Son 10 yılda, Altın, Dolar, Euro, TL, Borsa ne kazandırdı?

21.12.2020
1,458
2,218

Aşağıda ki yazıda 2011 yılının başından 2021 Nisan dönemine kadar geçen sürede 100 TL'lik altın rekor düzeyde artarak 216 TL olmuş, dolar 175 TL, Euro 158 TL, Bankadaki mevduat hesabı 100,69 TL olurken, BIST 78 TL'ye düşmüş.

Yatırım tavsiyesi değildir. Arşiv amaçlı paylaşıyorum.


Dünya Gazetesi

  1. Dünya Gazetesi
  2. Yazarlar
  3. Alaattin AKTAŞ

Gel de TL’ye güven, “TL’ye güven” diyenlere inan!​

Alaattin AKTAŞ

Alaattin AKTAŞEKO ANALİZala.aktas@gmail.com
08 Nisan 2021 Perşembe

✔ Son on yıl, hatta on yıl üç ay... Tasarrufunu döviz cinsinden tutanlar reel olarak kazanç sağlamış, TL'yi tercih edenler ise zarara uğramış.
✔ Demek ki neymiş, dövizi tercih edenin değil, TL'den vazgeçmeyenin eli yanıyormuş...

Kaynak Türkiye İstatistik Kurumu. Veriler, “Bu kadar kısa bir dönemden yola çıkarak sonucu ulaşmak yanıltıcı olur” denilemeyecek kadar uzun bir süreyi kapsıyor. Son on yıldan, hatta on yıl üç aylık bir dönemden söz ediyoruz. Ve bu on yılı aşkın dönem bize şunu söylüyor:
“TL’ye güvenip tasarrufunu TL cinsi tutanın eli yanar!”
TÜİK’in her ay açıkladığı finansal tasarruf araçlarının nominal ve reel getirisine ilişkin verilerden hareketle 2011 yılından bu yana olan dönemin özetini çıkardık. Nominal oranları ve üretici fiyatlarından arındırılmış oranları almadık. Hazırladığımız tabloda mevduat, BİST, dolar, euro, külçe altın ve devlet iç borçlanma senedinin TÜFE artışından arındırılmış yıllık net getirisi yer alıyor. Bu yılın oranları ise üç aylık dönemi kapsıyor.

Tablomuzun ilk bölümünde yıllık reel getirilere yer verdik; ikinci bölümde ise oranları birikimli hale getirdik ve “2010 yılı sonundaki 100 lira, yıl sonları itibarıyla hangi düzeyde oluştu ve nihayetinde bu yılın mart ayı sonunda nereye geldi” sorusuna yanıt aradık.

TL cinsi araçlar mı, aman aman!​

Finansal tasarruf araçlarını temel olarak ikiye ayırmak gerek.
Mevduat, hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi olarak TL cinsi araçlar ve dolar, euro ve külçe altın olarak döviz bazlı araçlar...
İşte bu on yıl üç aylık dönemde tercihini TL cinsi araçlardan yana kullananların yüzü gülmemiş.
Tasarrufunu mevduat olarak tutmayı tercih edenler 2010’dan bu yılın mart ayı sonuna kadar ancak enflasyonla aynı düzeyde getiri elde etmiş. On yıl üç ayın net getirisi yalnızca ama yalnızca yüzde 0.69! Yüzde 1 bile değil! Buna getiri denilebilirse...
Hisse senedini tercih edenler bu dönemde 100 liralarının 22 lirasını kaybetmiş, geriye 78 lira kalmış.
Parasını devlete borç verenler ise 16 lira kayba uğramış. 2010 sonundaki 100 lira, geçen ay sonu itibarıyla 84 liraya inmiş.

Dövizi seçen uzun vadede hep kârlı​

Döviz cinsi tasarruf araçlarında ve döviz bazlı altında ise uzun vadede ciddi oranda reel getiri oluşuyor.
İşte on yıl üç aylık dönemin bilançosu...
Euro yüzde 58, dolar yüzde 76, altın ise yüzde 116 oranında reel getiri sağlamış.
Dolar ve euro için hesaplanan getiride faiz yok. Bankalar her ne kadar döviz tevdiat hesaplarına pek faiz vermiyorsa da böylesine uzun sayılabilecek dönem boyunca bankada tutulacak döviz az da olsa bir faiz getirisi sağlar. Bu da dikkate alındığında dolar ve euronun reel getirisi bir miktar daha artacaktır.

890808-13b2.jpg
DÖVİZ EL YAKMIYORMUŞ!​

Siyasetçilerimiz de çok söyledi, bazı bürokratlar da, kraldan çok kralcı geçinen kimi akademisyenler de, hatta bazı meslektaşlarımız da...
Dövizle oynayanın eli yanar dediler.
Kısa vadede bu söz konusu olabilirdi tabii ki, olduğu dönemler yaşandı da. Ama uzun döneme bakıyoruz, tam tersi gerçekleşmiş.
Eğer kastedilen kısa dönemli döviz alış satışı değilse uzun dönemde döviz cinsinden tasarruf edenin eli yanmamış, hatta görüyoruz ki tam tersi olmuş.
Yazara Ait Diğer YazılarTüm Yazılar
 
Dövizi seçen uzun vade de hep zararlı çıkar.
TC vatandaşı, Türk lirası kullanarak üretim yapıyor.
AB vatandaşı, Euro kullanarak üretim yapıyor.
Parite 3 kat arttı, bizdeki fiyatlarda 3 kat artmadığı zaman 3 kat soyulmuş oluyoruz.
30 TL/kg dana kestirdik, döviz parite 3 TL,
40 TL/kg dana kestirdik, döviz parite 9 TL,
Türk Hava Yolları' na çalışmış gibi hissediyoruz.
 
Döviz veya altın kazandırır her zaman belki stresi çok ayrı bişey birde şöyle birşey var mesela dükkan alıyorsun o birde kira getiriyor onunla çocuk felan okutuyorsun bu katkılarıda var biz 2009 da dolmuş aldık o zaman 2 kg yada fazla altın yapıyordu şu anda çok buyuk zarardayız ama bu 11 senede bazı katkılarda oldu biraz daha fazla para kazansaydı aylık altın yada dövizden 10 kat ıyı
 
Tarla menkul değerlerden daima daha iyidir.hem kendi değerini korur hem de çalıştırılırsa ekmek verir.
Sanayileşme arttıkça tarımsal üretimin karlılığı da artacaktır, zira sanayiye gereken hammaddenin önemli kısmı tarımsal ürünlerdir.
Tarım toplumundan sanayi toplumuna evrilmenin çiftçiler açısından avantaj sağlayan bir doğal sonucu da her çiftçinin pastadan aldığı payın kendiliğinden büyümesidir.zira kentlere göç ediliyor, çiftçi sayısı azalıyor, ancak tarımsal pazar küçülmüyor aksine büyüyor
Paranız çok ve ne alacağınıza karar veremiyorsanız ve bir çiftçiyseniz tarla alın.
Bazı bölgelerde tarlanın değeri çok çok geride kalmış halde.yakındır ki bu nüfus, bu kalabalık şehirlerden taşıp köylere doğru yavaş yavaş akmaya başlayacak.işte o zaman emlakta, otomotivde, hazır giyimde vs yaşanan balonlaşma tarlada da yaşanacak.
 
Nüfus köylere doğru yavaş yavaş akmaya başlarsa bile akış hızının 10 katı kaçış olur, arada yolunu şaşıranlar çıkar ama tez akıllanırlar.

Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz hesapta, bu durumdanda çıkamayız.

Gelişmiş ülkelere bir bakın, hiç kırsala akan nüfus olmuşmu? olmadı ve olmaz tabiki böyle bişey, eğer es kaza sanayileşirsek ve gelişmişliğe doğru gidersek, bizdede köylere doğru akış yani kırsala akış olmayacağı garanti.
 
Yirmi yıl kadar önceleri dönümü bin dolar olan tarla fiyatları şu anda üç bin dolar seviyesine geldi. Bizim bölgedeki kuru tarım arazisinden söz ediyorum. Köy civarı tarlalarımıza da özellikle İstanbullu alıcıların ilgisi her geçen yıl artmakta.
 
Nüfus köylere doğru yavaş yavaş akmaya başlarsa bile akış hızının 10 katı kaçış olur, arada yolunu şaşıranlar çıkar ama tez akıllanırlar.

Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz hesapta, bu durumdanda çıkamayız.

Gelişmiş ülkelere bir bakın, hiç kırsala akan nüfus olmuşmu? olmadı ve olmaz tabiki böyle bişey, eğer es kaza sanayileşirsek ve gelişmişliğe doğru gidersek, bizdede köylere doğru akış yani kırsala akış olmayacağı garanti.
Türkiye tipi gelişmeyi kendi özelinde değerlendirmek lazım hocam
Avrupa'da Amerika'da tersine göç olmuyor olabilir ama bizde bu nüfus artış hızı oldukça bu insanlar şehirlere soğamaz hale gelecektir
Mülteci akınlarına bilinçli göz yumulmasının sebeplerinden biri de insan kaynaklarını diri tutmak, işe yarıyor da...mültecilerin ülke nüfusu gençleştirdikleri bir gerçek.
Kişi kendinden bilir işi derler ya mesela ben araştırma görevlisiydim, geçen sene istifa ettim, köye geri geldim işleri devraldım.amir memur olmak bizim milletteki köy bilncini öldürmüyor.okuyan okuyor, kente göçen göçüyor eyvallah ama bunların içinden hatrı sayılır bir kısım köylülük kabiliyetini diri tutuyor
Toprağı en garanti yatırımlardan biri olarak görüyorum
 
Toprak garanti yatırımmıdır bilmemde, öyle aman aman değer kazanacağını düşünemem, çünkü bir malın değerlenmesinde getiri kısmına bakmak gerekiyor illaki, toprağın tarımsal getirisinin artması durumu nüfus kalabalık oldukça zor, yönetimler toprak mahsüllerinin fiyatı artmasın diye baskı uygular çünkü, haa şu var, değerini kaybetmez dersek daha doğru olur, tarlanın ekstra prim yapması için tarım arazisi olmaktan çıkarılması, tarım için değilde başka amaçla kullanılmasıyla mümkün olabilir.
 
Bugün ihaledeydim, mahkemeden satışa çıkan taşınmaz ihaleleri idi
167 dekar tarla KDV dahil 7.2 milyona gitti. tarla yarı boz toprak, kıraç.ortalama 250 metre sondajda 150 metreye atılan dalgıçla 30 40 fıskıye su çıkan bölgede.ruhsat, sondaj, elektrik çekme vs masrafı da hiç tutmasa 500bin tutar

53 dekar tarla KDV dahil 2.6 milyona gitti. tarla yarı boz toprak, kıraç.etrafında sondajlar var ancak yeni sondaj için ruhsata kapalı bir bölgede.muhtemelen yakın muhitte derin kuyusu olan bir vatandaş aldı

85 dekar tarla KDV dahil 5.2 milyona gitti. Tarla boz toprak, kıraç. Yakın muhitte derin kuyusu olan bir vatandaş aldı.

Kıraçta ortalama 200kg buğday alırız, bir sene nadas bir sene ekin olur.suluda ortalama 450 kg buğday, buğday ardına yeşil olacağı sene ortalama1500kg mısır veya 400kg yağlık veya 7 ton pancar alırız.kıraçta da suluda da yarısı masrafa gider, yarısı yeni tarlaları almak için bankaya gider, satılık tarla çıkınca milyonlar havada uçuşur :)

Forumumuz çiftçilik adına bilgi havuzu niteliği taşıdığı için detaylı olarak paylaşım yapıyorum ki belki birisi faydalanır diye

Eskişehir Çifteler ilçesinde piyasa böyle.Nüfusu 10bin olan, genel geçim kaynağı tarım olan bir ilçedir.sanayi bölgesi falan değil, dikkatinizi çekerim, sıradan bir iç anadolu ilçesi. Burada atomu parçalamayı yeniden keşfettiğimiz için falan piyasa böyle değil
ancak toprağın ne kadar değerli olduğunu keşfetmiş olabiliriz
 
Son düzenleme:

Benzer Konular