Dünya'dan Ekonomi Haberleri


Dünya Gazetesi'nin yayınladığı Günlük Bültenden önemli gördüğüm bilgileri bu başlık altında paylaşacağım.

Hem kendime arşiv oluşturmuş olacağım hemde sizlerin istifadesine sunmuş olacağım.

Dünya Gazetesinin Günlük ya da Haftalık Bültenlerinin tamamına erişmek için; https://www.dunya.com/ adresinden mailinizle talepte bulunabilirsiniz.
 
Son düzenleme:
18 Ekim 2021

Yurt içi piyaslarada, fiyatlamalar açısından kritik bir viraja daha giriliyor. Bu hafta gözler 21 Ekim Perşembe günü gerçekleştirilecek Merkez Bankası PPK toplantısından çıkacak faiz kararında olacak.Haftanın ilk gününde Hazine ihaleleri takip edilirken, yurt dışında ise ABD sanayi üretimi verisi takip edilecek.

Üst üste 7 işlem gününde rekor kırmaya devam eden dolar/TL, haftanın ilk gününde de rekor serisine devam ediyor. Bu sabah saatlerinede dolar/TL için tarihi seviyeler 9,27'ye taşınırken Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam etme olasılığı baskı unsuru olmaya devam ediyor. Euro/TL'de gece yarısı 10,79'u aşarak rekor tazledikten sonra bu sabah saatlerinde 10,74 civarında işlem görüyor. (Saat 08:15 itibariyle)

Çin ve Hong Kong hisse senedi piyasaları, Çin ekonomisinin üçüncü çeyrekte beklenenden daha yavaş büyüdüğünü gösteren verinin ardından gerilerken bölgesel hisse senedi piyasaları üzerinde de baskı oluştu. Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi en son yüzde 0,2 geriledi. Japonya'nın Nikkei endeksi yüzde 0,3 geriledi. ABD S&P 500 endeks vadeli işlemleri yatay seyretti.

COVID-19 salgınının etkilerinden toparlanma ile birlikte talebin yükselmele devam etmesi uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarını son yılların en yüksek seviyelerine taşımaya devam ediyor. ABD ham petrolünün varil fiyatı bu sabah 83,73 dolara kadar yükseldi ve 7 yılın zirvesine çıktı. Brent petrol de 4 yılın zirvesi olan 86 doların üzerini test etti.

Spot altının ons fiyatı 1.768 dolar düzeyinde yatay seyrediyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında bugün Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı gerçekleştirilecek. Resmi Gazete'de 30 Haziran'da yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan EKK'nin yapacağı toplantıda, başta 2022 yılı bütçesi olmak üzere son ekonomik gelişmeler değerlendirilecek.

Çin ekonomisinde büyüme 2021 yılının üçüncü çeyreğinde keskin şekilde yavaşladı. 5,2 büyümesi beklenen Çin ekonomisi yüzde 4,9'lük büyüme kaydetti. Enerji sıkıntısı,tedrik zinciri problemleri ve Pekin yönetiminin gayrimenkul ile teknoloji sektörlerine yönelik uyguladığı tedbirler büyümeyi yavaşlattı. Çin'in sanayi üretiminde artış, Eylül ayında ekonomistlerin beklentilerinin altında kaldı. Perakende satışlar ise Ağustos ayına göre toparlandı.

Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klass Knot, merkez bankaları en önemli teşvik programlarını gelecek yılın ilk yarısında sona erdirmeye, kapatmaya başladıklarında faizlerin yükselmeye başlayacağını söyledi.

Financial Times'ın haberine göre Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Birliği'nin ihrac ettiği tahvillerden yapabileceği satın alma miktarını artırmanın yollarını araştırıyor.

ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, tedarik zincirlerinin karşı karşıya oldukları bir çok zorluğun gelecek yıla da taşınacağını söyledi.
 
20 Ekim 2021

Borsa Eridi: BIST 100 Endeksi 1,5 dolar​

Borsa İstanbul endeksleri Merkez Bankası’nın yatırımcı toplantısında çekirdek enflasyon vurgusu yapması ve faiz indirimi mesajı olarak değerlendirilmesiyle başlayan 1 Eylül’den bugüne dolar bazında kaybetti. BİST100 endeksi yüzde 14,3 gerilerken bankacılık endeksinde kayıp yüzde 20,59 oldu. Tek kazanan ise ulaştırma endeksi.​

Şebnem Turhansebnem.turhan@dunya.com
GÜNCELLEME20 Ekim 2021 07:00

https://i.dunya.com/storage/files/images/2021/10/20/bist-100-aemQ_cover.jpg
Takip Et
Şebnem TURHAN
Merkez Bankası’nın faiz indirimi mesajları vermeye başladığı 1 Eylül’den bu yana TL dolara karşı yüzde 12,5 değer kaybetti, Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizi 300 baz puan arttı ve Türkiye’nin 5 yıllık ifl as risk primi CDS’leri de 87 puan yükseldi. Tüm bu olup biten sırasında Borsa İstanbul BİST 100 endeksi TL bazında bu dönemde yüzde 3,83 gerilerken dolar bazında endekste kayıp çok daha yüksek oldu. BİST 100 endeksi dolar bazında 1 Eylül’den bu yana yüzde 14,3 düşerken en yüksek kayıp ticaret ve bankacılık endekslerinde oldu. BİST 100 endeksinin dolar bazında en yüksek seviyeyi gördüğü 2010 Kasım ve 2013 Mayıs’a göre ise dolar bazında düşüşü yüzde 70’i aştı. Mayıs 2013 ve Kasım 2010’da 5 doların üzerine çıkan dolar bazında BİST 100 endeksi şimdi ise 1.51 dolar seviyelerinde.

Ticarette 'fahiş fiyat' da etkili​

Borsa İstanbul'da ulaştırma hariç tüm endeksler dolar/TL'nin sert hareketlerine başladığı 1 Eylül'den bugüne dolar bazında kaybetti. En fazla kayıp ise yüzde 21,94 ile ticaret endeksinde yaşandı. Bu endekste son dönemlerde fahiş fiyat suçlamasıyla denetimlerin yoğunlaştığı perakende zincirlerinin de hisselerinin bulunması kaybın biraz daha fazla olmasına neden oldu. Hem TL’nin dolara karşı kaybı hem de soruşturma haberleri ticaret endeksinde satışı hızlandırdı.

Bankacılık endeksinde yüzde 90 kayıp​

Bankacılık endeksi ise son günlerde sürekli kayıpta. Yabancı yatırımcının tercih ettiği şirketlerin yer aldığı bankacılık endeksinde 1 Eylül’den bu yana yaşanan düşüş yüzde 20,59 oldu. Bankacılık endeksi hem dolar/ TL’deki sert hareketler, CDS’teki yükseliş hem de 10 yıllık tahvil faizindeki yükselişten olumsuz etkileniyor. Ayrıca yabancı yatırımcı oranının da yüzde 41,48 ile tarihi en düşük seviyeye inmesi de kalan yabancının bankacılık endeksinde yoğun satışının sürdüğünü gösteriyor. Kasım 2010’da 12 doları aşan bankacılık endeksi şimdi ise 1.29 dolar seviyesinde. 11 yılda yaşanan kayıp yüzde 90’ı buldu. Dün ise bankacılık endeksinde toparlanma çabaları görüldü.

