Gübre fiyatları son 1 yılda yüzde 90'a yakın zamlandı


Tarım sektörü açısından yüksek girdi maliyetlerine yönelik sorunlar 2021 yılında da çiftçinin en büyük sıkıntısı ve çıkmazı olarak karşımızda duruyor.

2020 yılı genelinde yem fiyatlarından pestisitlere, tohumdan enerji kalemlerine kadar pek çok girdide oldukça yüksek fiyat artışları yaşandı.

Söz konusu maliyetlerdeki artış, çiftçi dolayısıyla tarımsal üretim üzerinde de ciddi bir baskı yarattı.

Bunları hem yazılı olarak hem de televizyon programlarımızda sık sık gündemde tutmaya çalıştık.

Ama kimyasal gübre tarafındaki fiyat artışlarına ayrı bir başlık açmakta fayda var.

Zira tarımsal üretimde önemli bir girdi kalemi olarak öne çıkan gübre fiyatları son 1 yılda yüzde 90'a yaklaşan artışlara sahne oldu.

GÜBRE FİYATLARINDAKİ ARTIŞ %87'YE ULAŞTI

Çiftçiler tek bir çeşit gübre kullanmıyor.

Farklı zamanlar ve ürünler için farklı gübreler kullanıyor.

Çiftçinin en çok kullandığı 5 gübre çeşidinde son 1 yıldaki fiyat artışları yüzde 53 ila yüzde 87 arasında gerçekleşti.

Hangi gübrelerden bahsediyoruz, hemen sıralayalım...

20 Ocak 2020 tarihinde 1,650 TL/ton seviyesindeki ÜRE gübresi, 21 Ocak 2021 itibariyle yüzde 82 artarak bugün 3 bin lira düzeyinde seyrediyor.

Geçen yıl 950 TL civarında olan amonyum sülfat fiyatları ise yüzde 74'lük bir artışla şimdilerde 1,650 TL seviyesine çıktı.

DAP gübresinde ise son 1 yılda yüzde 87'lik bir fiyat artışı yaşandı ve 1,850 TL düzeyindeki ton başına fiyatlar 3,450 TL'ye kadar yükseldi.






15-15-15 taban gübresinde de önemli fiyat artışları oldu. Geçen yıl 1,700 TL seviyesindeki fiyatlar son 1 yılda yüzde 53 artarak 2,600 TL'ye kadar dayandı.

20-20 taban gübresinde de tablo çok farklı değil. Geçen yılın başlarında 1,580 TL düzeyindeki 20-20 taban gübresinin fiyatı son 1 yılda yüzde 55 artarak 2,450 TL'ye kadar çıktı.

Bu rakamları Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru'dan aldım.

Şimdi diyebilirsiniz ki "İthal hammadde girdilerinin yoğun olduğu bir sektörde hem küresel emtia piyasasındaki yukarı yönlü hareket hem de Türkiye özelinde yaşanan kur şoku fiyatları ister istemez yukarıya taşıdı."

Doğru...

Bu cümle, fiyatlardaki artışın sebebini sorgulayanlara verilebilecek en kısa ve net cevap.

Ama Türkiye'nin özellikle yem ve gübre başta olmak tarımsal girdi fiyatlarında kur etkisiyle yaşanan yükselişe karşın, kurdaki geri çekilmeye paralel oranda gerçekleşmeyen bir "fiyat yapışkanlığı" huyu var.

Kur yükselirken aynı hızda artan girdi fiyatları, kur gerilerken bırakın aynı oranda düşmeyi, yakın bir oranda dahi gerilemiyor.

Kısacası fiyatlar genel itibariyle zamlandığıyla kalıyor.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, çiftçinin kışlık ürünlere azotlu üst gübresi ve yazlık ekimler için taban gübresi alımlarını yaptığı bu günlerde, tarımsal üretim açısından en önemli girdilerinden birisi olan gübre fiyatlarındaki aşırı artışlara dikkat çekiyor.

Mutlu Doğru diyor ki, "Hammaddesi petrol olan ve ithal olduğu için fiyatları dolar kuruna endeksli olarak devamlı değişen gübrede en çok kullanılan çeşitleri, geçen yılın bugünki fiyatlarıyla karşılaştırdığımızda yüzde 80’in üzerinde artış olduğunu gözlemliyoruz. Halbuki petrol varil fiyatının 65 dolardan bugün 53 dolara gerilediğine şahit olurken, 5,95 seviyelerindeki dolar kurunun bugün itibariyle yüzde 24'lük bir artış ile 7.40 düzeyinde olduğunu görüyoruz. O halde gübre fiyatları neden bu kadar fazla zamlandı ve yüksek seyrini koruyor? Türkiye İstatistik Kurumu'nun Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinin Kasım ayı hesaplamasına göre tarımsal girdilerin yıllık ortalama yüzde 15.35 arttığı açıklanırken, gübredeki bu artışı nasıl açıklarız?"






Bu sorulara ek olarak bir sorusu daha var Mutlu Doğru'nun: "Çiftçimizin en önemli kuruluşlarından olan ve toplam gübre ticaretinin yüzde 30’unu gerçekleştiren Tarım Kredi Kooperatifleri neden piyasalara müdahale etmiyor?"

Mutlu Doğru, gıda enflasyonu ile mücadele konusunda bakış açısı ve yöntemin de değiştirilmesi gerektiğine inanıyor.

Doğru, "Gıda enflasyonuyla mücadele ederken ürünlerin ihracatına kısıtlama veya tarımsal ürün ithalatının önünü açarak çare aramak yerine, Türkiye’de tarımsal üretimde maliyeti düşürmek; zirai ilaç, tohum, fide, yem, tarımsal alet ve ekipmanlar ile gübre gibi önemli girdilerin fiyatları piyasada daha yakından izlenerek fiyat artışlarında spekülasyonlara müsaade edilmeden, gerekli müdahaleler yapılmalıdır" diyor.

Aslında reçete belli...

Gıda enflasyonuyla mücadele konusundaki çözüm önerileri, yıllardır neredeyse tüm sektör paydaşları tarafından ortak akıl çerçevesinde dile getiriliyor.

Söz konusu reçeteyi Mutlu Doğru bir kez daha hatırlatıyor: "Gıda enflasyonuyla en iyi mücadele; çiftçimize ucuz girdi sağlayarak, üretim planlamasıyla daha fazla üretmesi, verimliliğin arttırılması, pazarlama zincirindeki aksayan yönlerin yeniden düzenlenmesi ve fazla ürettiğimiz ürünler için yeni yurt dışı pazarlar bulunmasıyla yapılabilir."

ÇİFTÇİ MANTIKLI BİR AÇIKLAMA BEKLİYOR

Mutlu Doğru'nun söylediklerine ve yaklaşımına itiraz edecekler olabilir.

Ama sonuç itibariyle söz konusu ürünlerin nihai kullanıcısı çiftçiler ve haklı olarak maliyetlerdeki bu artışın neden ve sonuçlarını sorguluyorlar.

Eğer sistemin işleyişinde bilinmeyen bir konu, fiyatların artışında gözden kaçırılan bir nokta varsa bunun da kamu kurumları ve gübre sektörü paydaşları tarafından çiftçiyi ikna edecek biçimde açıklanması gerekir.






Mutlu Doğru da aslında bunu istiyor ve şunları söylüyor: "Un ve muz gibi ürünlerin ticaretini incelemeye alan Rekabet Kurulu'nun gübre piyasalarını ve fiyatlarını, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından müdahil olunarak, incelemesi gerekmekte ve bu artışların varsa mantıklı bir açıklaması tüm üreticilerimize yapılmalıdır. Gübredeki bu anormal fiyat artışlarının tarımsal verimliliği, ülkenin tarımsal rekoltesini ve sonuçta da tüketici fiyatlarını olumsuz etkileyeceği gerçeği unutulmamalıdır."

Mesele basit bir fiyat artışı konusu değil.

Tarımsal girdilerdeki fahiş yükselişler çiftçi üzerinde önemli derecede baskı, tarımsal üretimin geleceğine yönelik de ciddi kırılganlıklar yaratıyor.

Dolayısıyla bu kronik problemlere artık eğilmek ve soruna kalıcı çözümler üretmek gerekiyor.

Aksi takdirde bugün sadece üreticinin meselesiymiş gibi gözüken bu mevzular yakın gelecekte tüketicinin sorunu olarak daha büyük bir çapta karşımıza çıkacak.

Bu konular önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacak gibi gözüküyor.
 
Devlete laf ettirmeyen biri vardı hani devlet neden yardım etmiyor dokunmuyor dış güçler mi yapıyor hep esiyorlardı niye güçlerini sadece lafta yetiriyorlar
Hükümet demek istedin sanırım. Ben bu konuda birşeyler kazıyacağım buraya. İşi yine siyasiye çekecekler ama!!! Bence tek hükümeti suçlamak yanlış! Muhalefetler işini çok çok iyi yapmış olsaydı iktidarda buna önlem alırdı.
 

Resimler ve ekler

  • IMG_20210121_111549.jpg
    IMG_20210121_111549.jpg
    130.6 KB · Görüntüleme: 37
  • IMG_20210121_111542.jpg
    IMG_20210121_111542.jpg
    133.2 KB · Görüntüleme: 37
  • IMG_20210121_111624.jpg
    IMG_20210121_111624.jpg
    119 KB · Görüntüleme: 37

Hükümet demek istedin sanırım. Ben bu konuda birşeyler kazıyacağım buraya. İşi yine siyasiye çekecekler ama!!! Bence tek hükümeti suçlamak yanlış! Muhalefetler işini çok çok iyi yapmış olsaydı iktidarda buna önlem alırdı.
Muhalefet millet vekilleri başkanı çiftçiden esnaftan bahsediyor bu bile bir şey baştakiler ne yapıyor halimiz iyiymiş muhalefetin ne yetkisi var önergeler çıkmadan kabul edilmiyor nereye kadar bu düzen
 
Ne yapsalar halimizin iyi olduğunu mu söyleseler tarım bakanı gibi çiftçi kazandı mı desinler ne derse yaranırlar kandırarak mı bizde alışmışız kazığı atanı severiz
Uzatmadan kızgınlığımın sebebini açıklayayım. Benim gibi çektik yetiştiricisinin oy verdiği meclis üyesi kalkmış dsi suları ile çeltik ekilmesin diyor. Sanayi bölgesinde olan fabrikalar 12 ay delicesine o suyu kullanırken sesleri çıkmıyor. Koskoca meriç nehri koca kış denize akıyor çare arayacağına ekilmesin diye kesip atıyor. Tırsık yaklaşımları var. Mertçe muhalefet edemiyorlar meydanı bıraktılar hükümete suç onların değilde benim mi!!!
 
Çok mükemmel bir yazı. .Bunları yukarı duyurmali
Toplansak 1000 tane çiftçi gerekirse günlerce telefonlarını kilitlesek? Bugün ticaret bakanlığı fahiş zam yapan 375 firmaya toplam 11 milyon 885 bin ceza yazmış.

Bu işin oluru yok artık dolar artıyor zam geliyor dolar düşüyor yine zam geliyor. Üç beş tane büyük baş istediği gibi oynuyor piyasada. Her yıl aynı terane. Yok fabrikalarda üretim durmuş yok mal kalmamış depolarda bi söylenti hop 1 ayda ekstradan %20-40 zam yapıştırıyorlar en yoğun kullanılacak dönemlerde.

Avrupalılar müslümanlardan korkmazlarmış severlermiş mülayim böyle vur ensesine al ekmeğini tipinde olanlar en sevdiği müslümanlarmış. Korktukları çekindikleri sevmedikleri ise örgütlü müslümanlarmış. Türkiye'de çiftçi malesef ne sendikası var ne kooperatifi ne odası ne barosu ne bilmem ne kuruluşu. Çiftçiyi savunması gerekenler çiftçiyi en çok sömürenler. O zaman biz organize olacaz.

Almıyoruz ekmiyoruz satmıyoruz demekle de olacak iş değil. Toprağa küsmek, toprağa nankörlük etmek olmaz. Toplanıcaz burda boş boş ağlayıp sızlanacağımıza milyonlarca kuru kalabalık olmaya da gerek yok. 1000 kişi bile fazla. 100 kişi yeter arkadaşlar.

100 kişi. Günde 20-25 kere telefonunu açıp sırayla odaları bakanlıkları vs arayacak. Ne oluyor diyecekler. Ulaşmak isteyen ulaşamayacak kilitlenecek telefonları bir hafta 2 hafta o zaman duyacaklar sesimizi. Eylem yapma toplanma gibi şeylerde organize olmak zor bizler için yapamayız da zaten kimse de çıkmaz. En kolayı bu. Elinden gelen anlayan cimere yazsın, iletişim başkanlığına yazsın. İfşa edelim hangi Tkk şubesi hangi pancar koop. şubesi hangi tüccar ne fiyat çekiyor ne yalan söylüyor tek tek ifşa edip sürekli arayıp şikayet etmek gerek. Dolandırılıyorum! Soyuluyorum! Hırsız var diye bağırmak gerek.

Benim nacizane aklıma bu geliyor. İşi gücü yerinde olan büyük çiftçi için çok dert değil bu zamlar. Ekim ayında üre 2300ken aldılar koydular depolarına. Buğdayı da 1600den değil 2300 den sattılar. Şimdi harmanda 1600den satan adam 3000den nasıl üre alsın? Şu işlerde sezon boyunca sabit fiyat garantisi verilmesi lazım çiftçiye. Malımı kaçtan satacağımı bile bilmeme gerek yok. Gübremi ilacımı kaçtan alacağımı bilsem bana yeter başka bişey istemiyorum.

Varsa aklına başka bişey gelen yapalım ben varım. Şurdan başka azıcık organize olabileceğimiz başka bir yer var mı ben bilmiyorum. Burdan da bu işi yapacak adam çıkmazsa kusura bakmayın bizden hiç bişey olmaz. Sermayenin oyuncağı oluruz. Gözünü açan gübresini erken alan ürününü geç satan şanslılar para kazanır yapamayanlar onların kazandığına bakıp dövünüp oturur.

Ben gübremi 2650 vade dahil ödenecek tutar ile aldım. Buğdayımı da 1800den 2300e kadar sattım. Kendi adıma konuşuyorum. Geçen yıl da 1800den üre 1200den Can almıştım. Bir kaç yıldır uyanıklık yapıyorum üttürmüyorum kendimi. Ama erken almayıp %20-30 fazla para veren adama içim acıyor. Beni çok etkilemedi ama gelin birlik olalım azıcık organize olalım çok içten çağrımdır. Yaparız diyenler varsa burda aranabilecek neresi varsa numaraları mail adreslerini, cimer,iletişim başkanlığı linklerini vs paylaşalım var mısınız?
 

Benzer Konular