Toprak Kalitesi Üzerine

Aşağıdaki yazdıklarımız Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümünden Prof. Dr. Mehmet ZENGİN hocamızın ders giriş konuşmasında "Toprak Kalitesi" üzerine yaptığı bilgilendirmesidir. Buradaki yazan her bir "Bitki Besleme" bilgisi daha sonra başlatacağımız Bitki Besleme serisinde detaylı, anlaşılır şekilde anlatacaktır.

- Bitkiler, ilk okuldan beri gördüğümüz 5 faktörle beslenir: toprak, ışık, sıcaklık, hava ve su. Son dönemlerde topraksız tarım modeli ortaya çıktı. Bu modelde kokopit, camyünü, kum, su kültürü ile beslenir. Bitki köklere bu ortamlara tutturulur, günlük besin ihtiyaçları sağlanarak bitkiler büyütülür. Dünya da ki yapılan tarımda %99 oranda toprak kullanılır.


- Toprak: İnorganik ve organik materyallerin ayrışık parçalanmasıyla meydana gelen, içerisinde belli oranda su ve hava bulunduran, bitki besin elementleri ihtiva eden, bitkilere durak olan, yeryüzünün üst katmanına denir. Bu tanım toprak bilimcileri, ziraat mühendisleri tarafından dünya üzerinde kabul edilmiş tek görüştür. Jeologlar, kara yolları mühendisi gibi farklı meslekler toprağı farklı tanımlayabilir.


- Toprakta en üst katman A horizonudur, 0-30cm'yi kapsar. Onun altında A horizonunun yıkanmasıyla oluşan, daha koyu B horizonu bulunur. Onun da altında ise ne toprak ne kayaç olan C horizonu bulunur. En altta da D ya da R denilen kaya horizonu bulunur. Toprak; mitoz, anamateryal, iklim, topografya, organizma ve zamanın etkisiyle meydana gelir.


- Horizon, toprataki yatay katmanlardır. Profil ise yukardan aşağı, dikine kesittir.

1616325100342.png





-Hacimce 100cm3 toprağın %50si kil,sit, kum gibi inorganik materyallerle ve humus denilen organik materyallerle oluşur. Geri kalan %25 su ve diğer %25 havadır. Bu ideal tarım toprağının hacimsel bileşimidir. Her zaman bu şekilde bir toprak bulmak imkansızdır.


1616325159036.png



- Hem sulama suları hem de yağmur- kar suları yukardan aşağı doğru sızarak aşağı iner. Normla şartlarda suyun toprağa girmesine, sızmasına "infiltrasyon" denir. "Perkalasyon" ise aşağı doğru suyun inmesine denir. İnfiltrasyon için perkalasyon gereklidir. Perkalasyon olmazsa yüzey akışı vardır, yağan yağmur eğimin izin verdiği kadar akar, gider.



1616325301572.png




TOPRAK KALİTESİ


- pH 6,5-7,5 arası, EC'nin (tuzluluğun) 400msmm'den düşül olduğu, kirecin %5-7 arasında, Organik maddenin %3-6 arası, bünyenin tınlı bünyede olduğu topraklar ideal, kaliteli topraktır.

1616325340565.png
1616325399025.png



- Bünye: toprağı oluşturan kil, silt, kum minerallerinin dağılım oranıdır. Tesktür olarak da ifade edilir. Kil, silt, kum bir araya gelirse "agregatları" meydana gelir. Milyonlarca agregatlar toprak pedonunu-birliğini oluşturur.


Killi topraklar ağırdır, geçirimsizdir, sıkıdır, fiziksel özellikleri bozuktur, tavsızdır. Kuruyunca kaskatı kesilir, kazma dahi işlemez. Pullukla agregatlar üst üste kayıp, bulgur bulgur dökülmez, keseklenme meydana gelir. Kumlu toplaklar besin elementlerince zayıf ve su tutma kapasiteleri az olan topraklardır. Kil, silt, kum oranının %33 şeklinde eşit olduğu topraklar ideal topraklardır. Hepsinin özelliklerini temsil edecek şekilde olmalı.

1616325474157.png





- Taşsız, 2/3 oranında en/boy oranına sahip tarlalar, dikdörtgen tarlalar, direnaj kanallı, sulama ve elektrik sistemli, şehire veya anayola yakın tarlalar ideal tarım arazileridir.

- pH, EC, kireç, organik madde, tesktür rutin 5 adet parametredir. Her analizde bulunur. Bunların arkasından besin elementleri gelir.

