UMUTSUZ KOZA

Kıyasladığım günlerin arasına yerleştiremedim bugünü. Ne içime sindi yokluğun,ne de sığabildin kabıma...

Titrek bir kalple savaşıyorum sabahtan beri, gözümü açtığımda doğumuna sürgün bir güne ilerleyeceğimin
Farkında değildim oysa...önce ; göz kırpa kırpa, dakikaları koluma takarak yürüdüm günbatımında...ardından boş
Bir düş çöktü hafızama,teyit ettim ellerini...Sıcaklığına yabancılaşmış birer kadavra olmuştu dudaklarım,geç fark ettim.

Kayıp olarak nitelendirmiyorum saflığımı,yarının derdine düşmüş itaatkar bir aşk barındırıyorum ne de olsa... övüncümün saklı tutulan
yanı rüyalarımla buluştuğumda ise secde ediyor gece soluğuma...Doymuyorum,durmadan dileniyorum aslında...
Beklenilen tavrın karşı konulmaz mucizesi sayesinde oluşan umudumla ayrı düştüğümüzde, kendimde şahit olduğum acizliğin adını ' ' sen ' ' koydum şimdi...

Ne çare, abide bir korun bizden çok uzağa savruluşunu izler oldum... gün be gün tükettiklerimizi biriktirmiştim halbuki duvarlarımda. Bir kıvılcım
doğdu gidişinle; ben yandım, söz bitti...Sen sandım,gözlerim doldu.

Uyandım, farklı şimdi seslenişinin tınısı kulaklarımda. Malubiyeti hazmetmiş yürekte bir çift değnek barınıyor.İhtiyaçlara yüz tutmuş ucu kanlı parmaklarının dokunduğu
Anların kayıp anahtarlarına muhtaç bir can edasında,bugüne değmeden çarpıyorum dünden yarına...Çünkü bugün, sen yoksun...

Yine de çınlasın gittiğin her yerde önsözüm; Çınlasın ki,bensiz yaşamakla bensizliği yaşamayı karıştırma...

Gürdal ÇAKIR
 

Benzer Konular