2002 yılında Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçimiz vardı. 2 milyon 800 bin çiftçimiz bugün 2 milyona düştü. O çiftçimizin o gün yaklaşık 1 milyar borcu vardı. Gayri resmi borcu da 400 milyondu. 1 milyar 400 milyon borcu vardı.
Bakın çiftçi 800 bin kadar düşmüş. Bugün çiftçinin sadece bankalara 109 milyar borcu var. 100 kat borç artmış. Çiftçinin borcu 100 kat artmış.
Bunun içinde ne yok biliyor musunuz? İlaç bayilerine çiftçinin borcu bilinmiyor. Gübre bayilerine bilinmiyor. Tohum bayilerine bilinmiyor. Elektrik borcu bu işin içinde yok. Yaklaşık yüzde 40 da bu borçları ilave ediyoruz. 140 milyarın üzerinde çiftçinin borcu var. Bu ne demek biliyor musunuz? Çiftçi batmış, çiftçi ölmüş. Ağlayanı yok.
bir de şöyle bakalım,
tarımda (ekip-biçme), hayvancılıkta verim ve verimlilik çok önemli...
dünyada artık tarım, hayvancılık makinalı yapılıyor...
tarım yapılan araziler büyük,
hayvancılık yapılan çiftlikler büyük...
belki de, tarım siyaseti bunu gerçekleştirme yönünde...
birçok küçük, orta büyüklükte çiftçinin bu işi bırakması..
aile işletmesi şeklinde yapılan hayvancılığın, artık kazanç amaçlı değil,
sadece geçim amaçlı olması hedefleniyor olabilir...
zaman, zaman, her bir aileye 2 inek, 5 koyun verilmesi gibi...
yukarıdaki yazıdan, bunun başarıldığı, gidişatın da bu yönde olduğu,
anlaşılıyor... (çiftçi sayısının 800 bin azalması..., köyden şehire göç, ucuz işgücü vs)
dünya da tarım işiyle uğraşan büyük, birçok ülkede faaliyet gösteren (ilaç, tohum vs),
dünya şirketleri de daha kolay ticaret yapmak için, bu durumu istiyor olabilir...
kimbilir...