MAKROELEMENTLER:

- Azot toprakta 50-70ppm arasında bulunmalı. Genel olarak analiz sonuçlarında az çıkar.

- Fosfor 8-25 ppm arasında bulunmalı.

- Potasyum 110-290 ppm arasında bulunmalı.

- Kalsiyum 3500 ppm üzeri bulunmamalı. Kireç oranı yüksek topraklarda 7000'lere kadar çıkabilmektedir. Kalsiyum +2 değerlikli, potasyum +1 değerlikli olduğundan kökler her zaman +2 değerlikli olanı tercih ederler. Bu da potasyum alımını sınırlar. Potasyum tolere edilebilecek 290ppm sınırını geçse bile, kalsiyum fazla olunca her türlü alınmaz. Kalsiyum / potasyum oranı 12 olmalı. kireçli topraklarda bu oran artmakta ve potasyum alımı sınırlanmaktadır. Fazla olan şeyi sihirli değnekle azaltamayacağımıza göre, toprağa mantıken potasyum ekleriz. Bu sayede bitki potasyumu da almaya başlar. Kalsiyumun 1150-3500ppm arasında olması tavsiye edilir. 3500'ü geçmediği sürece antagonist ilişkide olduğu Magnezyum ve Potasyumun alımını etkilemez. Ancak karadeniz toprakları gibi asidik, aşırı yağışla yıkanmış topraklarda kalsiyum miktarı düşüktür. Buralarda Magnezyum karbonat, Kalsiyum karbonat, Kalsiyum Amonyum nitrat gübrelemeleri yapılır. Türkiye'de %80 kalsiyum fazlalığı var. Kalsiyum; demir, çinko, mangan, bor'u da aldırmaz. Ne çekersek kalsiyumdan çekiyoruz.

- Bir besin elementinin toprakta fazlaca bulunup, diğer besin elementinin alımını olumsuz etkiliyorsa "antagonizm", olumlu etkiliyorsa "sinerjik, sinerjizm" ilişki denir.

- Magnezyum toprakta 160-480ppm arasında bulunmalı. Fazla bulunursa ideal oranda bulunan kalsiyum ve potasyumu aldırmaz. Kalsiyum, potasyum, magnezyum üçgeni önemli, bir köşe büyük olmamalı.

- Kükürt'ün farklı kaynaklar 8,10,12 ppm üzerinde olmasını ister. Hoca saç telelrinden fazla toprak analizi yorumlamış ancak hiç birinde kükürt eksikliğine rastlamamış. İç Anadolu topraklarındaki %1-1,5 organik maddenin ayrışması ile ortaya çıkan kükürt bile bitkiler için yeterli olmakta. Bitkiler, kükürtü yapraklarının yere bakan kısmındaki 1cm2'de 200-400 adet bulundurduğu stoma boşluklarından gaz şeklinde alabilirler. Gaz formu SO2'dir.


MİKROELEMENTLER:



- Toprakta değişebilir Sodyum %'si %15'i aştıysa sodikleşme meydane gelir. Sodyum şeker pancarına yararlıdır ancak makroelementler kadar lazım değildir.

- Bitkilerde element içerikleri % ile verilirken, toprakta ppm ile belirtilir. Ppm mg/kg demektir. Bir dekar alanda 250 - 300 ton toprak bulunabilir.

- Toprakta yarayışlı demir (+2 yüklü) 4.5-10 ppm olmalı. Toprağın %94'ü oksijen, silisyum, alimünyum, demirden meydana gelmiştir, bunlar toprak anaçatısıdır. , demir oranı %4,5'dir ancak hepsi yarayışlı formda değildir. Geri kalan %6'sı ise diğer elementlerden meydana gelmektedir. Bu %94'ün %48'i oksijenden meydane gelmiştir. Demir şelatı pahalıdır, toprakta bulunması önemlidir. Şelatlı olan demir sülfata göre daha az yarayışlıdır.

- Nitrik asit ve Hidroklorik asitin birleşmesiyle oluşan "kral suyu" ile toprağı eritip topraktaki toplam demiri ölçebiliriz. Ancak yarayışlı demir DTPA çözeltisi ile karıştırılır, geçen kısım cihazda analiz edilir ve toprak analizinde belirtlir. Su da eriyen bileşikler bitkiler için yarayışlıdır.

- 4 metalik katyonda - demir, çinko, mangan, bakır arasında antagonizm vardır. Örneğin demir 10 ppm üzerinde çıktı mı diğer çinko, mangan, bakır alımı azalır.

- Çinko toprakta yarayışlı halde 0.7 - 2.4 ppm arasında bulunmalı. 2.4ppm'i geçerse demir, mangan,bakırı aldırtmıyor.

- Mangan Türkiye Bitki Beslemeciler Ekolu'na göre 5-10 ppm , FAO 14-50 ppm arasında bulunmalı olarak tavsiye edilir.

- Bakır 0.2 ppm üzeri olması istenir. Yine hocanın toprak analizlerine göre nadiren bakır noksanlığı görülmüştür. Bakırlı fungisit ilaçlamaları da bakır ihtiyacını karşılamada katkı sunar.

- Bor, FAO'ya göre 1-2.4 ppm arasında ; Türkiye Bitki Beslemeciler Ekolu'na göre 0.7 ppm üzeri bulunmalı. Hoca FAO'yu baz alıyor. 2.4ppm'i aştıktan sonra; 5ppm'e kadar arpa, şeker pancarı, pamuk fazla bor'a dayanıklıdır. Ancak mısır ayçiçeği gibi diğer tarla bitkileri dayanamamaktadır.

- Molibden 0.05 ppm üzerinde bulunmalı. En kötü toprakta bulunan %0,5 organik maddede ayrışan molibden bile toprağın kendisine yeterli olmaktadır. Molibden makroelementler gibi 7 - 7.5 pH'larda daha iyi alınmaktadır.

- Klor, hücredeki tuz dengesini sağlar. Toprakta 10 ppm üzeri bulunması yeterlidir. Kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde 100ppm üzeri klor görülmektedir, sorun yoktur. Kum klor üretemez, saf kumlu topraklarda klor noksanlıkları görülebilir. Çocukluğumuzda yaptığımız pamuk deneyleri için de bu geçerlidir.


Yukarda saydığımız özelliklerdeki topraklara kan döksek, can biter.


** Su 2 hidrojen atomu ve 1 oksijen atomunun birleşmesi ile meydana gelir. Yoğunluğu 1gr/1cm3 olan suyun özgül ısısı 1 kalori/gramdır. Su insanın %75'ini oluşturan, girdiği kabın şeklini oluşturan bir sıvıdır. Bu tanım dünyada oturmuş tanımdır.

1616325692778.png

New Holland TT4.50 4WD Traktörüm 2000 saat bakımına girecek. Kendim Yapmak İstiyorum. Önerileriniz nelerdir?

New Holland TT4.50 4WD Traktörüm 2000 saat bakımına girecek. Kendim Yapmak İstiyorum. Motor yağını serviste değiştirdim. Ancak şanzıman yağını da değiştirmek istiyorum. Servis 2500 TL istiyor. Bence günümüz şartlarına göre çok. Her ne kadar bu parayı verme gücüm olsa da ben faza bir rakam olduğunu düşündüğüm için kendim yapmak istiyorum. Türk Traktörün Megatran Hı Spec 16 KG 10w30 yağı kullanılıyormuş. bu yağı nerden temin ederiz? Güvenilir bir site var mı? İnternetten almak istiyorum. Bir de bu yağdan tam 3 adet gerekiyormuş 2000 saat bakımı için. 16x3 : 48 kilo. Bilgi sahibi arkadaşlar bilgi verirse sevinirim. Herkese iyi günler dilerim.

Resimler ve ekler

  • WhatsApp Image 2021-03-21 at 11.05.25.jpeg
    WhatsApp Image 2021-03-21 at 11.05.25.jpeg
    101.6 KB · Görüntüleme: 14

AYÇİÇEĞİ, KANOLA VE ASPİR İTHALATINDA GÜMRÜK VERGİLERİ SIFIRLANDI

AYÇİÇEĞİ, KANOLA VE ASPİR İTHALATINDA GÜMRÜK VERGİLERİ SIFIRLANDI​

2020-2021 sezonu bir kez daha gösterdi ki, üretimi artırmadan gümrük vergilerini düşürmek veya sıfırlamakla bitkisel yağ sorunu çözülemiyor. Tek çözüm üretimi artırmaktır. Yapılan vergi indirimleri çiftçiye zarar veriyor.
Yazar
Ali Ekber Yıldırım
-
14:18 | 20 Mart 2021


Aycicegi-fiyati-aciklandi-696x362.jpg


Artan yağ fiyatlarını düşürmek için ayçiçeği, kanola ve aspirde hem tohum olarak hem de yağ olarak yapılacak ithalatta 1 Temmuz 2021 tarihine kadar gümrük vergileri sıfırlandı. Gümrük vergilerinin sıfırlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı bugün( 20 Mart 2021) Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Sezon başından bu yana özellikle ayçiçeği tohumu ve ham yağ ithalatı ile ilgili bir çok karar alındı. Buna rağmen yağ fiyatları düşmedi. Yeterli üretim olmaması ve dünya fiyatlarındaki artış nedeniyle alınan vergi indirim kararları işe yaramadı. Yapılan her vergi indirimi Türkiye’ye tohum ve ham yağ satan ülkelere ve şirketlere yaradı.

TMO’ya sıfır gümrükle ithalat yetkisi​

Tarihinde ilk kez Toprak Mahsulleri Ofisi’ne sıfır gümrükle ayçiçeği yağı ithalatı için yetki verildi. Ofis, 18 Şubat’ta yaptığı 25 bin ton ham yağ ithalat ihalesine 3 firma ton başına 1394 dolar ile 1441,50 dolar arasında değişen fiyat verdi.

DİR uygulaması da işe yaramadı​

Ayrıca, Dahilde İşleme Rejimi(DİR) kapsamında yapılan ithalatta da düzenleme yapılarak “önce ithal et sonra ihraç et” uygulamasına geçildi. Normalde firmalar önce ihracat yapıyor ve ithalat yapmaya hak kazanıyordu. İç piyasada yağ arzını artırarak fiyatı düşürmek için bu uygulama tersine çevrildi. Yağ ithalatının artması ve piyasaya verilmesi için “önce ithal et, 6 ay sonra ihraç et” uygulamasına geçildi. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yapılan ithalatta da sıfır gümrük uygulanıyor. Bu kez DİR kapsamında ithalat yapmayan firmalar açısından haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle 20 Mart 2021 tarihli resmi Gazete’de yayınlanan kararla ithalatta vergiler herkes için sıfırlanmış oldu.

Tek çözüm üretimi artırmak; 2021’de kaybedilmesin​

Yıllardır yazıyoruz. 2020-2021 sezonu bir kez daha gösterdi ki, üretimi artırmadan gümrük vergilerini düşürmek veya sıfırlamakla bitkisel yağ sorunu çözülemiyor. Tek çözüm üretimi artırmaktır. Yapılan vergi indirimleri çiftçiye zarar veriyor. Üretim yapmasını engelliyor. 2021 yılı ekim sezonuna günler kala gümrük vergilerinin sıfırlanması çiftçinin üretim şevkini kırıyor. Yapılması gereken, üretim yapacak çiftçiye destek olmak ve üretimi artırmaktır. Ayrıca sulama yatırımlarının tamamlanarak sulu tarımla verimliliğin artırılması sağlanmalı. Üretimi artırmadan ithalat bağımlılığı ile yağ fiyatlarını kontrol etmek mümkün değil. Üretmeden olmaz. Atalarımızın dediği gibi, taşıma suyla değirmen dönmez.

TİGEM unutuldu


Türkiye'nin Tarım Sitesi


Tarım Bakanı Türkiye'nin en önemli tarım işletmesini unuttu! Kurumda bütün işler durdu!


Tarım Bakanı Türkiye'nin en önemli tarım işletmesini unuttu! Kurumda bütün işler durdu!​


  • Tarım
  • 20 Mart 2021 - 17:39
  • 1.6B
Tarım sektörünün öncü kuruluşlarından olan TİGEM’de atamalar yapılmadığı için yönetim kurulu 3 aydır toplanamazken, kurum asli görevlerini dahi yapamayacak duruma geldi. Kriz giderek derinleşirken, Tarım Bakanlığının ise duruma seyirci kalması dikkat çekiyor.

Milli Gazete'den Sadettin İnan'ın haberine göre, Tarım sektörünün öncü kuruluşu TİGEM unutuldu! Gerekli atamalar yapılamadığı için TİGEM’de 3 aydır Yönetim Kurulu toplanamazken, hiçbir karar da alınamıyor. Resmi Gazete’de bugün yayınlanan atama kararı ile Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in TİGEM Yönetim Kurulu’na yeniden ataması yapılsa da salt çoğunluk yine sağlanamıyor. TİGEM Yönetim Kurulu’nun toplanabilmesi ve bekleyen kararların alınabilmesi için bir kişinin daha acilen atamasın yapılması gerekiyor.
BAKANLIKTAKİ KURUMSAL ZAFİYET TİGEM’E BÜYÜK ZARAR VERİYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı’nda kurumsal zafiyet, ciddi bir sorun haline gelirken, yaşanan zafiyet bağlı ve ilgili kuruluşlarda da bütün işler durma noktasına getirdi. Tarım sektörünün öncü kuruluşlarından olan damızlık ve tohum üretiminde sektör için önemli bir görevi bulunan TİGEM’in en önemli karar organı olan Yönetim Kurulu, Bakanlığın zafiyetinden dolayı 3 aydır toplanamıyor.
TİGEM’DE ESAS FAALİYET ALANLARIYLA İLGİLİ HİÇ BİR KARAR ALANAMIYOR
Yönetim Kurulu toplanamadığı için kurum faaliyetlerinin ana konusu olan gübre, ilaç gibi temel alımlar dahi yapılamazken, kurum içi hiçbir atama da yapılamıyor. Yani TİGEM’de esas faaliyet alanlarıyla ilgili bütün kararlar durmuş durumda. Kurumda yönetim krizi giderek büyürken, Tarım ve Orman Bakanlığının durumu seyretmekle yetinmesi manidar bulunuyor.


GENEL MÜDÜR BAKAN YARDIMCISI OLDU TİGEM’DE İŞLER DURDU

TİGEM Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Ayşin Işıkgece’nin Ocak ayında Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı olarak atanmasıyla birlikte TİGEM Yönetim Kurulunun da toplanabilmesi için salt çoğunluğunu kaybetti. Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in de TİGEM Yönetim Kurulundaki görev süresinin Ocak ayında dolmasıyla birlikte 6 kişilik TİGEM Yönetim Kurulu’nda sadece Genel Müdürlüğe vekaleten bakan Sait Kocabay ile Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Anbar kalmıştı.
BEKİR KARACABEY YENİDEN ATANDI ANCAK KRİZ DEVAM EDİYOR
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in, bugün Resmi Gazete’de yayınlanan atama kararı ile TİGEM Yönetim Kurulu üyeliğine yeniden ataması yapıldı. Karacabey’in atanmasıyla birlikte TİGEM Yönetim Kurulu üye sayısı 3’e çıktı. Ancak Yönetim Kurulunun toplanarak karar alabilmesi için salt çoğunluk yani 4 üyenin olması gerekiyor. Karacabey’in yeniden atanması da TİGEM’de krize dönüşen yönetim kurulunun toplanamama sorunu halen devam ediyor.
IŞIKGECE BAKAN YARDIMCISI OLDU BAKAN TİGEM’İ UNUTTU!
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yakın arkadaşı olan Ayşe Ayşin Işıkgece’nin TİGEM Genel Müdürlüğünden Bakan Yardımcılığı görevine atanmasıyla birlikte TİGEM’de boş bulunan yönetim kurulu üyeliklerine 3 aydır gerekli atamaları yaptırmaması dikkat çekiyor.
Bilindiği üzere TİGEM Yönetim Kurulu’nun 3’ü kurum içinden 3’ü de kurum dışından olmak üzere 6 kişiden oluşması gerekirken, boş bulunan Yönetim Kurulu üyeliklerine yapılması gereken atamaların Bakanlık tarafından takip edilerek 3 aydır yapılmaması, kurumun asli görevlerini dahi yapamayacak duruma getirirken, bu durum “Tarım Bakanı TİGEM’i unuttu” eleştirilerine neden oldu.

TARIMDANHABER

Sulak alanlar inşaata ve turizme açıldı

Sulak alanlar inşaata ve turizme açıldı​


Koruma altındaki sulak alanlarda, zorunlu altyapı projelerine ve bazı turistik tesislere bundan böyle izin verilecek.​

Sulak alanlar inşaata ve turizme açıldı

19 Mart 2021 Cuma 10:18
A+A-
Hal Postası - Koruma altındaki sulak alanlarda, zorunlu altyapı projelerine ve bazı turistik tesislere bundan böyle izin verilecek.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişiklikle beraber Yönetmeliğe eklenen bir hükme göre, sulak alanlar üzerinde gerçekleştirilecek olan ve kamu yararı bulunan zorunlu altyapı projeleri için ekosistem bütünlüğünü telafi edici tedbirlerin alınması kaydıyla izin verilebilecek.

SULAK ALANLAR TURİSTİK İŞLETMELERE AÇILDI
Yönetmeliğe eklenen bir maddeyle de Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, sulak alanlarda Bakanlığa tahsis edilen yerlerde koruma, yönetim, işletme, tanıtım, sportif, eğlenme, dinlenme ve benzeri hizmetler için gerekli altyapı, üstyapı ve diğer tesisleri yapabilecek veya yaptırabilecek; bunların işletmesini de yapacak veya yaptırabilecek; işletmesini üstlenen de işletme işini üçüncü kişilere verebilecek.
Yeni düzenleme Bakanlığa tahsis edilen yerlerin özel işletmelere devredilebileceği; bu işletmelerin de söz konusu tesisleri üçüncü kişilere istedikleri gibi devredebilecekleri anlamına geliyor.
Etiketler : sulak alan, milli park

Kaynak: Sulak alanlar inşaata ve turizme açıldı

Hümik Asit Hurafe ve Gerçekleri Açığa Çıkacak

Bitki besleme alanında hizmet veren, Akdeniz kıyı şeridinde ürünleriyle tanınan Stoller firmasının pazarlama direktörü Dr. Canan Yılmaz, Hümik asit üzerine ÜCRETSİZ online eğitim verecek.

