nereye kadar dayanacagız..


Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Çağrı link=topic=69940.msg815956#msg815956 date=1387925483' Alıntı:
Açıkçası bana göre herkesin işini büyütmesine de gerek yok zaten.Bu her kesimde olduğu gibi Tarımda da dışarıdan pompalanan bir durum bence.Mesela avrupada araziler şu kadar,küçük çiftçi yok vs masalları anlatıldı anlatılıyor.Halbuki alakası olmadığını rahatlıkla istatistiklerden görebilirsiniz.10 hayvana bakan adam da lazım 100 hayvana da.Önemli olan kendi kendine yetecek kadar para kazanıyor mu.İlla herkes büyüyecek,büyük işletme olacak diye bir kural yok bana göre.Tabi ki çiftçilikte belirli bir arazi,ekipman vs gibi şeyler hazır olursa kazanç daha kolaylaşıyor.Benim demek istediğim mesele farklı yoksa bu görüşünüze katılıyorum.Tabi ki hazır gelen şeyler para kazanmayı kolaylaştırıyor,haliyle büyümek de daha kolay oluyor.Ama herkesin büyük olmasına gerek yok benim savunduğum nokta da bu.
Elbetteki herkes aynı olmamalı herkesin aynı olduğu hangi sektör olursa olsun o sektör çöker. Avrupada anlatılanların çoğu doğru küçük çiftçi yok, doğru tabirle söylersek geçim sıkıntısı çeken çiftçi yok sebebi ülke nüfusunun en fazla %10unun çiftçilikle uğraşabiliyor olması. bizde ise %30 du 10 sene evvel şimdi %26-27 dir. diğer görüşlerinize katılıyorum herkes aynı olmamalı ama bukadar uçurumda olmamalı.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Çağrı link=topic=69940.msg815971#msg815971 date=1387926667' Alıntı:
Küçük çiftçi geçim sıkıntısı çeken çiftçi değildir ben buna katılmıyorum.Ayrıca tamam Türkiyedeki tarım sektöründe çok büyük yanlışlar,sorunlar var.Ancak olaya yanlış yaklaşıyorsunuz.Şimdi millet aç çiftçilik öldü yandık bittik derseniz karşıdaki da kalkar der yapma o zaman hiç mi para kazanmıyosun diye.Haklı da olur.Oysa ki bence sıkıntı şu şekilde,emeğin karşılığı olarak gelir az.Bir de bu az gelirle az iş yapayım denilirse işi devam ettirmek çok zor.Bu açıdan küçük çaplı yapılan işler daha sıkıntılı.Ama büyük çaplı da olsa bu sefer risk faktörü giriyor devreye.

Neyse bu konu uzar gider çünkü birçoğu göreceli konuştuklarımızın.Haliyle kişiden kişiye değişecektir,herkesin fikirlerine saygım sonsuz.

Ülkemizde 100 dekar ve altında arazisi olan kaç kişi var burada parmak kaldırsın desem çıkan sayıyı tahmin edebiliyormusunuz? yüzbinlerin olduğu çok aşikar. örneğin 100 dekar sadece tahıl üretimi yapan bir çiftçi yıllık nekadar kazanır bir hesap yapalım. bunun hepsinin buğday olduğunu varsaysak 600kg buğday alsa mademki işini iyi yapmaktan bahsediyoruz, ekipmanı ve traktörü hali hazırda varsayıyoruz 70 kuruştan satsa 42.000 temiz para yapar bunun yüzde 35 i masraf 27.300 tl temiz para kalır. bu hesabı başka tahılla istersenizde çift mahsulle bile yapabilirsiniz. traktör ve ekipmanın bakım ve amortismanını katmadan hesaba devam edelim aylık 2.275 tl para kalır açlık sınırı ortada 4 kişilik bir ailenin çocuk eğitim öğretim giyim masrafıda ortada demekki neymiş işini iyi yapmakla hiçbirşeyin alakası yokmuş küçük çiftçi geçim sıkıntısı çekmez anlayışınız tamamıyle yanlış bence ortada göreceli bir kavram yok. bu ülkede tarımda tek yanlış devletin destekleyici değil öldürücü politika izliyor olmasıdır. avrupa birliği uyum yasaları gereğince çiftçi kesiminin nüfusun %10una çekilmesi ŞART! bununda tek yolu küçük yok olana kadar başını ezmeye devam edersin. olaya yanlış yaklaşmıyorum bizzat içinde yaşıyorum. bundan 20 sene önce banka faizleri yüksekti ama çiftçi 2 senede tüm borcunu ödeyebiliyordu hatta enflasyon çiftçiye yarıyordu şuansa borçtan belini doğrultamıyor temel sorun bu güzel kardeşim. çiftçilik bu ülkede sektör olarak batmış durumda mesele çiftçi kazanmıyor değil mehmet tok olabilir önceden 5 biriktiyorsa şuan 2 biriktiriyor olabilir ama ahmet aç güzel kardeşim daha nice ahmetler aç. sen şimdi küçük çiftçi geçim sıkıntısı çeken çiftçi değildir diyebiliyorsan kesinlikle hayatının bu forumdaki en hatalı yorumun olmuştur. mesele şu güzel kardeşim çiftçilik birileri için hala devam ediyo olabilir elbetteki birileri tarafından devam edicek bu sektörün kapanması mümkün değil ama birileri içinde bitiyor farkında olunması gereken bu.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

