2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?


Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Nevşehire gecen hafftalar da gelen bir milletvekili patisini yazmayım siyasete girer şehrini tam olarak hatırlamıyorum katıldıgı bir toplantıda çifcilik yapanların hepsi tarlalarını satlıga cıkarmış bir kişi satlıga çıkarmamış ona sormuşlar sen neden satmıyorsun demişler ben 10 senedir tarlamı ekmiyorum boş bırakıyorum ekenlerin hepsi battı ben ekmedigim için tarlam yanıma kaldı işte Türkiye cifcisinin hali bu ekim yapan herzman kaybeder bizi diş ülkelere bağlamak için bir oyundur bu daha yazacak cok şey var ama neyse
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Tarımın bu hale gelmesinin sebebi dış güçler yöneticiler ve bizler. heryönden çarpıyolar çiftçiye ürün para etmez ama ekipman motor sanayi tavan yaptı bunlar kısaca kücük çiftçileri bunaltmak sattırmak için oyun bence mazot 10 TL olsun kimse sesini çıkarmaz birlik yok önyargılı davranmayın köylüler tembeldir falan filan diye 100 ü tembelse 5 tane çalışkan kafası çalışan zeki çıkar içlerinden..bu konunun siyasetle hükümetle alakası var siyaset yapmayalım diyosunuz ne yapıcaz kim ürünlerin fiyatlarını belirliyo biz çiftçilermi yönetecilermi..Şeker fabrikalarını çiftçilermi kapadı sattırdı sattı.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Çağrı link=topic=61790.msg689656#msg689656 date=1358805809' Alıntı:
Burdaki fiyat karşılaştırmalarını anlamsız buluyorum.Çünkü değeri değişen bir para var,ancak karşılaştırmaları para olarak değil de karşılık olarak yaparsanız mantıklı bir sonuca ulaşılabilir.Mesela 1 lt mazot şu kadardı 1 kg ekin bu kadardı demektense, 2001 de veya bu süreç içinde neyse artık,1 kg ekin ne kadar mazot ne kadar gübre alıyordu,şimdi ne alıyor ? Öbür türlü yanılgıya düşülecek ve sağlıklı bir sonuç alınamayacak

2001 yılında ortalama;
4 kg. buğday ile - 1 Lt. Mazot alınabilirken,

2012 yılında ortalama;
7 kg. buğday ile - 1 Lt. Mazot alınabiliyor.

----------------------------------------------

2001 yılında ortalama;
1 kg. buğday ile - 1 Kg. DAP Gübresi alınabilirken,

2012 yılında ortalama;
2,5 kg. buğday ile - 1 Kg. DAP Gübresi alınabiliyor.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Başbakan Erdoğan kabinede değişiklik yaptı, yani revizyona gitti, bugün açıklama yaptı ne dedi?

Bizim makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inandığımızı gösteren bir parti olmalıyız. Dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz.' dedi

Fakat tarımla o kadar ilgisizlerki şunu farkedememişler

Tarım bakanı hala aynı, evet maalesef bu tarım bakanı bu bakanlığın bu makamın demirbaşı olmuş durumda,

Hatta yukarda bir arkadaş yazmış

2001 yılında ortalama;
4 kg. buğday ile - 1 Lt. Mazot alınabilirken,

2012 yılında ortalama;
7 kg. buğday ile - 1 Lt. Mazot alınabiliyor.


2001 yılında ortalama;
1 kg. buğday ile - 1 Kg. DAP Gübresi alınabilirken,

2012 yılında ortalama;
2,5 kg. buğday ile - 1 Kg. DAP Gübresi alınabiliyor.

durum böyle olduğu halde kabinedekilerin tarım umurunda bile değil,

öyleki bu bakan ne yapmış ilgilenmemişler bileki hala aynı makamda

yani memlekette dört mevsim olmasa, hertürlü yiyeceğin tarımını yapan çilekeş insanımız olmasa ne olurdu?

nasıl olsa karnı doyuyor bu sayede 75 milyonun, ne gerek var ilgilenmeye değilmi?

bu yüzden yukardaki fiyatlar artık çilekeş olmanın ne kadar büyük enayilik olduğunu göstergesidir diyorum

işte size bu durumda dahi kabinede aynı bakan bakacak, koskoca sektöre bu revamı?

tamam o zaman dayanışma içinde olmak böyleyse çiftçinin çekeceği kahır bitmeyecek demektir,

bu anlayış değişmeyecek demekki kendi ağızlarıylan söylüyorlar daha ne olsun.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Hayvancılıkla uğraşmadığım için;
Rakamsal değerlendirmeler yapamadım.
Hayvancılıkla uğraşan arkadaşlardan rica etsem;
Konu içeriğine sadık kalarak,
Rakamsal değerlendirme yapabilirler mi?
Teşekkür ederim.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

milliyet gazetesinin arşivinden görebildiğim kadarıyla 1997 den 2004 e kadar benzin fiyatlarına gelen zamları sizin için araştırdım,arada eksik olan zamlar da var bir fikir vermek için bakılabilir,arşiv 2004 de bitiyor gerisini zaten biliyorsunuz, benzin fiyatlarını araştırmamın sebebi gazetelerin genelde zam haberini benzin fiyatları üzerinden duyurmaları zaten benzine zam geldi mi mazota da geliyor
15,07,1997- rafineri çıkış fiyatlarına %32 zam yapıldı
11,11,1997 akaryakıt ürünlerine %5 zam,yılbaşından beri benzin fiyatları %116 arttı
01,12,1997-petrol ürünlerine bir ay içinde 2. kez %9 zam yapıldı
05,06,1998-hükümetin 6 ay zam yok sözü bitti %4 akaryakıta zam geldi
01,07,1998-otomatik fiyatlandırma devreye girdi ortalama %3 zam geldi
03,08,1998 otomatik fiyatlandırmadan beri 1 ayda benzinde %8 artış oldu
22,08,1998-tüpraş rafineri çıkış fiyatlarını%2,9-%3 arasında zam yapıldı
23,09,1998-benzine yine zam%2,4-%3
08,01,1999-benzine %4 zam
04,02,1999-akaryakıt ürünlerine %1-%4.33 zam geldi
23,03,1999- -benzine yine zam %1,9
06,04,1999- benzine %6,3ile %7,4 arasında zam geldi
01,05,1999-petrol ürünlerine %5.6 zam geldi
11,06,1999-akaryakıta %7 ile%9 oranında zam geldi
19,06,1999 benzin %10,6 zamlandı
09,07,1999 benzine %4,6 zam
20,07,1999 zam yağmuru sürüyor benzinve akaryakıt ürünlerine %2,9-%3,6 zam
03,08,1999 benzine %3 zam
10,08,1999 benzine %5,4 zam
01,10,1999 benzine %4,3 zam
12,10,1999 son 9 ayda 17 kere zan gelen benzin fiyatı %5 düştü
20,10,1999 benzine yine zam %? (okunamadı)
12,11,1999 benzine %6,3 zam
20,11,1999 benzine %3 zam
27,11,1999 benzine %4,8 zam
23,01,2000 benzine %3 lük ilk zam geldi
08,02,2000 benzine otomatik zam %2,1
17,02,2000 benzine %1,5 zam
04,03,2000 benzine %3.4 zam
18,05,2000 galatasarayın uefa kupasını aldığı saatlerde benzine %1,7 zam geldi
15,03,2001 benzine son 15 günde 3.zam %10 +%1,5 +%2,7
24,03,2001 benzine dün %2.1 zam geldi
04,04,2001 akaryakıta %21 zam
04,05,2001 ve benzin 1 milyonu geçti %6.7 zam geldi
04,06,2001 benzine %3.25zam
04,07,2001 akaryakıta %1,6 zam geldi
21,07,2001 dünyada petrol %10 düşerken bizde dün %1,4 zam geldi
04,08,2001 akaryakıta zam %1,9
08,08,2001 benzine %1,6 zam
18,08,2001 benzine %3,5 zam
04,09,2001 elektrige ve petrole zam,benzine %1,9
04,10,2001 benzine yine zam %2,9
04,12,2001 akaryakıt ürünlerine %1,7-%2,43 zam geldi
03,01,2002 akaryakıta %4 zam
05,01,2002 benzine dün %1,9 zam geldi
15,02,2002 benzine %1 zam
22,03,2002 benzine 2.6 zam geldi ve 1 doları aştı
06,04,2002 benzine bir zam daha %1,6
05,05,2002 akaryakıta zam geldi %1,2
28,05,2002 benzine %1,2 zam
20,06,2002 benzine %3,4zam
29,06 2002 akaryakıta %1,9 zam
23,07,2002 benzine %1.37 zam
14,09,2002 benzine %1.3 zam
14,11,2002 benzinde %3 indirim
05,12,2002 benzine bayram zammı %1,07
19,12,2002 benzine %2.7 zam
04,01,2003 benzine %3,5 zam
11,01,2003 benzine %2,5 zam
22,01,2003 benzin ve fueloil le zam %1.7
04,02,2003 benzine %3.5 zam
04,03,2003 akaryakıta %2 zam
04,04,2003 benzine %0,8 zam
28,09,2003 peş peşe gelen indirimlerden sonra 1milyon534bin olan motorin 1milyon 349 a düştü
27,02,2004 beklenen zam imf ile geldi %2.45- %3.63
19,05,2004 akaryakıta %5 zam
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Hakan TOKSOY link=topic=61790.msg692964#msg692964 date=1359361590' Alıntı:
Hayvancılıkla uğraşmadığım için;
Rakamsal değerlendirmeler yapamadım.
Hayvancılıkla uğraşan arkadaşlardan rica etsem;
Konu içeriğine sadık kalarak,
Rakamsal değerlendirme yapabilirler mi?
Teşekkür ederim.

