Hayvancılık Sektörü Ortak Basın Açıklaması Yaptı | " 2008 krizinden ders alınmalı! "

⭕ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Ş. Şemsi Bayraktar öncülüğünde; süt sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konusunda sektör temsilcileri geçtiğimiz günlerde ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamanın tamamı şu şekilde:




Süt, hayvancılık sektörünün lokomotif ürünüdür. Büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi ve kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün istikrarlı ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür.

Geçtiğimiz yaz aylarında üretici örgütleri olarak yaptığımız açıklamalarda, hayvancılığın önemli bir sınavdan geçtiğini, üreticilerin umutlarının tükendiğini, ellerindeki hayvanları elden çıkarıp sektörden kaçmak istediklerini, bu zorlu süreçte üreticilerimizi desteklememiz gerektiğini aksi takdirde çok büyük ve telafisi yılları alacak bir sorunla karşılaşmamızın kaçınılmaz olacağını belirtmiştik.

Maalesef şu an üreticilerimiz başta yem olmak üzere girdi maliyetlerini karşılayabilmek için her ay hayvanlarını kestirerek veya satmak zorunda kalarak hızla sektörden çıkmaktadır.

2008 yılının süt hayvancılığı için ne kadar kötü bir yıl olduğunu asla unutmamalıyız. Zira yem fiyatları anormal şekilde artmış, süt fiyatları dibe vurmuş, üreticiler damızlıklarını kestirmiş, tüm bunların sonucunda ise et fiyatları zirve yapmıştı.

2010 yılı ortalarında ithalat kapıları önce aralanmış, sonra da ardına kadar açılmıştı.
Bu krizin ülkemize sadece ithalat maliyeti 9,2 milyar dolar olmuştu.

Bugün de süt üreticilerinin sorunlarına çözüm bulamazsak benzer sorunlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır.

Bu durumda;

· 2008 krizindeki gibi yaklaşık bir milyon -belki çok daha fazla- damızlık hayvan, kasaba giderse hayvancılığı tekrar nasıl canlandıracağız?

· İthalata yetecek paramız, doğan bir buzağının en az 2 yılda süt verebilecek seviyeye gelebildiği düşünüldüğünde bu kadar zamanımız var mı?

· Dolar’ın 12,55 lira, Euro’nun 14,15 lira olduğu bir ortamda; tanesi 1.950-2.350 Euro (27.592 TL- 33.252 TL) olan damızlık hayvanları hangi paralarla getirteceğiz?

· Kilosu 4,5 Euro’ya (63,68 TL) olan karkası Avrupa’dan nasıl getirteceğiz?

· Üreticilere dağıtılmak üzere kilosu 2,7-3,2 Euro olan (38,20 TL-45,28 TL) besilik hayvanları nasıl getirteceğiz?

· Borç yükü altında ezilen üreticilere hangi imkânlarla kredi kullandırıp bu hayvanları getirttireceğiz?

· Bu maliyetlerle üretim yapıldığında tüketicilerimiz ucuz et ve süt ürünlerine nasıl ulaşacak?

· Yoğun ithalat talebine paralel yabancı ülke fiyatlarının yükselişini nasıl önleyeceğiz?

· Her şeyden önemlisi satıcı ülkeler yeterli sayıda ve kalitede canlı hayvan ve et vermek istemezlerse ne yapacağız?


Üreticileri damızlık süt hayvanlarını kesip sektörden çıkmaya iten sebepleri iyi analiz etmeliyiz. Son dönemde çiğ süt fiyatları, enflasyonu artırır gerekçesiyle Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi tarafından belirlenmekte ve Ulusal Süt Konseyi’ne (USK) açıklattırılmakta, konsey işlevsizleştirilip fiyat aslında bir anlamda frenlenmektedir.

Ancak, bunu aşmak için tarafların USK’da bir araya gelip maliyetleri de dikkate alarak pazarlık usulüyle çiğ sütün gerçek fiyatı oluşturulmalıdır. Dünyada serbest piyasa ekonomisinden bahsedilen hiçbir ülkede böyle bir uygulamanın olduğu, olsa bile başarıya ulaştığı duyulmamıştır. Fiyata yapılan bu müdahale uzun vadede gerek üretici gerek tüketicinin hayrına olacak bir uygulama değildir. Kaynağı kurutmamız halinde et ve sütte yüksek enflasyon kaçınılmazdır. Uzun süre çiğ süt fiyatlarını sabitlemek, Ulusal Süt Konseyi’nin özenle hesapladığı maliyet kalemleriyle oynayarak maliyeti düşürmeye çalışmak üreticiyi üretimden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu şekilde davranarak, bugün bizim üreticilerimize verilmeyen o paraların çok daha fazlasını yarın ithalatla dış ülkelerin üreticilerine vermek zorunda kalırız. Rusya’nın buğdayda uyguladığı yüksek fiyatı ve vergileri unutmamalıyız, yaşananlar söylediklerimizin yanlış olmadığını göstermektedir.



Milyarlarca dolar harcanarak oluşturulan damızlıkların kasaba, üretimi artırmak için verilen milyarlarca liralık desteklerin boşa gitmemesi, 2008 yılında yaşanan krizin tekrar yaşanmaması için üreticilerimizin sesine kulak verilmelidir. Eğer fiyatlar önümüzdeki dönem için hak ettiği oranda revize edilmeden bu şekilde uygulanmaya devam edecek olursa ne yazık ki hayvanların kasaba gidişi hızlanacak, bunu et krizi takip edecektir.

Dünyanın süt sektörü gelişmiş hiçbir ülkesinde, süt üreticileri piyasanın acımasız çarklarına mahkûm edilmemiştir. Bu ülkelerde devlet her zaman üretici lehine pozitif bir ayrımcılık yapmaktadır. Çünkü bilinmektedir ki, ‘süt üreticisi demek yerinde istihdam’ demektir, ‘süt üreticisi demek milyonlarca aile’ demektir, ‘süt üreticisi demek şehirlere göçün önlenmesi’ demektir.



Dövize bağlı gelişen yem fiyat artışları bir türlü durdurulamamaktadır. Son bir yılda süt yemi fiyatı yüzde 51, besi yemi fiyatı yüzde 48, mısır silajı fiyatı yüzde 31, yonca fiyatı yüzde 29, saman fiyatı ise yüzde 15 artmıştır.

Üreticinin süt fiyatı hariç, hiçbir şeye etkili müdahale edilememektedir. Çiğ süt fiyatları enflasyonu artırıyor gerekçesiyle müdahaleye maruz kalmakta buna karşılık yem fiyatları, ilaç fiyatları, elektrik fiyatları, sanayicilerin satış fiyatları, marketlerdeki tüketici fiyatları hiçbir müdahaleye uğramamaktadır. Enflasyonun yükselişine bir gerekçe aranıyorsa sorun sadece üretici fiyatlarında değil tüm zincirde aranmalı, çözümlere buradan başlanmalıdır.

Üretici ne olacağını kestiremediği maliyet artışları karşısında nasıl üretime devam edecek, nasıl geleceğini planlayacak? Nasıl işletme ölçeğini büyütecektir? Üreticilerimizi sektörden küstürmemek, üretimden koparmamak, sektöre tutunmalarını sağlamak gerekiyor.



Elimizdeki verilere göre üretici bir litre çiğ sütü Ekim ayı itibariyle ortalama 3 lira 2 kuruşa satmıştır. Bu ayda yemin kilosunu da 3 lira 30 kuruşa satın almıştır. Bir litre süt satarak alabileceği yem bir kilo bile etmemekte, 0,92 kilo etmektedir. Bu parite son yılların en düşük paritesidir.

Yetkililerde şöyle de bir inanış olduğunu görüyoruz; zam yapılan ayda fiyata süt teşvikini de ekleyerek 1,3’te sabitlemeye çalışalım, sonraki aylarda ne olursa olsun. Ama iş maalesef öyle değil, yukarıda görüldüğü gibi tavsiye fiyat Temmuz-Aralık arasında 6 ay süreyle sabitlenmiştir fakat parite Ekim ayına kadar 1,03’ten 0,92’ye gerilemiştir. Bu gerilemenin sebebi yeme gelen zamlardır. Yetkilileri belirlenen pariteyi sütün sabitlendiği dönem boyunca korumaya yönelik tedbir almak için de çaba göstermeye davet ediyoruz.



Üreticilerimiz yemin kilosuna Ekim ayında 3 lira 30 kuruş ödemişlerdir. 1,5 pariteye göre eline geçmesi gereken fiyat 4 lira 95 kuruş olmalıdır.
Bunun altındaki fiyat sürdürülebilirlikten ve üreticilerimizin beklentilerinden uzaktır. Sektörde bu sorunların devam etmesi halinde süt üreticilerinin zarar görmesine ve yabancı ülkelerin çiftçilerinin ithalat yoluyla finanse edilmesine neden oluruz.

Üreticilerimiz Dünya fiyatlarını takip etmektedir. Ulusal Süt Konseyi’nin 3 lira 20 kuruşluk fiyatına göre 100 litre için ele geçen brüt fiyat 25,60 Euro’dur. 3 lira 2 kuruş net fiyata göre ele geçen fiyat ise 24,16 Euro’dur.

Gelişmiş ülkelerde 100 litre çiğ süt fiyatları ise şöyleydi; Yeni Zelanda’da 38,80 Euro, ABD’de 34,46 Euro, AB’de ise ortalaması 38,00 Euro’dur. Görüldüğü gibi gelişmiş ülke üreticileri talep ettiğimiz fiyatı almaktadırlar.


Ulusal Süt Konseyi, pariteyi göz önüne alarak üreticilerin beklentilerine cevap verecek fiyatı 3’er aylık dönemler halinde açıklamalı ve paritenin korunması sağlanmalıdır. Örneğin; 4 lira 95 kuruşluk fiyat açıklaması 1 Aralık 2021 ile 28 Şubat 2022 tarihleri arasında geçerli olmalı, sonrasında güncellenmelidir.



Hayvancılık ülkemiz için bir millî güvenlik meselesidir. Ülkemizde 1 milyondan fazla süt işletmesi, 250 binden fazla da besi işletmesi vardır. Bu işletmelerde parasal değeri 55 milyar liradan fazla olan süt üretimi, 41 milyar liraya yakın da kırmızı et üretimi gerçekleşmektedir. Bunun derisi, sakatatı, üretilen ve sanayiye aktarılan süt ve et ürünleri, buna bağlı 7,6 milyar dolarlık ciroya sahip yem sektörü, 340 milyon dolara yakın dış ticareti, marketi, nakliyecisi, veteriner hekimi derken birçok kesimin buradan geçimini sağladığı söylenebilir. Böylesine önemli bir sektörün bel kemiği süt hayvancılığıdır.

