Glohaven Şeftalisinde Hasat Başladı, Fiyatlar Çiftçiyi Üzdü

6.png

Bursa'nın Tescilli Glohaven Şeftalisi Hasadı Başladı: Çiftçiler Düşen Fiyatlardan Şikayetçi​

İnegöl'de Şeftali Hasadı Başladı

Bursa'nın tescilli ürünü olan Glohaven cinsi şeftalinin hasadı İnegöl'de başladı. Ancak bu yıl rekoltede yüzü gülen çiftçiler, fiyatların düşmesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşıyor. İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, şeftali hasadını yerinde inceledi ve çiftçilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.

Rekolte Yüksek, Fiyatlar Düşük

Sezai Çelik, yaptığı açıklamada, "İnegöl'ümüzde şeftali hasadı başladı. Bursa'da şeftali üretiminin en yoğun olduğu bölgelerden biriyiz. Glohaven cinsi şeftalinin hasadı başladı ancak fiyatlar hızla düştü. Şu anda 30 liradan satılan şeftalinin fiyatı 17-18 liraya kadar geriledi. Çiftçinin maliyeti 10 lirayı geçiyor, bu fiyatlarla nasıl para kazanacaklar?" dedi.

Aracıların Fiyatlarla Oynaması Endişe Yaratıyor

Çelik, fiyatların bu kadar hızlı düşmesinin nedenini anlamadıklarını belirterek, "Kim bu fiyatlarla oynuyor? Aracıların kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Tarım Kredi marketleri aracılığıyla çiftçiden doğrudan alım yapılsa, ürün hem çiftçiye hem de tüketiciye daha uygun fiyatla ulaşabilir. Şu anda 17 liraya satılan 1. sınıf şeftalinin tüketiciye 50 liradan ulaşması kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Büyükşehir Belediyesinden Destek Talebi

Çelik, 2 bin dönüm alanda 7 bin ton şeftali üretildiğini belirterek, "Avrupa Birliği tarafından tanınan 24. Türk ürünü Bursa Şeftalisi, Siyah İncir'den sonra en önemli ürünümüz. Büyükşehir Belediyesi'nin Tarım A.Ş. aracılığıyla fiyatları regüle etmesini talep ediyoruz. Siyah İncir'de bu yöntemle başarılı oldular, aynı şekilde şeftali için de destek bekliyoruz" dedi.

Çiftçinin Durumu Zorlaşıyor

İsaören Mahallesi Kırsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Erhan Ulu da fiyatların düşmesiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Ulu, "10 gün önce 30-35 lira arasında satılan şeftali, şu an 15-17 lira arasında alıcı buluyor. Maliyetlerimizi eklediğimizde bu fiyatlar çiftçiyi bitiriyor. Avrupa'da tescillenmiş bir ürünü bu fiyata satmak kabul edilemez. Çiftçi bitmek üzere, artık sözün bittiği yerdeyiz" şeklinde konuştu.

Belediyeden Çiftçilere Ücretsiz Toprak Analizi Desteği

3.jpg

İnegöl Belediyesi'nden Çiftçilere Ücretsiz Toprak Analizi Desteği​

İnegöl Belediyesi'nden Çiftçilere Ücretsiz Toprak Analizi

İnegöl Belediyesi, çiftçilerin girdi maliyetlerini düşürmek ve nitelikli üretim yapmalarını sağlamak amacıyla başlattığı ücretsiz toprak analizi uygulamasını bu yıl da devam ettiriyor. Uygulama kapsamında şimdiye kadar 600 numunenin analizi yapıldı.

Toprak Analizi ile Doğru Üretim

İnegöl'ün verimli topraklarında daha bilinçli ve doğru üretimi teşvik etmek amacıyla, İnegöl Belediyesi 2021 yılında ücretsiz toprak analizi uygulamasını başlatmıştı. Belediye, çiftçilerin girdi maliyetlerini düşürmek ve kullanılan gübrelerin daha etkin kullanılmasını sağlamak için bir laboratuvar ile anlaşarak, çiftçilerin tarlalarından alınan toprak numunelerini ücretsiz analiz ettiriyor.

Yoğun İlgi Gören Uygulama

Başladığı günden bu yana çiftçilerden yoğun ilgi gören uygulama kapsamında, toprak numuneleri özel torbalarla toplanarak laboratuvara gönderiliyor. Analiz sonuçları çiftçilerle paylaşılmakta ve doğru tarım yöntemleri hakkında bilgilendirmeler yapılmaktadır. Bu yıl da devam eden uygulama, İnegöl çiftçileri tarafından büyük ilgi görüyor.

Belediye Başkanı Alper Taban'dan Açıklamalar

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, uygulama hakkında bilgiler vererek, "İnegöl Belediyesi olarak çiftçimizin her zaman yanındayız. Teknolojik yatırımlarla üreticimizi doğru ürüne yönlendirmek ve toprağın değerini ölçümlemek adına ücretsiz toprak analizi uygulamamıza devam ediyoruz. Her üretici istediği kadar numune getirebilir. Bir sınırlama veya kısıtlama yok. Üreticilerimizin gelirken numunenin ait olduğu tarla-bahçeye ait tapu bilgilerini getirmesi yeterli olacaktır" dedi.

Çiftçilere Uyarılar

Başkan Taban, getirilen numunelerle ilgili de çiftçilere uyarılarda bulunarak, "Çok az gelen numuneler maalesef işleme alınamıyor. Ya da çok fazla gelen numuneler de bizim için bir anlam ifade etmiyor. Üreticilerimizin 1-2 kg kadar numune getirmesi yeterlidir" şeklinde konuştu.

  • Soru
Tarla bitkileri mi bitki koruma mı?

18 yaşındayım yksye girdim tercih dönemi başladı tekirdağ namık kemal üniversitesinde okuyacağım puanım bitki koruma ve tarla bitkilerine yetiyor fakat hangisini ilk olarak yazmam gerek 4-5 senedir babamla çiftçilik yapıyoruz hem çiftçiliğimi geliştirmek daha yüksek verim almak için hemde mezun olunca zirai dükkan açmak için hangi bölümü tavsiye edersiniz bitki korumada latince çok detay şeyler öğretiyolar diye duydum benim işime yarar mı?

2050'ye Kadar Yağışlar Azalacak, Sıcaklıklar Artacak

6.png

OMÜ Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir: Türkiye'de 2050 Yılına Kadar Yağışlarda Azalma ve Sıcaklıklarda Artış Bekleniyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye'de önümüzdeki yıllarda yağış miktarında ciddi azalmalar ve sıcaklıklarda belirgin artışlar yaşanacağına dair önemli açıklamalarda bulundu. Demir, 2050 yılına kadar Karadeniz Bölgesi dışındaki bölgelerde yağış miktarının yüzde 10 oranında azalacağını, ortalama sıcaklığın ise 2,5 dereceye kadar artacağını belirtti.

İklim Değişikliği ve Kuraklık Tehlikesi​

Prof. Dr. Yusuf Demir, iklim değişikliği ve kuraklık tehlikesine dikkat çekerek, "2050 yılına kadar Türkiye'deki ortalama yağış miktarında Karadeniz Bölgesi dışındaki bölgelerde yüzde 10'luk bir azalma bekleniyor. Önümüzdeki 20-25 yıllık süreçte ise ortalama sıcaklığın 2,5 dereceye varacak düzeyde bir artış hesaplanıyor. Bu rakamlar, ciddi tehlikelere işaret ediyor" dedi. Demir, bu durumun kar yağışlarının azalması, mevsimlerin kayması gibi değişimlere yol açabileceğini ifade etti.

Geçmişte Yaşanan Kuraklık ve Şiddetli Yağışlar​

Geçmiş aylarda yaşanan yağış miktarı ve kuraklık durumlarına da değinen Demir, "2024 yılında da süreçten ciddi olarak etkilenen bir ülkeyiz. Geçtiğimiz 5-6 aylık sürece baktığımızda, zaman zaman çok şiddetli yağışlar aldığımız kısa periyotlar yaşasak da ortalamalar açısından baktığımızda ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızı söylemek yanlış olmaz. Özellikle Haziran ayında belli bölgelerde yağış miktarının yüzde 50'ye varan oranlarda azaldığını görüyoruz" dedi.

Doğal Afetler ve Tarımsal Üretim Üzerindeki Etkiler​

Türkiye'yi doğal afetler konusunda uyaran Demir, "Özellikle tarım ülkesi olan Türkiye'deki tarımsal üretim açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Gelecek dönemde üretimin nitelik ve niceliğinde ciddi anlamda etkilenme söz konusudur. Düzensiz yağış rejimi, artan kuraklık ve buharlaşma, tarımsal ürünlerde kalite ve verim kaybına yol açabilir. Çiftçilerimizin ve yerel yönetimlerin, meteorolojide ilgili uzmanlarla çalışarak bölgesel bazda tedbirler almaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Yangın, Sel ve Hortum Gibi Doğal Afetlere Karşı Tedbirler​

Doğal afetlere karşı tedbirlerin önemine değinen Prof. Dr. Demir, "Yangın, sel, hortum gibi doğal afetler konusunda tedbirli olmamız gerekiyor. Özellikle dere ve su yataklarında, şehir merkezlerinde betonlaşmanın fazla olduğu yerlerde hazırlıklı ve tedbirli olmamız gerekiyor" dedi. Demir, bu süreçte alınacak tedbirlerin önemine vurgu yaparak, gelecekte yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilebileceğini belirtti.

50 HP traktör önerisi

Merhaba arkadaşlar, 50 dönüme yakın arazim var. Eğim biraz fazla, tarlalar da taşlı diyebileceğimiz yapıda. 50 hp gücünde yedek parça sorunu olmayan, taşıma yaparken ya da tarla sürerken bu koşullarda sorun çıkarmayacak 4x4 ya da 4x2 önerebileceğiniz marka var mı? Ya da bu koşullarda daha küçük bir traktör mü almalıyım?
  • Beğen
Tepkiler: The_Hoca

  • Soru
TARLADA HAMUR MAYASI KULLANIMI

İYİ GÜNLER;
BU DÖNEMDE HERKESİN KONUŞTUĞU YAĞMURLAMA VEYA DAMLAMAYLA BİRLİKTE HAMUR MAYASI KULLANAN VAR MI?
NE FAYDASI VAR VE 1000 M2 YE NE KADAR UYGULAMAMIZ GEREKİR?
BAYAĞI ARAŞTIRDIM PEK YORUM VE KAYNAK BULAMADIM YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM.
ŞEKER PANCARI VE MISIRDA GÜBRELEME TANKIYLA YAĞMURLAMADAN UYGULAYACAĞIM.

MTSO Başkanı Sadıkoğlu'ndan TMO'ya Kuru Kayısı İçin Destek Talebi

6.png

MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'ndan TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal'a Ziyaret: Malatya'ya Kuru Kayısı Desteği Talebi

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal'ı ziyaret ederek, depremden büyük zarar gören Malatya için kuru kayısı alımı yapılması ve üreticiyi destekleyecek bir taban fiyat açıklanması talebini iletti.

Olumlu Geçen Görüşme​

Başkan Sadıkoğlu, görüşmenin oldukça olumlu geçtiğini belirterek, "Geçtiğimiz günlerde sözlü olarak çağrıda bulunduğumuz TMO Genel Müdürü Sayın Ahmet Güldal'ı ziyaret ederek, taban fiyat açıklanması ve ürün alımı konusunda talebimizi bizatihi ilettik. Çalışkanlığı ve başarılı çalışmalarıyla tanıdığımız Genel Müdürümüzün geçmiş yıllarda Malatya'da görev yapması dolayısıyla şehrimize ve en önemli marka değerimiz olan kayısımıza göstermiş olduğu ilgi ve yakınlık bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir" dedi.

Kayısı Üreticilerine Destek Sözü​

Ziyarette, AB Coğrafi İşaretli Malatya Kayısısı'nın ülke ekonomisi için sunduğu katma değer ile üretim ve ihracat rakamlarının yer aldığı kapsamlı bir dosya sunumu da gerçekleştirildi. TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, kayısı üreticileri için desteklerin artırılacağı sözünü verdi. Sadıkoğlu, "Üreticimizin, esnafımızın ve tüccarımızın mağduriyetinin önlenmesi ve kayısımızın hak ettiği değere satılması için konunun takipçisi olmaya ve girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Lisanslı Depoculuk Tesisi Görüşmeleri​

Malatya'daki Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuk Tesisi üzerine de görüşmeler sağlandı. Sadıkoğlu, "Genel Müdürümüz TMO'nun TOBB ile kurduğu Malatya'daki Kuru Kayısı Lisanslı Depoculuk Tesisinin üretici tarafından daha aktif bir şekilde kullanılmasını beklediklerini ifade etti. Lisanslı Depoculuk Tesisini kullanan üreticiler için sunulan ciddi teşvikler var. Yüzde 20'lere varan vergi istisnalarının yanı sıra ton başına depolama, nakliye ve analiz destekleri bulunuyor. Ziraat Bankası'ndan kullanılacak 9 taksitli kredilerde, kredi faizinin yüzde 100'ünün karşılanması gibi bir destekleri var ki bu destek üreticimiz için can suyu niteliğinde" dedi.

Genel Müdür Güldal'dan Destek Sözü​

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal'dan kayısı üreticileri için desteklerin daha da artırılacağı sözünü alan Sadıkoğlu, "Şehrimizin tarım ve ticari faaliyetleri ile TMO'dan beklentilerimizi kapsamlı şekilde ele aldığımız görüşme için Sayın Genel Müdürümüze teşekkür ediyorum" diye konuştu

Et ve Süt Kurumu Alım Fiyatları | Temmuz 2024

Et ve Süt Kurumu Alım fiyatlarında bu ay değişiklik yapmadıi. En son güncellemeyi yılın ilk çeyreği olan Mart ayında yapmıştı.

Son güncellemeye göre Büyükbaş, Küçükbaş ve Tavuk alım fiyatları ve kalite standartları şu şekilde;


Bir önceki fiyat listesine buradan ulaşabilirsiniz.

Screenshot_11.png

Screenshot_12.png

Kuraklık ve Maliyet Artışları Çiftçiyi Zor Durumda Bıraktı

6.png


Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Kuraklık ve Maliyet Artışları Çiftçiyi Zor Durumda Bıraktı"

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2024 yılının ilk yarısında Çukurova bölgesinde beklenenden az yağış aldığını ve bu durumun su kıtlığı ve kuraklığa neden olduğunu belirtti. Doğan, kuraklık nedeniyle tarımsal sulama ihtiyaçlarının arttığını ve bu durumun çiftçilerin maliyetlerini yükselttiğini ifade etti.

Kuraklık ve Su Kıtlığı​

Doğan, 2024'ün ilk yarısında Çukurova'da yağışların beklenenden az olduğunu vurgulayarak, "Bölgede su kıtlığı ve kuraklık yaşandı. Kuraklık, tarımsal sulama ihtiyaçlarını artırdı ve bu da çiftçilerin maliyetlerini yükseltti. Özellikle narenciye bahçeleri, mısır tarlaları gibi sulama gerektiren alanlar su kıtlığından olumsuz etkilendi. Su kaynaklarının azalması, ürün verimliliğini düşürdü ve çiftçilerin gelirlerinde azalmaya neden oldu" dedi. Doğan, su yönetimi ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, devlet destekli hibe programları ve düşük faizli kredilerin çiftçilerin bu sistemleri kurmalarına yardımcı olacağını ifade etti.

Girdi Maliyetlerindeki Artış​

Doğan, gübre, tohum, yakıt ve tarım ilaçları gibi tarımsal girdilerin maliyetlerindeki artışın, çiftçilerin üretim maliyetlerini ciddi oranda yükselttiğini söyledi. "Döviz kurlarındaki dalgalanma, ithal edilen tarım girdilerinin maliyetlerini artırdı. Enflasyonist ortamın oluşturduğu belirsizlik ise ihracatta rekabet gücünü azalttı. Girdi maliyetlerinin azaltılması için, gübre ve diğer tarımsal girdilerde devlet desteklerinin artırılması ve yerli üretimin teşvik edilmesi önemlidir" dedi.

Pazarlama ve Satış Sorunları​

Doğan, ürünlerin pazarlara erişiminde yaşanan lojistik sorunlar ve düşük ürün fiyatlarının çiftçilerin gelirlerini olumsuz etkilediğini belirtti. "Özellikle temel tarım ürünlerinde fiyat dalgalanmaları yaşandı. Tarım ürünlerinin pazara zamanında ve uygun fiyatlarla ulaşmaması çiftçilerin gelir kaybına neden olurken tüketiciler de bu durumdan olumsuz etkilendi. Ürünlerin pazara erişimini kolaylaştırmak için lojistik altyapının iyileştirilmesi ve yurtdışında yeni pazarların oluşturulması gereklidir" dedi.

İklim Değişikliği​

İklim değişikliğinin tarım takviminde belirsizliklere ve bazı ürünlerde verim kayıplarına yol açtığını belirten Doğan, "Ani hava değişimleri, ürünlerin olgunlaşma süreçlerini olumsuz etkiledi. Haziran ayında yaşanan aşırı sıcaklıklar, bitkiler üzerinde olumsuz etki yarattı. İklim değişikliğine uyum sağlamak için erken uyarı sistemleri kurulmalı ve iklim dostu tarım uygulamaları teşvik edilmelidir" dedi.

Çözüm Önerileri​

Doğan, çiftçilerin yaşadığı sorunların çözümü için alınacak önlemler ve yapılacak yatırımların, bölgenin tarımsal üretim potansiyelini artırabileceğini ve çiftçilerin ekonomik durumlarını iyileştirebileceğini belirtti. "Çiftçilere yönelik finansal destek programları artırılmalıdır. Mikro krediler oluşturulmalı, faizsiz krediler tanımlanmalı ve mevcut borçlar faizsiz ertelenmelidir. Tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve gelecek nesillerin gıda güvenliği için çiftçiler pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir" dedi.

Benim Adım Selanik - Serdar Yıldırım

i



BENİM ADIM SELANİK
Ben dünyanın göz bebeğiyim!
Benim adım Selanik!
Evren kuruldu, dünya kuruldu
Sonra ben kuruldum!
Ben dünya kurulumunun
Son çağ aşamasındaki
Güçlü torpidosuyum!
* * * *
Ayaklar baş olmadan
Firavunlar taş olmadan
Gece açan çiçek
Gündüz solmadan
Zübeyde Hanım'dan
Mustafa Kemal doğmadan
Ben hep vardım, ben Selanik'im!
* * * *
Mustafa 1881 yılında doğdu
Sonra Mustafa Kemal oldu
Mustafa Kemal Atatürk olacaktı
Aradan 53 yıl geçmesi gerekti.
* * * *
Farkedemedim ben bile
Mustafa'nın Atatürk olacağını
Yurdu istila edilmiş milletlerin
Baştacı olacağını.
* * * *
Mustafa Kemal yoklukla savaştı
Yoktan yonga kopardı
İnanılmazı gerçekleştirip
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu.
* * * *
Ey dünya insanları!
Tarih 13-05-2022
Serdar, Bursa Güzelyalı'da
Ben Selanik'im!
Güzelyalı'yı kardeş şehir ilan ettim.

SON
  • Beğen
Tepkiler: ozgur...

Babayiğit İle Ay Parçası - Serdar Yıldırım

BABAYİĞİT İLE AY PARÇASI
Bir babayiğit ki, ama ne babayiğit: Bir sekseni geçen boyu, oldukça kaslı vücudu, güçlü kolları, anadan sürmeli gözleri. Tam bir Anadolu delikanlısı.
Köylü çocuğuydu ama kendi köyünde pek eğlenmez, gezerdi. Bazen yürüyerek giderdi, bazen atla giderdi. Başka köylere giderdi, kasabalara giderdi, şehirlere giderdi. Gittiği yerlerde, yolun orta yerinden, sol eli cebinde, biçimlice yürürdü: Başı dik, alnı açık, göğüs ileride.
Okuma-yazma bilirdi. Köyünde okul yoktu ama gittiği kasaba ve şehirlerde orada bir harf, burada iki harf derken, epey bir ilerleme sağlamış, önce yazmayı, sonra okumayı öğrenmişti. Yazma öğrenmeden okuma öğrenilemezdi. Yazısı pek güzeldi. Harfleri birbiri peşi sıra inci gibi dizer, sanki sanırsın yürüyüşe çıkmış asker bunlar.
Savaşı sevmezdi. Tam bir barış taraftarıydı. Ne zaman elinde davul bir tellal görse ( Padişahın fermanıdır. Urumeliye sefere çıkılacak, asker toplansın. ) dendiğini duysa, ortadan kaybolurdu. Dağ-taş gezerdi. Her ne için olursa olsun, insanların birbirine düşman edilip, savaştırılmalarına karşıydı. Dili, milliyeti ayrı diye neden insanlar birbirini öldürürdü, aklı almazdı.
İnsanlara yardım ederdi. Bilmem ne köyünün, bilmem ne adındaki ağası, köylüyü mü eziyordu, haksızlık mı yapıyordu. O köylü güvercinin kanadıyla bir haber uçursa, ertesi gün, ağanın konağındaydı. Tatlı diliyle, güler yüzüyle ağayı ikna eder, söz alırdı. Artık o ağa, Babayiğit'in, dünya-ahiret kardeşiydi. Onuruna konakta eğlenceler tertiplenir, ziyafetler verilirdi. Sonraki zamanlarda da Babayiğit arada bir ağanın konağına uğrar, sohbet ederdi.

Ay Parçası. Ayın ondördü gibi güzel. O kız ki, güzel doğmuş, büyüdükçe daha da güzelleşmiş. Kendinden emin konuşması, kaçamak bakışlarıyla dünya güzeli.
Babayiğit'in yolu Ay Parçası'nın köyüne düşmüştü. İkisi, köy meydanında karşılaşınca olan oldu: Babayiğit'in göğsünün sol tarafında bir volkan patlamıştı. Alevli lavlar damarlarından vücuduna yayıldıkça, Babayiğit'e ani bir titreme gelmişti. Ay Parçası da Babayiğit'ten farklı bir durumda değildi. İlk görüşte aşk buydu işte. Birbirlerine sevdalanmışlardı.

Günler günleri kovaladı. Babayiğit ile Ay Parçası, dağda, bayırda sık sık buluşuyor, konuşup, koklaşıyorlardı. Birbirlerinden ayrılmayacaklarını söyleyip, evlenmek istiyorlardı. Ailelerine durumu açtıklarında, Ay Parçası'nın babası, zengindi ama iyi niyetliydi. Olur, demişti. Babayiğit'in babası ise, fakirdi ama kötü niyetliydi. Olmaz, demişti. Ben zengin kızını gelin istemem. Biz fakiriz, fakir oğlana, fakir kız yakışır. Davul dengi dengine, oğlumu vermem zengine. Zenginin parası çoktur, sevdası yoktur.
Babayiğit yalvardı, ağladı ama babasını sözünden döndürmesi ne mümkün. Bu duruma sinirlenen zalim baba, evin samanlığına oğlunu zincirle bağladı. Oracıkta oğlunun göğsünü kızgın demirle dağladı. Babayiğit'in feryatlarına yer-gök ağladı.

Duyanlar, duymayanlara söyledi.
Ay Parçası o anda köydeydi.
Gece yarısı atına atladı.
Gidip Babayiğit'i kurtardı.
Köyüne geri dönmedi.
Atını dağlara vurdu.

Zalim baba tek başına.
Takmış dört serseri peşine.
Gidip Ay Parçası'nın köyüne.
Kurşun sıkmış onun soyuna.

Ay Parçası öksüz kaldı.
Babayiğit'le uzaklara kaçtı.
Evlendi başına taç taktı.
Dört çocukla neşe saçtı.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Sarı Kız Emine - Serdar Yıldırım

SARI KIZ EMİNE
Köy köy dolaşır saz çalar söylerdi
Onun adına Sarı Kız derlerdi
* * * *
Ahmet adında yaşlı bir babası
Vardı iki atı, bir arabası
* * * *
Gençti, güzel, mavi gözleri çapkın
Yaş yirmi dört olmalı derdi barkın
* * * *
Saz çalarken can verir ömürlere
Şurup gibi akardı gönüllere
* * * *
Dinleyenler mest olur ah çekerler
Biçareler, mecnunlar of çekerler
* * * *
Sıra oynak türkülere gelince
Tellere daha bir kıvrak vurunca
* * * *
Neşelenen, keyiflenen çok olur
Gam dağılır, keder gider yok olur.
* * * *
Günlerden bir gün yolu ora düştü
Aşkı tatmamış gönlü zora düştü
* * * *
Ani çarpıldı sevdi ferman olmaz
Tozlu yollar derdine derman olmaz
* * * *
Sık sık gelir oldu Alpat Köyü’ne
Saz biter inerdi dere boyuna
* * * *
Dalar gider gözleri uzaklara
Bir bir selam verir hatıralara
* * * *
Bir gün sevdiği adamla tanıştı
Birlikte gezerken ona alıştı
* * * *
Onu pek çok sevdiğini söyledi
Ama sevdiği bundan hoşlanmadı
* * * *
Genç adam bu aşka kayıtsız kaldı
Bana ne diyerek görmezden geldi
* * * *
Yıllar önce çok sevmiş evlenmişti
Fakat sevdiğinden terk edilmişti
* * * *
Uzun zaman üzülmüş, dert çekmişti
Bir daha mı diyerek and içmişti.
* * * *
Bir gün sevdiği adam köyden gitti
Ondan ayrı kalmak acıya itti
* * * *
Dağ-taş aşkını ararken saz çalmış
Görelim Sarı Kız neler söylemiş.

* * * * * * * ***** * * * * * * * * * * *

Çağıl çağıl akan sular akmasın
Bölük pörçük esen rüzgar esmesin
Gökte kanat çırpan kuşlar uçmasın
Eğer sevdiğime varamaz isem
Onu kollarıma saramaz isem
* * * *
Dur-durak bilmeden Sarı Kız ağlar
Kavuşmak tutkusu kalbini dağlar
Yüceden akar su ovada çağlar
İsterim ben de biraz mutlu olmak
İsterim sevgiden payımı almak
* * * *
Sarı Kız haykırır sesi duy artık
Al kalemi ele cevap yaz artık
Onun senden gayrı nesi var artık
Yaralı gönlümü al geri verme
Sahip çık gözyaşıma geri verme.

Aradan dört yıl geçti. Sarı Kız yaprak, çimen yedi, dereden, gölden su içti. Bir gün bir çoban tarafından uçurumun dibinde cansız yatarken bulundu.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım
  • Beğen
Tepkiler: ozgur...

Wampirin Ağzı Kan İçindeydi - Serdar Yıldırım

WAMPİRİN AĞZI KAN İÇİNDEYDİ
Korkunç bir hikâye yazmalıydım. Hikâyenin vampirle ilgili olmasını istiyordum ama gerçek bir vampirle karşılaşmadan çok iyi bir hikâye ortaya çıkması mümkün değildi. Bildiğim kadarıyla vampirler geceleri ortaya çıkar, sabaha karşı tabutuna, mezarına döner. Bir vampirle karşılaşmak için karanlıktan yararlanmalıydım. İşte şimdi geceydi. Kalemi, kâğıdı bırakıp evden ayrıldım. Şu cadde, bu sokak derken, şehir dışına çıktım. Müslüman mezarlığının yakınından geçtim. Bu mezarlığın biraz ilerisinde gayri Müslimlerin gömüldüğü bir mezarlık vardı. Eğer vampir varsa o mezarlıkta ortaya çıkması gerekirdi.
Sonunda, o mezarlığa girdim. Mezarların arasındaki dar patikadan ilerledim. Sağımda, solumda haçlı mezarlar doluydu. Aniden bir baykuş öttü. Arkamda bir hışırtı duydum. Hızla geriye döndüm. Karşımda takım elbiseli, beyaz gömlekli, papyonlu, genç bir adam vardı. Gözleri birer ateş parçasıydı. Belli bu bir vampirdi. Wampirin ağzı kan içindeydi. Geriye dönüp can havliyle koşmaya başladım. Daha 30 metre gitmeden vampir beni kolumdan yakaladı.
“ Neden kaçıyorsun, Serdar? Gecenin bu vakti vampir aramıyor muydun? İşte sana vampir: Kont Drakula…”
Biraz soluklandıktan sonra, vampirle hoş olmayan bir sohbete daldık:
“ Kont Drakula kaç yüzyıl önce yaşamış “ dedim.
“ Doğru ama onun erkek çocukları ve torunları Kont Drakula adıyla anıldılar. Ben de onun bilmem kaçıncı nesil torunuyum. Görev yerim bu mezarlık. Gündüz gömülen olursa ben mezarımdan çıkar gece onun kanını içerim. Böylelikle beslenirim. Benden korkma. 25 yaşındayım ama şimdiye kadar canlı insana dokunmadım. Hep ölü insan kanıyla beslendim. Vampirim ama benim de yaşamımı sürdürmem gerek. “
“ Nasıl çoğalıyorsunuz? Kadın vampirler mi var? “
“ Kadın vampir var ama çok az. “
“ Adımı nasıl bildin? “
“ Düşünceni okudum. Beyinlerimiz arasında iletişim kurdum. Ben sordum, sen söyledin. “
Vampirle daha pek çok olay konuştuk. Anlattıkları insan mantığının almayacağı şeylerdi. Sabaha karşı vampir, güneşin ilk ışıkları görünmeden, yanımdan yürüyüp gitti. Ben de başka olay olmadan evime geldim.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Hazine Bulan Fakir Çoban - Serdar Yıldırım

HAZİNE BULAN FAKİR ÇOBAN
Köyün birinde fakir bir çoban yaşarmış. Güzel bir karısı ve küçük bir oğlu varmış. Karınca kararınca geçinip giderlermiş. Yalan demedikçe, haram yemedikçe, komşularına, karısına, oğluna iyi davrandıkça, onların kalplerini kırmadıkça, çobanın koyunları gün geçtikçe artmış. Önceleri elli olan koyunlar zamanla dört yüze ulaşmış. Fakir çoban köyün orta hallilerinden sayılmaya, itibar görmeye başlamış.

Fakir çoban on yaşında annesini, on sekiz yaşında da babasını kaybedince kimsesiz kalmış. Babasından kalan elli koyunu gütmeye başladığı ilk günlerde, koyunların otladığı meranın yakınındaki bir mağaraya gider ve Allah’a dua edermiş, bu fakirlikten kurtulup zengin olayım diye. Fakir çoban dua etmeye başladığından beri, Allah, onun dualarını duyarmış. Sağ ve solunda duran iki meleğine, şu çobanı izleyin, ona yardım edin. Kimseye zararı dokunmayan, borcunu ödeyen, yalan söylemeyen, kırıcı olmayan ve iyi davranışlar içinde olan herkesin edeceği duayı kabul ederim, demiş. Allah’ın bu sözleri üzerine, iki melek çobanı izlemeye başlamış. Çoban iyi davranışlar içinde bulundukça, sevap kazandıkça koyunları artmış ve dört yüz tane olmuş.

Günlerden bir gün, çoban mağarada dua ederken, üstüne oturduğu taşın kımıldadığını fark etmiş. Taşı kaldırıp, altındaki oyuğu kazınca bir hazine sandığı bulmuş. Meğerse bu mağara eskiden korsanların barınak olarak kullandıkları bir yermiş. Çoban köydekilere, karısına, çocuğuna bir şey söylememiş ve hazineden altınları, elmasları cebine doldurup şehre gitmiş. Orada bir ev almış ve o eve yerleşmiş. Bir yıla kalmadan kendine saray gibi kocaman bir malikâne yaptırmış ve uşaklar tutup, burada yaşamaya başlamış. Çoban kısa süre içinde üç genç kızla evlenmiş ve kırk tane cariye satın almış. Pek çok silahlı adamı olmuş. Karısı ile oğlunu hiç arayıp sormuyor, ara sıra mağaraya gidip altın alıyormuş. Karısı ve oğlu, dört yüz koyunu otlatıyormuş ve geçimlerini oradan sağlıyormuş.

Çobanın karısı ile oğlu, dağda koyun güderken, yerde yatan yaralı bir dişi kurt görmüş. Kadın dişi kurdun kanayan bacağını temizleyip, güzelce sarmış. Bu arada kadın dişi kurdun karnının şişliğinden dolayı yakında yavrulayacak olduğunu anlamış. Günler sonra iyileşen dişi kurt kadınla çocuğun yanından ayrılmamış. Zamanla dişi kurt yavrulamış. Kurtlar çoğalmışlar. Kadınla ve çocukla her an içli-dışlı olan ve eğitilen dişi kurt, eğitimcilerinin ne dediklerini anlamaya ve aralarında geçen konuşmaları çözmeye başlamış. Kadın oğluyla yaptığı konuşmalarda, kocasının üzerine üç genç kızla evlenmesine, cariyeler satın almasına ve kendisiyle oğlunu aramamasına çok kızıyormuş.

Günlerden bir gün, malikânenin bahçesinde çobanın kurtlar tarafından parçalanmış cesedi bulunmuş. Çobanın karısı ve oğlu, malikâneyi ve malikânede bulunan altınları ve elmasları istememişler. Azda karar vermeyip çok isteyen, çoğu bulunca, daha çok, daha çok isteyen insanlar hep bir bela ile karşılaşmışlardır. Ailesine, çoluk çocuğuna iyi davranmayan, onları terk eden insanların başına mutlaka bir bela gelmiştir. İnsanoğlunun nedense gözü doymaz. Doymayan göz gönlü aç bırakır. Aç olan gönül beyni soğutur. Soğuyan beynin ürettiği fikirler, düşünceler buz keser, duygusuzdur. Duygusuz bir beyinse şimşekleri üzerine çekip bir an önce toprak altına girmek ister.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım
  • Beğen
Tepkiler: karga

Pamuk Üreticilerimizin Sorunlarını Yakından Takip Ediyoruz

3.png

Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Başkanı İsmail Özer: "Pamuk Üreticilerimizin Sorunlarını Yakından Takip Ediyoruz"

Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özer, Sökeli çiftçilerin 2024 yılı pamuk üretimi için yaşadıkları sulama sorunlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özer, çiftçilerin sorununu yakından takip ettiklerini ve çözüm için ilgili mercilere girişimlerde bulunduklarını belirtti.

Çiftçilerin Sorunlarına Yakın Takip​

Başkan Özer, son günlerde Sökeli çiftçilerin 2024 yılı pamuk üretimi sulaması konusunda yaşadıkları su sorununu Söke Pamuk Kooperatifi Yönetimi olarak yakından takip ettiklerini ifade etti. "Son günlerde Sökeli çiftçilerimizin 2024 yılı pamuk üretimi sulaması konusunda yaşadıkları su sorununu Söke Pamuk Kooperatifi Yönetimi olarak yakından takip etmekteyiz" dedi.

Kurumsal Sorumluluk ve İşbirliği​

Özer, bu sorunun çözümüne yönelik doğrudan bir kurumsal sorumlulukları olmamakla birlikte, kooperatif olarak süreci titizlikle izlediklerini belirtti. "Kooperatif Kanunu çerçevesinde üyelerimizin ekonomik menfaatlerini korumak ve mesleki ihtiyaçlarını karşılamak asli görevlerimiz arasında" diye konuştu. Ayrıca, sulama sorunlarının çözümü için Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileri, Aydın Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanlığı ve Söke Ovası Sulama Birliği ile etkin bir diyalog ve işbirliği içerisinde olduklarını vurguladı.

Girişimler ve Takip​

Yaşanan su sorunuyla ilgili olarak gerekli girişimleri ilgili mercilere ilettiklerini ve çözüm için gerekli çalışmaları yakından takip ettiklerini ifade eden Özer, "Şunun bilinmesini isteriz ki; yaşanan su sorunuyla ilgili olarak gerekli girişimleri ilgili mercilere ilettik ve çözüm için gerekli çalışmaları da yakından takip ediyoruz" şeklinde konuştu.

Açık Kapı Politikası​

Başkan Özer, endişesi olan tüm ortaklarına kapılarının ve telefonlarının 7/24 açık olduğunu belirtti. "Bu konuda endişesi olan tüm ortaklarımıza da kapılarımız ve telefonlarımız 7-24 açıktır" dedi.

Hak Arama ve Sürdürülebilirlik​

Özer, "7339 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun bize tanıdığı imkanlar doğrultusunda, dün olduğu gibi bugün ve yarın da, tüm hak arama özgürlüğümüzü ve imkanlarımızı Söke Tariş Pamuk Kooperatifi üyelerimiz için kullanmaya devam edeceğiz. Hiçbir üyemiz ve üreticimizin bundan şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.

Öncelik Pamuk Üreticilerinin Refahı​

Söke Pamuk Kooperatifi olarak önceliklerinin bölgede pamuk üreticilerinin refahı ve pamuk tarımında sürdürülebilirliği güvence altına almak olduğunu belirten Özer, sözlerini şöyle tamamladı: "Önceliğimiz bölgemizde pamuk üreticilerimizin refahı ve pamuk tarımında sürdürülebilirliği her ne pahasına olursa olsun güvence altına almaktır. Bu amaç doğrultusunda Söke Pamuk Kooperatifi olarak her zaman pamuk üreticisi cefakar ortaklarımızın yanında olduğumuzu kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız."

CHP'li Gürer: "Çiftçilerin Borçları Artıyor, Üretimde Zorlanıyorlar"

6.png

CHP'li Ömer Fethi Gürer: "Çiftçilerin Borçları Artıyor, Üretimde Zorlanıyorlar"

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2024 yılının ilk beş ayında çiftçilerin bankalara olan borçlarının 99 milyar TL’ye ulaştığını ve bu borçların mayıs ayında 2,5 milyar liraya yükseldiğini belirtti. Gürer, çiftçilerin artan maliyetler nedeniyle üretimde zorlandığını ve ithalat odaklı politikaların yerli üretimi olumsuz etkilediğini ifade etti.

Çiftçilerin Borç Durumu​

Gürer, çiftçilerin bankalara olan borçlarındaki artışı değerlendirerek, "Sektörün bankalara olan borcu yılın ilk beş ayında 99 milyar lira oldu. Bankaların icra takibine aldıkları borç miktarı ise mayısta 75 milyon lira artarak 2,5 milyar liraya yükseldi" dedi.

Artan Maliyetler ve Üretim Zorlukları​

Gürer, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) belirlediği hububat fiyatlarının enflasyonla orantılı olmadığını ve çiftçilerin artan maliyetler nedeniyle üretimde zorlandığını söyledi. Gürer, "Buğday alım fiyatlarının yüzde 12, makarnalık buğday için 10 bin TL/ton, ekmeklik buğday için 9 bin 250 TL/ton, arpa alım fiyatının ise yüzde 3 artışla 7 bin 250 TL/ton olarak belirlenmesi çiftçiyi zor durumda bırakıyor" dedi.

İthalat Odaklı Politikalar​

Gürer, ithalat odaklı politikaların yerli üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, "2024 yılının ilk beş ayında 3 milyon 520 bin ton ithal buğday getirildi. Buğdayın maliyeti sulu tarımda 13,39 TL, kuru tarımda ise 12,68 TL olarak gerçekleşti. TMO tarafından açıklanan alım fiyatları üretim maliyetlerinin altında kaldı" dedi.

Patates ve Soğan Üreticileri​

Gürer, Niğde'nin farklı ilçelerinde patates üreticileriyle görüşmeler yaparak, patatesin üretim sürecinde sulama maliyetlerinin yüksek olduğunu belirtti. "Patatesin ortalama maliyeti 9-10 TL iken, çiftçiler ürünlerini tarlada 4-5 TL'ye satmak zorunda kalıyor. Nakliye fiyatları da eklenince büyük kentlerde fiyat 5 kat artıyor" dedi. Ayrıca, 71 ilde 2,5 milyon ton soğan yetiştirilmesine rağmen bin ton soğan ithal edilmesi ve erkenci soğanın düşük fiyatlarının bazı bölgelerde soğanı tarlada bırakmasına neden olduğunu ifade etti.

Fındık Üreticileri​

Gürer, artan girdi maliyetleri nedeniyle fındık alım fiyatının 160 TL'nin altında olmaması gerektiğini belirtti.

Sebze ve Meyve Fiyatları​

Gürer, yerli ürünlerin yaz aylarında rafta yer almasına rağmen fiyatlarda gerileme olmadığını belirtti. "Çoğu yerde sulama yer altından çıkarılan su ile yapıldığı için ciddi gider artışı yaşanıyor. Kuraklık nedeniyle daha fazla sulama ihtiyacı da ek giderlere neden oluyor" dedi.

Çiftçilerin Gelir Kaybı ve İthalata Bağımlılık​

Gürer, çiftçilerin gelir kaybını önlemek adına alım politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. "Çiftçilerin bankalara borçları giderek artıyor. Tarım sektörünün bankacılık sektörüne borçları yılın ilk beş ayında 99 milyar lira olarak gerçekleşti" dedi.

Ukon Karkas Et Alım Fiyatları | 18 Temmuz 2024

UKON Haftalık Kırmızı Et Fiyatlarını Açıkladı

UKON bu haftanın fiyat listesini yayınladı.

Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON), haftalık periyotlar halinde kombinalar ve kesimhanelerden alınan yağsız dana kesim ve yağsız kuzu karkas fiyatlarını açıkladı. Geçen hafta düşüş gösteren fiyatlar bu haftada düşüş göstermeye devam etti. Fiyatlar, bölgelere göre farklılık göstermekte olup, Et ve Süt Kurumu (ESK) fiyatları hariç ve dahil olmak üzere iki ana başlık altında sunulmaktadır.

UKON’un bu haftaki fiyat listesi şu şekildedir:

Bir önce ki fiyat listesine buradan erişebilirsiniz

Screenshot_1.png

Filtrele