Vergide 'maç başladı, kural değişti' tartışması

Vergide 'maç başladı, kural değişti' tartışması​




Cuma günü TBMM’ye sunulan 18 maddelik torba kanun teklifinde yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi oranının 2021 için yüzde 25’e çıkartılması isteğine hem vergi dünyasından hem reel sektörden itiraz geldi.​

Hüseyin Gökçehuseyin.gokce@dunya.com
GÜNCELLEME05 Nisan 2021 07:47

https://i.dunya.com/storage/files/images/2021/04/05/5675757-WTc0_cover.jpg
Takip Et
HÜSEYİN GÖKÇE
TBMM’ye 2 Nisan Cuma günü AK Parti tarafından sunulan 18 maddelik kanun teklifi ile birlikte kurumlar vergisi oranı, 2021 yılı için yüzde 25, 2022 için ise yüzde 23 olarak öngörülüyor. Kurumlar vergisine tabi mükellefler için ilk geçici vergi dönemi tamamlandı. Yani firmalar yılbaşında 2021 planlarını yüzde 20’lik vergi oranına göre yaptılar. Vergi uzmanları, vergilendirme dönemi başladıktan sonra vergi oranlarının artırılmasının, verginin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu söylediler. Reel sektörden de “maç başladıktan sonra kural değişti” itirazı geldi. Ayrıca dönem ortasında vergi artışı olmasının yerli ve yabancı yatırımcılar açısından güvensiz ortam doğuracağı iddia ediliyor.
Çıkarılan bir kanun ile 2017 yılında 3 seneliğine yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseltilen kurumlar vergisi oranının 2021’de tekrar yüzde 20’ye indirilmesi gerekiyordu.
Hem vergi dünyasının hem reel sektörün temsilcileri artışı DÜNYA’ya değerlendirdi.

KARTALOĞLU:
YATIRIMLAR İÇİN GÜVENSİZ ORTAM​

TBMM’nin kanuni düzenlemelerle vergi oranının artırma yetkisi bulunduğunu belirten TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, buna karşılık vergilendirmeye ilişkin temel kurallar olduğunu hatırlatarak, bunların başında ‘hukuki güvenlik’ ilkesinin geldiğini söyledi.

Yılbaşında dönem planlaması yapılırken yüzde 20’lik vergi oranının dikkate alındığını vurgulayan Kartaloğlu, “Vergi oranı artırılacaksa bile Kanun’un yayım tarihinden sonra elde edilen kazançlara uygulanmak üzere bir artırıma gidilmesi daha doğru olacaktır” dedi.
Dönem ortasında vergi oranındaki değişikliğin, yatırımcılar açısından güvensiz bir ortamın doğmasına neden olacağını ifade eden Kartaloğlu, “Bu sadece Türkiye’de mevcut yatırımcılar açısından değil, geleceğe yönelik olarak Türkiye’de yatırım yapmayı planlayanlar için de geçerlidir” diye konuştu.

“Kâr dağıtımıyla birlikte vergi yükü yüzde 40’a çıkıyor”​

Vergideki bu tür sürpriz değişikliklerin, kısa vadede çözüm gibi görünse de uzun vadede vergi idaresinin aleyhine işleyen sürece dönüştüğüne vurgu yapan Kartaloğlu, “Yatırımlar azalmakta ve kısa vadede işletmelerin finansman güçlüğü içerisine düşmesine ve dolayısıyla gelir idaresine tahakkuk tahsilat oranlarının düşmesine neden olmaktadır” dedi.
Küreselleşmiş iktisadi yapılarda vergi rekabetinin, özellikle dışarıya açık şirketlere vergi yükünü düşürme fırsatı verdiğini dile getiren Kartaloğlu, “AB’ye üye ülkelerde kurumlar vergisi oranı ortalama yaklaşık yüzde 21’dir. Bu durumda Türkiye’de kurumlar vergisi oranının, bu orandan yüksek olacağı değerlendirilmektedir. Kar dağıtımı aşamasında ödenecek vergi de dikkate alındığında kurumlar üzerindeki vergi yükünün yüzde 40’lar civarında olacağı görülmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Kartaloğlu, 2021’de bütçe açığının kapatılması için vergi oranlarında artış beklentisinde olduğunu daha önce açıkladığını hatırlatarak, “ÖTV oranlarında artışa gidilmesi, yıllara sari inşaat işlerinde vergi kesintisi oranın yüzde 3’ten yüzde 5’e çıkarılması, finansman gider kısıtlamasının yıllar sonra yeniden uygulanmaya başlanması vergi oranlarında ciddi artış yapılacağının sinyalleri olarak algılanmaktaydı” diye konuştu.

SEZER:
ARTIŞ, VERGİ TAHSİLATINI AZALTIR​

Güncel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Sezer, devletin ekonomik süreci yönetebilmesi için gelire ihtiyacı bulunduğunu, verginin de bu konuda önemli bir silah olduğunu söyledi. Bu yönüyle verginin dikkatli kullanılmaması halinde yanlış hedefleri vurabileceğini belirten Sezer, “Tahsil edemediğiniz bir verginin oranının artırılmış olması, kamu gelirlerinin artırılmasına bir çözüm olacağını beklemek hayalciliktir. Bozuk olan vergi adaletini ve dengesini bozmaktan öte bir işe yaramaz” dedi.
Kurumlar vergisi oranının bütçe gelirleri içindeki payının ve tahsilat/tahakkuk oranının çok düşük olduğunu dile getiren Yılmaz Sezer, “Bu şartlarda verginin oranını artırmak, vergi gelirlerinin azalmasına yol açacaktır. En azından tahakkuk artsa bile tahsilat azalacaktır” diye konuştu.
Artışı mükellef açısından da değerlendiren Sezer, faiz ve kur artışının bilanço dengelerini bozarak borçluluk oranlarını artırdığını, kârlılık oranlarını ise düşürdüğünü söyledi.
2021 yılı bütçelerini yapan şirketlerin, siparişleri aldıklarını, hammadde siparişlerini verdiklerini anlatan Sezer, “Yani aslında oyun başladı ve hatta ilk geçici vergi dönemi bile bitti ama vergi oranı yüzde 20’den 25’e yükseltiliyor. Yani vergi yükü yüzde 25 artırılıyor. Bu durum tüm imkansızlıklara rağmen vergisini ödemeye çalışan mükelleflerin de vergi küskünleri ordusuna katılmalarını sağlayacaktır” dedi.

AKARCA:
GERİYE DÖNÜK UYGULAMA İHTİLAFLARA YOL AÇAR​

Gazetemiz yazarlarından YMM Akif Akarca, ilk geçici vergi döneminin tamamlandığını ve beyannamelerin de 1 Nisan’dan itibaren verilmeye başlandığını söyledi. Mükelleflerin beyannamelerini 17 Mayıs’a kadar verip aynı süre içinde de ödemeleri gerektiğini belirten Akarca, “2021 yılı için belirlenecek yüzde 25 oranının ilk geçici vergi döneminde uygulanması halinde “yasanın geriye yürümesi” anlamına gelebileceğinden ihtilaf konusu olabilecektir” uyarısında bulundu.

Yeni halka arz edilen şirketler 2 puanlık avantajı kullanamamış olacak​

Akarca, kısa süre önce yapılan bir düzenleme ile payları ilk defa borsada işlem görmek üzere en az yüzde 20 oranında halka arz edilen şirketlere, 5 hesap dönemi boyunca 2 puanlık vergi indirimi getirildiğini hatırlattı. Akarca, “Eğer teklif aynen yasalaşırsa, bu kapsamdaki kurumlar için 2021 yılı kazançlarına yüzde 23, 2022 yılı kazançlarına yüzde 21 ve sonraki yıl kazançlarına ise yüzde 18 vergi oranı uygulanacaktır” diye konuştu.

