Turizme araziyi 49 yıl vermeye alıştık, neden tarıma aynısı olmuyor


MEYVE Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Alaaddin Güç’le ilk karşılaştığımda toplumdaki yaygın kanıyı sordum:

- Üretiminiz çürümeye yüz tutmuş, hatta çürümüş meyvelere mi dayanır?
- Geçmişte öyle şeyler olurdu. Ancak teknoloji gelişti, kalite yükseldi. Artık çürük meyve bantlardan geçemez. Üstelik, Türkiye’deki teknoloji, dünya ortalamasının çok üstünde.
Güç, ardından tanıtımlarında, kampanyalarında önceliği meyveye verdiklerine dikkat çekti:
- Biz öncelikle meyvenin yararlarını anlatırız. Toplumun meyve tüketmesinin gereğini ortaya koyarız.
- “İlle de meyve suyu için” demez misiniz?
- İkinci tavsiyemiz, “Meyveyi sık, suyunu iç” olur.
- Konsantre meyve suyunu tavsiye etmiyor musunuz?
- Üçüncü sırada kendimizi, yani ürettiğimiz meyve sularını sayarız, “Biz de son derece güvenilir üretim yapıyoruz, onları tüketin” deriz.
- Nedir önerilen günlük meyve tüketimi?
- “Ya günde 5 meyve ye, ya da suyunu iç” kampanyası yapmıştık. Yarım bardak meyve suyu, bir porsiyon meyveye denk gelir.
- Kişi başına meyve suyu tüketimimiz ne kadar?
- 7-8 yılda 4 litreden yıllık 11 litreye kadar ulaştık.
- Sektörün büyüklüğü nedir?
- Yılda 800 bin ton meyve işliyoruz. 1.5 milyar liralık sektör cirosu var.
- Ya ihracat nasıl?
- İhracatımız 2008’de 160 milyon dolardı. 2010’da 250 milyon dolara dayandık.
Sektörün yüzde 15-20 büyüdüğünü, Türkiye’nin giderek “Avrupa’nın meyve sepeti” haline dönüştüğünü vurguladı:
- Önümüzdeki 5 yılda sektörümüzün işleyeceği meyve miktarı yıllık 1.6 milyon tonu bulur.
- Meyve üretim hızı da aynı şekilde gelişecek mi?
Bu soru üzerine gördüğü eksikliği gündeme getirdi:
- Bu talebi karşılamak için büyük tarım işletmelerinin oluşması gerekiyor. Ancak, parçalanmış toprak yapısı bu durumu engelliyor.
- Büyük arazi kiralamaları yapamıyor musunuz?
- Türkiye’de turizm, Turgut Özal döneminde başlatılan 49 yıllık arazi tahsisleriyle büyüdü. Aynı formül başta meyve olmak üzere, tarıma dönük de geliştirilmeli.
- Devletten uzun süreli tarım arazisi kiralamak mı istiyorsunuz?
- Elbette... Bazı denemeler var, 5 yıllık kiralamalar oluyor. Bir fidan, ancak 5 yılda istenen düzeyde meyve verebilir hale geliyor.
- Anadolu Holding, Özgörkey Grubu ve Brezilyalı Kutrali Grubu, Türkiye’de başta şeftali olmak üzere sert çekirdekli meyve yetiştirmek için 10 milyon ağaç dikmeyi planlıyor. Konsantresini de Coca-Cola’nın meyve suyu grubu alacak. Ancak, onlar da yer bulmakta sıkıntı yaşıyorlar.
- O projeyi biliyorum ve sonuna kadar destekliyorum. Bu konunun en güzel çözümü, turizmde uygulanan 49 yıllık arazi tahsisinin benzerinin başta meyve olmak üzere, tarımda da devreye girmesi.
Arazi tahsisleri belki “betonlaşma”da ölçüyü kaçırdı ama özellikle Antalya’yı Türk turizminin başkentine dönüştürdü. Antalya, tek başına 10 milyona yakın turist ağırlar hale geldi...
Doğru strateji geliştirip, meyve üretimi için de “devletin uzun süreli arazi kiralaması”na biraz kafa yorsak olmaz mı?
Anadolu-Özgörkey-Kutrali ortaklığı tek başına 10 milyon meyve ağacı dikmeyi planlıyorsa, bunun arkası “arazi tahsisi” yoluyla getirilemez mi?
“Dünya Meyve Suyu Günü”nüz kutlu olsun...

Antalya, Huston ve Montery’yi yendi Uluslararası Kongre Zirvesi’nin ev sahibi oldu

GEÇEN cuma akşamüstü Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’la Trabzon’da sohbet ederken Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Çetin Osman Budak aradı:
- Antalya için çok önemli bir gelişme oldu, onu haber vermek istedim.
- Nedir?
- Uluslararası Kongre Organizatörleri Birliği’nin (ICCA) 2014’teki genel kurul toplantısının ev sahipliğini Antalya’ya kazandırdık.
Hemen Antalya’yla yarışan diğer iki finalist kente vurgu yaptı:
- Huston (ABD) ile Montery (Meksika) diğer finalistlerdi. Onların arasında kazanan biz olduk.
Çetin Osman Budak, Antalya’daki diğer şapkasının altını çizdi:
- Ben aynı zamanda Antalya Kongre Bürosu Yönetim Kurulu Başkanıyım. Genel kurulu Antalya’ya kazandırmak için epeydir uğraşıyorduk, ipi göğüsledik, çok mutluyuz.
- Genel kurula kaç kişi gelecek?
- 95 ülkeden 3 bin 500 profesyonel katılacak.
Bu noktada Antalya’nın kongre turizmi potansiyeline dikkat çekti:
- Antalya’da turizmi 12 aya yaymak için çok çaba harcıyoruz. Turistik yatak sayımız 500 bini aştı. Bunun 200 bini 5 yıldızlı otel ve tatil köylerinde. 110 bin kongre sandalyemiz var. Genel kurula ev sahipliği yapmamız, dünya kongre turizmcilerinin dikkatini Antalya’ya çekecek.
Bir eksikliğin altını da çizdi:
- Antalya’da büyük bir kongre merkezimiz yok. Bu yönümüz eksik. Bize 10 bin kişilik bir kongre merkezi gerekiyor.
- 2014’e kadar yapabilir misiniz?
- Özel sektörün gücüyle olmaz. Kamunun işin içinde olması gerekir.
- Antalya Büyükşehir Belediyesi ne düşünüyor?
- Belediyemizle bu konuda yakın çalışıyoruz. Başkanımız Prof. Mustafa Akaydın da kongre merkezi konusuna sıcak yaklaşıyor.
Antalya’nın “deniz, kum, güneş turizmi”nde ulaştığı nokta ortada...
Ancak, güzelim tesislerin önemli bölümü 3-4 ay kapalı tutuluyor, çalışanların önemli bölümü işsiz kalıyor...
Şimdi “kongre turizmi” için önemli
fırsat Antalya’nın ayağına geliyor...
Bu fırsatı değerlendirmekte yarar var...
 
Ynt: Turizme araziyi 49 yıl vermeye alıştık, neden tarıma aynısı olmuyor

köylü link=topic=44384.msg414271#msg414271 date=1307640026' Alıntı:
KISMEN KATILIYORUM.SADECE BAŞLIGINA.ÇİFTÇİYE KÖYLÜYE GARİBANA VERİLECEKSE VARIM.KARTELE HAYIR.

Ben ,bugüne kadar gariban çiftçiyi ve köylüyü düşünen birilerine hiç rastlamadım. noo-*-s
 

Benzer Konular