Konya Ovası'nda kuraklık alarmı


Ekran Görüntüsü - 2023-08-22 10-49-39.png


Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası, yer altı su kaynaklarında kuraklık ile karşı karşıya. Bölgedeki havza genelinde yeraltı suyu 50 metre azalırken, bazı bölgelerde ise 400 metreye kadar açılan kuyulardan su çıkmadığı raporlandı. Kayıt dışı kullanılan kuyuların takibi yapılamaması ve vahşi sulama sonrası yer altı su kaynaklarında 50 metreye kadar çekilme meydana geldi.


«Yer altı seviyesinin düşümü giderek artan bir seyir izliyor»


Dr. Fetullah Arık, «1960'lı yıllardan sonra yer altı su kaynaklarından yararlanma, özellikle ilk Çumra havzasında başlayan sulama daha sonra havzanın birçok yerinde yaygınlaşmıştır. Yani yer altı seviyesinin düşümü giderek artan bir seyir izliyor» dedi.


«1960 yılından günümüze 50 metreden fazla bir yer altı su seviyesinde düşüm gerçekleşti»


« Havza genelinde değerlendirme yaptığımız zaman da bu ortalama 2 buçuk metreden fazla bir düşüş. 1960'lı yıllarda yüzeyde bulunan su bugün havza genelinde 50 metre derinde ancak lokal olarak bazı noktalara baktığımız zaman yeraltı seviyesi çok daha derinlerde. Havza'nın özellikle kuzey bölgelerinde Yunak, Çeltik, Kulu ve Altınekin gibi bölgelerde bazı açılan kuyuların derinlikleri artık 400 metreleri bulmuş vaziyette. Bu da havza kenarından itibaren bütün havzanın suyunun artık çekilmeye başladığını net bir şekilde göstergesi. »


.


«Havza'nın birçok bölgesinde maalesef kaçak su kuyuları açılmaya devam ediyor»


Dr. Arık, «Havzada çok su tüketen bitkilerin üretimi giderek yaygınlaşıyor. Yer altı suyuna ise talep giderek arttırıyor. Havza içerisine baktığımız zaman yıllık ortalama 4 buçuk milyar metreküp bir su kullanımı var. Bir o kadarı da yeraltı suyundan karşılanıyor.


Ülkemizde en fazla yer altı suyundan yararlanan havza Konya Kapalı Havzası. Bu havza içerisine baktığımız zaman genel tüketimden yola çıktığımızda Devlet Su İşleri'nin kayıtlara aldığı kuyuların dışında çok ciddi bir su tüketimi olduğunu görebiliyoruz. Halen şu anda bile Havza'nın birçok bölgesinde maalesef kaçak kuyuları açılmaya devam ediyor« dedi.
 
Ulkem insani bunlari konuşmalı, kamu oyu olusturmali ve istemeli.
Özellikle Konya ovasına ve göller yöresine genelde ise iç Anadolu bölgesinin tamamına Karadeniz ve Dogu Anadolu bölgelerinin sularının tünel, kanal ve pompalar ile taşınması lazım.
Gerçek bir çılgın proje olur.
Ülkemizin fiziki,beşeri,ekonomik e sosyal özelliklerini göz önüne alarak yapılacak proje nin idaresi icin GAPidaresi gibi bir başkanlık oluşturulmalı.
Sadece tarım alanlarına değil doğal sulak alanlara ve yer altina da su rezervi yapilarak verilen zararlar telafi edilmeli.
 
Ulkem insani bunlari konuşmalı, kamu oyu olusturmali ve istemeli.
Özellikle Konya ovasına ve göller yöresine genelde ise iç Anadolu bölgesinin tamamına Karadeniz ve Dogu Anadolu bölgelerinin sularının tünel, kanal ve pompalar ile taşınması lazım.
Gerçek bir çılgın proje olur.
Ülkemizin fiziki,beşeri,ekonomik e sosyal özelliklerini göz önüne alarak yapılacak proje nin idaresi icin GAPidaresi gibi bir başkanlık oluşturulmalı.
Sadece tarım alanlarına değil doğal sulak alanlara ve yer altina da su rezervi yapilarak verilen zararlar telafi edilmeli.
Böyle bir proje sorunu bir yerden başka bir yere taşımak olur. Sorun tüketim ve nüfus.
 
  • Beğen
Tepkiler: cemilAltan
Türkiyenin kurtuluşu doğu karadenizdeki su kaynaklarıdır.Türkiyenin ırmakları doğudan batıya doğrudur.Türkiyeyi kurtaracak olan ırmak kızılirmaktır.Hirfanlı baraji oldukça önemlidir. Şimdi şayet doğu karadenizde yağmur hasadı yaparak yağan yağışları denize gitmeden yakalarsak(türkiye bu teknolojiye sahiptir) ve bu yagışlara bitkiye zarar vermeyecek kadar deniz suyuda eklenirse hirfanlı baraji ağzına kadar dolar.Doğu karadenizden 150 km yukari su basilacak 1200km ise su kendiliginden izmire kadar götürme imkanı var.Hirfanli baraji ana depo olacak ve buradan ic anadolu,ege,guney marmara,bati akdenize su götürebiliriz. Yol üstün binlerce doğal göletler yaparak kış ve ilkbaharda stok yapabiliriz.Yine boşalmıs yer altı su kaynaklarinı suyu çektigimizin tersine buralara su basabiliriz.Zaten bir yıl yağışlı geçerken 3 4 sene yağış az oluyor.Biz bitiktirdigimiz suları bu kıtlık döneminde kullanıriz.Suyu taşıma esnasında enerjide üretileceğinden enerji maliyetide olmayacaktır.Devlet için maliyet fazla olmayacaktır.Cunku elektrik üretilecek ve suyu ucuz fiyata ciftçiye satarsa finansman sağlanır. Tüketimi ve nüfusu yok edemeyeceğimize göre Türkiyenin bunda başka çareside gözükmüyor.Suyu mutlaka iç anadoluya egeye guney marmarya batı akdenize getirmek zorundayız.Çunku türkiyenin en büyuk ve verimli arazileri buradadır.
 
Böyle bir proje sorunu bir yerden başka bir yere taşımak olur. Sorun tüketim ve nüfus.
Hocam kabul ediyorum, bir havzanın suyunu alıp başka bir havzaya taşımak sadece fiziksel bir hareketi degil ayni zamanda ekosistemler arası büyük riskler içeriyor ancak sorunların bugünkü haline bir sekil duzelir umuduyla seyirci kalmak Anadolunun iç, batı,ege ve batı akdeniz de ki insan faaliyetlerini,hareketlerini agresif bir şekilde etkileyip o çevre ekosistemlerini de tamiri imkansız şekilde yok edecek.
Iki kötüden sürdürülebilir olanı tercih etmek,bunun icinde bilimsel projeler gelistirilmesi gerekiyor...
 
Hocam çevreci ve yaşanabilir dunya icin sizin dediginiz gibi ama (her ama sözcüğü kendinden önceki söylenen cümleyi geçersiz kılarmış)öyle bir dünya yok hocam...
Ya bu ülke üretimini artırıp toprağına,çiftçisine ve insanına sahip çıkacak yada üretimi bırakan insanlar önce şehirlere yığılıp sonra sınır dışına kapağı atmanın yollarına bakacak.(bakınız afrika ve güney asya ülke insanlarının nüfus hareketleri)...
 

Benzer Konular