Devletimizden daha önceki dönemlerde uyguladığı üzere hayvancılığımızın gelişimine önemli katkılar yapan süt primi, süt tozu desteği gibi teşvik uygulamaları başta olmak üzere diğer desteklerde de sektörümüzün güncel taleplerine göre politikalar uygulamasını bekliyoruz.

Pandemi bize çok büyük dersler verdi. Paranız da olsa gücünüzü üretimden alamıyorsanız her türlü dayatmalara ve baskılara boyun eğmek zorunda kalabilirsiniz. Özellikle olağanüstü dönemlerde istediğiniz fiyatlara değil dayatılan fiyatlara ürün almak zorunda kalır, vatandaşımızın ihtiyacını ancak öyle karşılayabiliriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.





Ş. Şemsi BAYRAKTAR, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı

Tevfik KESKİN, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı

Kamil ÖZCAN, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı

Ahmet ERTÜRK, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı

Mehmet ÖZKURNAZ, Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı

Eray ÇİÇEK, KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı

Sencer SOLAKOĞLU, Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Genel Başkanı


Get

Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi Son 6 Yılın Rekorunu Kırdı !

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi.


✅"TUİK Eylül ayı tarımsal girdi endeksini aylık yüzde 1.56, yıllık yüzde 27.79 olarak açıkladı. Bu rakamlar, aylıkta yükseliş ve yıllıkta ise düşüş göstermiştir. Yıllıktaki düşüş, geçen yılın Eylül ayındaki yüzde 2.31 gibi nispi yüksek artışın yerine yüzde 1.56’nın hesaba girmesi ile mümkün olmuştur. Yani baz etkisi bu düşüşü sağlamıştır. Bu düşüşe rağmen 1.56’lık rakam, son 7 yılın en yüksek üçüncü Eylül rakamı olmuştur. Yıllık yüzde 27.79’luk rakam ise son 6 yılın rekoru durumdadır. Mart ayından itibaren yıllık tarımsal girdi enflasyonu, son 6 yılın rekorlarını kırmaya devam etmektedir”

✅ "Tarımsal üreticinin satış fiyatındaki enflasyonu ifade eden Tarım-ÜFE’nin Eylül ayında aylık yüzde 1.46, yıllık ise yüzde 23.35 olarak ilan edildi. Olması gereken ya da sürdürülebilir olan aylık ve yıllık Tarım-GFE rakamlarının Tarım-ÜFE’den düşük seyretmesidir. Ancak bu durumda tarımsal üreticiler, varlıklarını ve faaliyetlerini sürdürebilirler. Ağustos ayında olduğu gibi Eylül ayında da ilan edilen rakamlar gösteriyor ki, tarımsal üreticiler aylık ve yıllık olarak zarar etmeye devam etmişlerdir. Bu zarar aylıkta yüzde 16, yıllıkta ise yüzde 18 düzeyinde seyretmiştir” diye konuştu.

✅ “Eylül ayında açıklanan aylık yüzde 1.55 ve yıllık yüzde 43.96 düzeyindeki yurtiçi üretici enflasyonu ile aylık yüzde 1.55 ve yıllık yüzde 28.87 düzeyindeki yurtdışı üretici enflasyonu, genel olarak sektörün geçmişten gelen maliyet yükünü gelecekte de artarak taşımaya devam edeceğini göstermektedir. Tarımsal dünya ile ilgili enflasyonlardan ortalama olarak yüzde 70 daha yüksek seyreden tarım dışı üretici enflasyonu ülke genelinde hakimdir” dedi.

21112021105744.JPG

Türkiye, Ukrayna’daki 'çiftçileri kalkındırmak için' teknik ve mali yardım yapacak

Ukrayna'ya Destek.png


Türkiye, Ukraynalı çiftçiye Kalkınma İşbirliği Antlaşması ile destek verecek​


Türkiye-Ukrayna Kalkınma İşbirliği Antlaşması’nın onaylanmasına ilişkin yasa teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu’na sunuldu. Türkiye, Ukrayna’daki “çiftçileri kalkındırmak için” teknik ve mali yardım yapacak​

Hüseyin Hayatsever
24.11.2021


Ülkedeki ekonomik sıkıntılara karşın büyüme gösteren “dış yardım bütçesi” tartışılırken Türkiye’nin mali yardımda bulunacağı ülkelere Ukrayna da ekleniyor. Her geçen yıl tarımsal üretimi geriye giden Türkiye, 2020’de yaklaşık 1 milyar dolarlık tarımsal ürün ithalat ettiği Ukrayna’daki “çiftçileri kalkındırmak için” teknik ve mali yardım yapacak.
2018’de Türkiye ile Ukrayna’nın imzaladığı anlaşmalar arasında yer alan Türkiye-Ukrayna Kalkınma İşbirliği Antlaşması’nın onaylanmasına ilişkin yasa teklifi TBMM Dışişleri Komisyonu’na sunuldu. Anlaşmayla Türkiye’nin Ukrayna ile ekonomik, teknik, sosyal ve kültürel alanlarda ilişkilerini geliştirmesi ve Ukrayna’nın kalkınmasına yardımcı olunması amacıyla Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından Ukrayna’da uygulamaya konulacak projelere hukuki zemin sağlanması hedefleniyor. Anlaşmadaki işbirliği alanları arasında Ukrayna’da eğitim altyapısına katkıda bulunulması, bu ülkedeki sağlık koruma altyapısının geliştirilmesi, Türkiye’de Ukrayna çalışmalarının, Ukrayna’da ise Türkoloji çalışmalarının geliştirilmesi ve ayrıca Ukrayna’daki tarımsal üretimin artırılması ve kırsal alanların geliştirilmesi bulunuyor.
Anlaşmada sayılan işbirliği alanlarında Türkiye, TİKA aracılığıyla Ukrayna’ya teknik ve mali yardımda bulunacak. Ukrayna’ya teknik yardım TİKA tarafından teknik bilgi transferi, personel eğitimi, danışma faaliyetleri ile donanım ve malzemelerin teminini kapsarken Ukrayna’ya yapılacak mali yardım ise TİKA tarafından yürütülecek proje ve programların uygulanması için sağlanacak hibe yoluyla gerçekleştirilecek.



Anlaşma kapsamında TİKA, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e ve Ukrayna tarafından uygun bulunması durumunda diğer şehirlere program koordinasyon ofisi ve temsilcilikeri açacak.


İLGİNÇ TARIM DESTEĞİ​

İiki ülke arasındaki tarımsal ürün ticaretinde Türkiye’nin Ukrayna’dan ithalatçı konumunda bulunmasına karşın TİKA’nın Ukrayna’ya teknik ve mali yardımda bulunacağı alanlar arasında “tarımsal üretimin artırılması” başlığının yer alması dikkat çekti. Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı “Ukrayna ülke profili” verilerine göre Türkiye’nin 2020 yılında Ukrayna’dan yaptığı 2.5 milyar dolar tutarındaki ithalatın yaklaşık 1 milyar dolarlık kısmı buğday, mısır, yağlı tohum ve meyveler, hayvan yemleri ile katı ve sıvı yağların da aralarında bulunduğu tarımsal ürünlerden oluşuyor.

  • Makale
Tarım arazisinde işgalci olan enerji tesislerinin işgali meşrulaşacak

Tarım arazisinde işgalci olan enerji tesislerinin işgali meşrulaşacak​




EPDK tarım alanlarıyla ilgili tam yetki alıyor: Kurul kendi kendine tarım arazilerini amacı dışında kullandırma ve zeytinlikleri daraltma yetkisi ihdas etti!​

Tarım arazisinde işgalci olan enerji tesislerinin işgali meşrulaşacak

25 Kasım 2021 Perşembe 10:48

Hal Postası - EPDK tarım alanlarıyla ilgili tam yetki alıyor: Kurul kendi kendine tarım arazilerini amacı dışında kullandırma ve zeytinlikleri daraltma yetkisi ihdas etti!
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), enerji yatırımlarının önünü açma gerekçesiyle, kendisine tüm dünyanın stratejik önem atfettiği tarım arazilerine müdahale etme imkanı verecek bir karar aldı.

Tarım arazilerinin enerji tesisleri tarafından amaç dışı kullanımına izin veren düzenleme yürürlüğe girdi. EPDK, çıkardığı yönetmelikle enerji yatırımlarının önünü açma gerekçesiyle bir nevi kendi kendisine tarım arazilerine müdahale yetkisi tanımış oldu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Yürütülen Taşınmaz Temini İşlemleri Hakkında Yönetmeliği, 3 Kasım 2021 tarihinde yayımlayarak yürürlüğe koydu.

Yeni düzenleme, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu tarafından korunan tarım arazileri ile 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’la korunan zeytinliklerin, enerji tesislerinin ihtiyaç duyduğu tarım arazilerinin yasalarda belirlenen amaç dışı kullanımlarına imkan verecek.

Düzenlemeye göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), tarım arazisi olarak tescilli alanlarda kurulan veya kurulacak olan enerji tesislerinin söz konusu arazileri amaç dışı kullanabilmeleri için kamulaştırma kararı alabilecek. Bazı durumlarda elektrik üretim tesisleri lehine alınan kamulaştırma kararı, “kamu yararı kararı” yerine de geçecek. Doğalgazla çalışan tesislerle ilgili alınacak olan “lüzum kararı” da kamu yararı kararı olarak değerlendirilecek.

FİİLİ İŞGALLER MEŞRULAŞTIRILACAK
Tarım arazisi olmasına rağmen Yönetmelikten önce elektrik üretim tesisi sahiplerince satın alınan ve fiilen amaç dışı kullanım sürecine girmiş olan araziler hakkında da kamu yararı kararı alınacak. Bu durumdaki araziler de bundan böyle bir engelle karşılaşmadan, enerji üretim tesisleri yararına kamulaştırılabilecekler.
Tesis sahibinin kullandığı tarım arazisine ilişkin kamulaştırma şerhi konmuş tapuların sahipleri; satış, devir, intikal veya taşınmaz üzerinde ipotek tesisi gibi işlemler yapmak istediklerinde, tapudaki şerhin olduğu gibi kalması kaydıyla işlem yapabilecekler.

TOPRAK KORUMA KANUNU NE DİYOR?
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun “Arazi mülkiyet hakkının kullanım esası” başlıklı 4’üncü maddesi, aşağıdaki hükümle, kime ait olursa olsun; tarım arazilerinin amaç dışı kullanımları söz konusu olduğunda bile toprağın tarımsal işlevinin bozulmaması esasının gözetilmesini emrediyor: “Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür.”

“ZEYTİNLİKLER DARALTILAMAZ”
3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20’nci maddesi ise zeytinliklerde ve 3 km mesafedeki alanlarda zeytinyağı fabrikası dışında zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı ve işletilemeyeceği hükmünü getiriyor.
Aynı maddede, zeytincilik sahalarının daraltılamayacağı da kesin biçimde emrediliyor.

Ali Çandır - Antalya Ticaret Borsası Başkanı
Ali Çandır - Antalya Ticaret Borsası Başkanı

ALİ ÇANDIR: 14 YILDA 27,3 MİLYON DEKAR TARIM ALANI KAYBEDİLDİ
Çok sayıda örtüaltı tesisiyle Türkiye’de yaş sebze ve meyve üretiminde önemli yeri olan Akdeniz Bölgesi de özellikle güneş enerjisine dayalı tesis kurmak isteyen girişimcilerin merceği altında. Tarım topraklarının her geçen gün azaldığını belirten Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, “Tarım topraklarımızı her geçen gün çeşitli nedenlerle kaybediyoruz. Bir bakıyorsunuz betona kurban ediyoruz, bir bakıyorsunuz birinci derece tarım arazileri çeşitli yatırım talepleriyle yok ediliyor. Toprak kaybının artarak devam etmesi bizi kaygılandırıyor” dedi.

Bölgenin müthiş bir tarımsal potansiyeli olduğunu söyleyen Ali Çandır, sözlerini şöyle sürdürdü, “TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2006 yılında 258 milyon 764 bin 716 dekar olan tarım toprağı; 2011 yılında 236 milyon 137 bin 614 dekara; 2020 yılında ise 231 milyon 451 bin 337 dekara geriledi. Toprağın tarımın elinden kaymasıyla üreten insan da elini topraktan çekiyor. Her ne sebeple olursa olsun tarım toprağının amacı dışında kullanılmaması gerekir. Tarımsal üretimin öneminin arttığı bir dönemde tarım topraklarıyla ilgili tasarrufun daha dikkatli, hatta kılı kırk yararak alınmasından yanayız.”

ÇİFTÇİNİN TOPRAĞINA ÖZEL ŞİRKETLER LEHİNE EL Mİ KONACAK?
Diyarbakırlı Ziraat Mühendisi ve Çiftçi Faik Toy, konuyla ilgili sorumuzu cevaplarken yeni düzenlemeyi henüz incelemediğini ancak kamu yararına ve devlet için yapılacak kamulaştırma işlemelerini bütün çiftçilerin kabulleneceğini söyledi ve şöyle konuştu, “Devletin yapacağı kamulaştırma işlemleri karşısında boynumuz kıldan incedir. Söyleyecek sözümüz olmaz. Zaten devlet şu anda benim arazilerimin bir kısmında enerji iletim hattı için işgalci konumundadır. Henüz kamulaştırma işlemlerini bile başlatmış değiller. Ancak biz bunlara bir şey demiyoruz. Kamu yararı olduğu aşikar. Ama öte yandan özel şirketler lehine yapılacak bir kamulaştırma işlemi, büyük infial yaratır. Doğrudan mülkiyet hakkına müdahale anlamına gelir ki bunu hiçbir çiftçinin kabul edeceğini zannetmiyorum.”

faik-toy2.jpg
Faik Toy - Ziraat Mühendisi / Çiftçi

“EPDK TARIM ALANLARIYLA İLGİLİ YETKİLERİ ELE GEÇİRİYOR”
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise Yönetmeliğin tarım arazilerinin tahribat hızını arttıracağını söyledi. Tayfun Özkaya, şu değerlendirmeyi yaptı, “Bu yönetmelikle EPDK'nın ilgili kanunlarda belirtilen yetkileri üzerine alarak Tarım ve Orman Bakanlığınca ve ilgili toprak kanunu ve zeytincilik kanunlarındaki kurulların yetkilerini ele geçirdiği anlaşılıyor. Küresel iklim krizinin tarım topraklarının, meraların önemini olağanüstü arttırdığı bir döneme girdik. Bu nedenle bir karış bile tarım toprağının ve meranın korunması gereken bir aşamadayız. Bu yönetmelik bu alanların tahrip edilme hızını büyük ölçüde arttıracak görünmektedir.”

tayfun-ozkaya.jpg
Prof. Dr. Tayfun Özkaya - Emerkli Öğretim Üyesi

Zeytinliklerin korunmasıyla ilgili kesin hükümler veren Kanunu da hatırlatan Prof. Dr. Özkaya, “Zeytincilik kanunu zeytinliklerin daraltılmasına büyük engeller getirmektedir. Yapılacak etkinliklerin zeytinlere zarar veremeyeceği kanunda belirtilmektedir. Torak kanununda da benzer şekilde toprakların tahrip edilemeyeceği belirtilmektedir. Ancak her iki yasada da sürdürülebilir enerji tesisleri veya kamu yararı bulunması halinde istisnalar olabileceği kaydedilmiştir. Bugün yaşadıklarımız göstermektedir ki, örneğin Aydın ilinde jeotermal enerji ile elektrik üretimi tam bir çevre felaketi doğurmaktadır. Ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle jeotermal enerji başka ülkelerde görünmeyecek ölçülerde çevre zararları yaratmaktadır. Derinliklerden gelen sular çok zararlı maddeler içermekte, bırakılan buhar asit yağmurlarına neden olmaktadır. İşletmecilerin maliyet artışlarından kaçmak amacıyla kullanılan suyun yeryüzünün derinine deşarjı yerine yüzeysel olarak bırakmaları da toprağın kirlenmesine yol açmaktadır. Aydın'da bu nedenle başta incir olmak üzere birçok üründe kalite ve verim sorunları ağırlaşmıştır. Benzer şekilde gene jeotermal enerji nedeniyle Manisa'nın üzüm üretim bölgelerinde çok yüksek düzeylerde kalite ve verim problemleri görülmektedir. Tarım topraklarına kurulan güneş enerji tesisleri ile ayrıca konut alanlarına yakın kurulan rüzgar elektrik santralleri de tarım ve insan yerleşimlerine zarar vermektedirler. Zeytincilik kanununda defalarca yapılmaya çalışılan zarar verici değişiklik önerileri bugüne kadar kamu tepkisi dikkate alınarak vaz geçilmiştir. Bunun yerine şimdi bir yönetmelik değişikliği ile istenilenler gerçekleştirilmeye çalışılıyor gibidir. İlgili iki kanunda geçen kamu yararı ilkesi Tarım ve Orman Bakanlığı ve kanunda geçen kurullarca saptanacakken bu yönetmelikle bu yetki sanırım EPDK tarafından gasp edilmektedir.”

ZMO DÜZENLEMEYİ İNCELİYOR
Bu arada Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Merkezi de Yönetmeliği inceleme altına aldı. EPDK ise 3 Kasım 2021’de yürürlüğe koyduğu Yönetmelik uyarınca yapılacak başvuruların Usul ve Esaslarını da hazırlayarak 11 Kasım 2021 tarihli kararıyla, onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığına gönderdi.
Etiketler : toprak koruma kanunu, zeytincilik kanunu, epdk, tarım arazisi

Kaynak: Tarım arazisinde işgalci olan enerji tesislerinin işgali meşrulaşacak

Bakan Bekir Pakdemirli: "Süt fiyatlarıyla ilgili olumlu gelişmeleri paylaşacağız" | Yem Fiyatları

⭕ Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir programı kapsamında Aliağa ilçesinde kurulacak Küçükbaş Damızlık Koyun Üretim Merkezi'nin protokol töreninde konuştu:

✅ "Girdi maliyetleri içerisinde önemli bir paya sahip olan yem fiyatlarındaki aşırı artışa müsaade etmeyeceğimizin altını özellikle çizmek istiyorum. Et, süt ve yem üreticilerimizin bu durumdan olumsuz etkilenmemesi ve maliyetlerinin azaltılmasını sağlamak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisimiz aracılığı ile 'Yem Regülasyon Çalışması' başlattık. Bununla birlikte 3,8 milyon ton hububatın piyasaya arzını gerçekleştirerek yetiştiricilerimizin maliyetlerinde oluşacak ilave 2 milyar lira yükün önüne geçtik. Yine hayvancılık sektörünün kaba yem ihtiyacını karşılamak amacıyla yem bitkileri desteğimiz de devam ediyor. Son 19 yılda yaklaşık 8 milyar lira yem bitkileri desteği ödedik. Sağladığımız destekler ve yürütülen çalışmalar ile yem bitkileri ekim alanımız 758 bin hektardan 2,5 milyon hektara yükseldi. Besicimiz ve süt üreticimiz rahat olsun. Tedbirlerimizi aldık, almaya da devam edeceğiz."

✅ "Sözlerime son vermeden önce önemli bir beklenti var süt fiyatlarıyla ilgili üreticilerimiz tarafından. Çok kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Çalışmalarımız hazır. Gıda Komitesindeki çalışmalarımız halen devam ediyor. İnşallah süt fiyatlarıyla ilgili olumlu gelişmeleri de kısa bir süre içerisinde özellikle besicimiz ve yetiştiricimiz ile paylaşabiliriz diye düşünüyorum." dedi.


Alia%c4%9fa%20koyun%20merkezi%20a%c3%a7%c4%b1l%c4%b1%c5%9f%20vitrin.jpeg

2 AYLIK UĞRAŞ SONUCU SONUNDA TRAKTÖRÜMÜ ALABİLDİM 😊

Arkadaşlar herkese iyi günler bol kazançlar.
2 ayı geckindir Çks, banka kredileri vs gibi zorlu mücadelenin ardından 2021 model 4080e traktörümü alabildim. İlk başlarda ikinci ele bakıyordum aynı traktörün. İkinci el piyasaları temiz ve düşük saatte olanları ortalama 250 bin TL dolaylarında idi. Bir kaç şehre bundan dolayı gidip baktığım da oldu. Gerek kozmetik olarak gerekse de kullanım açısından hor kullanılmış traktörlerle karşılaştım. Arayışlara devam ettim. Yaptığım piyasa araştırması sonucu 50 bin TL farka ikinci ele girmeyip sıfırını almak, hem de bazı donanım özellikleri olarak yeni dizayn edilmiş bir traktöre sahip olmak daha mantıklı geldi. Tüm bu sebeplerden dolayı 4080e modelinin sıfırını almaya karar verdim ve salı günü tüm resmi evraklarını tamamlayarak traktöre kavuşmuş oldum 😊
Henüz arazide deneme şansım olmadı. Sanıyorum bahara kadar da olmayacak gibi mevsimsel şartlardan dolayı. İlk izlenimlerim traktörün gerek kompakt yapısı gerek kaliteli duruşu hoşuma gitti. Özellikle gösterge paneli çok güzel. Allâh herkesin gönlündeki hayırlı şeyleri nasip etsin inşallah.
Gerek banka kredisi konusunda, gerek çks konusunda ve gerekse de traktör hakkında bildiklerini esirgemeyen Trakklup'ün kıymetli üyelerine çok teşekkür ederim

Besi rasyonu

Ben arpa tarımı yapıyorum rasyona ihtiyacım var nette tahir yavuzun 1 ton yeme 700 kg mısır 300 kg soya ve 1 ton yeme 1 kg katkı maddesi katılıp yanında %20 saman ve %80 yem tmr si oluşturup hayvanın önüne serbest bi şekilde döküldüğünü söylemiş bu rasyona benzer şekilde atk veya soya ile arpalı rasyon nasıl oluşturulabilir katkı maddesini tavsiye üzerine hazır almayı tercih ederim

Bakan Bekir Pakdemirli : "Önemli karlar yapabilecek fiyatlarla karşınıza geliyor olacağız"

⭕ Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Osmaniye programında gündem hakkında konuştu:



✅ "Gıda piyasalarıyla ilgili fiyatlarda çok ciddi dalgalanmalar var. Bunlar tabii ki şu anda çiftçi ve üretici lehine gözükmekle beraber ileride de aleyhe dönebilecek durumlar buradan ortaya çıkabilir. O anlamda tabii ki biz çiftçi-üretici kesimi olarak, her zaman önümüzü görmek istiyoruz. Önünüzü görmek bizim için daha önemli. Yüksek fiyatta satmaktan daha çok önümüzü görmek son derece önemli ve önemli olmalı diye düşünüyorum. Pandeminin yanında bir de bu sene kuraklık ve iklim değişikliği de buna eklendi."

✅ "Şunun altını çizerek söylemek istiyorum. Türkiye'nin gıda stokları yeterli. Yani Türkiye'de kimse gereksiz bir yere gıda stoklarıyla alakalı spekülasyon yapmaya kalkmasın!"

✅ "Ürünler kesinlikle hasat döneminde hak ettiği değeri alacak. Bugüne kadar çiftçimizin maliyet ve satış fiyatları açısından bir problemi olmadığını biliyoruz ama bundan sonrasıyla ilgili endişeleriniz olduğunu da biliyoruz ve bu endişeleri de çok sıkı ve ciddi takip ediyoruz. Bu endişelerden çiftçimiz haklıdır ancak bugüne kadar nasıl Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde sizlere söz verip hiçbir zaman sözümüzü yerine getirmediğimiz olmadığı gibi bundan sonra da inşallah yine hasat zamanından önce doğru ve üretici dostu politikalarla üreticimizin artan maliyetlerini karşılayacağız. Bunun da ötesinde, önemli karlar yapabilecek fiyatlarla karşınıza geliyor olacağız" dedi.


Osmaniye%20sektor.jpeg

Ziraat Odaları Birliği, Süt Sektörünü Bir Araya Getirdi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar tarafından düzenlenden Süt Danışma Kurulu toplantısına;

✅ Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Tevfik Keskin,
✅ Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan,
✅ Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Ertürk,
✅ Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz,
✅ Köy-Koop Merkez Birliği Genel Başkanı Eray Çiçek
✅ Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Genel Başkanı Sencer Solakoğlu katıldı.


⭕ Sencer Solakoğlu, toplantı sonrası yaptığı paylaşımda süt sektörünün bir arada olmasına vurgu yaptı ve yakın zamanda toplantının sonucunun bir bildirgeyle yayınlanacağı hakkında bilgilendirdi.


✋ Toplantı sonucu hakkındaki tahminlerinizi ve son günlerdeki kur artışına bağlı olarak hayvancılık sektörünün gidişatı hakkında yorumlarınız nelerdir?

1637697016216.png

Köpek sahipleri için anket

Herkese merhaba,

Köpeklerle ilgili bir anket var, oldukça faydalı bir çalışma olacak doldurursanız, şimdi ya da önceden köpek sahibi olduysanız katılım sağlarsanız sevinirim. Cevaplamanız 5 dakikadan fazla zamanınızı almayacaktır, kişisel bir soru bulunmuyor.


Şimdiden teşekkürler.

Satılık traktör ve malzemeleri

Resimler ve ekler

  • IMG_20211122_171418.jpg
    IMG_20211122_171418.jpg
    175.9 KB · Görüntüleme: 1,351
  • IMG_20211122_171435.jpg
    IMG_20211122_171435.jpg
    138.9 KB · Görüntüleme: 1,338
  • IMG_20211122_171503.jpg
    IMG_20211122_171503.jpg
    146.1 KB · Görüntüleme: 979
  • IMG_20211122_171515.jpg
    IMG_20211122_171515.jpg
    114.9 KB · Görüntüleme: 981
  • IMG_20211123_165234.jpg
    IMG_20211123_165234.jpg
    211.4 KB · Görüntüleme: 995
  • IMG_20211123_165257.jpg
    IMG_20211123_165257.jpg
    162 KB · Görüntüleme: 983
  • IMG_20211122_171554.jpg
    IMG_20211122_171554.jpg
    169.9 KB · Görüntüleme: 997
  • IMG_20211122_171605.jpg
    IMG_20211122_171605.jpg
    214.2 KB · Görüntüleme: 980
  • IMG_20211122_171625.jpg
    IMG_20211122_171625.jpg
    203.5 KB · Görüntüleme: 981
  • IMG_20211122_171649.jpg
    IMG_20211122_171649.jpg
    146.4 KB · Görüntüleme: 1,022
  • IMG_20211122_171716.jpg
    IMG_20211122_171716.jpg
    482.5 KB · Görüntüleme: 1,094
  • IMG_20211122_171727.jpg
    IMG_20211122_171727.jpg
    386.8 KB · Görüntüleme: 1,192
  • IMG_20211122_171744.jpg
    IMG_20211122_171744.jpg
    212.2 KB · Görüntüleme: 1,332

Hatalarımı düzeltiyorum

Selamlar arkadaşlar bu sene mısır maceram oldu malesef sonu hüsran ile bitti dönümden 1 ton alabildik. Yeni sezonda sulamayı ve gübrelemeyi resimdeki gibi yapmaya çalışacam. Hesaplarıma göre dönüme 5 ton için (2500 M2);
50 kg 13.24.12 taban gubresi
125 kg üre
100 kg map
200 kg potasyum nitrat
Doğrumudur yanlışsa düzeltin lütfen

Resimler ve ekler

  • IMG_20210711_111906.jpg
    IMG_20210711_111906.jpg
    96.2 KB · Görüntüleme: 107
  • IMG_20210801_135853.jpg
    IMG_20210801_135853.jpg
    144.5 KB · Görüntüleme: 98
  • Screenshot_2021-06-10-16-58-01-571_tr.com.turkcell.akillidepo.jpg
    Screenshot_2021-06-10-16-58-01-571_tr.com.turkcell.akillidepo.jpg
    29.9 KB · Görüntüleme: 110
  • Screenshot_2021-07-27-16-21-56-030_com.facebook.katana.jpg
    Screenshot_2021-07-27-16-21-56-030_com.facebook.katana.jpg
    59 KB · Görüntüleme: 109

2022 yılında yaşanacak kıtlık vs.

Değerli trakkulup üyeleri.
Malesef son günlerde iktidar sahipleri tarafından bir türlü kabul edilmeyen ancak yadsınamaz bir gerçek olan devalüasyon ile her gün karşı karşıya gelmekteyiz. Tarımda en yüksek maliyetlerin ikisi olan mazot ve gübrede kendimize yetemediğimiz ve ithalat yapmak zorunda olduğumuzu sanırım bilmeyen yoktur.
Kendi adıma konuşayım. Her yıl 25 kg taban gubresiyle ektiğim buğday ve arpayı bu yıl 15kg taban gubresiyle ekmek zorunda kaldım. Bu durum ister istemez rekolteyi etkileyecektir. 2022 Ağustos ayında fiyatı 7 lirayı bulan buğdayla, torbası 500 lirayı bulan unla ve tanesi 4 lirayı bulan ekmekle karsilasacagimizi düşünüyorum. Ve ciddi bir üretim düşüklüğü yaşanacağı da daha şimdiden ortada.

Dikkatimi çeken bir diğer önemli husus da bu durumda hiçbir iktidar sahibinin sorumluluk almayisidir. Nasıl olsa bu çiftçi üretir mantığıyla hareket eden bu zihniyete de en güzel cevabı çiftçi kardeşlerimizin vereceğinden en ufak şüphem yoktur.

Ayrıca eklemem gereken bir diğer nokta da özellikle şekerpancarı sektöründen ciddi kaçışlarin yasanmasidir. Bu kadar zahmetle sanki bir bebek bakar gibi büyütülen pancar yalnızca 420 TL/ton gibi komik bir rakamla fabrikaya veriliyor. Ancak fabrikanın ürettiği şeker de para etmiyor. Gelen zamlar şeker sektörünü biraz rahatlatsa da malesef yetersiz. Bu işi yapan arkadaşlar bilir. Şekerpancarı çiftçisi kaçarsa bir daha gelmez. Satar atını arabasını elini ayağını çeker pancardan.

Bu gibi konularda yorum ve bilgilerinizi, ayrıca bu durumdan çıkmak için yapılabilecek manevralar hakkinda tartışma ve önerilerinizi bekliyorum. Herkese iyi günler dilerim.

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt