***Boş Tarlalar Şirketlere***


Bakan Faruk Çelik: Boş tarlaları şirketler ekecek!

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gönüllü Toplulaştırma Projesi kapsamında, boş tarlaların şirketler tarafından ekileceğini söyledi.

Bakan Faruk Çelik: Boş tarlaları şirketler ekecek!
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
06 Haziran 2017 16:13A-A+
Bakan Faruk Çelik, Gönüllü Toplulaştırma Projesi kapsamında, boş tarlaların şirketler tarafından ekiminin yapılacağını ifade etti. Milli Tarım Projesi'nin birden fazla ayağının olduğunu aktaran Çelik, atıl tarım arazilerinin devreye sokulması ve planlı üretim yapılmasının sağlanması için yeni uygulamaların gündeme geleceğini belirterek, “atıl tarlalarımız ve terk edilmiş köylerdeki verimli havzalarımızı tarımsal işletmeye dönüştürmeli. Bir bütün olarak işletmekten söz ediyoruz. Köy boşalmış, ekim yapılmıyor. Bir işletmeci gelsin, çayırı, bayırı, tarlayı kullansın. Üretimden, arazinin sahibine pay versin. Hem bitkisel, hem hayvansal üretim yapılabilir. Planlı ekim yapılacak. Köylü de kazanacak, arazi sahibi de" açıklamasını yaptı.

Bakan Çelik, şunları kaydetti:

“Valilerle bir görüşme yapacağız; 'Toplulaştırma yapılmadan, toplulaştırma yapılmış gibi ekim yapabilir miyiz?' diye. Örneğin, köyün 200 hanesi var. Herkesin 3-5 dönümlük yeri var. Köyün tüm arazisi tekmiş gibi ekilsin. Birleştirilmiş gibi yani. 'Kaç kilo buğday geliyor 400 ton, senin kaç dönüm yerin var, al sana bu kadar buğday' densin. Planlı ekim yapılacak."

https://www.tarimdanhaber.com/haber/tarim/bakan-faruk-celik-bos-tarlalari-sirketler-ekecek
 
Yemeyenin malını yerler,ekmeyenin tarlasını ekerler.
Beş yıl önce uçağa binip Van'a gittim.Van'a kadar bütün Anadolu bomboş.Dağlar,yaylalar,düzlükler.
Biz bu ülkenin sahibi miyiz,kiracısı mı? Sahibiysek sahibi gibi davranalım.
Anadolumuzu niye boşaltıp büyük şehirlere yığılıyoruzda boşaltıp kaderine teslim ettiğimiz topraklarımıza sahip çıkmıyoruz?Önünde sonunda bu boş toprakların birilerinin (buna tarihsel düşmanımız büyük ve bazı küçük ülkeler dahildir)iştahını kabartacağını niçin düşünmüyoruz?
Bir çalışma gününün çalışma saatlerinde İstanbul'un deniz kenarındaki yüzlerce 'kafe'sinde binlerce genç (kız,erkek) oturmuş lak lak yapıyor.Değirmenin suyu nerden geliyor? Ne kadar daha gelecek?Üretmeden nereye kadar? Bu gençlerin çoğu büyük ihtimalle Anadolu kökenlidir ve aileleri benim uçaktan gördüğüm boş arazilerin sahibidir.Ancak bir firma arazinin işletilmesine talip olsun, arazi anında boğazda arsa konumuna yükselir.Beş kuruşluk getirisi olmayan yer sahibinin gözünde paha biçilmez hale gelir.
İşlet !:yok işletmiyorum (ihtiyacım yok,tembelim,sana ne?,çocuklar gelmiyor,getirisi az,malıma
karışma,malımın kahyası mısın,işletmeye değecek büyüklükte değil)
İşletenlere kirala :Vaaay memleketi satıyorlar, peşkeş çekiyorlar,tarlalarımızı yahudiler
alıyor,araplar tarla topluyor.
Dünyada birçok ülkede ''benim malım,kim ne karışır'' diye işlenmeyen tarım arazisini boş bıraktırmıyorlar.
Nasıl ki, benim evim değil mi,kaynanamı-yeğenimi bedava oturturum denemiyor (sadece bir ev anne baba,kardeş veya çocuklara bu şekilde mümkün) ve devlete emsal kirasının vergisi ödeniyor,işletilmeyip üretim dışı bırakılan araziler içinde bu durum gündeme gelecek gibi.

Büyük şehirlerdeki pamuk popolara biraz zor gelecek kıpırdanmak ama mallarına sahip çıkmazlarsa gelecek biraz bulutlu görünüyor.İlk işaret fişekleri atılmaya başlandı.
''Ya işlet,ya da kenara çekil işletenlere bırak'' şeklinde önce güzellikle sonra giderek sertleşen yaptırımlarla karşılaşacaklar anlaşılan.
Arkadaşlar yanlış anlamasın,işletilen değil boş bırakılan ve kaderine terkedilen vatan topraklarımızdan bahsediyorum.Toprağına,hayvanına sahip çıkan,işleyen-gayret gösterenlerinde devletimiz tarafından sonuna kadar ve her yönden desteklenmesi taraftarıyım .O mübarek insanlar olmasa yiyecek ekmek bulamayacağız.
 
Çünkü çiftçiye verilen değer 0. Küçük çiftçi bitti. Sıra orta sınıfta. Gençler de gelecek şüphesi ana baba da o na keza. Borçsuz çiftçi tanımıyorum. Kimse köye kız vermez oldu. Vs vs. Köydeki tarlaları köydekiler işlemeli şirket te neymiş. Olmaz ama kimin dayısı amcası kodamansa şirket işini kapar.
 
Bakan Faruk Çelik: Boş tarlaları şirketler ekecek!

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gönüllü Toplulaştırma Projesi kapsamında, boş tarlaların şirketler tarafından ekileceğini söyledi.

Bakan Faruk Çelik: Boş tarlaları şirketler ekecek!
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
06 Haziran 2017 16:13A-A+
Bakan Faruk Çelik, Gönüllü Toplulaştırma Projesi kapsamında, boş tarlaların şirketler tarafından ekiminin yapılacağını ifade etti. Milli Tarım Projesi'nin birden fazla ayağının olduğunu aktaran Çelik, atıl tarım arazilerinin devreye sokulması ve planlı üretim yapılmasının sağlanması için yeni uygulamaların gündeme geleceğini belirterek, �atıl tarlalarımız ve terk edilmiş köylerdeki verimli havzalarımızı tarımsal işletmeye dönüştürmeli. Bir bütün olarak işletmekten söz ediyoruz. Köy boşalmış, ekim yapılmıyor. Bir işletmeci gelsin, çayırı, bayırı, tarlayı kullansın. Üretimden, arazinin sahibine pay versin. Hem bitkisel, hem hayvansal üretim yapılabilir. Planlı ekim yapılacak. Köylü de kazanacak, arazi sahibi de" açıklamasını yaptı.

Bakan Çelik, şunları kaydetti:

�Valilerle bir görüşme yapacağız; 'Toplulaştırma yapılmadan, toplulaştırma yapılmış gibi ekim yapabilir miyiz?' diye. Örneğin, köyün 200 hanesi var. Herkesin 3-5 dönümlük yeri var. Köyün tüm arazisi tekmiş gibi ekilsin. Birleştirilmiş gibi yani. 'Kaç kilo buğday geliyor 400 ton, senin kaç dönüm yerin var, al sana bu kadar buğday' densin. Planlı ekim yapılacak."

https://www.tarimdanhaber.com/haber/tarim/bakan-faruk-celik-bos-tarlalari-sirketler-ekecek
Sacmalik resmen baska hicmi isin yok ciftciyle ugrasiyorsun faruk abi ya zaten bi bok kazanmiyorum bagli sus bak kendi halimize herkesin en azindan evinin onunde 30 40 binden baslayan alet edevati var bunlari ne yapacak bu millet aldirdiniz tesvik diye simdi stacakmiyiz ? Heryer hurdalik olur bu proje ile ben sana soyleyeyim 400 ton bugday deyelim bin donum araxiden cikti ee bu bin donum de tam 10 kalite farkli toprak var benim e donum bi parcam var hayvan gubresi cektiim hep insanlra ciftlik gubresinin faydasini gosterebilmek icin susuz 2980 kg bictik gecenyil komsumun yan parsel de 3 donum o 350 kg donumune aldi ben salak miyim faruk abi ? Cevap bekleyen bir edirneci var ??
 
Yemin ediyorum ki bu hukumeti destekliyorum faydali hizmetleri inden dolayi diger seltorlerin gelismesi hos guzel ama bu ciftciye bu kadar eziyet edilmez bu kadar eziyet edilmez yazik gunah sirket ne ya madem buyuk guclu biri eksin istiyorsun sirket yerine koy ciftcisi eksin cks isleyebilecek
 
Yemin ediyorum ki bu hukumeti destekliyorum faydali hizmetleri inden dolayi diger seltorlerin gelismesi hos guzel ama bu ciftciye bu kadar eziyet edilmez bu kadar eziyet edilmez yazik gunah sirket ne ya madem buyuk guclu biri eksin istiyorsun sirket yerine koy ciftcisi eksin cks limit koy mesela de ki 400 donum yeri olan ciftci kucuk bir kira ihalesine katilabilir sirket degil coftci ama . Cok uzgunum lanet olsun keske diyorum bazen tarla toplayacagima kupon arsa toplasaydim :(
 

Şirket olursa devlet vergi alacak, arazi boş kalmayacak, üretim olacak, sonuçta o arazi milli servettir. Buraya kadar hemfikiriz.

Peki bu şirketlerin denetimi nasıl olacak? Şirket diye adama devletin her imkanını sunacaksın, krediyi, hibeyi vereceksin sonra adam bir iflas verecek devletin milletin parası hiç olacak.
Bizim köyde 5000 baş koyun çiftliği kurdular, hibeyi ve 5 yıl ödemesiz krediyi indirdiler cebe. 6. yıl iflas verdiler. Sen sağ ben selamet... Devletin parası, dolayısıyla benim param kimin cebine aktı belli değil.

Bu şirketler arazi fiyatlarını resmen uçuruyor. Ziya Organik Tarım bizim buralara girmeden önce dönüm fiyatı 4 bin olan yer bugün 10 bin. Bu şirket trakyada 200, 300 bin dönüm arazi topladı. Ortalama bir çiftçi bu fiyatlarla nasıl başa çıkıp arazisini büyütecek?

10 bine aldın tarlayı, 500 kg buğday biçtin, 500 lira eder. 200 ü masraf, senede 300 lira kazandın. Tarlanın kendini amorti etmesi 30 yılı geçiyor. Birde alet edevatın yıpranıyor, amortisman giderin, arıza giderin var ettimi sana 40 yıl. 40 yılda bir yangın olsa, bir dolu vursa, ektiğin çiçek çıkmasa bidaha eksen, yağış olmasa, hastalık vursa... seninle 40 yıl oldu 50 yıl. Mantıklı bir yatırım mı? Asla değil. Ozaman bu şirketler neden bukadar arazi topluyorlar? Bu işlerin altından da birşeyler çıkacak ama bakalım...
 
Ülke ekonomisi açısından değerlendirecek olursak genel anlamda olumlu bakıyorum bu karara. Şahsen sezon sonundaki hedefi/kapasitesi karın doyurmakla sınırlı çiftçi sayısı oldukça fazla. Bu sayının azalması/bitmesi gerekir. Belki benimde bu işi yapmamam gerekiyor. Çiftçiliği büyük ölçekte yapmak daha karlı ve ciroya, ekilen arazi miktarına oranla daha az demirbaş ihtiyacı olacaktır. Burada akla küçük çiftçi ve ailesi şehre eşkıya mı olsun sorusu gelebilir. Zira asgari ücretle geçinmeyi diyanet işleri başkanlığı imkansız olduğunu açıkladığı fitre miktarıyla ilan etmiş oldu... Onlarada insanca yaşayacak bir ortam sunmak kaydıyla.
Konuya geri dönelim. Şimdi benim kâr edemediğim yerden şirket nasıl kar edecek? Teşvik ve/veya sürüm bu sorunun cevabı olabilir. Peki cevap buysa şimdiye kadar verilen özellikle yatırım destekleri yanlış politika ürünümüydü? Dar gelirli çiftçiye 2 inek, 10 koyun vermekle neyi hedefledik?
Öncekilerin bu yaklaşımını hep popülist bir yaklaşım olarak gördük. Durum gösteriyor ki genç çiftçi adı altında güncel dağıtılan hibe bile çarçur edilen para hükmünde...
Ben ve eşim sigortalı bir işte çalışmayacak, üzerimde kayda değer bir arazi olmayacak ve bana hibe ile hayvan vereceksiniz. Tarlası olmayan adam nasıl hayvanı besleyecek? Parası olmayan ihtiyaç halinde nasıl veteriner çağıracak?
İş sadece hayvancılıkta değil tarımda da aynı. Herkes mibzer, ilaçlama makinası vs aldı. Tarım sanayisi hareketlendi ama genelde küçük çiftçiye hitap eden ekipman üzerine. Küçük çapta olunca sürdürülebilir olmuyor tabi. İndirimli traktör kredisi bu işin tuzu biberi. Şimdi memleket aşınacak kadar çalışmamış ekipman, hususi araç olarakta kullanılan traktör çöplüğü ve bunların başında oturup kara kara düşünen borcu boyunu aşmış ( belkide ) milyonlarca çiftçi...
Halbuki şirketi şehirlerden ithal etmek yerine köylüye kurdursaydık, kooperatif olmadan olmazı diretseydik. Bir araya gelmeye razı olmayan çiftçiyi bu şekilde açlıkla terbiye yerine zorla ikna etseydik muhtemelen ne sadaka babında hibelere, ne avuç içi kadar üretilen mini tarım aletlerine, nede mahşer kalabalığını andıran -80hp traktörlere kucak dolusu döviz vermezdik. Ama sevmesemde, yakıştıramasamda ülkem için söylenen " burası Türkiye burada herşey olur " lafı işte bu anlayış sebebiyle hayat buluyor.
 
Kiralama usülü ekim yaptığımızda kar ℅30 bunun yarısını köylü alsa kaldı ℅15 Ne anladım ben bu işten.Para kazandırmaz
Abi %30 ecet 15 gozunu doyurmuyor dimi sirket ci abim 15 e de ben raziyim nasil bir sacmalik niye sirketi sokuyorsun ki araya ciftci islesin 30 kazansin niye sirket sirkrt olupta benden daha mi profosyonel geldiler koye bin donum yer ektiler hepsi bugday hepsi de bozuk 200 kg bandinda donum bicim parasi 20 tl bin donum yee 20 bin tl bicim 105 bin tl kira mazot gubre tohum sonuc zarar peki bu zarar kime devlete sirket iflas deyip parayi koycak cebe kacacak
Ülke ekonomisi açısından değerlendirecek olursak genel anlamda olumlu bakıyorum bu karara. Şahsen sezon sonundaki hedefi/kapasitesi karın doyurmakla sınırlı çiftçi sayısı oldukça fazla. Bu sayının azalması/bitmesi gerekir. Belki benimde bu işi yapmamam gerekiyor. Çiftçiliği büyük ölçekte yapmak daha karlı ve ciroya, ekilen arazi miktarına oranla daha az demirbaş ihtiyacı olacaktır. Burada akla küçük çiftçi ve ailesi şehre eşkıya mı olsun sorusu gelebilir. Zira asgari ücretle geçinmeyi diyanet işleri başkanlığı imkansız olduğunu açıkladığı fitre miktarıyla ilan etmiş oldu... Onlarada insanca yaşayacak bir ortam sunmak kaydıyla.
Konuya geri dönelim. Şimdi benim kâr edemediğim yerden şirket nasıl kar edecek? Teşvik ve/veya sürüm bu sorunun cevabı olabilir. Peki cevap buysa şimdiye kadar verilen özellikle yatırım destekleri yanlış politika ürünümüydü? Dar gelirli çiftçiye 2 inek, 10 koyun vermekle neyi hedefledik?
Öncekilerin bu yaklaşımını hep popülist bir yaklaşım olarak gördük. Durum gösteriyor ki genç çiftçi adı altında güncel dağıtılan hibe bile çarçur edilen para hükmünde...
Ben ve eşim sigortalı bir işte çalışmayacak, üzerimde kayda değer bir arazi olmayacak ve bana hibe ile hayvan vereceksiniz. Tarlası olmayan adam nasıl hayvanı besleyecek? Parası olmayan ihtiyaç halinde nasıl veteriner çağıracak?
İş sadece hayvancılıkta değil tarımda da aynı. Herkes mibzer, ilaçlama makinası vs aldı. Tarım sanayisi hareketlendi ama genelde küçük çiftçiye hitap eden ekipman üzerine. Küçük çapta olunca sürdürülebilir olmuyor tabi. İndirimli traktör kredisi bu işin tuzu biberi. Şimdi memleket aşınacak kadar çalışmamış ekipman, hususi araç olarakta kullanılan traktör çöplüğü ve bunların başında oturup kara kara düşünen borcu boyunu aşmış ( belkide ) milyonlarca çiftçi...
Halbuki şirketi şehirlerden ithal etmek yerine köylüye kurdursaydık, kooperatif olmadan olmazı diretseydik. Bir araya gelmeye razı olmayan çiftçiyi bu şekilde açlıkla terbiye yerine zorla ikna etseydik muhtemelen ne sadaka babında hibelere, ne avuç içi kadar üretilen mini tarım aletlerine, nede mahşer kalabalığını andıran -80hp traktörlere kucak dolusu döviz vermezdik. Ama sevmesemde, yakıştıramasamda ülkem için söylenen " burası Türkiye burada herşey olur " lafı işte bu anlayış sebebiyle hayat buluyor.
 
Yemeyenin malını yerler,ekmeyenin tarlasını ekerler.
Beş yıl önce uçağa binip Van'a gittim.Van'a kadar bütün Anadolu bomboş.Dağlar,yaylalar,düzlükler.
Biz bu ülkenin sahibi miyiz,kiracısı mı? Sahibiysek sahibi gibi davranalım.
Anadolumuzu niye boşaltıp büyük şehirlere yığılıyoruzda boşaltıp kaderine teslim ettiğimiz topraklarımıza sahip çıkmıyoruz?Önünde sonunda bu boş toprakların birilerinin (buna tarihsel düşmanımız büyük ve bazı küçük ülkeler dahildir)iştahını kabartacağını niçin düşünmüyoruz?
Bir çalışma gününün çalışma saatlerinde İstanbul'un deniz kenarındaki yüzlerce 'kafe'sinde binlerce genç (kız,erkek) oturmuş lak lak yapıyor.Değirmenin suyu nerden geliyor? Ne kadar daha gelecek?Üretmeden nereye kadar? Bu gençlerin çoğu büyük ihtimalle Anadolu kökenlidir ve aileleri benim uçaktan gördüğüm boş arazilerin sahibidir.Ancak bir firma arazinin işletilmesine talip olsun, arazi anında boğazda arsa konumuna yükselir.Beş kuruşluk getirisi olmayan yer sahibinin gözünde paha biçilmez hale gelir.
İşlet !:yok işletmiyorum (ihtiyacım yok,tembelim,sana ne?,çocuklar gelmiyor,getirisi az,malıma
karışma,malımın kahyası mısın,işletmeye değecek büyüklükte değil)
İşletenlere kirala :Vaaay memleketi satıyorlar, peşkeş çekiyorlar,tarlalarımızı yahudiler
alıyor,araplar tarla topluyor.
Dünyada birçok ülkede ''benim malım,kim ne karışır'' diye işlenmeyen tarım arazisini boş bıraktırmıyorlar.
Nasıl ki, benim evim değil mi,kaynanamı-yeğenimi bedava oturturum denemiyor (sadece bir ev anne baba,kardeş veya çocuklara bu şekilde mümkün) ve devlete emsal kirasının vergisi ödeniyor,işletilmeyip üretim dışı bırakılan araziler içinde bu durum gündeme gelecek gibi.

Büyük şehirlerdeki pamuk popolara biraz zor gelecek kıpırdanmak ama mallarına sahip çıkmazlarsa gelecek biraz bulutlu görünüyor.İlk işaret fişekleri atılmaya başlandı.
''Ya işlet,ya da kenara çekil işletenlere bırak'' şeklinde önce güzellikle sonra giderek sertleşen yaptırımlarla karşılaşacaklar anlaşılan.
Arkadaşlar yanlış anlamasın,işletilen değil boş bırakılan ve kaderine terkedilen vatan topraklarımızdan bahsediyorum.Toprağına,hayvanına sahip çıkan,işleyen-gayret gösterenlerinde devletimiz tarafından sonuna kadar ve her yönden desteklenmesi taraftarıyım .O mübarek insanlar olmasa yiyecek ekmek bulamayacağız.
Cok güzel yazmissin abi.
Bir tarlanin bos birakilmasi , ekilmemesi kendimize , ülkemize ve insanliga zarar hatta. Lakin bazı sorun ve sebepler ile bu bazen mümkün olmuyor. Cok hisseli tapular , miras sarmalina girmis ve hissedarlarin anlasmazliklari. Sahipli araziler disinda nufuslari cok azalmis koyler var , bu köylerin haliyle meralari var , o merada ot her sene bitiyor. Orada bir hayvan varligi varsa o otu otlayip et haline getiriyor süt haline getiriyor kisacasi insanlik icin bir fayda sagliyor. Milyonlarca insan sehirlerde gizli bir aclik sarmalinda ve gecim sıkıntısında yasiyor. Devlet bu insanlari bu bos meralarda uretime tesvik etse micro ve makro projeler ile ulkemiz icin cok olumlu yansimalari olur. Ama dedigin gibi genc kusagin buyuk kismi sehirlerde ve rahat ortamlarda sorumsuzluk icinde uretimden uzak bol bol tuketerek zaman geciriyor. Bu konuda bircok atasözümüz vardir. Benim daha yakın tarihten yüce Atatürk ün bir sözü aklıma geliyor. Hatta sirket yemekhanemizde bu yazar. “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Mustafa Kemal Atatürk
Burda en önemli nokta bi arazilerin büyük sirketlere peskes cekilmemesi yine o bölge ciftcileri ve köylüsüne islettirilmesidir.
 
Şirket olursa devlet vergi alacak, arazi boş kalmayacak, üretim olacak, sonuçta o arazi milli servettir. Buraya kadar hemfikiriz.

Peki bu şirketlerin denetimi nasıl olacak? Şirket diye adama devletin her imkanını sunacaksın, krediyi, hibeyi vereceksin sonra adam bir iflas verecek devletin milletin parası hiç olacak.
Bizim köyde 5000 baş koyun çiftliği kurdular, hibeyi ve 5 yıl ödemesiz krediyi indirdiler cebe. 6. yıl iflas verdiler. Sen sağ ben selamet... Devletin parası, dolayısıyla benim param kimin cebine aktı belli değil.

Bu şirketler arazi fiyatlarını resmen uçuruyor. Ziya Organik Tarım bizim buralara girmeden önce dönüm fiyatı 4 bin olan yer bugün 10 bin. Bu şirket trakyada 200, 300 bin dönüm arazi topladı. Ortalama bir çiftçi bu fiyatlarla nasıl başa çıkıp arazisini büyütecek?

10 bine aldın tarlayı, 500 kg buğday biçtin, 500 lira eder. 200 ü masraf, senede 300 lira kazandın. Tarlanın kendini amorti etmesi 30 yılı geçiyor. Birde alet edevatın yıpranıyor, amortisman giderin, arıza giderin var ettimi sana 40 yıl. 40 yılda bir yangın olsa, bir dolu vursa, ektiğin çiçek çıkmasa bidaha eksen, yağış olmasa, hastalık vursa... seninle 40 yıl oldu 50 yıl. Mantıklı bir yatırım mı? Asla değil. Ozaman bu şirketler neden bukadar arazi topluyorlar? Bu işlerin altından da birşeyler çıkacak ama bakalım...

Siz Trakya'da arazi alanların çiftçilik için almadıklarını biliyorsunuzdur.Amasya yolculuklarımda
yolculuk yaptığım yan koltuklarla sohbetlerimde (bazen somurtmam,konuşurum :) ) en az 3-4 kere tanık oldum.Silivri'de,Lüleburgaz'da 5,6,10 dekar yer aldık diyorlar.Amasya'da tarlanız var mı ?var.Peki niye trakyada tarla alıyorsunuz?bahçe yapacağız,hafta sonu dinleneceğiz.YALAN !Dönüme 300 TL (oda o köyde yerleşik,lojistik ve mekanizasyonu eksiksiz çiftçi olursan)getiri için dönümü 10 bin liraya tarlamı alınır.
Sebep belli,herkes biliyor:Spekülasyon. Yani fiyatların artacağı beklentisi.Yani,paradan para kazanmak.10 dönüme hiçbir çiftçilik yatırımı yapılmaz, 2 saatlik yerdede bahçe kurulmaz.
Ancak Trakya gibi Anadolunun orta bir vilayeti kadar yerin yanında 10 milyon insan yaşarsa (İstanbul'un avrupa tarafı nüfusu) ister istemez talep oluşur.
Peki siz Trakyalı kardeşlerim; tarlalarınızı niçin Amasyalı, Malatyalı, Sivaslılara satıyorsunuz?
Çünkü sizinde malınız değerli.Malının giderek değerlenmesi,talep görmesi herkesin hoşuna gider.Siz satmadıkça malınız daha da değerlenir.Satmayın.
Bizim tarlalarda son bir yılda % 25 değer kazandı ama sebebi : ürünlerin para etmesi yani tarlanın üretiminin para kazandırması.Yoksa yanından otoyol geçmeyecek,Kanal Amasya kurulmayacak vs.Bu durum beni elbette memnun etti çünkü hem kazandırdı hem değerlendi.2 kat daha değerlense yine satmam ama değerli olması kendimi iyi hissettirir o kadar.
Ancak spekülasyon yapanlar birşeyi unutuyorlar.Arazileri yeter gelirlikli olma sınırının altında kaldığından,sahibi yolcu olunca arazisi bir kardeşe kalabilecek,öbürleride ona yedirtmeyeceklerinden 10-15-40 dönüm her neyse hepsi satılacak,çünkü bölünemeyecek.O zaman arazilerinizi geri alırsınız :)
Daha büyüklere gelince: Hatırlarsanız 3-4 yıl önce filanca kuruluş çiftçilere kredi için o kadar kolaylık gösteriyor ki Trakya toprakları ödeyemeyen çiftçiler yüzünden toplanıyor,onun arkasındada filan ülke var deniyordu.Ne oldu ? Bir yasa çıkarıldı .Topladıkları arazileri belli bir sürede nakte çevirmeleri gerektiği,arazi işletemeyecekleri bildirildi.Hepsini elden çıkarmak zorunda kaldılar.Yani bizim bildiklerimizi ülkeyi yönetenler pekala biliyor.Hepsini ellerinden aldılar.

Cok güzel yazmissin abi.
Bir tarlanin bos birakilmasi , ekilmemesi kendimize , ülkemize ve insanliga zarar hatta. Lakin bazı sorun ve sebepler ile bu bazen mümkün olmuyor. Cok hisseli tapular , miras sarmalina girmis ve hissedarlarin anlasmazliklari. Sahipli araziler disinda nufuslari cok azalmis koyler var , bu köylerin haliyle meralari var , o merada ot her sene bitiyor. Orada bir hayvan varligi varsa o otu otlayip et haline getiriyor süt haline getiriyor kisacasi insanlik icin bir fayda sagliyor. Milyonlarca insan sehirlerde gizli bir aclik sarmalinda ve gecim sıkıntısında yasiyor. Devlet bu insanlari bu bos meralarda uretime tesvik etse micro ve makro projeler ile ulkemiz icin cok olumlu yansimalari olur. Ama dedigin gibi genc kusagin buyuk kismi sehirlerde ve rahat ortamlarda sorumsuzluk icinde uretimden uzak bol bol tuketerek zaman geciriyor. Bu konuda bircok atasözümüz vardir. Benim daha yakın tarihten yüce Atatürk ün bir sözü aklıma geliyor. Hatta sirket yemekhanemizde bu yazar. “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Mustafa Kemal Atatürk
Burda en önemli nokta bi arazilerin büyük sirketlere peskes cekilmemesi yine o bölge ciftcileri ve köylüsüne islettirilmesidir.

Dekara 10 lira mazot-gübre desteği alıyorsak 40 kere kontrol ediliyoruz.Benim tarlamın silaj desteği için silajı uydudan göremediğini bildirdi ilçe tarım.''Arazinin şu tarafını kullandım ve silajı biçtirdim ''dedim,yine de araçla gittiler o kısmı kontrol ettiler.Allahtan tarlayı sürmemiştim yoksa mısır köklerini geri çıkarttırırlardı destek ödemek için.Komşunun tarla yolu olarak kullandığımız 1.5 dönüm kısmınında silaj ekilmediği için desteğini ödemediler,yani sadece beyana ,tapuya ve uyduya bakıp desteği vermiyorlar. 200 lira silaj desteğini kesenler sanıyormusunuz ki,200-300 bin liralık boş araziyi değerlendiren şirketinin gırtlağına çökmeyecek.
Arazisini verimli-verimsiz kullanıp üretim yapan başımızın tacıdır.Ama arazi boş bırakılmasın.
Hatırlarmısınız birkaç yıl önce yanıbaşımızdaki iflas etmiş ülke borçlarımı ödeyemiyorum deyince,
Almanya ''Ege denizinde bir sürü boş,kayalık adan var onları sat öde '' demişti.Memleketi boş bırakmaya gelmez.Her köşesini değerlendirelim,ekelim biçelim,dağlarında yaylalarında milyonlarca hayvan besleyelim.Büyük boş alanlar yaratıp düşmanların iştahını kabartmayalım.Ekmiyorsak,yoldan çekilelim,ekip biçenin,çalışanın önünü kesmeyelim.
Ülkenin gerçekte sadece 2 metrekaresinin tek tek kendimizin tapulu malı olduğunu unutmayalım.
Gerisi (tarlalarımız, evlerimiz )? Dostlar alışverişte görsün :)
 
Siz Trakya'da arazi alanların çiftçilik için almadıklarını biliyorsunuzdur.Amasya yolculuklarımda
yolculuk yaptığım yan koltuklarla sohbetlerimde (bazen somurtmam,konuşurum :) ) en az 3-4 kere tanık oldum.Silivri'de,Lüleburgaz'da 5,6,10 dekar yer aldık diyorlar.Amasya'da tarlanız var mı ?var.Peki niye trakyada tarla alıyorsunuz?bahçe yapacağız,hafta sonu dinleneceğiz.YALAN !Dönüme 300 TL (oda o köyde yerleşik,lojistik ve mekanizasyonu eksiksiz çiftçi olursan)getiri için dönümü 10 bin liraya tarlamı alınır.
Sebep belli,herkes biliyor:Spekülasyon. Yani fiyatların artacağı beklentisi.Yani,paradan para kazanmak.10 dönüme hiçbir çiftçilik yatırımı yapılmaz, 2 saatlik yerdede bahçe kurulmaz.
Ancak Trakya gibi Anadolunun orta bir vilayeti kadar yerin yanında 10 milyon insan yaşarsa (İstanbul'un avrupa tarafı nüfusu) ister istemez talep oluşur.
Peki siz Trakyalı kardeşlerim; tarlalarınızı niçin Amasyalı, Malatyalı, Sivaslılara satıyorsunuz?
Çünkü sizinde malınız değerli.Malının giderek değerlenmesi,talep görmesi herkesin hoşuna gider.Siz satmadıkça malınız daha da değerlenir.Satmayın.
Bizim tarlalarda son bir yılda % 25 değer kazandı ama sebebi : ürünlerin para etmesi yani tarlanın üretiminin para kazandırması.Yoksa yanından otoyol geçmeyecek,Kanal Amasya kurulmayacak vs.Bu durum beni elbette memnun etti çünkü hem kazandırdı hem değerlendi.2 kat daha değerlense yine satmam ama değerli olması kendimi iyi hissettirir o kadar.
Ancak spekülasyon yapanlar birşeyi unutuyorlar.Arazileri yeter gelirlikli olma sınırının altında kaldığından,sahibi yolcu olunca arazisi bir kardeşe kalabilecek,öbürleride ona yedirtmeyeceklerinden 10-15-40 dönüm her neyse hepsi satılacak,çünkü bölünemeyecek.O zaman arazilerinizi geri alırsınız :)
Daha büyüklere gelince: Hatırlarsanız 3-4 yıl önce filanca kuruluş çiftçilere kredi için o kadar kolaylık gösteriyor ki Trakya toprakları ödeyemeyen çiftçiler yüzünden toplanıyor,onun arkasındada filan ülke var deniyordu.Ne oldu ? Bir yasa çıkarıldı .Topladıkları arazileri belli bir sürede nakte çevirmeleri gerektiği,arazi işletemeyecekleri bildirildi.Hepsini elden çıkarmak zorunda kaldılar.Yani bizim bildiklerimizi ülkeyi yönetenler pekala biliyor.Hepsini ellerinden aldılar.



Dekara 10 lira mazot-gübre desteği alıyorsak 40 kere kontrol ediliyoruz.Benim tarlamın silaj desteği için silajı uydudan göremediğini bildirdi ilçe tarım.''Arazinin şu tarafını kullandım ve silajı biçtirdim ''dedim,yine de araçla gittiler o kısmı kontrol ettiler.Allahtan tarlayı sürmemiştim yoksa mısır köklerini geri çıkarttırırlardı destek ödemek için.Komşunun tarla yolu olarak kullandığımız 1.5 dönüm kısmınında silaj ekilmediği için desteğini ödemediler,yani sadece beyana ,tapuya ve uyduya bakıp desteği vermiyorlar. 200 lira silaj desteğini kesenler sanıyormusunuz ki,200-300 bin liralık boş araziyi değerlendiren şirketinin gırtlağına çökmeyecek.
Arazisini verimli-verimsiz kullanıp üretim yapan başımızın tacıdır.Ama arazi boş bırakılmasın.
Hatırlarmısınız birkaç yıl önce yanıbaşımızdaki iflas etmiş ülke borçlarımı ödeyemiyorum deyince,
Almanya ''Ege denizinde bir sürü boş,kayalık adan var onları sat öde '' demişti.Memleketi boş bırakmaya gelmez.Her köşesini değerlendirelim,ekelim biçelim,dağlarında yaylalarında milyonlarca hayvan besleyelim.Büyük boş alanlar yaratıp düşmanların iştahını kabartmayalım.Ekmiyorsak,yoldan çekilelim,ekip biçenin,çalışanın önünü kesmeyelim.
Ülkenin gerçekte sadece 2 metrekaresinin tek tek kendimizin tapulu malı olduğunu unutmayalım.
Gerisi (tarlalarımız, evlerimiz )? Dostlar alışverişte görsün :)
Hocam beni rahatsız eden araziyi çoğaltamamak. Ben almak istiyorum lakin o bahsettiğimiz büyük şirketlerle yarışabilme şansımız yok. 40 yılda kendini amorti edebilecek bir tarlaya okadar para bağlamak insana akıl karı gelmiyor. Hadi bağladın diyelim, aldığımız arazinin getirisi bağladığımız paranın yanında devede kulak kalır.

Tarla sahibi baba ölmüş, çocuklar büyük şehirlerde düzen kurmuş... Tarlayı bölme şansları olmadığı için anlaşamıyorlar, satışa çıkıyor. İhalede şirket temsilcisi çıkıyor 12,13 zorlasan 15 e çıkacak belki. Nasıl mücadele edeceğiz? Nasıl ayakta kalacağız? Nasıl işimizi büyüteceğiz? Resmen küçük çiftçi bitiriliyor bu şekilde. Yapacak birşey de yok.

Ayrıca Trakya çiftçisinin elinin kolunun bağlandığını, ipard gibi olanaklardan faydalanamadığını, hayvancılıkla ilgili projelerde kapsam dışı bırakıldığını, genç çiftçi projesinde yoğun talep olmasına rağmen 3 bin kişinin yaşadığı kasabamda kimseye çıkmadığını ayrıca belirtmem gerekir...
 

tamam boş kalmasın abi ama şirketlere değilde çiftçilere ekme imkanı sunulsun
Sirket ler turkiyenin kuyusunu kazan tek kurulustur ! Bu sozun uzerine kimse birsey soylemesin . Bugun deyeleim li bir ciftci batti devlete zerre kadar zarari yok bu batan adamin ama ayni sekil bir sirket battiginda vergi ve devletten bizzat aldigi kredileri odemeden batiyor . Ciftcinin boyle bir zarari yok devletine en hayirli kisi ciftcidir bizzat koyludur ! Yaziklar olsun bu sirketlere cubukculuk yapip tarla toplatanlara da bizim koyde bir serefsiz var oyle 2 ay once halami kandirip .onlar sana 3 5 lira verecek gel ziya organik e sat 10 bin veriyorlr demis bizde duyduk babamla gittim evine oglunla ikisini dovduk suan mahkeme deyiz oglnun kolu kirilmis rapor almislar gitti 2 motor aravasi ekin ama bu zulme alkis tutmaktansa dim dik durmak yerinde bir davranis boyle cubukculari baritmayin sayin trakya koyluleri 50 lira yeymiye icin anasini satar bunlar
 
Herkes şehirde yaşamak istiyor bosalan köyler boş kalan araziler degerlenmeli
Köylü geriye dönse iyi olur ama okul lazım hastane lazim köye bir sürü sosyal hizmet lazim
Köylü dönüpte calismayacagina göre birileri calissin boş kalmasin diye dusunuyorum

Tarlaları büyük işletmeler eksin, biçsin.
Şehrede yüksek kapasiteli sosyal tesisler kuralım.
Ya şehre göç edenlere hayatlarını idame etmeleri için yeni iş sahaları açtık mı? Onlar ne yeyip ne içecek?

Ülke için bazı dönemlerde yetkililer bütün Türkiye'yi gezip her yerde onlarca açılış töreni yapıyor. Fakat işsizlik rekor seviyede artıyor. Buradan hareketle açılışların önemli bir kısmı aslında kapanış olduğu sonucuna varmak zor değil. İçlerinde az bir kısmı da belki yeni iş sahasıdır. Kapanış dememin sebebi inşaatın bitmesi ve çalışanların boşa çıkmasıdır. Yani inşaat bitti, açılış yaptık ve o iş bitti/kapandı. Lokomotif sektör inşaat. Hâlbuki bu ülkenin evlatları toprağın içinde doğdu, toprakla yoruldu, aşınıda topraktan çıkardı ve yine toprakla pişirdi. Onun için öldü bu insanlar. Şimdi (iş) umutlar betonda. Öyle olunca ekmeğide beton gibi sert, hayatıda yine beton gibi soğuk ve tekdüze oluyor.

Yeni iş sahaları açmadan insanları mevcut işlerinden vazgeçmek zorunda bırakırsak bir çok problemle karşılaşırız. Olaylara sadece ekonomik getirisi bakımından değerlendirmek doğru değil. Kişiyi yerinde tutup, karnını doyurmasını sağlamak asıl mesele.
 

Benzer Konular