Halka arz endeksinde yüzde 9,14 düşüş​

Dolar bazında yüksek kayıp yaşayan bir diğer endeks ise tekstil oldu. 1 Eylül’den bu yana düşüş yüzde 18,29 seviyesinde. İnşaat endeksi ise yüzde 17,1 kayıp yaşadı. İki endekste de tedarik zincirindeki sıkıntıların yanı sıra hammadde fiyatlarındaki rekorlar ve TL’nin dolara karşı kaybı düşüşlerde etkili oldu. Gıda endeksinde ise yüzde 17 kayıp var. Borsa İstanbul’a yeni gelen yatırımcıların yoğun tercih ettiği BİST 100 dışı şirketlerin bulunduğu BİST TUMY endeksinde de yüzde 11,99 kayıp var. TL bazında ise bu endeks neredeyse yatay kaldı yanı sürede. Yine yerli bireysel yatırımcının en çok tercih ettiği halka arz edilen şirketlerin hisselerinin işlem gördüğü halka arz endeksi aynı dönemde yüzde 9,14 düştü. Endeks TL bazında ise yüzde 2,24 getiri sağlamayı başardı.

grf-1-OjiZ.jpg
Ulaştırma endeksi dolar bazında tek kazanan​

Normalleşmenin başlamasıyla operasyonlarını artıran havacılık sektörü şirketlerinin etkisiyle ulaştırma endeksi 1 Eylül’den bu yana dolar bazında getiri sağlayan tek endeks oldu. Bu dönemde dolar bazında yüzde 0,17 yükselen ulaştırma endeksi TL bazında ise yüzde 12,71 getiri sağladı. THY ve Pegasus hisseleri de yabancı aracı kurumların raporlarında al tavsiyeleriyle yer alıyor.

Sanayi endeksi de yüzde 11,79 geriledi​

Yabancı aracı kurum raporlarında al tavsiyesi verilen sanayi şirketlerinin yer aldığı sanayi endeksi de dolar bazında 1 Eylül'den bu yana yüzde 11,79 kayıp yaşamaktan kurtulamadı. Kimya, petrol ve plastik endeksi de aslında yükselen emtia fiyatları nedeniyle dikkat çeken endeksler arasında. Dolar bazında 1 Eylül’den bu yana yaşanan kayıp yüzde 5,78 seviyesinde. Ancak TL bazında bu endekste de getiri yüzde 6’yı aştı.

Dolar/TL'de yeni zirve 9,37​

Önceki gün Türkiye piyasaları açıkken 9.34 lira sınırına dayanan dolar/TL dün Türkiye piyasaları kapalı iken uluslararası işlemlerde 9.37 lirayı aştı. 9.3765 lirayı gören dolar/TL Türkiye piyasaları açıldıktan sonra 9.33 lira seviyesinden işlem gördü. Dolar endeksinin küresel çapta değer kaybettiği ve gelişmekte olan ülke para birimlerinin güç kazandığı dün dolar/TL de 9.30 ile 9.35 lira arasında dalgalı bir seyir izledi.
 

Kamyon karaborsaya düştü!​


İhracatın hızlanmasıyla birlikte denizyolundaki konteyner krizi ve demiryollarında artan kapasite sorunu, uluslararası yük trafiğini karayoluna kaydırdı. Lojistik firmaları artan taleple filolarını büyütmek istiyor. Ancak satın alacak çekici ve kamyon bulamıyor. Tedarik sorunu hem sıfırda hem de ikinci elde fiyatları uçurdu.​

04 Kasım 2021 07:00

Aysel YÜCEL

Türkiye’de ihracat rekorlar kırarken, taşımacı sorunlarını çözmeye çalışıyor. Pandemiyle birlikte hem e-ticaret hem de uluslararası taşımaların hız kazanması lojistikçinin araç ihtiyacını artırdı. Araç üreticileri 2020’nin üçüncü çeyreğinden bu yana artarak devam eden taleple karşı karşıya. Geçen yıl salgın tedbirlerinin kısıtladığı üretim tarafında bu yıl çip başta olmak üzere hammadde kaynaklı krizler yaşanıyor. Karayolunda son aylarda ihracatın artmasına karşın ithalatın bu hıza yetişememesi de araç ihtiyacını artıran bir diğer neden olarak öne çıkıyor. İhracat seferi yapan TIR’ların ithalat yükü bulmakta zorlandığı için dönüş süresi uzadı.

Tedarik problemlerinin hammadde maliyetlerini önemli oranda artırdığına dikkat çeken sektör yetkilileri, “Maliyetlerle birlikte terminlerin de çok ileri kayması fiyat artışlarını kaçınılmaz kılarken, bu artışlar bile üreticilerin kar/zarar belirsizliklerini gideremiyor” dedi. Kur artışı da çekici ve kamyon fiyatlarını yukarı çeken bir başka neden. Sadece kur artışı nedeniyle fiyatlar yılbaşından bu yana yüzde 20 arttı. Bunun üzerine, hammadde krizi kaynaklı maliyet artışları da eklenince bir TIR’ın fiyatı 1 milyon TL’yi geçti. Sıfırdaki bulunurluk sorunu ikinci elde de fiyatları uçurdu. Ocak ayından bu yana ikinci el çekici ve kamyon fiyatları yaklaşık yüzde 100 artarak 800 bin TL’ye kadar çıktı. Öte yandan, ikinci elde de araç bulunurluk sorunu başladı.

"2022'de üretim sorunu devam edecek"​

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, çip krizinin sadece otomobil değil çekici dahil her türlü araç üretimini aksattığını ifade etti.
Ağır Ticari Araçlar Derneği (TAİD) Başkanı Ömer Bursalıoğlu ise, üretimde yaşanan sıkıntıların gelecek yıl da süreceğini dile getirerek şunları söyledi:

“Hem kapasitelerin tam kullanılamaması, hem üretim faaliyetlerine özellikle çip kaynaklı sorunlardan ötürü sık sık ara verilmesi, hem de hammadde maliyetlerindeki yüzde 100’ü aşan artışlar tüm dünyada otomotiv sektörünü zorlayan etkenler olmaya devam ediyor. Tüm dünyada tedarik sorunlarına yol açan yarı iletken çiplerin teminindeki sorunun 2022 yılının başlarında da devam edeceği görülüyor. Bu da bir müddet daha üretim kapasitelerinin tam kullanılamayacağı, yani dünya genelinde talebin tam karşılanamayacağı anlamına geliyor.”

Man Kamyon ve Otobüs A.Ş Direktörü Serkan Sara da çip kaynaklı bir tedarik sıkıntısının artan müşteri talebiyle birleşmesi nedeniyle üretim tarafında zorlu bir süreçten geçtiklerini söyledi.

