Angusculuk


Angus eti lezzetli, mermerleşme oranı yüksek ama bizim tanıdık bir köfteci var, angus etinin bir sıkıntısını dile getirmişti. Eti yağlı olduğu için köfte yaptıklarında köfte çok eriyormuş. Daha fazla et kullanmaları gerekiyormuş.

Eti makineden çekmeden ya zırhlayıp kullanmak lazım ya da eti bütün olarak pişirmek gerekir.
 
Angus eti lezzetli, mermerleşme oranı yüksek ama bizim tanıdık bir köfteci var, angus etinin bir sıkıntısını dile getirmişti. Eti yağlı olduğu için köfte yaptıklarında köfte çok eriyormuş. Daha fazla et kullanmaları gerekiyormuş.

Eti makineden çekmeden ya zırhlayıp kullanmak lazım ya da eti bütün olarak pişirmek gerekir.

Sizin tanıdık Angus diye başka hayvan mı almış acaba? Angus eti en düşük yağ oranına sahip etlerden biri. Bahsedilen firmanın hamburgerlerindeki köfte oldukça yağsız...
 
Sizin tanıdık Angus diye başka hayvan mı almış acaba? Angus eti en düşük yağ oranına sahip etlerden biri. Bahsedilen firmanın hamburgerlerindeki köfte oldukça yağsız...

Eti yağlıdan kastım mermeşleşme ile ilgiliydi. Tesadüf angus etiyle ilgili konu açılmıştı, o sırada söyledi. Belki angus diye başka et almış olabilir. Sadece böyle bir şey duyduğum için paylaşmak istedim. Hamburger etleri bildiğim kadarı ile zırhtan geçiriliyor, suyu, yağı, lezzeti korunmuş oluyor. Kıymadan yapılmıyor diye biliyorum.
 
Eti yağlıdan kastım mermeşleşme ile ilgiliydi. Tesadüf angus etiyle ilgili konu açılmıştı, o sırada söyledi. Belki angus diye başka et almış olabilir. Sadece böyle bir şey duyduğum için paylaşmak istedim. Hamburger etleri bildiğim kadarı ile zırhtan geçiriliyor, suyu, yağı, lezzeti korunmuş oluyor. Kıymadan yapılmıyor diye biliyorum.

Endüstriyel şekilde kimse zırhla uğraşmıyor :) yine makineden çekiyorlar. Ama yine aynı şekilde yağı lezzeti korunuyor.
 
Angus işi ancak et kalitesine göre fiyatlandırıldığında hak ettiği paraları kazandırır. Yoksa senin kaymak gibi mermerleşmiş angus etin sütçü anadan gelme eti bir yerde yağı bir yerde alaca danasının eti ile aynı para ederse angus beslemenin ne anlamı var? Amerika'da angus yaygın çünkü ete kalitesine göre para veriyorlar. Adam angus etini 5 liradan satıyorsan sütçü hayvanın danasının etini 2 liradan 3 liradan satıyor.

Bu arada şunu da belirteyim, yerli ırklarımızın simentallerin etleri de çok güzeldir haksızlık etmeyin. Etin tadını ortayan çıkaran 3 unsur vardır, hayvanın kalitesi, kasapın tecrübesi ve pişirecek adamın bilgisi. Öyle pişirme yöntemleri varki 5 yaşında sütçü ineğin etini bile lokuma çeviriyor :)
 
  • Beğen
Tepkiler: KüreLee
sayın kürele en başta kendimi anlatayım 31 yaşındayım kendi şahsımın 10 senedir hayvanım var sizin dediğiniz analı danalı sistemini 5 senedir ardahan şartlarında yapmaya çalışıyorum komşularla.Şimdi demişsiniz ki amerikada var bu sistem doğrudur var ama amerikada terör yok yaylaya çıkarsın gece malı biz bekleriz çoban yatar. hırsız gelir jandarmayı ararsın gelmez gece yanına tabanca tüfek alırsın sabah yolda ruhsat sorar valiliğe gidersin bir sürü iş.yani bu işler birazda ülke içi huzura bakar. Yani biraz karsda ardahanda erzurumda agrıda artvinde merada gece hayvan yatırmak için adamda .........şey olacak

Canını dişine takarak, Alnının terini dökerek, bu şartlarda bu şekilde çalışıp, çöp kadar bir şey üretse bile, her üretici benim gözümde bir kahramandır. ve Her zaman, yaşça benden küçük olsun, büyük olsun saygı duyduğumu mesajlarımda belirttim, hala da belirtiyorum. Emeğe ve Ekmeğe saygılıyım. Ben de sizden bir parçayım ve Sizleri de kardeşim gibi görüyorum. İnşallah öyle görmeye de devam edeceğim. Ahkam kesmek istemediğimi önceki mesajlarımda da belirttim.
Bizim oralarda bu durumlar için "Bekara karı boşamak kolaydır" derler. Yani yapmayan, yaşamayan bilmez.
Siz size düşeni zaten yapıyorsunuz kardeşim. Neler çektiğinizi yaşamadan kimse bilemez ama yaptığınız iş zaten zor iş. İşte terör olmadığı halde bile ABD de "Cowboyluk" en çok saygı duyulan mesleklerden biridir. Bizde de öyle olması lazım.
Mesajlarımda devlet şunları yapmalı, şunları yanlış yapıyor dediğim zaman çok kızıyorsunuz. Ben sizin hakkınızı, sizin sevdiğiniz insanlara karşı savunmuş oluyorum. Bana bu durumlar için kızmayın.
Mesela yine diyeceğim. Bu durumda devlet ya sizin can ve mal güvenliğinizi korumalıdır, ya da yaylada değilde otların kuruduğu rakımı daha düşük yerlerde, ucuz mazot elektrik vb. sistemler kurarak bi şekilde sizin gibi üretici kardeşlerimiz için ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıdır. Elektrikten mazota kadar niye bi dünya vergi alıyor o zaman.
Ben hayvanı bu zor şartlarda yetiştirdiğinizi, bir çok kişiden daha fazla biliyorum. Dediğim gibi ben de sizin aranızdan çıkmış ama üniversite okumuş biriyim. Anadoluyum.
Eleştirilerimin çoğu da sizlere değil zaten bunu görüyorsunuzdur.
Allah kolaylık versin kardeşim. Size ve diğer komşularınıza selamlar. Hiçbirinizin Elleri dert görmesin Allah emeklerini zayi etmesin
 
Kahveciiii çayları tazele:)
Katkıda bulunmak isteyen arkadaşlar lütfen görüşlerini bildirsin.
3. Buralara gelmek için neler yapılmalı? sorusunda tartışmanın bu bölümünden çıkardığım sonuçları toparlayayım.
1. Et Eylem planı çıkarılmalıdır. Belki çıkarılmıştır bilen aydınlatsın.
2. Bu işe yeni başlayanlar, küçük başlamalı sabırla zamana yayarak büyümeye çalışmalıdır.
3. Merası otu bol olan yerlerde devlet can ve mal güvenliği sorununu çözmelidir.
4. Merası olmayan kişiler, hayvan başı en az 3 dönüm, sulanır Rotational Grazing (Dönüşlü otlatma) sistemi kurmalıdır. Bunun yanında kış için, imkan varsa kuru tarım yem bitkileri ekmeli veya icar ile ilave yem bitkileri ekmelidir.
5. 10 baştan aşağısı, asgari bir geçim sağlayacak gibi görünmüyor, 10 baş yapılacaksa bile, bütçeye göre daha az sayıda anaçla başlayarak yapılmalıdır.
6. Parakende olarak, 2 liraya açık süt satmak, daha mantıklı gibi görünüyor. Hayvan başı Çok az süt almak ek gelir için daha mantıklı. (2. Durum) Bu yeni başlayacaklar için bile ucuz anaçlarla başlamayı öne çıkarıyor, Angusa çevirsek bile melez başlamalı.
7. Elinde anacı bulunanlar, Simental, montofon veya bunların melezi ise, çok Angusla melezlemeleri mantıklı görünmüyor. Bunlar, ırkına uygun gitmeli.
8. Devlet hem sütte hem de ette, et kalitesine göre fiyatlandırmaya gitmeli. sadece kasapta değil, kesimde üreticiyi ezdirmemeli. Yeni düzenleme ile yapmaya çalışıyor. Angus gibi kaliteli ırklara daha fazla fiyat ödenmeli. Ayrıca para eden sakadatları, atılıyormuş gibi değil, satılıyormuş gibi fiyatlandırmalı. Zaten satılıyor. Bu ciğerler, üreticinindir. inanın bedavaya alınırken, o üreticinin ciğeri kopuyordur.
9. Her türlü kırmızı et reklamı ve sürümü için, Pişirme de önemlidir.
10. İlerde bölgelere göre ihtisaslaşmaya gidilse bile, şu an besicilik yapanın elinde kendi anaçları da olması gerekiyor.
11. Analı-danalı sistemleri üretici zaten yapıyor. Devlet bunların Damızlık, mera, yem bitkisi, ucuz mazot ucuz ya da bedava sulama elektriği vb. konularına eğilmelidir.
 
12. Üreticilerimizin hangi zor şartlarda bu hayvanları yetiştirdiği bellidir. Her şeyden önce "çobanlık / sığırtmaçlık" "cowboy"luk kadar saygın meslek haline getirilmelidir. Bu aynı samanda sosyolojik bir sorundur.
13. Hayvancılık yapacak ya da çobanlık / sığırtmaçlık kişilerin, eş bulma sorunu da sosyolojik bir sorundur. Bu yiğit adamların bu çözmek için kafa yorulmalıdır.
 

Asıl [MENTION=49313]neo8787[/MENTION] kardeşimiz yapıyor bu Angusculuk işini. asıl o yazması lazım, ne gibi sorunlar var, neleri yapmalı neleri yapmamalıyız? ama yazmıyor galiba
 
Bir tane de ben ekleyeyim. Sadece büyükbaş ile yetinmesin insanlar. Arıcılık yapsın, tavukçuluk yapsın, hindi beslesin, ördek beslesin, 3-5 kendisi için koyun-keçi beslesin... Eşekten bile para kazanan var.

Kendimden örnek vereyim. Hayvancılığın her dalını seviyorum. Hayvanları çok seviyorum. Elimden geldiğince her hayvandan besleyeceğim. Kendimi bildim bileli akvaryum hobisiyle uğraşıyorum. İthal büyükbaş beslemedik ama ithal, vahşi, doğrudan doğadan gelmiş balıkları besleyip ürettim :D. Köye yerleştiğimde de bu hobimi büyütmeyi planlıyorum. Bukalemun ve nadir su kaplumbağalarından üretmeyi planlıyorum. Kendim için beslediğimin dışında süs tavuğu da besleyip, yumurta veya civcivini satmayı düşünüyorum. Arıcılığa zaten nasip olursa bu yaz başlayacağım. Kangallar da hayatımın bir parçası. Onlarsız köy hayatı düşünemem :D. Yani bir çok hayvancılık dalı ile uğraşacağım. Zor olacaktır hepsine yetişmek ama seviyorum.

Az sayıda, çok çeşit stratejisi... Ha birinden az, birinden çok kazanırsın. Birisi az diye ona burun kıvırmayacağız. Az ile yetinmeyi bilmeyen çoğu bulamaz.

Hiç çalışmak istemiyorsan sevdiğin işi yapacaksın. Sevdiğimiz işi yapacağız :).
 
Buna risk azaltma derler ama. Eşref Şekerli bey himmeti çok dağıtmamak lazım diyor. Yani bir işe odaklanmalı. Özelliklle çiftlikte çok farklı hayvanların olmasına karşı. Süt+besi belki ama tavuk ördek arı kaz derken :)
Bir de şunu söylüyor çok hoşuma gidiyor böyle nüktedan lafları
Kahveciye keyif verir, kahvenin kaynaması;)
.............................................. sıpanın oynaması
 
Buna risk azaltma derler ama. Eşref Şekerli bey himmeti çok dağıtmamak lazım diyor. Yani bir işe odaklanmalı. Özelliklle çiftlikte çok farklı hayvanların olmasına karşı. Süt+besi belki ama tavuk ördek arı kaz derken :)
Bir de şunu söylüyor çok hoşuma gidiyor böyle nüktedan lafları
Kahveciye keyif verir, kahvenin kaynaması;)
.............................................. sıpanın oynaması

Buna risk azaltma derler ama. Eşref Şekerli bey himmeti çok dağıtmamak lazım diyor. Yani bir işe odaklanmalı. Özelliklle çiftlikte çok farklı hayvanların olmasına karşı. Süt+besi belki ama tavuk ördek arı kaz derken :)
Bir de şunu söylüyor çok hoşuma gidiyor böyle nüktedan lafları
Kahveciye keyif verir, kahvenin kaynaması;)
.............................................. sıpanın oynaması

Evet riski dağıtmak deniyor.

Eşref Bey ile görüşümüz farklı demek ki :D. İşin özünde işi sevmek var. Hayvanı sevmeyen, balıktan, kuştan, arıdan anlamayan veya bu işleri arzulamayan insanların yapabileceği bir şey değil. Onlar kafayı bulandırmayıp tek işte uzmanlaşabilir. Ama istenirse birden fazla işte de uzmanlaşılabilir.

Zaten Eşref Bey çoğunlukla büyük işletmeler ile ilgili konuşuyor. O insanların zaten başka işlere ayıracak, kafa yoracak vakitleri olmuyor. Ben küçük çaplı bahsediyorum.

Mesela ben işletme bölümü okuyorum, bize sürekli holding sahibiymişiz ya da üst düzey yöneticiymişiz gibi anlatıyorlar. Çalışanlarınıza şunu yapacaksınız, rakiplerinize bunu yapacaksınız diyorlar :D. Yahu ben okulu bitirince memur olacağım ya da özel sektöre gireceğim :D. Önce işin temelini öğret, sonra çıkalım katları.

Herhalde aynı frekansı yakalayamadık :D. Ben tamamen kısıtlı imkanlar ile küçük çaplı hayvancılık yapacaklardan bahsediyorum. Önce başlayalım, sonra büyürüz. Dediğim şekilde, bir çok alanla uğraşınca, hep birlikte büyüyeceğiz. Hepsine vakit ayıracak şekilde ayarlamamızı yapacağız. Bu da ileride bizi risklerden koruyacak. Birisinden batarken diğerinden çıkabileceğiz.

Benim aklımda yıllardır manda var mesela. İmkanım olursa mandayla da uğraşmak istiyorum. Mandaya çok uygun bir bölgemiz var ama ekstra iş gücü gerekiyor. Gücümü bölecek. Bu sebeple bunu erteledim. Ancak diğer saydıklarım bizim zamanımızı fazla törpülemeyecek, iş gücümüzü fazla bölmeyecek.


Başlarken 5 yerli düve alıp 250 tl daha masraf yapıp brusella-tüberküloz testi yaptırmak mı? yoksa ari çiftlikten yaşlı holstein inek alıp başlamak mı mantıklı?

Yaşlı hayvanı her şartta tercih etmeyi düşünmüyorum. 5 yerli=5 holstein desek. Yani fiyatları aynı. Birisi ari işletme ama yaşlı hayvan. Diğerleri düve ama sağlık garantisi olmayan hayvan.

Yerlileri alacağım bölgede, komşu çiftliklerde sağlık sorunu yoksa, hastalık alarmı söz konusu değilse; zaten yerli hayvanların hastalıklara karşı dayanıklı olduğunu bildiğimden yerlileri seçerim. Bütün sağlık uygulamalarını kendim yaparım. Hatta veteriner ile gider, onun onayı ile hareket ederim. İşin temelini atacağımız için bu aşamada masraftan sakınmamak gerekir.

Yaşlı hayvan zaten almak mantıksız. Ekonomik ömrünü tamamlamış. 1-2 sene içerisinde tekrar damızlık arayışına girmek zorunda kalırız. Bir de holstein gibi dış şartlardan çabuk etkilenen bir hayvandan bahsediyoruz.

Bizim işletme şartımız, hayvancılık tarzımız da önemli. Mera kullanılacaksa zaten holsteine gerek yok.
 

