İlk yapıldığında olmayacağı belliydi zaten, ama bu teknolojiyi mühendislerin öğrenmesi için bir yerden başlanmalıydı. İyi de oldu. Yavaş yavaş gelişir. Yapanlardan razı olmak lazım. Hata büyük konuşup ümit vermekti bunu da bakan yaptı.
Elektrikli traktörün olmasından gurur duyarız.
Motor karakteristiği özelliklerinden dolayı tarımın bütün alanlarına hitap edemez.
Taksi motorları gibi sabit düz çizgi şeklinde tork aralığı olur, max güç tepe noktası olabilir.
Mesela ; 1000-2000 rpm sabit tork aralığı , 2100 rpm max güç motor anma devri.
Bu durum traktörün kuru zeminlerde çalışmasına olanak tanır.
Yaş zeminlerde patinaj istekleri yüksek olur , motorun esneklik özellikleri zayıf olur.
Motor torku yüksek tercih edilse , Fendt 828 modelde olduğu gibi lastikleri 1200-1600 rpm sabit tork aralığında kullanımda jantta çevirebilir.
Stabil çalışmalı biçer motorlarında olduğu gibi traktörü paletle kullanmak gerekebilir.
Lastik tekerle kullandığımızda esnek yapıdaki fosil yakıtlı traktörlere çekişmede yenilebilir.
Mevcut teknolojilerde motor grafiği çok güzel değiştirilebiliyor.
Fendt 1050 Vario ,
Same motor grafiğinin kesikli halini kullanıyor.
Sabit tork aralığı 1000,1200 rpm de başlar, Fendt 1050 de 1100 rpm tercih edilmiş.
En az yakıt bölgesi 1200-1600 rpm, stabil düz çizgi şeklinde iken 1050 modelde 1100-1500 rpm stabil şekilde ve 1300-1400 rpm arası daha düşük çukur şeklinde dizayn verilmiş. Sabit güç aralığı, 1500-1700 rpm e kadar azaltılmış.
2400 n.m. torktaki motor 1400 rpm devire sabitlenip bütün tarımsal işlemleri tek devir ile yapabiliyor.
Yakıt sistemi yüke duyarlı olarak motora yakıt veriyor.
Elektrikli motorda yüke duyarlı enerji tüketimi nasıl olacak, yazılım geliştirilmesi gerekir.
Araba motorlarında belli yük değerleri kullanmak yeterli olur fakat traktörün yükleri aşırı değişken nitelik taşır.
Binaenaleyh, sürücüyü işgücü olarak kısıtlar.
Sadice işletme maliyetleri olarakta analiz yapmıyoruz.