dustero link=topic=69940.msg815903#msg815903 date=1387922368' Alıntı:
işini iyi yapan diye tabir ettiğiniz insanlar varlıklı ve nüfuslu insanlar kısacası çiftçi kesimin yatırım yapabilecek kitlesi. yorumunuz bence hem yanlış hemde doğru olmuş. çiftçilikte artık orta tabaka kalmadı sorun bu aslında fakir kendini yatırım yapamadığı borçtanda kurtaramadığı için bir üst mertebeye taşıyamıyor. ama çifçinin zengin kısmı elinde sermayesi olduğu için işini bir üst düzeye çekebiliyor sınıf atlayabiliyor. zengin çiftçiyi çiftçiliğin tekeli gibi düşünebiliriz. biraz sermayesi olan işini 2 üssü n formülü gibi katlıyor buda biri işini iyi yapıyor diğeri kötü yapıyor gibi bir durum gözükmesine sebep oluyor halbuki öyle değil fakir belini doğrultmaktan vakit bulursa işinide doğrultur sıkıntı bu noktada.
Benim işini iyi yapan diye bahsettiğim insanlar yaptığı tarım ve hayvancılıkla alakalı özellikle sulu tarımla alakalı misal buğday için nekadar tohum atması gerektiğini bilen toprağını tanıyıp doğru hazırlayan ne zaman ne gübresi istediğini,nezaman su vermesi gerektiğini,ne zaman ilaçlaması gerektiğini bilen ve ona göre bakım yapan,hayvancılıkta en basiti rasyondan biraz anlayıp tasarruf sağlayan ve verimi daha çok arttıran,hastalıklar konusunda kendini yetiştiren ve birçok durumda veteriner gerektirmeden müdehale edebilen aynı şekilde yaptığı her işi titizlikle ve ustalıkla yapmaya çalışan kimselerden bahsediyorum öyle adam zenginmiş o çok kar eder diye bişey yok bence,basıyım suyu gübreyi mantığı aslında kar ettirmiyor girdi çıktı maliyetlerine bakmak gerekiyor,çok zengin çifçiler çok arazi işledikleri için belki biraz ticaretle uğraştıkları için hızlı büyüyorlar,koşmak yerine sağlam adımlarla ilerleyen çifçiler az yada çok kazanıyorlar misal mevcut 96 model traktörü çifçinin mevcut arazisini işlemeye yeterken hiç cepte olmayan parayla krediye başvurup faizle borca girilince koşmaya çalışmak oluyor bu şekilde çevremizde batan birçok çifçi var.

Bu ülkede zengin çiftçi olmak için atadan dededen arazin olması lazım..Yoksa öyle sonradan parlayan zengin gibi görünen insanların aynı oranda bankalara borçları vardır...
Bu düşüncenizede hiç katılmıyorum hocam benim analizim bölgemizde öyle değerlendiriyorum çok büyük zengin gibi görünen çifçiler,tarım işletmeleri özellikle krediyle döndürüyorlar değirmenlerini,birçoğu takla sistemiyle devam ediyor yoluna,hiç sıfırdan başlayıp çok ve akıllıca çalışarak ve kazandığını doğru yerlere yatıran birçok çifçi tanıdığım var aynı şekilde babadan zengin muanet hiç görmemiş miras olarakta büyük sayılacak miktarda tarım arazisi kalmış birçok tanıdığımda şuanda muanete muhtaç ve tarım arazilerini satıp çifçilik hayatını bitirdi.

Kazanmak büyümek konusuna gelince çifçinin işletmenin büyüme miktarına bakmak lazım misal 100 dekar tarım arazisi olan azimli bir çifçi bir yılda 20 dekardaha arazi almış olsa yada 20 başlık bir işletme birkaç yılın birikimiyle 1 yılda bu kapasteyi 30-35 başa çıkarsa ama öyle olmayan parayla değil cebindeki kazandığı parayla bu büyümeyi gerçekleştirse bu kazanma olmuyormu,büyük bir işletme 100 baştan 1500 başa kolay kolay geçemez.
Öyle babamızdan dedemizden çok zengin ailelerden gelmiyoruz bizim bölgeizde çok zengin çifçi yok şuan köyde durumu iyi olanların birçoğu çobanlıktan gelmiş köyümüzde durumu zayıf olup şehire göçenlerin birçoğuda babaden atadan zengin ama bizimm yaşlılarımızın dediği gibi 'Muanet görmemişler'
Tekrar örneklendireyim aşağı yukarı aynı tip beygire sahip aynı kalitede toprağa sahip iki komşu birisi ekimden hasat kadar tarlasının başında zamanında her şeyi yapıyor sezonda iyi çifçi alıyor 900 kgr buğday diğer çifçi alıyor 400 kg buğday bizim burada durum böyle bizlerinde öyle çok tarım arazimiz yok devletin verdiği hiç arazi yok hepsi çalışarak satın alınmış topraklar.
Yani bence sözün özü 'Zengin çifçi değil işini severek bilinçli yapan her çifçi kazanıyor'
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

hacimmet link=topic=69940.msg815988#msg815988 date=1387947541' Alıntı:
Benim işini iyi yapan diye bahsettiğim insanlar yaptığı tarım ve hayvancılıkla alakalı özellikle sulu tarımla alakalı misal buğday için nekadar tohum atması gerektiğini bilen toprağını tanıyıp doğru hazırlayan ne zaman ne gübresi istediğini,nezaman su vermesi gerektiğini,ne zaman ilaçlaması gerektiğini bilen ve ona göre bakım yapan,hayvancılıkta en basiti rasyondan biraz anlayıp tasarruf sağlayan ve verimi daha çok arttıran,hastalıklar konusunda kendini yetiştiren ve birçok durumda veteriner gerektirmeden müdehale edebilen aynı şekilde yaptığı her işi titizlikle ve ustalıkla yapmaya çalışan kimselerden bahsediyorum öyle adam zenginmiş o çok kar eder diye bişey yok bence,basıyım suyu gübreyi mantığı aslında kar ettirmiyor girdi çıktı maliyetlerine bakmak gerekiyor,çok zengin çifçiler çok arazi işledikleri için belki biraz ticaretle uğraştıkları için hızlı büyüyorlar,koşmak yerine sağlam adımlarla ilerleyen çifçiler az yada çok kazanıyorlar misal mevcut 96 model traktörü çifçinin mevcut arazisini işlemeye yeterken hiç cepte olmayan parayla krediye başvurup faizle borca girilince koşmaya çalışmak oluyor bu şekilde çevremizde batan birçok çifçi var.

Bu ülkede zengin çiftçi olmak için atadan dededen arazin olması lazım..Yoksa öyle sonradan parlayan zengin gibi görünen insanların aynı oranda bankalara borçları vardır...
Bu düşüncenizede hiç katılmıyorum hocam benim analizim bölgemizde öyle değerlendiriyorum çok büyük zengin gibi görünen çifçiler,tarım işletmeleri özellikle krediyle döndürüyorlar değirmenlerini,birçoğu takla sistemiyle devam ediyor yoluna,hiç sıfırdan başlayıp çok ve akıllıca çalışarak ve kazandığını doğru yerlere yatıran birçok çifçi tanıdığım var aynı şekilde babadan zengin muanet hiç görmemiş miras olarakta büyük sayılacak miktarda tarım arazisi kalmış birçok tanıdığımda şuanda muanete muhtaç ve tarım arazilerini satıp çifçilik hayatını bitirdi.

Kazanmak büyümek konusuna gelince çifçinin işletmenin büyüme miktarına bakmak lazım misal 100 dekar tarım arazisi olan azimli bir çifçi bir yılda 20 dekardaha arazi almış olsa yada 20 başlık bir işletme birkaç yılın birikimiyle 1 yılda bu kapasteyi 30-35 başa çıkarsa ama öyle olmayan parayla değil cebindeki kazandığı parayla bu büyümeyi gerçekleştirse bu kazanma olmuyormu,büyük bir işletme 100 baştan 1500 başa kolay kolay geçemez.
Öyle babamızdan dedemizden çok zengin ailelerden gelmiyoruz bizim bölgeizde çok zengin çifçi yok şuan köyde durumu iyi olanların birçoğu çobanlıktan gelmiş köyümüzde durumu zayıf olup şehire göçenlerin birçoğuda babaden atadan zengin ama bizimm yaşlılarımızın dediği gibi 'Muanet görmemişler'
Tekrar örneklendireyim aşağı yukarı aynı tip beygire sahip aynı kalitede toprağa sahip iki komşu birisi ekimden hasat kadar tarlasının başında zamanında her şeyi yapıyor sezonda iyi çifçi alıyor 900 kgr buğday diğer çifçi alıyor 400 kg buğday bizim burada durum böyle bizlerinde öyle çok tarım arazimiz yok devletin verdiği hiç arazi yok hepsi çalışarak satın alınmış topraklar.
Yani bence sözün özü 'Zengin çifçi değil işini severek bilinçli yapan her çifçi kazanıyor'

dediğiniz noktada zirai danışmanlar devreye giriyor zirai danışmansız bilinçsizce çiftçilik yapanın zaten yaşaması mümkün değil işini iyi yapan anca ayakta duruyor. dediğiniz şeyler güzel şeyler ancak 20milyonluk gibi geniş bir toplumda bunun işlemesi mümkün değil. bir insan nekadar tohum atmasını bilmiyorsa gübreyi ilacı hangi zamanda atmasını bilmiyorsa zirai yardımda almıyorsa o kişi zaten çiftçiliğe elverişli değildir muhasebe bölümü okumadan muhasebecilik yapmaya benzer. bir çiftçi işiyle ilgili araştırma yapmıyorsa zaten işini sevmiyor yapmak istemiyor demektir bu kişiyede zorla yaptırmanın anlamı yok. mesele şu ki işini iyi yapsanda arazin azsa borç yükü altındasın. siz istiyorsunuzki hem keraneden olsun hem namuslu olsun öyle bir dünya yok. ziraat mühendisliği bile kendi içinde iki elin parmağı kadar dala ayrılıyor bahçesi ayrı tarla bitkisi ayrı sulama bölümü ayrı yani bir kalp cerrahından estetik ameliyatta yapması beklenemez. bunun için zirai danışmanlar var kişi danışmıyorsa bu kişinin suçudur. son sözünüze istinaden işini iyi yapanın kazanmasından ziyade ' ' işini iyi yapmayan bilicinde olmayan hayatta kalamıyor ' ' diye söylerseniz bence daha doğru olur hem arazisi bol olup hemde satıp batan etrafınızdaki insanlarada tercüme olur.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

bu ülkenin yarısı çiftçi..kaybedenler, kazamayanlar, iflas edenler, başına iş gelenler, ayagı kayanlar , ürününü afet vuranlar,kurak olupda verim kaybı yaşayanlar,tarlasında su olmayanlar,kaza yapanlar, başlarına türlü işler gelenler çiftçi degil...demekki..kazanlar akıllı ve zeki kaybedenler kötü..mantık bu..demekki..
insanın başına her şey gelir bügün zenginlik taslayanlar böbürlenenler bir gün fakir kalkarlar..bu ülkede kötü olan tarım ve politikanın ne anlama geldiğini bilmeyen insanların çok olması..
eger ki çiftçi ağlıyorsa üretemiyorum diyorsa satamıyorum diyorsa küçük balık büyük balıgı yutuyorsa bura bir ateş var demek gerekir..laf uzatmasıa atmasıa akıl vermesi kolay akıl verme laf verme para ver derler adama..çalarak çırparak büyüyen okadar çok çiftçi var ki bunu herkes bilir..ortak tarım yapanlar bunu çok iyi bilir...gübresini çalan-ürünü çalan-hesab kabartan ben temizim diyen kaç kişi çıkar..
bu işler laf atmayla yetiştirmeyle olmuyor...
bu ülkede tarım sorunu var...inkar ediyorsanız zaten çiftçi degilsiniz
bu ülkede mazot pahalımı?
bu ülkede gübre pahalımı?
bu ülkede ilaç pahalımı?
bu ülkede ürünü hakıyla maliyetinin üstünde satan var mı?
yarın ne ekcegine şimdiden karar veren kaç çiftçi var?
yarının hesabını yapabilecek kaç kişi var?
bu ülkede üreten kaybediyorsa -tüketici kazıklanıyorsa ...
sen tarladan ürününü hasat etmeden elin oğlu elin ülkesinden senin ürününü ithal edip karşına dikiliyorsa...
sen hala ben kazanıyorum diyorsan....???????????
konuyu hep siyaset olarak gördünüz halbuki her proğramın bir politikası vardır...siyasetle politikayı bile ayıramıyorsanız zaten gerisi boş...
ülkeyi siyasi partiler çogunluk oyunu alarak yönetirler..hükümet olurlar her icaraatın bir bakanı olur o bankanlıgın bir politikası olur ve hükümeti bağlar..
bu ülkeyi şuan yöneten hükümetin tarım politiksı ve egitim politikası fayda dan çok zarar vermeye başladı..
burada zarar görenler muhalefet partisine kızmayacaklar herhalde hükümete ve tarım bakanına ve milli egitim bakına kızacaklar bu siyaset degil dir..
ben eger bu hükümet ülkeyi sattı-bunlar dinci bunlar ak bunlar kara diye yaygara yapıyorsam yapılıyorsa ki bu siyasettir...
ama benim şikayetim ve memnuniyetsizliğim tarımsa bu siyaset degil...
bizlerin bu konuyu çok iyi anlamsı gerkir..sonuçda çiftçiysek ki bu gemi içindeyiz ne olursanız olun..zengin olun büyük olun küçük olun..bu gemi batarsa hepimiz batacagız...bu gemi su alıyor tamiri hükümete ve bakana düşer bizlerin görevi ikaz etmek....bunu oy vermeyerek veya birlikte ses çıkararak yapabiliriz...
hükümette oy kaybederse veya birliğe kulak verirse o su alan deliği tamir eder...
ama bir çogunuzun maşallahı var bir şey yazdın mı muhalefet başına okadar taş düşşün..sataşma kin nefret ..ne bu ...burada hep traktör mü çekiştirelim..kimse derleşemesin mi derdini anlatmasın mı şikayetini memnuniyetsizliğini yazmasın mı..
arkadaşlar şuan tarım da biz üreticiler çok sıkıntıdayız ..
bir maliyetler yükseliyor sıkıntı-
bir fiyatlar düşüyor satamıyorsun sıkıntı..
bir ithalat çıkıyor karşına sıkıntı..
kurak bakın içanadolu sıkıntı..
çiftçiliğin düşmanı çok..sıkıntısı çok...
BİRLİK OLMAK ZORUNDAYIZ onu bunu kayıracak durumda degiliz...
yaşımız geçiyor ha bu yıl boç bitcek ha öbür yıl diye..
bügün 30-40 yaşındakiler 5-10 yıl sonra hayatından bezecek zevk almayacak ömür borçla sıkıntıyla geçiyor ...
millet şehirlisi köylüsü emelisi çalışanı yatanı kaçanı hep kredi ile yaşıyor...
birde yanlışlık var...elden gelen ögün le karın doymaz....

yinede herkes kendi bilir uzun bir yazı...yine karşı çıkan olur ama konu ortada...
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

bizim köyde atadan zengin olan biçer olanda vardı 3traktör olan vardı hepsi iflas etti köyde biz varız oda sehirde ev yapanken iflas etmişler 80lerde köye dönmüşler o zamanda hem sehirde iş hemde köyde iş yapıyorlarmış birde almancı dediğimiz adam var bizde 3 traktör var yetmiyor verimler iyi olsa 80 verip 100 motor alcaz Almancıda 4 traktör var tarla olarak her sene 100 dönüm almaya çalısıyoz bu 44 dönüm tarla aldık sehirdende ev aldık 28 dönüm tarlayada pazarlık yapıyoz inş anş olurda tarla büyür köylü o kadar parayı kim yicek diyor ama bizim köyde bizden çok zengin insanlar bitti patron 3000 dönüm tarla yapmadan çalışmaya devam ediyor :( bizde işçi yok 2 kişiyiz çok sıkıştıkmı patron hadi traktör seni bekliyoz diyoz gele adam tutmuyoz motorlarda arıza yok gibi birsey ustaya ve parçaya para vermiyoz tatil nerde yapılıyor bilmiyoz :D son 10 sene allah süküler olsun kazanç devam ediyor ama 2000lerdeki gibi hiç değil cçr-*-s
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

dustero link=topic=69940.msg816000#msg816000 date=1387960462' Alıntı:
dediğiniz noktada zirai danışmanlar devreye giriyor zirai danışmansız bilinçsizce çiftçilik yapanın zaten yaşaması mümkün değil işini iyi yapan anca ayakta duruyor. dediğiniz şeyler güzel şeyler ancak 20milyonluk gibi geniş bir toplumda bunun işlemesi mümkün değil. bir insan nekadar tohum atmasını bilmiyorsa gübreyi ilacı hangi zamanda atmasını bilmiyorsa zirai yardımda almıyorsa o kişi zaten çiftçiliğe elverişli değildir muhasebe bölümü okumadan muhasebecilik yapmaya benzer. bir çiftçi işiyle ilgili araştırma yapmıyorsa zaten işini sevmiyor yapmak istemiyor demektir bu kişiyede zorla yaptırmanın anlamı yok. mesele şu ki işini iyi yapsanda arazin azsa borç yükü altındasın. siz istiyorsunuzki hem keraneden olsun hem namuslu olsun öyle bir dünya yok. ziraat mühendisliği bile kendi içinde iki elin parmağı kadar dala ayrılıyor bahçesi ayrı tarla bitkisi ayrı sulama bölümü ayrı yani bir kalp cerrahından estetik ameliyatta yapması beklenemez. bunun için zirai danışmanlar var kişi danışmıyorsa bu kişinin suçudur. son sözünüze istinaden işini iyi yapanın kazanmasından ziyade ' ' işini iyi yapmayan bilicinde olmayan hayatta kalamıyor ' ' diye söylerseniz bence daha doğru olur hem arazisi bol olup hemde satıp batan etrafınızdaki insanlarada tercüme olur.
Hocam öncelikle fikirlerinize saygılıyım burada işi siyasete dökmeden seviyeli tartışıyoruz,ben demiyorumki çifçinin sorunu yoktur 'Trakkulup bereket tv ye konukj oluyor bölümünü okursanız orada önemli sorunlarımızı dile getirdik mazot pahalı gübre pahalı yem pahalı destekler zamansız veriliyor bu aylarda verilse gübreyi şimdiden hesaplı alabiliriz ama benim bahsettiğim nokta farklı tabiki zengin olup hesabını bilen işinide profesyonel yapan büyük çifçiler çok kazanıyor ama biz orada işini iyi profesyonel yapan diye ayırıyoruz hepimizin başına doğal afet kuraklık ölüm kalım gelebilir biz bunlardan bahsetmiyoruz bizim burada anlatmak istediğimiz hangi ölçekte ,çapta olursa olsun işini severek bilinçli yapanların kazandığı ama ülkemizdede tarım sökterinde büyük sıkıntılar olduğu yanlış politikalar olduğu bunlarda bizlerin menfaatince düzelirse şayet çokdaha profesyonel büyük çifçiler olabileceğimizden bahsediyoruz.
Danışmanlık konusuna gelince artık birçok tohum firmalarının mühendisleri var ücretsiz danışmanlık hizmetini doğrudan tarlayı ürünü kontrol ederek veriyorlar,size başımdan geçen bir olayı anlatayım bu yıl sezonda mısırlarımızı ektik diz boyunca oldu tohumunu ektiğim piooner firmasının mühendisiyle sürekli iletişim halindeyim tabiki bir gün mühendis arkadaş tarlalarımızı kontrol için gelmiş aradı beni görüştük ozamanda bölgedeki mısırların çoğnda tirips zararlısı yoğunlaşmaya başlamış mühendis arkadaş yol boyunda gördüğü farklı tohumlarda dahil büyük küçük bütün tarlaları incelemiş ulaşabildiklerine tarlada gördüklerine bu zararlıyı gösterip hemen ilaç mücadelesi yapılması gerektiğini anlatmış 5 dekar mısır ekmiş tarla sahibinin biride mühendise ben yıllardır böyle yapıyorum hiç bişey olmaz demiş ben ilaç felan atmam demiş arkadaşta üzülmüş anlattı baha tabi köyümüzde sürekli görüyorum msısrları hasat sezonu geldi bahsettiğim kşi erken hasat etmek zorunda kaldı mısırıda tirips zararlısı yüzünden çok kuruma yaptı verim olarakta az verim aldı,sialj kaliteside düşük.
Bu platforumda gayet seviyeli sorunlarımızı düşüncelerimizi paylaşıyoruz ne güzel ben kesinlikle düşüncelerimde şartlanmış biri değilim tabiki öngörülerin fikirlerim yanlış,yetersiz olabilir karşılıklı fikir alışverişi yaptıysak ne ala.

köylü link=topic=69940.msg816007#msg816007 date=1387963681' Alıntı:
bu ülkenin yarısı çiftçi..kaybedenler, kazamayanlar, iflas edenler, başına iş gelenler, ayagı kayanlar , ürününü afet vuranlar,kurak olupda verim kaybı yaşayanlar,tarlasında su olmayanlar,kaza yapanlar, başlarına türlü işler gelenler çiftçi degil...demekki..kazanlar akıllı ve zeki kaybedenler kötü..mantık bu..demekki..
insanın başına her şey gelir bügün zenginlik taslayanlar böbürlenenler bir gün fakir kalkarlar..bu ülkede kötü olan tarım ve politikanın ne anlama geldiğini bilmeyen insanların çok olması..
eger ki çiftçi ağlıyorsa üretemiyorum diyorsa satamıyorum diyorsa küçük balık büyük balıgı yutuyorsa bura bir ateş var demek gerekir..laf uzatmasıa atmasıa akıl vermesi kolay akıl verme laf verme para ver derler adama..çalarak çırparak büyüyen okadar çok çiftçi var ki bunu herkes bilir..ortak tarım yapanlar bunu çok iyi bilir...gübresini çalan-ürünü çalan-hesab kabartan ben temizim diyen kaç kişi çıkar..
bu işler laf atmayla yetiştirmeyle olmuyor...
bu ülkede tarım sorunu var...inkar ediyorsanız zaten çiftçi degilsiniz
bu ülkede mazot pahalımı?
bu ülkede gübre pahalımı?
bu ülkede ilaç pahalımı?
bu ülkede ürünü hakıyla maliyetinin üstünde satan var mı?
yarın ne ekcegine şimdiden karar veren kaç çiftçi var?
yarının hesabını yapabilecek kaç kişi var?
bu ülkede üreten kaybediyorsa -tüketici kazıklanıyorsa ...
sen tarladan ürününü hasat etmeden elin oğlu elin ülkesinden senin ürününü ithal edip karşına dikiliyorsa...
sen hala ben kazanıyorum diyorsan....???????????
konuyu hep siyaset olarak gördünüz halbuki her proğramın bir politikası vardır...siyasetle politikayı bile ayıramıyorsanız zaten gerisi boş...
ülkeyi siyasi partiler çogunluk oyunu alarak yönetirler..hükümet olurlar her icaraatın bir bakanı olur o bankanlıgın bir politikası olur ve hükümeti bağlar..
bu ülkeyi şuan yöneten hükümetin tarım politiksı ve egitim politikası fayda dan çok zarar vermeye başladı..
burada zarar görenler muhalefet partisine kızmayacaklar herhalde hükümete ve tarım bakanına ve milli egitim bakına kızacaklar bu siyaset degil dir..
ben eger bu hükümet ülkeyi sattı-bunlar dinci bunlar ak bunlar kara diye yaygara yapıyorsam yapılıyorsa ki bu siyasettir...
ama benim şikayetim ve memnuniyetsizliğim tarımsa bu siyaset degil...
bizlerin bu konuyu çok iyi anlamsı gerkir..sonuçda çiftçiysek ki bu gemi içindeyiz ne olursanız olun..zengin olun büyük olun küçük olun..bu gemi batarsa hepimiz batacagız...bu gemi su alıyor tamiri hükümete ve bakana düşer bizlerin görevi ikaz etmek....bunu oy vermeyerek veya birlikte ses çıkararak yapabiliriz...
hükümette oy kaybederse veya birliğe kulak verirse o su alan deliği tamir eder...
ama bir çogunuzun maşallahı var bir şey yazdın mı muhalefet başına okadar taş düşşün..sataşma kin nefret ..ne bu ...burada hep traktör mü çekiştirelim..kimse derleşemesin mi derdini anlatmasın mı şikayetini memnuniyetsizliğini yazmasın mı..
arkadaşlar şuan tarım da biz üreticiler çok sıkıntıdayız ..
bir maliyetler yükseliyor sıkıntı-
bir fiyatlar düşüyor satamıyorsun sıkıntı..
bir ithalat çıkıyor karşına sıkıntı..
kurak bakın içanadolu sıkıntı..
çiftçiliğin düşmanı çok..sıkıntısı çok...
BİRLİK OLMAK ZORUNDAYIZ onu bunu kayıracak durumda degiliz...
yaşımız geçiyor ha bu yıl boç bitcek ha öbür yıl diye..
bügün 30-40 yaşındakiler 5-10 yıl sonra hayatından bezecek zevk almayacak ömür borçla sıkıntıyla geçiyor ...
millet şehirlisi köylüsü emelisi çalışanı yatanı kaçanı hep kredi ile yaşıyor...
birde yanlışlık var...elden gelen ögün le karın doymaz....

yinede herkes kendi bilir uzun bir yazı...yine karşı çıkan olur ama konu ortada...

bu ülkenin yarısı çiftçi..kaybedenler, kazamayanlar, iflas edenler, başına iş gelenler, ayagı kayanlar , ürününü afet vuranlar,kurak olupda verim kaybı yaşayanlar,tarlasında su olmayanlar,kaza yapanlar, başlarına türlü işler gelenler çiftçi degil...demekki..kazanlar akıllı ve zeki kaybedenler kötü..mantık bu..demekki..


Sayın köylü abim konuyu nereden alıp nereye götürüyorsun kimse demiyor kazananlar iyi akıllı kaybedenler kötü bahsettiğin sorunları bereket tvye konuk oluyor bölümünde bizde detaylıca yazıyoruz orayı okursanız,sorunlarımız çok ama işini severek planlayarak bilinçli yapan çifçilerimiz kazanıyor noktayı koymadan söyleyelim ülkemizdede tarım ve hayvancılık politikasında büyük sıkıntılar var çok mağdur bırakıldığımız yerler var.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Sevgili Hacimmet abim düşünceleriniz, sorunlarımız bırakın bereket tv yi yıllarca ziraat odalarına, üst kurumlara ve hatta meclise defelarca taşındı. siyasetten uzak kalmaya çalışalım diyorsunuz ama iş artık siyasi boyuta uzanmış durumda. nedeni biz çiftçilerin sesinin onlara ulaşmıyor olması değil onların kulak arkası ediyor olması. bu ülkede tarım arz etmek dış siyaset gereği bitik durumda. bir insanın kafası işi ne olursa olsun borçluyken çalışmaz ' ' düşünebilen ' ' ' ' üretebilen ' ' bir toplum değil ' ' güdülen ' ' bir toplum haline geldik. neyi niçin ürettiğimizi bile bilmiyoruz tek derdimiz karın doyurmak haksızmıyım? yeni üretken şeylere yönelemiyoruz derdimiz başka ' ' bilinçli üretici ' ' haline gelemiyoruz bunun temel nedeni sırtımızdaki borç yüküdür devlet üreticiye yeterli desteği hem mali hem fiziki vermiyor. ben muhalefetlerin tarım politikasınıda beğenmiyorum be adam bu ülke yakıtın ve motorlu taşıtlar kdv ödv sinin geliriyle ayakta duruyor mazotu verdin 2 liraya peki devlet hazinesinden çıkardığın 2.5 tl lik geliri nerden sağlayacaksın? elde avuçtada üretim yapan satılcak biyerin kalmadı topraktan başka 4 sene sonra ekonomik krizle karşımıza çıkacaksın. üretici adam gibi ekmeğinin parasını alsın yeter fazlasında gözümüz yok. doğudaki kaçak mazotu engelle kaçak elektriği engelle üreticen çıktıktan sonra aracının haksız kazanç elde etmesini engelle zirai ilaç sektöründede engelle eczacılık sektöründede engelle bu ülkenin ürettiği kendine yeterde artar bile. israil gibi çöl bir ülkeden hollanda gibi dolma toprakla kurulmuş bir ülkeden tohum alıyoruz dış politika yüzünden acınası bir haldeyiz. adam genetiğiyle oynadığı tohumu kakalıyor toprak 20 yıl sonra atılan ilaçlar sebebiyle başka tohuma cevap veremiycek seni bağımlı hale getirecek. koy götüne ikisininde kur devlet tohum yetiştirme çiftlikleri mezopotamya tohumlarını geliştir sertifikanı sen koy sen sat hem halkın sağlıklı yesin hemde üreticin kazansın. ama çiftlikleri yandaşlara vermek varken nediye ekmekçinle uğraşasınki sende haklısın. sorunumuz tamamen politik başka hiçbir şey değil.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

türkiyede ekenomi alakalı bişey oluyor hemen bize yansıyor gübreye yeni zam geldi benzine geldi yakında mazota gelcek sulama sistemleri ham maddesi plastige yakın zamanda zam var bu milletin en alt tabakası yani çifciler yapılan hataların faturasını biz cekiyoruz hükümetin gelir giderde cok büyük dengesizlik var yolsuzluk rüşvet kavga ediyolar cıkan acıgın yüzde 70 çifçiye yansıtıyorlar bunu takip edin sistem böyledir bunu bereket tvde yansıtın
 

Ynt: nereye kadar dayanacagız..

çalıştıgım işyerim de iki gündür egitim alıyoruz bagımsız kuruluşlar veriyor..işgüvenliği ve sağlıgı konusunda doktorlar ve yetkili kişilerce bu kişiler birkaç gün önce veterinerler ve ilaç ithal eden firmalara egitim ve yasalar hakında egitim veriyorlar ve oradaki arkadaşların kişilerin anlattıklarını duysanız ben duydum bir çok kişide duydu duyacakta veterinelr ilaçlarını,besi yemlerini,vs vs içersindeki katkıların ve kimyasalların ve bunlara nasıl izin veriliyor ve ülkeye sokuluyorsa bu tavuklar bu sütler yogurtlar etler nasıl halka ulaşıp yediriliyor...insaf denecek kadar boyutlu anlatılıyor..
konu hala siyaset olarak algılanıyor...elbet kazanan olacak herkes kanazır ama her yıl kazanılan bir önceki yılı aratıyor..2013 yılında ülkede kurak bir mevsim yaşandı..yagışlar bölgesel oldu.poyraz birçok ürüne zarar verdi...resmen afet yaşandı..gündüz yandık gece üşüdük..işte herkese normal gelen bu hava binlerce üreticiyi vurdu...devlet zararı karşıladı mı? sigorda karşıladı mı? hayır..sineye çekti üretici..borçlar ödenmedi...krediye talep arttı...bu haldeyken bakanlık ne yaptı ithalatı batmış üreticinin karşına rakip etti...
aspir ekenler ne kazandı-yağlıkçekirdek ekenler ne kazandı-nohut ekenler ne kazandı- pirinç ekenler-ne kazandı..hepiniz arpayı buğdayı kaça verdiniz %90 nınız yemlige verdiniz un kaç para ekmek kaç para simit kaç para ..kim kazandı..bu arada mazot gübre kaç para oldu..
hükümetin ne çalışması oldu..bakanlık ne çare buldu..ziraat odası ne yaptı..kim kaybetti bizler...kim kazandı tüccar ve ithalatçı...
hala bir konuda ortak noktaya varamıyoruz.sesimizi birlikte çıkaramıyoruz.neden...
ak parti-vs bir başka partinin kavugunu salmaktan başka ne iş yapıyoruz.artık...iyiye iyi kötüye kötü diyemeyecek kadar aciz olmuşuz...
ben çiftçiyim üretiyorum ve önümde engel var zarar ediyorsam iktidar kim olursa olsun benim canım yanıyorsa benim partim olmaz.
binlerce kişi teşvik ve hibe aldı eger %98 i batıyorsa bu işde bu politikada sıkıntı var demektir.
bugün teşvik alırsın alanlarda var şuan onlar çok mutlu ama ilerisini düşünüyorlar mı ki...yarın ne olacak biliyorlar mı ? işte sorun bu..ileriyi görme ...
bilmiyorum kim ne düşünürse düşünsün bunlar çok büyük gerçekler....ortada alkışlanacak bir politika ve durum yok...tarım bakanının...
artık konuyu uzatıpda kalp kırmaya gerek yok her şey ortada sıkıntısı olan la olmayan da bir olmuyor...
büyük dağın büyük dumanı-küçük dağın küçük dumanı olur...
ithalat ve mazot ve gübre...en büyük 3 düşman...bunları kim çözerse bu düşmanları kim yok ederse bizim mutlu olacagımız sonuç bu olur..
her yazımda hükümeti kötülüyorum gibi ak partiye karşıyım gibi algılar var...güzel yapılan şeylerde alkışladımız kötü olan şeyde kızdıgımız ak partiye..çünkü yöneten onlar..
egerki bana 2002 öncesini aratır hale geliyorlarsa elbet kızarım kendi adıma..
ben sadece vergilerin yüksekliğine her dalda...tarım ve milli egitim politikalrının yanlışlıgına her zaman her yerde kızıyorum ...çünkü bu konularda canım yanıyor...


siyasetle uygulanan politikayı ayırırsak...bir yere varırız...siyaset evde bile konuşulmuyor ki hemen kavgaya dönüşüyor...biz bura da uygulanan politika yı konuşacagız ama başlamadan bitiyor...
politika yerine bu hükümetin veya tarım bakanının yönetmi desek yine kavga çıkar ...

yinede herkes bilir...fikri hür herkesin...
ama bir olmak zorundayız...sorunlar bizim buna böyle bakarsak karşı tarf bizi anlar ...yoksa sürnmeye devam...
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

yem konusundan nereye atlamışsınız :) yem konusu onu üreten ALLAH tan korkmaz vicdansız insanlara kalmış birşey devlet incelesede araştırsada üreten insan olmayınca her hileyi yapıyor bizde duyuyoruz o konuda bence ucuz olan yemi degil bildigimiz garantili iyi olan yemi seçmek lazım bu benim bir fikrim çünkü hayvancı değilim anlamamda

devlet politikasına gelincede çiftci birleşşin toplansın eylem yapsın sesini duyursun diyorum her zamanda bu görüşü savundum biz sesimizi duyurmmadığımız sürece bu böyle devam edecektir. Akparti liyim sonuna kadarda bu böyle devam edecek bunu önemle belirtiyorum ama karşılığında partizanlık yapmadan herkesi tartışmaya çağırıyorum. Ne olduğunu ne olabileceğini tartışmaya çağırıyorum.

ziraat odaları tamamen menfaat ve kar yuvası olarak görülüyor başka hiçbirşeye yaramıyor öyle oluncada çiftcinin sesi ççıkmıyor ben ziraat odası başkaı olsam her akşam tv de haberlerde bir demecim kesinlikle yer alır
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

çözüm kim biliyor ki söylesin...herkes çözüm yazmaya kalksa sayfalar dolar almaz...trakulupde birşey yapamaz..ziraat odaları nsıl beyler çiftliği ise trakkulupde öyle olur..çünkü üreticinin önce kendi kafası tak demeli...hani derler insan ölünce mezara konunca imam son duayı yaptıktan sonra ölen kişi kalkmaya çalıştıgında kafası sapıtmaya degince öldügünü anlar mış..o misal trakkulupde aktif olan 40-50 kişi yazılanlar aynı çizilenler aynı...
bir organizeye ihtiyaç var..kim nasıl yapar ..
her köyden birkaç kişi dili laf yapan sorunları anlatacak kişiler olmalı ankarada buluşup bakanla -akp yetkilileri ile-muhalefetle-ziraat odası ile...tarım kredi ile.. ve tabiki basınla bu işi halledecegiz sorunları iletmemiz lazım...ya imza toplaycagız sorunları yazıp altına her köyden herkes toplabildiğimiz kadar imza yapalım çare bu yoksa meydanlara inipde gaz yemeye jop yemeye ıslanmaya ne gerek var..
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

köylü link=topic=69940.msg816053#msg816053 date=1387978991' Alıntı:
yoksa meydanlara inipde gaz yemeye jop yemeye ıslanmaya ne gerek var..
köylü abim beni şimdiden korkuttun biz burada yılın 4 ayı anca ziraat yapıp karnımızı doyuruyoz..
gerikalanınıda -20/-30 larda yaşıyoz ..
e bide soğuğu yiyip gelip üstüne jop yersek o zaman belki aklımız başımıza gelir..
anlaşılan bize şikayet hakkı bile yok..
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Çağrı link=topic=69940.msg816047#msg816047 date=1387978181' Alıntı:
Yorumlarınızın hiçbirinde ne bir çözüm önerisi ne de bir sonuç var.Burada sadece şikayet ederek neyi başaracağınızı ya da neyi düzeltebileceğinizi sanıyorsunuz çok merak ediyorum.Şikayet olur da sonuç da olmalı.Defalarca konular açıldı Trakkulüp şöyle yapsın,trakkulüp böyle yapsın oraya gitsin dernek olsun vs vs.Şimdi önünüzde canlı bir örnek var,Türkiye ' nin Tarım temalı olarak en çok izlenen,takip edilen,Bakanlığından Akademisyenine,sektörden herkesin yer almak istediği ve önemli insanların yer aldığı kanalda Trakkulüp olarak yer edinmeye çalışıyoruz.Birşeyler yapılmaya çalışılıyor.Buraya attığınız destan boyutundaki iletilerden bir tane de oraya attınız mı? Bir bakın konuya çaba gösteren insanlar bir elin parmaklarını geçer ya da geçmez.Bu bereket tv konusu sadece size değil,konuya ilgi göstermeyen tüm üyelerimizedir lafım.

Sözün özü milletimizin genetiğinde bulunan 1 numaralı problem sadece şikayet etmek ne yazık ki çoğunlukta bu var.Ama iş birşeyler yapmaya gelince fos.Herkes sabahtan akşama kadar şikayet eder,önemli olan çözüm önerisi getirmek.Problemi çözmek için bişeyler yapmak.
cagrı konu takibi ben hic yapmadım nerde senin bahsehttigin bereket tv konusu şikayetten önce temel sorunları bulmak gerekir temel sorunda bence türkiye cumhuriyetindeki gelir gider dengesizligidir bütcede cari acık cıkıyor cifcinin temel ihtiyaclarına zamm veya tam tersi bütce fazlalıgı cıkyor en az destek alan cifci alıyor bu dengesizlik giderilmesi gerekir acık cıksa bölünmeli fazla cıksada yine bölünmeli
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

ben ne desem olay oluyor...
çözüm deyince herkesin aklına miting geliyor...bende buna bile gerek yok dedim...imza toplayalım..yada her köyden birkaç kişi birleşelim kapı kapı gezelim...dedimizi anlatalım...
yol kesmeye eylem yapmaya gerek yok bunu dedim...yapmak isteyenlere yol açık..bir çare biryol diyorlar iş te çözüm sizlerde yazın fikirlerinizi...
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

SEYİT link=topic=69940.msg816056#msg816056 date=1387979424' Alıntı:
cagrı konu takibi ben hic yapmadım nerde senin bahsehttigin bereket tv konusu şikayetten önce temel sorunları bulmak gerekir temel sorunda bence türkiye cumhuriyetindeki gelir gider dengesizligidir bütcede cari acık cıkıyor cifcinin temel ihtiyaclarına zamm veya tam tersi bütce fazlalıgı cıkyor en az destek alan cifci alıyor bu dengesizlik giderilmesi gerekir acık cıksa bölünmeli fazla cıksada yine bölünmeli
http://www.trakkulup.net/firma-temsilcileri/trakkulup-bereket-tv-ye-konuk-oluyor!/ ilk sayfada ana konu başlıkları ve alt başlıklar var abi.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Arkadaşlar size bir yandan katılıyorum bir yandan katılmıyorum biz küçük bi ıilçede yaşıyoruz akşam olunca kahve önlerinde arabayı bırakçak yer yok 100 tane motor varsa 80 i 2010 üzeri hepsi çiftçeker klimalı herkesin altında arabası genelde 2 tane. para kazanamıyorsak bu saltanat nerden geliyo biraneler hep dolu kahveler dolu yılda 3 ay kazanıp para kazanılmıyo artık herkes 2. bi iş yapçak yok öyle ektim diktim yatarım artık geçinmek için çok daha fazla çalışmak şart
 

Ynt: nereye kadar dayanacagız..

Çiftçinin derdine tek çare; daha fazla çalışmaktır.Sanayileşen bir toplumun sonucu budur.Köylerdeki nüfusu şehirlere taşıyarak yeni bir işçi sınıfı yaratıyorlar.Bu göç işlemini ise çiftçinin rızasından ziyade boğazını sıkarak gerçekleştiriyorlar.Çiftçi her sene daha fazla vergi yükü ile boğuşuyor.Dayanabilenler köylerinde kalacak, dayanamayanlar ise arazisinden vazgeçip büyükşehirlere işçi olmak için göç edicek.Süreç bu şekilde işliyor.
 
Ynt: nereye kadar dayanacagız..

samet 39 link=topic=69940.msg816062#msg816062 date=1387980883' Alıntı:
Arkadaşlar size bir yandan katılıyorum bir yandan katılmıyorum biz küçük bi ıilçede yaşıyoruz akşam olunca kahve önlerinde arabayı bırakçak yer yok 100 tane motor varsa 80 i 2010 üzeri hepsi çiftçeker klimalı herkesin altında arabası genelde 2 tane. para kazanamıyorsak bu saltanat nerden geliyo biraneler hep dolu kahveler dolu yılda 3 ay kazanıp para kazanılmıyo artık herkes 2. bi iş yapçak yok öyle ektim diktim yatarım artık geçinmek için çok daha fazla çalışmak şart
Çiftçi ek iş olarak ne yapsın bana söyler misin?Senede 5 ay çalışıyoruz; o da seneye dağılmış halde.Ek iş olarak ne yapabiliriz ki?
 

Benzer Konular


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt