Kanada'da son 20 yılın en kurak dönemi: Tarımsal afet yaşanıyor

Kanada'da son 20 yılın en kurak dönemi: Tarımsal afet yaşanıyor​




Kanada'nın Alberta, Ontario, British Columbia, Manitoba ve Saskatchewan eyaletlerinde etkili olan kuraklık nedeniyle tarımsal afet yaşanıyor.​

Abone ol

Anadolu Ajansı 24.07.2021 - 06:25
Kanada'da son 20 yılın en kurak dönemi: Tarımsal afet yaşanıyor


İlişkili Haberler​



Kanada Federal Tarım Bakanı Marie-Claude Bibeau, Manitoba eyaletindeki incelemelerinin ardından açıklamalarda bulundu.

Giderek yoğunlaşan kuraklık durumunu izlemek ve bunlara yanıt vermek için eyalet ortaklarıyla yakın şekilde çalıştıklarını söyleyen Bibeau, federal hükümetin, afetin yaşandığı bölgelerdeki çiftçilere elinden geleni yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Bibeau, zarar gören çiftçi ve yetiştiricilere ilk etapta 75 milyon dolar destek sağlanacağını duyurdu.



SON 20 YILIN EN KURAK KOŞULLARI


Kanada basınına yansıyan bilgilere göre, Alberta, Saskatchewan ve Manitoba'nın geniş kesimlerinde kavurucu sıcaklıklar etkili olmaya devam ederken, bu bölgelerde neredeyse hiç yağış olmadı.

Ülkenin bazı bölgelerinde tarla ve ekili alanları çekirgeler istila etti.

Bazı belediyeler, "tarım felaket"i ilan ederken; yetiştiriciler sığırlarını beslemek için samanlarının bittiğini, saman pazarlarındaki fiyatlarınsa normalin çok üzerine çıktığını duyurdu.

Son 20 yılın en kurak koşullarının yaşandığı Kanada'da, otlakların çoğu hiç filizlenmedi.

Bazı meraların aşırı sıcak nedeniyle yeşilden kahverengiye dönüştüğü haberleri gelirken; bir çiftçi, "Yetişen otlar büyüdükten sonra sıcak yüzünden kavruluyor" dedi.

Bu arada aşırı sıcakların yol açtığı tarımsal afetin, Kanada sığırcılık sektöründe uzun vadeli bir azalmaya yol açabileceği bildirildi.

Kanada Sığıcılar Derneği Sözcüsü Brady Stadnicki, ülke çapındaki çiftlik sahiplerinden, yeterli yiyeceğe sahip olmayacaklarını bildikleri için, kıştan önce sürülerinin büyük kısmını satmak zorunda kalabileceklerini içeren raporlar geldiğini aktardı.




İshal !

Sa arkadaslar 10 hayvanimm var büyük küçük hayvanlarda 3-4 gündür bu ishal var 10 hayvanın 8 inde oldu havalar sıcak kapalı ahir yedikleri kuru ot - arpa samanı - besi+ süt yetki marka aynı miktar aynı Hayvanlar SU GİBİ İSHAL + COK PİS KOKUYOR kokuyorne verdiysem olmadı teknosul ve devamisin kullandım ve 2 gündür kuru ot veriyorum sadece

Resimler ve ekler

  • IMG_20210725_185219.jpg
    IMG_20210725_185219.jpg
    139.5 KB · Görüntüleme: 12
  • IMG_20210725_185112.jpg
    IMG_20210725_185112.jpg
    117 KB · Görüntüleme: 13

Trakya'da ortalama üstü yağışlar ile ryegrass yetiştirirsek nasıl verim alırız

Merhaba, biz Trakya'da hayvanlar için ryegrass ekmek istiyoruz sizce ektiğimiz sene geçen senenin üstünde ortalamada iyi bir yağışla sulama olmadan ekersek iyi verim alabilir miyiz ve bazı yerlerde ryegrass 30 günde biçiliyor yazıyor ve ekimde ekilmesi gerek yazıyor eğer ekimde ekersek kasım ortası gibi biçmemiz gerek ki bizim otu balya yapmamız lazım kasım ortasında kuruması mümkün değil bazı yerlerde ise haziran başında biçilir yazıyor deneyimi olan varsa yardım bekliyorum

Yoncanın Uzamaması

Selamun aleyküm cümleten hayırlı akşamlar.
Yonca neden 1 karış boydayken çiçek açar.
12 saat su verdim 1 hafta önce , az bişe uzayıp hemen çiçeğe vermiş kendini çok tuhafıma gitti. Hava 2_3 gün 42_43 derece oldu ondan mı yoksa 12 saat sulamak yetersiz mi geliyor.
Başka seçenek biçeyim mi boy atarmı ilk defa böyle bir durumla karşılaştım

Resimler ve ekler

  • IMG_20210724_193555.jpg
    IMG_20210724_193555.jpg
    172.8 KB · Görüntüleme: 31
  • IMG_20210724_193547.jpg
    IMG_20210724_193547.jpg
    229 KB · Görüntüleme: 32

SATILIK CLAYSON 1530 1976 MODEL

Forum ahalisine selamlar biçerdöverimi satma kararı aldım bu seneki kuraklıkdan ve yem sıkıntısından dolayı biraz küçülmeye gideceğiz makinayı da bu yüzden satıyoruz makina ile ilgili kısım aşağıdaki yazıdadır buyrun.

Makinam 1976 model yeni tip olandır ekstra olarak ön led aydınlatma helezon aydınlatma ve depo aydınlatma vardır geri vites ikazı ve aydınlatması da mevcuttur makina da sıfır olan parçalar sırasıyla şunlardır.
-Lastikler sıfır (ön lastikler ve arka 1 lastik)
-Kayışlar ve zincirler sıfır
-Boğaz zinciri ve götürücüleri sıfır
-Batör lamaları sıfır
-Kontrabatör (Kafes) sıfır
-Mazot otomatiği sıfır
-Direksiyon danfozu Sıfır
-Fren merkezleri sıfır
-Yürüyüş piston keçeleri sıfır
-Hararet göstergesi sıfır

Makinanın yanında vereceğim parçalar da sırasıyla şunlardır.
-Ford 1210 motor komple
-Şarj ve Marş Dinamosu
-Mazot Otomatiği
-Biçerin eski kayışları
-Biçerin çeşitli yeni kayışları ( SIFIR )
-Tabla Römorku
-Çeşitli Kasnaklar
-Geniş gözlü kontrabatör (kafes)
-Dolap Parmakları
-Tablanın yan kapakları
-Perçinli mastar (tabla da takılı olan civatalı tipdir)
-Tabla bıçakları
-Mastar başları
-Biçerden çıkan götürücü lamaları fren merkezleri şanzıman grup dişlisi dolap parmakları gibi bir çok parçası yanında yedek olarak duruyor makinamda boya yoktur fabrika etiketleri üzerindedir ''KAYITSIZDIR'' alacak arkadaş tam takım şeklinde her malzemesiyle alıp gidecek böylece. fiyatta pazarlık yaparız makinanın başında araç takası olur fiyatı 75.000 şanzıman bakım istiyor vitesten atma sorunu var haricinde sorun yok şanzımanın ve diğer ufak tefek çıkaracağı masrafı fiyattan düşeceğim genel olarak güzel bir makina bakımını kendim yaptım youtube da videoları mevcuttur 2021 yılında 250 dönüm yer biçti o kadar köye saman yapan tc geldiği için herkes ona biçtirdi bizim sarı çekirge ye gelen olmadı pek :)