Navlun krizi karayollarına sıçradı​

Denizyolundaki konteyner krizinin yanı sıra demiryolunda yolcu trafiğinin normale dönmesiyle büyüyen kapasite sorunu, uluslararası taşımalarda yüklerin karayoluna kaymasına neden oldu. Talep artışının yanı sıra ithalat ve ihracat arasındaki makasın açılması navlunda da dengeleri değiştirdi. Ocak ayından bu yana karayolu navlunu yüzde 30’a yakın arttı. Almanya’ya taşımalar sefer başına 3.500 dolardan 4.500 dolara kadar yükselirken, İtalya rotasında da navlun 2.800 dolardan 3.700 dolara kadar çıktı. Diğer yandan, İngiltere’ye yönelik taşımalarda da navlun 7.000 dolara kadar çıkmış durumda.

Treyler üreticisi de talebe yetişemiyor​

Üretimde sadece çekici tarafında sorun yaşanmıyor. Çekicinin üzerinde yükün konulduğu treyler siparişleri de arttı ancak zamanında karşılanamıyor. Alman treyler üreticisi Schmitz Cargobull’un Türkiye Satış Direktörü Nihat Ayhan, ağır ticaride tüm üreticilerin teslimat tarihlerinin, planlamanın çok ötesinde ileriye sarktığını dile getirdi. Nihat Ayhan, “Ağır ticaride teslimatlar için pazarda artık 2022’nin ikinci yarısı konuşuluyor. 2021’in başından beri neredeyse tüm hammadde ve ara mallarda tedarik problemleri yaşanıyor. Çip, belki de bunlardan en popüler olanı ama yalnız değil. Birçok temel bileşende ciddi darboğazlar var” diye konuştu.
 
ABD'de 31 yılın rekor enflasyon verisiyle hareketlenen döviz piyasalarında, dolar/TL tarihi zirvelerini yenilemeye devam ediyor. Dün 9,97'nin üzerine çıkan dolar/TL bu sabah zirvesini 9,9857'ye taşıdı. Euro/TL ise 11,42'nin üzerinde işlem görüyor.

Asya borsaları
beklentilerin oldukça üzerinde gelen ABD enflasyon verilerinin yarattığı şok etkisinin azalmasıyla yükselirken, yatırımcılar en büyük fiyat artışlarının yakın zamanda geride bırakılacağına dair umutlu. Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi %0.7 artarak iki haftanın en yüksek seviyesine çıktı. Japonya'nın Nikkei endeksi yüzde 1.1 yükselirken ABD vadeli işlemleri, dünkü dalgalı seansın ardından yaklaşık yüzde 0,3 yukarıda.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Mia Teknoloji AŞ'nin hisse başı 15,80 liradan, Konya Kağıt Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 6,95 liradan, Mobiltel İletişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 1,60 liradan halka arz başvurusunu onayladı.

İstanbul Fırıncılar Odası’nın İstanbul’da ekmek fiyatlarının 2 TL’den 2.5 TL’ye çıkmasını öngören Ağustos ayındaki zam talebi, İstanbul Ticaret Odası’nca (İTO) 3 ay sonra kabul edildi. Karar, Ticaret Bakanlığı’na gidecek.

The Times gazetesinin haberine göre İngiltere'nin Brexit Bakanı David Frost, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic ile yapacağı görüşmedeİngiliz hükümetinin Kuzey İrlanda Protokolü üzerinde bir anlaşma için çabalarını yineleyeceğininve gelecek birkaç haftada bu konuda yoğun müzakerelere gireceğinin sinyalini verecek.

Axios'un haberine göre ABD Başkanı Joe Biden, Ağustos ayında Senato ve geçtiğimiz hafta Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen 1,2 trilyon dolarlık altyapı yatırım paketinin uygulanmasını denetlemek için bir yönetici atayacak.

Çin'in 16 Temmuz'da uygulamaya koyduğu ulusal karbon emisyon ticareti sistemi üzerinden yapılan toplam işlem hacmi 1 milyar yuanı aştı.

Alman otomotiv şirketi Daimler AG, ticari araç, kamyon üreticisi Daimler Truck'ı bünyesinden ayıracak ve halka arz edecek.

Meksika Merkez Bankası 25, Peru ve Uruguay Merkez Bankaları 50 baz puan faiz artırımına gitti.
 
Piyasalar yurt içinde ve yurt dışında gün boyu gelecek önemli verilere odaklanırken Türk Lirası'nda yaşanan yüksek oynaklık ve hareketler yakından izlenecek. Yurt içinde kapasite kullanım oranı, yurt dışında Almanya Ifo, ABD büyüme, dayanıklı mal siparişleri, kişisel gelir ve harcamalar, Michigan Tüketici Güven Endeksi gibi öne çıkan veriler bulunuyor. Ayrıca ABD Merkez Bankası(Fed) tutanakları da takvimde bulunuyor.

Eylül ayından bu yana kesintisiz olarak değer kaybını sürdüren Türk Lirası, dün tarihinin en sert kayıplarından birini yaşadı. Gün içesisinde 2,15 lira yükselen dolar/TL'de değer kaybı bir ara yüzde 18'in üzerine çıktı. 13,50'yi gören dolar/TL, akşam saatlerinde 13 liranın altında dalgalandı ve bu sabah 12,75-12,80 civarında değerleniyor. (Saat 08.00 itibariyle)

Asya borsaları, ABD'nin Hazine tahvil getirilerindeki yükseliş ve ABD ile diğer ülkeler petrol fiyatlarını kontrol altına almak için girişimlerde bulunurken petrol fiyatlarında görülen artış nedeniyle geriledi.Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi yüzde 0,24 geriledi. Japonya'nın Nikkei endeksi, resmi tatil sonrası küresel düşüş trendinden kaçamadı ve yüzde 1,13 geriledi. Çin ve Hong Kong'da ise borsalar yatay seyrediyor.

Merkez Bankası, dün akşam Türkiye piyasaları kapandıktan sonra döviz kurlarındaki aşırı oynaklığa ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Merkez Bankası’nın uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi altında kur seviyesine ilişkin bir taahhüdü olmadığı belirtilirken şöyle denildi: “Döviz piyasalarındagerçekçi olmayan ve iktisadi temellerden tamamen uzak, sağlıksız fiyat oluşumları gözlemlenmektedir. Şirketlerimiz ve vatandaşlarımızın aşırı oynak piyasa koşullarında iktisadi temellerden tamamen uzak değerlerden işlem yaparak olası kayıplara karşı uyarılması lüzumu üzerine bu açıklamaya gerek duyulmuştur.”

Tesla CEO'su Elon Musk, elindeki Tesla hisselerinden satış yapmaya devam ettiğini bildirdi.

Yeni Zelanda Merkez Bankası'nın (RBNZ), ısınan ekonomiyi ve kontrolden çıkmış konut piyasasını soğutmak için faiz oranını beklendiği gibi 25 baz puan artırdı.

Biden yönetimi, gelecek ay düzenleyeceği "Demokrasi Zirvesi"ne Tayvan'ı da davet etti.

İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, merkez bankası politikasına yönelik yönlendirmeyi azaltabileceklerini, daraltabileceklerini, Banka'nın kararlarını toplantıdan toplantıya oluşturma yönüne gideceği söylemine geri dönebileceklerini ifade etti.

ABD Başkanı Joe Biden, Enerji Bakanlığı’nın fiyatları düşürme ve arz-talep dengesizliğiyle mücadele için Stratejik Petrol Rezervi’nde bulunan 50 milyon varil petrolü piyasaya süreceğini bildirdi. Biden, ABD’nin benzin fiyatlarında yaşanan artışa çözüm bulacağını ve bir dizi ülkenin koordineli şekilde petrol rezervlerini piyasaya sürmesinin tedarik sıkıntısını aşmada yardımcı olacağını söyledi.

Japonya, rezervlerinden 4,2 milyon varil petrol satacak.
 
Günaydın,

Piyasaların merakla beklediği ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararı bugün açıklanacak. Fed kararının yanı sıra İngiltere ve ABD'den önemli veriler de ekranlara düşecek. Yurt içinde ise bütçe rakamları takip edilecek.

Faiz haftasının baş aktörlerinden biri olan Fed'in faiz kararı ve hamlelerin açıklanacağı günün sabahında,dolar/TL, 14,40'ın hemen altında yatay seyrediyor.Sabah saatlerindeki sakinlik euro/TL için de geçerli.Euro, TL karşısında 16,21-16,22 seviyelerinden işlem görüyor. (Saat 08:00 itibariyle)

Dünya, Fed'in tahvil alımlarını durduracağını açıklamasını, faiz oranlarını artırmaya başlayacağına işaret etmesini ve muhtemelen diğer başlıca merkez bankaları üzerinde de bu yönde baskı yaratmasını beklerken, Asya borsalarında hareket görülmedi. Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi, ekonomiye etkisi büyük olacak birçok kararı bekleyen yatırımcıların tedirgin kalmasıyla yüzde 0,1 geriledi. Japonya'nın Nikkei endeksi yatay seyretti.

Senato, federal borçlanma tavanını artırarak ABD Hazinesi'nin temerrüde düşmesini önlemek için önemli bir adımı attı. Federal borçlanma tavanı 49'a karşı 50 oy ile 2,5 trilyon dolar artırılarak 31,4 trilyon dolar seviyesine çıkarıldı.

ABD Temsilciler Meclisi, zorla çalıştırma yolu ile üretim sağlandığı endişeleri ile Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden ithalatı yasaklayan tasarıya onay verdi.

İngiltere’de Avam Kamarası’nda milletvekillerinin oylamasına sunulan ve daha fazla iç mekanda zorunlu maske kullanımını içeren COVID-19 kısıtlamaları kabul edildi.

Çin Merkez Bankası bugün orta vadeli kredi kolaylığı yolu ile finansal sisteme 500 milyar yuan verdi. Faiz oranı ise 20 aydır olduğu gibi değişmeyerek yüzde 2,95 oldu. Çin'de emlak yatırımların Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 arttı. Yılın ilk 10 ayında ise yatırımlar yüzde 7,2 büyüme göstermişti. Çin'in sanayi üretimi Kasım ayında beklentilerin üzerinde büyüdü.

Şili Merkez Bankası (BCC), gösterge faiz oranında önceki toplantısında olduğu gibi bir kez daha 125 baz puan artışa gitti.
 

Döviz muslukları Merkez’e bağlandı​

H. Bader ARSLAN

H. Bader ARSLAN
07 Ocak 2022 Cuma

Dövizle ilgili farklı alanlarda rezervleri artırmaya yönelik düzenlemelere hız veriliyor. Döviz muslukları rezervleri artırmak için Merkez Bankası tarafından bağlanıyor.
Eylül ayından itibaren TL, yabancı paralar karşısında hızlı bir değer kaybı yaşadı. TCMB, piyasaların hararetli olduğu günlerde art arda farklı büyüklüklerde döviz satışı yaptı. Ancak bu hamleler TL’deki değer kaybını durdurmadı.
Aralık sonunda hayata geçen kur korumalı mevduat düzenlemesi, döviz kurlarını önemli ölçüde geri çekmiş olsa da; TL’ye değer kaybettiren ana faktörler büyük ölçüde geçerliliğini koruyor. Son açıklanan Aralık ayı reel kur endeksi 47,8 ile şimdiye kadarki en düşük düzeyine geriledi.
Yurt içi yerleşiklerin (birey, kurum ve şirketler) döviz mevduatlarında yükseliş devam ederken, döviz rezerv pozisyonundaki riskler de büyüyor. Hatırlanacağı gibi 2020’de Merkez Bankası büyük miktarda döviz satışı gerçekleştirmiş ve net döviz rezervleri negatife inmişti.
Son verilere göre 31 Aralık 2021 itibarı ile Banka’nın brüt döviz rezervleri 111,1 milyar dolar olurken, net rezervler 8,3 milyar dolar, swap hariç net rezerv pozisyonu eksi 56,4 milyar dolar düzeyinde. Swap hariç net rezerv pozisyonunda altının 23,7 milyar dolarlık pozitif katkısı varken, net eksi 80 milyara ulaşan döviz etkisi dikkat çekiyor.

Son günlerde döviz ile ilgili farklı alanlarda rezervleri artırmaya yönelik düzenlemelere hız veriliyor. Döviz muslukları rezervleri artırmak için Merkez Bankası tarafından bağlanıyor.

Vatandaşlık Kanunu uygulamasında değişiklik​

Bunun son örneği, dün Resmi Gazetede yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte yapılan değişiklik oldu. Yönetmeliğin yeni hükümlerine göre, Türk vatandaşlığı kazanabilmek için gerekli olan döviz cinsinden gayrimenkul alımı ve mevduat tutma gibi yükümlülükler kapsamında ülkeye giren döviz artık Merkez Bankası’na satılmak zorunda.
En az 250 bin dolarlık taşınmaz alan, en az 500 bin dolar karşılığı mevduatı 3 yıl elinde bulunduran, en az 500 bin dolarlık gayrimenkul yatırım fonu katılma payı veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma payını 3 yıl elinde tutan yabancı ülke vatandaşları, Türk vatandaşlığı hakkını elde edebiliyorlar.
Bu limitler dahilinde vatandaşlık alma amacıyla ülkeye giren döviz önce Türkiye’de faaliyet gösteren bir bankaya ve bu bankaca da Merkez Bankasına satılacak.

İhracat Düzenlemesinden 40 milyar dolar bekleniyor​

Geçtiğimiz günlerde benzer bir düzenleme ihracat bedellerinin TL’ye çevrilmesi kapsamında gündeme gelmişti. TCMB’nin 16 Ocak 2020 tarihli İhracat Genelgesi’nde bu hafta başında yapılan değişiklik ile ihracat bedeli kabul belgesine veya döviz alım belgesine bağlanan ihracat bedelinin yüzde 25'i düzenlendiği tarihteki işlem kuru üzerinden Merkez Bankasına satılmak üzere belgeyi düzenleyen bankaya satılacak. Bankalarca alınan döviz, aynı gün Merkez Bankası adına açılacak dolar, Euro ve Sterlin hesaplarına aktarılacak. Bu düzenlemenin 2022 genelinde rezervlere 40 milyar dolara yakın katkı yapması hedefleniyor.

Dövizde zorunlu karşılıklar artıyor​

Yabancı para mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranları 2020 yazından bu yana yükseliyor. Ancak son 6 ayda bu yükseliş hız kazandı. 2021’in Temmuz ayında yabancı para karşılık oranlarında 200 baz puanlık bir artırımdan sonra, Eylül ve Kasım aylarında aynı miktarda iki kez daha artış yapıldı. Son bir buçuk yılda yabancı para ağırlıklı ortalama zorunlu karşılık oranı yüzde 12,1’den yüzde 21,7’ye yükseldi.

Ekimde reeskont uygulaması değişmişti​

Geçtiğimiz Ekim ayında reeskont kredilerinin limitini 30 milyar dolara yükseltilmiş, bunun 5 milyar dolar karşılığının Türk lirası reeskont kredisi olarak da kullanılabilmesi imkanı getirilmişti. Kredilerin yalnızca bazı TL cinsi harcama alanlarında kullanılabilecek olması, geri ödemelerin sadece ihracat bedelleriyle yapılacak olması gibi hükümlerin de döviz rezervlerine kısıtlı da olsa katkı yapması öngörülüyor.
 

Paritenin seyri 'turnusol' vazifesi görecek​




Şans Sohbetleri'nde bu hafta Rusya-Ukrayna savaşının piyasalardaki yansımaları ele alındı. Ekonomist Ağaoğlu, özellikle Euro/dolar paritesinin bu dönemin iyi göstergelerinden biri olarak izlenebileceğini söyledi.​

DÜNYA Haber Merkezi
11 Mart 2022 07:00

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta Rusya-Ukrayna savaşının etkilerini konuştu. Savaşın seyrinin, Euro/dolar paritesindeki durumdan okunabileceğini belirten Ağaoğlu, “Parite 1,12’den dönüp daha önceki 1,08’i bir kez daha dener ve aşağı kırıp 1.0450, 1.0550 bandına inecek olursa, bu savaş herkesin canını yakacak ve çok uzun sürecek diye anlayacağım” değerlendirmesinde bulundu.
İkili, İsrail Cumhurbaşkanı’nın ziyaretini ve Rusya-Ukrayna dışişleri bakanlarının Antalya’daki toplantısı ile ilgili beklentilerini de tartıştı. Ağaoğlu, “İsrail Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde boru hattı meselesi de konuşulmuştur” öngörüsünden bahsetti. Ağaoğlu ayrıca petrolün 100 dolarlara kadar gerilemesini beklediğini aktarırken, altında 1.965 sonrası 1.875/85’lere kadar düzeltme geleceği tahmininde bulundu.



Video Olarak izlemek için:



Güldağ: Gerek Zelenski'nin açıklamaları, gerekse Rusya'nın ateşkesiyle, 'savaşa bir nokta konulur mu' umudu gelişti. Bakıyorum çarşamba gününden bu tarafa piyasalar da olumlu yaklaşıyor. Henüz ortada somut bir gelişme yok ancak petrol fiyatları epey düştü, petrolü konuşuruz ama Euro'dan başlayalım istersen. "Bu savaşta Avrupa yorulacak, Euro da zorlanacak" demiştik Ukrayna-Rusya krizi patlak verdiğinde. Şimdi biraz umut ortaya çıkınca toparlanıyor Euro da...
Ağaoğlu: Barış umudu Euro/dolar paritesiyle kendini gösterdi diyelim. 1,0810’a kadar düşmüştü Euro. Bir düzeltme var halen daha.

Güldağ: Antalya'da bir adım atıldı ama bir anda 'mucize' de beklenmemeli. Piyasalar bakımından nedir senaryoların? Euro/dolar paritesinde ve emtiada...
Ağaoğlu: Değerli metaller ve endüstriyel metaller diye ayırmak lazım. Endüstriyel metallerden nikelde hareket çok yüksek oldu. Nikel özel bir metal. Otomotiv sektöründe önemli. Ancak o harekette işin içinde finansal piyasalarda açık pozisyon taşıyan birisini köşeye sıkıştırma manevrası da var. Benzeri bir durum buğday kontratlarında da oldu. Diğerleri görece az dalgalandı. Ama bu hareketler mısıra da gelecek mi, bir başka emtiaya da gelir mi korkusu da var doğrusu. Bu gerginliği azaltmak zor olacak.
Güldağ: Galvanizcilerle konuştum. Çinkoda fiyat çok kısa zamanda 3.700 dolardan 4.800 dolara fırladı. Tabii frene basmışlar. Çünkü fiyat veremiyorlar. Çoğu sektör hammadde fiyatları nedeniyle 'bekle gör' pozisyonunda. Yatırım tarafında çok canlar yanmış olabilir...
Ağaoğlu: Şöyle ayıralım, gerçekten işi ayçiçek yağı, işi çinko, işi buğday olanlar neredeyse sessiz bir mutabakatla dediler ki, "Bu fiyatlar sağlıklı değil, gerçeği yansıtmıyor, eğer fiyatlar burada kalacak olursa biz iş yapamayız. O yüzden bir durup bekleyelim, bir sakinleşsin ortalık, sonra durumu değerlendirelim. Şimdi ortalık toz duman...". Alan almadı, satan satmadı, beklediler. Fakat aslında işi çinko, buğday, nikel olmayan ve araya girip bu işten para kazanmaya çalışan fırsatçılar kesimi de var. Şimdi kusura bakmasın kimse, bu arkadaşlara müstahak. İşin nikel değil, nikeli bilmiyorsun, tepeden nikel almışsın, düşmüş nikel, müstahak sana. Maalesef aç gözlülük insanoğlunun tarih boyunca tedavi edemediği en eski hastalığı...
Güldağ: ‘Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur’ diye boşuna dememiş eskiler...
Ağaoğlu: O yüzden herkes bildiği işi yapsın diyeyim. Pariteye dönersek; şu anda görünen, düzeltme aşamasındayız, Bu düzeltme 1.12- 1.1225’e kadar gidecek. Kısa vadeyi iyi anlamak için emtia piyasalarından kendinize bir kerteriz alırsanız biraz evvel bahsettiğim o petrol, nikel, buğday gibi çok da insanların tanımadığı bir bölgedeki sert fiyat hareketlerini genele yayarak bir yorum yapmak zor. Ama dünyanın en derin en likit piyasası Euro/dolar paritesi olduğu için çok daha iyi bir gösterge. İzlemek de daha kolay. Şimdi burada 1.12-1,1225’e kadar düzeltme, yani bu 1.14-1.15’lerden 1.08’e inen hareketin ana düzeltmelerinden bir tanesi. Eğer oraya gelir ve oralarda konsolide olursa, Rusya-Ukrayna meselesi yavaş yavaş masa başına doğru evriliyordur ve bu iyi haberdir diye bakacağız. Buradan Euro artık 1.14-1.15 seviyelerine gidecek olursa buna da artık savaş bitiyor diye bakacağım ben. 1.12’den dönüp 1.08’i bir kez daha dener ve aşağı kırıp 1.0450- 1.0550 bandına inecek olursa bunu da savaş herkesin canını yakacak ve çok uzun sürecek diye anlayacağım. O yüzden Euro/dolar paritesini şu andaki en iyi turnusol kağıdı olarak görüyorum. Bu dönemin iyi göstergelerinden biri olarak izlenmesini tavsiye ederim.
Güldağ: Pariteye Fed’in muhtemel 25 baz puanlık faiz artırımı da pek etki etmeyecek gibi görünüyor.
Ağaoğlu: Katılıyorum, 50 baz puan artırsalar bile fazla değişmeyecek. Ben Fed’in 50 baz puan artırmasını düşünen taraftayım. Euro, Rusya nedeniyle düştü. Ama ondan önceki seviye geçen sene eylül ayında 1.18-1.20’ler arasındaydı Euro/dolar paritesi. Oradan sonraki Euro’nun değer kaybının içinde Fed’in hızlı ve çok sayıda faiz artışı yapacağı beklentisi vardı. Ben halen daha Fed 50 baz puan bile artırsa, ki bence artırmalı; Rusya-Ukrayna meselesiyle Fed’in parasal genişlemesinin birbiriyle eşleştirilemeyeceğini, her ne kadar ABD’de borsalar bunun olmayacağı düşüncesiyle toparlanmış olsa da ben orta-uzun vadedeki olası enflasyon şoklarına hazırlıklı olması için Fed’in 50 baz puan artırması gerektiği tarafındayım. Sert başlayıp niyet belirtirsiniz sayıyı azaltırsınız daha sonra ama başta en azından bunu yapmanız lazım. Bunun da Euro/dolar paritesini etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü 1,18’lerden faiz nedeniyle 1,08’lere, 1,10’lara inmişseniz, Rusya burada en büyük etkendir. Ama 1,18, 1,14 zaten faizle indi; 1,08 Rusya ile görüldü. Şimdi düzeltme var. Bunun içinde, dünkü ve bugünkü hareketlerin içinde Fed’in 25 baz puana indiği beklentisinin pek olduğunu düşünmüyorum ama yine de piyasa bir zorlayacaktır.
Güldağ: ABD tahvil getirileri hayli çıktı sonra kısmen geri geldi...
Ağaoğlu: 2,07’lerdeydi en yükseği Amerikan 10 yıllıklarının; şu anda 1,93’lerde. Majör bir geri çekilme yok. Ama Fed o kadar da fazla artıramaz düşüncesiyle hem borsalar hem Amerika 10 yıllıkları düzeltmelerini yapıyorlar. Yine de dediğim gibi önümüzdeki hafta yapılacak olan Fed toplantısından halen daha 50 baz puanlık bir artış bekleyen taraftayım. Ama ben bir oyun değiştirici olacağını düşünmüyorum. Hiç faiz artırmaması benim için bir oyun değiştiricidir. O zaman çok majör bir mesaj gelecek piyasalara; ‘siz eski oyununuza devam edin, ben sizin oyununuzu bozmayacağım’ diyen bir merkez bankası mesajı gelecek. Çok da hayra alamet bir durum değil bu da dünya için.
Güldağ: Peki 100 üzerinden kaç verirsin böyle bir ihtimale?
Ağaoğlu: Yüzde 5’tir bu ihtimal. O kadar da sağduyuyu kaybettiklerini ve piyasanın elinde oyuncak olduklarını düşünmüyorum. Piyasa önden gider ama bu kadar da değildir diye düşünüyorum.
Güldağ: O zaman bekleyelim 16 Mart'ı, ondan sonra Türkiye'ye etkisi ile birlikte konuşalım.

“Petrol 100 dolar seviyesine gerileyebilir”

Güldağ: Petrolde 130'lardan sonra ciddi düşüş var...
Ağaoğlu: Şimdi 110’ların üzerindeyiz ama iki ilginç bilgi paylaşayım. Bir tanesi ileri vadeli kontratlardaki fark 25-30 dolarlar seviyesinde, aşağı yönde. Bu şu demek, kısa vadede bu tansiyon devam edecek ama orta-uzun vadede bu seviyeler kalmayacak.
Güldağ: Zirveyi gördük mü sence?
Ağaoğlu: 130’ları gördük burası bana göre zirve. Buradan 110’lara ve altına inilecek, 100’lü rakamlara inilecek. Çok uzun olmayan bir gelecekte… 1-1,5 aylık bir süreden bahsediyorum. Bunu Antalya’dan gelecek olan mutabakat sürecinin etkili ve destekleyici olacağını düşünerek söylüyorum ama piyasanın da beklentisi bu yönde. Petrol 65 dolarda kalsa hikayesi aslında hem alan hem satan için daha makul bir hareket alanında işlem görse her iki taraf için de memnuniyet verecek bir şeydir. 100 dolarlara kadar ben petrolün gerilemesini bekliyorum. Tabii biz nihai tüketiciler için bir çıt kötü bir haber var. Sadece ham petrol değil, onunla birlikteki ürün fiyatları arasındaki dengede biz biraz prim ödemek zorunda kalıyoruz cebimizden. Onun kısmen dengeleneceği bir döneme de yakın zamanda geleceğimizi düşünüyorum.

"Altında 1.965 dolar sonrası 1.875/85’lere düzeltme mümkün"

Güldağ: Altında da hızlı bir geri çekilme oldu barış umudu artınca...
Ağaoğlu: Altın-gümüşle ilgili ana senaryom, tepelerin, zirvelerin görüldüğü, bundan sonra yeni yükseklerin görülmeyeceği yönünde. Bunun tek istisnası Rusya’dan petrol ithaline yasak gelmesi ihtimali. Bu ihtimal 1970’teki petrol şokuna benzer bir şok yaratır. ABD, hem Venezüella’yı hem İran’ı devreye sokmak durumunda kalabilir.
Güldağ: İran'la anlaşmanın Türkiye'ye etkisini de konuşmuştuk.
Ağaoğlu: Evet, Türkiye için oyun değiştirici olası gelişmelerden bir tanesi İran’ın nükleer anlaşmayı imzalaması olacak. Çok uzak olmayan bir gelecekte bunun imzalanacağını düşünüyorum. Ve o anlaşma Türkiye adına çok büyük bir değişim anlamına geliyor. Büyük bir fırsat yaratacak. Bunların hepsini bir araya getirdiğinde petrolde 130 doları zirve, altında ise geçtiğimiz günlerde görülen 2,070’i en yüksek seviye diye düşünüyordum. Altın yeni bir zirve görmeden geriledi. Zirvesi 2,075 çünkü altının…” Gümüşte de aynı şekilde yeni zirve görülmedi. Aslında bu gelişmeler de, savaşın yavaş yavaş mutabakata doğru evrilme beklentisinin güçlü olduğunu söylüyor. Yüksekler göründü, zirveler değil, buradan da dönüş başladı. Gümüş için 25,25 kritik seviye, o seviyenin altına inildiğinde geri çekecek. Altın için de daha önceden çıkarken önemli dirençlerden biri 1965 seviyesiydi. O seviyenin altına inildiğinde ben 1925’lere kadar hatta devamında da 1875’lere, 1885’lere kadar devam edecek bir düzeltmeyle birlikte bir konsolidasyon bekliyorum.

“Herzog'un ziyaretinde Leviathan gazı görüşülmüştür”

Ağaoğlu: Bu kadar gürültünün arasında iyi bir haber de var.
Güldağ: Nedir?
Ağaoğlu: Çok ama çok önemli bir haber. Ve Türkiye için gerçekten oyun değiştirici bir ziyaret var. İsrail Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti… Bu ziyaretin arkasında, çok fazla insan konuşmuyor ama benim tahminim İsrail’deki Leviathan gazının Türkiye’den Avrupa’ya gönderilmesi projesi var. 2013 yılında bu proje gündeme gelmişti. O zaman biz buna değişik saiklerle sıcak bakmamıştık. Devamında da Mavi Marmara gibi birçok olay yaşandı. Eastmed boru hattı anlaşması vesaire derken, Eastmed’in 2 ay önce ABD tarafından artık ben bunu onaylamıyorum mesajının arkasından dağıldı. Şimdi İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye’ye geldiğinde ben çok eminim ki doğalgaz boru hattının artık yapılması ile ilgili ön görüşmeler oldu. İsrail’den Türkiye’ye 200 kilometrelik bir boru hattıyla hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın enerji kaynak çeşitlendirmesi için çok önemli bir adım atılacak. Ben onun ilk görüşmesi olduğunu düşünüyorum. O yüzden her ne kadar sıcak gündem Ukrayna-Rusya Dışişleri Bakanları’nın Antalya’daki toplantısı olsa da benim için Türkiye adına daha sıcak bir gündem İsrail Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi ziyaret etmesidir. Orada çok önemli gelişmeler olacak, bu Türkiye adına çok önemli ve çok iyi bir haber.
Güldağ: Onun arkası da gelecek diye düşünüyorum. Bu görüşmeler, Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan görüşmelerden ayrı düşünülemez. Büyük ihtimal Suudi Arabistan ile de görüşmeler gündeme gelecek. Ukrayna-Rusya savaşı bu süreci hızlandıracak gibi görünüyor. Avrupa da bu resmi destekleyecektir. Ortadoğu enerjisinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya yönlendirilmesini de zaman içinde bekleyebiliriz. İsrail Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmelerin Ortadoğu'daki yeni ittifakları şekillendirecek sürükleyici bir rolü olabilir. Bu arada Antalya'dan somut bir şey çıkmadı. Orayı izlerken Suriye'yi de gözden kaçırmayalım. Çünkü ABD, Suriye'de bir hareketlenme içerisinde. Washington, Rusya'yı Suriye'de de sıkıştırma gayreti içinde görünüyor. Haftaya konuşalım...

Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/ruslar-turkiyeyi-mesken-tutabilir-haberi-651563
 

Küresel arz şoku​


Fatma MELEK
PİYASA GÖZÜYLE
12 Nisan 2022 Salı

Rusya-Ukrayna savaşı ile şahit olduğumuz yıkım devam ediyor. Batı dünyası da geniş kapsamlı ve hedefli yaptırımlar yoluyla Rusya’ya karşı ekonomik bir savaş başlattı. Esasen, Rusya’nın Mart 2014’de Kırım’ın ilhakı sonrasında başlatılmış ilk safha yaptırımlar ve 2017’de CAATSA ile gelen ek yaptırımlar, Ukrayna müdahalesi sonrasında 3. ve yeni bir safhaya girdi. Yaptırımlar, Rusya’nın sermaye piyasalarına erişiminin kısıtlanması ve temel teknolojik ürünlere erişiminin engellenmesi ile Rusya ekonomisinin büyüme potansiyelinin zedelenmesini amaçlıyor.

Rusya’nın Batı dünyası ile olan ekonomik/siyasi ilişkileri de kalıcı olarak değerlendirilebilecek yıkıcı bir darbe aldı. Savaş, küresel ölçekte bazı yapısal konularda kalıcı değişikliklere de yol açacak görünüyor: Enerji arzının çeşitlendirilmesi ve öz yeterliliğe odak, ülkeler arası daha güçlü jeopolitik bloklaşma, savunma harcamalarında küresel artış, uluslararası ticarette korumacılık eğiliminin güçlenmesi, enflasyonda yükseliş ve gelir dağılımı bozukluğu ile popülist politikaların güç kazanması bunlardan bazıları olarak sayılabilir.

Savaşın finansal piyasalarda en yoğun etkisi ise emtia fiyatlarında gözlendi. Küresel bir arz şoku içindeyiz. Gıda, değerli metal, sanayi metalleri ve enerji fiyatlarının tamamında eşzamanlı artış görülen ender dönemlerden birini yaşıyoruz: Dünya Gıda Örgütü verilerine göre savaşın gıda fiyatları üzerinde yarattığı baskı 2008 dünya gıda krizi ve 2010-2011 Arap Baharı dönemlerinin de üzerinde seyrediyor. Örneğin, buğday fiyatları 2017-2021 ortalamasının 21 Şubat’a göre yaklaşık yüzde 50 üzerindeyken, savaş ile birlikte ek yüzde 34 daha arttı. Temel tahıl ürün fiyatlarında (buğday, arpa, mısır) yıl sonu veya yıl sonuna en yakın vadeli kontrat fiyatları da yaklaşık şu anki seviyelerinde olup uzun dönem ortalamasının oldukça üzerindedir.

Rusya büyük bir coğrafyada, maden zengini bir ülke; birçok temel mineralde dünya üretimindeki payı en az yüzde 2’de. Belli başlı tahıl ürünlerinde Rusya ve Ukrayna’nın dünya ihracatındaki toplam payı yüzde 20’nin üzerinde.

Enerji ürünleri ve metal fiyatlarına bakıldığında Hollanda doğal gaz kontratı, Brent petrol ve Nikel fiyatları, 2017-2021 ortalamalarına göre 21 Şubat’ta sırasıyla yüzde 226, yüzde 57 ve yüzde 77 yukarıda olup, halihazırda sırasıyla yüzde 42, yüzde 6 ve yüzde 37 ek artışlar görülüyor. Yıl sonu kontrat fiyatları da bu seviyelere yakın. Bu görünüm tüm emtialar ve değerli metaller için de genel olarak geçerliliğini koruyor. Bu gelişmeler de enflasyonist baskıların devam edeceğini ve uzun süreli kalıcı olacak bir küresel enflasyon dinamiğinin içinde olduğumuzu gösteriyor.

Başlıca merkez bankaları da daha şahin; zira savaş ortamı var olan enflasyonist baskıları daha da artırıyor; bu baskıları hafifletmek için merkez bankaları sıkılaştırıcı adımlarla reaksiyon gösteriyor. Fed 9 trilyon dolar tutarındaki bilançosunu azaltmayı planlarken 2018’den beri ilk faiz artırımına gitti. Mayıs başındaki Fed toplantısından 50 baz puan faiz artışı bekleniyor. Piyasa beklentisi politika faizinin 2022 sonunda yüzde 2,25-yüzde 2,50 arasında; 2023 sonunda ise yaklaşık yüzde 3,25 arasında olmasını öngörüyor. Daha şahin bir Fed ile dolar endeksi değer kazanıyor. Dolar endeksi Mayıs 2021’den itibaren değer kazanıyor. Fed’in kasım toplantısında karar metninden enflasyonun geçici olacağı söylemini çıkarmasıyla bu eğilim daha da yukarı yönlü gitti: Kasımdan bu yana değer kazancı: yüzde 4.

Diğer taraftan ABD tahvil piyasalarında 2 yıllık ve 10 yıl tahvil farkları; Fed’den güçlü faiz artırım rehberliğinin etkisiyle 2 yıllık faizlerdeki parabolik artışla, sıfıra yaklaşmış vaziyette. Bu fiyatlama geçmiş dönem resesyonlarında görüldü. Ancak, halihazırdaki enflasyonun son 20 yılın enflasyon düzeyinden oldukça yüksek olması birebir karşılaştırma için uygun olmayabilir. Burada kritik konu enflasyonun hangi vadede gerilemeye başlayacağı olup, uzun süre yüksek seviyede kalması stagflasyon riskini doğurabilecek. Piyasalar da bu riski fiyatlama çabasında.

Euro bölgesinde de yıllık enflasyonun yüzde 7,5’e gelmesi Para Kurulu’ndaki daha şahin üyelerin görüşlerini güçlendiriyor. Varlık alımlarının 3. çeyrekte sonlandırılması ve bunun da faiz artırımlarının önünü açması bekleniyor. Euro bölgesinde gösterge (mevduat) faizi - yüzde 0,5 ile tarihi düşük seviyelerde. Piyasa 2022 sonunda 70 baz puan faiz artışını fiyatlıyor. Bu da faiz oranını ilk kez 8 yıl sonra pozitif alana getirecek.

Sonuç olarak 2022 yılı, küresel enflasyonun her senaryoda yüksek seyredeceği, küresel finansal koşulların sıkılaşma eğiliminde olacağı, ekonomik aktiviteye olan risklerin de göreli yüksek seyredeceği bir yıl olacak.

 

Gelişen ülkeler için 'borç krizi' uyarısı​



UNDP’nin borç kırılganlık raporu 72 ülkenin borç ödeme yetkinliklerinin risk altında olduğunu, bunun 19 tanesinin her an temerrüte düşebileceğini veya düşmüş olduğunu gösteriyor. Türkiye de listenin ‘yüksek spekülatif’ kategorisinde.​

14 Nisan 2022 11:55
Hilal SARIhttps://i.dunya.com/storage/files/images/2022/04/14/dolar-tonf_cover.jpg

Pandemi, tedarik zinciri darboğazları, savaş ve enflasyon, birçok gelişmekte olan ülkenin borçlarını ödeme yetkinliklerine zarar vermeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) düşük ve orta gelirli 120 ekonominin borç kırılganlık göstergelerini inceleyerek hazırladığı bir rapor, 19’u çok kritik düzeyde olmak üzere 72 ekonominin temerrüt riski açısından ‘kırılgan’ olduğunu ortaya koyuyor. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın Borç Sürdürülebilirlik Değerlendirmeleri’nden, kredi notlarından ve diğer çeşitli ölçütlerden yararlanılarak hazırlanan raporun, çoğu düşük gelirli ekonomilerden oluşan temerrüt riski bulunan ülkeler listesinde Türkiye ve zaten temerrüte düşmüş olan Arjantin dışında G-20 ekonomisi yok. Borç kırılganlık listesinde ülkeler üç kategoriye ayrılmış: Temerrütte/Temerrüte düşmek üzere; Temerrüt riski çok yüksek; Yüksek Spekülatif. Türkiye, Yüksek Spekülatif kategorisinde.

2021’de riskli borç 130 milyar dolar​

Raporda, bu 72 ekonominin 2021-2025 döneminde ödemesi gereken ve riskli olarak değerlendirilen toplam borç servisi 598 milyar dolar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Bu toplamın 130 milyar doları ise 2021 yılı borç ödemelerinin riskli bulunan kısmı. 72 ülkenin riskli olarak değerlendirilen toplam borcunun 2022 için 125, 2023 için 121, 2024 için 114 ve 2025 için 106 milyar dolar olması öngörülüyor.

Borcun yarısı özel kreditörlere​

Raporun riskli gördüğü toplam borcun yüzde 52’si (311 milyar dolar) özel kreditörlerden alınan borçlar. 2021 yılı için 130 milyar dolar borcun yüzde 54’üne denk gelen 70 milyar dolar da yine özel kreditörlere.

Borcun çoğu yüksek-orta gelirli ekonomilerin​

Düşük gelirli ekonomiler risk listesinin büyük bir kısmını oluştursa da, 568 milyar dolarlık riskli borcun sadece yüzde 6’sına denk gelen 36,2 milyar doları bu ülkelere ait borçlar.

Düşük-orta gelirli ülkeler toplam borcun yüzde 49’unu (294,1 milyar dolar), Türkiye’nin de aralarında olduğu yüksek-orta gelirli ülkeler ise bu borcun yüzde 45’ini (268,1 milyar dolar) oluşturuyor. Yüksek-orta gelir grubundaki borcun büyük bir kısmı “zaten temerrütte ve temerrüte düşmek üzere” kategorisinde. Başta Arjantin olmak üzere, Venezuela, Lübnan ve Ekvador bu büyük ekonomiler arasında.

Riskli borcun sadece 3'te biri 'ertelenebilir'​

Dünya Bankası’nın gelişmiş ekonomiler ve özel kreditörlerle pandemi süresince başlattığı borçları erteleme insyitaflerinden (DSSI ve CF) UNDP raporundaki 72 ülkelik listenin sadece 49’u faydalanabiliyor. Ancak bu 49 ülkenin borcun toplamındaki payı sadece yüzde 35. Borç erteleme girişimlerinden faydalanmayan 23 ülke ise toplam borcun yüzde 65’inin (387 milyar dolar) sahibi. Bu da riskli görülen toplam borcun sadece üçte birinin erteleme programlarına başvurabileceği, üçte ikisinde ise borç erteleme olmayacağı anlamına geliyor.

Dünya Bankası: Borç krizi dalgasına hazır mıyız?​

Dünya Bankası da 28 Mart tarihli “Borç krizi dalgasına hazır mıyız?” blog yazısında yüksek enflasyon, yavaş büyüme ve sıkılaşan finansal koşulların gelişmekte ve kalkınmakta olan ekonomilerde borç krizlerine neden olacağını öngörüyor.

"Gıda ve yakıt kitlesel gösterilere neden olacak"​

BM’nin Ticaret ve Kalkınma Örgütü UNCTAD ise 16 Mart tarihli raporunda savaşın ticaret ve kalkınma üzerindeki etkisinin küresel ekonomik görünümü hızla bozduğu ve özellikle Afrika ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeler için alarm zilleri çaldığı vurgulanıyor. Raporda gıda ve yakıt fiyatlarındaki artışın geçmişte de olduğu gibi kitlesel huzursuzluklara neden olabileceği öngörülüyor. Ayrıca Çin’den Avrupa’ya demiryolu taşımacılığının savaş nedeniyle aksaması durumunda navlun fiyatlarında da ciddi artışlar olabileceği uyarısı yapılıyor.

 

Benzer Konular


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt