Sonda Söyleyeceğimi Başta Söyleyeyim: Çiftçinin Yüzü Gülmeyecek, Daha Da Kötüye Gideceğiz
Tarım sektörü, tıpkı marketçilik gibi büyük bir tasfiye sürecine girdi. Nasıl ki bakkalları, yerel marketler, bölgesel süpermarket zincirlerini birer birer yutan tekelci zincirler bugün gıda sektörünü avuçlarının içine aldıysa; çok benzeri, hatta daha ağırı tarımda yaşanacak. Onbinlerce çiftçi tasfiye olacak, sektörden silinecek.
Neden mi?
Çünkü bu ülkenin köylüsü -kimse gocunmasın ama- ülkedeki en eğitimsiz, algısı en düşük, dış dünyayla bağı en zayıf, en cahil kesimi. Daha ekleyeceğim ama ağır olacak diye eklemiyorum.AKP hükümeti, tarımı plansızlıkla, ithalatla, yüksek girdi maliyetleriyle ve yandaşlara sağlanan ayrıcalıklarla çökertirken, çiftçiyi de kendi küçük menfaatleriyle oyaladı.
Kimse alınmasın ama memlekette en kolay yönlendirilen, en kolay kandırılan kitle çiftçiler oldu. Üzülerek söylüyorum: Ne yazık ki geniş kitle olarak baktığımızda, tanrı namus gibi belli başlı ilkeler haricinde ilkesi olmayan, günübirlik menfaatine göre şekil alan bir kesimden bahsediyoruz. Komşusunun tarlasına zarar veren, sulama yapacak diye herkesin geçtiği yolu gölete çeviren, küçük çıkarları için büyük ilkeleri hiçe sayan kimseleriz biz. Sözde “namus” kavramına kutsallık yüklerken, kendi çıkarı uğruna başkasının hakkını çiğnemenin aynen ırz namus gibi kutsal olduğunu idrak edemeyen kimseler.Tanrı’yı dilinden düşürmeyenler, çıkarları uğruna Tanrı’yı bile geri plana atabilen kimseler...
Ve böyle bir kesimin AKP gibi halkı kutuplaştırıp, küçük çıkarlarla oyalayan bir iktidarın elinde ezilmesi kaçınılmazdı. Bugün geldiğimiz nokta, yarının başlangıcı. Her gelen yıl bir öncekinden daha kötü oldu, olacak da.sşunan burada bulunanlardan çok az kişinin torunu hatta çocuğu bu sektörde tutunabilir.
Kurtuluş yok. Kimse kendini kandırmasın. Psikolojinizi hazırlayın. Ya oyunu kuranların kölesi olacağız ya da bu sektörü terk edeceğiz. Kendi mazotunu, gübresini, ilacını, tohumunu bile yönetemeyen bir ülkenin çiftçisi neyle rekabet edecek?
Ben bunları yazarken, her zamanki gibi bir toplumsal fayda amacı güdüyorum. Gerçekle yüzleşmeden çözüm olmaz.iki yıl önce burada 'bizim işletmemiz aile işletmesi olmasa acilen toprakların yarısını satar başka sektörlerde umut arardım' yazmıştım ama artık bunun gibi çözümlerin zamanı da geçti. Bu sistem değişmeden, bu zihniyet gitmeden, daha da beterini göreceğiz.
Size bir kardeş nasihati gibidir bu yazılanlar.acilen kahvehanelerde 'çiftçi olmasa millet aç kalır' diye birbirini avutan gerizekalılardan kulağınızı çekip bizim gibi entellektüel insanlara kulak verin.