hayvan varlığı neden azalıyor

Dünyada kıtlık var dışardan 300 hayvan getirdik 90 tanesinin rahmi çıkmadı, son bir yılda Eskişehirde 10 bin hayvan kesildi haberi okuyun

Hazine ve Maliye bakanı nerede? hani nooldu 5-6 aya herşey iyi olacaktı? Ben onu gözünün içine çok iyi baktım biliyormusunuz, o bu ülkenin hayrına icraat yapacak birisi değil o bakanlıklardakilerde yapamaz bunu okudurm o gözlerden. Nereye gidiyoruz belli değil gözümüzün içine baka baka yaktı memleketi bu Hazine ve Maliyedekiler.





1656180161352.png


1656180232046.png

1656180279383.png


1656180318018.png
 
  • Beğen
Tepkiler: The_Hoca
Madem kesilen hayvanın küpesi var, demekki bu sistem işlemiyor, hemen destekler kaldırılsın hayvanlarada küpe falan takıp zahmet eziyet edilmesin, nasılsa hayvan sayısına faydası olmayan uygulamalar, sayı yoksa üretim artmiycak demektir, dışardan gelir, ithalatını yapanlar olur nasılsa. Niye uğraşıldı sonuç ne oldu ortada. küpeylen desteklen üretim artmıyo demekki, başka sebepler hayvan sayısını düşürüyor o sebepler ortadan kaldırılsın öyle uğraşılsın, boşa kürek çekilmesin.
 
Hayvancılık ile uğraşmıyorum ama bu durum birkaç aydır benim de dikkatimi çekti. 35 yıldır çiftçilik yaptığım köyde; yıllardır 2 bin civarında sığır bulunurdu. Bu yıl tarlada iş yaparken, geçen sığır sürüsünün 100 adet bile olmadığını farkettim. Köylülere sordum bunun sebebini; bakmakta zorlandıkları için sattıklarını söylediler. ''Satıp kurtulduk'' havası vardı hepsinde.

Düşünün; sadece bizim arazideki sığır sayısı yüzde 95 civarında azalmış. Zaten enflasyon almış başını giderken, gıda tedariğinin bu şekilde gerilemesi; bir o kadar daha gıda enflasyonu anlamına gelir. Hükümet süt fiyatı artmasın diye, mücadele ederken; hayvancılık bitiyor. Hububat fiyatını arttırmamak için de elinden geleni yapacak gibi.

Enflasyonun nedeni, süt veya hububat fiyatı değil; bunların üretim maliyetidir. Maliyeti artarken, satış fiyatı yerinde sayan bir ürünü kimse üretmez. Sanırım hükümet, fiyatı artan ürünün üretimini durdurup, piyasadan kaldırarak enflasyonla mücadele etmeyi amaçlıyor.

Öyleyse çözüm önerimiz şudur; yurtdışından sığır ithalatı durdurulsun. Bunun yerine, daha ucuz yollu yabani hayvanlar getirilsin ülkeye ve doğaya salınsın. Onları avlayarak beslenme ve giyim ihtiyaçlarımızı karşılarız.
 
Hayvancılık ile uğraşmıyorum ama bu durum birkaç aydır benim de dikkatimi çekti. 35 yıldır çiftçilik yaptığım köyde; yıllardır 2 bin civarında sığır bulunurdu. Bu yıl tarlada iş yaparken, geçen sığır sürüsünün 100 adet bile olmadığını farkettim. Köylülere sordum bunun sebebini; bakmakta zorlandıkları için sattıklarını söylediler. ''Satıp kurtulduk'' havası vardı hepsinde.

Düşünün; sadece bizim arazideki sığır sayısı yüzde 95 civarında azalmış. Zaten enflasyon almış başını giderken, gıda tedariğinin bu şekilde gerilemesi; bir o kadar daha gıda enflasyonu anlamına gelir. Hükümet süt fiyatı artmasın diye, mücadele ederken; hayvancılık bitiyor. Hububat fiyatını arttırmamak için de elinden geleni yapacak gibi.

Enflasyonun nedeni, süt veya hububat fiyatı değil; bunların üretim maliyetidir. Maliyeti artarken, satış fiyatı yerinde sayan bir ürünü kimse üretmez. Sanırım hükümet, fiyatı artan ürünün üretimini durdurup, piyasadan kaldırarak enflasyonla mücadele etmeyi amaçlıyor.

Öyleyse çözüm önerimiz şudur; yurtdışından sığır ithalatı durdurulsun. Bunun yerine, daha ucuz yollu yabani hayvanlar getirilsin ülkeye ve doğaya salınsın. Onları avlayarak beslenme ve giyim ihtiyaçlarımızı karşılarız.
mevcut durum tespitiniz doğru, ancak,

mazot fiyatı, 3 liradan 30 liraya çıktı...
(dolar bazında hampetrol fiyatı değişmedi 100-120 dolar)

süt fiyatı 1 liradan 7,5 liraya
market süt fiyatı 2,5 liradan 28 liraya arttı...

et fiyatı 20 liradan 100 liraya
market et fiyatı 40 liradan 150 liraya çıtı...

aile işletmesi temelinde, olaya bakınca kazanç yok gibi, bunlar, 3-5 hayvanlı geçinme amaçlı,
ticari işletmeler dikkate alındığında,100-1000 baş ya da daha çok hayvan bulunan hayvancılık işletmelerinde, kazanç oldukça iyidir...

perişan olan, halk, işsizler, öğrenciler, sabit gelirliler, emekliler, asgari ücretle çalışanlardır...

enfilasyon (tuik), %75,
2000-2001 yılındaki duruma geri gidildi...
hakikatte, durum daha vahim olabilir...
bu arada, şirketler yıllık kazançlarını, 3-5 e katladı...
bankalar da öyle..
bu sürede, birçok, onlarca belki yüzlerce, yeni dolar milyonerleri, dolar milyarderleri ortaya çıkmış olabilir.
fakir halk (asgari ücretliler, emekliler, öğrenciler, işsizler), kira, faturalar, ulaşım ödendikten sonra, yiyecek almaya parası kalmamış olabilir...
yardıma muhtaç duruma düşmüş olabilir...
(bu durumda: işsizlik parası: her vatandaş için 2000 tl olmalı, asgari ücret 8-10 bin lira olmalı), burası çok önemli...

gelinen durumun tespiti için, siyasi kavgalar bir yana bırakılıp, araştırma yapılmalıdır...
bilgi olmadan yapılan yorumlar, her zaman yanıltıcı olabilir...
 
Son düzenleme:

Buyukbasta azalma oldugunu bircok kaynaktan okuduk. Sebebi artan maliyet ve zarar edilmesi olarak yaziliyor .

Peki kucukbasta durum ne, bircok kisinin kucuk suruler kurarak urettigi ve toplamda artis oldugu dogru mu?
 
  • Beğen
Tepkiler: behcet arı
bilgiye dayanmayan, fikirler, düşünceler, görüşler...
sadece, bir düşünce, bir fikir, bir görüş olarak kalır...
mevcut durumu değiştirmez...

geçenlerde, hayvan pazarlarındaki (mesela ağrı hayvan pazarında) besi danası fiyatlarını, aranızda izleyenler vardır...

180-200 kg ağırlıktaki besi danaları, 55 lira/kg fiyattan satılıyordu...
hatta pazarlıkla, daha ucuza verilenler de vardı..

buradan, 180-200 kg ağırlığında, 100 baş dana alan bir kişi,
mera bulunan yerlerde, bu hayvanları 3 ay otlatsa,
günlük hayvanlar 0,5-0,6 kg ağırlık artışı yapsa...

3 ay sonunda, bu kişi hayvanları yine55 lira/kg fiyattan besicilere satsa,
kaç lira kazanır...

a-100 000 lira
b-150 000 lira
c-200 000 lira
d-250 000 lira
e-zarar eder

çoban parasının ve nakliye harcamasının, bu kazançtaki payı ne kadar olur?
tabi, bu durum, imkan ve para meselesi...
herzaman, ismail beyin belirttiği gibi...
 
Son düzenleme:
mevcut durum tespitiniz doğru, ancak,

mazot fiyatı, 3 liradan 30 liraya çıktı...
(dolar bazında hampetrol fiyatı değişmedi 100-120 dolar)

süt fiyatı 1 liradan 7,5 liraya
market süt fiyatı 2,5 liradan 28 liraya arttı...

et fiyatı 20 liradan 100 liraya
market et fiyatı 40 liradan 150 liraya çıtı...

aile işletmesi temelinde, olaya bakınca kazanç yok gibi, bunlar, 3-5 hayvanlı geçinme amaçlı,
ticari işletmeler dikkate alındığında,100-1000 baş ya da daha çok hayvan bulunan hayvancılık işletmelerinde, kazanç oldukça iyidir...

perişan olan, halk, işsizler, öğrenciler, sabit gelirliler, emekliler, asgari ücretle çalışanlardır...

enfilasyon (tuik), %75,
2000-2001 yılındaki duruma geri gidildi...
hakikatte, durum daha vahim olabilir...
bu arada, şirketler yıllık kazançlarını, 3-5 e katladı...
bankalar da öyle..
bu sürede, birçok, onlarca belki yüzlerce, yeni dolar milyonerleri, dolar milyarderleri ortaya çıkmış olabilir.
fakir halk (asgari ücretliler, emekliler, öğrenciler, işsizler), kira, faturalar, ulaşım ödendikten sonra, yiyecek almaya parası kalmamış olabilir...
yardıma muhtaç duruma düşmüş olabilir...
(bu durumda: işsizlik parası: her vatandaş için 2000 tl olmalı, asgari ücret 8-10 bin lira olmalı)

gelinen durumun tespiti için, siyasi kavgalar bir yana bırakılıp, araştırma yapılmalıdır...
bilgi olmadan yapılan yorumlar, her zaman yanıltıcı olabilir...
Süt fiyatının artmaması için uğraşılıyor ama mazot zamları, yem maliyetleri artıyor. Hububat fiyatını kontrol altına almaya çalışıyorlar ama yine mazot, gübre, ekipman maliyetleri ortada. Son 8 ayda, bütün maliyetler yüzde 300 civarında arttı. Aslında artan süt veya hububat fiyatı değil. Sütü markete götüren kamyon, üzerindeki sütün değerinden daha fazla mazot parası veriyor. Öyle durumdayız ki; bir kamyona taş yükleseniz, taşın kilosunu 10 liradan satmalısınız ki mazot parasını kurtarsın.

2001 krizinden çıkıp, 20 yıl sonra aynı noktaya geri dönüldü. Aslında kazanıyor gibi görünen kesim de, enflasyon karşısında cepten yemeye başladı. Şöyle ki; bankalar yüzde 50 faizle kredi veriyor ama enflasyon karşısında yine zarar ediyorlar. Şirketler de bu şekilde. Zaten paranın veya ürünün tüketiciye maliyeti arttıkça tüketim düşer, tüketici satın alamaz duruma gelir. En sonunda piyasa kilitlenir. Kriz tam olarak bu noktada ortaya çıkar.

Son sözünüz ise kesinlikle doğru. İçimiz dışımız siyaset oldu. Ortada bir problem var; muhalefet sadece yaygara yapıyor, hükümet ise problemin sorumluluğunu üstüne almıyor. Onlar avaz avaz bağırırken, çözümsüzlük halkın sırtına yükleniyor. Halk da ayrı telden çalıyor. Herkes desteklediği partiyi körü körüne savunuyor. Sonuç olarak; ne siyasetçilerde, ne de halkta bir umut ışığı yok. Bu sorunun gideceği yön belli. Ortaya çıkacak olan tablo, herkesin sorumluluğundadır.
 
nakliye ya da taşıma ücreti/nakliye maliyeti bir malın fiyatını ne kadar etkiler?

diyelim, mersinden-istanbula 20 ton, karpuz, üzüm ya da patates getiren bir kamyon,
200 litre mazot yaksa,
6000 lira, 1500 lira da kar koysa, 7500 liraya nakliye gerçekleşir...
bu durmda:
7500/20000=0,375 lira
ya da malın kilo fiyatı 37,5 krş etkilenir...
araç mersine boş dönerse, nakliye maliyeti iki katı olur...

bir mandıra için çalışan süt toplama aracı,
100 litre mazot harcayarak, 20 ton süt toplasa
3000 lira mazot, 1000 lira kamyon kazancı= 4000 lira
4000/20000=0,2 lira
1 litre sütün fiyatı, nakliyeden 20 krş etkilenir...

görüldüğü gibi, nakliye harcaması, enfilasyonu ya da sebze, meyve ya da öteki yiyeceklere yapılan %100-%200 artışları açıklamaz, fiyat artışları sadece, mazot fiyatıyla açıklanamaz...

ürünü üretme maliyeti ile ürünün fiyatı arasında, makul bir oran olmalı...
makul olandan, ayrılmamalı...

her alanda bu böyle olmalı,
yoksa, at izi it izine karışır...
herkes gemisini yüzdürmeye çalışır...
soygun, köşe dönme faaliyetleri artar

bilgi:

bu hesaplar, kısmi bir bilgiye dayanarak hesaplandı...
gerçek hayatta, durum farklı olabilir...
 
Son düzenleme:
nakliye ya da taşıma ücreti/nakliye maliyeti bir malın fiyatını ne kadar etkiler?

diyelim, mersinden-istanbula 20 ton, karpuz, üzüm ya da patates getiren bir kamyon,
200 litre mazot yaksa,
6000 lira, 1500 lira da kar koysa, 7500 liraya nakliye gerçekleşir...
bu durmda:
7500/20000=0,375 lira
ya da malın kilo fiyatı 37,5 krş etkilenir...
araç mersine boş dönerse, nakliye maliyeti iki katı olur...

bir mandıra için çalışan süt toplama aracı,
100 litre mazot harcayarak, 20 ton süt toplasa
3000 lira mazot, 1000 lira kamyon kazancı= 4000 lira
4000/20000=0,2 lira
1 litre sütün fiyatı, nakliyeden 20 krş etkilenir...

görüldüğü gibi, nakliye harcaması, enfilasyonu ya da sebze, meyve ya da öteki yiyeceklere yapılan %100-%200 artışları açıklamaz, fiyat artışları sadece, mazot fiyatıyla açıklanamaz...

ürünü üretme maliyeti ile ürünün fiyatı arasında, makul bir oran olmalı...
makul olandan, ayrılmamalı...

her alanda bu böyle olmalı,
yoksa, at izi it izine karışır...
herkes gemisini yüzdürmeye çalışır...
soygun, köşe dönme faaliyetleri artar

bilgi:

bu hesaplar, kısmi bir bilgiye dayanarak hesaplandı...
gerçek hayatta, durum farklı olabilir...
Behçet bey; marketteki süt, kasaptaki et, çuvaldaki unun parası direkt olarak üreticinin cebine girmiyor.
Süt bir lira iken, üreticiye maliyeti 60 kuruştur; üretici 7.5 liraya satarken maliyeti 9 liradır. Bu da zarar demektir.
Bir örnek daha vereyim. Hem özel firmada çalışıyor, hem de çiftçilik yapıyorum. Geçen yıl tarladaki ikileme için maaşımın üçte ikisi ile mazot alıyordum. Bu yıl zamlanan maaşa rağmen; maaş mazot parasının üçte ikisini karşıladı. Aynı iş, aynı alan...

Mazot parası, 0.20 lira etki eder diyorsunuz. Bu süt işleniyor, paketleniyor, marketlere ayrıca nakil ediliyor. Muhafaza etmek için elektrik harcanıyor. Taşıyan elemana maaş veriliyor, satan elemana maaş veriliyor. O satış fiyatı üzerinden KDV ödeniyor. Yani üreticiye olduğu kadar; işleyip - pazarlayanın da maliyetleri yüzde 300'ü aşkın oranda arttı.

Ürünü işleyen ve ve pazarlayan bir şekilde maliyeti fiyata yansıtıyor ama üreticinin böyle bir şansı yok. Devletin sunduğu alım fiyatının 3 - 5 kuruş üstünde veya altında satabilir. Kısacası, piyasada ucuz tüketilsin diye; kazancına müdahale edilecek tek kesim üretici.
İşletmecinin üstüne gidemez devlet. Giderse, işletmeci kasıtlı olarak piyasaya ürün vermeyi bırakır, dolayısıyla talep karşılanamaz. Talep karşılanmayınca satış fiyatları artar. Üreticiden ürün alımını azalır. Azalınca da, üretici malı elden çıkarmak için daha düşük fiyatlara razı olur. Çünkü üretici de, tonlarca malı, piyasa düzelene kadar elinde tutamaz. Farzedin ki her türlü sistemi var, mali gücü de var... En fazla iki sezon döndürür. Sonra alıcının istediği fiyata satmak zorunda kalır. Bu durumda piyasa bozulur.

Siz diyorsunuz ki; üretici 7 kat fazlaya satıyor ama market üç kat fazlaya satıyor. O zaman ÜFE ve TÜFE endekslerine bakabilirsiniz. ÜFE daha yüksek. Yani; üreticinin maliyeti daha yüksek. Ayrıca; üreticinin sattığı mal isterse yüz lira olsun. Kar edilmedikten sonra kimse babasının hayrına yapmaz bu işi diyeceğim ama buradaki birçok üretici babasının mesleğini yapmakta. Dolayısıyla babamızın hayrına yapıyoruz. tüketici de nasipleniyor işte.

Tabi biz bunları yazıyoruz da yıllardır kimseye birşey anlatamadık.

Birgün çiftçiliğin sorunları ile ilgili konuşurken, çiftçilikle hiç alakası olmayan bir kişi lafa karışıp; ''senin çiftçiye verilen desteklerden haberin var mı?'' demişti. 6 yaşımdan itibaren traktörün direksiyonunda yetişmişim fakat çiftçilikle alakası olmayan birinden ''haberin var mı?'' sorusunu işittim. O zamandan sonra da , bu tarz tartışmalara ve konuşmalara katılmıyorum pek. Kim ne düşünüyorsa, bildiği gibi zannetsin. Böyle devam...

Bir önceki yorumumda belirttiğim gibi; sorun da belli, ekonominin gideceği yer de belli. Bu sonuçlar oluşunca, kimse şikayet etmeyecek. Çünkü herkesin bu kötüye gidişte payı var.
 
Şu fiyatlarla nasıl azalmasında kuzu danadan ucuz bi kere ama zaten ikisininde fiyatları ucuz. geçen sene arpa 2.20 iken 27 canlıya vermiştik bu sene 47 diyorlar 2 katı bile değil şimdi arpa 6 lira böyle bi sacma durum yok. kurbandan sonra ya beklersek belki yükselir diyoruz ama torbası 350 liradan da yem alıp zaten etlenmiş hayvana yediresin gelmiyor.
Asıl sıkıntı ne olacağı belli değil insanı o yoruyor.
 

Resimler ve ekler

  • Screenshot_20220626-162244_Chrome~2.jpg
    Screenshot_20220626-162244_Chrome~2.jpg
    94.3 KB · Görüntüleme: 16
kimse anlamak istemiyor

Oysa topiğin ilk videosunda dakika 7:35 ile dakika 9:10 aralığı iyi anlaşılmalı, bu kısımda olayı anlamayan hiç kafa yormasın bence.

Yani bu hayvancılıkta bir çiftçi ahırında 5 baş hayvanda baksa olay bu kısımda anlatıldığı gibidir.

Yani elde edilen kazanç bir sonraki seneye hazırlık için yetecek sermayeyi tamamlamıyor, tamamlasın diye extradan hayvan satarak baktığı hayvan sayısını azaltıyor sonraki seneye giriyor, fakat üretici uğraştığı halde hayvan sayısı azalınca zarar ettiğini anlıyorki zaten bu bir zarardır, elinde kalan hayvanın parasal değerinin bir hükmü yok, elinde kalan hayvanın kağıt üzerinde kazanmış olmasının bir anlamı yok, en iyisi daha fazla küçülüp yokolmadan bırakayım bu işi demesi kadar normal bişey daha yok vesselam.

İşçi memur sanayici ne halt edermiş noolurmuş, maaşları azalırmış çoğalırmış umurundamı olacaktı, zarar ateşten gömlek, uğraş didin hayvan sayın azalsın, yaptığın iş hayvan sayın büyümesin küçülsün, eee ama sen kazanıyon kağıt üzerinde dersen adama, bu rezalettir, hiç olacak işmi?
 

Şeker pancarını 400 lira açıklayıp çiftçiyi toktalayan
sonra pancarın küspesini 500 liradan satıp hayvancıyı tokatlayan bir devletimiz oldukça hayvancı da biter, çiftçi de biter
Şöyle bir çevrenize bakın üretimde yaşanan zorluklara göğüs geremeyecek tek bir çiftçi yoktur ama devletin çiftçiyi bu kadar da ezmesine kimsenin sabrı kalmadı
Çiftçiliğin zorluğu değil de devletin bu başıboşluğu, vurdumduymazlığı yıldırdı çiftçiyi
Başı sıkışınca neyi ithal etmiyor devletimiz.yeri geliyor Brezilya'dan kanada'dan gavur usullerine göre kesilen karkas et ithal ediyoruz.bizde bu devlet oldukça başımıza çok bela gelir
Et de biter süt de
 
Şeker pancarını 400 lira açıklayıp çiftçiyi toktalayan
sonra pancarın küspesini 500 liradan satıp hayvancıyı tokatlayan bir devletimiz oldukça hayvancı da biter, çiftçi de biter
Şöyle bir çevrenize bakın üretimde yaşanan zorluklara göğüs geremeyecek tek bir çiftçi yoktur ama devletin çiftçiyi bu kadar da ezmesine kimsenin sabrı kalmadı
Çiftçiliğin zorluğu değil de devletin bu başıboşluğu, vurdumduymazlığı yıldırdı çiftçiyi
Başı sıkışınca neyi ithal etmiyor devletimiz.yeri geliyor Brezilya'dan kanada'dan gavur usullerine göre kesilen karkas et ithal ediyoruz.bizde bu devlet oldukça başımıza çok bela gelir
Et de biter süt de
hayrola, devletle ne alıp veremediğiniz var...
devlet kavramını yanlış kullanıyorsunuz...
düzeltin...

yukarıda yazdıklarınızı devlet yapmaz...
devleti yönetenler mi demek istedin...
 

Benzer Konular