Eğitim ZOOM üzerinden 26 Mart 2021 saat 16-17 arasında verilecek. İletişim adresleri aşağıda yer almaktadır.

Bizde bu eğitimi izleyip, notlar alıp, bu konu hakkında paylaşım yapmaya çalışacağız.
1616249821731.png

Şeker Sektöründe "A, B, NBŞ" Kotaları Belli Oldu

021-2022 pazarlama yılında, Türkiye şeker sektöründe kotalar Resmi Gazete'de yayımlanarak belli oldu.

2021-2022 pazarlama yılı için:
- Toplam A kotası 2 milyon 700 bin ton,
- B kotası ise bu rakamın %5'i oranında 131 bin 625 ton oldu.
- Nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotası ise A kotasının %2,5'ine karşılık gelen 67 bin 500 ton olarak belirlendi.

20210320-29-1.jpg

20210320-29-2.jpg

Türkiye'nin Yerli Elektrikli Traktörü | ZY Elektrikli Traktörün Detayları

Haziran ayında seri üretime geçmesi planlanan Türkiye'nin yerli elektrikli traktörü olan ZY Elektrikli Traktörü sizler için araştırdık. Model isminin "Ekin" olacağı belirlenen elektrikli traktörün tüm detayları videomuzda. İyi seyirler.

Medyayı görebilmek için giriş yapınız
Bu videoda aşağıdaki konularla ilgili bilgi bulabilirsiniz:
➤ ZY Elektrikli traktör hakkında merak edilenler
➤ ZY Elektrikli traktörün performansı
➤ Yerli Elektrikli Traktörün özellikleri

"2050 Yılında 200 Milyon İnsan İklim Mültecisi Olacak"

Ankara Kent Konseyi (AKK) küresel ölçekte su sorununun masaya yatırıldığı “Suya Saygı Buluşması” başlıklı düzenlediği panelde tüm paydaşları bir araya getirdi.



Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz:


- “Sovyetler Birliği döneminde Özbekistan’ı dünyanın en büyük pamuk üreticisi haline getirmeye çalışıyorlardı. Sonuçta tablo ne oldu? Dünyanın 4. büyük gölü olan Aral Gölü’nün yüzde 90’ı bugün kurudu. İşte bu doğal kaynak maliyetini hesaplamadığımız zaman Eymir ve Mogan Gölleri, Ankara’daki diğer alanlarımızda da benzer bir felaketi yaşayabiliriz. 20 yıl sonra, ‘Bunlar kurumuş’ deriz ve oturur hep beraber ağlamaya başlarız. Bugün Ankara, Afrika iklimi ile tanışmaya başladı. Üzerinde teknelerin gezdiği bu güzel göletleri kaybetmemek için bu gerçekleri bugünden konuşup tedbir almalıyız.”

- "Su zengini bir ülkeyiz sanılıyor ama gerçeklerin öyle olmadığını görüyoruz. Gelecekte yaşayacağımız susuzluğun tedbirini bugünden alıp, doğru kişilerle konuşmamamız durumunda en iddialı olduğumuz bu alanda da büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağımızı dağa, taşa, herkese duyurmak zorundayız. Büyük bir bedel ödemeden de su tüketimi konusunda alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.”

- "Kişi başına düşen yıllık su miktarının 1.700 metreküp olması gerekirken şu an 1.360 metreküp. Nüfus arttıkça su tüketimi ile birlikte felaketimiz de büyüyecek. Su stresi yaşayan bir ülke olacağız. Böyle giderse otellerde çarşafların yıkanmama kararının alındığı Cape Town örneğini yaşamak durumunda kalırız. "2050 yılında 200 milyon insanın iklim mültecisi olacak." dedi.




ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Murat Tütüncübaşı:

- "Yeterli miktar ve kalitede suya ekonomik olarak ulaşabilmek insan hakkıdır. Artan talebi karşılamak için abonelerin tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerekli. Yağışların hasat edilmesi, atık suların ileri düzeyde arıtılarak tekrar kazanılması, tarımda damla sulamaya geçilmesi, şebekede kayıp ve kaçaklarını azaltılması, endüstri ve sanayide tasarruflu su tüketen ürünlerin teşvik edilmesi gibi bir dizi önlemin geç kalınmadan alınması şart”, dedi.


Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgül Karadeniz:
- “Dünyanın yüzde 70’ten fazlası su ancak bunun sadece yüzde 1’lik kısmı içilebilir durumda” dedi.


Avrupa Birliği Komisyonu Çevre ve Enerji Akreditasyonu Baş Denetçisi Tekin Altuğ:
- “Dünyanın 4’te 3’ü su deniyor o halde suyu istediğimiz gibi tüketebiliriz ama kazın ayağı öyle değil. Günde bir insan ortalama 200 litre su tüketmektedir. Dünya üzerinde 7 milyar insan var. " dedi


1616252081895.png

"Türkiye, Tarımsal Proje Çöplüğü Haline Getirildi"

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanlığı, Twitter üzerinden yaptığı basın açıklamasında:

"Tarım, fen bilimleriyle ilgili bir faaliyet olarak görülse de; sosyoloji, ekonomi, eğitim gibi birçok bilim dalıyla doğrudan ilişkilidir. Bunları çözmeden "Kırsal Kalkınma Politikaları" oluşturmak mümkün değildir. Biz bu politikalara bir bütün halinde bakıyoruz."

"Belli bir üst disiplini olmayan, sabitlenmiş bir politikaya dayanmayan, parçaları içinde uzmanlaşılmadan uygulanan Tarım politikalarının yeterlilik ve verimlilik sağlamadığını hepimiz biliyoruz. Kararların bireyselleştiğini, her gelenin yeni bir politika tercihi yaparak bir önceki politikaları rafa kaldırdığını endişe ile izliyoruz. Her bakan, bakan yardımcısı eskiye bir çizgi çekip, yeni şeyler yapmak istiyor. Türkiye'nin "Tarımsal Proje Çöplüğü" haline getirildiğini üzüntüyle görüyoruz. GAP projesi bitirilmek bir yana, yapılanların bile çalışmadığını, suya muhtaç alanlara su ulaşmadığını görmekteyiz. Suruç Ovasında hatalı yapımlar ve drenaj sorunları nedeniyle 1. 2. 3. sınıf tarım arazilerinin yaban havanlarının yaşadığı bataklık haline geldiğini biliyoruz."

"DSİ dururken, sulama yatırımlarının neden TOKİ'ye devredildiğini anlamış değiliz." ifadeleri yer aldı.

1616248327372.png

Tarım ve Orman Bakanlığında Yeni Atamalar

Bugün Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine göre çeşitli bakanlıklarda görevden alımlar ve atamalar gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığında ise şu şekilde değişiklikler gerçekleşti:


- Eski Maliye Bakanlarından Faruk ÖZLÜ'nün abisi, Hasan ÖZLÜ Tarım Reformu Genel Müdürlüğü görevinden alındı.
- Tarım ve Orman Bakanlığı 12. Bölge Müdürü Ahmet Usta görevinden alındı.
- Vekaleten Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcılığı yapan Mehmet Nuri Yılmaz, yerine atanmış oldu.
- Çankırı Tarım ve Orman İl Müdürü görevine Hüseyin Düzgün atandı. Boşalan Kars Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne ise İbrahim Altıntaş atandı.
- ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Pınarbaş görevden alındı, yerine Zeki Karaoğlu ve Erdinç Hatinoğlu atandı.
-
TİGEM Yönetim Kurulu üyeliği dolan Bekir Karacabey, yeniden görevine atandı.

1616246857471.png

"50.000 Çoban Açığı Afgan Çobanlarla Kapatılabilir"

Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Nihat Çelik, son senelerde koyunlara sahip çıkacak çobanların bulunamaması konusunda Afgan çözümü hakkında konuştu.

“Türkiye’nin küçükbaş varlığı 54 milyona ulaştı. Şu an 270 bin çobanımız var. Kısa vadede 50 bin çoban istihdamı daha sağlanmalı. Soruna kısa vadede çözüm olması bakımından Afgan çobanlardan yararlanmak gerekir. Ancak yetiştiricilerin, Afgan çobanlara ilişkin izin taleplerinin yanı sıra çekinceleri de var. Bu izin sadece çobanlıkla sınırlandırılmalı. Çobanlık dışında başka bir iş yapmamalılar çünkü yüzlerce işsiz gencimiz bulunuyor” dedi.



"Gençler; bu sektöre sırtınızı değil, yüzünüzü çevirin. Yetiştiricilik yapın. Küçükbaş hayvancılık, bu ülkenin sigortasıdır, hakir görmeyin. Çobanlık mesleği özendirilmeli, saygın hale getirilmeli ve çobanların hayat kaliteleri yükseltilmeli. Ancak bu şekilde Afgan çobanlara ihtiyaç kalmaz."



"Devlet işletmelere 5 ay boyunca, 5bin liralık "Çoban İstihdamı Desteği" veriyor. Bu destek miktarının arttırılmasını ve 12 ay boyunca verilmesini talep ediyoruz."

1616167636880.png

Pas ilacinda opera max degilse hangisi?

Arkadaslar bu sene bugdaylara kokbogaz riski olan yerlere priaxor, risk olmaz dedigimiz yerlere septorya icin fmc impact-t ilacini aldik. Pas icinde opera max dusunduk fakat acikcasi maliyetli geldi. Onun icin eger opera max kullanmiyorsaniz 2. en iyi budur dediginiz pas tercihiniz hangisi olur? Su an adama azimut, syngenta amistar xtra, fmc topguard eq ve bayer soligor one cikiyor. Bunlar ve bunlar disinda biraz daha orta maliyetli en iyi ilac onerileriniz nelerdir? Tesekkurler

"Merinos Türkiye için Fırsattır" | Yıllık 3 Milyar Dolar Getiri

Türkiye Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Nihat ÇELİK, yün sektöründe merinosun önemli yeri olduğunu belirtti.

“Koyunculukta et ve süt kadar önemli olan yapağı, çiftçimiz ve ülkemiz açısından büyük gelir kaynağı olabilir. Bu açıdan merinos koyunu Türkiye için bir fırsattır. Merinos koyun sayısı, toplam koyun sayısı içinde %8,4 pay almasına karşın yün üretiminin %13,7’si merinos yünü. Bunun sebebi merinos koyununun yapağı veriminin yüksek olmasıdır. Avustralya yün sektöründe 200 bin kişiye istihdam sağlıyor ve yıllık 3 milyar dolar gelir elde ediyorsa biz de bu alanı boş bırakmamalıyız”


1616167180127.png

TMO 115bin Ton Mısır İthal Edecek | Muhaleffeten Tepki Gecikmedi

Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO), ihale usulüyle 115bin ton mısır ithal edeceğini ilanını duyurmuştu. Beklenen ihale Perşembe gün anlaşmaya varılması ile bitti. İthalatın 25 Mart - 20 Nisanda bitmesi öngörülüyor.

Kocaeli Derince limanından alınmak üzere;
- Esrer firmasından 278.1 dolar fiyatla 30bin ton
- GTSC firmasından 278.1 dolar fiyatla 30bin ton

İzmir limanından alınmak üzere;
- Rolweg firmasından 278.1 dolar fiyatla 30bin ton

Balıkesir Bandırma limanından alınmak üzere;
- Rolweg firmasından 280.7 dolar fiyatla 25bin ton alınacağı duyuruldu.


1616166151601.png


Ana muhalefet partisinden tepki gecikmedi. Partisinin Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Orhan Sarıbal:

"Soru şu, 1.350 liraya çiftçinizden aldığınız mısırı şimdi 2.100 liraya ithal edeceksiniz."

"Türkiye 9 milyon ton civarında mısır tüketmektedir. Bunun yaklaşık 6 milyon tonunu kendi topraklarımızdan üretmekteyiz. 3,5 milyon ton gibi rakamları da yurtdışından almaktayız. Adalet ve Kalkınma Partisi son 18 yılda 22 milyon ton mısır ithal etti. Buna karşılık 5,2 milyar dolar ödedi. TMO 18 Mart itibariyle 115 bin ton mısır alım ihalesi açtı. 7 Temmuz’da TMO mısır alımı için 1.350 lira ton fiyatı verdi. Bugün dünya borsalarında mısırın 260 dolarlar seviyesinde yani 2.100 lira tona denk gelmektedir. Soru şu: 1.350 liraya çiftçinizden aldığınız mısırı şimdi 2.100 liraya ithal edeceksiniz." dedi.

1616165783867.png

Filtrele


Hakkımızda

TrakKulüp, içinde 100.000'den fazla konuyu, 1.300.000'den fazla mesajı barındıran Türkiye'nin ilk ve en büyük traktör, tarım ekipmanları ve çiftçilik paylaşım sitesidir. 86.000 üyemiz gibi sizi de aramızda görmek isteriz.
Üst Alt