mevcut durum tespitiniz doğru, ancak,Hayvancılık ile uğraşmıyorum ama bu durum birkaç aydır benim de dikkatimi çekti. 35 yıldır çiftçilik yaptığım köyde; yıllardır 2 bin civarında sığır bulunurdu. Bu yıl tarlada iş yaparken, geçen sığır sürüsünün 100 adet bile olmadığını farkettim. Köylülere sordum bunun sebebini; bakmakta zorlandıkları için sattıklarını söylediler. ''Satıp kurtulduk'' havası vardı hepsinde.
Düşünün; sadece bizim arazideki sığır sayısı yüzde 95 civarında azalmış. Zaten enflasyon almış başını giderken, gıda tedariğinin bu şekilde gerilemesi; bir o kadar daha gıda enflasyonu anlamına gelir. Hükümet süt fiyatı artmasın diye, mücadele ederken; hayvancılık bitiyor. Hububat fiyatını arttırmamak için de elinden geleni yapacak gibi.
Enflasyonun nedeni, süt veya hububat fiyatı değil; bunların üretim maliyetidir. Maliyeti artarken, satış fiyatı yerinde sayan bir ürünü kimse üretmez. Sanırım hükümet, fiyatı artan ürünün üretimini durdurup, piyasadan kaldırarak enflasyonla mücadele etmeyi amaçlıyor.
Öyleyse çözüm önerimiz şudur; yurtdışından sığır ithalatı durdurulsun. Bunun yerine, daha ucuz yollu yabani hayvanlar getirilsin ülkeye ve doğaya salınsın. Onları avlayarak beslenme ve giyim ihtiyaçlarımızı karşılarız.
her alanda ve bu alanda, doğru, istatistik bilgiye ihtiyaç var...Buyukbasta azalma oldugunu bircok kaynaktan okuduk. Sebebi artan maliyet ve zarar edilmesi olarak yaziliyor .
Peki kucukbasta durum ne, bircok kisinin kucuk suruler kurarak urettigi ve toplamda artis oldugu dogru mu?
Süt fiyatının artmaması için uğraşılıyor ama mazot zamları, yem maliyetleri artıyor. Hububat fiyatını kontrol altına almaya çalışıyorlar ama yine mazot, gübre, ekipman maliyetleri ortada. Son 8 ayda, bütün maliyetler yüzde 300 civarında arttı. Aslında artan süt veya hububat fiyatı değil. Sütü markete götüren kamyon, üzerindeki sütün değerinden daha fazla mazot parası veriyor. Öyle durumdayız ki; bir kamyona taş yükleseniz, taşın kilosunu 10 liradan satmalısınız ki mazot parasını kurtarsın.mevcut durum tespitiniz doğru, ancak,
mazot fiyatı, 3 liradan 30 liraya çıktı...
(dolar bazında hampetrol fiyatı değişmedi 100-120 dolar)
süt fiyatı 1 liradan 7,5 liraya
market süt fiyatı 2,5 liradan 28 liraya arttı...
et fiyatı 20 liradan 100 liraya
market et fiyatı 40 liradan 150 liraya çıtı...
aile işletmesi temelinde, olaya bakınca kazanç yok gibi, bunlar, 3-5 hayvanlı geçinme amaçlı,
ticari işletmeler dikkate alındığında,100-1000 baş ya da daha çok hayvan bulunan hayvancılık işletmelerinde, kazanç oldukça iyidir...
perişan olan, halk, işsizler, öğrenciler, sabit gelirliler, emekliler, asgari ücretle çalışanlardır...
enfilasyon (tuik), %75,
2000-2001 yılındaki duruma geri gidildi...
hakikatte, durum daha vahim olabilir...
bu arada, şirketler yıllık kazançlarını, 3-5 e katladı...
bankalar da öyle..
bu sürede, birçok, onlarca belki yüzlerce, yeni dolar milyonerleri, dolar milyarderleri ortaya çıkmış olabilir.
fakir halk (asgari ücretliler, emekliler, öğrenciler, işsizler), kira, faturalar, ulaşım ödendikten sonra, yiyecek almaya parası kalmamış olabilir...
yardıma muhtaç duruma düşmüş olabilir...
(bu durumda: işsizlik parası: her vatandaş için 2000 tl olmalı, asgari ücret 8-10 bin lira olmalı)
gelinen durumun tespiti için, siyasi kavgalar bir yana bırakılıp, araştırma yapılmalıdır...
bilgi olmadan yapılan yorumlar, her zaman yanıltıcı olabilir...
Behçet bey; marketteki süt, kasaptaki et, çuvaldaki unun parası direkt olarak üreticinin cebine girmiyor.nakliye ya da taşıma ücreti/nakliye maliyeti bir malın fiyatını ne kadar etkiler?
diyelim, mersinden-istanbula 20 ton, karpuz, üzüm ya da patates getiren bir kamyon,
200 litre mazot yaksa,
6000 lira, 1500 lira da kar koysa, 7500 liraya nakliye gerçekleşir...
bu durmda:
7500/20000=0,375 lira
ya da malın kilo fiyatı 37,5 krş etkilenir...
araç mersine boş dönerse, nakliye maliyeti iki katı olur...
bir mandıra için çalışan süt toplama aracı,
100 litre mazot harcayarak, 20 ton süt toplasa
3000 lira mazot, 1000 lira kamyon kazancı= 4000 lira
4000/20000=0,2 lira
1 litre sütün fiyatı, nakliyeden 20 krş etkilenir...
görüldüğü gibi, nakliye harcaması, enfilasyonu ya da sebze, meyve ya da öteki yiyeceklere yapılan %100-%200 artışları açıklamaz, fiyat artışları sadece, mazot fiyatıyla açıklanamaz...
ürünü üretme maliyeti ile ürünün fiyatı arasında, makul bir oran olmalı...
makul olandan, ayrılmamalı...
her alanda bu böyle olmalı,
yoksa, at izi it izine karışır...
herkes gemisini yüzdürmeye çalışır...
soygun, köşe dönme faaliyetleri artar
bilgi:
bu hesaplar, kısmi bir bilgiye dayanarak hesaplandı...
gerçek hayatta, durum farklı olabilir...
hayrola, devletle ne alıp veremediğiniz var...Şeker pancarını 400 lira açıklayıp çiftçiyi toktalayan
sonra pancarın küspesini 500 liradan satıp hayvancıyı tokatlayan bir devletimiz oldukça hayvancı da biter, çiftçi de biter
Şöyle bir çevrenize bakın üretimde yaşanan zorluklara göğüs geremeyecek tek bir çiftçi yoktur ama devletin çiftçiyi bu kadar da ezmesine kimsenin sabrı kalmadı
Çiftçiliğin zorluğu değil de devletin bu başıboşluğu, vurdumduymazlığı yıldırdı çiftçiyi
Başı sıkışınca neyi ithal etmiyor devletimiz.yeri geliyor Brezilya'dan kanada'dan gavur usullerine göre kesilen karkas et ithal ediyoruz.bizde bu devlet oldukça başımıza çok bela gelir
Et de biter süt de