2001 yılında ortalama;
..... Lt. Süt ile - 1 Çuval Hayvan Yemi alınabilirken,

2012 yılında ortalama;
….. Lt. Süt ile - 1 Çuval Hayvan Yemi alınabiliyor.

İlgilenen arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

İki kurbağa süte düşmüş.
' ' İmdat, yüzme bilmiyorum ' ' diyen birinci kurbağa boğulmuş.
Yüzme bilmeyen diğer kurbağa ise çırpınmaya başlamış, sütten tereyağı olmuş ve ikinci kurbağa kurtulmuş...

Hepimiz bir şekilde (isteyerek ve istemeyerek) süte düştük.
Birinci kurbağamı, ikinci kurbağamı olacağımıza karar vermemiz ve köylülükten vazgeçip çiftçi olmamız lazım.
Gerisi boş laf. Kimse kusura bakmasın.
 

Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

atila link=topic=61790.msg695421#msg695421 date=1359710711' Alıntı:
İki kurbağa süte düşmüş.
' ' İmdat, yüzme bilmiyorum ' ' diyen birinci kurbağa boğulmuş.
Yüzme bilmeyen diğer kurbağa ise çırpınmaya başlamış, sütten tereyağı olmuş ve ikinci kurbağa kurtulmuş...

Hepimiz bir şekilde (isteyerek ve istemeyerek) süte düştük.
Birinci kurbağamı, ikinci kurbağamı olacağımıza karar vermemiz ve köylülükten vazgeçip çiftçi olmamız lazım.
Gerisi boş laf. Kimse kusura bakmasın.

---- İki kurbağa süte düşmüş.
' ' İmdat, yüzme bilmiyorum ' ' diyen birinci kurbağa boğulmuş.
Yüzme bilmeyen diğer kurbağa ise çırpınmaya başlamış, sütten tereyağı olmuş ve ikinci kurbağa kurtulmuş... ----
anlş-*s
Atila bey,
Öncelikle teşekkür ederim.
'Bir konu bundan daha güzel anlatılamazdı.'
ok-*-s
'Ders çıkarılması gerekir' diye düşünüyorum.
Saygılar.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Atilla Bey ' in dediği gibi artık köylülükten kurtulup çiftçiliğe geçmek gerekli. Çiftçilik artık okumak istemeyen, hiç bir iş bulamamış kimselerin işi görülmemeli. Kabul edilmeli ki bu iş önceden böyleydi, okumadı bari çiftçilik yapsın deniliyordu. Ama durum günümüzde değişti. Bunun farkında olmak gerekli, hatta günümüzde çiftçilk yapcaksak bırakın okumamayı, okuyabildiğimiz kadar okuyup bu işi yapmak gerekli bence.

Şimdi benim çevreme anlatamadığım mesele şu: Günümüzde zor şartları sadece çiftçilik alanında düşünürseniz yanılırsınız. Hangi alanda sıkıntı yok ki günümüzde? Önceden kolayca öğretmen olabiliyorduk, günümüzde ne kadar zor olunuyor. Aynı şekilde önceden lise mezunu bir devlet dairesine memur oluyorken şimdi dört yıllık üniversite mezunu bile zor memur olabiliyor. Önceden mühendis olmak ne demekti günümüzde ne demek? Çiftçi olarak bizlerin durumunu, dolmuşçuluk yapan birisinin üzerinden örnek vererek anlatayım. Önceden dolmuşçuluk yapan kardeşimizin aracının deposu 300 TL ' ye doluyorken şimdi aynı fiyata dolabiliyor mu? Bakın bizdeki mazot sıkıntısı burada da var. Buna ek olarak bi de vergi artıyor, muayene standartları değişiyor, kış lastiği zorunlu oluyor vs. Bunu da bizdeki gübre, sigorta vs. gibi şeylerle karşılaştırırsanız görürsünüz ki her iş kolunda durum aynı. Yani sıkıntı sadece çiftçilik alanında değil, her alanda sıkıntılar arttı, şartlar zorlaştı. Ben bunların farkında olan biri olarak, bu kadar alanda sıkıntı varken çiftçilikte de sıkıntı olmamasına zaten şaşırırdım. Sitede gördüğüm kadarıyla bunun farkında olan arkadaşlar da gayet itidalli davranıyor, işi neyi gerektiriyorsa onu yapıyor, çünkü adam işi çözmüş.

Katılırsınız ya da katılmazsınız ama benim düşüncem bu. Herkesin düşüncesine saygım var, aynı şekilde başkalarında da aynı saygıyı bana göstermelerini isterim. Eğer güzelce açıklayacaksanız da fikirlerim tartışmaya açıktır.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

inşallah daha kötü olur da can çekişmesi çabuk olur acısız bir ölüm olsun bari :)
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

her sabah bir öncekinden farklıdır ,her gün yeni bir dünya kurulur ,hergün bir şeyler değişir işte bu değişimin farkına varabiliyorsan ona uyabiliyorsan ayakta kalırsın yoksa sen durup dünya çevrende dönüyor yanılgısına düşersen geri geri gidersin farkında olmadan ,değişimin tek alternatifi kendisidir
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Mustaf-a link=topic=61790.msg695458#msg695458 date=1359720224' Alıntı:
Atilla Bey ' in dediği gibi artık köylülükten kurtulup çiftçiliğe geçmek gerekli. Çiftçilik artık okumak istemeyen, hiç bir iş bulamamış kimselerin işi görülmemeli. Kabul edilmeli ki bu iş önceden böyleydi, okumadı bari çiftçilik yapsın deniliyordu. Ama durum günümüzde değişti. Bunun farkında olmak gerekli, hatta günümüzde çiftçilk yapcaksak bırakın okumamayı, okuyabildiğimiz kadar okuyup bu işi yapmak gerekli bence.

Şimdi benim çevreme anlatamadığım mesele şu: Günümüzde zor şartları sadece çiftçilik alanında düşünürseniz yanılırsınız. Hangi alanda sıkıntı yok ki günümüzde? Önceden kolayca öğretmen olabiliyorduk, günümüzde ne kadar zor olunuyor. Aynı şekilde önceden lise mezunu bir devlet dairesine memur oluyorken şimdi dört yıllık üniversite mezunu bile zor memur olabiliyor. Önceden mühendis olmak ne demekti günümüzde ne demek? Çiftçi olarak bizlerin durumunu, dolmuşçuluk yapan birisinin üzerinden örnek vererek anlatayım. Önceden dolmuşçuluk yapan kardeşimizin aracının deposu 300 TL ' ye doluyorken şimdi aynı fiyata dolabiliyor mu? Bakın bizdeki mazot sıkıntısı burada da var. Buna ek olarak bi de vergi artıyor, muayene standartları değişiyor, kış lastiği zorunlu oluyor vs. Bunu da bizdeki gübre, sigorta vs. gibi şeylerle karşılaştırırsanız görürsünüz ki her iş kolunda durum aynı. Yani sıkıntı sadece çiftçilik alanında değil, her alanda sıkıntılar arttı, şartlar zorlaştı. Ben bunların farkında olan biri olarak, bu kadar alanda sıkıntı varken çiftçilikte de sıkıntı olmamasına zaten şaşırırdım. Sitede gördüğüm kadarıyla bunun farkında olan arkadaşlar da gayet itidalli davranıyor, işi neyi gerektiriyorsa onu yapıyor, çünkü adam işi çözmüş.

Katılırsınız ya da katılmazsınız ama benim düşüncem bu. Herkesin düşüncesine saygım var, aynı şekilde başkalarında da aynı saygıyı bana göstermelerini isterim. Eğer güzelce açıklayacaksanız da fikirlerim tartışmaya açıktır.

Yazıdan alıntıdır.
'Çiftçi olarak bizlerin durumunu, dolmuşçuluk yapan birisinin üzerinden örnek vererek anlatayım.'

Mustafa bey,
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.
Yorumunuz da bahse konu “dolmuşçuluk” örneklemenize katılamayacağım.
Çiftçinin yani “üreticinin” girdileriyle,
Dolmuşçunun “taşımacının” girdilerini,
Karşılaştırmak,
Bizleri yanlış yerlere götürmez mi?
Çiftçi “Üretici” = Dolmuşçu “Taşımacı”
Üretici girdileriyle,
Taşımacı girdilerini,
Eşdeğer tutamayız düşüncesindeyim.
Elbetteki, her sektörün giderleri farklıdır.
Ama, “işi üretmek olan sektörleri” ayrı tutmamız gerekmez mi?
Konu içeriğinin dağılmaması için, farklı örneklemeler yapamadım.
Saygılar.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

içinizden kaç kişi başbakana-tarım bakanına - tarım krediye bu gübre fiyatları neden yükseliyor diye yazı yazdı.
dolar-euro ve altın ve petrol yerinde sayarken bu neden yükseliyor diye..
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

arkadaş hükümet kanadına ne sorarsan sor çok şey anlatırlar ama sorunun cevabını alamassın yani senin sorundan başka herşey anlatılır.genede suç bizimdir.
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Dolmuşçuyla çiftçiyi karşılaştırmak elbetteki yapılaca en saçma iş olur.

Ne kazandık ne kaybettik derken aslında dünyaya bakmak en doğrusudur, dünya dönüyor bir tek sen yoksunki üzerinde, dünyada sıkıntılarını aşmayı başarmış ülkelere bakmak birde kendine bakmak güzel olur.

Örneğin bizden daha başarılı olanlardan AB ülkeleri ve AB ne yapıyor? başarı elbette insanların çaba sarfetmesiyle elde edilen bir gerçektir.

Bunun için öncelikle AB tarım politikasına bakalım, ne demişler ortak tarım politikasında?, bakın dikkatinizi çekerim tarım politikası AB birliğinin en eski ve en kapsamlı politikasıdır, yani diğer tüm politikalardan kapsamlı olması, ne kadar önem gösterdiklerinin işaretidir, ne kadar bu konuda çalışma kaydettiklerinin göstergesidir, diğer tüm politikalardan kapsamlı bir tarım politikası.

Tüm bunları nasıl yapıyorlar bakacak olursak, AB bütçesinin yarısına yakınını bu politikaya harcayarak başarıyorlar, yani kalkıp 80-90 yıl üçkağıtçı bir sanayiciyi destekleyip karşılığında bir araba dahi üretememe gibi sorunları yok, destekledikleri sektörleri kafalarda canlandırma babında yazıyorum bunları.

Başkaları neler yapıyorda başarı sağlıyor diye merak dahi etmeyenler olabilir, ama en azından klavye elinin altında artık, yaz vikipedi çıksın karşına, ne yazıyor oku, kısa ve öz yazılan bilgi dahi bizim ülkece ne hata yaptığımızı neye önem vermediğimizi apaçık ortaya koyuyor.

Arama motorundan bulamayanlara yazıyı buraya alıntılıyorum.

Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy, CAP) Avrupa Birliği ' nin tarıma sübvansiyon ve tarımın planlanması programıdır. 2006 yılında, toplam AB bütçesinin %46,7 ' sini oluşturmaktadır. Bu rakam, 49,8 Milyar Avro ' ya denk gelmektedir.

Ortak Tarım Politikası; doğrudan sübvansiyon ödemeleri, fiyat destek mekanizması ile ekili olan bitki ve arsalara, garantili minimum fiyatları dahil ederek ve AB dışından gelen mallara tarife ve kota uygulanması sisteminin kombinasyonudur. Hali hazırda reformlar yapılmaya devam etmektedir.

Ortak Tarım Politikası ' nın amacı, çiftçilere makul bir yaşam standardı sağlamak, tüketicilere adil fiyattan kaliteli ürünler ulaştırmak ve ayrıca kırsal mirasın korunması
.


Bizim bu kadar önemli bir sektörün politikasını sözle dahi yapmak adetimiz değil bir kere, dolayısı ilede bizim tarım sektörüne bakışımızla tam ters orantılı bir anlayış burnumuzun dibinde cereyan ediyor, üstelik biz Avrupa ülkesiyiz teraneleri okuyarak bunu yapmıyormuyuz?

Gelen giden günlük icraatlar, günlük uygulamalarla bişekilde zerre kadar değer vermemiş tarım sektörüne, sonuç ortada.

Şu anda 2011 yılı tüik verlerine göre nüfusun %24 ü köy ve kasabalarda, sadecede %17 si köylerde yaşamaktadır, yani kabaca 12,5 milyon insan köylerde yaşamaktadır, kırsal alanda yaşayan insanların vede kırsal alanların korunması bizi hiç ilgilendirmiyormuki hiç politikasına önem vermiyoruz.

Önem verme planlama harcama yapma, 85 yıl olmuş 2008 yılında daha tapu kadastro anca bitmiş, Almanlar çalışmış 10 yılda bitirmiş, sonra 3 cü toplulaştırmayı bitirmiş, 89 yıl bitti sen daha birinci toplulaştırmayı yapamamışsın, yada yapmak istememişsin, bu kadar önemsizmi bu işler, bu kadar sahipsizmi bu toprağın insanı.

haaa kim önemli?, bir tiyatrocuyu reklama çıkar al sat ekonomiye can ver reklamı yap, 3 e al 5 sat politikası güt.

iyide bir ülkede yaşayan 75 milyon insan para veya taş kemirmez, mal ve hizmet tüketir insanoğlu, tabiki 75 milyon insanda mal ve hizmet tüketmesi gerekir, üretirsen..

yersen gibi oldu zuha-*-s zuha-*-s, ama maalesef gerçekler bunlar, toplumun organize bir şekilde bunu yapması ise o ülkenin politikasına bağlı olarak düzgün işler, modern dünya böyle, modern dünya tarımı s...et yaa ben modernim demekle modern olmamıştır, tam tersine günde 3 öğün insanın ihtiyacını karşılamak zorunda olduğunu görmüş, onuda bir sektör olarak kabul etmiş, onunda toplumun bir kesimi olduğunu, kırsal alanı olduğunu kabul etmiş, başta bu sorunu bütçesinde en fazla kaynak aktararak çözme yolunu seçmiştir, bir insanın günde en az 3 kez ihtiyacı olan başka bir sektörde yoktur, ihtiyaçlarını karşılayamayan tüketim hakkı elde edemez yada ederse bile hile yolu ile veya borçla elde etmekten başka çaresi yoktur.

Bu işin esası tarım politikasını layıkı ile yapmaktan geçer, tarım sektörü alt sektördür en önemi sektördür, öyle olmasa başkaları neden bütçesinin neredeyse yarısını tarım politikasına ayırsın, delimi onlar, öyle Cumhuriyet kurulmuş 89 yıl olmuş hala bir arpa boyu yol katedememişsen yada katetmek için uğraşmamışsa bir ülke, o sektör ve o sektörün içinde barındırdığı toplum fertleri bireysellikle bir çözüm üretemez, bu bir karmaşa ve kaosu beraberinde getirir, tarif bize uyuyor değilmi?

Yani düz mantıkla çalışırsan olur, iyide benim dedemde öyle dedi babamda öyle dedi bende şimdi öyle dersem çocuğumda öyle derse bir 89 yıl sonra acaba bazı şeyler olacakmıki?Bu ülke hep 3 e alan 5 e satanın cenneti mi olacak?

Elinoğlu 1957 yılından bu yana birinci sırada tutuyor tarım politikasını, bütçesinden en büyük payı ayırıyor, sen kalk burada dönüp bakan yok, olacak şeymi? Fiyat istikrarından tutunda girdilerine kadar üstüne titriyor ve sonuçta başarılı oluyor, burada bunlar olsun isteyincede sanılıyorki siyaset yapılıyor, yok işte herkes zordaymış falan fıstık, ne alakası var, bişeyi yapmak istiyormusun yoksa çiftçiyle bir başkasını karşılaştırmak gibi bir abeslemi meşgulsün, sorun tarım kardeşim direk çiftçi değil, sorun memleketin ihtiyacını karşılayıp karşılayamaması ve bunu yaparkende kırsal kesimin bu sektörün bizzati kendisi oluğunu kavramaktır, komple üretimiyle geliriyle yaşamasıdırki devamlılığı olsun.

Hayvancılık artsın dediler al bu yıl saman yok kaba yem stoğun yok gittin 5 ülkeden zor buldun getirdin samanı, ülke bozkır ülkesi gerçek bu, yem bitkisi üretimi kısıtlı, eee bu yem bitkisi üretimiyle nasıl hayvancılık olacak, kıt akıllı dışardan hayvan getirince hayvan olacak öylemi, tamam öyledir, bizde kekiz zaten yuttuk sen oradan 3 e aldın buraya 5 e ittirdin resmen ama biz yuttuk işte sesimiz çıkmaz.Ondan sonra kaftanı bana giydirmezler tabi kime giydireceklerdi?

Bunun adı yok, kabine değişmiş değişenlere bak, değişmeyenlere bak, ben bu işin baştakiler tarafından istenmesi taraftarıyım, balık baştan kokar, bu bir gerçek olmasa atasözü olmazdı.



İŞTE LİNK aşağıda, fazla bir bilgi değil ama bilgidir sonuçta, kıyaslayın kendimizle, ne kadar çalışıyoruz neyi hakediyoruz bu çalışmalarla hesabedin.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Birli%C4%9Fi ' nin_Ortak_Tar%C4%B1m_Politikas%C4%B1
 

Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

' ' O ' ' Elde Var ' ' O ' '
 
Ynt: 2001 - 2012 yılları arasında ne kazandık? ne kaybettik?

Hakan TOKSOY link=topic=61790.msg696876#msg696876 date=1359913392' Alıntı:
Yazıdan alıntıdır.
'Çiftçi olarak bizlerin durumunu, dolmuşçuluk yapan birisinin üzerinden örnek vererek anlatayım.'

Mustafa bey,
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.
Yorumunuz da bahse konu “dolmuşçuluk” örneklemenize katılamayacağım.
Çiftçinin yani “üreticinin” girdileriyle,
Dolmuşçunun “taşımacının” girdilerini,
Karşılaştırmak,
Bizleri yanlış yerlere götürmez mi?
Çiftçi “Üretici” = Dolmuşçu “Taşımacı”
Üretici girdileriyle,
Taşımacı girdilerini,
Eşdeğer tutamayız düşüncesindeyim.
Elbetteki, her sektörün giderleri farklıdır.
Ama, “işi üretmek olan sektörleri” ayrı tutmamız gerekmez mi?
Konu içeriğinin dağılmaması için, farklı örneklemeler yapamadım.
Saygılar.

Hakan Bey, bir arkadaş da ayni konuya değinmis. Sanirim ornegi anlamadiniz. Buradaki maksat her is alaninda sıkıntı oldugu gerçeğidir. Dolmusculuk sadece bir ornek. Bu ornegi sinirsiz sekilde cogaltabiliriz. Memur icin de bunu düşünebilirsiniz başka birisi icinde. Sunun farkinda olsun artik herkes. Ekmek aslanim midesinde. Bu herkes icin boyle. Ciftci ol, muhendis ol, mutahit ol ne olursan ol.
 

Benzer Konular


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt