Sorgun Tarım ve Orman İlçe Müdürü Yusuf Canbolat, anız yakmanın yanlış bir uygulama olduğunu, toprağın doğal yapısına ve verimliliğine zarar verdiğini söyledi. Çiftçilerin anız yakma alışkanlığından vazgeçmeleri gerektiğini ifade eden Canbolat, gazetecilere, hasat mevsiminin ardından tarlada kalan atıkların yakılarak yok edilmesinin hem hava kirliliğine yol açtığının hem de tarlada yaşayan canlılara zarar verdiğini belirtti. Çevre Kanunu'na göre anız yakanlar için ceza tutarının dekar başına 244 lira olduğunu aktaran Canbolat, 'Anız yangını cezalarının orman ve sulak alanlara bitişik yerlerle meskun mahallerde işlenmesi durumunda ise 5 katına kadar çıkmaktadır. Çiftçilerimizden anız yakmaktan kaçınmalarını istiyoruz.' dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile FAO tarafından başlatılan proje ile çiftliklerin ekonomik analizi yapılacak ve yatırımların daha verimli planlanması sağlanacak. Türkiye'de tarım sektörünün payı artarken, tarımda çalışanların yaklaşık %14,9'u çiftliklerde istihdam ediliyor. Proje kapsamında çiftlik tipolojisi veri toplama ve kapasite geliştirme programı uygulanacak. Bu sayede çiftliklerin güçlü ve zayıf yanları tespit edilerek verimsiz olanların yerine verimli işletmelerin gelmesi hedefleniyor.


Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, Türkiye'de tarım sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2022 yılı itibarıyla yüzde 6,5 oldu.


İstihdam edilen 31,5 milyon kişinin yaklaşık yüzde 14,9'una karşılık gelen 4,7 milyonu stratejik sektör olarak nitelendirilen tarımda çalışıyor.


Çiftlik sistemleri de bu sektörde önemli paya sahip bulunuyor. Bu işletmelerin verimliliğini artırmak için yeni bir tipoloji geliştirilmesi hedefleniyor.


Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü ile FAO'nun ortaklaşa yürüttüğü "Hayvancılık Faaliyeti Yapan Tarımsal İşletmelerin Tipolojisinin Geliştirilmesi Projesi" geçen ay başlatıldı.


Balıkesir'de pilot olarak başlatılan proje kapsamında, çiftlik tipolojisi veri toplama ve kapasite geliştirme programı uygulanacak. Böylece, projeyle hayvancılık faaliyetlerinde planlama ve programlama kapasitesinin geliştirilmesi amaçlanıyor.


Ülke şartlarına özel olarak "Sürdürülebilir Çiftlik Tipolojisi Eylem Planı" geliştirilerek başlatılan proje, hayvan çiftliklerinde yeni metotların uygulanmasına imkan verecek.


Verimsiz faaliyetlerin yerini verimlileri alacak.


Projeyle çiftliklerle ilgili göstergelerin kamu karar verici düzeyinde izlenebilmesine katkı sağlayacak bir araç oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede politikaların etkileri analiz edilebilecek ve politika tavsiyesi geliştirilebilecek.


Çiftlik faaliyetlerinin çok disiplinli ve boyutlu olarak analiz edilmesini sağlayacak projeyle bu işletmelerin analizi yapılarak, güçlü ve zayıf yanları tespit edilecek. Bunlar da yatırımların planlanarak yapılmasının, verimsiz olanların daha verimlileriyle değiştirilmesinin önünü açacak.


Tipoloji neden kullanılıyor?


Tipoloji, ayırt etme yöntemi olarak tercih ediliyor. Bu yöntem, sosyal, operasyonel, üretim ve yapısal nitelikler bakımından çiftlik düzeyinde sektörel analiz ve eğilimi modelleyerek, ekonomik ve teknik analiz için işletmelerin tespitinin yapılmasına imkan veriyor. Ayrıca, işletmelerin ve sektörlerin karşılaştırılması, eğilimleri, değişim ve dönüşümleri izlenerek, öncelikleri ortaya konuluyor. Çiftlik düzeyinde sektörel analiz ve sunumlar yapılmasına imkan veren tipoloji sayesinde, bilimsel araştırma analizlerinin temeli oluşturularak verimliliğin artırılması sağlanmaya çalışılıyor.

Elimizde 4-5 ton mevcut. Kilosunu 15 tl den satışa çıkarıyoruz. İlgilenenler için iletişim numarası: 05372290067

Merhaba, herkese hayırlı işler.

5110G model traktör aldık. Kitapçığında bu konu ile ilgili bir bölüm olduğunu gördüm. Belirtilen adımları uyguladım ancak aktifleştirmeyi başaramadım. Acaba bu özellik G serisinde yok mudur? John deere M serisinde bildiğim kadarıyla bu basit bir düğme ile yapılabiliyordu.
Bilen, kullanan varsa aydınlatabilir mi?

Beyşehir ilçesinde kiraz hasadı başladı. Beyşehir Tarım ve Orman Müdürü Hüseyin Özver, üreticilerle bir araya gelerek bilgi aldı. İlçede yetişen kirazların hasadı yayla şartlarında gerçekleştiriliyor. Ayrıca, Beyşehir'de düzenlenecek olan Göl Festivali'nde yerel esnaf stant açabilecek.


Beyşehir ilçesinde kiraz hasadı başladı.


Beyşehir Tarım ve Orman Müdürü Hüseyin Özver beraberindeki teknik personel ile ilçede bulunan bazı kiraz bahçelerini ziyaret ederek üreticilerle bir araya geldi.


Kiraz yetiştiricilerinden bilgiler alan Özver, şunları aktardı:


"İlçemizde üretici ziyaretlerimiz devam etmektedir. İlçemizde yayla şartlarında yetişen kirazların hasadına başlandı. İlçe Müdürlüğümüz ekiplerince meyve, sebze üretim alanlarındaki kontrollerimiz sürmektedir. Üreticilerimize bereketli bir sezon diliyoruz."


Beyşehir'de yerel esnaf festival alanında stant açabilecek




Göl Festivali'ne hazırlanan Beyşehir'de yerel esnaf, festival alanında stant açıp satış yapabilecek.


Beyşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Muhlis Bülbül, yaptığı yazılı açıklamada, Beyşehir esnafının yoğun talebi üzerine 28-30 Temmuz'da düzenlenecek 16. Beyşehir Göl Festivali kapsamında sadece Beyşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na kayıtlı olan yerel esnafın stant açabilmesini izin verildiğini belirtti.


Beyşehir esnafının söz konusu talebinin Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır tarafından olumlu karşılandığını belirten Bülbül, "Bu kapsamda; kıyafet, yöresel ürünler, bijuteri, züccaciye, hazır gıda, dondurma, mısır ve soğuk içeceklerin satışı yapılacaktır. Talep toplama bugün odamızca yapılacak olup son başvuru tarihi yarın saat 17.00'de son bulacaktır." ifadesini kullandı.

Uşak'ta Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tohum desteğiyle birlikte ayçiçeği ekim alanı son 3 yılda yüzde 240 artarak 34 bin 220 dekara ulaştı. Bu artışta bakanlık projelerinin etkisi büyük olurken, çiftçileri teşvik etmek amacıyla yüzde 50 hibe destekli tohum dağıtımı yapıldı. Uşak Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan, ayçiçeği üretiminin her geçen yıl yaygınlaştığını ve bu yıl 5 bin 140 ton civarında üretim beklendiğini belirtti.


Kent genelinde 2021 yılında 10 bin 20 dekar alanda ekimi yapılan ayçiçeğine çiftçinin ilgisi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilen projelerle artmaya başladı.


Özellikle yağlık ayçiçeğine yönelik yüzde 50 hibe destekli tohum dağıtımı üreticileri bu ürüne teşvik etti. Öyle ki Uşak genelinde ayçiçeği ekim alanı geçen yıl 25 bin 200 dekara kadar çıktı. Geniş tarım arazilerine sahip Uşak'ta devlet destekleri bu yıl da sürdü. Ayçiçeğindeki ekim alanı bu sezon 34 bin 220 dekara yükseldi.


Uşak Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan, AA muhabirine, kent genelinde ayçiçeği üretiminin her geçen yıl daha da yaygınlaştığını belirterek, "Son 3 yılda ilimizde ayçiçeği ekim alanlarında yaklaşık yüzde 240'lık bir artış sağlandı." dedi.


Geçen yıl toplam 3 bin 334 ton civarında ayçiçeği ürettiklerini anlatan Ağan, şunları kaydetti:




"Bahar yağışları 2023 yılında rekolteye olumlu yansıdı. Bu yüzden çok memnunuz. Sadece ayçiçeğinde değil diğer bütün üretim yapılan alanlarda bu yağış rejimindeki artış olumlu olarak yansıdı. 2023 yılında 5 bin 140 ton civarında ayçiçeği üretimimizin olacağını değerlendiriyoruz. Ayçiçeği tarımında geçen seneye göre yüzde 40'a yakın bir verim artışı bekliyoruz."


Ayçiçeği üretimin artmasındaki en önemli unsurun Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan projeler olduğunu aktaran Ağan, desteklerin Uşak çiftçisine pozitif yansıdığını dile getirdi.


Özellikle çiftçiye tohum desteği sağlandığını anımsatan Ağan, "2023 yılında 2 milyon lira bütçeli, yüzde 50 bakanlığımız, yüzde 50 de üretici katkısı olmak üzere 500 torba hibrit ayçiçeği tohumu dağıtımı gerçekleştirdik. Bu rakam Uşak'taki ekilen ayçiçeğinin yarısından fazlasına tekabül ediyor." diye konuştu.

"Tekirdağ`da İlaçlamalar Başladı" başlıklı konumuzda da belirttiğimiz üzere geçen hafta çekirge istilasına karşı ilaçlamalar başlamıştı.Tarım ve Orman Bakanlığının yolladığı ücretsiz ilaçlar ile başlayan ilaçlamalar sonuç verdi.


Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde yapılan ilaçlama ile ayçiçeği tarlalarında görülen çekirge sürüleriyle mücadele kısa sürede sonuç verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üreticilere ücretsiz ilaç gönderildi ve 3 bin dekar arazi ilaçlandı. İlaçlamanın erken yapılması ürün kaybını önledi. Çiftçiler, ilaçlama çalışmalarıyla rahat nefes aldı.


Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde yapılan ilaçlama ile ayçiçeği tarlalarında görülen çekirge sürüleriyle mücadeleden kısa sürede sonuç alındı.


Hanoğlu Mahallesi'ndeki ayçiçeği tarlalarında çekirge sürülerinin görülmesi üzerine inceleme başlatıldı.


Tarlalardaki çekirge yayılımının önüne geçmek için Tekirdağ Valiliği koordinesinde Tarım ve Orman Bakanlığınca üreticilere ücretsiz ilaç gönderildi.


İl Tarım ve Orman Müdürlüğü personeli gözetiminde çiftçiler çekirge sürüleriyle mücadele kapsamında 3 bin dekar araziyi ilaçladı.

"Ürün kaybının önüne geçildi"





Muratlı Ziraat Odası Başkanı Ender Borucu, AA muhabirine, ayçiçeği tarlalarında görülen çekirge sürüleriyle mücadele kapsamında ilaçlama çalışmalarının erken yapıldığını söyledi.


İlaçlamanın ayçiçeği tarlalarına zarar vermeden yapılmasının ürün kaybının önüne geçtiğini ifade eden Borucu, "Hızlı müdahale ile birkaç gün içerisinde çekirgelerin görüldüğü bölgeler ilaçlandı. Daha önce böyle bir durumla karşılaşmadık. İnşallah yeniden çekirgeler görülmez. Şu an için bir sorun kalmadı ama yine de çiftçilerimizin zaman zaman tarlalarını kontrol etmelerinde fayda var diye düşünüyoruz." dedi.


"Sayıları sürekli arttı"


Hanoğlu Muhtarı Turgay Güngör de ilaçlama çalışmalarının ardından üreticilerle tarlalardaki kontrollerini sürdürdüklerini dile getirdi.


Çekirgelerin sayılarının artmaya başladıktan sonra ayçiçeğine zarar verdiğini belirten Güngör, "Tarlalarda çekirgelerin bu kadar çok artmasını beklemiyorduk. Bir süre sonra kaybolurlar diye düşündük ama sayıları sürekli arttı. Ayçiçeğinin yapraklarını yemeye başladıklarında hemen yetkililerle görüştük ve gerekli incelemeler yapıldı. Ardından ilaçlama çalışmalarıyla daha büyük zararın önüne geçtik. Çiftçilerimiz ilaçlama çalışmalarıyla rahat nefes aldı." diye konuştu.


Çiftçi Mustafa Dündar ise erken ilaçlama yapılmasıyla üreticilerin endişelerinin önüne geçildiğini aktardı.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, Rusya’nın askıya aldığı ‘Tahıl Koridoru’ anlaşmasıyla ilgili ilginç bir noktaya dikkat çekerek, “Tahıl Koridoru’nun askıda olması iç piyasada üretim dönemi olduğu için üreticiler tarafından ilgi ile karşılanıyor. İç piyasada da fiyatların bir miktar yukarı doğru seyrettiğini görüyoruz” dedi.


Afyonkarahisar Valiliği tarafından 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla kentteki yerel ve ulusal medya mensuplarının katıldığı bir program düzenlendi. Programda konuşan TMO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, TMO tarafından alımı devam eden hububat ürünleri süreci ile ilgili bilgi verdi. Güldal, “TMO çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ürünlerin tamamını almaya devam edecek. Ama herkes aynı anda teslim etmek istediği lazım takdir edilmeli ki bu hiçbir kurum ya da kuruluşun bir anda yapabilme imkanı yoktur. Biz önümüzdeki gün ve haftalara randevu vererek tüm ürünü almak istiyoruz. Afyonkarahisar’da 9 alım noktamız var, bunu 11’e çıkardık. Günlük alım kapasitesini de bugünden itibaren 2 katına yükseltiyoruz. Günlük 2500-3000 ton aralığında alınan ürün miktarı bu hafta 5000 önümüzdeki hafta itibari ile de daha fazla üstüne çıkacak şekilde planlarımızı yapıyoruz. Bazı eksikliklerimiz vardı onları da milletvekillerimizin katkıları ile aştık. Günlük ürün alım miktarımızı da Afyonkarahisar’da bu şekilde arttırıyoruz” dedi.


"Bu sene rekolte çok yüksek"


Konuşmasında daha sonra Ukrayna ile Rusya arasında süren savaşta Türkiye’nin arabuluculuğu ile oluşturulan Tahıl Koridoru anlaşmasıyla ilgili sorulan sorulara yanıt veren Güldal şunları söyledi:




“Dış politikalar ve uluslararası ilişkiler daha üst makamlar tarafından değerlendirilir. Ama yönetici pozisyonuyla olaya baktığımızda, ‘Tahıl Koridoru’nun askıda olması iç piyasada üretim dönemi olduğu için üreticiler tarafından ilgi ile karşılanıyor. İç piyasada da fiyatların bir miktar yukarı doğru seyrettiğini görüyoruz. Bu sene rekolte çok yüksek, stoklarımız ve alacağımız ürünler 2022-2023 yılını rahatlıkla karşılayacaktır.”


Termal bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın yanı sıra TMO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Sezer Küçükkurt, milletvekilleri, protokol üyeleri ve davetliler katıldı.

Van, yüksek rakımlı yaylaları ve zengin florasıyla arıcılığın önemli merkezlerinden biri olarak desteklerle bal üretim üssü olma yolunda ilerliyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü desteğiyle yaklaşık 950 arıcı 165 bin kovanda bal üretimi yapıyor. Geçen yıl 2 bin 200 ton bal üretilen kentte, bu yıl 601 üreticiye 3 milyon 500 bin lira destek sağlanarak 3 bin ton bal rekoltesi bekleniyor. Van balının coğrafi işaret alması için çalışmalar yapılıyor.


Arıcılıkla ilgili eğitim faaliyetlerinin de yıl boyunca sürdüğü kentte, geçen yıl yaklaşık 2 bin 200 ton bal üretildi.


Arıcılığın daha da güçlenmesi için bu yıl 601 üreticiye 3 milyon 500 bin lira desteğin sağlandığı kentte, 3 bin ton bal rekoltesi bekleniyor.


"Bal üretiminde artış bekliyoruz"




İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Görentaş, AA muhabirine, arıcılığın Van'da önemli geçim kaynaklarından biri olduğunu söyledi.


Kentin arı yetiştiriciliği noktasında önemli yere sahip olduğunu belirten Görentaş, şunları kaydetti:


"Ülkenin bal üretiminin yaklaşık yüzde 2,5'i Van'da yapılıyor. 950 arı yetiştiricimiz var. Yılda 165 bin kovanda 2 bin 200 ton bal üretiliyor. Bakanlığımızca 601 yetiştiriciye 3,5 milyon lira destek ödemesi yapıldı. İlkbahar yağışlarının fazla olmasından dolayı bu yıl bal üretiminde artış bekliyoruz. Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleri kapsamında arıcılarımıza yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. Valiliğimiz bünyesinde de çeşitli destekler veriliyor. Arıcılara malzeme desteğinde bulunuyoruz."


"Coğrafi işaret almak için çalışacağız"


Görentaş, kentte zengin floraya sahip yaylalarda üretilen balın, yapılan analizler sonucu saflık göstergeleri arasında önemli bir yer tutan prolin değerleri bakımından zengin olduğu vurguladı.


Van balının kimliklendirilmesi amacıyla bir süre önce çalışma yaptıklarını anımsatan Görentaş, "Yaylalarda üretilen ballardan geçen yıl sonbaharda 50, bu yıl ilkbaharda 50 olmak üzere toplam 100 numune alındı. Laboratuvara gönderilen numuneler analiz edilerek, balın saflık göstergeleri arasında en önemli verilerden biri olan prolin değerleri ortaya çıkarıldı. Ölçümlerde balımızdan prolin değeri çok yüksek çıktı. Balımız dünyanın en iyi balları arasına girdi. Coğrafi işaret almak için çalışacağız." diye konuştu.


"Doğal koşullarda bal üretiyoruz"


Gevaş ilçesinde 10 yıl önce devletin verdiği destekle arıcılığa başlayan Aslıhan Damar de elde ettiği balı birçok kente gönderdiğini anlattı.




Arı yetiştiricilerinin devlet tarafından desteklenmesinin önemli olduğunu ifade eden Damar, "Arıcılığa 5 kovanla başladık. Devlet desteğiyle kovan sayısını 300'e çıkarttık. Tüm yetiştiricilerin desteklerden faydalanmasını tavsiye ediyorum. Doğal koşullarda bal üretiyoruz. İşimi daha da büyütmeyi hedefliyorum." dedi.


Eşiyle arıcılık yapan Hakan Berrak da katkısız ve şekersiz bal ürettiklerini dile getirerek, "Organik bal üretiyoruz. Katkı maddesi kullanmıyoruz. Geçen yıl 300 kilogram bal elde ettik. Kovan sayısını artırdık. Bu yıl en az bir ton bal elde etmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

Zile Belediyesi tarafından başlatılan proje kapsamında İstasyon Mahallesi'ndeki tarım arazisine ekilen karakılçık buğdayının hasadı yapıldı. Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın, sağlıklı gıdaya yerel tohumlarla ulaşılabileceğini belirtti ve ata tohumunun ilçede yetiştirilmesi için çalışmalara devam ettiklerini ifade etti. Zile Belediyesi olarak halkın ve ülkenin sağlıklı gıdaya erişimi noktasında misyonlarının olduğunu vurgulayan Sargın, projeyi sürdürebilmek için kendilerine özgü tohumlarla elde ettikleri ürünleri ihtiyaç duyan insanlara sunmalarının gerektiğini söyledi. İlçenin gelişmesi açısından turizm ve tarım odaklı çalışmaların devam edeceğini belirten Sargın, Zile Belediyesi olarak kırsalda hizmet etmeye, kırsaldaki vatandaşların yanında olmaya ve yerel tohumlarla tarımı desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.


Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın, sağlıklı gıdaya yerel tohumlarla ulaşılabileceğini ifade etti.

Emtia piyasası, yükseliş eğilimini geçen hafta da sürdürdü.


Pozitif seyrin geçen hafta devam ettiği emtia piyasasında yukarı yönlü bir seyir izlendi.


ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politikalarına ilişkin belirsizliklere karşın bu ayki para politikası toplantısının ardından faiz artırımına son vereceğine yönelik öngörülerin masada olmasının yanı sıra Ukrayna-Rusya savaşından kaynaklı jeopolitik riskler, hava sıcaklıklarının rekor seviyelere ulaşmasıyla artan endişelerden dolayı emtia piyasasındaki yükseliş eğilimi devam etti.


Çin'den gelen zayıf ekonomik veriler sonrası ülkede teşviklerin artırılacağı beklentisi de emtia piyasasını olumlu etkiledi.


Geçen hafta, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Tahıl anlaşması fiilen son buldu, durduruldu. Rusya, ilgili şartlar uygulanır uygulanmaz derhal tahıl anlaşmasına geri dönecek." dedi.


Ukrayna Tarım Politikası ve Gıda Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da Rusya'nın Karadeniz Tahıl Girişimi'ne dahil olan liman altyapı tesislerini bombaladığı aktarılmıştı.


Odessa ve Çornomorsk limanlarındaki tahıl terminalleri ve liman altyapısının saldırıya uğradığına işaret edilen açıklamada, "Gece yapılan saldırıda Çornomorsk limanının tahıl ihracat altyapısının önemli bir kısmı devre dışı kaldı. Çornomorsk limanı ayrıca 60 gün önce büyük tonajlı bir gemiye yüklenerek tahıl koridoru üzerinden sevk edilmesi gereken 60 bin ton tahılı da kaybetti." bilgisi paylaşılmıştı.


Tarım emtiasında ralli 2. haftaya taşındı


Rusya'nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesiyle artan arz endişeleri, tarım emtiasının fiyatlarında sert yükselişler görülmesine neden oldu.


Ralli haftasının yaşandığı tarım emtiasında, Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğday yüzde 5,4, mısır yüzde 4,5, soya fasulyesi yüzde 2,3 ve pirinç yüzde 2,7 değer kazandı.


Intercontinental Exchange'de (ICE) pamuk yüzde 5,2, şeker yüzde 1,4 ve kakao yüzde 1,9 ve kahve yüzde 0,7 artış kaydetti.


ABD'de haftalık pirinç ihracatının düşüş gösterdiğine yönelik veriler pirinç fiyatlarında değer kazançlarına neden olurken, pamuk talebinin artacağı beklentileri de pamuk fiyatlarını yukarı yönlü destekledi.


Petrol fiyatlarındaki yükseliş ve Brezilya realinin dolara karşı değer kazanması şeker piyasasını olumlu etkilerken, Brezilya'nın Minas Gerais eyaletindeki aşırı yağışın teslimatları geciktirebileceğine yönelik endişelerin artırması da kahve fiyatlarını artırdı.

Tarım ve Orman Bakanlığı, coğrafi işaretli ürünlerin korunması, daha fazla coğrafi işaret alınması ve gıda güvenilirliği için NMR cihazını kullanmaya başladı. NMR spektroskopisi ile yapılan analizlerle coğrafi işaretli ürünlerin karakterizasyonu ve kompozisyonu belirlenerek veri havuzu oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede toplumsal miras niteliğindeki geleneksel ürünler korunacak, üretimleri desteklenecek ve daha çok ürün tescillenebilecek. Ayrıca, gıda güvenilirliği için de bu yöntem kullanılacak.


Tarım ve Orman Bakanlığı, zeytinyağı, bal, fındık, tıbbi aromatik bitkiler başta olmak üzere Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerinin haritalandırılması, kütüphanelerin oluşturulması ve bu verilerle tescil belgelerinin alınması sürecinde dünyada kabul görmüş en yeni teknolojilerden olan NMR (Nükleer Manyetik Rezonans) cihazını laboratuvarlarında kullanmaya başladı. Bakanlık bünyesindeki Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğüne bağlı Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı Müdürlüğü ve Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğüne alınan NMR cihazları ile deneme ve cihaz kütüphanesini geliştirme çalışmalarına başlandı.


İlk analizler yapıldı


NMR spektroskopisi, karışımları ayırma ve saflaştırma adımları gerektirmeden moleküler düzeyde hızla analiz edebilen ve gıda bilimindeki uygulamalar için ideal hale getiren bir yöntem olarak biliniyor. NMR cihazının Tarım ve Orman Bakanlığının stratejik planları doğrultusunda etkin kullanılabilmesi ve üreticilere hizmet verebilmesi için geniş veri kütüphanesine ihtiyaç duyuluyor. Bu çerçevede bitki florası, yetiştirme alışkanlıkları, arı ırkları, coğrafi şartlar gibi kriterler göz önünde bulundurularak bal üretiminin yoğun olarak yapıldığı 6 farklı coğrafi bölgede çalışma yürütüldü. Bu bölgelerdeki 18 ilde rastgele örnekleme metodu ile belirlenen 100 farklı işletmeden yapısal karakterizasyon ve kompozisyonun belirlenmesi için bal numunesi alındı. Daha sonra numunelerin NMR cihazı ile analizler gerçekleştirildi.


Halihazırda yapılmış olan survey çalışması gibi karakterizasyon ve kompozisyonun belirlenmesi için ülke genelinde üretilen ballardan azami düzeyde numune toplanarak veri havuzu oluşturulması hedefleniyor. NMR ile yapılan çalışmalarla, toplumsal miras niteliğindeki geleneksel ürünleri korumak, bu ürünlerin üretimlerinin sürdürülmesini desteklemek için coğrafi köken analizi çalışmalarının artması sağlanacak ve daha çok ürün tescillenebilecek. Yine bu yöntem gıda güvenilirliği için de kullanılacak.





"Yeni teknolojileri kullanarak coğrafi işaretli ürün sayımızı artıracağız"


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kullanmaya başladıkları NMR cihazları ile Türkiye'nin milli değerleri olan coğrafi işaretli ürünlerin korunmasını ve sayısını artırmayı amaçladıklarını belirtti. Coğrafi işaretli ürün sayısının artmasıyla birlikte kırsal kalkınmaya destek olunacağını ve bu minvalde üreticilere getiri artışı sağlanacağını vurgulayan Yumaklı, ayrıca insan sağlığını etkileyen en önemli etkenlerden biri olan gıda güvenilirliği açısından da birçok konuya ışık tutulacağını dile getirdi. Bakan Yumaklı, yeni teknolojileri yakından izleyerek Türkiye'nin geleneksel zenginlikleri olan coğrafi işaretli ürünlerini daha fazla koruma altına alacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:


"Ülkemizin her köşesindeki değerlerimizin sayısını artıracağız. AB'den tescil alan 13 ürünümüz var. İnşallah bu sayıyı daha da yukarılara taşıyacağız ve ülkemizin değerlerini dünya sahnesine çıkaracağız. Ülkemizin bu zenginlikleri üzerinden haksız kazancın önüne geçilmesi ve fikri mülkiyet haklarının korunması da coğrafi işaretli ürün sayısının artmasından geçiyor. Ayrıca, resmi kalite işareti olan coğrafi işaretin, ürünün pazarlama gücüne güç kattığı da bir gerçek. Dolayısıyla coğrafi işaretli ürünlerimizi koruma, sayılarını artırma ve gıda güvenilirliğini sağlamada yeni teknolojilerden yararlanmaya devam edeceğim."

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, önceki gün 212 bin ton ürünle rekor alım yapıldığını belirterek, Türkiye genelinde hasadın başlamasından bugüne kadar 4 milyon 450 bin ton ürünün TMO depolarına girdiğini söyledi.


Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, ülke genelinde hasat sezonunun yarısının tamamlandığını dile getirdi.


Alım kampanyasının yoğun geçtiği günlerde Konya'yı ziyaret ederek yerinde incelemelerde bulunduğunu anlatan Güldal, "2023 yılı bereketli, mahsulün olduğu bir yılda TMO, tarihinin en yüksek alım dönemini yaşıyor. Türkiye genelinde günlük 200 bin tonun üzerinde ürünü TMO depolarına koyabiliyoruz. Konya için baktığımızda da günlük aşağı yukarı 50 bin ton civarında. Türkiye genelinin 4'te 1'ini Konya'dan alıyoruz. Konya'da 82 alım noktası var" diye konuştu.


Geçmiş yıllarda günlük en fazla 110-120 bin ton aralığında alım yapıldığını vurgulayan Güldal, "Önceki gün 212 bin ton ürünle rekor alım yapmış olduk. TMO, Türkiye genelinde hasadın başladığı günden bugüne kadar da 4 milyon 450 bin ton ürünü almış ve depolarına koymuş durumda. Ayrıca üreticinin 4 milyon 800 bin tonluk mahsulü satış için randevu sisteminde tanımlanmış durumda. 335 bin üretici, 4,8 milyon ton mahsulü vermek üzere randevu almış durumda" değerlendirmesini yaptı.


"10 milyon ton civarında bir ürünün TMO'ya gelebileceğini düşünüyoruz"


Güldal, randevu sistemini sürekli genişlettiklerini belirterek, şöyle konuştu:





"Depolarımızı ilave ettikçe, açık yığın sahalarımızı belirledikçe yeni randevular oluşturuyor ve kampanyamızı genişletiyoruz. Tabii bu ileri tarihlere, haftalara da sarkıyor ama hiçbir zaman depomuzun dolduğu veya alamama gibi bir problem söz konusu olmayacak. Üreticimiz ürünlerini teslim edebilecek. Bu noktada telaş etmelerine gerek yok. Tonaj sınırı koymamız söz konusu değil ama şu anda bize teslim edilenlerle randevu bekleyenler ve bundan sonra muhtemel hasat dönemi başlayan yerler var. Buralarda da gelecek randevuları ve talepleri dikkate aldığımızda 10 milyon ton civarında bir ürünün TMO'ya gelebileceğini düşünüyoruz. Şu anda zaten 10 milyon tonluk bir depolama kapasitesini belirlemiş, planlamış durumdayız. Bunu süratle 3 milyon ton daha üzerine çıkarma kabiliyetimiz var."


"TMO'nun üzerindeki alım baskısı bir miktar daha hafiflemiş olacak"


Son bir haftadır piyasalarda hububatta fiyatların yukarı yönlü olduğunu aktaran Güldal, "Artık ticaret erbabı, tüccar ve sanayici de borsalardan ve üreticiden yoğun bir şekilde ürün almaya başladı. Önümüzdeki günlerde bu süreç daha da artacak. TMO'nun üzerindeki alım baskısı bir miktar daha özel sektörün alımıyla hafiflemiş olacak diye değerlendiriyorum" ifadesini kullandı.


Güldal, Kurban Bayramı'nın ikinci gününden itibaren hafta sonu tatil yapmadan çalıştıklarını belirterek, "TMO personeli sahada çok ciddi bir performansla alım yapıyor. Günlük 14-15 saatlik bir çalışmayla performans gösteriyorlar. Üreticimizin ürünlerinin karşılık bulması, alıma girmesi için gayret gösteriyoruz" dedi.

Bilecik'te hububat hasadının devam ettiği bugünlerde TMO'ya ürün verecek çiftçiler için Bilecik Tarım ve Orman Müdürlüğünden önemli bir uyarı geldi.


Bilecik'te hububat hasadının devam ettiği bugünlerde TMO'ya ürün verecek çiftçiler için Bilecik Tarım ve Orman Müdürlüğünden önemli bir uyarı geldi. Bilecik'te hububat hasadının başlamasının ardından TMO tarafından 6 Temmuz tarihinde ofis açılarak ürün alımına başlandı.


TMO'dan randevu alarak ürünlerini teslim eden çiftçiler geçtiğimiz hafta itibariyle randevu almakta ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı. Hatta Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Orhan Uğur, yaptığı açıklamada, TMO'dan randevu alamayan üreticilerin ürünlerini tüccara daha düşük fiyatla satmak zorunda kaldıklarını ifade etti.Sistem üzerinden randevu alamayanların olduğu gibi aldıkları randevulara gelmeyen üreticilerin sistemde tıkanıklığa sebep olduğu öğrenildi.


Şöyle ki; biçerdöverler tarlalara girmeden veya girdikten hemen sonra tahmini bir gün belirleyip TMO’dan randevu alan çok fazla üretici var. Ancak alınan randevu tarihine ürün hasadı yetişmeyince randevuya gelmeyen çok fazla üretici oluyor. Gelinemeyecek randevular iptal de edilmeyince randevu sistemi üzerinde yoğunluk oluşuyor, gerçekte ofiste kimse olmuyor. Nitekim sabah saatlerinde TMO’ya ürünler gelirken öğleden sonra ise bazı günler hiç ürün getirilmiyor. Bahse konu zaman diliminde sistem üzerinde randevu almış birçok üretici görünüyor.


TMO'da yaşanan randevu sorunun tepkilere neden olmasının ardından açıklamalarda bulunan AK Parti Milletvekili Halil Eldemir de şikâyetleri takip ettiklerini belirterek çözüm için çaba sarfettiklerini belirtmişti. Gelinen süreçte, Bilecik Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından TMO ile ilgili önemli bir uyarı geldi. Müdürlük tarafından üreticilere atılan SMS'te hasat işlemlerine başlamayan üreticilerin randevu almamaları istendi. Mesajda şöyle denildi: "TMO randevu sisteminde yoğunluk yaşanmaması adına hububatta hasat işlemlerine başlamayan çiftçilerimizin TMO sisteminden randevu almamaları önemle rica olunur."

Selamun aleyküm sizce traktör için en iyi temizlik seti hangisi

Merhaba, 2022 model case jx 80c misir arasina sigiyor mu? Bazi kisilsr ince teker takiyor. Bu konuda bilgisi olan var mi? Birde bu traktör gaspardo 6 li misir mibzeri kaldirabilir mi?

Arkadaşlar 100 110 beygir için traktör önerisi lazım

100 dönümden ortalama verim ne olur arkadaşlar

Çiftçilerin destekleme ödemeleri devam ediyor. Tarım Ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı “96 milyon 144 bin TL tarımsal destekleme ödemesini bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz. Hayırlı ve bereketli olsun” dedi.



Bu kapsamda Kırsal Kalkınma Yatırımları Desteği 93 milyon 972 bin lira, Düve Alım Desteği olarak da 2 milyon 172 bin lira ödeme yapılacak.

Geçtiğimiz günlerde Tahıl Koridoru Anlaşmasından çekildiğini açıklayan Rusya tarafından yeni bir açıklama geldi.İlgili habere buradan ulaşabilirsiniz.


Tahıl koridorundan çıkan Rusya, yeni bir ihracat rotası üzerinde çalışıldığını açıkladı.


Daha önce tahıl koridorundan çıktığını açıklayan Rusya, Ukrayna limanına yanaşan gemilerin de askeri gemi olarak görüleceğini duyurmuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'nın kararının ardından açıklama yapmış, Rusya Devlet Başkanı Putin'le konuyu görüşeceğini söylemişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da konuyla alakalı temaslarda bulunmuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez turu ve Karadeniz ziyareti dönüşünde de tahıl koridoru hakkında konuştu. Erdoğan şunları söyledi:


"Savaş ortamında insanlığa hizmet eden bir uzlaşı sağlandı ve bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’ye dönüşte Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planlanan ziyareti de gerçekleşirse bu hususları tüm ayrıntısıyla görüşeceğiz. İnanıyorum ki süreç uzamadan, Karadeniz Tahıl Girişiminin devamını sağlayacağız."

Rusya Tarım Bakanlığı tarafından onaylanan kararname sonrası, Türkiye'den Rusya'ya yapılan domates ihracatı kotası 150 bin ton artırılarak yıllık 500 bin tona çıkarıldı. Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Başkanı Halil Pekdemir, bu kararın Türk seracılığı ihracatını olumlu etkileyeceğini belirtti. Pekdemir, Rusya'nın kota artışının sera sektörünün gelişmesine ve istihdam oranının artmasına katkı sağlayacağını ifade etti. İyi tarım uygulamasıyla üretilen Türk domatesinin kalite ve lezzetiyle talep gördüğünü vurgulayan Pekdemir, Rusya'nın kotayı artırmasıyla birlikte ihracat rakamlarının yıl sonunda zirveye ulaşacağına inandıklarını söyledi.


Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Başkanı Halil Pekdemir, Rusya'nın, Türkiye'den domates ithalatını artırma kararının, ihracatı olumlu etkileyeceğini söyledi.


Rusya Tarım Bakanlığı tarafından onaylanan kararname sonrası, Rusya'nın Türkiye'den ithal ettiği domatesin kotası, 150 bin ton artırılarak yıllık 500 bin tona çıkarıldı.


Türkiye'den Rusya'ya 2021 yılında 67 milyon 965 bin dolarlık domates ihracatı yapılmış, bu rakam 2022 yılında 33 milyon 629 bin dolar olarak kayıtlara geçmişti.


Bu yılın ilk yarısında Türkiye, Rusya'ya 29 milyon 563 bin dolarlık domates ihracatı gerçekleştirmişti.


Domates ihracatındaki kotanın Rusya tarafından 500 bin tona çıkarılması, hem üreticiler hem de ihracatçılar tarafından olumlu karşılandı.


"Ülkemiz için çok önemli bir gelişme"


Bu artışın hem üreticiler hem de ihracatçılar tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade eden Pekdemir, "Rusya bizim için önemli pazarlardan bir tanesi. Bizim, Rusya'ya 2023 yılının ilk 6 ayında 29 milyon 563 bin dolarlık bir ihracatımız vardı. Rusya'nın kota arttırması, Türk seracılığı ihracatının biraz daha artmasını sağlayacak. Bu kota artışı seracılar için ve ülkemiz için çok önemli bir gelişme. Bu yılın ocak-haziran döneminde yapılan domates ihracatımız 326 milyon 99 bin dolara ulaşmıştı. 2022 yılında yapılan tüm ihracat rakamlarına çok yaklaşmıştık, inanıyorum ki yıl sonuna kadar domates ihracat rakamlarında çok güzel miktarlara ulaşacağız." dedi.


Pekdemir, Rusya'nın kota miktarındaki artışın, sera sektörünün gelişmesine de katkısının bulunacağını belirterek, sektörün büyümeye devam etmesiyle istihdam oranının da artacağını vurguladı.


İyi tarım uygulaması modeliyle Türkiye'de üretimi yapılan domatesin, girdiği her pazarda talep gördüğünü anlatan Pekdemir, "İyi tarım uygulamalarıyla üretilip arılı sistemlerle doğal ortamlar sağlanarak üretilen bu domateslerin kalite ve lezzetine alışan tüketicilerin de bu ürünlere taleplerinde artış oluyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda salkım domateslere büyük ilgi var. Rusya'nın kotayı yeniden yükseltmesi ve Avrupa'daki yeni pazarlarımızla beraber ihracat rakamlarımızın yıl sonunda zirveye ulaşacağına inanıyoruz." diye konuştu.


Şanlıurfa'nın Karaali bölgesinde serada topraksız tarım üretimi yapan İbrahim Kılıç ise Rusya'nın kota arttırmasının, tüm üreticiler gibi kendisini de sevindirdiğini aktararak, "Karar sonrası bölgemizdeki sera üretimi yapan arkadaşlarla görüştük, Rusya'nın kota miktarını arttırması, hepimiz tarafından memnuniyetle karşılandı. Bizim burada ürettiğimiz ürünlerin satışıyla ülkemize daha fazla döviz girişi sağlayacağız inşallah. Hem ülkemiz için hem de üreticilerimiz için hayırlı olsun." ifadesini kullandı.

"Tekirdağ´da Çekirgeler Tarım Arazilerine Zarar Veriyor" başlıklı haberimizde belirttiğimiz üzere, Tarım ve Orman Bakanlığı ücretsiz ilaç yollamıştı.İlaçları eline ulaşan çiftçiler ay çiçeği tarlalarını ilaçlamaya başladılar.Konuya ilişkin AK Parti Tekirdağ Milletvekili Gökhan Diktaş tarlalarda incelemede bulunup açıklama yaptı.


Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde ayçiçeği tarlalarında çekirge sürülerinin artması üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı ücretsiz ilaç gönderdi. Çiftçiler, ilaç temini sonrası arazilerini ilaçlamaya başladı. AK Parti Tekirdağ Milletvekili Gökhan Diktaş, ilaçlama çalışmalarının yapıldığı alanlarda inceleme yaptı ve çiftçilerle görüştü. Diktaş, çekirgelerle mücadele için erken önlem alındığını ve tarlalarda herhangi bir zararın olmadığını belirtti.


Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde ayçiçeği tarlalarında çokça görülmeye başlayan çekirge sürülerine karşı ilaçlama başlatıldı.


Hava sıcaklığının artması ile kırsal alanlarda çekirge yoğunluğu yaşanıyor.


Bölgede yapılan inceleme sonrası Tarım ve Orman Bakanlığı üreticilere ücretsiz ilaç gönderdi. İlaç temini sonrası çiftçiler arazilerini ilaçlamaya başladı.


AK Parti Tekirdağ Milletvekili Gökhan Diktaş ilaçlama çalışmalarının yapıldığı alanlarda inceleme yaptı, İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, Hanoğlu Mahallesi Muhtarı Turgay Güngör ve çiftçilerle görüştü.


Diktaş, inceleme sonrası yaptığı açıklamada, çiftçilerin bildirmesi üzerine yetkililerin çekirgelerle mücadele için harekete geçtiğini söyledi.


İlaçlama çalışmalarının başladığını ifade eden Diktaş, "Arılara zarar vermemesi için akşam saati bekleniyor. Esasında erken önlem almış olduk. Tarlalarımızda, ayçiçeklerimizde herhangi bir maddi zarar gözükmemekte. Çok ufak, etraflarında ufak ufak başlamış iken müdahale edildi." dedi

AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin 24 Temmuz 2023 tarihinde hububat alımlarına başlayacağını duyurdu. Çalkın, çiftçilerin üretimine devletin destek olacağını belirtti.


Çalkın, Kars'ın her karış toprağının ekilmesi gerektiğine dikkat çeken Çalkın, üretimin çiftçilerden, desteklerinde devletten olacağını söyledi.


AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, "Kars'ımızın en büyük geçim kaynaklarından birisi çiftçiliktir. Gıdaya ulaşımın her geçen gün azaldığı Dünya'da çiftçilerimizin üretimi hayati önem taşımaktadır. Kars'ımızın her karış toprağı ekilmeli ve değerlendirilmelidir. Üretmek sizden desteklemek ise devletimizden, Toprak Mahsulleri Ofisi, Kars Şube Müdürlüğümüz ve Akyaka Tesisli Ekibinde 24 Temmuz 2023 tarihinden itibaren hububat alımlarına başlayacaktır. Randevular 21 Temmuz saat 19.00'da açılacaktır. TMO Hububat Alım Randevuları TMO randevu sistemi üzerinden yapılmaktadır" dedi.


Çalkın, "TMO hububat alımlarını ÇKS'de kayıtlı ürün ve üretim miktarı üzerinden yapacağından; üreticilerimiz randevu almadan önce Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinden ÇKS bilgilerini güncellemeleri gerekmektedir. Ürün bedeli ödemeleri ürünün TMO'ya teslim edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde banka hesaplarına aktarılacaktır. Yapılacak olan hasadın bol ve bereketli olmasını, çiftçimiz için, Kars'ımız için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye'de Nitrata Hassas Bölgeleri Belirledi.​

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye'de 25 nehir havzasında köy bazlı olarak nitrata hassas bölgeleri belirlediğini açıkladı. Tarımsal üretimde verimlilik ve karlılığın önemine vurgu yapan bakanlık, tarımda çevre ve iklim dostu uygulamaların yeni trend olduğunu belirtti. Proje kapsamında nitrat kullanımının azaltılması için çalışmalar yapılacak.


Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanı Yusuf Gürbüz, Türkiye'de 25 nehir havzasında köy bazlı olarak nitrata hassas bölgeleri belirlediklerini söyledi.


Gürbüz, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Tarım ve Orman Bakanlığınca yürütülen "Nitrat Eylem Planları İçin İzleme ve Raporlama Metodolojisi Oluşturarak Suların Tarımsal Kirliliğe Karşı Korunması Projesi" (NEPİZ) kapsamında Kırklareli'nde bir otelde gerçekleştirilen yerel farkındalık arttırma toplantısında yaptığı konuşmada, tüm canlıların yaşamı için iki temel kaynağın toprak ve su olduğunu vurguladı.



Tarımın insanlık için vazgeçilmez bir sektör olduğunu hatırlatan Gürbüz, ülke güvenliği gibi önemli bir konumda yer aldığını belirtti.


Tarımsal üretimde verimlilik ve karlılığın en önemli unsur olduğunu ifade eden Gürbüz, tarımın sürdürülebilir ve süreklilik içinde yapılması gerektiğini kaydetti.


Tarımsal üretimde gübrelerin aşırı ve bilinçsiz kullanımı sonucunda yağış ve sulama suyu etkisiyle yer üstü ve yer altı sular kirlendiğini dile getiren Gürbüz, "Tarımda yeni trend bu çevre ve iklim dostu uygulamalar. Bu çerçevede ülkemizin en önemli kuruluşlarından olan TÜBİTAK'ın Marmara Araştırma Merkezi ile birlikte yürüttüğümüz proje çerçevesinde Türkiye'de 25 nehir havzasında köy bazlı olarak nitrata hassas bölgeleri belirledik. Köy bazlı yine kirliliği önlemeye yönelik üreticiler ve aktörler tarafından uyulması gereken tedbirleri içeren nitrat eylem planı hazırladık. Bu proje ile ülkemizin tarım alanlarının yüzde 30'u, köy bazlı olarak da yüzde 10'u nitrata hassas bölge yerleşimler olarak belirlendi." dedi.


Gürbüz, eylem planı kapsamında hassas bölge ilan edilen yerlerde nitrat kullanımının azaltılmasına yönelik çalışmalar yürüteceklerini bildirdi.


Kırklareli Valisi Birol Ekici de Trakya'nın tarımsal üretimde Türkiye'nin önemli bölgelerinden biri olduğunu anımsattı.


Kentin yüzde 40'ının tarım, yüzde 40'ının ise orman olduğunu ifade eden Ekici, doğal varlıkların korunması için tarımdan endüstriyel atıklara kadar birçok alanda dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.


Toplantıda, İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy ile NEPİZ Projesi takım sorumlusu Henry Joergensen da konuşma yaptı.

AGRICITIES 2023 Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu Katılımcıları Kızılırmak Deltası'nı Gezdi.

Merkezi Konya’da bulunan Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (AGRICITIES) tarafından düzenlenen 2. Küresel Tarım Forumu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla geçtiğimiz gün başlamıştı.


Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Samsun Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirilen forumun açılışında konuşan Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Başkanı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği’nin kurulduğu 2019 yılından itibaren belediyeler arasında iş birliğinin artırılması, yurt dışı üyelerle ilişkiler kurulması için yoğun bir çaba sarf ettiğini belirterek şu anda 18 ülkeden 265 belediyenin üye olduğu bir birlik haline geldik. Gün geçtikçe de hızla büyüyoruz. Çünkü tarım şu anda dünyanın en önemli gündemi” ifadelerini kullandı.


100`den fazla belediye başkanının katıldığı forum bugunde Kızılırmak Deltası gezisiyle devam etti.


AGRICITIES 2023 Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu'na katılan belediye başkanları, tarım müdürlükleri ve bağlı kuruluş temsilcileri, Kızılırmak Deltası'na teknik gezi düzenlendi. Katılımcılara Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti hakkında bilgi verildi ve bölge incelendi. Kızılırmak Deltası, endemik bitki türlerine ev sahipliği yapmakta ve birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, 56 bin hektarlık bir alana sahiptir.


Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği (AGRICITIES) 2023 yılı Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu katılımcıları, Kızılırmak Deltası'nı gezdi.


Samsun'da, Konya Büyükşehir Belediyesi ile Samsun Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde organize edilen AGRICITIES 2023 Yönetim Kurulu Toplantısı ve 2. Küresel Tarım Forumu'na katılan aralarında yurt dışından da gelen belediye başkanları, tarım müdürlükleri ve bağlı kuruluş temsilcilerinin bulunduğu katılımcılara yönelik Kızılırmak Deltası'na teknik gezi düzenlendi.


Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti ile ilgili bilgi verilen katılımcılar, incelemede bulundu.


Endemik bitki türlerine sahip, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapıyor.


Kızılırmak'ın denize döküldüğü bölgeyi de içine alan 56 bin hektar alana sahip Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında bulunuyor.