16.01.2014 - 02:30 | Son Güncelleme: 15.01.2014-22:59
KÜÇÜK HAMSİ NASIL KURTULUR?
9 santimden küçük hamsilerin avlanması Karadenizdeki balık varlığını minimuma indirdi. Avrupa Birliği ve TÜDAV, balık miktarının artması için 5 bölgede koruma havzası ilan edilmesini öneriyor
GÖKHAN KARAKAŞ
Avlanılan balık miktarındaki azalma bilimadamı ve sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi. Aşırı ve bilinçsiz avlanmanın önüne geçilmesi için seferberlik çağrısında bulunan bilimadamları 2010 yılında lüfer için yapılan kampanyanın bütün balık türlerine dönük tekrarlanması çağrısında bulundu. Bu kampanya sonucunda 2007de 6 bin 900 ton lüfer avlanılırken, 2012de avlanan lüfer miktarı 7 bin 400 tona kadar yükseldi. Ancak diğer birçok balık türünde sonuç aynı olmadı. Türkiyenin en çok tükettiği hamside avlanılan balık miktarı 385 bin tondan 164 bin tona geriledi. Avlanılan istavrit miktarı da 9 bin tondan 6 bin tona düştü.
Avcılık yasaklansın
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, balıktaki azalmanın aşırı avcılıktan kaynaklandığını söyledi. Öztürk, şöyle konuştu:
Balık miktarındaki açığı balık çiftliklerinin doldurması gerek. Dünyada yılda ortalama 110 milyon ton balık avlanması gerekirken bu miktar 80 milyon tonda kalıyor. 30 milyon ton balık ise çiftlik balıklarıyla kapatılıyor. Balık rezervlerinin artması için daha az avlanmamız gerekiyor. Karadeniz balıkçılığın en büyük yükünü çekiyor. Tükettiğimiz 10 kilo balığın 6 kilo kuzey kıyılarımızdan sağlanıyor. Bunun için Karadenize iyi bakmalı ve koruma alanları oluşturarak avcılığı bir süre yasaklamamız gerekiyor.
Koruma bölgesi olsun
AB projesi olan Towards Coast To Coast Networks (COCONET) ile 9 Türk bilim insanı Karadenizde sürdürülebilir balıkçılık, deniz ekosistemi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan çalışmalar yapıyor. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, proje kapsamında yetkililere; Karadenizde 5 bölgeyi deniz koruma alanı olarak ilan edilmesini önerdi. Bu bölgeler; İğneada, Şile-Kefken arası, Cide-Doğanyurt, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirleri ve deltaları ile Trabzon Mezgit bölgesi olarak sıralandı.
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Öztürk, Bulgaristan ve Romanyanın bile koruma alanı ilan ettiğini söyledi.
Fiyatı aracılar artırıyor
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya ise, balık fiyatlarının yüksek olmasının avlayan balıkçı ile tüketen vatandaş arasındaki komisyonculardan kaynaklandığını iddia etti. Özkaya, Balığı tutan reisten çok, arada pazarlık yapan komisyoncu, kabzımal kazanıyor. Yani balıkçı ile vatandaş arasındaki herkes kazanıyor. Reis ise teknenin masraflarını bile çıkartamayacak kadar zor durumda kalıyor dedi. Özkaya, şöyle devam etti:
Biz balığın kasasını (10-15 kilo) aracıya 15-20 TLden veriyoruz, tezgahta kilosu 5 TLden satılıyor. Tüketici, aracının belirlediği fiyattan balık yiyor. Balığın az olmasında ise aşırı avcılığın büyük etkisi var. Şimdiye kadar çok avlandık ve stokları koruyamadık. Şimdi de stoklar piyasanın talebini karşılayamayacak kadar az. Havaların da normalden sıcak olması fiyatları arttırıyor. Tezgahlardaki küçük balıkların nedeni de aşırı avcılık.
Denetimler yoğun şekilde sürüyor...
Balık fiyatlarının av sezonunun seyrine, günlük av miktarına ve bölgelere bağlı olarak değiştiğini kaydeden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İstanbul balık halindeki hamsinin ilk el kilogram fiyatı aralık ayında 1.85-4.93 TL arasında seyretmiştir. Sadece ocak ayında birkaç gün bu fiyatın üzerine çıkmıştır. Benzer durum diğer balıklarda da görülmüştür açıklamasını yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Hamsi fiyatlarının artmasının temel nedeni bilinçsiz avcılık değildir. Doğadaki stoklara etki eden faktör sadece avcılık olmayıp, üreme ve beslenme dönemlerindeki koşullar, su sıcaklığı, akıntı, ortamdaki besin bolluğu ve balığın beslenme zincirindeki yeri gibi pek çok çevresel faktör de stokları etkileyebilmektedir. Balıkçılarımızın kurallara uygun avcılık yapmasını sağlamak için karaya çıkış noktalarında, balık hallerinde ve karayollarında kontrol faaliyetleri yoğun olarak yapılmaktadır.


