ırk, din ve dil ayrımı gözeten, kendinden olmayanı ezmekten utanmayan CHP ve ondan gelenler değildir. Doğu meselesine gelirsek insanlar doğuya gitmeye korkarken, doğu illeri denildiğinde akla ilk gelen terörken şimdi doğumuz turistik gezilere ziyaretlere tarihi keşiflere doğal güzelliklere ve daha birçok müspet alana konu olabiliyor. Bu elbetteki Allah'ın izniyle olmuştur lakin ortadaki emeği gözardı etmek sağduyulu bir vatandaşa yakışmaz. Bu iktidar ülkenin geneli için çok uğraştı bu ayan beyan ortada. Özellikle doğu vilayetleri pozitif ayrımcılığa maruz kaldı. Doğuda yaşayan yaşı 30 üstü olan abilerimiz bu duruma şahit olmuştur.
"Chp ve ondan gelenler" size adeta bir tabu oluşturulmuş

Demek iki lafı birbiriyle çelişmeyene oy vermek niyetindesiniz. Demek kendinden olmayanı ezmeyen birilerine ihtiyacınız var.
Bence sizin korkudan ödünüz yarılıyor bir gün gelir de doğrular söylenir hak olan yerine gelir de o zmn yatacak yerimiz kalmaz diye titriyorsunuz. bu yüzden bu derdiniz gareziniz
 

Benzer Konular

Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt