09 Aralık 2013 - 02:30
BİLE BİLE LADES!
Japon yeni ve İsviçre frangı ile kredi alan dövizzedeler konusunda bilirkişi, bankaların dövizin fırlayacağını bildiği tespitini yaptı. Meclis, Başbakanlıka uzlaşma ya da yasa talimatı verdi. Karar uygulanmak zorunda
ÖNDER YILMAZ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2008de bankalardan Japon yeni ve İsviçre frangına endeksli konut kredisi alan ancak dövizdeki aşırı yükselme sonucu mağdur olan 7 bin vatandaş için Başbakanlıka talimat gönderdi.
Hazırladığı raporda, bankaların dövizin fırlayacağını bile bile vatandaşları Japon yeni ve İsviçre frangı üzerinden konut kredisi çekmeye teşvik ettikleri tespitine yer veren TBMM, bankalar ile vatandaşların Başbakanlık koordinasyonunda bir komisyon kurularak uzlaştırılmasını istedi.
Banka yönlendirdi
TBMM, bunun başarılamaması halinde yasal düzenleme gerektiğini, aksi durumda kanundan kaynaklanan yaptırımları uygulayacağını iletti.
TBMM Dilekçe Komisyonu, dövizzede vatandaşlardan gelen yüzlerce başvuru üzerine bankalar ve ilgili devlet kurumlarıyla bir araya gelerek kapsamlı bir rapor hazırladı.
4 Aralıkta karara bağlanan çalışmada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Yılmaz ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İsmail Altay bilirkişi olarak görevlendirildi.
Altayın bilirkişi görüşünde, Bankaların, özellikle 2007 yılı sonuna doğru, basını kullanmak suretiyle en istikrarlı para birimlerinin Japon yeni ve İsviçre frangı olduğunu ileri sürerek müşterilerine bu para birimlerine endeksli kredileri pazarladıkları, anılan kredilerin özellikle 2008 yılı yaz aylarında daha yoğun olarak kullandırıldığının gözlemlendiği ifadesi yer aldı.
Raporda, Altayın görüşleri arasında Kredi ile konut almak isteyen tüketicilerin TL kredisi ya da Amerikan doları ve euroya endeksli kredilerin yüksek faiz oranlarını ödeme güçleri olmadıkları için, banka memurlarının kendilerini özellikle yen ve frank endeksli kredilere yönlendirdiklerini ifade ettikleri ve ikna etmek için de geçmiş yıllara ilişkin 7 ve 10 yıllık kur artışlarını gösterdikleri ve enflasyonist dönemi de anlatarak kurun istikrarlı olduğuna ikna ettikleri bilgisinin bulunduğu kaydedildi.
Merkez uyarmış
Rapora göre, Altay, bankaların Japon yeninin yükseleceğini önceden bildiğini ise Merkez Bankası kararına dayandırdı. Raporda Altayın şu tespitine yer verildi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2007-1 Numaralı Ödemeler Dengesi Raporunda, Dış Ekonomik Gelişmeler başlığı altındaki 10uncu maddede Türkiyede faaliyet gösteren bankaları Japon ekonomisinin gidişatı, Japonya Merkez Bankasının para politikasını değiştireceği ve yenin yükselişe geçeceği uyarısında bulunduğu görülmektedir.
Kahtalı Mıçı simge oldu
Adıyamanlı türkücü Kahtalı Mıçı (Mustafa Aslan) uzun süre dövizzedelerin simgesi oldu. Mıçı 2008 yılında Japon yeni cinsi 110 bin lira civarı konut kredisi kullandı. Faizi düşük olduğu için daha önce hiç görmediği Japon yenini tercih etti. 2007 yılı sonu, Mıçı krediyi almadan önce 1 dolar 123.42 yendi.
2011de 1 dolar 83 yen oldu, yani yüzde 50nin üzerinde değerlendi. Kur riski gerçekleşince Mıçının ödemesi de aynı oranda arttı. Mıçı 2 yıl ciddi maddi sıkıntılar yaşamasıyla gündeme geldi.
İŞTE BAZI TESPİTLER
Raporun sonuç bölümünde TBMM Dilekçe Komisyonu şu tespitlerde bulundu:
* Türkiye Bankalar Birliğinden alınan bilgiler ışığında 2007-2009 yılları arasında Japon Yeni ve İsviçre Frangı ile kredi almış ve mağdur olmuş olabilecek yaklaşık 6000 - 7000 tüketicinin olabileceği belirlenmiştir.
* Bankaların kur farkından dolayı aldıkları ücretleri faiz getirisi olarak gösterdikleri, böyle bir faiz oranının haksız kazanç ve sebepsiz zenginleşme olarak yorumlanabileceği düşünülmektedir.
* Oluşturulacak herhangi bir çözüm tarzının her iki tarafın da menfaatine uygun olması gerektiği, borçlunun ödemelerini sürdürebilmesini sağlarken bankaları da zarara uğratmaması gerektiği kanaati oluşmuştur.
Uzlaşma veya yasa
TBMM Dilekçe Komisyonu, Başbakanlık koordinatörlüğünde, bireysel dövize endeksli kredi kullanan ve mağdur olmuş tüketicilerin korunması amacıyla, bütün tarafların katılımıyla başta mağdurların temsilcileri olmak üzere Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Bankalar Birliği ile en fazla dövize endeksli kredi vermiş olan banka temsilcilerinden oluşan bir komisyonun kurulmasına, Komisyonun inceleme ve değerlendirmesi neticesinde idari düzenleyici işlem yapılması gerekiyorsa yapılmasına, tarafların uzlaştırılması için bir çözüm yolunun bulunmasına, taraflar anlaşmaya yanaşmıyorsa ve Tarafınızca uygun görülüyorsa TBMM İçtüzüğünün 116ncı maddesi gereğince kanuni düzenleme yapılmasında değerlendirilmesine oybirliğiyle karar verildi değerlendirmesini yaptı.
BİLE BİLE LADES!
Japon yeni ve İsviçre frangı ile kredi alan dövizzedeler konusunda bilirkişi, bankaların dövizin fırlayacağını bildiği tespitini yaptı. Meclis, Başbakanlıka uzlaşma ya da yasa talimatı verdi. Karar uygulanmak zorunda
ÖNDER YILMAZ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2008de bankalardan Japon yeni ve İsviçre frangına endeksli konut kredisi alan ancak dövizdeki aşırı yükselme sonucu mağdur olan 7 bin vatandaş için Başbakanlıka talimat gönderdi.
Hazırladığı raporda, bankaların dövizin fırlayacağını bile bile vatandaşları Japon yeni ve İsviçre frangı üzerinden konut kredisi çekmeye teşvik ettikleri tespitine yer veren TBMM, bankalar ile vatandaşların Başbakanlık koordinasyonunda bir komisyon kurularak uzlaştırılmasını istedi.
Banka yönlendirdi
TBMM, bunun başarılamaması halinde yasal düzenleme gerektiğini, aksi durumda kanundan kaynaklanan yaptırımları uygulayacağını iletti.
TBMM Dilekçe Komisyonu, dövizzede vatandaşlardan gelen yüzlerce başvuru üzerine bankalar ve ilgili devlet kurumlarıyla bir araya gelerek kapsamlı bir rapor hazırladı.
4 Aralıkta karara bağlanan çalışmada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Yılmaz ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İsmail Altay bilirkişi olarak görevlendirildi.
Altayın bilirkişi görüşünde, Bankaların, özellikle 2007 yılı sonuna doğru, basını kullanmak suretiyle en istikrarlı para birimlerinin Japon yeni ve İsviçre frangı olduğunu ileri sürerek müşterilerine bu para birimlerine endeksli kredileri pazarladıkları, anılan kredilerin özellikle 2008 yılı yaz aylarında daha yoğun olarak kullandırıldığının gözlemlendiği ifadesi yer aldı.
Raporda, Altayın görüşleri arasında Kredi ile konut almak isteyen tüketicilerin TL kredisi ya da Amerikan doları ve euroya endeksli kredilerin yüksek faiz oranlarını ödeme güçleri olmadıkları için, banka memurlarının kendilerini özellikle yen ve frank endeksli kredilere yönlendirdiklerini ifade ettikleri ve ikna etmek için de geçmiş yıllara ilişkin 7 ve 10 yıllık kur artışlarını gösterdikleri ve enflasyonist dönemi de anlatarak kurun istikrarlı olduğuna ikna ettikleri bilgisinin bulunduğu kaydedildi.
Merkez uyarmış
Rapora göre, Altay, bankaların Japon yeninin yükseleceğini önceden bildiğini ise Merkez Bankası kararına dayandırdı. Raporda Altayın şu tespitine yer verildi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2007-1 Numaralı Ödemeler Dengesi Raporunda, Dış Ekonomik Gelişmeler başlığı altındaki 10uncu maddede Türkiyede faaliyet gösteren bankaları Japon ekonomisinin gidişatı, Japonya Merkez Bankasının para politikasını değiştireceği ve yenin yükselişe geçeceği uyarısında bulunduğu görülmektedir.
Kahtalı Mıçı simge oldu
Adıyamanlı türkücü Kahtalı Mıçı (Mustafa Aslan) uzun süre dövizzedelerin simgesi oldu. Mıçı 2008 yılında Japon yeni cinsi 110 bin lira civarı konut kredisi kullandı. Faizi düşük olduğu için daha önce hiç görmediği Japon yenini tercih etti. 2007 yılı sonu, Mıçı krediyi almadan önce 1 dolar 123.42 yendi.
2011de 1 dolar 83 yen oldu, yani yüzde 50nin üzerinde değerlendi. Kur riski gerçekleşince Mıçının ödemesi de aynı oranda arttı. Mıçı 2 yıl ciddi maddi sıkıntılar yaşamasıyla gündeme geldi.
İŞTE BAZI TESPİTLER
Raporun sonuç bölümünde TBMM Dilekçe Komisyonu şu tespitlerde bulundu:
* Türkiye Bankalar Birliğinden alınan bilgiler ışığında 2007-2009 yılları arasında Japon Yeni ve İsviçre Frangı ile kredi almış ve mağdur olmuş olabilecek yaklaşık 6000 - 7000 tüketicinin olabileceği belirlenmiştir.
* Bankaların kur farkından dolayı aldıkları ücretleri faiz getirisi olarak gösterdikleri, böyle bir faiz oranının haksız kazanç ve sebepsiz zenginleşme olarak yorumlanabileceği düşünülmektedir.
* Oluşturulacak herhangi bir çözüm tarzının her iki tarafın da menfaatine uygun olması gerektiği, borçlunun ödemelerini sürdürebilmesini sağlarken bankaları da zarara uğratmaması gerektiği kanaati oluşmuştur.
Uzlaşma veya yasa
TBMM Dilekçe Komisyonu, Başbakanlık koordinatörlüğünde, bireysel dövize endeksli kredi kullanan ve mağdur olmuş tüketicilerin korunması amacıyla, bütün tarafların katılımıyla başta mağdurların temsilcileri olmak üzere Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Bankalar Birliği ile en fazla dövize endeksli kredi vermiş olan banka temsilcilerinden oluşan bir komisyonun kurulmasına, Komisyonun inceleme ve değerlendirmesi neticesinde idari düzenleyici işlem yapılması gerekiyorsa yapılmasına, tarafların uzlaştırılması için bir çözüm yolunun bulunmasına, taraflar anlaşmaya yanaşmıyorsa ve Tarafınızca uygun görülüyorsa TBMM İçtüzüğünün 116ncı maddesi gereğince kanuni düzenleme yapılmasında değerlendirilmesine oybirliğiyle karar verildi değerlendirmesini yaptı.