Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek


Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

utkuk link=topic=86478.msg1035386#msg1035386 date=1447620869' Alıntı:
Konuya güzel bir başlangıç olduğunu itiraf etmeliyim.
Bu şiirin (ne kadar tepki çekecek olsa da) doğruluğunu kanıtladınız.
http://www.physics.metu.edu.tr/~uoyilmaz/TurkSiiri/cagdasturksiiri/sukruerbas/SukruErbas-(Koyluleri...).htm
Biri şu şaire yediği ekmeğin köyden çıktığını söylesin...
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Bu şiirin kısmen doğru yerleri var. Ama o kadar faşistçe yazılmış ki, çoğu kişi ne demek istediğini bile anlamıyor. Bunu okuyan köyü bilmeyen kişi doğal olarak köylülerden nefret eder.
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Özelestiri zayiflatmaz guc verir.. ben o gozle okudum.. guldum gectim eglenceli bile geldi.. ama tam durum o degil ve cok yuzeysel cok klasik olmus..

Kim yazmis.. hangi yilda yazmis.. vs ayrinti olsa biraz daha anliyacam..

---

Koyde dogdum.. ankarda okudum istanbulda calistim.. gitmedigim il kalmadi nerdeyse.. ama ilk cocukluk koyde gectiginden mi neyse bilemedim.. gubre kokulu.. kargalarin koro halinde oldugu.. koydeki kirsaldaki huzuru baska yerde bulamadim.. tandir baslarini.. tarlada icilen caylari unutamadim gitti.. memlekete geri dondum..

Ademoglunun ruhen ve bedenen saglikli olmasi gelisebilmesi... icin en az bi ayagi toprakta olcak.. vesselam:)
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

toprak bıze ondan baska dostumuz olmadıgını gosterır her zaman karsılıksız verır yıllarca hıc bıkmadan bu senede sana bıse vermıcem demez hep verır sımdı sız dıcenız gubre sacıyoruz onca suruyoruz habıre ıslıyoruz ama surmeden gubre atmadanda verdıgını az bıle olsa hepımız bılıoruz... yanı dıcem su bıze hayatta en saglam dost topraktır :D
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

UÖZKAN.77 link=topic=86478.msg1035464#msg1035464 date=1447662013' Alıntı:
Özelestiri zayiflatmaz guc verir.. ben o gozle okudum.. guldum gectim eglenceli bile geldi.. ama tam durum o degil ve cok yuzeysel cok klasik olmus..

Kim yazmis.. hangi yilda yazmis.. vs ayrinti olsa biraz daha anliyacam..

---

Koyde dogdum.. ankarda okudum istanbulda calistim.. gitmedigim il kalmadi nerdeyse.. ama ilk cocukluk koyde gectiginden mi neyse bilemedim.. gubre kokulu.. kargalarin koro halinde oldugu.. koydeki kirsaldaki huzuru baska yerde bulamadim.. tandir baslarini.. tarlada icilen caylari unutamadim gitti.. memlekete geri dondum..

Ademoglunun ruhen ve bedenen saglikli olmasi gelisebilmesi... icin en az bi ayagi toprakta olcak.. vesselam:)

Şiiri Şükrü Erbaş yazmış abi.
Buda hayatı : https://tr.wikipedia.org/wiki/Şükrü_Erbaş
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

utkuk link=topic=86478.msg1035416#msg1035416 date=1447624729' Alıntı:
Hocam benim bahsetmeye çalıştığım tamamen mental yaklaşıma bir tepki, köylü ve çiftçi kelimelerinin sözlüksel ve pratik olarak bir farkı olduğuna inanmıyorum.

Ancak şiiri bütünsel değerlendirmemek lazım. Eğer şiirde geçen özelliklerin herhangi birinin tanıdığınız ve toprakla uğraşan birinde olmadığını söyleyebiliyorsanız size çok büyük saygı duyar ve sizi tenzih ederim.
yanlışlıkla teşekkür ettim hocam her ne sebepden dolayı olursa olsun bu şiiri bu forumda paylasmanızdan son derece rahatsız oldum evet bu şiirde yazanlardan bazılarını yapan çiftçi arkadaslarım var bende yapıyorum ama bu hareketlerden birkacını yapıyoruz diye köylü ve çiftçiyi barbar insanlar gibi lanse edilmesi bence yanlıs köylüyü resmen asagılayan bu şiirin yazarını kınıyorum acaba kendinin aslı nerdendir yada burda yazan hareketlerden hiçbirini bu şair yapmıyomu acaba neyse fazla uzatmayayım konuyu iyi günler
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

