deprem bölgelerinde, betonarme çokkatlı-bina yapılması yasaklanmalı


yaşanan depremlerden, ders alınmalı,

yerleşmeyeri şeçilmesi/tercihi, kullanılacak, inşaat yapı malzemesi:

1-tarım arazilerine, yerleşim yeri yapılmamalı
2-yapılacak, konutlar/evler, tek katlı olmalı,
3-şehirler, ilçeler, köyler dağ eteklerine ve dağlara kurulmalı
4-beton (demir+harç; harç=çakıl + çimento), sadece bina temelinde ve kolonlarda kullanılmalı
5-ev tavanları, betondan olmamalı,
6-duvarlar ve tavan çelik borularla/ahşap kirişle desteklenmeli

deprem bölgelerinde (il, ilçe ve köylerde) (yerkabuğu kırıklarının bulunduğu yerlerde) çokkatlı bina yapılması yasaklanmalı

konut yapılması, satılması, işini herkes yapmamalı
 
2023 yılı imar mevzuatı değişti.

Ev , fay hattının tam üzerinde ise tek katlı olması bile işe yaramayabilir.
100 m^2 temel, 5 katlı bina , bina da çizik dahi yokken kibrit kutusu gibi yerinden çıkıp devrilenini görmüştük.
Birinci katlarda burulmalara karşı perde betonlu direk kullanmak iyi olabiliyor.
İşyerleri birinci katlarda ve kat mesafesi yüksekse burulmalara dayanmaz.
Çıkma balkonlar binanın statiğini bozabiliyor.
Tek katlı bina yapılmalı fikrinize katılmıyoruz,

Köy yerlerinin de tarıma uygun olarak gelişimine ihtiyaç var.
 
yaşanan depremlerden, ders alınmalı,

yerleşmeyeri şeçilmesi/tercihi, kullanılacak, inşaat yapı malzemesi:

1-tarım arazilerine, yerleşim yeri yapılmamalı
2-yapılacak, konutlar/evler, tek katlı olmalı,
3-şehirler, ilçeler, köyler dağ eteklerine ve dağlara kurulmalı
4-beton (demir+harç; harç=çakıl + çimento), sadece bina temelinde ve kolonlarda kullanılmalı
5-ev tavanları, betondan olmamalı,
6-duvarlar ve tavan çelik borularla/ahşap kirişle desteklenmeli

deprem bölgelerinde (il, ilçe ve köylerde) (yerkabuğu kırıklarının bulunduğu yerlerde) çokkatlı bina yapılması yasaklanmalı

konut yapılması, satılması, işini herkes yapmamalı
Sn. behçet arı, iyi niyetle yazmış olabilirsiniz ama bu saydığınız maddeler, mimariden anlayan, statik projesi nedir bilen insanlar okuduğunda ilkokul çocuğunun bişeyler sayıklamasına benziyor, kusura bakmayın ama herkes kendi uzmanlık alanında maddeler sayabilir.

ama yazınızın sonundakilere katılıyorum, anlasın anlamasın önüne gelen müteahhtilik yaparak bu bölgelerde bina yapmamalı, betonarme binaların çok katlı projelendirilmesi tüm ülkede ancak zemin etüdü ile gereken zemin şartları sağlıyorsa az katlı yapılmalı, yada japonya gibi depreme dayanıklı bina geliştirilip yapılmalı, değilse bu zamana kadar rastgele betornarme yapılaşma artık ülkemizde yaşanan bu bu deprem felaketiyle bitmiştir, hiçbir vatandaşta kendini kandırmasın bu şekil betonarme yapılarda ev sahibi olmaya çalışmasın, iki torba çimento bir tuğlaya dünya para veriliyordu rant oluşturuluyordu hep yazdık, söylemekle olmuyor demekki yaşamamız gerekecekmiş, yanlıştan döneceğiz İnşallah.
 
Bakın deprem ülkesiyiz ülkemiz deprem haritaları kıpkırmızı faylarla dolu olduğunu görüyoruz.

Tüm bunları göz göre göre, bir nesilde birçok deprem felaketlerini yaşadığımız halde, yüzümüzü japonya gibi depreme dayanıklı bina yapan ülkeye dönemedik.

Acilen japonlarla ekonomimizi birleştirmeli, onları ülkemize getirmeli bize depreme dayanıklı konutlar tasarlamalarını ve yapmalarını sağlamalıyız, onlarla kardeş olmalıyız, onlar nasıl tasarlar yaparsa öğrenmeliyiz ne derlerse uymalıyız, yapı tekniğimizi artrımalı, iki oda bir sofa bile olsa depreme dayanıklı konutlarda yaşamaya çalışmalıyız. bizim böyle bir millete yüzümüzü dönmememiz çok büyük hata, çok geç kaldık.

Ama tabi sömürgeci batıya döndük yüzümüz, onlar sömürü gücüyle iyi binalar yaptılar biz bakakaldık, üstelik depremde yok ülkelerinde bizim gibi deprem ülkesi değiller, Avrupa birliğinden vazgeçtik çok güzel, japonlarla ekonomiyi birleştirelim gelsinler ülkede her işi yapalım, ihtiyacımıza bölgelerimize uygun binalar geliştirelim uyalım onlara birlik olalım orta uzun vadede biz kazanırız, kapılarını her gün aşındıralım ülkemize davet edelim her dediklerini yapalım uyalım, Deperemle yaşamayı bilememek ayıp değil öğrenmemek ayıp.

Bakın haftanın her günü çeşit olaylar olmadık fitneler herşey olmakta ülkemizde, medyamız bir gün boş kalmıyor gündem saçma sapan gericiliklerle dolu, Norveçte bir yılda olan olayılar bir haftada olup bitiyor nevrimiz dönüyor adeta, hiçbir sorunumuzu çözemediğimizle kalıyoruz.

Artık benim gözümde betonarme bina yapımını geçmişteki anlayışla yapan herkes gericidir, geri kalmış insandır, dönüp bile bakmam ne diyor diye dinlemem yaptığında hayır olmaz gericinin, bir an önce yüzümüzü depreme dayanıklı bina ve konut yapan, bu konuda ilerlemiş japonyaya yüzünü dönen insanlar görmek istiyorum, benim için ilerici çağdaş insan budur.

Bizim sorunumuz nasıl yaşıycağımızı nasıl düzen kuracağımız ve yüzümüzü kime döneceğimizi bilmeden körü körüne yaşamak gericilik yaparak olmadık ülkelerle olmadık işler yapmak, sorunlarımızın aynı olduğu ve bu sorunları çözen bilen dünyanın diğer ülkeleri ile birlikte olmaya ve onlarla çalışmak için hiç uğraşmıyoruz, gitmişiz dangalak sömürgeci batının pazarı olmuşuz, yaşantımızı düzenleyemiyoruz bile, artık bundan kurtulmak için yüzümüzü dünyanın diğer ülkelerine çevirmeli, ekonomimizide onlarla birleştirmeye yapılandırmaya çalışmalıyız, bizim sorunumuzla yaşamayanlara dönüp bile bakmamalı vakit kaybetmemeliyiz.
 
Bizim bölgemize çok yakın olan çokal barajının Kuzey Anadolu fayı üzerinde bulunan Gaziköy Saros körfezi arasında bulunan fay üzerine neden inşa edildiğini bir türlü anlamış değilim. Zamanında yapılmış olan zemin etüdü çalışmalarının sonuç bölümünde yazılmış olanlarda da riskli olduğu belirtilmiş. Bu konuda benim aklımın ermediği yer nedir ki, bu barajı buraya yapmışlar?
 

Resimler ve ekler

  • IMG_20230208_144201.jpg
    IMG_20230208_144201.jpg
    209.2 KB · Görüntüleme: 23
tabiat, yapılan hatayı affetmez...
tokat gibi vurur insanlara...
hatta, canlarını da alır, götürür

bazen hata yapılmasa da,
tabiat olayları, yapar yapacağını...
yıldırım çarpması, sel felaketi,
yangın, deprem, baraj yıkılması vb...

insanlar, çaresizliği yaşar..

yine de insanlar, tedbirli olmalı,
düşünmeli, düşünmeli, düşünmeli...
ders çıkarmalı...

yollar çatlamış, hava alanında pistler parçalanmış...
binalar çökmüş....

tabiattaki (tabii) felaketlerde, bunlar, olabilir....
yapanları suçlamak...
herzaman, haklı/doğru olmaz...
 
Son düzenleme:
tabiat, yapılan hatayı affetmez...
tokat gibi vurur insanlara...
hatta, canlarını da alır, götürür

bazen hata yapılmasa da,
tabiat olayları, yapar yapacağını...
yıldırım çarpması, sel felaketi,
yangın, deprem, baraj yıkılması vb...

insanlar, çaresizliği yaşar..

yine de insanlar, tedbirli olmalı,
düşünmeli, düşünmeli, düşünmeli...
ders çıkarmalı...

yollar çatlamış, hava alanında pistler parçalanmış...
binalar çökmüş....

tabiattaki (tabii) felaketlerde, bunlar, olabilir....
yapanları suçlamak...
herzaman, haklı/doğru olmaz...
Kimse kusura bakmasın eğer yan yana iki binadan biri ayakta biri tuzla buz olmuşsa bunu yapanlar cezalandırılmalı. Deprem değil bina ve denetimsizlik öldürür. Her şey bu kadar basit.
 
Sorun çok katlı binalar değil. Sorun ahlaksızlık sorunu. Dünyada bir çok örnek var.

Binaları yapanlar tamamen para izin bu işleri yaptıkları ve rüşvetin denetimin çok olduğu bu ülkede sağlam bina yapılmıyor. Makyajlı , görselliği güzel evler yapılıyor ama o binanın kolonlarında kullanılan demirin miktar kalınlık bağlantı ve işçiliğini düşünen yok.

Singapur, Malezya, Japonya, Kaliforniya ve bir çok yerde çok yüksek binalar tam fay hattı üstüne yapılıyor ama hiç birinde böyle binlerce bina yıkılmıyor. Yazık güya depreme dayanıklı , öve öve bitiremeyip satılan binalar yerle bir oldu. Bundan sonrada böyle olacak. Çünkü ahlak bitti. Rant sardı her yeri.
 
Doğu Anadolu fay hattı - Kuzey Anadolu fay hattı tektonik, Ege ve kısmen Akdeniz bölgesi gibi çöküntü hatlarıyla Türkiye aktif bir deprem ülkesidir.

Öncelikle acilen bir Deprem Bakanlığı kurulmalı, tüm inşaat faaliyetleri durdurulmalıdır. Kesinlikle depreme dayanıklı üst teknoloji binalar inşaa edilmeli ayrıca bunlar sıkı denetim ve testlerden geçmeli. Her önüne gelen bina yapamamalı, köylerde bile inşa edilecekse gerekli izin, denetim vs.‘den geçmeli.

Deprem risk haritası çıkarılıp kuvvetli fayların üzerine inşaat yapılmamalı gerekirse mesire alını olmalıdır. Hatta bütün inşaat firmaları devletle ortaklaşa bir şekilde yapılaşma faaliyetlerinde bulunmalı. Katiyen devlet bu işin uzağında durmamalı ve bu olaya milli güvenlik politikasıyla yaklaşmalı.

Neden mi milli güvenlik..?

Depremi o gece tüm gerçeğiyle yaşayan ve o gece şehirdeki korkunç hareketliliği gören biri olarak bunları söylüyorum..

10 ilde büyük bir deprem gerçekleşmiş her yer harabeye dönüşmüş. Gıda ve barınma krizi yaşanacak duruma gelmiş. Allah korusun bu deprem daha büyük olsa ve eş zamanlı olarak bir kaç ilde daha olmuş olsaydı; bütün ana arterler kapanacak, ülke genelinde gıda krizi çıkacak, her taraf yağmalanacak, insanlar birbirine saldıracak, askeri ordu ve polis yetersiz kalıp yağmacıların eline geçecek, banka ve rezervler peşkeş çekilecek ve kısaca bir ülke yok olacaktır. Çünkü İstanbul depremi için de ürkütücü senaryolar konuşuluyor.

Bu yıkımları ve yitirdiğimiz canlarımızı geri getiremeyiz ama yeteri önlem alarak bir daha bunları yaşamayız.
 

1675976793352.png

Dünyadaki en şiddetli ilk 6 depreme baktığımızda görülen manzara pek içaçıcı değil, ama büyüklüğü çok çok fazla depremler bunlar, 2004 yılında endonezya sumatra adasındaki 9,1 şiddetinde deprem yüksekliği 30 metreye kadar çıkan tsunamiler üreterek on dört ülkede 230 binden fazla kişinin ölümüne sebep olmuş, Japonyada 2011 yılında 9 şiddetinde deprem yine tsunami afeti ürettiğinden ölü sayısı artmış 15900 kişi ölmüş.

Tsunami afeti üreten depremler haricinde sadece bina yıkmıyla çok sayıda ölüm, modern inşaaat tekniğinin arttığı son 40-50 yılda dünyada gerçekleşmiş görünmüyor, her depremde ölü var bina yıkımıda var ayrı mesele, ama bizim 17 ağustos 1999 ve son yaşadığımız depremde durum harbiden kötü, tsunami felaketi yok bişey yok, bol bol bina yıkımı var ve malesef ölü ve yaralı sayısıda yüksek, bilmiyorum özelliklede araştırılabilir ama benim gördüğüm böyle.

Hem deprem ülkesiyiz hemde depreme dayanıklı bina yapmıyoruz, binalar yıkılıyor ölü sayısı ve yaralı sayısı fazla oluyor, bu kadar çok bina yıkılmasa hasar alsa ayakta kalsa, o bina tekrar kullanılmasada olur ayakta kalsa ölüm ve yaralanma olmasa, işte tüm mesele burada.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: behcet arı
Ekli dosyayı görüntüle 73931
Dünyadaki en şiddetli ilk 6 depreme baktığımızda görülen manzara pek içaçıcı değil, ama büyüklüğü çok çok fazla depremler bunlar, 2004 yılında endonezya sumatra adasındaki 9,1 şiddetinde deprem yüksekliği 30 metreye kadar çıkan tsunamiler üreterek on dört ülkede 230 binden fazla kişinin ölümüne sebep olmuş, Japonyada 2011 yılında 9 şiddetinde deprem yine tsunami afeti ürettiğinden ölü sayısı artmış 15900 kişi ölmüş.

Tsunami afeti üreten depremler haricinde sadece bina yıkmıyla çok sayıda ölüm, modern inşaaat tekniğinin arttığı son 40-50 yılda dünyada gerçekleşmiş görünmüyor, her depremde ölü var bina yıkımıda var ayrı mesele, ama bizim 17 ağustos 1999 ve son yaşadığımız depremde durum harbiden kötü, tsunami felaketi yok bişey yok, bol bol bina yıkımı var ve malesef ölü ve yaralı sayısıda yüksek, bilmiyorum özelliklede araştırılabilir ama benim gördüğüm böyle.

Hem deprem ülkesiyiz hemde depreme dayanıklı bina yapmıyoruz, binalar yıkılıyor ölü sayısı ve yaralı sayısı fazla oluyor, bu kadar çok bina yıkılmasa hasar alsa ayakta kalsa, o bina tekrar kullanılmasada olur ayakta kalsa ölüm ve yaralanma olmasa, işte tüm mesele burada.
2011 japon deprminde sadice 1 kişi öldü oda türk diğerleri tusunamiden öldü
 
2011 japon deprminde sadice 1 kişi öldü oda türk diğerleri tusunamiden öldü
1 kişi öldüğü bilgisine ulaşamadım, ama sadece deniz dolgusu yapılan yerde zemin sıvılaşmasından dolayı oradaki 30 bina yıkılmış 1046 bina hasar görmüş detayı var, belki 30 bina yıkıldı ölüm olmadı, 1 Türk öldüyse depremde Türklerin kaderi heryerde aynımı yoksa dedirtecek bir olay bu, ama abartmamak lazım, 1 Türk öldü dediğin efsanede olabilir bunuda dikkate almalısın.
 
1 kişi öldüğü bilgisine ulaşamadım, ama sadece deniz dolgusu yapılan yerde zemin sıvılaşmasından dolayı oradaki 30 bina yıkılmış 1046 bina hasar görmüş detayı var, belki 30 bina yıkıldı ölüm olmadı, 1 Türk öldüyse depremde Türklerin kaderi heryerde aynımı yoksa dedirtecek bir olay bu, ama abartmamak lazım, 1 Türk öldü dediğin efsanede olabilir bunuda dikkate almalısın.
11mart 2011 de 9.0 şiddedinde olmuştu bi sonraki depremdede 7.3 şiddetindekinde ölnüşte olabilir ama 11deki depremde 18bin kişi thusunamide öldü diye biliyirum
 
Topiğin konusu betonarme çok katlı bina değilmi?

Hatayın ilçesi Erzin, depremde yıkılan binaları olan Osmaniye ile İskenderun arasında, yani depremi olanca şiddetiyle yaşayan biryer, depremde çok sallanan bir yer olmasına karşın binaların çok katlı olmaması, belediye başkanının ve orada inşaat yapanların kurallara uyarak güzel iş yapması sonucu hasarlı binaları var ama yıkılan yok işte, yıkılan olmayıncada can kaybı yok, ne güzel değilmi.

Gelin birde belediye başkanının konuşmasını dinleyelim , aşağıya röportajın videosunu atıyorum, başkanın her dediği uyarı çok doğru, gerçekten kendisini tebrik ediyorum, ödül verilmeli bu başkana, örnek gösterilmeli, ama tabiii depremden önce akrabalarına bile kötü insandı, şimdi iyinin kötününü kim olduğu ortaya çıktı, efsane başkan helal olsun tebrikler.

 
Yükseklikten ziyade Yapı kalitesinde ve denetimde sıkıntılar var gibi. söylenenlere göre deprem bölgesinde TOKİ'nin Yaptığı hiçbir binada hasar olmamış TOKİ binaların içini dışını süslemiyor ama demek ki iskeleti sağlam yapıyor. Özel müteahhitlerde tam tersi binaların her tarafını süslüyor ama iskelet sağlam değil.
 

Resimler ve ekler

  • IMG_20230212_015233.jpg
    IMG_20230212_015233.jpg
    124 KB · Görüntüleme: 10

Bakın 10 ildeki tokinin binaları 12-14 katmı yoksa radye temel ve kolon aplikasyonu betonarme karkas binada olması gereken özelliklerdemi yapılmış, ben sanmıyorum yüksek katlı bina yapmamışlardır.

Bu depremde epey sayıda 5 katlı binada yıkıldı, hiç kuralına uygun yapılmadığı için yıkıldı, yüksek katlı yıkılmayan binada vardır ama illaki az katlı binadan çok daha hasarlıdır ve çok katlı binada daha fazla sayıda konut kullanılmaz halde, az katlı betonarme bina hem yıkım tehlikesi çok az olan hemde deprem sonrası hasarı bikaç çatlak olduğu için kullanılabilirde, o yüzden yüksek katlı betorarme bina sadece yapıp satana avantajdır iyidir, alan kullanan için hiçbir iyi tarafı yok,kimse kimseyi kandırmasın,

adı üstünde toplu konut idaresi bile bakın 10 ilde 12-14 katlı bina yapmamıştır. 5-6 katlı binalar yapmıştır, zaten beton 140 ile deprem bölgesinde betonarme binaya 5-6 kat fazla bile, onuda işte toplu konut projelendirmelerinde yapılması normal . toplu yahu toplu olunca bile 10-12 kat olmaz, mütaitler neden az bir arsaya çok kat yapıyor? kazanmak için, bu onlar için bir avantaj, ama alan kullanan için iyi değil, tabiyki hiç işi bilmeyenlerin yaptığı 5 katlı bina dahi çürük olur depremde yıkılması normal.

Yıkılan binaların mütaitleri neden kaçarken yakalanıyor, hatasını biliyor kaçıyor,
 
Bakın şu linki bir okuyun, işi bilen ülkeler nasıl yapıyor öğrenmeli. aslında Satoru Nishikawa gibi ömrünü bu işlere adamış uzmanarı japonyadan alıp getirip deprem bakanı imar bakanı yapacaksın, ithal teknik direktör ile futbol takımı çalıştırmak gibi, bizim maaş düşkünlerine makamlarımızı vererek bişeyler bekleme zamanımız dolmuş, önemli yerlere işi bilen insanlar lazım, işbilmezlerle bişey yapamıycaz boş yere maaş verdiğimiz ayrı, işlerimizde yaşantımızda hayatımızda tehlikede kalıyor.

Yazıdan önemli yerleri alıntıladım, linke tıklarsanız hepsini okuyabilirsiniz, ama dikkatli okuyunca bizim eksiğimiz için verdiği ipuçları çok güzel, tabi anlayana, bizim politikadan analamayan insanımızın bu işler için akıllı politikalar üretemeyeceği ortada.



Japonya depreme nasıl hazırlanıyor?​

Japonya'da Türkiye gibi bir deprem ülkesi. Ancak orada yapı denetimini belediyeler yapıyor. Türkiye'de müteahhitler, yapı denetimi firmalarına bu işi parayla yaptırırken Japonya'da belediyeler tüm denetimi daha proje aşamasından üstleniyor, hatta denetçiler inşaatlara habersiz baskınlar düzenliyor.

Ansızın yapılan bu baskınlarda izin iptal edilebiliyor. Japonya Altyapı Bakan Yardımcısı Satoru Nishikawa, depremle mücadelede öncelikle bu konuda adım atılması gerektiğini söylüyor

Bakan Yardımcısı Satoru Nishikawa'ya sordum. Tüm kariyerini "afet azaltma" üzerine kuran Nishikawa'nın söyledikleri, Türkiye için gerçekten yol gösterici.


* Ülke tecrübelerinize dayanarak iyi yapıldıkları taktirde binaların ne büyüklükte depreme kadar dayanıklı olduğu konusunda bilgi verebilir misiniz?

Japonya'da sismik bina kodu (seismic building code) 1981'de yükseltildi. 9 büyüklüğündeki Mart 2011 depreminde en güçlü sismik sallantı Miyagi'deki Kurihara Şehir'de gözlemlendi, fakat orada hiçbir bina yıkılmadı ve hiç kimse hayatını kaybetmedi. Lütfen şunu not edin, binaları yok eden depremin ölçülen büyüklüğü değil, yerin sallanma miktarıdır (hız, süre).

Sağlamlığa kredi bonusu

* Van depreminde yan yana duran iki binadan biri yerle bir olmuşken, diğeri ayakta dimdik durdu...Depremleri en az can kaybıyla atlatan ülkelerin başında geliyorsunuz. Bizler için aydınlatıcı olması açısından yapıların denetimi konusunda kurduğunuz sistem hakkında bilgi verebilirseniz çok mutlu olurum... Bu bağlamda; 9 şiddetinde depremlere karşı dahi dayanıklı binalarınızın tasarımı, kullanılan malzeme, sözleşmeler ve özellikle yapı denetimleri konusunda kurduğunuz sistemi anlatır mısınız?

Japonya'da sismik bina koduna ulusal hükümet tarafından karar verilir ve yerel yönetimler tarafından uygulanır. Bir bina inşa edileceği zaman, inşa eden, yerel yönetimde kat planı ve inşa planları sunarak onay almalıdır. Yerel yönetimlerdeki profesyonel bina denetçileri (kontrolörler) sunulan planların sismik bina koduna uygun olup olmadığını kontrol ederler. Plan onaylanmazsa, inşaata izin verilmez. Ayrıca, denetçilerin haber vermeden şantiyelere gidip inşaatın onaylanan plana uygun yapılıp yapılmadığını kontrol etme hakkı vardır. Eğer inşaat onaylanan plana uygun değilse, inşaatın durdurulmasını talep edebilir. Ayrıca, ev inşa etmek isteyenlerin bina koduna uymasını sağlayacak güçlü bir mekanizma var. Japonya'da bir hane bireyleri düşük faizli ev kredisi almak isterlerse, bina planının onayı kredi başvurusu ile birlikte sunulmalıdır. Bu Japonya'da sismik bina kodunu mecbur kılmak için güçlü bir mekanizmadır. Bundan başka, eğer bir bina normal sismik standartların üzerinde saptanmış ve ekstra güçlü olarak belirlenmişse, ek bir düşük faiz uygulanır. Sismik güvenlik hakkında insanları ilgilendiren işte bu sismik bina kodunu zorunlu kılan otoritedir. Japonya'da bugünlerde, tüm ev ve apartman reklamları binaların ne kadar depreme dayanıklı olduğunu tarif eder. Bu bilgi tüketiciler tarafından ev alma kararlarını etkileyen en önemli nokta olarak algılanır.

* Sizce Türkiye'nin eksiği nerede?

Anladığım kadarıyla, Türkiye'de sismik bina kodu Japonya'da olduğu kadar iyi. Belli başlı üniversitelerde bulunan sismik mühendislik (deprem mühendisliği) Japonya'daki ile aynı. Türkiye'deki problemin (zor noktanın) eski zayıf binaları güçlendirmek olduğunu anlıyorum. Biz de benzer problemlere sahibiz Japonya'da. 1981 sismik bina kodu revizyonundan önce inşa edilmiş eski evler var. Son 10 yılda, hükümet olarak binaların depreme dayanıklı hale gelmesi için denetlenmesi, güçlendirilmesi ya da tekrar inşa edilmesi gerekliliğini tekrar tekrar halka duyurduk. Bazı yerel yönetimler bina denetimi servislerini ücretsiz hale getirdi ve güçlendirme/yeniden inşa için sübvansiyon sağladı. Devlet insanları evlerinin sağlamlığını araştırmaları ve yerel yönetimlere danışmaları noktasında teşvik etme amacıyla kampanyalar düzenliyor. Bu politikalar Türkiye için de iyi bir tavsiye ve ipucu olabilir.

Ömrünü afete adamış bir isim

* Japonya'da depremle mücadelenin en tepesindeki isimsiniz. Son olarak bana geçmiş görevleriniz hakkında biraz bilgi vermenizi rica edeceğim...

Japonya Kabinesinde Afet Hazırlık, Halkla İlişkiler ve Uluslararası İşbirliği Direktörlüğü yaptım. Daha önce Asya Afet Azaltma Merkezi yönetici direktörüydüm. 1992'de Birleşmiş Milletler İnsani Yardım İşleri Departmanı Kıdemli Destek Koordinasyonu sorumlusuydum. 1995'te Kobe depremi olduğunda BM şube sorumlusuydum. 2004 Niigata Chuetsu depreminde olay yeri ulusal koordinasyon merkezinin lideriydim. Halen Dünya Ekonomik Forumu'nda Katastrofik Risk Global Gündem Kurulu Başkanlığını da yürütüyorum.
 

Benzer Konular