çiftçilikte nasıl kazanırz.


Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

devlet zaten tarım nüfusunu azaltmak istiyo aslında öylede olması lazım kuru tarımda para kazanmak için ekilen dönümün çoğalması lazım.
1000 dönüm yeri 10 kişi ekeceğine 5 kişi eksin eksinki para kazansın şimdi herkes çiftçi adam geçen sene kırdaki ekilmeyen taşlı tarlaların hepsini tuttu ekti ilk sene iflas kimseye icar vermedi kaçtı.siz merak etmeyin bu memlekette tarla boş kalmaz muhakkkak eken çıkar.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Bigband link=topic=49666.msg775468#msg775468 date=1379400305' Alıntı:
Bence üretimde nasıl kazanırız sorusuna ek olarak nerede zarar ediyoruz sorusunu da sormak gerekiyor. Bu başlık altında kim nerede zarar ettiğini yazarsa daha rahat çözüm bulunur. Çünkü herkes geçimini sağlamaya çalışıyor ve günümüzde hayat pahalı.. Mazot pahalı, yem pahalı, tohum ve gübre pahalı.. O zaman nerede kaçak var, nerede zarar var hangi maliyeti kontrol etmeli buna bakmak lazım.. Örneğin amerikada bir çiftçi bir dekar pamuk üretmek için 1 litre mazot yakıyorsa Türkiye ' de 11 litre civarında mazot harcıyor. Yada hayvan yemi için enerjisi yüksek ama ucuz ne kullanılabilir ?

Nereden zarar ediliyor buna bakmak lazım..
hükümet buna neden çözüm bulmuyor?
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

köylü link=topic=49666.msg810383#msg810383 date=1387043283' Alıntı:
tarım ve milli egitim politikası olmayan tek ülkeyiz...son 10 yılda...

Ataması yapılmayan bir öğretmen olarak ve tarım hayvancılık faaliyetlerine meraklı bir çiftçi adayı olarak söylediğine aynen katılıyorum... Ne büyük bahtsızlık ki her ikiside GELECEĞİMİZ demek oluyor... Anlayana tabi...
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

okanbeyim link=topic=49666.msg840822#msg840822 date=1391551979' Alıntı:
Ataması yapılmayan bir öğretmen olarak ve tarım hayvancılık faaliyetlerine meraklı bir çiftçi adayı olarak söylediğine aynen katılıyorum... Ne büyük bahtsızlık ki her ikiside GELECEĞİMİZ demek oluyor... Anlayana tabi...
zuha-*-s aynı ben ataması yapılmayan öğretmen ve çiftçi adayı. yahu arkadaş nereye elimizi atsak kuruyor. yinede iyi yerdeyiz tek çalmayan bakan tarım bakanı. zaten köylünün neyini çalacak.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Çiftçilikte para kazanmanın yolu bence tarım ve hayvancılıği bir arada götürmek.Bizim civarda işi düzgün adamlar hep tarım ve hayvancılığı bir arada yapanlar.Eğer hayvanlar için yem bitkisi ekecek arazi var ise hayvancılık iyi para bırakır zaten bir çiftçi hayvancılığı bıraktıysa tarımıda belli bir süre sonra bırakıyor.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Tarım politikası yok, olmayınca çiftçilerimiz kara kara düşünsün dursun, yada mümkün olan en kısa yoldan bu işi bırakması daha mantıklı görünüyor.

Bakın aşağıdaki yazıyı alıntıladım, AB de tarım politikası sayesinde neleri başardığını çok güzel anlatan bir yazı, demekki iyi bir tarım politikası olmadan olmaz.

cap, yani common agricultural policy. bugünkü adıyla avrupa birliği ' nin tarımsal üretimi artırmak, ve buna paralel olarak gerek tarımsal üretimde devamlılığı sağlamak gerekse tarım sektöründe çalışanlara gelir desteği sağlamak suretiyle refah seviyelerini yükseltmek ve şehirlere göç etmelerine engel olmak amacıyla oluşturduğu, çok ciddi, acayip korumacı, ve korkunç bütçeli bir politikasıdır. tarım ürünlerinde ortak pazar oluşturmak, piyasa ekonomisi uygulamak vb amaçlarla oluşturulmamıştır.

1950 ' li yıllar.. ab (o zamanki adıyla aet) tarımsal üretimi artırmak istemektedir. zira savaş sonrasında avrupa ülkelerinde insanlar açlıktan ölmeye başlamıştır. mesela hollanda abd ' nin gıda yardımı sayesinde bugün somali ' de yaşanana benzer bir açlık tehlikesinden kurtulmuştur. avrupa, tarımsal üretimin salt kapitalist bakış açısıyla, serbest piyasa mekanizmasıyla ele alınmaması gerektiğini anlamış ve topluluğu kuran roma anlaşmasında belirtilen tarım ürünlerinin üretimini açıkça desteklemeye başlamıştır. yani avrupa, tarım sektörünü basit piyasa mantığıyla ele almamış, korunması ve geliştirilmesi gereken stratejik bir sektör olarak kabul etmiştir.

aynı zamanda, verimliliği düşük olan tarım ürünlerinin dış ticaretini serbest bırakırsa, kendi üreticilerinin çok düşük dünya fiyatlarıyla rekabet edemeyeceğini, üretemeyeceğini, tarlalarını bırakıp şehirlere göç edeceğini, üretmeye devam edenlerin de karınlarını doyuramayacağını görmüş, ve tarım sektörünün çok önemli bir sosyal olgu olduğunu da kabul etmiştir.

bu sebeplerle, bütçesinin büyük bir kısmını tarımı desteklemek için ayırmıştır ve bu politikadan nerdeyse 50 yıldır hiç vazgeçmemiştir.

ab bu politikayı çeşitli vasıtalarla uygular. örneğin bazı tarım ürünlerinde eşik fiyat belirler. yani bir ürünün belli bir dönemde ab içine piyasa değerini belirler. üreticiler ' board ' denilen, bizdeki kooperatiflere benzer bir yapı aracılığıyla mallarını piyasaya sürer. ancak burada gerçekleşen fiyat, ab ' nin belirlediği eşik fiyatın altındaysa, aradaki fark destek olarak çiftiçilere ödenir.

tarım ürünlerinin uluslarası ticaretteki fiyatları, hemen her ülkenin sübvansiyon uygulamasından da kaynaklanan sebeplerle, çoğu kez iç piyasa fiyatlarının çok çok altındadır. ab, kendi üreticilerinin bu düşük fiyatlı ithal mallardan olumsuz etkilenmemesi için, bu ürünlere yıl içinde birkaç kez yeniden tespit edilmek üzere çok ciddi gümrük vergisi uygular.

bazı ürünlerde ise, üretici malını hiç satamasa bile (board ' un elinde kalsa bile), bizde bir zamanlar yapılan destekleme alımları gibi, ab çiftçiye ürettiği malın değerini doğrudan öder.

ab ülkelerinde tarım alanları çok ciddi şekilde korunur. tarım arazisi olarak belirlenmiş bir yere, ev, fabrika, otel vs yapamazsınız (ama türkiye ' de cargill gelip tarım arazisi üzerine fabrika konduruverir. recep tayyip erdoğan da cargill ' den desteğini esirgemez). hatta, miras hukukunu da buna göre düzenlemiştir. bir çiftçi öldüğünde tarlası varisleri tarafından bölünüp paylaşılamaz. bir bütün olarak korunur. bu da verimliliğin düşmesini engeller ve endüstriyel üretim yapacak ölçekte tarım arazisi olmasını sağlar.

yine ab, cap bütçesinden, tarımsal üretimde verimliliği artırmak için her türlü ar-ge girişimini destekler. bu sayede, örneğin güneş yüzü görmeyen irlanda buğday üretiminde verimlilik açısından türkiye ' nin çok çok ilerisindedir.

cap nedeniyle şu an ab ' nin elinde süt denizleri, tereyağı dağları bulunmaktadır. ihtiyaç fazlası olmasına rağmen bu ürünlerin üretimini desteklemeye devam etmektedir. çünkü konuya sadece ekonomik açıdan değil, stratejik ve sosyal boyutlarını dikkate alarak yaklaşmaktadır. ve cap sayesinde ab ülkelerinde gelir dağılımında dengenin sağlandığını, sosyal gelişime çok önemli katkılar sağladığını ve bir daha 2nci dünya savaşı yıllarında olduğu gibi bir açlık sorunuyla karşılaşmayacağını bilmektedir. artık tarımsal ürünlerde net ithalatçı konumunda değil, net ihracatçı konumundadır. o yüzden de destekten vazgeçmemektedir.

nitekim, benzer politikalar güden abd ile ab arsında tarım ürünleri alanında adeta bir savaş yaşanmaktadır. ikisi de ne gümrük duvarlarını indirmeye, ne de sübvansiyonları kaldırmaya yanaşmamaktadır. ama ellerindeki stokları da bir şekilde eritmek istemektedir.

dünya ticaret örgütü çerçevesinde imzalanan anlaşmalara göre, sanayi ürünlerinde sübvansiyonlar yasaklanmıştır. ama tarım sektörü bunun dışında tutulmuştur. böylece abd ve ab ' nin uyguladığı sübvansiyonlar meşruiyetini korumaktadır. ama bir başka anlaşmaya göre, gelişmekte olan ülkelerin tarım ürünleri ihtiyacının belirli bir kısmını ithalata açma zorunluluğu getirilmiştir. buna göre, mesela tarım üretiminde kendi kendine yeterli hale gelebilmek için yıllardır çabalayan hindistan gibi ülkeler her yıl ciddi boyutta buğday ithal etmek zorunda kalacak. peki kimden? abd ve ab ' den tabii ki...

işte ab ' nin ortak tarım politikası böyle birşeydir. serbest ticaretle uzaktan yakından alakası yoktur. ama ab bu politikasına çok şey borçludur.


BİZİMDE ÇOK ŞEY BORÇLU OLACAĞIMIZ BİR TARIM POLİTKAMIZ OLMASI DİLEĞİ İLE (keşke, ama hiç umut yok) DARISI BİZİM BAŞIMIZA DİYELİM.
 

Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

hadi bizler buradan yunanistan veya bulgaristan a kaçacağız da iç Anadolu daki arkadaşlar ne yapsın. yunanistan la bulgaristan ın kaçılacak ne hali kaldı ya. ;D ;D ;D
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

çiftçi nasıl daha çok kazanır sorusuna;
çiftçiliği bırakmak ve hükümeti eleştirmekten öte cevabı olmayan insanlar daha çok kazanamaz.

Herkesin kooperatif ve birliklere ihtiyaç duydugu ama kimsenin sorumluluk almadığı, genele hizmet için enerji harcamadığı topluluklar muvaffak olamaz.

Istanbuldan sallamak kolay diyebilirsiniz ama bazı sorulara cevap vermeden çiftçinin daha fazla kazanası mümkün değil gibi görünüyor.

Çiftçilik bir meslek mi?
Çiftçi olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir?
Yılda kaç gün çiftçilik işleriyle uğraşıyorsunuz, bunun dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Babanızın, dedenizin ekmedigi kaç ürün denediniz?
Ne kadar araştırıp, ne kadar okuyorsunuz? Bölgenizdeki üniversitelerin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
Vs vs...

iyi bir lise kazanmak için ders çalış, üniversite kazanmak için ders çalış, ailenden uzakta (izmir) 5 yıl geçir, sonra istanbula dön ve çalışmaya başla. işe gitmek için 1 buçuk saat eve dönmek için 2 saat yol yap, çünkü işine yakın bir evin olursa kirayı ve doğalgaz faturanı aynı anda ödemen mümkün değil(halbuki anaokulu hariç 17 yıl eğitim hayatı ve son bikaç senedir açık öğretim var). 3 yıl boyunca çalış ve işe giderken giymen gereken takım elbiselerinden başka yatırımın olmasın. Hangisi daha zor?

Uzun zamandır ciddi ciddi dededen kalma arazileri ekip bicmeyi düşünüyorum, devamında da hayvancılık ama içine doğduğum şehir hayatı alışkanlıklarından ve sosyal çevremden vazgeçmek beni yavaşlatan unsurlar.

Eger ben çiftçi olabileceğimi düşünüyosam ya ben safım yada ülkem çiftçisi işini iyi yapmıyor. Çünkü ben mühendislik okumuşken, doktorluk yapma hayali kurmuyorum. O zaman düşünmesi gereken birileri var demektir.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

sen bir çiftçiliğe başla davulun sesi uzaktan adama hoş gelirmiş misali. birde bu çiftçilik okula hiç benzemiyor şöyle ki Türkiye de kumar yasaktır ama çiftçilik kendisi kumardır. tohumu ekersin tüm işçiliğini yaparsın tam hasat zamanı bir yağmura yakalanırsın bir senelik masraf ve işçilik heba.
çiftçilikte ürün çeşidini arttırmak güzel ama birde para kazanma yolunu bulmalı bir örnek vereyim. ben küçükkken susam ekerdik şimdi adını unuttuk . 1. çok ince işçilik isteyen bir ürün
2. insan isteyen bir iş(işçi parası için)
3. yer ister
4. zaman ister yani isterde ister.
kooparatiflerde sorumluluğa gelince bak orası başka etrafındaki yöneticilere bak ne demek istediğimi anlıyacaksın.(her yönetici için değil)
her okuyan okuduğu işi yapabilmeli de bizim memleketimizde ne kadar doğru ? hadi kalın sağlıcakla
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Buğra Yıldırım link=topic=49666.msg872366#msg872366 date=1395884454' Alıntı:
çiftçi nasıl daha çok kazanır sorusuna;
çiftçiliği bırakmak ve hükümeti eleştirmekten öte cevabı olmayan insanlar daha çok kazanamaz.

Herkesin kooperatif ve birliklere ihtiyaç duydugu ama kimsenin sorumluluk almadığı, genele hizmet için enerji harcamadığı topluluklar muvaffak olamaz.

Istanbuldan sallamak kolay diyebilirsiniz ama bazı sorulara cevap vermeden çiftçinin daha fazla kazanası mümkün değil gibi görünüyor.

Çiftçilik bir meslek mi?
Çiftçi olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir?
Yılda kaç gün çiftçilik işleriyle uğraşıyorsunuz, bunun dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Babanızın, dedenizin ekmedigi kaç ürün denediniz?
Ne kadar araştırıp, ne kadar okuyorsunuz? Bölgenizdeki üniversitelerin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
Vs vs...

iyi bir lise kazanmak için ders çalış, üniversite kazanmak için ders çalış, ailenden uzakta (izmir) 5 yıl geçir, sonra istanbula dön ve çalışmaya başla. işe gitmek için 1 buçuk saat eve dönmek için 2 saat yol yap, çünkü işine yakın bir evin olursa kirayı ve doğalgaz faturanı aynı anda ödemen mümkün değil(halbuki anaokulu hariç 17 yıl eğitim hayatı ve son bikaç senedir açık öğretim var). 3 yıl boyunca çalış ve işe giderken giymen gereken takım elbiselerinden başka yatırımın olmasın. Hangisi daha zor?

Uzun zamandır ciddi ciddi dededen kalma arazileri ekip bicmeyi düşünüyorum, devamında da hayvancılık ama içine doğduğum şehir hayatı alışkanlıklarından ve sosyal çevremden vazgeçmek beni yavaşlatan unsurlar.

Eger ben çiftçi olabileceğimi düşünüyosam ya ben safım yada ülkem çiftçisi işini iyi yapmıyor. Çünkü ben mühendislik okumuşken, doktorluk yapma hayali kurmuyorum. O zaman düşünmesi gereken birileri var demektir.

tercih sizin
illaki gönlünüzden geçen yapmak istediginzi işi yapmak en doga hakkınız

ama benşunu söylerim size kardeşim
madem tarla falanda varmış dededen kalma falan
ozaman buyrun bir yapın bu çiftçiligi başladıktan 1 yıl sonrada gelin buraya olumlu olumsuz bütün yaşadıklarınızı yazın
bakalım çiftçiler yangelip yatıyormu yoksa tam tersimi oluyor siz anlatın
biz şimdi ne dersek diyelim yanlış anlaşılır
not: dershane ve yüksek lisansı sayarsak 21 senede ben okudum
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Hiç bir sistemde çiftçilik para kazandırıp zengin etmez.
Diyelimki 3-4 yılda iyi zengin oldun.
5.sene o para sendeyken dahada hayvanın dışkı kokusunu..tarlanın ortasında tozu samanı yutmazsın.
Bırakır sehirde rahat hayat yaşarsın çünkü artık zenginsin..
Ama az kazandıkça dahada çok zorlarsın.
Heryıl oldu olacak ha gayret diyerek işlere baslarsın.
Yıllar geçer ya kazanmadan kaçarsın..
Yada kalır zorlamaya devam edersin..
 
  • Beğen
Tepkiler: eseskorel
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

en pahalı mazot ve gübreyi kullanarak-en ucuza mal satarak-aldıgımız faizsiz ve düşük faizli kredileri ödeyemiyorsak..ve hala batıyorsak...hala bir tarım politikamız yoksa...İTHAL ürünler kapımıza soframıza rahatca giriyorsa..gerisi size kalmış...
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

köylü link=topic=49666.msg873073#msg873073 date=1396093092' Alıntı:
en pahalı mazot ve gübreyi kullanarak-en ucuza mal satarak-aldıgımız faizsiz ve düşük faizli kredileri ödeyemiyorsak..ve hala batıyorsak...hala bir tarım politikamız yoksa...İTHAL ürünler kapımıza soframıza rahatca giriyorsa..gerisi size kalmış...
haklısınız ..
 

Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

bu çiftçilikte para yok tamam anlıyoruz fakat cevremde ne bir eski traktör ne bir eski ekipman nede 50 60 dönümden aşagı tarlası olan yok ..peki bide şöyle bir şey para kazanmıyor bu millette neden işci bulamıyoruz biz neden yani günlügü 50 60 tlye mazot bizden traktör bizden yapacagı sey sadece kullanmak butün hersey bize ait yine bulamıyoruz neden sehirde dahamı cok kazanıyo oda degil.kahvehanelerde oturuyorlar ama gelip calışmıyorlar önce aglamayı kesip kazanmıyoruz demiycez..
belki 3 5 sene kazanammasın ama sen en az maliyetle en fazla ürünü yetiştirmek için napıyosun onu bi sorgula ..ben gördügümü söylüyorum hala dededen babadan kalma kulaktan dolma bilgilerle bu işi yapıyosak kazanamayız tabiki...
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

traktörleri büyük ve pahalı seçiyorlar bizim akraba köyde yanyanayız 275liği vardı arızası çoktu ve değişmesi gerekti çünkü çok masraflıydı kendisine 75 hp traktör çok rahat yetiyodu ayrıca 0 traktöre yöneldi gitti tümosan 80 85 aldı gereğinden büyük bir ara fabrikaya çalışmaya gitti çalışmak zor dedi geldi birsürü büyükbaş hayvan aldı bide ordan borç yedi şuan gitti fabrikada çalışıyo babasıda hayvanlara bakıyo şuan sıkışıklar ama ne yaptılarsa kendilerine tümosan onlara büyük geldi ve 0 almak gereksizdi
 

Benzer Konular