Gübre yasakları tarımda verimi düşürecek

1) Gübre yasakları tarımda verimi düşürecek​



Ali Ekber YILDIRIM

Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
30 Kasım 2016 Çarşamba

Tarımda bitkisel üretimin temel girdilerinden birisi gübre. Organik, kompost, solucan gübresi üretimi için son yıllarda yoğun çalışmalar yapılıyor. Ancak, dünyada ve Türkiye›- de tarımda tüketilen gübrelerin neredeyse yüzde 99’u kimyevi gübrelerden oluşuyor. Hammadde bakımından yüzde 90’ı aşan oranlarda dışa bağımlı olan Türkiye, kimyevi gübrelere yönelik yasaklar nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya.
Dövizdeki artışa bağlı olarak gübre fiyatları artarken bir yandan da hükümetin uygulamaları ile deyim yerindeyse sektör bir çıkmaza sürükleniyor. Bomba yapımında kullanıldığı için yasaklanan nitratlı gübrelerle ilgili sorun atlatılmadan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in kimyasal gübrelerin yasaklanacağı yönündeki açıklamaları sektörün elini kolunu bağladı. Yasaklarla sektörün karşı karşıya kaldığı darboğazı daha iyi anlamak için gübre sektöründeki genel görünüme bakalım.
Türkiye’de yılda ortalama 5. 5 milyon ton gübre tüketiliyor. 2015 yılı verileri ile gübre üretimi 3 milyon 674 bin ton. İthalat 2 milyon 736 bin ton, ihracat ise 250 bin ton. Üretim, ithalattan daha fazla, fakat gübre üretimde kullanılan hammaddenin yüzde 90’nı ithal. Dolayısıyla dövizdeki her artış doğrudan üretim maliyetlerini artırıyor. Bu da gübrenin fiyatına yansıtılıyor ve çiftçi daha pahalıya gübre almak zorunda kalıyor.
Dünyada hektar başına ortalama 116 kilo gübre kullanılırken bu oran Türkiye’de 90 kilo seviyelerinde. Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerde ise bu oran 200 kilogramın üzerinde.
Gübre sektörüne yönelik olarak hükümetin aldığı kararlar bu yıla damgasını vurdu.
Hükümet, Şubat ayında gübrede ve hammaddelerinde yüzde 18 olan Katma Değer Vergisi’ni (KDV) önce yüzde 1›e indirdi, sonra da tamamen sıfırladı. Bu sektör açısından olumlu bir adım oldu.