DOĞRUSÖZ:
İLK GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDE UYGULANAMAZ​

Gazetemiz yazarlarından vergi uzmanı Bumin Doğrusöz, ekonomiyle ilgili düzenlemelerin kamuoyunda yeterince tartışılmadan yasalaşmasının sakıncaları olduğunu ve ilerde yeni düzenleme ihtiyacı ortaya çıkardığını bildirdi. Düzenlemenin Nisan ayında yasalaşması halinde, Kurumlar vergisinde 5 puan artış öngören maddenin ilk geçici vergi döneminde uygulanmaması gerektiğini vurgulayan Doğrusöz, “Zira kapanmış bir dönemdir. Oran artışı bence, sonraki geçici vergi dönemlerinde ve yıllık beyanda (yılın tamamı için) uygulanabilir. Hukuki güvenlik ilkesi bunu gerektirmektedir” dedi.

KARYAĞDI:
YÜKSEK VERGİDE OECD İÇİNDE İLK 10’A GİRİYORUZ​

Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı, Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, kurumlar vergisini 2006’da yüzde 30’dan yüzde 20’ye indiren Türkiye’nin o dönem yabancı yatırımcı açısından cazibe kazandığını hatırlattı.
Kurumlar vergisinin, torba teklifte öngörülen yüzde 25’e çıkarılmasıyla Türkiye’nin OECD içindeki sıralamasında 23’üncülükten 10’unculuğa çıkacağını belirten Karyağdı, bunun vergi rekabeti anlamında dezavantaj yaratacağını bildirdi.
Bütçe açığının 2021’de 245 milyar lira öngörüldüğünü kaydeden Karyağdı, yapılacak kurumlar vergisi oran artışının tamamen bütçe açığını azaltmaya yönelik olduğunu söyledi.
Geçen yıl yüzde 22 oranından 105 milyar lira kurumlar vergisi toplandığını kaydeden Nazmi Karyağdı, yüzde 25’lik oranla 14 milyar liralık gelir artışı beklendiğini vurguladı.
Buna karşılık artış eğiliminde olan finansman giderleri nedeniyle kurum kazançlarının 2021’de azalmasının beklendiğinin altını çizen Karyağdı, “Bu durum vergi gelirlerini de azaltacağından önlem olarak işletmelere ve kurumlara yüzde 10’luk finansman gider kısıtlaması getirilmişti. Dolayısıyla bu iki düzenlemeyi bütçe açığını azaltacak tedbirler olarak görmekte yarar var” dedi.

“Vergi maliye politikası aracı olmaktan çıktı”​

Vergi oranının yılbaşından itibaren geçerli olacak şekilde artırılmasının, hukuki belirlilik ve kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olacağına değinen Karyağdı, “Eğer artış yapılacaksa, 2021 bütçe açığı tahmini ortaya çıktığında yani geçen yılın sonunda yapılmalıydı. Maalesef 2010’lardan itibaren vergiler maliye politikası aracı olmaktan çıkmıştır” dedi. Karyağdı bu aşamadan sonra yapılması gerekenin bütçedeki rekor açığın; ödenekler, harcamalardan yapılacak dramatik kesintilerle azaltılması, vergi artışından gelen kaynağın ise COVID-19 sebebiyle açlık sınırına itilen kesime doğrudan destek olarak aktarılması olduğunu aktardı.

Reel sektör: Yatırım kararlarını etkiler

Ayhan Zeytinoğlu - Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Başkanı
İlave stopaja alternatif olarak yapılıyor​

3-5 yıl öncesine kadar kurumlar vergisi yüzde 30 civarındaydı. Sonra yüzde 20’ye indirildi. Daha sonra yüzde 22 yapıldı, şimdi ise yüzde 25’e çıkarılıyor. Tekrar yüzde 23 yapılacak. Biz yabancı sermaye çekmeye çalışan bir ülke olduğumuz için kurumlar vergisinde bu kadar değişen bir yapımızın olmaması gerekiyor. Bundan evvel, 2020 ve 2021 yıllarına ilave stopaj konulacağı belirtilmişti. Biz de, onun yüksek yargıdan dönebileceği şeklinde bir uyarı yapmıştık. Dolayısıyla yüzde 25’e çıkarmak buna bir alternatif olarak yapılıyor. Bu tarz değişiklikler, önceden bildirilmesi gereken değişikliklerdir. 2025’te kurumlar vergisini yüzde 20’den yüzde 25’e çıkarıyoruz diye önceden bildirilirse, daha doğru olacağını düşünüyoruz. Güncel politikalarla yatırım kararlarını etkileyen düzenlemeleri yapmamamız gerekiyor. Yatırım kararlarını etkileyecek vergi oranlarının, daha planlı ve süreli bir şekilde yapılması daha doğru olacaktır.

Nurettin Özdebir - Ankara Sanayi Odası Başkanı
Ülkemizin öngörülebilirliği açısından doğru bir uygulama değil​

COVID-19 döneminde tüm dünya gibi Türkiye’nin de öngörülebilirlik yönünden sıkıntı yaşadığını belirten ASO Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomide öngörülebilirlik olmamasının ise sıkıntı yaratacağını söyledi. Sermayenin ürkek olduğunu bildiren Özdebir, vergi artışının ülkemizin öngörülebilirliği açısından doğru olmadığını kaydetti.
Harcamalardaki ciddi artış sebebiyle bütçede sıkıntı olduğunu ifade eden Özdebir, “Geliri artırmanın tek yolu vergi artışı değil. ASO’nun daha önce kamuoyuna duyurduğu, kaydi para önerimiz var” dedi.
Özellikle bilmediği bir ülkeye giden yabancı sermaye açısından da öngörülebilirliğin önemli olduğuna vurgu yapan Özdebir, “Bilmediğiniz bir ülkeye gidip yatırım yapmadan önce, mevcut vergi yükünü de dikkate alarak fizibilite yapıyorsunuz, sonuç olumlu ise yatırımı hayata geçiriyorsunuz. Üstelik sadece yabancı firmalar için değil, yerli firmalar için de yatırım yapan veya yapmayı planlayanların hesapları bir anda değişiyor” diye konuştu. Özdebir, “Zaten sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz, şirketlerin kendilerini toparlamaya çalıştığı, ihracattan olumlu haberler almaya başladığımız dönemde, moral kırıklığına, şevk kırıklığına yol açacak bir uygulama” ifadelerini kullandı.

Ender Yorgancılar - Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı
Artmasını değil azalmasını bekliyorduk​

Biz vergi artışı bir yana düşürüleceğini tahmin ediyorduk. Her zaman verginin azaltılıp yaygınlaştırılması gerektiği görüşünü savunduk ama bunun aksine bu yıl yüzde 25, önümüzdeki yıl yüzde 23 olarak uygulanması söz konusu oldu. Bu, başta sanayiciler olmak üzere iş dünyası için ilave maliyet demek. Firmalarımızın işletme sermayeleri zaten düşük. Vergi de ödenmesi gereken bir şey. Konuşulan, vergi oranlarının düşürülerek tabana yayılması olduğundan bu artış beklemediğimiz bir durumdu.



Not:

Kurumlar vergisi nedir ve nasıl hesaplanır?

Kurumlar vergisi kurum kazançları üzerinden alınan vergidir. Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.

Kurumlar vergisi oranları nelerdir?
Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden %20 oranında alınacaktır.

Kurumlar vergisinin konusu nelerdir?
Kurumlar Vegisi Kanununun birinci maddesine göre kurumlar vergisinin konusu yani üzerine vergi konulan ve verginin kaynağını oluşturan ekonomik unsurlar şunlardır:

Sermaye şirketleri (anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler)

Kooperatifler

İktisadi kamu kuruluşları

Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler

İş ortaklıkları
 

Benzer Konular