Resimler ve ekler

  • 20210629_154613.jpg
    20210629_154613.jpg
    263.8 KB · Görüntüleme: 102
  • 20210630_145449.jpg
    20210630_145449.jpg
    176.5 KB · Görüntüleme: 101
  • 20210630_145453.jpg
    20210630_145453.jpg
    166.2 KB · Görüntüleme: 94
  • 20210630_145522.jpg
    20210630_145522.jpg
    105.2 KB · Görüntüleme: 91
  • 20210630_145548.jpg
    20210630_145548.jpg
    356.8 KB · Görüntüleme: 94
  • 20210630_145619.jpg
    20210630_145619.jpg
    231.8 KB · Görüntüleme: 95
  • 20210630_145625.jpg
    20210630_145625.jpg
    181.9 KB · Görüntüleme: 103
  • 20210702_200403.jpg
    20210702_200403.jpg
    192.7 KB · Görüntüleme: 103
  • 20210707_181216.jpg
    20210707_181216.jpg
    196.4 KB · Görüntüleme: 109
  • 20210707_181225.jpg
    20210707_181225.jpg
    212.9 KB · Görüntüleme: 109
  • 20210707_181251.jpg
    20210707_181251.jpg
    176.4 KB · Görüntüleme: 103
  • 20210707_181348.jpg
    20210707_181348.jpg
    145.2 KB · Görüntüleme: 97
  • 20210707_181413.jpg
    20210707_181413.jpg
    197 KB · Görüntüleme: 99
  • 20210707_181455.jpg
    20210707_181455.jpg
    224.6 KB · Görüntüleme: 97
  • 20210707_181620.jpg
    20210707_181620.jpg
    204.3 KB · Görüntüleme: 92
  • 20210707_181638.jpg
    20210707_181638.jpg
    137.6 KB · Görüntüleme: 94
  • 20210707_181706.jpg
    20210707_181706.jpg
    109.3 KB · Görüntüleme: 96
  • 20210707_181803.jpg
    20210707_181803.jpg
    190.7 KB · Görüntüleme: 95
  • 20210707_181816.jpg
    20210707_181816.jpg
    147 KB · Görüntüleme: 100
  • 20210707_181844.jpg
    20210707_181844.jpg
    196 KB · Görüntüleme: 110

Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz) ( Kist Hastalığı)

Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz)




Kistik ekinokkozis, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalıktır.

Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, barsaklarda açılarak barsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir.

Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir.
Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince parazit barsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür.

Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır.

Ülkemizde kist hidatiğin sorun olmasının nedenlerinden birisi de özellikle kurban bayramlarında yapılan kesimler sonrası kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek yada rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmelerine yol açmaktır.

Hastalıktan korunmak için;
* Köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir.
* Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
* Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir.
* Köpekler yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalıdır.
* Köpekler gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalıdır.
* Parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sırasında parazit yumurtaları ellere geçebilir. Bu şekilde kirlenen ellerin yıkanmadan ağza götürülmesi ile parazitin yumurtası alınır. Bu nedenle, özellikle çocukların köpeklerle temasından sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamaları sağlanmalıdır.

Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz) Broşür için tıklayınız
Kist Hidatik (Kistik Ekinokokkoz) Afiş için tıklayınız

Güncelleme Tarihi 27/01/2015

Kaynak: https://www.saglik.gov.tr/TR,4076/kist-hidatik-kistik-ekinokokkoz.html

2005 TD 65 hidrolik fren sistemi arızası.

Selamün Aleyküm arkadaşlar. 2005 TD 65 traktöruümüzün hidrolik fren yağ kaçırıyor ve usta fren merkezleri bozulmuş dedi. İlk TD serilerinin fren merkezleri top gibi, yeni serilerden farklı ve maalesef tanesi 3500 TL. İkisi 7000 ve işçilik hariç, gözümüze pahalı geldi.
Hangi yılda değişmiş bilmiyorum fakat yeni modellerin fren merkezleri tanesi 500 TL. Mesele yeni modellerin fren sistemini bizimkine uyarlayabilir miyiz, daha önceden yaptıran oldu mu?
Ustamız hidroliği iptal edip mekanik sisteme çevirmeyi önerdi fakat bizim köy çok eğimli, fren lazım. Arada kaldık. İlk fotoğraf bizim eski tip fren merkezi, 2. fotoğraf yeni modellerin fren merkezi.

Resimler ve ekler

  • IMG-20210711-WA0002~2.jpg
    IMG-20210711-WA0002~2.jpg
    143.2 KB · Görüntüleme: 100
  • Screenshot_20210711-134647.png
    Screenshot_20210711-134647.png
    139.3 KB · Görüntüleme: 99

Su: hak mı, ürün mü?

Su: hak mı, ürün mü?​


Berk Filcan
Su. Bu sıvıyı "en temel yaşam kaynağı" diye betimlemek ve insanın en temel haklarından biri diye varsaymak oldukça doğal geliyor. Konu, "Kaç canlı, suya ihtiyaç duymadan yaşayabiliyor?" gibi sorulara gelince insan bu denli hayati bir maddeye bedava ulaşamamayı da enteresan buluyor. Üzücü bir haber: aynı şekilde düşünmeyen birileri var.