ben kendimi bildim bileli bu işin içindeyim ilkokul zamanımda 100 150 koyumuz vardı babamla haftasonları onlara bakardım baharda güderdim 2008 yılında devretmek zorunda kaldık ama hayvancılıktan asla vazgeçmedik halen damızlık ve kurbanlık duve ve inek yetiştiriyoruz 2-3 yıldan beri tek başıma işlere gidiyorum ekım harıc nadas kazayagı vs gibi işlere bakıyorum ama hayvanların bakımını ihmal etmiyoruz babam sabahları işte oluyo ben tarlaya gidersem dedem sagolsun ilgilenir annem bakar ben bazen geç saatlerde gelırım ama babama hep rapor ederim kırık var mı tarladan ne kadar büyüklükte taş çıktı diye zaten arar bişi lazımmı diye
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

aganınoglu link=topic=86478.msg1035472#msg1035472 date=1447665678' Alıntı:
yanlışlıkla teşekkür ettim hocam her ne sebepden dolayı olursa olsun bu şiiri bu forumda paylasmanızdan son derece rahatsız oldum evet bu şiirde yazanlardan bazılarını yapan çiftçi arkadaslarım var bende yapıyorum ama bu hareketlerden birkacını yapıyoruz diye köylü ve çiftçiyi barbar insanlar gibi lanse edilmesi bence yanlıs köylüyü resmen asagılayan bu şiirin yazarını kınıyorum acaba kendinin aslı nerdendir yada burda yazan hareketlerden hiçbirini bu şair yapmıyomu acaba neyse fazla uzatmayayım konuyu iyi günler
abı ısteyen ıstedıgını desın herkes ılk once kendıne baksın cıftcı hep calısır cıftcı bu ulkenın en önemli damarıdır çiftçi üretimi bıraksın sadece kendıne yetıcek kadar uretsın ondan sonra barbarlar cıkar ortaya :D
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

.
Tarım ile geçinen kişiye çiftçi, köyde ikamet edene köylü diyoruz tıpkı şehirde yaşayana 'şehirli' dediğimiz gibi. Fakat genel algı öyle değil şiirde tarif edilen kişi 'köylü' yani tırnak içinde köylü. Köyde yaşadığı için değil medeniyete ayak uyduramadığı için 'köylü'. Eleştirilen özellikleri hepimiz kınıyoruz elbette fakat dikkat çekip son cümledeki 'KÖYLÜLERİ, SÖYLEYİN NASIL NASIL KURTARALIM?' kaygısını gözardı etmemek lazım.
Belkide hedefteki öldürülmek istenen 'cehalettir'
Yanılıyor olabilirim elbette şair gerçekten köylüyü öldürmeli şeklinde düşünüyorsa asıl kaygımın 'şair cehaleti' olmalı.

Başlığa dönecek olursak, ben sonradan görme çiftçiyim. Baba mesleği çiftçilik değildi. Stres onu hobi ayarında çiftçiliğe başlatmış ve bende okul, askerlik sonrası yani 24 yaşından sonra çiftçiliğe başladım diyebilirim.
Avantaj mı? Bazen evet, işe bilmeden başlamak avantaj olabiliyor. Çünkü insan biliyorum dediğinde hüküm vermiş oluyor. Tekrar öğrenmeye pek ihtiyaç hissetmiyor. Basmakalıp çiftçiliğin dışına çıkamayışımızın belkide sebebi budur. 'Bilmiyorum' demek iyidir bazen. Öğrendikçe insan cahilliğinin farkına varıyor.
 

Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

aganınoglu link=topic=86478.msg1035404#msg1035404 date=1447622810' Alıntı:
sayın arslanlar 5070 şimdi siz çiftçi misiniz?yoksa köylümü?bu dünyada kim yatarak geçimini saglıyoki köylü yatsın herkes az veya çok geregi kadar çalışıyor bence yanlıs bi düşünce
sayın utkuk siz paylaştıgınız bu şiirin dogruruguna ne kadar inansanızda ben kesinlikle şiddetle reddediyorum ne bu forumda nede baska biyerde böyle bi köylü oldugunada kanaat etmiyorum
sanırım ben köylüyüm zira çiftci olsam gecimim sadece çiftcilikten olurdu başka bi iş yapmaya veya başka bi yatırım yapmaya ihtiyaç duymazdım, kazanırdım çiftcilikten ki kazanan var ama ben kazanmıyorum neden cünkü kazanan kadar tarlayla uğraşmıyorum... Farumda bi söz vardı hatırlamıyorum kimin ama afına sığınarak , tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz diye, benimkide o hesap...
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

ismail_17 link=topic=86478.msg1035456#msg1035456 date=1447658967' Alıntı:

Teşekkür ederim İsmail Bey. Gerçekten yararlı bir konu olmuş, sormaya çalıştığım şeylerin büyük bir kısmını sizin açtığınız konu kapsıyormuş.

Aslında konuyu başlatırken uzun bir giriş iletisi yazmayı planlıyordum, sonradan üşengeçliğime geldi. Herkesin mutlu şeyler anlattığı bir konuya dönüştü. Çevremde çok acı baba-oğul hikayeleri var. Özellikle son zamanlarda toprak fiyatlarının arttığı, değerli hale gelen yerlerde bu hikayelerin daha da artacağını öngörebiliriz.

---
Bir örnekle başlayalım. Otuzlu yaşların ortasında bir abimiz, evin tek erkek çocuğu. Ailesi maddi sıkıntılar yaşamadan önce biçerdöver ve 500 dekardan fazla yerleri vardı. Gençliğinde gezen tozan bir insandı ve okul başarısı düşüktü. Zaten ailesi okula pek önem vermiyordu. Çiftçiliğe ciddi olarak başlaması gereken yıllarda hep babası tarafından bastırıldı ve sorumluluk verilmedi. En basit işlerde bile babası sen yapamıyorsun, bak ben ne kadar iyi yapıyorum diyerek bütün özgüvenini yıktı geçti. En ufak hataları hep küçük düşürücü şekilde yüzüne vuruldu. Daha sonra babası aslında kendi yarattığı bu tabloya bakıp sorunlu olduğuna karar verdi ve evlenirse düzelir gibi yanlış bir mantıkla çocuğunu evlendirdi. Fakat genel tablo değişmedi.

Abimiz zamanla daha çok içine kapandı. Yaptığı işlerde hep bir eksik,gedik olduğunu düşünerek hiçbir şeyden keyif alamamaya başladı. Maddi olarak babasına bağlı olduğu ve elinde herhangi bir işi olmadığı için isyan edemedi. Son zamanlarda biçerdöver işine kendini verdi fakat maddi sıkıntılardan dolayı biçerdöver satılınca kendini ifade edeceği alan kalmadı. En sonunda her şeyden vazgeçip şehirde bir büfede kasada durmaya başladı. Babası da sağlık problemleri nedeniyle çiftçilik yapamayacak duruma gelince tarlaların hepsini icara verdi. Zaten son senelerde yaptıkları verimsiz tarım yüzünden zarar ediyorlardı. Şu an ne babası çocuğuyla ne de çocuk babasıyla konuşuyor. Çok güzel olabilecek bir hikaye, herkese yetebilecek bir maddi zenginlik gereksiz inatlaşmalar, basit hırslar sebebiyle aile faciasına dönüşmüş durumda.
---

Bir kişi daha var, bu arkadaşın durumu daha çok tartışmaya açık bir hikaye. Kendisi yirmili yaşların sonunda. Miktarını bilmiyorum ama ailesi büyük toprak sahibi ve değerli bölgelerde bir çok arazileri var. Bu arkadaşın ailesi çocukluk çağlarında sürekli okul okumasını telkin edip köyde herhangi bir işe dahil olmasını engellediler. Çocuk da gayet başarılıydı ve fen lisesini kazandı. Ailesi sürekli çiftçiliğin iyi bir gelir getirmediği iddiasını kanıtlamak için çocuğu maddi imkan olarak sahip olabileceklerinin çok altında bıraktılar. Bu sırada çiftlikte adam eksiği olunca istemeyerek sorumluluk vermek zorunda kaldılar. Çocuk hiçbir zaman şikayetçi olmadı ve elinden gelenin en iyisini yaptı. Hatta babasının sağlık sorunları olduğu bir sene biçerdöveri kullanıp, bütün arazilerin işlenmesinin üstesinden geldi.

Konuşmalarımızda her zaman umutluydu ve ailesinin güvenini kazanırsa ona istediği şeyleri yapması için imkan vereceklerini düşünüyordu. Üniversite sınavında çok iyi bir derece yaptı. Aslında herkesin istediği hem okuyan hem çalışan çok erken olgunlaşmış biriydi. Fakat ailesi yine bahanelere sığınıp onun isteklerini yerine getirmemeye devam etti. Bir yandan çiftçiliğe çok büyük yatırımlar yapıp bir yandan çiftçiliğin biteceğini söyleyen çelişkiler içindeki ailesi, üniversiteyi kazandıktan sonra da önemli olanın okuldan sonrasını başarabilmek olduğunu söyleyip bütün hevesini kırdılar. Bütün anlattığı projeleri, sahip olunan yerlere yapılabilecekler hakkında anlattıklarını ailesi bir şekilde rafa kaldırdı ve arkadaşı paragöz, çok bilmiş,kolay yoldan para kazanmaya çalışan biri olarak niteledi. Zaman içerisinde sürekli kırılan ve kendini yetersiz hisseden bu arkadaş içine çekildi ve kimseyle konuşmamaya başladı. Ailesinin ondan beklentisinin tasması onların elinde olup bir fanus içinde hiçbir şeye karışmadan ortalama bir hayat yaşaması olduğunu söylerdi. Bu sırada ders başarısı da düştü. Özgürlüğüne çok düşkündü, en sonunda dedesinin ona miras bıraktığı bir tarlayı satıp hiç kimseye haber vermeden yurt dışına gitti. Başlarda babası 'hata'sını anlayıp geri döneceğini söyledi. Fakat çok uzun zamandır kendisinden haber alamadım, muhtemelen iyi kötü bir yerlerde tutundu ve hayatına devam ediyor.
---

Elbette bu örnekler çoğaltılabilir. Benim sormak istediğim bir aile nesilden nesile geçen çiftçiliği çocuğuna nasıl anlatmalı ve nasıl bir bilince sahip olmalı ki böyle örneklerin yaşanması engellensin. Genellikle korumacı yapıya sahip değişime karşı olan çiftçi ailelerin bu konularda bilinçlenmesi nasıl sağlanabilir ?
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

aganınoglu link=topic=86478.msg1035472#msg1035472 date=1447665678' Alıntı:
yanlışlıkla teşekkür ettim hocam her ne sebepden dolayı olursa olsun bu şiiri bu forumda paylasmanızdan son derece rahatsız oldum evet bu şiirde yazanlardan bazılarını yapan çiftçi arkadaslarım var bende yapıyorum ama bu hareketlerden birkacını yapıyoruz diye köylü ve çiftçiyi barbar insanlar gibi lanse edilmesi bence yanlıs köylüyü resmen asagılayan bu şiirin yazarını kınıyorum acaba kendinin aslı nerdendir yada burda yazan hareketlerden hiçbirini bu şair yapmıyomu acaba neyse fazla uzatmayayım konuyu iyi günler

Hocam en iyi cevabı ofas bey vermiş. Bunun dışında herkesin yaptığı hatalar elbette vardır, fakat önemli olan şey cehaleti yüceltmemek, kendini bir kalıbın altına sokup eleştiriye kapalı olmamak bence.
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

bende zevk için 10-12 yasından beri köyde en az 3-4 ayını geçiiren kuru tarımla uğraşan biriyim bana göre bu şiiri yazan adamda köyde yaşamış birisi olmalı çünkü köyde yasamayan birisi köylüyü saf güzel insanlar vs. diiye tanımlıyor ama iş öyle değil işte kurnazlık arkadan kuyu kazmalar küfürler bunlar en basitleri o şiirdeki yazılanların bir çoğu doğru ben bu şiiri çok önce okumuştum çoğu konuda hak vermiştim ve köyde yaşamamış birisi bu kadarını bilemez
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Sair 1953 dogumlu ve TMO da calismis:) hayattaysa ayni konulu bi siir yazsa muhtemelen daha az karamsar bi tablo cizerdi..

O yillarda koylu sehirli farketmez azicik murekkep yalayan.. aydin olmak isteyen herkesin toplumu asagilamasi hor gormesi sartti... yoksa kendi de carıklı olur adam yerine konmazdi..

-----

Meshur bi sairin aklimda kaldigi kadar bi misrasi.. aslinda itirafi..

Anadan dogma sairim.. iyi siiri hemen tanirim..
Ne zaman bi -köyluden- turku dinlesem.. sairligimden utanirim..

Kendi adima kirdaki insanlarin zahiren cok sig.. aslinda cok derin oldugunu dusunurum.. sehirden cikan bi veysel gormedim..

C. Aytmatov.. icin dunyanin en guzel ask hikayesinin yazari deniyo.. Cemile.. eselerinde surekli kir.. kirsal.. koy var.. koyluler var.. kendi de ziraatci.. koy kokenli..

Mevzu uzar konu dagilir ama kirsaldan nasibini almayan insan.. topraktan uzak insan eksiktir.. vesselam.
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Şairin çiftçi görüşünden çok çiftçinin kendini nasıl gördüğü önemli.

Sorun Çiftçiliği meslek değilde yaşam tarzı olarak görmekten kaynaklanıyor.. Adam kendine bakmıyor tek derdi tarla tırman olmuş hayatı unutmuş..

Tarlaya giderken iş elbiselerini giy, İşin bitince giy adam akıllı elbiselerini biraz yaşa insana değer ver gez toz dolaş dışarıyı gör.
Harcadığın parayı tarlayla inekle arabayla kıyaslama yeri geldimi binlerce lira traktöre veriyorsun 1000-2000 de üstüne başına harca.. kendine bak en kral lokantayada git en lüks yerlerede yeri geldimi gir..

Tarla sınırlarını ,yolları sürmektense varsın 1 pulluk az süreyimde insanları kırmayım anlayış göstereyim de. Biçerdöver en önce ille benim büyük tarlamı işleyecek diyene kadar küçük tarlası olana biraz müsama göster.Azcık daha bekle.. Biri çok ekmiş az ekmiş düşüneceğine elindekine şükür et ve işinden keyif almaya çalış her işi maddiyat olarak görme..

Zarar edersende arkandan adam değil demezler iyi adamdı derler enazından.
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Valla kusura bakmayında bu şair müsvettesinin bu saçma görüşlerine katılmak mümkün değil.Sanki şehir magandalarını anlatmış.Gerçek insanlığı samimiyeti misafirperverliğ,alınteriyle kazanmayıgörmek isteyenler köye gitsin görsün.
Babasıyla, atasıyla çiftçilik yapmaya gelince bende bir baba olarak gerçekten hem çok zor hem çok kolay .Bunun adı nesil çatışması.Ben zamanında babamın eleştirdiğim konularında şuan aynı düşündüğümü görüyorum .Onların bize hiçbir iş yapmasa bile dua sı yeter,işimiz muhakkak bereketlenir.
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Her konu gibi bunun da uretici orgutlenmesiyle bagi var.. sen kendini anlatmazsan eller anlatir.. saglikli birlikler tarim-köy-kırsal uzerine calismali..

Ek- su an ozellikle avrupada alerji riskli cocuklar dogumlar icin.. doguma yakin vs.. doktor tavsiyesi ile gidin ciftlikte calisin bi sure yasayin deniyo.. hijyen anlayisi sorgulaniyo..
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

utkuk link=topic=86478.msg1035513#msg1035513 date=1447678316' Alıntı:
Teşekkür ederim İsmail Bey. Gerçekten yararlı bir konu olmuş, sormaya çalıştığım şeylerin büyük bir kısmını sizin açtığınız konu kapsıyormuş.

Aslında konuyu başlatırken uzun bir giriş iletisi yazmayı planlıyordum, sonradan üşengeçliğime geldi. Herkesin mutlu şeyler anlattığı bir konuya dönüştü. Çevremde çok acı baba-oğul hikayeleri var. Özellikle son zamanlarda toprak fiyatlarının arttığı, değerli hale gelen yerlerde bu hikayelerin daha da artacağını öngörebiliriz.

---
Bir örnekle başlayalım. Otuzlu yaşların ortasında bir abimiz, evin tek erkek çocuğu. Ailesi maddi sıkıntılar yaşamadan önce biçerdöver ve 500 dekardan fazla yerleri vardı. Gençliğinde gezen tozan bir insandı ve okul başarısı düşüktü. Zaten ailesi okula pek önem vermiyordu. Çiftçiliğe ciddi olarak başlaması gereken yıllarda hep babası tarafından bastırıldı ve sorumluluk verilmedi. En basit işlerde bile babası sen yapamıyorsun, bak ben ne kadar iyi yapıyorum diyerek bütün özgüvenini yıktı geçti. En ufak hataları hep küçük düşürücü şekilde yüzüne vuruldu. Daha sonra babası aslında kendi yarattığı bu tabloya bakıp sorunlu olduğuna karar verdi ve evlenirse düzelir gibi yanlış bir mantıkla çocuğunu evlendirdi. Fakat genel tablo değişmedi.

Abimiz zamanla daha çok içine kapandı. Yaptığı işlerde hep bir eksik,gedik olduğunu düşünerek hiçbir şeyden keyif alamamaya başladı. Maddi olarak babasına bağlı olduğu ve elinde herhangi bir işi olmadığı için isyan edemedi. Son zamanlarda biçerdöver işine kendini verdi fakat maddi sıkıntılardan dolayı biçerdöver satılınca kendini ifade edeceği alan kalmadı. En sonunda her şeyden vazgeçip şehirde bir büfede kasada durmaya başladı. Babası da sağlık problemleri nedeniyle çiftçilik yapamayacak duruma gelince tarlaların hepsini icara verdi. Zaten son senelerde yaptıkları verimsiz tarım yüzünden zarar ediyorlardı. Şu an ne babası çocuğuyla ne de çocuk babasıyla konuşuyor. Çok güzel olabilecek bir hikaye, herkese yetebilecek bir maddi zenginlik gereksiz inatlaşmalar, basit hırslar sebebiyle aile faciasına dönüşmüş durumda.
---

Bir kişi daha var, bu arkadaşın durumu daha çok tartışmaya açık bir hikaye. Kendisi yirmili yaşların sonunda. Miktarını bilmiyorum ama ailesi büyük toprak sahibi ve değerli bölgelerde bir çok arazileri var. Bu arkadaşın ailesi çocukluk çağlarında sürekli okul okumasını telkin edip köyde herhangi bir işe dahil olmasını engellediler. Çocuk da gayet başarılıydı ve fen lisesini kazandı. Ailesi sürekli çiftçiliğin iyi bir gelir getirmediği iddiasını kanıtlamak için çocuğu maddi imkan olarak sahip olabileceklerinin çok altında bıraktılar. Bu sırada çiftlikte adam eksiği olunca istemeyerek sorumluluk vermek zorunda kaldılar. Çocuk hiçbir zaman şikayetçi olmadı ve elinden gelenin en iyisini yaptı. Hatta babasının sağlık sorunları olduğu bir sene biçerdöveri kullanıp, bütün arazilerin işlenmesinin üstesinden geldi.

Konuşmalarımızda her zaman umutluydu ve ailesinin güvenini kazanırsa ona istediği şeyleri yapması için imkan vereceklerini düşünüyordu. Üniversite sınavında çok iyi bir derece yaptı. Aslında herkesin istediği hem okuyan hem çalışan çok erken olgunlaşmış biriydi. Fakat ailesi yine bahanelere sığınıp onun isteklerini yerine getirmemeye devam etti. Bir yandan çiftçiliğe çok büyük yatırımlar yapıp bir yandan çiftçiliğin biteceğini söyleyen çelişkiler içindeki ailesi, üniversiteyi kazandıktan sonra da önemli olanın okuldan sonrasını başarabilmek olduğunu söyleyip bütün hevesini kırdılar. Bütün anlattığı projeleri, sahip olunan yerlere yapılabilecekler hakkında anlattıklarını ailesi bir şekilde rafa kaldırdı ve arkadaşı paragöz, çok bilmiş,kolay yoldan para kazanmaya çalışan biri olarak niteledi. Zaman içerisinde sürekli kırılan ve kendini yetersiz hisseden bu arkadaş içine çekildi ve kimseyle konuşmamaya başladı. Ailesinin ondan beklentisinin tasması onların elinde olup bir fanus içinde hiçbir şeye karışmadan ortalama bir hayat yaşaması olduğunu söylerdi. Bu sırada ders başarısı da düştü. Özgürlüğüne çok düşkündü, en sonunda dedesinin ona miras bıraktığı bir tarlayı satıp hiç kimseye haber vermeden yurt dışına gitti. Başlarda babası 'hata'sını anlayıp geri döneceğini söyledi. Fakat çok uzun zamandır kendisinden haber alamadım, muhtemelen iyi kötü bir yerlerde tutundu ve hayatına devam ediyor.
---

Elbette bu örnekler çoğaltılabilir. Benim sormak istediğim bir aile nesilden nesile geçen çiftçiliği çocuğuna nasıl anlatmalı ve nasıl bir bilince sahip olmalı ki böyle örneklerin yaşanması engellensin. Genellikle korumacı yapıya sahip değişime karşı olan çiftçi ailelerin bu konularda bilinçlenmesi nasıl sağlanabilir ?

Aslında ben bu konuya tam vakıf olacak yaştayım 70 yaşında işin başında hala çalışan iş arkadaşım ve ortağım babam endüstri meslek lisesi 3 . sınıfta okuyan bir oğlum var .
İyi bir çiftçi nasıl yetişir, iyi bir baba ve aile ile seninde örneklerinde bahsettiğin gibi bende öyle babalar tanıyorum ki çocukları başarsın başarılı olsun diye kendini maddi ve manevi yönden heba eden , öyle babalar tanıyorum ki çocuklarını kendi maddi çıkarlarına heba eden .

Ben şu an oğlumu okul okutuyorum kendi başarısına göre oda elinden geldiğince bana yardım ediyor, yaz tatili ve hafta sonu fazla yüklenmiyorum çünkü öğrenci sonuçta okuldaki başarısını etkilemesin
Ama benim kadar traktöre tarlaya meraklı değil , önemli de değil zaten önemli olan sorumluluk sahibi olabilmek sorumluluk sahibi olunca her şeyi öğrenir ve başarır sorumluluk seninde yukarıda bahsettiğin gibi çok önemli tabi sorumluluk sahibi başarılı bir çiftçi adayı çocuk hem okul hayatını hem babasından çiftçilik hayatını öğrenmeli ta ki üniversite bitirinceye kadar, üniversite bitirince işin başına geçebilir, bu süreçte baba çok zor zamanlardan geçse de çocuk okul hayatını bitirinceye kadar sabırlı olmalı .

Okul bitti şayet okuldaki başarısı çok yüksek ise tahsilini gördüğü işi yapsın çünkü tahsilini gördüğü iş daha iyi gelir getirirse onu yapsın

Yada iki iş birden yapabilir ben oğlum için öyle düşünüyorum hem bizim işleri yapar hem sanayi de fabrikada çalışabilir

Okul okumasa ilk okuldan sonra bizim işe başlasa olmaz çünkü bir çok konuda teknik bilgi yönünden yetersiz kalır .

Okul kumalı çocuk baba beni neden okutmadın demesin

Hatta veterinerlik hayvan bakımı besleme yada ziraat bitki toprak besleme konularını okusa daha güzel.

Ben orta okul mezunu bir çok konuda yetersiz kalıyor bilgim babam bana sorumluluğu öğreti en güzeli sabah erken kalkmayı vaktini iyi kullanmayı öğretti , hiç malını mülkünü kıskanmadı malım gibi kullanırım ama bir konuda anlaşamıyoruz hala birlikte ortak çalıştığımız halde benim babam çok karizmatik insan baskın karakterli her işi ona sorayım ister her konuda fikir yürütür sormayınca hala kızar bana niye sormadın gibi
Bende bir çok konuda başarısız buluyorum kendimi 20 yıldır inek sağıyorum hiç aralıksız 20 yıldır hayvan sayısı aynı çoğaltamadım halbuki çok güzel imkanlarımız var, ama babam koyun bakıyor aynı işletmede ben inek babam benim koyunlara bakmamı istedi hep bende babamın modern süt inekçiliği konusunda bana yardımcı olmasını istedim olmadı vesselam evleneli 20 yılı geçti geçinip gidiyoruz ama babam hala koyuncu ben inekçi
Okul okusaydım daha iyi olurdu diye düşünüyorum babamı da daha iyi anlardım babama da kendimi daha iyi ifade ederdim
 

Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

Abi bazen geri gitmemekte bi basaridir:) gemiler firtinada tam gaz basarlar ama yerinde sayarlar.. eger bosa atsa firtina alip gider.. yani yerinde saymakta bazen basaridir..
 
Ynt: Çiftçi Çocuğu Olmak, Çiftçilikle beraber Çocuk Yetiştirmek

ismail_17 link=topic=86478.msg1035595#msg1035595 date=1447695622' Alıntı:
Aslında ben bu konuya tam vakıf olacak yaştayım 70 yaşında işin başında hala çalışan iş arkadaşım ve ortağım babam endüstri meslek lisesi 3 . sınıfta okuyan bir oğlum var .
İyi bir çiftçi nasıl yetişir, iyi bir baba ve aile ile seninde örneklerinde bahsettiğin gibi bende öyle babalar tanıyorum ki çocukları başarsın başarılı olsun diye kendini maddi ve manevi yönden heba eden , öyle babalar tanıyorum ki çocuklarını kendi maddi çıkarlarına heba eden .

Ben şu an oğlumu okul okutuyorum kendi başarısına göre oda elinden geldiğince bana yardım ediyor, yaz tatili ve hafta sonu fazla yüklenmiyorum çünkü öğrenci sonuçta okuldaki başarısını etkilemesin
Ama benim kadar traktöre tarlaya meraklı değil , önemli de değil zaten önemli olan sorumluluk sahibi olabilmek sorumluluk sahibi olunca her şeyi öğrenir ve başarır sorumluluk seninde yukarıda bahsettiğin gibi çok önemli tabi sorumluluk sahibi başarılı bir çiftçi adayı çocuk hem okul hayatını hem babasından çiftçilik hayatını öğrenmeli ta ki üniversite bitirinceye kadar, üniversite bitirince işin başına geçebilir, bu süreçte baba çok zor zamanlardan geçse de çocuk okul hayatını bitirinceye kadar sabırlı olmalı .

Okul bitti şayet okuldaki başarısı çok yüksek ise tahsilini gördüğü işi yapsın çünkü tahsilini gördüğü iş daha iyi gelir getirirse onu yapsın

Yada iki iş birden yapabilir ben oğlum için öyle düşünüyorum hem bizim işleri yapar hem sanayi de fabrikada çalışabilir

Okul okumasa ilk okuldan sonra bizim işe başlasa olmaz çünkü bir çok konuda teknik bilgi yönünden yetersiz kalır .

Okul kumalı çocuk baba beni neden okutmadın demesin

Hatta veterinerlik hayvan bakımı besleme yada ziraat bitki toprak besleme konularını okusa daha güzel.

Ben orta okul mezunu bir çok konuda yetersiz kalıyor bilgim babam bana sorumluluğu öğreti en güzeli sabah erken kalkmayı vaktini iyi kullanmayı öğretti , hiç malını mülkünü kıskanmadı malım gibi kullanırım ama bir konuda anlaşamıyoruz hala birlikte ortak çalıştığımız halde benim babam çok karizmatik insan baskın karakterli her işi ona sorayım ister her konuda fikir yürütür sormayınca hala kızar bana niye sormadın gibi
Bende bir çok konuda başarısız buluyorum kendimi 20 yıldır inek sağıyorum hiç aralıksız 20 yıldır hayvan sayısı aynı çoğaltamadım halbuki çok güzel imkanlarımız var, ama babam koyun bakıyor aynı işletmede ben inek babam benim koyunlara bakmamı istedi hep bende babamın modern süt inekçiliği konusunda bana yardımcı olmasını istedim olmadı vesselam evleneli 20 yılı geçti geçinip gidiyoruz ama babam hala koyuncu ben inekçi
Okul okusaydım daha iyi olurdu diye düşünüyorum babamı da daha iyi anlardım babama da kendimi daha iyi ifade ederdim

Ismail Abi güzel özetlemişsin. Lakin bir nokta var.

'Sonuçta öğrenci, o yüzden fazla yüklenmiyorum' düşüncesi yanlış.

Çocuk gelişimi ve psikolojisi dersi aldık. İşin ehli olan hocaların ısrarla üzerinde durduğu, kafamıza vura vura öğrettiği tek şey vardı:

'Bir çocuğun beyninin sınırları yoktur. O sınırı siz belirlersiniz. Siz ne kadar yüklerseniz, o beyin o kadar gelişir, geliştiği potansiyelde de kalır'

Zorlanmayan limitler genişlemez.

Örneği kendimden vereyim:

- 5 yaşında oğlaklara gitmeye başladım.
- 7 yaşında her hafta sonu ve yaz tatili istisnasız her gün çiftlikteyim.
- 9 yaşıma geldiğimde, haftasonlarına ek olarak sabah 5 ' te kalkıp dedemin beygirinin kıçında keçileri sağmaya gider, 7:30 ' da doner, 08:30 ' da okula yetiştirildim.
- 12 yaşımda bir fiil pullukları takıp tarla sürmeye gidiyordum.
- aynı tempo 16 yaşıma kadar devam etti.
- 14 yaşımda 750 tane kısıra tek başıma bakıyordum.
- 15 yaşımda mükemmel bi çobandım. 21 gün insan görmeden merada, dağda kaldığım zamanlar oldu. Tek başıma.
- Lise sonda dersaneye gitmedim. Onun yerine 2 tane enstrüman çalmayı öğrendim o yıl. Üniversite sınavında ilçe birincisi oldum. Ilk tercihim olan Marmara üniversitesini kazandım. Üniversiteyi kazandığımı keçilerdeyken öğrendim.
- üniversitenin ilk yılı dışında (hemen hemen) ailemden yardım almadım. çalışıp okudum, gece 2 ' lere kadar türkü barlarda program yaptım. Okulu öyle okulumu bitirdim.
- okulu bitirir bitirmez (21 yaşımda) evlendim. Aynı yıl Kendi işini kurdum.
- 27 yaşıma geldiğimde, altımda tamamen kendi alım terim ile aldığım iyi bir araba, iyi bir kazancım vardı.
- 30 yaşımda babamın ciddi boyutlara çıkmış olan tüm borçlarını ödeyip çiftliğin elimizde kalmasını sağladım.

Babam hayatım boyunca yüklendi bana.

Insanın istedikten sonra her şeyi başarabileceğini,

Çalışmanın da aslında bir ibadet olduğunu,

Öğrenmeye her daim aç olunması gerektiğini öğretti.

Nur içinde yatsın.

***

Şimdi ondan öğrendiklerimi kendi kızıma öğretiyorum. 5 yaşında damı süpürüyor, tavukları besliyor, traktörü çalıştırıp ileri geri hareket ettirip durdurabiliyor.

Özetle çocuk, siz zorlamadıkça limitlerini zorlamaz. Zorla yada iyilikler olduğu farketmez. Ona kazandıracağınız her özellik, öyle yada böyle hayatı boyunca onunla olacak.
 

Benzer Konular