Nitratlı gübreler yasak
Bakanlar Kurulu’nun 26 Haziran 2016 tarihinde aldığı karar ile bomba yapımında kullanıldığı gerekçesiyle nitratlı gübrelerin dağıtımı ve kullanılması yasaklandı. Yaklaşık 400 bin ton nitratlı gübre piyasadan toplatıldı.
Türkiye gübre pazarında nitratlı gübrelerin oranı yüzde 30-35 civarında. Yaygın olarak kullanılan 3 çeşit nitratlı gübre var. Yüzde 33 azot içeren amonyum nitrat, yüzde 26 azot içerikli kalsiyum nitrat ve yüzde 21 içerikli potasyum nitrat.
Nitratlı gübrelerin yasaklanması ile üretimlerini durduran gübre üreticileri, bu gübrelerin teste tabi tutulmasını istedi. Bu testler Temmuz ayı içerisinde Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu’nda (TÜ- BİTAK) yapılacaktı. Fakat 15 Temmuz’da darbe girişimi olunca testler yapılamadı. TÜBİTAK’ta birçok uzman görevden uzaklaştırıldı. İstenen testler ancak 3 Kasım›da yapılabildi.
Gübre üreticisi firmalarının temsilcilerinin de yer aldığı testlerde, yüzde 33 azot içerikli amonyum nitrat gübresi teste tabi tutulmadı. Çünkü patladığını üreticiler de kabul ediyor.
Yüzde 26 azot içerikli nitratlı gübreler C4 kullanılarak test edildi ve patladı. Yüzde 21 içerikli potasyum nitratlı gübrelerden ise sadece Toros Gübre’nin ürettiği gübre patlamadı.
Sektörün beklentisi yüzde 21 azot içerikli gübrelere kullanım izni verileceği ve hükümet ikna edilirse yüzde 26 içerikli kalsiyum nitrat gübresine de izin verilebileceği yönünde. İzin verilmezse ne olacak? Üretici gübre kullanamayacak ve bu yıl özellikle buğday, mısır gibi hububat ürünlerinde ciddi verim düşüşü olacak.
Bir grup gazeteci arkadaşımızla Pazartesi günü Türkiye’nin en büyük gübre üreticilerinden biri olan Yıldızlar Holding’e ait İstanbul Gübre Sanayi A. Ş.’nin (İGSAŞ) Kocaeli’ndeki tesislerini gezdik. Yıldızlar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, Yatırım ve İş Geliştirme Müdürü İlkay Ünal, İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, Pazarlama ve Satış Direktörü Ercan Karasu, Dış Ticaret Müdürü Ayşın Bartum Donat’tan yapılan yatırımlar ve sektörün karşı karşıya kaldığı darboğazla ilgili ayrıntılı bilgiler aldık. Bu bilgileri de yeri geldikçe paylaşacağız.
Kimyevi gübreler yasaklanacak mı?
Gübre sektöründe tek sorun nitratlı gübrelerin yasaklanması değil. Bundan daha da önemli olanı ve sektörü gelecek açısından endişeye düşüren asıl açıklama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’ten geldi. Bu açıklamalar kimyevi gübre kullanımının tümüyle yasaklanacağı endişesi yarattı. Milli Tarım Politikası’nı çiftçilere açıklarken Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi “ Özellikle topraklarımız noktasında, şu azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik ve topraklarımız suyla buluştuğu zaman ne yazık ki çamur olup, akıp gidiyor. Doğallıktan uzak, tüm hastalıkların temelinde de ne yatıyor? O gübreleme yatıyor. “
Bu reformla birlikte Türkiye’nin doğal gübreye dönmek durumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğal gübreye dönerken de yapmamız gereken işlerin başında bana göre hani bu ‘çöp atıkları’ diyoruz ya bunları biz kompost gübreye çevirmek suretiyle gübrelemede rahatlıkla kullanabiliriz ve bunları kullanmak suretiyle de bu kimyevi azotun tehdidinden bütün bu tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz, bunun üzerinde çalışmamızda büyük fayda var diye düşünüyorum. Şu anda sadece 30 büyükşehir belediyesi bu konularla ilgili adımını atsa, kompost gübre üretimini şu anda hızlandırsa buradan çok büyük nimet elde ederiz ve bunları biz kendimiz üretiriz. “ diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, kimyevi gübrelerle toprakların çoraklaştığını ve adeta bombardıman edildiğini söylemesi sektörü daha da endişelendirdi. Gübre üreticileri yaşanan sıkıntıları anlatmak ve gerçekleri dile getirmek için bir aydan beri Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu almaya çalışıyor. Ancak, henüz olumlu bir yanıt alamadıkları için endişeli bir bekleyiş içindeler.
Özetle, gübre sektöründe yaşanan sıkıntılar, yasaklamalar, sektörü darboğaza sürüklüyor. Yaşanan kriz, çiftçilere henüz tam olarak yansımadı. Ekim ve Kasım ayının kurak geçmesi nedeniyle buğday ekimi gecikti. Buğday üreticisi Ocak’tan itibaren nitratlı gübrelere ihtiyaç duyduğunda asıl kriz o zaman patlayacak. Bu nedenle bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.





tt_1_1.png


5 yıl önce yazılmış bir yazı.
Günümüzde ki gübre sorununun sebebi burada saklı olabilir. Diğeri de 2 yıl önceki bir yazı. Problemlerin çözümü de belliymiş aslında.






2) Gübre sektörü yerli kaynaklara yönelmeli​




Hammaddede yüzde 90 dışa olan gübre sektörü 2018'in ortalarından itibaren ekonomide yaşanan dalgalanmalar nedeniyle iç pazarda yüzde 14.5 daraldığı için ihracata odaklandı. Uzmanlar, dışa bağımlılığın azaltılmasında yerli kaynakların kullanılması gerektiğine işaret ediyor.​

GÜNCELLEME28 Haziran 2019 13:47

https://i.dunya.com/storage/old/files/2019/6/28/448704/448704.jpg
Takip Et
Nüfusun hızla artmasına paralel olarak gıda maddeleri ihtiyacındaki artış, sürdürülebilir tarımın temel girdilerinden biri olan gübreyi ülkelerin en değerli tarımsal üretim ögelerinden biri haline getiriyor. Kişi başına düşen ekilebilir alanların her geçen gün azaldığı Türkiye’de, alan başına daha fazla bitkisel üretim gerektiğinden dolayı gübreye olan ihtiyaç da büyümeye devam edecek. Türkiye’deki gübre tüketim miktarlarına bakıldığında, son beş yılda 5.5 milyon ton ile 6.7 milyon ton arasında değişen rakamlar dikkat çekiyor. 2015 yılında 5.5 milyon ton olan tüketim, 2016’da gübrede KDV’nin sıfırlanması üzerine 6.7 milyon tona ulaştı.
Tüketim 2017 yılında 6.3 milyon ton olarak gerçekleşirken, 2018 yılında bu rakam 5.5 milyon tona düştü. Bir önceki yıla göre 2018 yılında meydana gelen yüzde 14.5 civarındaki azalmanın, 2018’in yaz aylarında başlayan ekonomik çalkantılar ve kurdaki artıştan kaynaklandığını belirten uzmanlar, ithalata olan bağımlılık nedeniyle döviz kurundaki kayda değer artışın ve tarımın vadeli bir sektör olması nedeniyle finansman maliyetlerindeki artışın gübre fiyatlarını oldukça yükselttiğini vurguluyor.
Türkiye gübre sektörünün her yıl üretimini artırdığına dikkat çeken sektör temsilcileri, ancak kimyasal hammaddenin yüzde 90’a yakın kısmının ithal edilmesinin fiyatları yükselttiğini ve bu durumun iç tüketimde azalmaya neden olduğunu belirtiyor. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’deki tüketimin oldukça düşük kaldığını aktaran uzmanlar, saf gübre kullanımının Hollanda’da hektar başına 530 kilogram, Almanya’da 240 kilogram, Yunanistan’da 190 kilogram iken, Türkiye’de bu rakamın 100 kilogram seviyesinde kaldığının altını çiziyor.
Kimyasal gübre üretiminde kullanılan kimyasalların tamamına yakını ithal edilirken, organik gübre üretimi ise Türkiye’deki yerli kaynaklar kullanılarak yapılıyor. Üretilen gübrenin dağıtım kanallarını; zirai ilaç bayileri, gübre bayileri, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerin de dahil olduğu Türkiye genelindeki 12 bin 500 civarında satış noktası oluştururken, Türkiye’de toplam yedi üretici firmanın faaliyet gösterdiği kimyevi gübre sektörünün üretimi ise yıllık ortalama 5.7 milyon tonu buluyor.

İhracat yapılan ülke sayısı 60’ı aştı

Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği’nin verilerine göre, 20 yıl önce net ithalatçı olan Türkiye gübre sektörü, bugün itibarıyla 300 civarında üretici firma aracılığıyla 60’ı aşkın ülkeye ihracat yapıyor.

Yeniliklere ve teknolojiye yatırım yapan yerli firmalar; klasik gübre, özel gübre, organik gübre ve organomineral gübre gibi ana başlıklar altındaki ürün gamını her geçen gün büyütüyor.
Yurt genelinde bakanlıktan lisans almış bin 92 irili ufaklı firma bulunduğunu ifade eden sektör temsilcileri, pazarın büyük bir kısmının ise altı veya yedi firmanın kontrolünde olduğuna dikkat çekiyor.

GTS’nin kolay uygulanabilir bir sistem olması talep ediliyor

Mevzuatta yaşanan aksamalar nedeniyle gübre üretim kapasitesinde yüzde 25 dolayında düşüşler olduğunu kaydeden sektör temsilcileri, bunu nedeninin; gübre takip sisteminin (GTS) kolay uygulanabilir bir sistem olmaması, maliyetinin yüksek olması ve konuyla ilgili tek bir yüklenici firmanın hizmet veriyor olmasından kaynaklandığını vurguluyor.
Sektör temsilcileri, GTS’nin el yapımı patlayıcı (EYP) kapsamında sınırlı kalmasını, aksaklıklarının giderilmesini, maliyetinin düşürülmesini ve kolay uygulanabilir bir sistem olmasını talep ediyor.

Türkiye; azot, fosfor ve potasyum miktarının yarısını kullanıyor

Bu arada yerli kaynak ve atıkları kullanarak üretim yapan firmaların, uluslararası firmalarla rekabet eder konuma geldiğine dikkat çeken uzmanlar, son yıllarda organomineral, inhibitörlü gübreler ve teknoloji kullanımı konularında önemli gelişmeler yaşandığını vurguluyor.
Global pazarda bugün itibarıyla öne çıkan temel iki unsurun teslimat zamanı ve fiyat olduğunu dile getiren sektör temsilcileri, Türkiye gübre üreticilerinin ihracatta rekabetçi olabilmesi için devlet desteklerinin artması ve bürokratik sürecin kolaylaştırılması gerektiğinin altını çiziyor.
Türkiye’de kullanılan gübrenin yaklaşık yüzde 30’unun, gübre hammaddelerinin ise yüzde 90’ının ithal edildiğini aktaran uzmanlar, taban ve nitratlı gübrelerin katkı maddesi olarak kullanılan kireç taşı, kil ve dolamit dışında gübre üretiminde kullanılan girdilerin tamamen ithal edildiğini vurguluyor.
Azotlu gübrelerin hammaddesinin doğalgaz olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye’de çıkarılan doğalgaz miktarının yurttaki tüketimin yalnızca yüzde 1’i düzeyinde olduğuna vurgu yapılıyor.

Organik gübre kullanımının teşvik edilmesi gerekiyor

Taban gübrelerinin hammaddesi olan fosfat kayasının ise ağırlıklı olarak Kuzey Afrika ülkelerinden ithal edildiğini ileten uzmanlar, Mardin Mazıdağı’nda fosfat yatakları bulunduğunu, ancak rezervin yeterli miktarda olmadığını söylüyor.
Toprak ve bitkilerin ihtiyacı olan azot, fosfor ve potasyum miktarlarının Türkiye’de sadece yarısının kullanıldığının altını çizen uzmanlar, kaliteli bitkisel üretim için organik gübre, hümik asit, toz kükürt, çinko, bor gibi toprak düzenleyicilerinin uygun miktar ve zamanda kullanılarak üretimin artırılabileceğini aktarıyor.
Gübrede dışa bağımlılığın azaltılmasında atılabilecek en önemli adımlardan birinin yerli kaynaklarla üretilen organik gübreler olduğunu vurgulayan uzmanlar, son yıllarda üretici sayısının arttığını, irili ufaklı pek çok organik gübre üreticisinin iç pazara ürün sunduğunu anlatıyor.
Başta solucan gübresi olmak üzere organik gübrenin tamamen yerli kaynaklarla üretildiğini ve toprağın verimliliğini yüzde 40 civarında artırdığını kaydeden uzmanlar, bu konuda çiftçilerin yeterince bilinçli olmaması nedeniyle organik gübre tüketiminin olması gereken seviyeye ulaşmadığına dikkat çekiyor. Devletin organik gübre kullanımını teşvik etmesini ve gübre üreticilerine yönelik destekler vermesi gerektiğini dile getiren uzmanlar, sürdürülebilir tarımın temel unsurlarından olan organik gübrenin, geleceğin yegane gübresi olacağını vurguluyor.
Etiketler
Kimya Gübre



 
  • Beğen
Tepkiler: bilal_26
tavuk gubresinden elektrik enerjisi üretiyorlar,devlet de teşvik veriyor.
O güzelim tavuk gübresi toprakla buluşamıyor. tavuk gubrelerinin tamamı toprakla buluşmalı. devletin ve cevreci geçinenlerin tavuk gübresi kullanımı önyargıları son bulmalı. hatta kullanımını devlet teşvik etmeli.
 
Son düzenleme:

Benzer Konular