ARPA VE BUĞDAYDA TOPRAK İŞLEME (TİGEM)


ARPA VE BUĞDAYDA TOPRAK İŞLEME

Buğday ve arpa için ideal bir tohum yatağının oluşturulması, zamanında yapılan uygun toprak işleme tekniklerinin yerine getirilmesi ile mümkündür.

1. Toprak İşleme Sistemlerinin Tanımlanması
Dünya ' da çeşitli buğday ve arpa üretim alanlarında uygulanan, toprak işleme sistemlerini ifade etmek amacıyla farklı terimler kullanılmaktadır. Ancak uygulanan bu değişik tohum yatağı hazırlama sistemleri, farklı şekillerde ifade edilseler de esas olarak üç grupta toplanırlar.

1.1. Normal İşleme (Geleneksel İşleme)
Buğday yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan bu toprak işleme sisteminde, toprak alt üst edilerek işlenmekte ve bitki artıkları toprağa gömülmektedir. Kulaklı pulluk veya diskli pulluklar ilk sürümde kullanılan temel aletlerdir. Diskli ve dişli tırmıklarla da ikileme ve diğer işlemler yapılmaktadır.

1.1.2. Malçlı Toprak İşleme
Bitki artıklarının çoğunu toprak yüzeyinde bırakan veya üst toprağı 8-10 cm derinlikte işleyerek toprak yüzeyinde anızlı bir tabaka oluşturmayı sağlayan sistemdir. İdeal durum, bitki artıklarının çoğunun toprak yüzeyinde bırakılması ve mümkün olduğu kadar az sürümle tohum yatağı hazırlama işleminin tamamlanmasıdır. Bu nedenle sisteme minimum toprak işleme, azaltılmış toprak işleme, artıklı sürüm (trashey tillage) gibi isimlerde verilmekte ise de malçlı toprak işleme denilmesi daha uygundur. Bu sistemin asıl amacı, toprak yüzeyinde bir malç tabakası oluşturarak, toprak erozyonunu ve su kaybını önlemektir. Bu sistemde kullanılabilecek başlıca toprak işleme aletleri ise çizeller, kazayakları ve kültivatörlerdir.

1.1.3. Sıfır Sürüm
Bu sistemde ön bitki artıklarına dokunulmamaktadır. Ön bitki artıkları sadece ekim esnasında, ekim makinelerine bağlı olarak fiziki zarar görmektedirler. Bu sistem, bitki artıklarını toprak yüzeyinde tutarak, toprak erozyonunu, toprakta depolanmış suyu korumaya amaçlayan sistemdir. Bu yöntemde toprak işleme söz konusu değildir. Ekim makineleri tohum yatağını açıp tohumu içerisine bıraktıktan sonra üzerini kapatmaktadır.

Yüzeye dökülen tek yıllık yabancı ot tohumları da toprağa karıştırılmadığı için yarar sağlamaktadır. Bu durum özellikle, ekim esnasında gübreleri derin banda uygulayan ekim makinelerinin kullanılması halinde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sıfır sürüm ifadesini ve uygulanmasını, sadece ekimden önce herhangi bir toprak işlemesinin yapılmadığı şeklinde düşünülmesi daha doğru olur. Çünkü ekim makinelerinin etkisine bağlı olarak sıfır sürüm yapılan tarla ekimden sonra, sanki malçlı toprak işleme yapılmış gibi bir görünüm vermektedir. Ayrıca üç temel grupta anlattığımız toprak işleme sistemlerinden başka, yaygın bir şekilde kullanılan terimlerden birisi de koruyucu toprak işlemedir. Koruyucu toprak işleme genel bir ifade olup, ekim tarihine kadar toprak yüzeyinde en azından % 30 ' luk bir örtü bırakan bütün toprak işleme sistemlerini kapsar. Yani toprak yüzeyinde bırakılması istenen bitki artığı miktarını hiç değilse minimum düzeyde karşılamak kaydıyla malçlı toprak işleme, sıfır sürüm veya diğer herhangi bir toprak işleme yöntemi koruyucu toprak işleme olarak değerlendirilir.

1.2. Uygun Toprak İşleme Sisteminin Seçimi
Toprak işlemenin amacı ortamdaki yabancı otları kontrol altına almak ve tohum yatağı hazırlamaktır. Ancak, ekilecek tohumlara daha uygun çimlenme ve çıkış ortamı hazırlamayı amaçlayan toprak işlemede hata payı oldukça yüksektir. Özellikle toprak işleme zamanı, yöntemi ve aletlerinin iyi seçilmemesi durumunda yanılgılar artmakta ve toprak işleme yarar sağlamak bir yana zararlı bile olmaktadır.

Bazı toprakların aşırı şekilde işlenmesi toprağın iyice ufalanmasına, ekimden sonra gelen yağışlarla kaymak tabakasının ortaya çıkmasına neden olurken aynı zamanda, ekim derinliğinin uygun şekilde ayarlanmasının engellenmesine ve hepsinden önemlisi toprak erozyonuna yol açmaktadır. Ağır ve büyük tekerlekli traktörlerin kullanılması toprağın sıkışmasına yol açmakta ayrıca yapılan hatalı sürümler de, gerek yüzey akışı ve gerekse evaporasyonla (buharlaşma) topraktan su kaybını arttırmaktadır. Belirtilen olumsuz etkilerine karşılık, toprak işleme özellikle yabancı otlarla mücadele de, toprağın gevşetilmesi ve daha iyi havalanması, ekim makinelerinin daha rahat çalışabilmesi, tohumlar için daha iyi bir tohum yatağı hazırlanması, çimlenme ve çıkışın daha düzgün olması, verimin güvence altına alınması gibi yararlar da sağlamaktadır. Özellikle ekim nöbetine giren bitkilerin sınırlı olduğu yörelerde yabancı ot, bazı hastalık ve zararlılarla mücadelede en etkin kültürel yöntemlerden birisi toprak işlemedir.

Toprak işlemeden sağlanacak yararlar, işleme zamanında toprağın tavda olması ve aletlerin doğru seçilmesi durumunda en yüksek düzeye çıkmakta; toprak işleme zamanı ve yönetimindeki yanılgılar arttıkça, toprak işlemeden beklenen yararlar giderek azalmaktadır. Toprak işleme zamanı ve yöntemi uygulanan tarım sistemine, toprak ve iklim koşullarına bağlı olarak değişmektedir. Toprak işlemenin etkisi özellikle yağış nedeniyle yıllara göre kararsız bir durum gösterdiğinden, bitki populasyonu ve tane verimi üzerindeki etkileri de yıllara göre kararsız bir durum göstermektedir (Black ve Unger, 1987). Bu nedenle uygun toprak işleme sistemine karar vermek oldukça zor olmaktadır. Yanılgılara çok açık olan toprak işleme konusu, buğdayın yağışın yeterli ve yetersiz olduğu yörelerde yetiştirilmesi durumuna göre, iki alt başlık altında ele alınmasında büyük fayda vardır.

1.2.1. Yağışın Yeterli Olduğu Yörelerde Toprak İşleme
Buğday ve arpa tarımı, ülkemizde daha çok kuru tarım alanlarında yapılmakla beraber, yağışın yeterli olduğu bölgelerimizde ve sulanabilen arazilerimizde yetiştiricilerimizin tercihine ve ekim nöbetine bağlı olarak arpa ve daha çok buğday yetiştirilmektedir. Bu yörelerde daha çok normal toprak işleme uygulanmaktadır. Yani erozyon yönünden bir sorun yoksa toprak işlemede çoğunlukla soklu ve diskli pulluk gibi toprağı devirerek işleyen aletler kullanılmaktadır. Toprak işleme zamanının doğru seçimi, toprağın tavda olup olmadığı özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur. Toprak, tava gelmeden nemli iken yapılan toprak işleme, toprağın furda yapısının bozulmasına, kesekleşmesine ve toprağın sıkışmasına yol açar. Yeterince suyu olmayan toprak işlendiği zamanda hem masraf artar hemde sert kesekler ortaya çıkar. Bu nedenle, tavda olmayan toprağın işlenmesinden mümkün olduğunca kaçınmak gerekmektedir. İlk toprak işleminde toprak pullukla 15-20 cm derinliğinde sürülür ve arkasından diskli tırmıklarla kesekler ezilerek tarla yüzeyi düzeltilir. Diskli tırmık çekimi, pullukla sürüm işlemine dik yapılırsa toprak yüzeyi daha iyi düzeltilmiş olur. Bu işlemlerden sonra da ekim yapılır. Yağışlı yörelerde, normal toprak işleme sisteminin uygulanması yabancı otlardan temizlenmiş, ekim ve çıkış için uygun, iyi havalanabilen tohum yatağı hazırlamak bakımından etkili olur.

Sulanabilen arazilerde pullukla sürüm yapmak istenildiği zaman toprak tavında değil ise, böyle tavsız durumda sürüm yapmak yerine, toprağı sulayıp veya ilk yağışı müteakip tava gelmesini bekledikten sonra sürüm yapılması daha doğru bir uygulama olmaktadır. Yağışlı yörelerde su erozyonunun sorun olduğu arazilerde toprak işleme sayısı mümkün olduğunca azaltılmalı ve eğer mümkün ise sıfır sürüm sistemi tercih edilmelidir. Toprak işlemenin zorunlu olduğu hallerde, toprak yüzeyinde bitki artıkları bırakan aletler kullanılmalı ve sürüm mutlaka eğime dik yönde yapılmalıdır.

Yağış miktarının her yıl ürün elde edilecek şekilde yeterli olduğu bazı yörelerde, her yıl üst üste buğday tarımı yapılıyor ise, bu durumda biçerdöverle hasattan sonra tarlada kalan sap artıklarının parçalanarak tarlaya homojen bir şekilde dağıtılması gerekir. Ülkemizde hububat samanı fiyatlarının yüksek oluşu nedeniyle genellikle tarlada kalan saplar da toplanmaktadır. Sapların toplanması, bitki artıklarıyla beraber toprağa geri dönüş yapacak olan besin maddesi ve organik maddelerin önemli bir kaynağının uzaklaştırılması demektir. Sapların toplanmadığı durumda, ekimden önce sap parçalayıcı veya diğer aletlerle saplar parçalanarak homojen bir şekilde toprak yüzüne dağıtılmalıdır. Azaltılmış toprak işleme veya sıfır sürüm sistemi uygulanıyorsa, sapların dağıtılması daha da zorunlu hale gelmektedir. Sap artıklarının fazla olması, ekim esnasında mibzerin tohumu istenilen derinliğe ekmesine ve tohumla toprağın iyi bir şekilde temas etmesini engellemekte ve saplar mibzerin ekici ayaklarının tıkanmasına yol açmaktadır. Yabancı otlarla mücadele de toprak aktif veya yaprak aktif herbisitler uygulandığı zaman sap artıklarının fazla olması, herbisitlerin yabancı otlara veya toprağa ulaşmasını engellemektedir. Toprak yüzeyinde çürüyen sap artıklarının önceleri buğdaya toksik etki yaptığı düşünülmüştür. Ancak bu artıkların asıl etkisi fiziksel bir engel şeklindedir. Toprak içerisine gömülmüş olan sap artıkları, geçici bir azot immobilizasyonuna ve çimlenen bitkilerin ihtiyaç duyduğu diğer besin maddelerinin noksanlıklarına yol açabilir. Bu olumsuz etki, gübrelerin ekim esnasında sapların altına gelebilecek şekilde uygulanmasıyla giderilebilir (Cook ve ark., 1992).
 

Benzer Konular