İlk Üst (ÜRE) Gübremizi Attık


Söyle de diyebiliriz ürete ikitane azot var biri amonyum azotu diğerini nitratazotu amonyum azotunu güneşli havada kaybederiz siz attıktan sonra amonyum azotu kaybınız yok nitratta yağmur la birlikte eridi ve köklerde duruyor onun için de hava sıcaklığının olması lazım bitkinin alabilmesi için ama hala üre formunda olduğu için yıkanma olmaz hava ısındığı zaman nitrat azotunu bitki kullanır ürenin pik dönemine denk gelmesi için etki süresi 25 ile 35 gün arasında atıldığı tarihten itibaren uredeki amonyum yağmur yazdıktan sonra 3 gün ile 7 gün de kendini gösterir nitratın göstermesi için de 25 ike 35 gün gereklidir

Ürede 2 tane azot yok üre amid formda bitki %5 ini bu formda alıyor yağmur yağınca amonyum A dönüşüyor %20 sini de amonyum formda alıyor kalanıda nitrata dönüşünce alıyor diye yazmışlar daha önce
 
Bitkiler, türe göre değişmekle birlikte ihtiyaçları olan azotu temel olarak 3 şekilde alır.*

Toplam ihtiyacın:

% 5 ve daha azını amin (nh2) formunda
% 20'sini amonyum (nh4) formunda
% 75'ini ise nitrat (NO3) formunda alırlar.*

(Rakamlar bitkiye göre değişiklik gösterebilir)

Bu azot formlarından nitrat, herhangi bir işleme gerek kalmadan, bitki tarafından doğrudan alınabilir formdur diyebiliriz. Bu bakımdan nitrat azotu, lokantadan söylenmiş (köfte ya da lahmacun benzeri) hazır bir yemeğe benzetilebilir. Hemen yenebilir ama uzun süre beklemez. Bozulma riski vardır. (yıkanma kaybına uğrayabilir)

Amonyum azotu da bitki tarafından doğrudan alınabilir ama az. İhtiyaç olan azotun en çok %20 kadarı bu formda alınır. Kalan kısmının nitrifikasyon bakterileri tarafından işleme tabi tutularak (doğrudan alınan) nitrat formuna dönüştürülmesi gerekir.*

Bu bakımdan amonyum azotunu, kasaptan aldığımız ete benzetebiliriz. Uygun şartlarda bozulmadan bekleyebilirler ama doğrudan yenmezler. Yenebilmeleri için pişirilmeleri (yani nitrat formuma dönüştürülmeleri) gerekir. (Çok zorda kalınırsa, patatesin çiğ yenmesi gibi çiğ olarak da alınabilir ama gerçekten işe yaraması İçin pişirilerek yemek yapılmaları gerekir)

Amid formu ise üre gübresinin içinde bulunan azot formudur ve bu form diğerlerinden biraz farklı. İnsan gıdası olarak düşünürsek ahırdaki dana ya da yaş sebze gibidir diyebiliriz. Önce amonyuma (Ete), ardından da nitrata (köfteye) dönüştürülmelidir. Böylece bitki tarafından doğrudan alınabilecek hale gelirler. Ancak amid formlu azotun amonyuma dönüşmesi (dananın kesime gitmesi) gerekir. Bu da ancak yağmur İle olur.*

Amonyumun nitrattan en önemli farkı, topraktaki kil minerallerine tutunabilmesi (buzlukta saklanabilmesi) ve işlem görme (pişirilme) ihtiyacıdır diyebiliriz.*

Bu nedenle özellikle kil bakımından fakir, kumsal arazilerde, amonyum'un tutunabileceği kil mineralleri azdır. Bu tip topraklarda azot amonyum formunda dahi olsa çok uzun süre bekleyemez. İşte bu nedenle bu tip arazilerde üst gübreleme tek değil 2-3, hatta 4 seferde yapılmalıdır. Aksi halde hem yıkanma ve buharlaşmaya bağlı azot kayıpları, hem de bitkilerde yanma görülebilir.*

Bunun tersi olarak killi, kepir, taban arazilerde gübreleme sayısı azaltılalabilir ancak kumsal arazilerde gübreleme mümkün mertebe az miktarlarda ve çok sayıda yapılmalıdır.*

Örneğin: şubatta 20 kg üre + Nisan'da 20 kg nitrat yerine 1'er ay ara ile (ocak) 10 üre +* (şubat) 10 kg üre + (mart) 10 kg Amonyum nitrat + (Nisan) 10 kg Amonyum Nitrat şeklindeki gübreleme, çok ama çok daha iyi sonuç verir kumsal arazilerde.*

***

Bu şekilde, yani çok seferde gübreleme yapmanın bir diğer avantajı da risk dağılıma neden olmasıdır. Şöyle düşünün:

- tüm üst gübreyi tek seferde atıyorsunuz. Farz edelim 30 kg. Oldu ki gübre saçma kovasının ayarı kaçtı, sola fazla, sağa az attı.*

Olay orada bitti. Bir daha tarlaya girmeyeceğiniz için alaca bulaca bir tarlanız oldu. Hayırlı olsun.*

Yada gübreyi attınız. Meteoroloji yağmur diyordu ama hava sıyırdı. Yağmadı. Gitti canım gübre.*

Ancak çok seferde gübreleme yaptığınızda bu riskleri de bertaraf edersiniz. Misal ikinci gübrede kovanın sol tarafını biraz açar, gübreyi her yana dengelersiniz. Yada ilkinde yağmuru kaçırsanız bile ikinci bir şansınız olur.*


***


Bunları neden anlattık?

'Azotlu' gübrelerdeki kayıp durumuna giriş yapmak için:

üreyi ele alalım.*

Ürenin içerisindeki azotun tamamının 'amid' formunda olduğundan,*

ihtiyacın en fazla %5'lik kısımının bu formda alındığından,
kalanını almanilmesi için amonyuma dönüşmesi gerektiğinden bahsettik.*

İşte bu yüzden tarlaya üre attığınıza, atar atmaz küçük bi değişim olur. Enzimatik bir değişim olan ve 36-48 saat çivarında süren bu değişim amid azotunun alınmasıdır. Doyum tamamlandığında bu değişim devam etmez ve durur.*

Asıl gelişme 13-15 gün sonra kendini gösterir. 13-15 gün sonra dönüşen amonyum azotu alınmaya başlar ve gelişim bu noktadan sonra sürekli devam eder.*

Peki bu amid azotu, amonyuma ne zaman döner.*

Cevap: yağmur yağdığı zaman.*

Yağmur yağana kadar yine dönüşür ama amonyuma değil, "amonyumun kötü kardeşi" olan "özgür kız amonyak"a dönüşür. Amonyak, azotun bitki açısından işe yaramaz bir formudur ve bu forma dönüşen azot, havaya karışarak atmosferde kaybolur. Bitkiler ardından öylece bakar.*

Buharlaşma ile azot kaybı denilen olay işte tam olarak budur.*

Bu yetmezmiş gibi azot, amonyum formunda iken de toprak yüzeyinde kayba uğramaya devam eder. Ta ki nitrata dönüşene kadar. Keza nitratta uçma/buharlaşma çok azdır. Nitrat kolay yıkanır ancak buharlaşmaz.

Bu azot ilişkilerini bilimsel kaynaklardan okuduğunuzda nitrifikasyon, denitrifikasyon gibi kavramlar kullanılır. Kafa karışıklığı olmaması için terminolojiye girmemeye çalıştım. Çok kabaca da olsa olayın özü budur. Ama daha çok ayrıntısı var.*

Azot döngüsü şeması:


Resmin Orjinal Boyutu Icin Tiklayiniz

***

Peki üre gübresini tarlaya attık. Ne kadar azot kaybımız olur?

Üre atıldı. 12 saat içinde yağmur yağdı. Kayıp: %4-7

Üre atıldı. 24 saat sıcak ve yağmursuz bi hava geçti. Kayıp: %12-25

Üre atıldı. 3 gün kurak ve yağışsız bir hava geçti. Kayıp: %40-45

Üre atıldı. 15 gün kurak ve yağışsız bir hava geçti. Kayıp: %74-92

Yani tarlaya 20kg üreyi attınız. Düşük bir ihtimal ama 15 gün yağmur yağmadı, üstüne adam gibi bir çiğ de düşmedi. Attığınız ürenin 17 kg'ı kaybedilmiştir diyebiliriz. O noktadan sonra attığınız üre 20 değil, sadece 3 kg ' dır. Geçmiş olsun.*

(Yazın üre gübresi kullanımından kaçınılması ya da ara Çapa İle toprak altına verilmesinin en önemli nedeni kayıptır. Yazın kurak şartlarında kayıp oranı çok büyük boyutlara çıkabilir)

Kayıplar toprak yapısına, gece düşen çiğe göre değişiklik gösterir ama genel kayıp oranları bu civardadır.*

Buradan ne kadar kaybın olduğunu kaba taslak hesaplayabilirsiniz.*


ÖNEMLİ:
Bu nedenle üre gübresi için (sular seller götürmeyecek şekilde) ne kadar çok yağış alırsak o kadar iyidir. Ürede istenmeyen asıl şey, üre atıldıktan 25-30 gün sonra, yani gübrenin pik döneminde iken arka arkaya gelen kuvvetli yağışlardır. Bu güçlü yağışlar, nitrata dönüşmüş olan, hazır ve işe yarar azotu yıkayacağı için istenmez.*


***


Diğer üst gübrelerde de kayıplar mevcuttur. Ama durumları biraz daha farklıdır. Mesela 21 ' lik amonyum sülfatta yıkanma kaybı çok ama çok az olur, buharlaşma ise fazla. Kalsiyum nitratta ise buharlaşma kaybı olmaz, lakin yıkanma kaybı çok fazla.*

Burda ana unsur, su miktarıdır. Çünkü gübreler üretilirken su dengesine göre üretilirler. Ve genel denge şu şekildedir:

Buharlaşma kaybı çok olan azotlu gübrede yıkanma kaybı az olur.*
Yıkanma kaybı çok olan azotlu gübrede de buharlaşma kaybı az olur.*

Ama genel olarak bakımınızda, toprağa azot vermenin en iyi yolu 'amonyum nitrat' gübresidir.*

Neden?

AN gübrelerinin içerisindeki azotun yarısı nitrat, kalan yarısı amonyum formundadır. Bunun anlamı şudur:

'Hangi koşul olursa olsun, atılan gübrenin en az yarısı bitkiye kazandırılır.'

Çünkü:
1-) yağmur yağmaz, hava çok kurak ise nitrat azotu (uçmadığı için) kayıpsız, yada çok az kayıp ile bitkiye kazandırılır.*
2-) çok yağmur yağar ise nitrat yıkanır, lakin bu durumda da amonyum azotu bitkiye kazandırılır.*

Her şartta bitki azotun yarısını alır. Amonyum nitrat gübresinin tek kötü yanı, amonyum ' un kullanılması esnasında duyulan yüksek enerji ihtiyacıdır. Aslında bu, sadece nitrat içerenler hariç tüm azotlu gübrelerin en büyük sorunudur. Bitkinin bu enerjiyi karşılayabilmesi için ciddi miktarda su ve karbonhidrata ihtiyaç duyar ve bunları karşılayamadığı durumlarda doğrudan strese girer.*


Peki amonyum nitrat gübresi için en ideal yağış şekli nedir?

Amonyum Nitrat en kolay eriyen gübre olduğu için çok bir yağışa ihtiyacı yoktur. Erimesini sağlayacak ama nitratı yıkamayacak kadar, (takriben toprağa 3-4 parmak işleyecek kadar) bir yağış yeterldir.*

Tabi ki bu yağışın miktarını bizim ayarlayabilme imkanımız yok. Lakin sulama yapcak olan arkadaşların işine yarayabilir bu bilgiler.*

Ayrıca gübreyi atma zamanını ayarlarken meteorolojinin yağış tahminlerini de göz önüne alma açısından yönlendirici olur bu bilgiler.*

Örneğin 3 gün sürecek çok kuvvetli bir yağış söz konusu. 'Aman yağmuru kaçırmayalım' deyip nitratı atmak, aşırı bir yıkanmaya maruz kalacağından düşündüğünüz sonucu vermeyebilir. Onun yerine bir süre daha bekleyip daha hafif bir yağış öncesi atmak, alacağınız faydayı artırır.*

***

Gübre, su, bitki ilişkisi:

Hangi üst gübre olursa olsun, gübrenin işe yaraması, faydalı olabilmesi için 'su şarttır'. Ister yaptak gübrelemesi olsun, ister üst gübreleme. Durum değişmez.*

Çünkü bitkiler bu gübreyi sadece su vasıtası ile alabiliyorlar. Mantık en basit hali ile şu:

Gübre atılır. Yağış yada sulama ise su verilir. Gübre bu suda erir. Bitkinin kök bölgesine inen, içerisinde erimiş gübre bulunan bu su, kökler tarafından alınır. Önemli ayrıntı: gübre kökler topraktan sadece su ile alınır. Eğer su yoksa, toprağa istediğiniz kadar gübreli atın, nafile. Su yoksa, alınamaz.*

Yapraklarda bulunan stomalar da (gözenekler de) aynı şekilde çalışırlar. Verilen gübre su vasıtası ile buralardan alınır.*

***

Son konu: sıcaklık

Üre İle Verilen amid formundaki azotun, bitki tarafından alabileceği formlara, yani 'amonyum ve nitrat'a dönüşmesi gerekli dedik.*

Peki bu nasıl olur?

Toprakta bu işi yapan küçük bir ordumuz bulunur. Bunlara genel olarak 'nitrifikasyon bakterileri' denir. Bunlar hem biz, hem de bitki için için çok kıymetli dostlardır.*

Yalnız bu küçük işçi dostlarımız biraz keyiflerine düşkündürler. Soğukta ve aşırı nemli ortamlarda çalışmayı sevmezler. Sendikaları da iyi çalışır. Bu nedenle olmazsa olmaz, tüm doğaya kabul ettirdikleri 4 şartları vardır:*

1-) 10 derece ve üstü yoprak sıcaklığı (bu konuda biraz esnek olabiliyorlar. bazı şartlarda 5-6 dereceye kadar eyvallah dedikleri görülmüştür)

2-) içerisinde %25 hava ve su olan tavlı bir toprak

3-) organik madde ('siz gübre vermediğimizde biz açlıktan ölecek miyiz kardeşim! Toprakta organik madde olsun ki, suni gübre olmadığında da çarkı döndürebilelim' derler. Haklılar da)

4-) uygun (ideali 6-8 arası) ph

Yani bu 3 şart oluştuğunda bunlar çalışmaya başlar ve bitkinin ihtiyacı olan nitrat azotunu üretmeye başlarlar. Eğer bu şartlar tam olarak sağlanmamışsa, adam gibi çalışmazlar ve siz isterseniz 100 kg üre atın, nafile. Bitki sadece bunların ürettiği kadarını alabilir. Geri kalan azot buharlaşma ve yıkanmaya gider.*

Bu nitrifikasyon bakteriler hemen her toprakta bulunur. Sayıları doğrudan bitkinin gelişimi ve verim için hayati öneme sahiptir. Aka yapılan araştırmalarda ortaya çıkan net bir sonuç var:

'Toprakta organik madde ne kadar çoksa, o kadar çok nitrifikasyon bakterisi bulunur'*

Çünkü siz hiç gübre vermeseniz bile, mevcut organik madde sayesinde yaşamaya, üremeye ve çalışmaya devam ederler. Size muhtariyetleri kalmaz. Organik madde azaldığında da tam tersi şekilde sayıları düşer. Olay tek kelime ile bolluk ve yokluk olayırdır.*
 
Bitkiler, türe göre değişmekle birlikte ihtiyaçları olan azotu temel olarak 3 şekilde alır.*

Toplam ihtiyacın:

% 5 ve daha azını amin (nh2) formunda
% 20'sini amonyum (nh4) formunda
% 75'ini ise nitrat (NO3) formunda alırlar.*

(Rakamlar bitkiye göre değişiklik gösterebilir)

Bu azot formlarından nitrat, herhangi bir işleme gerek kalmadan, bitki tarafından doğrudan alınabilir formdur diyebiliriz. Bu bakımdan nitrat azotu, lokantadan söylenmiş (köfte ya da lahmacun benzeri) hazır bir yemeğe benzetilebilir. Hemen yenebilir ama uzun süre beklemez. Bozulma riski vardır. (yıkanma kaybına uğrayabilir)

Amonyum azotu da bitki tarafından doğrudan alınabilir ama az. İhtiyaç olan azotun en çok %20 kadarı bu formda alınır. Kalan kısmının nitrifikasyon bakterileri tarafından işleme tabi tutularak (doğrudan alınan) nitrat formuna dönüştürülmesi gerekir.*

Bu bakımdan amonyum azotunu, kasaptan aldığımız ete benzetebiliriz. Uygun şartlarda bozulmadan bekleyebilirler ama doğrudan yenmezler. Yenebilmeleri için pişirilmeleri (yani nitrat formuma dönüştürülmeleri) gerekir. (Çok zorda kalınırsa, patatesin çiğ yenmesi gibi çiğ olarak da alınabilir ama gerçekten işe yaraması İçin pişirilerek yemek yapılmaları gerekir)

Amid formu ise üre gübresinin içinde bulunan azot formudur ve bu form diğerlerinden biraz farklı. İnsan gıdası olarak düşünürsek ahırdaki dana ya da yaş sebze gibidir diyebiliriz. Önce amonyuma (Ete), ardından da nitrata (köfteye) dönüştürülmelidir. Böylece bitki tarafından doğrudan alınabilecek hale gelirler. Ancak amid formlu azotun amonyuma dönüşmesi (dananın kesime gitmesi) gerekir. Bu da ancak yağmur İle olur.*

Amonyumun nitrattan en önemli farkı, topraktaki kil minerallerine tutunabilmesi (buzlukta saklanabilmesi) ve işlem görme (pişirilme) ihtiyacıdır diyebiliriz.*

Bu nedenle özellikle kil bakımından fakir, kumsal arazilerde, amonyum'un tutunabileceği kil mineralleri azdır. Bu tip topraklarda azot amonyum formunda dahi olsa çok uzun süre bekleyemez. İşte bu nedenle bu tip arazilerde üst gübreleme tek değil 2-3, hatta 4 seferde yapılmalıdır. Aksi halde hem yıkanma ve buharlaşmaya bağlı azot kayıpları, hem de bitkilerde yanma görülebilir.*

Bunun tersi olarak killi, kepir, taban arazilerde gübreleme sayısı azaltılalabilir ancak kumsal arazilerde gübreleme mümkün mertebe az miktarlarda ve çok sayıda yapılmalıdır.*

Örneğin: şubatta 20 kg üre + Nisan'da 20 kg nitrat yerine 1'er ay ara ile (ocak) 10 üre +* (şubat) 10 kg üre + (mart) 10 kg Amonyum nitrat + (Nisan) 10 kg Amonyum Nitrat şeklindeki gübreleme, çok ama çok daha iyi sonuç verir kumsal arazilerde.*

***

Bu şekilde, yani çok seferde gübreleme yapmanın bir diğer avantajı da risk dağılıma neden olmasıdır. Şöyle düşünün:

- tüm üst gübreyi tek seferde atıyorsunuz. Farz edelim 30 kg. Oldu ki gübre saçma kovasının ayarı kaçtı, sola fazla, sağa az attı.*

Olay orada bitti. Bir daha tarlaya girmeyeceğiniz için alaca bulaca bir tarlanız oldu. Hayırlı olsun.*

Yada gübreyi attınız. Meteoroloji yağmur diyordu ama hava sıyırdı. Yağmadı. Gitti canım gübre.*

Ancak çok seferde gübreleme yaptığınızda bu riskleri de bertaraf edersiniz. Misal ikinci gübrede kovanın sol tarafını biraz açar, gübreyi her yana dengelersiniz. Yada ilkinde yağmuru kaçırsanız bile ikinci bir şansınız olur.*


***


Bunları neden anlattık?

'Azotlu' gübrelerdeki kayıp durumuna giriş yapmak için:

üreyi ele alalım.*

Ürenin içerisindeki azotun tamamının 'amid' formunda olduğundan,*

ihtiyacın en fazla %5'lik kısımının bu formda alındığından,
kalanını almanilmesi için amonyuma dönüşmesi gerektiğinden bahsettik.*

İşte bu yüzden tarlaya üre attığınıza, atar atmaz küçük bi değişim olur. Enzimatik bir değişim olan ve 36-48 saat çivarında süren bu değişim amid azotunun alınmasıdır. Doyum tamamlandığında bu değişim devam etmez ve durur.*

Asıl gelişme 13-15 gün sonra kendini gösterir. 13-15 gün sonra dönüşen amonyum azotu alınmaya başlar ve gelişim bu noktadan sonra sürekli devam eder.*

Peki bu amid azotu, amonyuma ne zaman döner.*

Cevap: yağmur yağdığı zaman.*

Yağmur yağana kadar yine dönüşür ama amonyuma değil, "amonyumun kötü kardeşi" olan "özgür kız amonyak"a dönüşür. Amonyak, azotun bitki açısından işe yaramaz bir formudur ve bu forma dönüşen azot, havaya karışarak atmosferde kaybolur. Bitkiler ardından öylece bakar.*

Buharlaşma ile azot kaybı denilen olay işte tam olarak budur.*

Bu yetmezmiş gibi azot, amonyum formunda iken de toprak yüzeyinde kayba uğramaya devam eder. Ta ki nitrata dönüşene kadar. Keza nitratta uçma/buharlaşma çok azdır. Nitrat kolay yıkanır ancak buharlaşmaz.

Bu azot ilişkilerini bilimsel kaynaklardan okuduğunuzda nitrifikasyon, denitrifikasyon gibi kavramlar kullanılır. Kafa karışıklığı olmaması için terminolojiye girmemeye çalıştım. Çok kabaca da olsa olayın özü budur. Ama daha çok ayrıntısı var.*

Azot döngüsü şeması:


Resmin Orjinal Boyutu Icin Tiklayiniz

***

Peki üre gübresini tarlaya attık. Ne kadar azot kaybımız olur?

Üre atıldı. 12 saat içinde yağmur yağdı. Kayıp: %4-7

Üre atıldı. 24 saat sıcak ve yağmursuz bi hava geçti. Kayıp: %12-25

Üre atıldı. 3 gün kurak ve yağışsız bir hava geçti. Kayıp: %40-45

Üre atıldı. 15 gün kurak ve yağışsız bir hava geçti. Kayıp: %74-92

Yani tarlaya 20kg üreyi attınız. Düşük bir ihtimal ama 15 gün yağmur yağmadı, üstüne adam gibi bir çiğ de düşmedi. Attığınız ürenin 17 kg'ı kaybedilmiştir diyebiliriz. O noktadan sonra attığınız üre 20 değil, sadece 3 kg ' dır. Geçmiş olsun.*

(Yazın üre gübresi kullanımından kaçınılması ya da ara Çapa İle toprak altına verilmesinin en önemli nedeni kayıptır. Yazın kurak şartlarında kayıp oranı çok büyük boyutlara çıkabilir)

Kayıplar toprak yapısına, gece düşen çiğe göre değişiklik gösterir ama genel kayıp oranları bu civardadır.*

Buradan ne kadar kaybın olduğunu kaba taslak hesaplayabilirsiniz.*


ÖNEMLİ:
Bu nedenle üre gübresi için (sular seller götürmeyecek şekilde) ne kadar çok yağış alırsak o kadar iyidir. Ürede istenmeyen asıl şey, üre atıldıktan 25-30 gün sonra, yani gübrenin pik döneminde iken arka arkaya gelen kuvvetli yağışlardır. Bu güçlü yağışlar, nitrata dönüşmüş olan, hazır ve işe yarar azotu yıkayacağı için istenmez.*


***


Diğer üst gübrelerde de kayıplar mevcuttur. Ama durumları biraz daha farklıdır. Mesela 21 ' lik amonyum sülfatta yıkanma kaybı çok ama çok az olur, buharlaşma ise fazla. Kalsiyum nitratta ise buharlaşma kaybı olmaz, lakin yıkanma kaybı çok fazla.*

Burda ana unsur, su miktarıdır. Çünkü gübreler üretilirken su dengesine göre üretilirler. Ve genel denge şu şekildedir:

Buharlaşma kaybı çok olan azotlu gübrede yıkanma kaybı az olur.*
Yıkanma kaybı çok olan azotlu gübrede de buharlaşma kaybı az olur.*

Ama genel olarak bakımınızda, toprağa azot vermenin en iyi yolu 'amonyum nitrat' gübresidir.*

Neden?

AN gübrelerinin içerisindeki azotun yarısı nitrat, kalan yarısı amonyum formundadır. Bunun anlamı şudur:

'Hangi koşul olursa olsun, atılan gübrenin en az yarısı bitkiye kazandırılır.'

Çünkü:
1-) yağmur yağmaz, hava çok kurak ise nitrat azotu (uçmadığı için) kayıpsız, yada çok az kayıp ile bitkiye kazandırılır.*
2-) çok yağmur yağar ise nitrat yıkanır, lakin bu durumda da amonyum azotu bitkiye kazandırılır.*

Her şartta bitki azotun yarısını alır. Amonyum nitrat gübresinin tek kötü yanı, amonyum ' un kullanılması esnasında duyulan yüksek enerji ihtiyacıdır. Aslında bu, sadece nitrat içerenler hariç tüm azotlu gübrelerin en büyük sorunudur. Bitkinin bu enerjiyi karşılayabilmesi için ciddi miktarda su ve karbonhidrata ihtiyaç duyar ve bunları karşılayamadığı durumlarda doğrudan strese girer.*


Peki amonyum nitrat gübresi için en ideal yağış şekli nedir?

Amonyum Nitrat en kolay eriyen gübre olduğu için çok bir yağışa ihtiyacı yoktur. Erimesini sağlayacak ama nitratı yıkamayacak kadar, (takriben toprağa 3-4 parmak işleyecek kadar) bir yağış yeterldir.*

Tabi ki bu yağışın miktarını bizim ayarlayabilme imkanımız yok. Lakin sulama yapcak olan arkadaşların işine yarayabilir bu bilgiler.*

Ayrıca gübreyi atma zamanını ayarlarken meteorolojinin yağış tahminlerini de göz önüne alma açısından yönlendirici olur bu bilgiler.*

Örneğin 3 gün sürecek çok kuvvetli bir yağış söz konusu. 'Aman yağmuru kaçırmayalım' deyip nitratı atmak, aşırı bir yıkanmaya maruz kalacağından düşündüğünüz sonucu vermeyebilir. Onun yerine bir süre daha bekleyip daha hafif bir yağış öncesi atmak, alacağınız faydayı artırır.*

***

Gübre, su, bitki ilişkisi:

Hangi üst gübre olursa olsun, gübrenin işe yaraması, faydalı olabilmesi için 'su şarttır'. Ister yaptak gübrelemesi olsun, ister üst gübreleme. Durum değişmez.*

Çünkü bitkiler bu gübreyi sadece su vasıtası ile alabiliyorlar. Mantık en basit hali ile şu:

Gübre atılır. Yağış yada sulama ise su verilir. Gübre bu suda erir. Bitkinin kök bölgesine inen, içerisinde erimiş gübre bulunan bu su, kökler tarafından alınır. Önemli ayrıntı: gübre kökler topraktan sadece su ile alınır. Eğer su yoksa, toprağa istediğiniz kadar gübreli atın, nafile. Su yoksa, alınamaz.*

Yapraklarda bulunan stomalar da (gözenekler de) aynı şekilde çalışırlar. Verilen gübre su vasıtası ile buralardan alınır.*

***

Son konu: sıcaklık

Üre İle Verilen amid formundaki azotun, bitki tarafından alabileceği formlara, yani 'amonyum ve nitrat'a dönüşmesi gerekli dedik.*

Peki bu nasıl olur?

Toprakta bu işi yapan küçük bir ordumuz bulunur. Bunlara genel olarak 'nitrifikasyon bakterileri' denir. Bunlar hem biz, hem de bitki için için çok kıymetli dostlardır.*

Yalnız bu küçük işçi dostlarımız biraz keyiflerine düşkündürler. Soğukta ve aşırı nemli ortamlarda çalışmayı sevmezler. Sendikaları da iyi çalışır. Bu nedenle olmazsa olmaz, tüm doğaya kabul ettirdikleri 4 şartları vardır:*

1-) 10 derece ve üstü yoprak sıcaklığı (bu konuda biraz esnek olabiliyorlar. bazı şartlarda 5-6 dereceye kadar eyvallah dedikleri görülmüştür)

2-) içerisinde %25 hava ve su olan tavlı bir toprak

3-) organik madde ('siz gübre vermediğimizde biz açlıktan ölecek miyiz kardeşim! Toprakta organik madde olsun ki, suni gübre olmadığında da çarkı döndürebilelim' derler. Haklılar da)

4-) uygun (ideali 6-8 arası) ph

Yani bu 3 şart oluştuğunda bunlar çalışmaya başlar ve bitkinin ihtiyacı olan nitrat azotunu üretmeye başlarlar. Eğer bu şartlar tam olarak sağlanmamışsa, adam gibi çalışmazlar ve siz isterseniz 100 kg üre atın, nafile. Bitki sadece bunların ürettiği kadarını alabilir. Geri kalan azot buharlaşma ve yıkanmaya gider.*

Bu nitrifikasyon bakteriler hemen her toprakta bulunur. Sayıları doğrudan bitkinin gelişimi ve verim için hayati öneme sahiptir. Aka yapılan araştırmalarda ortaya çıkan net bir sonuç var:

'Toprakta organik madde ne kadar çoksa, o kadar çok nitrifikasyon bakterisi bulunur'*

Çünkü siz hiç gübre vermeseniz bile, mevcut organik madde sayesinde yaşamaya, üremeye ve çalışmaya devam ederler. Size muhtariyetleri kalmaz. Organik madde azaldığında da tam tersi şekilde sayıları düşer. Olay tek kelime ile bolluk ve yokluk olayırdır.*
Süper bir yazı olmuş agam. Eline sağlık. Çok beğendim.
Dip not: Toprağınız da ki organik maddeyi arttırmak için #HUMİKCAN kullanın. (Hacı abi bu sanada geçerli [emoji23])
 

Benzer Konular