çiftçilikte nasıl kazanırz.

Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Buğra Yıldırım link=topic=49666.msg872366#msg872366 date=1395884454' Alıntı:
çiftçi nasıl daha çok kazanır sorusuna;
çiftçiliği bırakmak ve hükümeti eleştirmekten öte cevabı olmayan insanlar daha çok kazanamaz.

Herkesin kooperatif ve birliklere ihtiyaç duydugu ama kimsenin sorumluluk almadığı, genele hizmet için enerji harcamadığı topluluklar muvaffak olamaz.

Istanbuldan sallamak kolay diyebilirsiniz ama bazı sorulara cevap vermeden çiftçinin daha fazla kazanası mümkün değil gibi görünüyor.

Çiftçilik bir meslek mi?
Çiftçi olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir?
Yılda kaç gün çiftçilik işleriyle uğraşıyorsunuz, bunun dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Babanızın, dedenizin ekmedigi kaç ürün denediniz?
Ne kadar araştırıp, ne kadar okuyorsunuz? Bölgenizdeki üniversitelerin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
Vs vs...

iyi bir lise kazanmak için ders çalış, üniversite kazanmak için ders çalış, ailenden uzakta (izmir) 5 yıl geçir, sonra istanbula dön ve çalışmaya başla. işe gitmek için 1 buçuk saat eve dönmek için 2 saat yol yap, çünkü işine yakın bir evin olursa kirayı ve doğalgaz faturanı aynı anda ödemen mümkün değil(halbuki anaokulu hariç 17 yıl eğitim hayatı ve son bikaç senedir açık öğretim var). 3 yıl boyunca çalış ve işe giderken giymen gereken takım elbiselerinden başka yatırımın olmasın. Hangisi daha zor?

Uzun zamandır ciddi ciddi dededen kalma arazileri ekip bicmeyi düşünüyorum, devamında da hayvancılık ama içine doğduğum şehir hayatı alışkanlıklarından ve sosyal çevremden vazgeçmek beni yavaşlatan unsurlar.

Eger ben çiftçi olabileceğimi düşünüyosam ya ben safım yada ülkem çiftçisi işini iyi yapmıyor. Çünkü ben mühendislik okumuşken, doktorluk yapma hayali kurmuyorum. O zaman düşünmesi gereken birileri var demektir.
Allahını seversen gel çiftçilik yap. Sonra konuş. hayatı boyunca toprağa eli değmemiş takım elbiseli dostum. zaten köylüyü hep köy görmemişler batırdı
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

1 hafta içinde yine mazota zammı kaktırırlar benim derdimde o nasıl kazanılır söyleyeyim yıllık en az 5 çeşit ekip kaldıracaksın+hayvancılık ve de en az 2 traktörün olacak biri büyük biri küçük forumda böyle bir arkadaş var mı ?
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Buğra Yıldırım link=topic=49666.msg872366#msg872366 date=1395884454' Alıntı:
çiftçi nasıl daha çok kazanır sorusuna;
çiftçiliği bırakmak ve hükümeti eleştirmekten öte cevabı olmayan insanlar daha çok kazanamaz.

Herkesin kooperatif ve birliklere ihtiyaç duydugu ama kimsenin sorumluluk almadığı, genele hizmet için enerji harcamadığı topluluklar muvaffak olamaz.

Istanbuldan sallamak kolay diyebilirsiniz ama bazı sorulara cevap vermeden çiftçinin daha fazla kazanası mümkün değil gibi görünüyor.

Çiftçilik bir meslek mi?
Çiftçi olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir?
Yılda kaç gün çiftçilik işleriyle uğraşıyorsunuz, bunun dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Babanızın, dedenizin ekmedigi kaç ürün denediniz?
Ne kadar araştırıp, ne kadar okuyorsunuz? Bölgenizdeki üniversitelerin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
Vs vs...

iyi bir lise kazanmak için ders çalış, üniversite kazanmak için ders çalış, ailenden uzakta (izmir) 5 yıl geçir, sonra istanbula dön ve çalışmaya başla. işe gitmek için 1 buçuk saat eve dönmek için 2 saat yol yap, çünkü işine yakın bir evin olursa kirayı ve doğalgaz faturanı aynı anda ödemen mümkün değil(halbuki anaokulu hariç 17 yıl eğitim hayatı ve son bikaç senedir açık öğretim var). 3 yıl boyunca çalış ve işe giderken giymen gereken takım elbiselerinden başka yatırımın olmasın. Hangisi daha zor?

Uzun zamandır ciddi ciddi dededen kalma arazileri ekip bicmeyi düşünüyorum, devamında da hayvancılık ama içine doğduğum şehir hayatı alışkanlıklarından ve sosyal çevremden vazgeçmek beni yavaşlatan unsurlar.

Eger ben çiftçi olabileceğimi düşünüyosam ya ben safım yada ülkem çiftçisi işini iyi yapmıyor. Çünkü ben mühendislik okumuşken, doktorluk yapma hayali kurmuyorum. O zaman düşünmesi gereken birileri var demektir.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Buğra Yıldırım link=topic=49666.msg872366#msg872366 date=1395884454' Alıntı:
çiftçi nasıl daha çok kazanır sorusuna;
çiftçiliği bırakmak ve hükümeti eleştirmekten öte cevabı olmayan insanlar daha çok kazanamaz.

Herkesin kooperatif ve birliklere ihtiyaç duydugu ama kimsenin sorumluluk almadığı, genele hizmet için enerji harcamadığı topluluklar muvaffak olamaz.

Istanbuldan sallamak kolay diyebilirsiniz ama bazı sorulara cevap vermeden çiftçinin daha fazla kazanası mümkün değil gibi görünüyor.

Çiftçilik bir meslek mi?
Çiftçi olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir?
Yılda kaç gün çiftçilik işleriyle uğraşıyorsunuz, bunun dışındaki zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Babanızın, dedenizin ekmedigi kaç ürün denediniz?
Ne kadar araştırıp, ne kadar okuyorsunuz? Bölgenizdeki üniversitelerin çalışmalarını takip ediyor musunuz?
Vs vs...

iyi bir lise kazanmak için ders çalış, üniversite kazanmak için ders çalış, ailenden uzakta (izmir) 5 yıl geçir, sonra istanbula dön ve çalışmaya başla. işe gitmek için 1 buçuk saat eve dönmek için 2 saat yol yap, çünkü işine yakın bir evin olursa kirayı ve doğalgaz faturanı aynı anda ödemen mümkün değil(halbuki anaokulu hariç 17 yıl eğitim hayatı ve son bikaç senedir açık öğretim var). 3 yıl boyunca çalış ve işe giderken giymen gereken takım elbiselerinden başka yatırımın olmasın. Hangisi daha zor?

Uzun zamandır ciddi ciddi dededen kalma arazileri ekip bicmeyi düşünüyorum, devamında da hayvancılık ama içine doğduğum şehir hayatı alışkanlıklarından ve sosyal çevremden vazgeçmek beni yavaşlatan unsurlar.

Eger ben çiftçi olabileceğimi düşünüyosam ya ben safım yada ülkem çiftçisi işini iyi yapmıyor. Çünkü ben mühendislik okumuşken, doktorluk yapma hayali kurmuyorum. O zaman düşünmesi gereken birileri var demektir.
dostum 'damdan düşenin halinden damdan düşen anlar davulun sesi uzaktan hoş gelir herkes kendi işini yapsın çiftçi kesimi bu ülkeye ürün kazandırıyor peki üst tabaka memurlar ne kazandırıyor maddi olarak peki sen ne kazandırıyorsun anca lak lak bu çiftçiyi çiftçiliği sadece meslek olarak görenler bu hale getirdi ÇİFTÇİLİK MESLEK DEĞİL, YAŞAM BİÇİMİDİR dostum...
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Selamlar. Oncelikle yazacaklarımın kimseyi gücend.irmemesini diliyorum. Dışarıdan objefktif olarak gözlem yapma şansım olduğu için söylediklerimin pek çok kişi için hoş gelmeyeceğini düşünmekle beraber söylenmesini de gelrekli görüyorum.
Ben 4 sene önce köyün birinden 7 dekar bir yeri hasbelkader satın aldım. Öncelikle parayla satın aldığım bu yer yüzünden gaspçı muamelesi gördüm. Santimi santimine ölçtürdüğüm direkleri bir metre içeri vurduğum yerde ne muamelelere maruz kaldım anlatamam. 350 m2 7000 metrede önemlidir zira ben o kadar yere müştemilatımı yaparım. Kaybım buydu önemsemedim. Burada anlatmak istdiğim köylümün kapalı bir yapıya sahip oluşuna bir örnek. Zira bu insan kimdir necidir diyene tanrı misafiridir diyerek yediğimiz lokmayı ikram ettik, her türlü hürmeti gösterdik. Çiftten çubuktan anlamadığımız için her şeyi ziraat mühendislerine danışıyoruz, etradta gördüğümüz yanlışları bizi dışlayan adamlara haliyle anlatmak mümkün olmuyor. Burada hala 40 yıllık tarım metodu uygulanıyor. 4 senedir ilk defa buğday ve arpadan başka bir mahsul gördüm bölgemde. Mercimek. Komşum var 85 yaşında Allah uzun uzun ibadet için hayırlı ömürlerversin, çocukluğu bu yaylada geçmiş ben gelinceye kadar koyuna kuzuya suyu 7-8 km ötedeki köyden 3 tonluk tankerle getiriyordu. Kuyu vutrdurdum, adam benden gördü o da vurdu. Şimdi solar sistem ayarladım gelip gidip soruyor.Yahu illede birinden görmek mi lazım? Bazen risk alınmaz mı?
Köye cuma namazına gidip geliyorum. Akp teşkilatı, mhp teşkilatı chp teşkilatı var. Kahvehane gibi. Havalar iyiyse millet kapıların önünde elinde çay bardağı devlet kurup hükümet batırıyor, amerikayı rusyayı yerle bir ediyor. Öbür tarafta da gerçekten kahve var teşkilatlardaki müşterilere bakıp bakıp iç geçiriyor. Çalışanlar nerde? Konyada torna atelyesinde, mermerci, tuhafiyeci şucu bucu. Ekseri asgari ücretle refah içinde yaşıyor. Satıyor 3 dönüm yer mis. Komşu köy zengin onlar diyor beriki, nah şu gördüğün arazi bizim köyündü ama onlar aldı. E zorla mı aldılar? Sattınki alanı çıktı. Neden düşmanlık edersin anlamıyorum. Ben o köyü de biliyorum. Her evin önünde istisnasız derme çatma da olsa en iptidai koşulda da olsa bir sera var. Demekki ker kötü yiyeceğini çıkarıyor ordan. Bizim köyede perşembeleri pazar kurulur.
Benim anladığım şu:
1 köylü çalışacak, iş bitti mi iş icat edecek kendine, kente gittiğinde elin oğlu verdiği asgari ücretin 3 mislini kazandırtmazsan sana yolu verir bu bilinçle çalışacak
2 köylü kıskançlığı partizanlığı dedikoduyu gösterişi bırakacak örnek veriyorum bir köyün arazisinden çıkan samanı bir makine balya yapabiliyorsa köylü ortaklaşa bir makine alıp herkesin işini kavgasız gürültüsüz halledecek. Yoksa komşu aldı ben de alacam neyim eksik kafasıyla çook faiz ödriz vesselam.
3 kooperatifleşecek. Sütünü, tarım ürünlerini kooperatif kanalıyla satacak kâr edecek.
4 araştıracak yeniliklere açık olacak. Hala nadas buğday nadas arpa burası. İyi kötü kendime yetcek suyu buldum komlum geldi su istedi benden. İnan bana anca yetiyor dedim. Lakin adam neyse bi kuyuda biz vurduralım demedi. Hala boş duruyor tarlası. Solar sistem kurdum, sanki marstan geldik millet tuhaf bakıyor bize. Şimdi havuz yapıyorum kendi minik barajımı kurup sulama sistemimi iyileştiriyorum. Olmayan bir şey başlattım burada. Bahçecilik. Ben elma diktim. Ta aşağılarda birisi heveslendi kiraz sanırım diktş birşeyler memnun oldum.
Arkadaşlar köylü pastörize süt içer ekmeği bakkaldan alırsa kusura bakmayın kalkınamaz. Soğan geçen sene çok para etti soğan ekecem ben derse plansızlık yüzünden yerel tv kameraları önünde 3-5 çuval soğanı karayoluna serperek durumundan şikayet eder. Ortak hareket etmek lazım. Bu ülkede iktidarları yola getirecek bir güce sahip çiftçi. Bir sene ekmeyin bu türkiye ne olur biliyormusunuz. Perişan oluruz perişan. Yazacağım anlatmak istediklerim çok ama sitede henüz yeni olduğum için üslubumun nasıl bir tepki çekeceğini kestiremiyorum. Kişiliğim hakkında da tanışıklığımız olmadığından haliyle kimsenin bilgisi yok. Bu yüzden halisane söylediklerim ve söyleyeceklerim yanlış anlaşılır diye çekincelerim var. Niyetim kimseyi kırmak değil. Sadece gördüğüm ve yanlış olduğunu düşündüğüm şeyler hakkında ileri geri konuştum öyle.. iyi geceler. Allah hepimizin hallerini hayırlara tevdî etsin.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Çiftçilik veya başka herhangi bir iş için
geçerli olan Genel bir İktisat Formülü :

Fiyat - Maliyet = Kâr

burdan da anlaşılacağı üzere
Fiyat ile Maliyet arasındaki farka (pozitif ise) kâr, (negatif ise) zarar denir.

bu da gösteriyor ki, iki unsurdan kâr elde edilebilir.
1. Fiyat : Fiyatı yükseltirsen (maliyetler aynı kalmak şartıyla) kârın artar.
2. Maliyet : Maliyetleri düşürürsen (fiyatlar aynı kalmak şartıyla) kârın artar.

- Dünya ölçülerinde, açık piyasa ekonomisiyle, Fiyatları yükseltmek mümkün değil. Yabancılar çok daha düşük fiyata mal satıyorlar.
- O halde maliyetleri düşürmek gerek. Fakat, Dünyadaki en yüksek maliyetler de Türkiyede. girdi fiyatları yüksek. gübre, mazot, tohum, ilaç... Göründüğü kadarıyla maliyetleri düşürmek de imkansız.

O halde ne yapılabilir ?
1. Kaliteyi arttırıp Yüksek fiyattan satmak.
2. Markalaşarak Yüksek fiyattan satmak..

başka çare göremiyorum...
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Çoğunluk ek işten bahsetmiş.. ama yapılan işi profosyonelliğe dökmekten bahseden olmamış.
Benim görebildiğim 12 yıldır iktidarda olan hükümetin küçük esnfa/çiftçi istememesi.. ya büyüyün yada biryerlere asgari ücretle girip çalışın diyor bu hükümet.
avrupadaki ticaret , tarım ve hayvancılık sistemine bakılırsada aynısını görmek mümkün..
yapılan işi en az masraf ve en yüksek verimle yapılması için gerekli teknolojik donanıma ve araziye ve tecrübeye sahip olmak yeterli kazançlı çıkabilmek için.
Bizim afyon bölgesinde bahçe komşusu 12 kişi arazilerini bir ortaklık sistemi ile birleştirdiler. aşağı yukarı 150 degar kiraz bahçesi bu bahsettiğim alan.. tamamı kendine ait olan traktör vs gibi ekipmanları sattılar. daha büyük tüm arazinin işlerini karşılayacak bir traktör ve ekipman aldılar. İlaç ve gübre ve işçi masraflarında ciddi karları var.. 2 yıldırda durumdan memnunlar.

Birde çiftçilerin yaptıkları hatalar var .. ihtiyaç duyulan ekipman vs de abartmakta üstümüze yok. yarı güçte bir traktörün rahat göreceği bir iş için hayvani traktörler alıyorlar.. ondan sonrada ağlıyorlar mazot parası belimizi büktü diye. İlaçlama gübrelemedede aynı şey söz konusu toprak tahlili vs yaptırmadan tahmini gübrelemeler ve ilaçlamalar yapılıyor. çok gübre ve ilaç kullanmayı marifet sayan çiftçilerimiz var malesef. ihtiyaca göre harcama yapmasını bilmiyoruz.. durum bundan ibaret.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Kazanmak için maliyetleri en aza indirmek çok önemli, kendi ilacını kendin yap, bunun için çok basit yöntemler var. Arap sabunu, ısırgan otu suyu gibi, birçok formül mevcut. Bunun için Dr. Füsun Tezcan ' ın börtü böcek kitabını temin edin öneririm. Gübre olarak ta hayvanlarınızın gübresinin yanında mutfağınızdan çıkan sebze kabuğu, meyve kabuğu (narenciye hariç), tarlanızdan topladığınız yabancı otları bir çukur kazarak, içine naylon seriyorsunuz (silaj gibi), bozuk pekmez veriyosunuz, suluyosunuz ve üstünü toprakla örtüyosunuz. 2-3 ay sonra size şahane bir kompost olarak geri dönüyor. Bayilerin gübre ve ilaç satma çabasına karşı organik mamüllerden faydalanıyoruz.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

traktörünü idareli ve çok yormadan kullanmak en basidi.Kendine yetenle idare etmek çiftçide olması gereken bi özellik zaten,sabır ve biraz da tecrübe lazım.Azla idare eden, yakında çoğu da çalışa çalışa elde eder.Devlet çiftçileri pek desteklemese bile çiftçi en çok kendi ülkesi için çalışır.çiftçilerin yarısı bile bir sezon iş yapmasın devlet yavaş yavaş imkanlarını kaybeder.Köylü milletin efendisidir demiş M.Kemal.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Yorumların hepsini okudum neredeyse, çoğu kişi bıkmış çiftçilik yapmaktan.
İlk önce nasıl kazanırız değil de neden kaybediyoruz bunu tespit etmek lazım. Devletin politikasının olmaması en büyük sebeplerden biri. Bunu seçimlerde değiştirme imkanımız var. Ama çuvaldızı kendimize batıralım biraz da. Mesela bizim köyde köyün bir yarısı diğer yarısına küs. Neden çıkarlar çatışmış. Millet birbirinden soğumuş, kıskançlık almış yürümüş ve daha bir sürü şey.. Eski imece olayı kalmamış hiç bir yerde. Herkesin evinde traktör var herkesin ayrı ekipmanı var. Olmayan da alıyor zaten çünkü başkasına yaptırsa yaptırdığı adam çok para istiyor. İmece olayı olmadığından böyle. Oysa traktörü olan adam olmayana yardım etse yarın da traktörü olmayan adam ona yardım edecek.
Bir de masrafa boğmak derler bizim burada. Gereksiz masraf çıkartıyoruz sürekli. Örneğin traktörünü değiştirmesi gerekiyor diyelim. Ya gereğinden güçlü(dolayısıyla masraflı) bir traktör alıyor ya da eski bir traktör alıyor ama o traktör de işine yaramıyor. Yani çiftçi araştırmıyor. Hesap yapmıyor. Bizim köyde adamın 50 dekar arazisi var 55 bg traktör bile fazlayken gidip 75 bg traktör alıyor. Hadi aldın diyelim o traktörü kullanmıyor.
Hayvanları olan yemini satın alıyor. Ekim yapan anızını yakıp sütünü yoğurdunu etini satın alıyor. Halbuki hayvancılık yapan yemini ekse, tarım yapan da 10 hayvan baksa bu masraflardan kurtulacak.
Satacağı ürün için pazar araştırması yapmıyor. 'Bizim buğdayı falanca aldı.' 'E biz de ona satalım madem.' Satma arkadaşım satma! Git araştır en iyisini bul! Al defteri eline hesap yap! Nerdeeeee? Akşam oldu mu köylü kahvede! Yapma arkadaşım bunu otur hesabını kitabını denkle.
Toprağı dinlemiyoruz. Gelişi güzel gübre atıyoruz. Toprağın ne istediğine bakmıyoruz. Tabi bunda yönetimin suçu da var. Tarım laboratuvarı köye 150 km. Nasıl gidecek adam tarlasını hayvanını bırakıp?
Suyu israf ediyoruz. Yavaş yavaş öğrensek de hala salma su kullanıyoruz. Suyu israf edip susuz kalıyoruz. Geleceği düşünmüyoruz.
Kooperatifleşmeyi bırak kooperatifin ne olduğundan haberimiz yok. Mesela ben, köyün kooperatifi iflas ettirildi bir kaç hırsız yüzünden. Ben belli bir yaşa kadar kooperatifi kötü bir şey olarak gördüm hep. Ben araştırıp öğrendim. Ya köyün diğer insanları hala kötü olarak biliyorlar. Eğitimi artırmamız lazım.
Danışmaktan korkuyoruz. Hayvanımız varsa veterinere tarlam varsa ziraat mühendisine danışmıyoruz. Faydalanmıyoruz onlardan. Daha yardım etmek isteyene akıl veriyoruz. Küstürüyoruz kendimize.

Şimdilik bunlar aklıma gelenler.. Aklıma geldikçe yazmaya devam edeceğim..
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

Orn123 link=topic=49666.msg974501#msg974501 date=1424637864' Alıntı:
Yorumların hepsini okudum neredeyse, çoğu kişi bıkmış çiftçilik yapmaktan.
İlk önce nasıl kazanırız değil de neden kaybediyoruz bunu tespit etmek lazım. Devletin politikasının olmaması en büyük sebeplerden biri. Bunu seçimlerde değiştirme imkanımız var. Ama çuvaldızı kendimize batıralım biraz da. Mesela bizim köyde köyün bir yarısı diğer yarısına küs. Neden çıkarlar çatışmış. Millet birbirinden soğumuş, kıskançlık almış yürümüş ve daha bir sürü şey.. Eski imece olayı kalmamış hiç bir yerde. Herkesin evinde traktör var herkesin ayrı ekipmanı var. Olmayan da alıyor zaten çünkü başkasına yaptırsa yaptırdığı adam çok para istiyor. İmece olayı olmadığından böyle. Oysa traktörü olan adam olmayana yardım etse yarın da traktörü olmayan adam ona yardım edecek.
Bir de masrafa boğmak derler bizim burada. Gereksiz masraf çıkartıyoruz sürekli. Örneğin traktörünü değiştirmesi gerekiyor diyelim. Ya gereğinden güçlü(dolayısıyla masraflı) bir traktör alıyor ya da eski bir traktör alıyor ama o traktör de işine yaramıyor. Yani çiftçi araştırmıyor. Hesap yapmıyor. Bizim köyde adamın 50 dekar arazisi var 55 bg traktör bile fazlayken gidip 75 bg traktör alıyor. Hadi aldın diyelim o traktörü kullanmıyor.
Hayvanları olan yemini satın alıyor. Ekim yapan anızını yakıp sütünü yoğurdunu etini satın alıyor. Halbuki hayvancılık yapan yemini ekse, tarım yapan da 10 hayvan baksa bu masraflardan kurtulacak.
Satacağı ürün için pazar araştırması yapmıyor. 'Bizim buğdayı falanca aldı.' 'E biz de ona satalım madem.' Satma arkadaşım satma! Git araştır en iyisini bul! Al defteri eline hesap yap! Nerdeeeee? Akşam oldu mu köylü kahvede! Yapma arkadaşım bunu otur hesabını kitabını denkle.
Toprağı dinlemiyoruz. Gelişi güzel gübre atıyoruz. Toprağın ne istediğine bakmıyoruz. Tabi bunda yönetimin suçu da var. Tarım laboratuvarı köye 150 km. Nasıl gidecek adam tarlasını hayvanını bırakıp?
Suyu israf ediyoruz. Yavaş yavaş öğrensek de hala salma su kullanıyoruz. Suyu israf edip susuz kalıyoruz. Geleceği düşünmüyoruz.
Kooperatifleşmeyi bırak kooperatifin ne olduğundan haberimiz yok. Mesela ben, köyün kooperatifi iflas ettirildi bir kaç hırsız yüzünden. Ben belli bir yaşa kadar kooperatifi kötü bir şey olarak gördüm hep. Ben araştırıp öğrendim. Ya köyün diğer insanları hala kötü olarak biliyorlar. Eğitimi artırmamız lazım.
Danışmaktan korkuyoruz. Hayvanımız varsa veterinere tarlam varsa ziraat mühendisine danışmıyoruz. Faydalanmıyoruz onlardan. Daha yardım etmek isteyene akıl veriyoruz. Küstürüyoruz kendimize.

Şimdilik bunlar aklıma gelenler.. Aklıma geldikçe yazmaya devam edeceğim..

Aynen katılıyorum. Bizim köyde yaşayan adam marketten yumurta alıyor. Şaka gibi ama gerçek. Tavuk da besliyor ama tavukların nereye yumurtladığı belli değil. Elindeki imkanlarla iyi kötü bir yer yapsa tavuk oraya yumurtlayacak. Buzağı oluyor buz gibi yerde durmuş sabaha kadar, kıpırdayamıyor hayvan ölecek. Bir de erkek hayvan, angus melezi. Angus sperması atmasını da ben önermiştim. Bu buzağı adamın geleceği, gelir kaynağı ama umrunda değil sanki. Çıkarın içeriden dedim. Aldım güneşe filan koydum, süt getirttim, üzerini filan örttüm. Masaj yapa yapa hayvanı ayağa kaldırdım. Adamlara veteriner çağır diyorum, benden iyi veteriner mi var diye dalga geçiyor bir de. Sonra da köyde hayat yok diyor bana. Sen hayvana zulüm edersen, haline şükür etmez bir de söve söve iş yaparsan olmaz tabi.

Su meselesi aynı dediğin gibi. Yeminle söylüyorum köyün neresini kazsak su çıkar. Ama bereket yok. Millette bir su kavgası, gizli gizli vanalar açma. Adam bahçeye salmış suyu kol gibi hortumlarla Ankara ' ya gelmiş düşün. Köyün deposunda filan su kalmadı. Baktık adamın bahçeden taşmış. Böyle yapılırsa bereketi olur mu suyun? Sulu köyde susuz yaşıyoruz.
 
Ynt: çiftçilikte nasıl kazanırz.

ELPRESACANARİO link=topic=49666.msg974556#msg974556 date=1424647677' Alıntı:
Aynen katılıyorum. Bizim köyde yaşayan adam marketten yumurta alıyor. Şaka gibi ama gerçek. Tavuk da besliyor ama tavukların nereye yumurtladığı belli değil. Elindeki imkanlarla iyi kötü bir yer yapsa tavuk oraya yumurtlayacak. Buzağı oluyor buz gibi yerde durmuş sabaha kadar, kıpırdayamıyor hayvan ölecek. Bir de erkek hayvan, angus melezi. Angus sperması atmasını da ben önermiştim. Bu buzağı adamın geleceği, gelir kaynağı ama umrunda değil sanki. Çıkarın içeriden dedim. Aldım güneşe filan koydum, süt getirttim, üzerini filan örttüm. Masaj yapa yapa hayvanı ayağa kaldırdım. Adamlara veteriner çağır diyorum, benden iyi veteriner mi var diye dalga geçiyor bir de. Sonra da köyde hayat yok diyor bana. Sen hayvana zulüm edersen, haline şükür etmez bir de söve söve iş yaparsan olmaz tabi.

Su meselesi aynı dediğin gibi. Yeminle söylüyorum köyün neresini kazsak su çıkar. Ama bereket yok. Millette bir su kavgası, gizli gizli vanalar açma. Adam bahçeye salmış suyu kol gibi hortumlarla Ankara ' ya gelmiş düşün. Köyün deposunda filan su kalmadı. Baktık adamın bahçeden taşmış. Böyle yapılırsa bereketi olur mu suyun? Sulu köyde susuz yaşıyoruz.

Bizim köyde de adamın biri şebeke suyuna damlama sistemi kurmuş elma suluyormuş. O sıralarda biz de dağda su kazıyorduk köye su getirmeye. O kadar birlik var anlayış var bu insanlarda...
 

Benzer Konular