KÜÇÜK HAMSİ NASIL KURTULUR?
9 santimden küçük hamsilerin avlanması Karadenizdeki balık varlığını minimuma indirdi. Avrupa Birliği ve TÜDAV, balık miktarının artması için 5 bölgede koruma havzası ilan edilmesini öneriyor
GÖKHAN KARAKAŞ
Avlanılan balık miktarındaki azalma bilimadamı ve sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi. Aşırı ve bilinçsiz avlanmanın önüne geçilmesi için seferberlik çağrısında bulunan bilimadamları 2010 yılında lüfer için yapılan kampanyanın bütün balık türlerine dönük tekrarlanması çağrısında bulundu. Bu kampanya sonucunda 2007de 6 bin 900 ton lüfer avlanılırken, 2012de avlanan lüfer miktarı 7 bin 400 tona kadar yükseldi. Ancak diğer birçok balık türünde sonuç aynı olmadı. Türkiyenin en çok tükettiği hamside avlanılan balık miktarı 385 bin tondan 164 bin tona geriledi. Avlanılan istavrit miktarı da 9 bin tondan 6 bin tona düştü.
Avcılık yasaklansın
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, balıktaki azalmanın aşırı avcılıktan kaynaklandığını söyledi. Öztürk, şöyle konuştu:
Balık miktarındaki açığı balık çiftliklerinin doldurması gerek. Dünyada yılda ortalama 110 milyon ton balık avlanması gerekirken bu miktar 80 milyon tonda kalıyor. 30 milyon ton balık ise çiftlik balıklarıyla kapatılıyor. Balık rezervlerinin artması için daha az avlanmamız gerekiyor. Karadeniz balıkçılığın en büyük yükünü çekiyor. Tükettiğimiz 10 kilo balığın 6 kilo kuzey kıyılarımızdan sağlanıyor. Bunun için Karadenize iyi bakmalı ve koruma alanları oluşturarak avcılığı bir süre yasaklamamız gerekiyor.
Koruma bölgesi olsun
AB projesi olan Towards Coast To Coast Networks (COCONET) ile 9 Türk bilim insanı Karadenizde sürdürülebilir balıkçılık, deniz ekosistemi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan çalışmalar yapıyor. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, proje kapsamında yetkililere; Karadenizde 5 bölgeyi deniz koruma alanı olarak ilan edilmesini önerdi. Bu bölgeler; İğneada, Şile-Kefken arası, Cide-Doğanyurt, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirleri ve deltaları ile Trabzon Mezgit bölgesi olarak sıralandı.
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Öztürk, Bulgaristan ve Romanyanın bile koruma alanı ilan ettiğini söyledi.
Fiyatı aracılar artırıyor
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ramazan Özkaya ise, balık fiyatlarının yüksek olmasının avlayan balıkçı ile tüketen vatandaş arasındaki komisyonculardan kaynaklandığını iddia etti. Özkaya, Balığı tutan reisten çok, arada pazarlık yapan komisyoncu, kabzımal kazanıyor. Yani balıkçı ile vatandaş arasındaki herkes kazanıyor. Reis ise teknenin masraflarını bile çıkartamayacak kadar zor durumda kalıyor dedi. Özkaya, şöyle devam etti:
Biz balığın kasasını (10-15 kilo) aracıya 15-20 TLden veriyoruz, tezgahta kilosu 5 TLden satılıyor. Tüketici, aracının belirlediği fiyattan balık yiyor. Balığın az olmasında ise aşırı avcılığın büyük etkisi var. Şimdiye kadar çok avlandık ve stokları koruyamadık. Şimdi de stoklar piyasanın talebini karşılayamayacak kadar az. Havaların da normalden sıcak olması fiyatları arttırıyor. Tezgahlardaki küçük balıkların nedeni de aşırı avcılık.
Denetimler yoğun şekilde sürüyor...
Balık fiyatlarının av sezonunun seyrine, günlük av miktarına ve bölgelere bağlı olarak değiştiğini kaydeden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İstanbul balık halindeki hamsinin ilk el kilogram fiyatı aralık ayında 1.85-4.93 TL arasında seyretmiştir. Sadece ocak ayında birkaç gün bu fiyatın üzerine çıkmıştır. Benzer durum diğer balıklarda da görülmüştür açıklamasını yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Hamsi fiyatlarının artmasının temel nedeni bilinçsiz avcılık değildir. Doğadaki stoklara etki eden faktör sadece avcılık olmayıp, üreme ve beslenme dönemlerindeki koşullar, su sıcaklığı, akıntı, ortamdaki besin bolluğu ve balığın beslenme zincirindeki yeri gibi pek çok çevresel faktör de stokları etkileyebilmektedir. Balıkçılarımızın kurallara uygun avcılık yapmasını sağlamak için karaya çıkış noktalarında, balık hallerinde ve karayollarında kontrol faaliyetleri yoğun olarak yapılmaktadır.