Çiğ Süt Fiyatlarınız


10 tane kestirdik bi 10 daha yolda.
Sonumuz iyi değil
Mevla'm yardımcınız olsun sizin oranın havyanları meşhurdur verim acısından kaba yemlerini siz üretmiyormusunuz temel sebeb nedir kestirmek için merak ettim
Benim hesabıma göre 25lt süt veren bir ineğin Yasam payı beslemesi 13 lt çiğ süt masrafı olur
Sencede öyle değilmiş?
 
Mevla'm yardımcınız olsun sizin oranın havyanları meşhurdur verim acısından kaba yemlerini siz üretmiyormusunuz temel sebeb nedir kestirmek için merak ettim
Benim hesabıma göre 25lt süt veren bir ineğin Yasam payı beslemesi 13 lt çiğ süt masrafı olur
Sencede öyle değilmiş?
Sütü az olan ve yaşlı hayvanları kesmeye başladık . Kısacası karlılığı olmayanları cikariyoruz. Hergün zarar edeceğimze birgün ederiz.
 
Bildiğiniz İnekten Çıkan Süt Bedawa Oldu 07 Mart 2016 Tarihi İtibari ile ...

Tepki için sütlerini bedava dağıttı
İHA07 Mart 2016 - 12:23:00
Tepki için sütlerini bedava dağıttı
5 Paylaş

inPaylaşın

CROPY
-
A
+

Türkiye ile Rusya arasında yaşanan kriz, domates ve narenciye sektörünün ardından süt üreticisini de vurdu. Aydın'da krize dikkat çekmek isteyen bir çiftçi, günlük sağımı olan 300 litre sütü yoldan geçenlere bedava dağıttı.

Aydın’ın Kuyucak ilçesinde günlük sağımı olan 300 litre çiğ sütü satamayan süt üreticisi İdris Pazarlı, yoldan geçen sürücülere bedava süt dağıttı. Süt krizine dikkat çekmek isteyen üretici, 'Bedava süt' yazılı pankartla karayolunun kenarında saatlerce bekledi. Kooperatifler süt alımını durdurduğu için sütlerini bedava dağıttığını söyleyen İdris Pazarlı'ya, yoldan geçen sürücüler de korna çalarak destek verdi. Bölgenin en büyük süt kooperatifi olan ÖR-KOOP tarafından sütlerinin süt fazlalığı nedeniyle 3 gündür alınmadığını ifade eden Çiftçi İdris Pazarlı, “16 adet sağımda olan ineğimden elde ettiğim günlük 300 litre çiğ sütü 3 gündür satamadığım için bedava dağıtıyorum. Bugün ise soruna dikkat çekmek için kooperatifin bulunduğu Nazilli-Denizli Karayolu üzerine giderek yoldan geçenlere sütü bedava dağıttım. Umarım bu sorun kısa sürede çözülür. Yoksa bir ay içinde ya iflas edeceğim ya da ineklerimin hepsini keserek et olarak satacağım” dedi.



300 LİTRE SÜTÜ BEDAVA DAĞITTI
Sultanhisarlı çiftçi İdris Pazarlı, devlet desteğiyle aldığı 20 ineğin 16 tanesinin süt verdiğini ve bu ineklerden günde ortalama 300 litre süt elde ettiğini ifade ederek, “Geçtiğimiz günlerde, sütleri satın alan ÖR-KOOP Yönetimi sütteki fazlalık ve kriz nedeniyle süt alımlarını düşürdüğünü söyledi. Bölgedeki en büyük kooperatif olmasına rağmen krizden etkilendiği için bizim sütlerde elimizde kaldı. Son 3 gündür sütlerimi satacak bir yer olmadığı için komşu, akraba derken mahalledeki herkese bedavaya vermeye başladım. Sütleri verebilmek için tanesi bir liradan kap almak zorunda kaldım. Bu gün ise eylem yapmaya karar verdim. Arabamla 25 kilometre yol giderek yanımda getirdiğim sütleri satın almayan kooperatifin karşısında yoldaTürkiye ile Rusya arasında yaşanan kriz, domates ve narenciye sektörünün ardından süt üreticisini de vurdu. Aydın'da krize dikkat çekmek isteyen bir çiftçi, günlük sağımı olan 300 litre sütü yoldan geçenlere bedava dağıttı.



Aydın’ın Kuyucak ilçesinde günlük sağımı olan 300 litre çiğ sütü satamayan süt üreticisi İdris Pazarlı, yoldan geçen sürücülere bedava süt dağıttı. Süt krizine dikkat çekmek isteyen üretici, 'Bedava süt' yazılı pankartla karayolunun kenarında saatlerce bekledi. Kooperatifler süt alımını durdurduğu için sütlerini bedava dağıttığını söyleyen İdris Pazarlı'ya, yoldan geçen sürücüler de korna çalarak destek verdi. Bölgenin en büyük süt kooperatifi olan ÖR-KOOP tarafından sütlerinin süt fazlalığı nedeniyle 3 gündür alınmadığını ifade eden Çiftçi İdris Pazarlı, “16 adet sağımda olan ineğimden elde ettiğim günlük 300 litre çiğ sütü 3 gündür satamadığım için bedava dağıtıyorum. Bugün ise soruna dikkat çekmek için kooperatifin bulunduğu Nazilli-Denizli Karayolu üzerine giderek yoldan geçenlere sütü bedava dağıttım. Umarım bu sorun kısa sürede çözülür. Yoksa bir ay içinde ya iflas edeceğim ya da ineklerimin hepsini keserek et olarak satacağım” dedi.

300 LİTRE SÜTÜ BEDAVA DAĞITTI
Sultanhisarlı çiftçi İdris Pazarlı, devlet desteğiyle aldığı 20 ineğin 16 tanesinin süt verdiğini ve bu ineklerden günde ortalama 300 litre süt elde ettiğini ifade ederek, “Geçtiğimiz günlerde, sütleri satın alan ÖR-KOOP Yönetimi sütteki fazlalık ve kriz nedeniyle süt alımlarını düşürdüğünü söyledi. Bölgedeki en büyük kooperatif olmasına rağmen krizden etkilendiği için bizim sütlerde elimizde kaldı. Son 3 gündür sütlerimi satacak bir yer olmadığı için komşu, akraba derken mahalledeki herkese bedavaya vermeye başladım. Sütleri verebilmek için tanesi bir liradan kap almak zorunda kaldım. Bu gün ise eylem yapmaya karar verdim. Arabamla 25 kilometre yol giderek yanımda getirdiğim sütleri satın almayan kooperatifin karşısında yoldan geçen herkese dağıttım. Yere döküp telef olacağına bari insanlarımız süt içsin, yoğurt yapsın yesin düşüncesi ile bedavaya dağıttım. Eğer kısa sürede sütleri satına alacak kimse bulamazsam son çare olarak dökeceğim. Çünkü günlük kayıbım yaklaşık 300 lira. Ayda 9 bin lira yapar. Bir ay sonra çözüm bulmazsam ineklerimin hepsini kesip kasaplara satacağım” dedi.



VATANDAŞ ŞAŞKINLIKLA İZLEDİ
Pazarlı’nın dağıttığı bedava sütü gören vatandaşlar ise şaşkınlıklarını gizleyemedi. Kooperatif çalışanları ise açtığı pankartlarla yol kenarında bedava süt dağıtan üreticiyi şaşkınlıkla izledi. Bazı vatandaşlar ise cep telefonları ile olayı görüntülemeyi ihmal etmedi.

“HEP KONUŞUYORUZ AMA SONUÇ YOK”
Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAYKOOP) Başkanı Ahmet Ertürk de süt krizini boykot eden çiftçiye destek vererek, "Bizim süt fiyatları konusundaki sorunu çözme konusunda yaptırım gücümüzün olmadığını biliyoruz. Hep konuşuyoruz ama sonuç yok. Et ve Süt Kurumu, bu işin otoritesini ele almalı" dedi. Yaşanan süt krizinin sebeplerini anlatan Ertürk, firmaların 1 liradan süt almak için üreticiye dayatma uyguladığını vurgulayarak, “Süt sektöründe yaşanan krizin çiftçimize yansıyan olumsuz etkilerini yaklaşık 3 aydır çeşitli platformlarda anlatmaya gayret ediyoruz. Kasım ayının ortalarında ortaya çıkan bu kriz neticesinde sütümüzü sattığımız firmalardan paramızı zamanında alamıyoruz. Bunun yanı sıra süt firmaları sürekli fiyatı düşürme gayreti içindeler. Üretici örgütü olarak biz Ulusal Süt Konseyinin referans fiyatından daha aşağı bir fiyatı kabul ettik. Ama bu da yetmedi. Bir yandan fiyatı düşürme çabaları diğer yandan 'Kabul etmezsen sütünü almam' tehditleri arasında yaşıyoruz. Çiftimiz bunu hak etmiyor. Sattığımız malın değerinin düşürülmesi bizlerin gururuna dokunmaktadır. HAYKOOP yönetimi olarak geride bıraktığımız 3-4 aylık sürede ikili diyaloglar ile sorunları çözmeye gayret ettik. Geçici çözümler ile sorunları bir nebze öteledik. Bakanlığımıza sürekli bilgi aktarıyoruz. Firma temsilcileri ile irtibatımızı bir an olsun kesmedik. Ülkemizin tamamını etkisi altına alan bu krize biz sürekli çözüm ortağı olmayı seçtik. Ancak; geldiğimiz noktada bazı firmalar tek taraflı sütün litre fiyatını 1 Lira olarak belirleyip ‘kabul etmeyenin sütünü almayacağız’ demektedir. Biz artık bu kadarına yeter diyoruz. Bizimle daha fazla oynanmasın. Onlar zarar ettiklerini söylüyor da köylümüzün sütü 1 liraya alındığında edeceği zarar ne olacak? Bizler Bakanlığımızdan müdahale alımı yaparak arz fazlasını en azından süt tozu şeklinde eritmesini talep ettik. Sonucunu merakla bekliyoruz” diye konuştu.


Yoldan geçen herkese dağıttım. Yere döküp telef olacağına bari insanlarımız süt içsin, yoğurt yapsın yesin düşüncesi ile bedavaya dağıttım. Eğer kısa sürede sütleri satına alacak kimse bulamazsam son çare olarak dökeceğim. Çünkü günlük kayıbım yaklaşık 300 lira. Ayda 9 bin lira yapar. Bir ay sonra çözüm bulmazsam ineklerimin hepsini kesip kasaplara satacağım” dedi.

VATANDAŞ ŞAŞKINLIKLA İZLEDİ
Pazarlı’nın dağıttığı bedava sütü gören vatandaşlar ise şaşkınlıklarını gizleyemedi. Kooperatif çalışanları ise açtığı pankartlarla yol kenarında bedava süt dağıtan üreticiyi şaşkınlıkla izledi. Bazı vatandaşlar ise cep telefonları ile olayı görüntülemeyi ihmal etmedi.



“HEP KONUŞUYORUZ AMA SONUÇ YOK”
Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAYKOOP) Başkanı Ahmet Ertürk de süt krizini boykot eden çiftçiye destek vererek, "Bizim süt fiyatları konusundaki sorunu çözme konusunda yaptırım gücümüzün olmadığını biliyoruz. Hep konuşuyoruz ama sonuç yok. Et ve Süt Kurumu, bu işin otoritesini ele almalı" dedi. Yaşanan süt krizinin sebeplerini anlatan Ertürk, firmaların 1 liradan süt almak için üreticiye dayatma uyguladığını vurgulayarak, “Süt sektöründe yaşanan krizin çiftçimize yansıyan olumsuz etkilerini yaklaşık 3 aydır çeşitli platformlarda anlatmaya gayret ediyoruz. Kasım ayının ortalarında ortaya çıkan bu kriz neticesinde sütümüzü sattığımız firmalardan paramızı zamanında alamıyoruz. Bunun yanı sıra süt firmaları sürekli fiyatı düşürme gayreti içindeler. Üretici örgütü olarak biz Ulusal Süt Konseyinin referans fiyatından daha aşağı bir fiyatı kabul ettik. Ama bu da yetmedi. Bir yandan fiyatı düşürme çabaları diğer yandan 'Kabul etmezsen sütünü almam' tehditleri arasında yaşıyoruz. Çiftimiz bunu hak etmiyor. Sattığımız malın değerinin düşürülmesi bizlerin gururuna dokunmaktadır. HAYKOOP yönetimi olarak geride bıraktığımız 3-4 aylık sürede ikili diyaloglar ile sorunları çözmeye gayret ettik. Geçici çözümler ile sorunları bir nebze öteledik. Bakanlığımıza sürekli bilgi aktarıyoruz. Firma temsilcileri ile irtibatımızı bir an olsun kesmedik. Ülkemizin tamamını etkisi altına alan bu krize biz sürekli çözüm ortağı olmayı seçtik. Ancak; geldiğimiz noktada bazı firmalar tek taraflı sütün litre fiyatını 1 Lira olarak belirleyip ‘kabul etmeyenin sütünü almayacağız’ demektedir. Biz artık bu kadarına yeter diyoruz. Bizimle daha fazla oynanmasın. Onlar zarar ettiklerini söylüyor da köylümüzün sütü 1 liraya alındığında edeceği zarar ne olacak? Bizler Bakanlığımızdan müdahale alımı yaparak arz fazlasını en azından süt tozu şeklinde eritmesini talep ettik. Sonucunu merakla bekliyoruz” diye konuştu.
 

Resimler ve ekler

  • Bedawa Süt.jpg
    Bedawa Süt.jpg
    74.8 KB · Görüntüleme: 99
  • Bedawa Süt2.jpg
    Bedawa Süt2.jpg
    92 KB · Görüntüleme: 92
  • Bedawa Süt3.jpg
    Bedawa Süt3.jpg
    141.1 KB · Görüntüleme: 100
  • Bedawa Süt4.jpg
    Bedawa Süt4.jpg
    142.6 KB · Görüntüleme: 94
  • Bedawa Süt5.jpg
    Bedawa Süt5.jpg
    133.2 KB · Görüntüleme: 95
Cevap: Bildiğiniz İnekten Çıkan Süt Bedawa Oldu 07 Mart 2016 Tarihi İtibari ile ...

Süt zararliymis et te zararliymis ve buğdayda çok zararliymis hepsi kanserojenmis bilim adamlarımız televizyonlarda bas bas bağırıyor millet böyle şeyleri çok takip ediyo insanlarda zaten pek sevmiyor sütü hepten uzak duruyo sebeb bu bence
 
2014 temmuz dan beri 1 tl
şubat 95 kuruş
bu ayda 90 kuruş...

Burhan kardeş 2014 ten beri nasıl ayakta kalıyorsunuz bu fiyatlarla, Allah güç kuvvet versin. Emeği sömürene de sömürttürene de nediyim şimdi.
Sırf köylü kazansın diye yıllardır açık süt alırım Afyonda Ispartada. Ama haftada 20 litre falan en fazla. Ama çorbada tuzum olsun. Hala da 2 liraya alıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Burhan ÖZTÜRK
Bakan Çelik: Sütte 1,15 liradan taviz yok
CİHAN15 Mart 2016 - 18:41:00
Bakan Çelik: Sütte 1,15 liradan taviz yok

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, sütün 1,15 liranın altında satılması konusunda taviz verilmeyeceğini açıkladı.

EXPO 2016 Antalya Ajansı Yönetim Kurulu Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Faruk Çelik, süt fiyatıyla ilgili açıklama yaptı. Düşük seyreden süt fiyatlarına Et ve Süt Kurumu aracılığıyla müdahale edilip edilmeyeceği sorulan Bakan Çelik, süt üretiminde iyi bir noktada olunduğunu söyledi. Türkiye'nin 18,6 milyon ton süt üretimi olduğunu ifade eden Çelik, bunun sevindirici olduğunu kaydetti.

Komşu ülkelerde yaşanan sorunlardan dolayı gerek süt, gerekse süt ürünlerinin satışında bazı sıkıntılar yaşandığına işaret eden Bakan Çelik, arz fazlalığı yaşanan sütün, süt tozuna dönüştürülebilmesi için süt sanayicisinin destek istediğini kaydetti. Bu talep üzerine 3 bin lira destek miktarını ton başına 4 bin 500 TL'ye çıkardıklarını dile getiren Bakan Çelik, şöyle konuştu: "Böylece bir miktar sütün piyasadan çekilmesini sağladık. Fakat bunun yeterli olmadığını ifade ettiler. O zaman biz, Et ve Süt Kurumu'nun devreye gireceğini söyledik. Bununla ilgili gerekli talimatları verdik. Şu anda Et ve Süt Kurumu, İç Anadolu ve Ege'de olmak üzere iki merkezde sütün süt tozuna dönüşmesiyle ilgili çalışmalara başladık. Bu hafta tamamlanacak. İnşallah önümüzdeki hafta bu konuda üreticilerin talepleri yerine gelmiş olacak. 1 lira 15 kuruştan taviz verilmeyecek. Zaten sanayiciyi uyarmıştık üreticiye bu fiyatın altında bir fiyat teklif edilmemesi için. Bu yaptığımız çalışmalar bununla ilgilidir."

ÜRETİCİLERİMİZ MÜSTERİH OLSUN

Domatesteki düşük fiyat sorusuna da muhatap olan Bakan Çelik, domates fiyatının normal seyrine girdiği karşılığını verdi. "Şu anda domatesin durumu iyi." diyen Çelik, "Nisan ayına doğru üretimde daha bir arz fazlası olacak. Biz de şu an ilgili bakan arkadaşlarla bu çalışmaları sürdürüyoruz. Perşembe günü 4 - 5 bakan arkadaşla bir araya geleceğiz. Şu anda piyasaları izliyoruz. Üreticilerimiz bu yönüyle müsterih olsun. 700 bin ton stokta patates var. Bununla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Bunun ihracıyla ilgili bir noktaya geldik. Hem üreticimizi destekliyoruz, ihracatçımızın yanındayız. Böylece patates üreticimizin sorun olarak gördüğü bu arz fazlasını çözecek önlemleri de almış olduk." ifadelerini kullandı.
 
Dünya süt krizinin 6 nedeni
Ali Ekber Yıldırım tarafından 17 Mart 2016 tarihinde eklendi...

Aylardır Türkiye’de et ve süt krizini konuşuyoruz. Bu kriz dünyadan bağımsız değil. Hatta dünya süt piyasasında bizden daha büyük bir kriz yaşanıyor. Çiğ süt fiyatı düşüyor. Avrupalı süt üreticileri hemen her gün eylem yapıyor.Dünyanın en büyük süt-süt ürünleri üreticisi ve ihracatçısı Yeni Zelanda’da süt inekleri kesiliyor. Hayvancılık yapanların yüzde en az yüzde 10’nun sektörden çekilmesi bekleniyor.

Dünyada yaşanan süt krizini Yeni Zelanda’nın Tarımsal Ticaret Özel Temsilcisi Mike Petersen ile konuştuk.

Denizli Acıpayam’da faaliyet gösteren Ata Sancak Çiftliği’nde buluştuğumuz Mike Petersen’a göre dünya süt krizinin 6 temel nedeni var:

1- Rusya’nın uyguladığı ambargo.

2- En büyük tüketici konumundaki Çin’de ekonomik büyümenin yavaşlaması.

3- Yüksek stoklar.

4- Çin’de yerel üretimin artması.

5- Amerika ve Yeni Zelanda başta olmak üzere bir çok üretici ülkede üretimin artması.

6- Global talepte azalma,arzda ise artış var.

Krizi yorumlayan, Mike Petersen, kısa ve orta vadede süt ürünlerine olan talebin artmasını beklemediklerini ancak uzun vadede artış olacağını öngörüyor.

Krizin en büyük üretici ve ihracatçı konumundaki Yeni Zelanda’yı nasıl etkilediğini ve alınan önlemleri sorduğumuzda, kendisi de çiftçilik yapan Mike Petersen şu yanıtı verdi:

“Türkiye’de ve dünyada olduğu gibi bizde de en önemli sorun karlılık. Üreticiler üretim yapıyor ama kar elde edemiyor. Hatta ciddi zarar ediyorlar. Bunun en önemli nedenlerinden birisi fiyat dalgalanmaları. Bildiğiniz gibi Yeni Zelanda’da devlet desteği hiç yok. Bu nedenle üreticiler bankadan borçlanarak üretim yapıyor. Banka borçları artıyor. Fiyatlar normal seyrine döndüğünde borçlarımızı ödeyeceğiz. Ama iki yıldır zarardayız.

Çiftçiler olarak alabileceğimiz önlem, üretimi azaltmak. Bizde de olan bu. Üretim azalıyor. Bu nedenle hayvanlar, süt inekleri kesiliyor. Hayvan kesimi artınca verimlilik,üretim azalıyor. Türkiye’de de bu sürecin yaşandığını öğrendik. Fiyat düşünce inek kesimi hızlanıyor.

Bizim çiftçimiz devletten destek beklemiyor. Desteklerin kaldırıldığı 1985 öncesine kesinlikle dönülmeyecek. Bunun yerine inovatif çalışmalar yapılıyor. Çiftçiler olarak dünya piyasalarındaki duruma ayak uyduracağız. Ama bunu devlet desteği ile değil çiftçiler olarak kendimiz yapacağız. Yeni Zelanda 4.5 milyon nüfusu olan,40 milyon nüfusu besleyebilecek bir güce sahip. Henüz bunun çok küçük bir bölümünü karşılıyoruz.Bu nedenle yaşanan zorlukları biliyoruz ama aynı zamanda bize fırsatlar da sunuyor. Fırsat ve zorlukları bir arada değerlendirmek gerekiyor.”

Ata Sancak Çiftliği’ni gezerken Genel Müdür İsmail İlker Kocaer’e en önemli sorununuz nedir diye? sorduğumuzda, aslında bildiğimiz yanıtı veriyor: ” Önümüzü görmek istiyoruz. Biz süt üretiyoruz.Fakat yarın sütümüzü satabilecek miyiz? Fiyat düşecek mi? endişesi ile bu üretimi sürdürüyoruz. Bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekir.”

Türkiye’deki küçük büyük bütün işletmelerde en önemli sorun yüksek girdi maliyetleri. Özellikle hayvan materyali ve yem maliyeti hayvancılığı derinden etkiliyor.

Yeni Zelanda bu iki konuda da sorunsuz bir ülke. Hayvan materyali sorunu yok. Hayvan ihraç ediyor. Mera hayvancılığı yapıldığı için yem maliyeti yok. Devlet desteği de yok.

Bu şartlarda ülkedeki çiğ süt fiyatı da çok ucuz. Ama üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı orada da çok yüksek.

Mike Petersen’ın verdiği bilgiye göre, çiğ sütün litresi 20 sente satılıyor.Yeni Zelanda Doları 1.9 lira olduğuna göre, çiğ sütün litresi 38 kuruş. Tüketici ise, sütün litresini 2.5 Yeni Zelanda dolarından satın alıyor. Ülkenin kişi başına milli gelirinin 36 bin Amerikan Dolarının üzerinde olduğu unutulmamalı.

Üreticinin kilosunu 5.5 Yeni Zelanda dolarına sattığı dana eti, tüketiciye 20 dolardan satılıyor. Kuzu etinin fiyatı biraz daha pahallı, 25 doları buluyor.

Mike Petersen, üreticinin çiğ süt maliyetinin 25 sent olduğunu ve iki yıldan beri zararda olduğunun altını çizdikten sonra, iki yıldan bu yana çiftçilerin yüzde 10’nun üretimden çekildiğini tahmin ettiklerini söylüyor.

Son olarak, Yeni Zelanda’da süt hayvancılığı yapan işletmelerin ortalama 400 baş hayvana sahip olduğunu, 400 başlık bir işletmeyi 3 kişinin yönetebildiğini, genç nüfusun hayvancılık yapmak istemediğini vurgulamakta yarar var.

Özetle, dünya genelinde sütte büyük bir kriz yaşanıyor. Bu krizi değerlendirirken her ülke kendi koşullarına göre çözüm üretmeye çalışıyor. Çünkü ülkelerin işletme yapısı,maliyetleri, kullandıkları teknoloji çok farklı. Konuları tartışırken de ülkelerin koşullarını göz önünde bulundurmak gerekir.Yem maliyeti olmayan Yeni Zelanda ile Türkiye’deki çiğ süt fiyatını karşılaştırırsanız yanlış yaparsınız.
 
Nisan’da üretim artacak, çiğ süt krizi büyüyecek
Ali Ekber Yıldırım tarafından 10 Mart 2016 tarihinde eklendi

Çiğ sütte yaşanan krizin Nisan’da üretim artışının zirveye çıkmasıyla büyümesi bekleniyor. Süt veren hayvanların doğum oranının arttığı bahar ayları henüz çözüme kavuşturulmayan krizi derinleştirecek. Süt üretiminin Nisan’da yüzde 20 artması bekleniyor.

Üreticinin de sanayicinin de yüksek girdi maliyetlerinden şikayet ettiği çiğ sütte, üretim artarken tüketimin aynı oranda artmaması ve ihracatın azalması nedeniyle sektörde büyük bir kriz yaşanıyor. Krizin aşılması için sektör paydaşları işbirliği yapmak yerine birbirini suçluyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sorunu çözme girişimleri ise başarısızlıkla sonuçlandı.

Son olarak 2007 ve 2008 yıllarında benzer bir kriz yaşanmış ve 1 milyonu aşkın süt ineği kesilmişti. Hayvan varlığının azalması nedeniyle kırmızı et fiyatı yükselirken ithalata bağımlılık arttı. Çiğ sütle başlayan ve kırmızı et fiyatlarının yükselmesiyle devam eden krize çözüm bulmak için bir yandan canlı hayvan ve karkas et ithal edilirken bir yandan da Ağustos 2010’dan 2015 sonuna kadar 390 bin kişiye 9.3 milyar liralık düşük faizli kredi verilerek yeni işletmelerin kurulması sağlandı.

Fiyat düşüşü krizi ateşledi
Bugün gelinen noktada çiğ sütte yine fiyatın düşmesi nedeniyle 2008’dekine benzer bir kriz yaşanıyor. Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenen ve 20 aydan beri değişmeyen, 1 Temmuz 2016’ya kadar da değişmeyeceği açıklanan litre başına 1 lira 15 kuruşluk referans fiyatın altında süt alınması krizin en önemli nedeni.

Sattığı sütle ihtiyacı olan yemi alamayan ve zarar eden çiğ süt üreticisi yeniden inek kesimine yöneldi. Çiğ süt üreticileri, fiyatı 1 liranın altına düşüren sanayicileri suçlarken, sanayiciler de perakende zincirlerini suçluyor.

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çiğ sütte yaşanan krizi atlatmak için süt tozu desteğini ton başına 3 bin liradan 4 bin 500 liraya çıkarmasına rağmen fiyat düşüşünü önleyemedi. Bakanlığın çözüm arayışları sonuçsuz kalınca zararına üretim yapmak istemeyen üretici süt ineklerini kesmeye devam ediyor. Bakanlık süt ineklerinin kesimini durdurmak için 81 İl Valiliği’ne talimat gönderdi.Ancak talimata rağmen inek kesimleri sürüyor.

Krizin nedenleri
Çiğ sütte yaşanan krizin temel nedenlerinden birisi plansız bir şekilde çiğ süt üretiminin artırılması. Ağustos 2010’dan 2015 sonuna kadar 390 bin kişiye kullandırılan 9.3 milyar liralık düşük faizli kredi ile çok sayıda yeni çiftlik kuruldu. Mevcut işletmelerin kapasitesi büyüdü.Çiğ süt üretimi 2010’da 13.5 milyon ton seviyelerinde iken, 2015 sonu itibariyle 18.6 milyon tona ulaştı. Ancak süt tüketimi aynı oranda artmadı. Rusya krizi ve ihracatın en yoğun yapıldığı Ortadoğu’da yaşanan sorunlar nedeniyle ihracatta bazı süt ürünlerinde düşüş yaşandı.Dünya süt tozu fiyatı en düşük seviyeye indi. Süt sanayicileri süt alımını yavaşlattı ve fiyatı düşürdü.Artan yem fiyatları karşısında 20 aydan beri artmayan çiğ süt referans fiyatının litre başına 1 lira 15 kuruştan 80-90 kuruşa kadar gerilemesi üreticileri isyan ettirdi. Zarar eden üretici süt ineği kesimini hızlandırdı. Mevsimsel olarak bu aylarda çiğ süt üretiminin daha da artması bekleniyor. Bu nedenle krizin daha da büyümesinden endişe ediliyor.

Konsey’den sert uyarı
Çiğ sütte referans fiyatı belirleyen Ulusal Süt Konseyi’nin süt sanayicisi Başkanı Harun Çallı, kriz büyürken üreticinin sütünü ucuza kapatmaya çalışan sanayicileri sert bir dille uyararak şu değerlendirmeyi yaptı:“Herkes aklını başına almalı; üreticinin binbir emek ve zahmetle ürettiği sütün karşılığını alması noktasında sorumlu davranmalıdır. Bu noktada hem üretici hem sanayici kesimi, aynı geminin içinde olduklarını hiç hatırdan çıkarmadan, sağduyulu ve aklıselim hareket etmelidir. Öncelikle, üreticinin sütünü hammadde olarak kullanan süt sanayicisi kısa vadeli düşünmemeli, bugün süt arzının fazla olmasını bir fırsat gibi görüp, üreticinin sütünü ucuza kapatmak gibi bir yola tevessül etmemelidir. Süt sektörünün tüm taraflarının temsil edildiği Ulusal Süt Konseyi, üretici ve sanayicinin temsilcilerini aynı masada buluşturarak, çiğ sütte referans alım fiyatı üzerinde bir uzlaşı sağlamakta ve bir tavsiye kararı olarak açıklamaktadır.Burada altını çizmek isterim; üreticiye tavsiye fiyatında altında bir fiyatı kabul ettirmeye çalışmak, her şeyden önce insafsızlıktır. Sayın Bakanımızın da söylediği gibi, süt üreticisini düşük fiyata mahkum ve mağdur etmeye, kimsenin hakkı yoktur.

Unutmayalım ki, süt arzının fazla olduğu dönemde düşük fiyat sebebiyle hayvanını elinden çıkartarak süt üretimine son verecek her üretici, yarın arzın düştüğü dönemde sanayicinin ham madde tedarikinde sorun yaşaması, yani ‘kendi ayağımıza kurşun sıkmak’ demektir. Dolayısıyla üreticiye gözümüz gibi bakmamız, Bakanlığımızın uygulamalarına sıkı sıkıya destek vermemiz şarttır.”

Sanayici ne diyor?

Yaşanan kriz nedeniyle hedef tahtasındaki süt sanayicileri hem yüksek maliyetten hem de perakende zincirlerinden şikayetçi. Türkiye’nin önde gelen süt ürünleri üreticilerinden ve 40 yıldır sektörde olan üst düzey bir yönetici sanayicilerin durumunu DÜNYA’ya şöyle anlattı: “Gelişmiş Avrupa ülkelerinde yüzde 4,5-4,6 yağ ve yüzde 3,5-3,6 oranında protein ihtiva eden süt fiyatı 23-25 euro cent, yani 82 kuruş.Bizde ise 3,5 yağlı 3,1 proteinli sütün işletmelere maliyeti 1,20-1,35 liradır. Yani fiyatımız yüzde 40 pahalı, kalitemiz de yüzde 20 düşük.Sanayici maliyetinin yüzde 70-75 ini oluşturan sütün bedelini ortalama 30 günde, işçilik, enerji, lojistik gibi TL bazlı girdileri ise 15 günde ödemektedir. Buna karşılık marketlerden tahsilat mal tesliminden itibaren minimum 90-120 gündür. Sıfıra yakın stokla bile gitse 90 günlük finansmanı maliyet olarak yüklenmektedir. Bu günkü kredi koşullarında bunun sanayiciye maliyeti yüzde 4,5′ tur. Yine perakende satış noktalarında soğuk zincir sağlıklı olmadığı için iade ürün oranı yüzde 3-6 arasıdır.Bu iadelerde bazı ürünlerde,rework olarak işlense bile genel maliyete yüzde 2-3 civarı ilave yük demektir. Perakende firmalarının değişik adlar altında sanayicilerden kestiği bedellerin oranı ise akıl mantık ötesi durumdadır, mahkum durumdaki
sanayicinin bunlara hayır deme gücü ve şansı yoktur.”

Depolar satılmayan süt ürünleriyle dolu
Neredeyse herkesin deposunun ağzına kadar satılmayan süt ürünleri ile dolu olduğunu ve hiç süt almasa bile sanayicilerin depolarındaki malı 2-3 ayda ancak eritebileceğini vurgulayan süt sanayicisi: ” Devlet sütün fiyatını belirtmekte ama kalitesi ile ilgili bir kriter koymamaktadır.Yine işçiliği,enerjiyi fiyatlamakta, ama akıl dışı perakende fiyatları sorgulamamaktadır. Bu gün Türkiye’nin her yerinde perakendelerde 12 TL gibi komik fiyatlara tulum peyniri adı altında satılan nesne hiçbir yetkilinin dikkatini çekmemektedir.Yine en saygın marketlerde aynı rafta yan yana iki marka kaşar peyniri 16 ve 24 TL’ye satılmaktadır. Aradaki bu uçurum fiyat farkı ne satın almalar ne de yetkili kamu kurumları görmüyor.Süt pahalı,sanayicinin satış maliyetleri tavanda ,perakendecilerde sanayicinin sırtına binmiş durumda bu sitemin sürmesi mümkün mü ,bence mümkün değil.Sonuçta da sanayicide bu durumda süt üreticisinin sırtına binmektedir başka çaresi yoktur.Bu gün sütün en çok üretildiği Marmara ve Ege gibi bölgelerde sanayicilerin süt üreticilerine 4-5 aylık çek verdiğini duyuyoruz.Bütün bu gerçeklere rağmen ne yazık ki kamuoyunda sorunun sebebi sanki sanayicilermiş gibi, haksız bir algıda oluşturulmaya çalıştırılması da hayret verici bir durum.”diye konuştu.

Çiğ süt fiyatı 1 lira 35 kuruş olmalı
Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yıldız, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e sundukları raporda şu görüşlere yer verdi: “Türkiye’de süt taban fiyatı haricinde iki yıldır hiç zam almayan başka gıda ürünü yoktur.Yem, enerji,asgari ücret artışlarını bir kenara bıraksak dahi, 2 yıllık enflasyon dikkate alındığında süt taban fiyatı minimum litre başına 1 Lira 35 kuruş olmalıdır. Süt sanayicisi “ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye” çalışıyor. Bugün ne yazık ki süt taban fiyatına yapılacak zammın oranını tartışacak yerde, 1,15 TL taban fiyatını korumaya çalışıyoruz. Süt sanayicisi doğruları yansıtmamaktadır; 2015 yılında 2014 yılına göre daha fazla süt alıp işlemişlerdir.Daha fazla ihracat yapmışlardır. 2015 yılında 2014 yılına göre süt ürünlerine ortalama yüzde 17 zam yapmışlardır.”

İzmir modeli önerisi
Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, çiğ sütte yaşanan krizin çözüm yolunun “İzmir Modeli” olduğunu belirterek, kooperatiflerle yerel yönetimlerin işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Tüketimin artırılmasını isteyen Eskiyörük, piyasada fazla olarak nitelendirilen sütün ise yine kooperatifler aracılığıyla veya doğrudan Et ve Süt Kurumu tarafından süt tozuna dönüştürülerek piyasadan çekilmesi gerektiğini ifade etti.

Bakan Çelik’ten “Üreticinin mağduriyeti giderilecek” sözü
Sektör temsilcileriyle üst üste toplantılar yapan, süt tozu desteğini ton başına 3 bin liradan 4 bin 500 liraya çıkaran ve çiğ süt fiyatının düşmesini önlemeye çalışan Gıda,tarım ve hayvancılık bakanı Faruk Çelik, üreticinin mağduriyetinin önleneceği sözünü verdi. Çelik’in açıklamaları özetle şöyle.”Arz fazlası süt var.Şu anda laktasyon dönemi olduğu için birkaç ay süt fazlası olacak. Açıklanan 1 lira 15 kuruşluk referans fiyatı ben belirlemedim. Burada, Süt Konseyi’nde üreticiler ve sanayiciler var, hep birlikte oturdular ; ‘1 lira 15 kuruş olacak sütün fiyatı.’ Bizim Bakanlık olarak hiçbir dahilimiz yok. Süt üretimi 18,6 milyon tona çıkınca, arz fazlası çiğ sütün süt tozuna dönüşmesi için biz desteğimizi artırdık. ‘Süt tozuna dönüştürün, 3 bin lira alıyordunuz, biz size ton başı 4 bin 500 lira süt tozuna destek verelim.’ Hiçbir problem yok. Arz fazlasını süt tozuna dönüştüreceğiz ve böylece üreticinin mağduriyeti olmayacak. Diyalogdan yanayız, birlikte oturup birlikte karar alıyoruz. 78 milyona kimsenin zulmetmeye, alın teriyle güneşin altında kavrulan çiftçiye kimsenin zulmetmeye hakkı yoktur.”

Kriz büyüyecek endişesi
Mevsimsel olarak çiğ süt üretiminin en çok arttığı döneme giriliyor. Bu nedenle arz fazlası süt piyasadan çekilmezse önümüzdeki günlerde çiğ süt krizinin daha da büyüyebileceği endişesi var. Bu nedenle sektör paydaşlarının birbirini suçlamak yerine ortak bir çözümde birleşmeleri gerekiyor. Burada da görev piyasayı düzenlemekle görevlendirilen Et ve Süt kurumu’na düşüyor. Sanayicilere verilen süt tozu desteğinin Et ve Süt Kurumu’na verilerek piyasadaki arz fazlası sütün alınarak süt tozuna dönüştürülmesi ve bunun devlet desteği ile ihraç edilmesi gerekiyor. Kısa vadede en uygun çözüm bu. Orta ve uzun vadede ise çiğ süt üretiminin planlanması ve üretim artışına paralel olarak tüketimin artırılması gerekiyor. Bunun için okul sütünün haftanın 3 günü yerine 5 gün ve enaz 8 ay süresince uygulanmalı.İzmir Büyükşehir Belediyesi örnek alınarak diğer belediyelerin de 0-5 yaş arası çocuklara süt vermesi sağlanmalı.

Çiğ Süt üretimi
YIL Üretim (Bin ton)
2010 13.543
2011 15.056
2012 17.401
2013 18.223
2014 18.498
2015 18.654
Kaynak: TÜİK

Çiğ Süt Referans Fiyatı

Dönem Litre/TL
2012 Ekim- 2013 Temmuz 0.90
2013 Ağustos- 2014 Ocak 1.00
2014 Şubat-Haziran 1.05
2014 – 2016 Temmuz* 1.15
*2 yıl sabit fiyat
 
  • Beğen
Tepkiler: DeHLiZ
Kolaya ek vergi getirilsin, ayran ve süt tüketimi ile ilgili kamu spotu verilsin, sütlü tatlılar özendirilsin 😜😜

Şaka bir yana AB nin süt kıtasının kaldırılması, Rusya ile ilişkilerin bozulması hiç iyi olmadı. Sütlerin elde kalmasının nedenleri bunlar. Çok kötü çoook
 
En çabuk çözüm okul sütü projesi. Sadece bahar dönemi ve 3 gün dağıtılacağına 2 dönem ve haftanın her günü dağıtılsa stokların eritilmesi için faydası olur. Ha bu arada Aynes'ten hala Aralık ayının parasını bekliyoruz. Denizli çevresinde şuan binlerce üretici Aynes yüzünden mağdur durumda, hadi bizim buzağılar, kenarda birikmiş para var dayanabiliyoruz ama dayanacak gücü olmayanlar inekleri kestiriyorlar. Birde şaka yapar gibi damızlık inek kesimini yasaklamışlar millette ne yapsın veterinerlere yüklenip damızlık özelliğini yitirmiştir raporu ile inekleri kestiriyorlar.
 

Benzer Konular