Sadece onun için demiyor Eşref Bey. Farklı hayvanların birbirine hastalık bulaştırması için söylüyor. Bence haklı. Köpeğe iyi bakmazsan koyunu hasta edersin. Köpeksiz de koyun olmaz. Tavuğa bulaşıp onu öldürmeyen ama sığırın canını okuyan bir hastalık olabilir.
Zaten Eşref Bey çoğunlukla büyük işletmeler ile ilgili konuşuyor. O insanların zaten başka işlere ayıracak, kafa yoracak vakitleri olmuyor. Ben küçük çaplı bahsediyorum.
Sadece büyükler için konuşmuyor.
Ben de 5-10 hayvandan bahsediyorum. Siz de mi 100 hayvanla başla da bi görelim diyeceksiniz:) ;):D:D
Diyelim ki henüz mera imkanı yok Holstein süt vermeye devam ediyor. Düve en erken 9 ay sonra verecek. onun için verdiydim bu örneği. Hatta şimdi aklıma geldi. 3ü süt veren yaşlı inek iki düve de olabilir mi?
 
Bakamayacağımız, ihmal edeceğimiz hayvanı tabi ki almamalıyız :). Gerekli tedbirleri alıp, her hayvanı doğru beslemek lazım. Koyunla inek de aynı ortamda olmuyor. Bu durumu bilerek düzenleme yapmak gerekir. Ben sadece riski dağıtmak, hiç olmazsa kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla demiştim.

Abi kendim 100 hayvan ile başlayamıyorum ki sana diyeyim :D. İmkan olsa da öyle başlasak :D.

Eşref Bey'i sosyal medyadan da takip ediyorum, konuştuğumuz da oluyor. Sadece kendi uzmanlık alanı olduğu için süt odaklı, büyük işletmeler üzerinde daha fazla duruyor. Tamamen bunları işliyor diyemem ama kendisine gelen sorular da genelde bu yönde sanırım.

Yerlide süt imkanı yok. Biz süt de düşünüyorsak, süt verimi olan ırklara yönelmeliyiz. Ben etten bahsettiğimiz için "yerli ırkı seçerim" demiştim. Süt düşünsem 15 yerli yerine 10 simental almayı tercih ederdim :D.

Hem süt olsun hem de et dersek, yerliyi seçmek zaten mantıksız olur. Yerli de bir şekilde sağılabilir ama buzağının sütünden çalmak olur bu. Biz kemiği doymuş yavrular istiyoruz. Yerli hayvanı sağıp, yeteri kadar beslenememiş, yanık kalma riski olan yavruları kimse istemez sanıyorum. Bazen köylerde görürüz kafası, vücudu kıllı, kıllar parmak kadar olmuş küçük inekleri. Ha seleksiyon ile daha sütlü yerli inekler elde etmek mümkün. Böyle yerliler varsa elimizde sütü az da olsa değerlendirilebilir.

Holsteinin ekonomik ömrünü bilmek gerekir. Sanırım 7-8 yaşına kadar ekonomik ömrünü devam ettiriyor. Sonrasında hem döl tutmada hem de süt veriminde düşüş oluyor. Biz en fazla 4-5 yaşlarında, uygun şartlarda bakılmış inekler alabiliriz. 5'i de bu yaşta inek olsa sorun olmaz. Ancak kasaplık denilecek durumdaki bir ineği almak mantıklı değil. Simentalin, montofonun ekonomik ömrü daha fazla. Bulunabilirse bunlar tercih edilebilir. Et yönleri de var.

Yerlilerin fiyat avantajı olmasa ben de holstein tercih edebilirdim ya da başka ırkları... Fakat fiyat avantajı azımsanmayacak derecede. Zamanla kombine ırklara çevirmeyi planlıyorum. Tamamen yerli olmayacak, bu sadece başlangıç için. Asıl sebebi de dediğim gibi fiyat avantajı.

Holstein demenizin sebebi nedir? Simental veya montofon da tercih edebilirsiniz. Holsteinin bu ırklara göre avantajı var mı? Fiyatı desem, takip ettiğim kadarı ile simentalden pek de farkı yok.