Suyun şişelenmesinin tarihi, 19. yüzyılın sonlarında "kaynak sularının şifalı etkisi"nin artan popülerliğiyle başlıyor. Evian, Perrier gibi adına aşina olduğumuz su markaları, isimlerini bu kaynaklardan alıyor. Önemli bir dönüm noktası, 1973 yılında DuPont firmasının plastik şişeleri icat etmesi oluyor. 2020 yılında 218 milyar dolar hacmine ulaşmış "su piyasası," Danone, Nestlé, PepsiCo ve Coca-Cola tarafından domine edilen bir sektör hâline geliyor.

Olağan şüpheli: Nestlé

Su piyasasına Perrier ve San Pellegrino gibi "elit" markalarla giren Nestlé, 1990'larda kendi su markasını üretmeye başlayıp dünyanın çeşitli yerlerindeki su kaynaklarını işletmeye başlıyor. İşletiyor işletmesine — bu esnada yerel halkı yani suyun asıl sahiplerini mağdur etmiş ve dolayısıyla da sularına el koymuş oluyor. Bunun en güncel örneklerinden biri Toronto'ya 90 kilometre uzaklıktaki Six Nations Kızılderili Rezervi'nde yaşanan su sıkıntısıydı.

Nestlé, bu bölgeden günde 3,6 milyon litre temiz su çıkarıyor ve Kanada hükümetine milyon litre başına yalnızca 390 dolar ödüyordu. Yerel halk, ödemeden yararlanamadıkları gibi, temiz suya ulaşmakta yaşadıkları sıkıntılar yüzünden çeşitli hastalıklarla boğuşuyor. Bölge sakinlerinin çağrısı, Kanada kamuoyunda yankı buluyor ve "Boycott Nestlé" kampanyasının sonucunda şirket, Kanada'daki su faaliyetlerini yerel şirketlere devretme kararı alıyor.
Şaşılmayacak üzere, Nestlé'nin vukuatları, Six Nations'la sınırlı değil. 2013–2015 yılları arasında Pakistan'ın Bhati Diwan köyünde şirketin su çıkarma faaliyetlerinden ötürü yaşanan kıtlık ve temiz suya ulaşamamaktan kaynaklı hastalıklardan dolayı gerçekleşen çocuk ölümleri tepki çekse de Pakistan hükümeti bu konuda bir adım atmamıştı.

Bir insan hakkı olarak su

2000 yılında Hollanda'da düzenlenen Dünya Su Forumu, suyun bir insan hakkı olarak kabul edilmesi konusunda önemli bir kırılma noktasıydı. Nestlé'nin öncülük ettiği su şirketleri, "Bir ihtiyaç mı? Yoksa istek mi?" sorusuna karşılık "bir istek" olduğu argümanını destekleyerek su kaynaklarının özelleştirebilmesine giden yolu açtılar.


Nestlé'nin eski CEO'su Peter Brabeck-Letmathe, 2012 yılında verdiği bir röportajda suyun "pazarlanabilir bir ürün" olduğu için "kamusal bir hak" olarak nitelendiremeyeceğini dile getirmişti. Sonradan bu ifadeyi "25 litreye kadar evrensel bir hak olarak nitelendirilmesi gerektiği" ancak "sulama için kullanım gibi durumların bu kapsama girmeyeceği" yönünde düzeltmesine rağmen açıklaması, direkt olarak uluslararası su şirketlerinin zihniyetini bir yansımasıydı.

Hükümetler bazında, suyun özelleştirilmesine karşı gözle görülür önlemler alınmasa da su ve arıtma hizmetlerinin yerel yönetimlerin kontrolüne dönmesini savunan yeniden-belediyeleştirme (remunicipalization) politikaları git gide popülerlik kazanıyor.

2000–2015 yılları arasında 234 vakada belediye ve yerel yönetimler su faaliyetlerini yeniden kamu tekeline almayı başardılar. İnsanlığın ve devletlerin bundan sonraki hedefi, "Bırakınız şişelenmiş su içsinler!" diyen Golyat'lara karşı Davud gibi cesur olup suyu yeniden temel bir hakka dönüştürmek olmalı.

Tohum Yapılacak Tarlanın Verimi ve Durumu Önemli mi?

Herkese iyi bayramlar,

Ankarada kuru tarım yapmaktayız. Buğday da 300 civarı verimler bizim için çok iyi verimlerdir. Malum bu sene yağışlar iyi gitmediği için 150 civarı anca biçeriz gibi.

Tarlalarımızdaki tohumların hepsini sıfır aldık. Elekten geçirip ekeriz seneye yeni tohum almayız diye düşünüyorduk. Fakat yağışlar iyi gitmedi. Tabi yine tohumluk çıkaracak kadar mahsul var.

Sizce 150 kg alınan bir tarla ile 600 kg alınan bir tarladan çıkan ürün tohum olarak kullanıldığında çok farkeder mi?

Yani aklımızdaki şu kendimiz mi tohumu kullanalım yoksa yine sıfır mı alalım.

Yeni aldığım pulluğu denedim

Herkese bereketli sezonlar. Uzunköprü Tuncay Tarımdan almış olduğum 4 lü 12” pulluğu denedim. Pulluğun batması, çevirmesi, çalışması oldukça güzel. İlk baş motoru tutacağını düşündüm aksine hiç tutmuyor çok güzel iş çıkarıyor gerçektwn kaliteli işçilik yapmışlar herkese tavsiye ederim.

Resimler ve ekler

  • DAF99852-1892-47F0-BAC6-E8D111C6FB96.jpeg
    DAF99852-1892-47F0-BAC6-E8D111C6FB96.jpeg
    538.7 KB · Görüntüleme: 348
  • 7FFA83C1-A5D5-4BEE-A52F-4366334B79ED.jpeg
    7FFA83C1-A5D5-4BEE-A52F-4366334B79ED.jpeg
    412.6 KB · Görüntüleme: 339
  • 181113F0-9DFE-4C84-AA20-8F6FECD652E4.jpeg
    181113F0-9DFE-4C84-AA20-8F6FECD652E4.jpeg
    392.7 KB · Görüntüleme: 346

Yeşil Mutabakat Eylem Planı: Tarımda pestisit ve kimyasal gübre kullanımı azaltılacak

Yeşil Mutabakat Eylem Planı: Tarımda pestisit ve kimyasal gübre kullanımı azaltılacak​




Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan "Yeşil Mutabakat Eylem Planı"na göre, Türkiye tarımda pestisit ve kimyasal gübre kullanımını azaltacak. Pestisitler yerine biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerinin kullanımı yaygınlaştırılacak. Ar-Ge çalışmalarıyla kimyasal gübreler yerine gübreleme programına organik gübreler dahil edilecek.​


20 Temmuz 2021 12:42
https://i.dunya.com/storage/files/images/2021/05/27/tarim-fn2n_cover.jpg
Türkiye, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması ve ihracatın sekteye uğramaması için pestisit (zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlar) ve anti-mikrobiyaller ile kimyasal gübre kullanımını azaltacak.
Ticaret Bakanlığı tarafından, Türkiye'nin, iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına adaptasyonunu sağlamayı hedefleyen ve ihracatta rekabetçiliği güçlendirecek bir yol haritası niteliğinde olan "Yeşil Mutabakat Eylem Planı" yayımlandı.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı'ndan yapılan derlemeye göre, Avrupa Birliği'nin (AB) Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında alacağı önlemlerin Türkiye'nin AB ile tarım ticaretini sekteye uğratmaması açısından ülkede sürdürülebilir tarıma yönelik eylemler gerçekleştirilmesi önem taşıyor.
Bu kapsamda, AB hedefleriyle uyumlu şekilde Türkiye'de pestisit ve anti-mikrobiyallerin kullanımının azaltılması sağlanacak. Bu süreçte, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerinin kullanımı yaygınlaştırılacak.
Türkiye'de organik tarım üretim alanları ve üretim miktarları artırılacak. AB'nin organik tarım mevzuatının uyumlaştırma çalışmaları tamamlanacak. Türkiye ile AB arasında organik tarım ticaretini desteklemek amacıyla AB ile organik tarım alanında karşılıklı tanıma sağlanabilmesi için AB nezdinde girişimler yürütülecek.

Kimyasal gübre kullanımı azaltılacak ve AB'nin bu alandaki hedef ve politikaları doğrultusunda çalışma yapılacak.
Ar-Ge çalışmaları sonucunda ham madde bakımından dışa bağımlı üretilebilen kimyasal gübrelerin kullanım miktarı azaltılacak, yeni nesil ve yavaş salınımlı gübrelerin kullanım miktarları belirlenecek.
Gübreleme programına organik gübreler dahil edilerek sürdürülebilir toprak verimliliği sağlanacak.
Arazi toplulaştırma faaliyetleri yürütülecek ve 2023 yılı sonuna kadar 8,5 milyon hektar alanda toplulaştırma tescil faaliyetleri bitirilecek.

Yenilenebilir enerji tarımda da kullanılacak​

Tarımda yenilenebilir enerji kullanımı artırılacak. Aydın, Denizli, İzmir ve Ağrı'da kurulan tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinde jeotermal kaynaklardan faydalanılarak bitkisel üretim yapılacak.
Yenilenebilir enerji kullanan seralar ve üretim tesisleri desteklenecek.
Tarımsal üretimde atık ve artıkların tekrar değerlendirilmesi konusunda Ar-Ge çalışmaları yürütülecek.
Desteklenen Ar-Ge projeleriyle tarımsal atıkların enerji olarak değerlendirilmesi amacıyla atık ve artık yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlayacak araştırmalar yapılacak.
Gıda atık ve artıklarının geri dönüşümünün sağlanmasına yönelik farkındalık yaratma ve tüketicinin bilinçlendirilmesi çalışmaları gerçekleştirilecek.
Satış ve toplu tüketim hizmetleri sağlayan yerlerde işletmecilere yönelik gıda israfıyla mücadele amacıyla kontrol listeleri hazırlanacak.
Avrupa Komisyonunca açıklanan "Tarladan Sofraya ve Biyoçeşitlilik Stratejileri"ne ilişkin bilgilendirme faaliyetleri yapılacak.




Yeşil Mutabakat Eylem Planı Yayımlandı​

Yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi ve ilgili tüm politika alanlarında yeşil dönüşümün desteklenmesini hedefleyen bir yol haritası niteliğindeki Eylem Planına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi 16.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

16 Temmuz 2021
Ülkemizin, uluslararası ticaret düzeninde son yıllarda ivme kazanan iklim değişikliği ile mücadele politikalarına adaptasyonunu sağlamayı hedefleyen ve ihracatta rekabetçiliğimizi güçlendirecek bir yol haritası niteliğinde olan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” yayımlandı.

-Uluslararası ticaretin öne çıkan aktörlerinden yeşil dönüşüm hedefleri
Son yıllarda dünyada hız kazanan yeşil dönüşüm politikaları, iklim değişikliğiyle bağlantılı politikaları uluslararası ekonomi ve ticaret gündeminin merkezine yerleştirdi.
AB’nin 11 Aralık 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 2050 yılında karbon-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyması bu politikalara ivme kazandırdı.
Covid-19 salgınının da pekiştirdiği sürdürülebilirlik algısı ile birlikte AB’nin yeşil dönüşüm hedeflerini açıklamasının ardından, uluslararası ticaretin önde gelen aktörleri de benzer hedefler açıklamaya başladı.

-9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylem
“Yeşil Mutabakat Eylem Planı”, uluslararası ticaret ve ekonomide meydana gelen bu değişim ve dönüşüm karşısında ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir ve kaynak-etkin bir ekonomiye geçişini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Bu doğrultuda, ekonomimizin lokomotifi olan ihracatımızda rekabetçiliğimizin korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin Gümrük Birliği sayesinde AB ile sağlamış olduğu bütünleşmenin derinleştirilmesine katkı sağlanması hedeflenmektedir.
En önemli ticaret ortağımız olan AB tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile öngörülen kapsamlı değişiklikler başta olmak üzere bu alandaki dönüşüme zamanlıca uyum sağlanması ve karşı karşıya kalacağımız risklerin fırsata çevrilmesi amacıyla Bakanlığımız liderliğinde kamu kurum ve kuruluşları ve özel sektör işbirliği içerisinde hazırlanan Eylem Planı 9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylemi içermektedir.
Eylem Planı, ülkemizin küresel tedarik zincirlerine sağladığı entegrasyonun güçlendirilmesi ve yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından da büyük önem arz etmektedir.

-Eylem Planı’na ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi
İhracatımızda rekabetçiliğimizin geliştirilmesinin yanı sıra, ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki yerinin korunması ve güçlendirilmesi ile yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından da önem arz eden ve ilgili tüm politika alanlarında yeşil dönüşümün desteklenmesini hedefleyen bir yol haritası niteliğindeki Eylem Planına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi 16.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu çerçevede, Eylem Planı kapsamında yer alan hedef ve faaliyetlerin Avrupa Yeşil Mutabakatı Çalışma Grubu kapsamında kamu, özel sektör ve ilgili tüm paydaşlar ile etkin bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı için tıklayınız



Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt