Merhaba arkadaşlar.Bu sene okulların tatil olmasıyla beraber anneanneme gittim. Ufak da bir kır gezintisi yaptık.Yağmur çamur vardı ama,kar korkusundan babamın arabayla geldiğimiz için Tekirdağ ' dan çamur sorun olmadı.Kış aylarında ova böyle ıssız bataklık bir yere benziyor. Köyde herkes yatıyor. 2 ay daha iş yok diyorlar. Herkesin canı sıkılıyor köyde 
Köyden çıkıyoruz.Köy ovaya göre daha yüksekte kalıyor.Bunun avantajı da Meriç taştığında su köyün dibine kadar geliyor ama köye birşey olmuyor.
Yanından geçtiğimiz ilk çeltik tarlası.Biçildiği gibi öylece bırakılıyor tarlalar. Ve kış boyunca biçerdöver izleri su dolu kalıyor.
Biraz bataklığı andırıyor
Bu alan hasat döneminde kurutma yeri olarak kullanılıyor.Kışın da böyle takım koymaya alan
https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd....20/1798570_10152170401659096_1047765818_n.jpg
Evvelki akşam kar yağdığı için toprağı epeyce kabartmış.
Burada biçerken John Deere W serisinden bir biçerdöver batmış.Köydeki abinin anlattığına göre gördüğünüz çukur beni gömermiş.Batan makineyi bir adet Kato diye tabir edilen paletli buldozer, bir biçerdöver ve güçlüce bir traktör hep beraber asılıp ancak çıkarmış. Tüm operasyon battıktan itibaren 7 saat sürmüş.Böyle de bir değişik iş
Ve yavaş yavaş ova seviyesine iniyoruz. Köyün çeltik arazisi 4000 dekar olarak söyleniyor.
Su kanalları.Bu 4000 dekarlık arazi içinde birbirine paralel ve bağlantılı çok sayıda su kanalı var.Her tarlanın en az 1 kenarı boyunca bir su kanalı bulunuyor.Ve kenar boyunca 2 veya 3 tane kapak ile suyun tarlaya girişi ve yayılışı kontrol ediliyor. Gerçekten muazzam bir kanal sistemi. En uzak tarla ile Meriç nehri arasında 3 km olduğunu göz önüne aldığımızda en az 200 kmlik bir kanal uzunluğu tahmin ediyorum. 90 ' ların başında köye toplulaştırma geldiği zaman yapılmış bütün bu sistem.Nehir kenarında da 2si aktif 3 tane büyük pompa var.Nehirden çektiği suyu bir kanala aktarıp oradan ovaya yayıyor. Oranın fotoğraflarını koymak sakıncalı olabilir.Zira o bölge askeri bölge ve köy yerlileri dışında giriş yasak artık.
Ana kanallar.Ufak beton kanalların yanında arada böyle daha büyükçe kanallara rastlayabiliyoruz.
Ve tam olarak nehir seviyesindeyiz.Karşıdaki dağlar Yunanistan.Ve hafif sola doğru,ağaçlar olmasa görülebilecek Sofulu kasabası var.
İçeride yer kalmayınca beni köyden bi abi ile beraber arkaya attılar
Gerçi iyi de oldu. Rahat fotoğraf çekemezdim. Acayip soğuk ama dışarısı )))
Ve eve dönüş..
İşte Türkiye ' nin en kuzeybatısında kışın durum böyle.Telaş nisan başında başlıyor.Önce sürüm sonra ikileme,lazer tesviye falan derken. Nisan sonu mayıs başı gibi ekim yapılıyor. Ova kışın kirli sarı,mayıs başında deniz misali,mayıs sonu eylül başı yemyeşil oluyor. Haziran ' da okul kapandığı gibi tekrar gidicem. O zaman da gübre ilaç telaşı oluyor. O zaman daha ayrıntılı ve göze hitap eden çekimler yapabilirim. Teşekkürler
Köyden çıkıyoruz.Köy ovaya göre daha yüksekte kalıyor.Bunun avantajı da Meriç taştığında su köyün dibine kadar geliyor ama köye birşey olmuyor.



Yanından geçtiğimiz ilk çeltik tarlası.Biçildiği gibi öylece bırakılıyor tarlalar. Ve kış boyunca biçerdöver izleri su dolu kalıyor.

Biraz bataklığı andırıyor

Bu alan hasat döneminde kurutma yeri olarak kullanılıyor.Kışın da böyle takım koymaya alan
https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd....20/1798570_10152170401659096_1047765818_n.jpg
Evvelki akşam kar yağdığı için toprağı epeyce kabartmış.

Burada biçerken John Deere W serisinden bir biçerdöver batmış.Köydeki abinin anlattığına göre gördüğünüz çukur beni gömermiş.Batan makineyi bir adet Kato diye tabir edilen paletli buldozer, bir biçerdöver ve güçlüce bir traktör hep beraber asılıp ancak çıkarmış. Tüm operasyon battıktan itibaren 7 saat sürmüş.Böyle de bir değişik iş

Ve yavaş yavaş ova seviyesine iniyoruz. Köyün çeltik arazisi 4000 dekar olarak söyleniyor.

Su kanalları.Bu 4000 dekarlık arazi içinde birbirine paralel ve bağlantılı çok sayıda su kanalı var.Her tarlanın en az 1 kenarı boyunca bir su kanalı bulunuyor.Ve kenar boyunca 2 veya 3 tane kapak ile suyun tarlaya girişi ve yayılışı kontrol ediliyor. Gerçekten muazzam bir kanal sistemi. En uzak tarla ile Meriç nehri arasında 3 km olduğunu göz önüne aldığımızda en az 200 kmlik bir kanal uzunluğu tahmin ediyorum. 90 ' ların başında köye toplulaştırma geldiği zaman yapılmış bütün bu sistem.Nehir kenarında da 2si aktif 3 tane büyük pompa var.Nehirden çektiği suyu bir kanala aktarıp oradan ovaya yayıyor. Oranın fotoğraflarını koymak sakıncalı olabilir.Zira o bölge askeri bölge ve köy yerlileri dışında giriş yasak artık.

Ana kanallar.Ufak beton kanalların yanında arada böyle daha büyükçe kanallara rastlayabiliyoruz.


Ve tam olarak nehir seviyesindeyiz.Karşıdaki dağlar Yunanistan.Ve hafif sola doğru,ağaçlar olmasa görülebilecek Sofulu kasabası var.


İçeride yer kalmayınca beni köyden bi abi ile beraber arkaya attılar



Ve eve dönüş..

İşte Türkiye ' nin en kuzeybatısında kışın durum böyle.Telaş nisan başında başlıyor.Önce sürüm sonra ikileme,lazer tesviye falan derken. Nisan sonu mayıs başı gibi ekim yapılıyor. Ova kışın kirli sarı,mayıs başında deniz misali,mayıs sonu eylül başı yemyeşil oluyor. Haziran ' da okul kapandığı gibi tekrar gidicem. O zaman da gübre ilaç telaşı oluyor. O zaman daha ayrıntılı ve göze hitap eden çekimler yapabilirim. Teşekkürler